*** EYY MÜRŞİD-İ KÂMİLLER--TAKVACI ALİMLER *** ---Yedi *7* Rakamının gizemini, anlam ve önemini bilen var mı? 1- Dünya'mız 7 kıtadan oluşmaktadır. 2- Türkiye 7 ayrı coğrafi bölgeye ayrılmıştır. 3- İstanbul 7 tepe üzerin de inşa edilmiştir. 4- Bir hafta 7 günden oluşmaktadır. 5- Ana renklerin sayısı 7 dir. 6- Müzikte 7 ayrı nota vardır. 7- Gök yüzünde 7 katın var olduğu söylenir. 8- Cehennem 7 kapılıdır derler. 9- Şeytana atılan taşın sayısı 7 dir. 10-İrem Bahçesi 7 ayrı makamdan oluşur. 11-Baş Meleklerin sayısı 7 dir. 12-İnsanın yüzünde 7 ayrı delik vardır. 13-Büyük takım yıldızı 7 ayrı yıldızdan oluşur. 14-Antik Dünyanın 7 harikası var. 15-Kabilelerin Aile soyu 7 göbeğe dayanır. 16-Dünya da Okyanus sayısı 7 dir. 17-Gök Halesi (Gök kuşağı) 7 ayrı renkten oluşur. 18-Tarota göre Evrende 7 zafer vardır. 19-İnsan boynun da 7 adet omur vardır. 20-Ulu Önder Mustafa Kemal Paşa Hazretleri ilk Mektebe başlama yaşını 7 yaş olarak belirlemiştir... 21-Bizim Ömer Enişte, Seda Sayan, İrbaham Tatlıses, Muş'lu Raşo Ağa, M.Ali Erbil, Gönül Yazar, Bülent Ersoy, Okan Bayülgen, Zuhal Olcay ve Yeşim Salkım 7 kez evlendiler.... Çok Evliliğin bir gizemi, anlam ve öneminin olup-olmadığını bilemem, Amma ve lakin diğer 20 maddenin mutlaka bir gizemi, Anlam ve önemi vardır. Ne dersiniz biraz araştıralım mı???? --------OZAN ÇAKIROĞLU-----------
****** EYY HİLAFET AŞIKLARI ****** --Sizler, Dini geleneklerle Devlet yönetmek istiyorsunuz? Bunu nasıl sağlayacaksınız? Tarihte bir örneği görülmemiştir. Ortadoğu islam Devletlerin hali-ahvali içler acısı. Her türlü alavere-dalavere kol geziyor. Kadına zülüm had safhada. Eğitim ve öğretimde en gerilerde. Medeniyet dersen iflas etmiş. Bireysel, Komünal ve Toplumsal Anayasal haklar eşit ve adil bir şekilde sağlanamıyor. Hak-Hukuk Adalet sistemi tamamen felç olmuş. Uluslararası Diplomasi veto yemiş. Teknoloji dersen zaten yerlerde sürünüyor. Her yıl ayrı bir Devlet, ya Amerika tarafından marizleniyor ya da Katil İsrail'in zulmüne uğruyor. Kendini savunmadan aciz ve sefil. Ancak her fırsatta Türk düşmanlığı yapıyorlar... --Eğer ki Osmanlı İmparatorluğunu bir DİN Devleti diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Osmanlıda hiç bir dönem İslamiyet aslına ve usulüne uygun ne inşa edilmiştir, ne de ifa ve icra edilmiştir. Osmanlıda iki türlü gelir vardı, biri haksız-hukuksuz Halk vergisi, bir diğeri Savaş ganimeti. Her iki gelir türü de islamiyete uygun değildir. Ayrıca Saray ve harem rezaletleri tamamen Din dışı eylemlerdir. Padişahların evlilik gelenekleri Yüce Dinimizle uzaktan-yakından hiçbir ilişkisi yoktur. Kuran bu saçmalıkları reddetmiştir. --Muhteremler DİN Devleti veya DİNE dayalı yönetim şekli asla ve kat'a olamaz. Çünkü her Din kendine taraftır. Kendisini korur-kollar ve besler. Bu yüzden Anayasal haklar eşit ve adil sağlanamaz. Bunun en bariz örneği mevcut Tarikatlardır. Daha kendi aralarında SULH olamıyorlar. Aksine birbirlerini yiyorlar. Misak-ı milli sınırları içerisinde Türk Ulusal Vatandaşı olarak yaşayan 72 çeşit ırk ve ayrı-ayrı Dini inanışlar vardır. Siz bu Toplumu ŞERİAT gölgesi altında nasıl adil bir şekilde yöneteceksiniz? Bu Hilafet Aşıkları her daim Hz.Ömer devri ve adaletini örnekleyip dururlar. Kardeşim, o döneme bir bakınız bir Arpa boyu yol alınmamıştır? Ayrıca At-Deve ve Zülfikâr devri çoktan gelip geçti. 7. yüz yıldan sonra nice-nice medeniyetler kurulup yıkıldı. Ağyar Aya gitti, yarın da Mars'a gidecekler... --Eyy Mustafa Kemal ve Cumhuriyet Düşmanları, bu dayanaksız ve imkânsız meselelere hiç mi kafa yormayınız? Demokratik Laik, Sosyal ve Hukuk Devlet sistemine muti olunuz? Bunun aksi, cehalettir, garabettir, hilafettir ve hatta ihanettir.....VESSELAM --BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN--
***** EYY BEŞER KARDEŞİM ***** Eğer ki, memleketin Siyasal, Ekonomik, Sosyal ve kültürel yapısını merak ediyorsanız? öğle fazla kitap okumaya, araştırma yapmaya ve gezip görmeye hiç gerek yok?? 1- Ülkenin siyasal yapısının ne durumda olduğunu öğrenmek için, Sayın Bahçeli ve Sayın Davutoğlu'nu bir hafta izlemeniz size yeterli olacaktır. 2- Ekonomik durumunu öğrenmek için, her hangi bir semt pazarında sadece iki saat gözlem yapmanız yeterli olacaktır... 3- Sosyal durumunu anlamak için, fazla araştırmaya gerek. Televizyon da sadece Kadın programlarını izlemeniz sizi aydınlatmaya yetecektir... 4- Eğer ki Memleketin kültürel yapısını merak buyurursanız, Hasan Can Kaya denilen zırtapozun programını bir saat izlerseniz kanaatınız hasıl olacaktır... 5- Türk Ulusal Milletimizin Hür medeniyetini merak ederseniz şayet, sadece Afgan ve Suriyeli göçmenlerin bulunduğu Mahallede bir saat gözlem yapmanız size yetecektir... ----Yukarıda arz etmiş olduğum konulara gülüp geçiyorsanız, en kısa zaman da ve acilen bir Psikoloğa görünmeniz gerekmektedir.....**GEÇMİŞ OLSUN** ----------OZAN ÇAKIROĞLU------
***** 11 AYIN SULTANI ŞEHR-İ RAMAZAN ***** ---Bu gün biraz sosyal medyayı gezindim, Ramazanla ilgili binlerce yorum yapılmış. On bir ayın sultanıymış, ibadet ayı'mış, hayır-hasenat ayı'mış, sevgi ve barış ayı'mış, birlik ve beraberlik ayı'mış, dua-niyaz ve hatim ayı'mış, yoksula-yetime-öksüze fitre ayı'mış, garip-gurebayı doyurma ayı'mış ve daha bir çok benzerleri yazıp-çizilmiş. ---Ya hu kardaşım, o zaman şeker bayramını neden şimdiden iple çekmeye başladınız? Eğer ki, bir ayın diğer aylardan çok önemli bir farkı olsaydı, her yıl 10 gün önceden başlamaz ve hep sabit kalırdı. Mesela Yaş günü gibi, keşifler günü gibi, Devletlerin kuruluş günü gibi. Şehirlerin kurtuluş günü gibi her daim sabit kalırdı...İslamın şartlarından biri olan Oruç tutmak, senenin her ayında tutulsun diye bir kurala bağlanmış. Hepsi bundan ibaret... ---Günler Dünya'nın kendi ekseni etrafında dönmesiyle oluşur, Aylar ise Dünya'nın Güneş etrafında dönmesiyle oluşur. Dünya dönerken her aya ayrı bir anlam vermez. Günlerin haftaların ve Ayların isimlerini koyan kullardır. Yıl 12 Ay da meydana gelen Doğasal olayların tamamı Mevsim ve iklimsel şartlardan dolayı meydana gelmektedir. Yani Afatın-tufanın, Deprem ve zelzelenin, Soğuk-sıcak, yağmur ve fırtınanın ne olacağı önceden belirlenmemiştir. Doğasal olayların, asla ve kat-a Fıtratla ve kaderle hiç bir ilişkisi yoktur. Bundan sonra da olmayacaktır. ---Biz Türk Ulusal Milleti olarak, bu orta çağ karanlığından bir türlü arınamadık gitti...Özellikle son devran, cehaletin coşup-çağladığı devrandır. İlim-irfan düşmanı bağnaz, yobaz, aymaz ve yalancı sahtekâr Dinbaz bir nesilin en parlak dönemidir. O yüzden cehalet Kapitalizmin en kolay ve ustaca kullandığı bir silahtır...VESSELAM ---BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN---
Recep, Şaban derken geldi ramazan Çağlasın Ezanlar, çalsın borazan Kahrolsun hakikat yolundan azan Kullarına doğru Yol ver Allahım. . Ramazan aşkına, esmesin yeller Rahmete dönüşsün, çağlayan seller Yoksula-öksüze uzansın eller Bize ihlasından bol ver Allahım. . Gayrı yıkılsın kin-nefret kapısı Dünya'ya açılsın barış kapısı Bilirim alınmaz Cennet tapusu İrem bahçesinden Gül ver Allahım. . Nefrete dönüştü bizde siyaset Mecliste kalmadı saygı-hamaset Bereket çağlasın, gelsin feraset Devlet-ü Erkâna Kol ver Allahım. . Der Vezir, dertlerim deste-destedir Ekonomi çöktü, Ülke hastadır Hükümet Araf'ta, Reis yastadır Sağından yorulduk SOL ver Allahım... ------OZAN ÇAKIROĞLU-----
Bu Mart soğuğunda, Yüce Yaradan, Fakir-fukaraya, Garip-gurebaya, düşküne Yetime-öksüze ve cümle Emeklilere dayanma gücü ve sabr-ı cemil ihsan eylesin...
---Araplar bizim ne neslimizdir, ne de Atamız... Hz. Muhammed Yüce Yaradan'ın yer yüzünde ki, tek ve son rehberidir...Yani bizim Atamız değildir. İslamiyetin öncüsü ve kurucusudur...Peygamberliği bir sadece Araplara değil, bütün islam aleminedir... ---Osmanlı da bizim Atamız değildir. Osman Oğulları hariç, Türk Ulusal Milleti asla ve kat-a Osmanlının torunu olmamıştır. Bunu Hilafet Aşıkları uyduruyorlar. Tarihsel süreçte Osmanlı Hanedanı, Halkı Vatandaş bile görmemiştir. Kulları olarak görmüş ve köle gibi Halkı kullanmıştır. Halktan aldığı vergiyi asla toplumsal yatırımlara kullanmamıştır. 600 yıl boyunca Erkekleri Kunta-kinte, Kadınları ise köle isaura olarak görmüştür. Kadınları bırakın Vatandaş olarak görmeyi nüfustan bile saymamıştır. Ayrıca cümle Kadınlar önce Baba-kardeş kölesi ve evlenince de Koca kölesi olmuştur. Taa Cumhuriyet kuruluncaya kadar böyle devam etmiştir... ---Eyy Mustafa Kemal ve Cumhuriyet düşmanı Kadınlar. Atatürk, Türk medeni kanunuyla birlikte bütün Kadınları çağdaş ve elit birer Vatandaş yapmıştır. Soyadı vermiştir, Resmi nikâh ve miras hakkı vermiştir. Seçme ve seçilme hakkı vermiştir. Ayşe-Fatma-Emineleri Öğretmen, Doktor, Muhendis, Kaymakam, Vali, Vekil ve Mebus yapmıştır. Sarışın güzel bayan, Leydi Tansu Çiller-i Başbakan yapmıştır.. Ya hu daha ne istiyorsunuz. Orta Çağ karanlığını çok mu özlediniz???. ---Bir zamanlar, bu hilafet aşıkları Kadının kıyafetini siyasete alet ediyorlardı. Şimdi bütün Tarikatlar *KADINI* Siyasal, Dinsel, Töresel ve Her türlü rantsal eylemlerinde, bir ticari meta gibi kullanıyorlar...Ve ne yazık ki, bu davranış eylemlerine maruz kalan Kadınların % 50 si yüksek eğitim görmüş kişilerden oluşmaktadır....GÜLER MİSİN---AĞLARMISIN. ------------OZAN ÇAKIROĞLU-----------
*** GÜLERMİSİN--AĞLARMISIN *** --Bundan bir ay önce, günün ŞİİR sayfasında bir hadsiz, ahlaksız tarafından, bir Kadına hakaret edildi. Ve benden başka da, hiç kimse o zırtapoza tepki göstermedi. Özellikle, ben Kadın Şairlerden tepki vermelerini bekledim. Ancak nafile. Ondan sonra günün Şiir sayfasında yorum yazmadım. Bu sayfada 20 günden beri de yazmıyordum... --Bu gün ŞİİR Sayfalarını gözer eyledim. Yorumları okudum. Ancak değişen ve gelişen her hangi bir olgu-emare görmedim. Hani derler ya, Aynı tas, aynı tarak. Vahşi Kapitalizmin en öncelikli siyasal ve sosyal yaptırımı, bilinçsiz, çaresiz, kuralsız ve etkisiz toplum yaratmak ve yönetmektir...Her çağda cehaleti kullanmak kolay ve ucuz maliyetlidir... --Yeni nesil Şair ve yazarlarımızın % 80 i meselelere vakıf olmadan Şiir ve makale yazıyorlar. Memleketin Ekonomik, Siyasal, Sosyal ve kültürel yapısını incelemeden, okuyup araştırmadan Fikir sahibi olmaktadırlar. Kültürel farklılıkları ve sınıfsal ayrışmayı muhakeme etmeden, kulaktan duyduklarını, şekilsel gördüklerini yaşamsal devinime yansıtıyorlar. Bu durum toplumsal kokuşmaya ayrışmaya ve hatta kaos kargaşaya sebep olmaktadır... --ŞAİR, Yaşadığı Dünya'yı, insanları ve toplumsal olayları farklı algılayan ilham kâtipliğini doğru, yansız-tarafsız ve bilime uygun kullanmalıdır. Yürekleri sevgi dolu, tebessüm yüzlü, kin-kibir ve nefretten uzak her zaman ve her yerde ısrarla barışçıl olmalıdır... VESSELAM -------------OZAN ÇAKIROĞLU---------
*** GÜLERMİSİN--AĞLARMISIN *** --Bundan bir ay önce, günün ŞİİR sayfasında bir hadsiz, ahlaksız tarafından, bir Kadına hakaret edildi. Ve benden başka da, hiç kimse o zırtapoza tepki göstermedi. Özellikle, ben Kadın Şairlerden tepki vermelerini bekledim. Ancak nafile. Ondan sonra günün Şiir sayfasında yorum yazmadım. Bu sayfada 20 günden beri de yazmıyordum. --Bu gün ŞİİR Sayfalarını gözer eyledim. Yorumları okudum. Ancak değişen ve gelişen her hangi bir olgu-emare görmedim. Hani derler ya, Aynı tas, aynı tarak. Vahşi Kapitalizmin en öncelikli siyasal ve sosyal yaptırımı, bilinçsiz, çaresiz, kuralsız ve etkisiz toplum yaratmak ve yönetmektir...Her çağda cehaleti kullanmak kolay ve ucuz maliyetlidir... --Yeni nesil Şair ve yazarlarımızın % 80 i meselelere vakıf olmadan Şiir ve makale yazıyorlar. Memleketin Ekonomik, Siyasal, Sosyal ve kültürel yapısını incelemeden, okuyup araştırmadan Fikir sahibi olmaktadırlar. Kültürel farklılıkları ve sınıfsal ayrışmayı muhakeme etmeden, kulaktan duyduklarını, şekilsel gördüklerini yaşamsal devinime yansıtıyorlar. Bu durum toplumsal kokuşmaya ayrışmaya ve hatta kaos kargaşaya sebep olmaktadır... --ŞAİR, Yaşadığı Dünya'yı, insanları ve toplumsal olayları farklı algılayan ilham kâtipliğini doğru, yansız-tarafsız ve bilime uygun kullanmalıdır. Yürekleri sevgi dolu, tebessüm yüzlü, kin-kibir ve nefretten uzak her zaman ve her yerde ısrarla barışçıl olmalıdır... VESSELAM -------------OZAN ÇAKIROĞLU---------
*** GÜLERMİSİN--AĞLARMISIN *** --Bundan bir ay önce, günün ŞİİR sayfasında bir hadsiz, ahlaksız tarafından, bir Kadına hakaret edildi. Ve benden başka da, hiç kimse o zırtapoza tepki göstermedi. Özellikle, ben Kadın Şairlerden tepki vermelerini bekledim. Ancak nafile. Ondan sonra günün Şiir sayfasında yorum yazmadım. Bu sayfada 20 günden beri de yazmıyordum. --Bu gün ŞİİR Sayfalarını gözer eyledim. Yorumları okudum. Ancak değişen ve gelişen her hangi bir olgu-emare görmedim. Hani derler ya, Aynı tas, aynı tarak. Vahşi Kapitalizmin en öncelikli siyasal ve sosyal yaptırımı, bilinçsiz, çaresiz, kuralsız ve etkisiz toplum yaratmak ve yönetmektir...Her çağda cehaleti kullanmak kolay ve ucuz maliyetlidir... --Yeni nesil Şair ve yazarlarımızın % 80 i meselelere vakıf olmadan Şiir ve makale yazıyorlar. Memleketin Ekonomik, Siyasal, Sosyal ve kültürel yapısını incelemeden, okuyup araştırmadan Fikir sahibi olmaktadırlar. Kültürel farklılıkları ve sınıfsal ayrışmayı muhakeme etmeden, kulaktan duyduklarını, şekilsel gördüklerini yaşamsal devinime yansıtıyorlar. Bu durum toplumsal kokuşmaya ayrışmaya ve hatta kaos kargaşaya sebep olmaktadır... --ŞAİR, Yaşadığı Dünya'yı, insanları ve toplumsal olayları farklı algılayan ilham kâtipliğini doğru, yansız-tarafsız ve bilime uygun kullanmalıdır. Yürekleri sevgi dolu, tebessüm yüzlü, kin-kibir ve nefretten uzak her zaman ve her yerde ısrarla barışçıl olmalıdır... VESSELAM -------------OZAN ÇAKIROĞLU---------
***** RUBAİYAT ***** Can dayanmıyor ki, bu Şubatın kışına Akıl-sır ermiyor bu Hünkârın işine Vergiler koyuyor, garibanın aşına Yandaş rantiye atına binmiş gidiyor... --------OZAN ÇAKIROĞLU-------
***** RUBAİYAT ***** Şimdi moda oldu, zam üstüne zam eklemek Zenginden vergi silip, vatandaşa yüklemek Ezan-bayrak nutkuyla, seçmenlere gaz verip Bu gariban milleti, sadakayla keklemek... ----------OZAN ÇAKIROĞLU--------
***** RUBAİYAT ***** Kapılırsan Dünya'nın, para-mülk hırsına Şatafat-şöhret- makam, hoş gelir nefsine Hakkın-hakikatın yolu döner tersine Her iki Dünyan-ı birden yakar gidersin... --------OZAN ÇAKIROĞLU-------
***** RUBAİYAT ***** Gün gelir devran döner, hazan düşer bedene Kendin de kusur ara, bağlama bir nedene Ne sağına minnet et, ne de solundan yürü Biraz hürmetin olsun, Halka hizmet edene... ------OZAN ÇAKIROĞLU------
LİDERLERİ, Tehlikeli ve acımasız bir Diktatör haline getiren onlara kayıtsız-şartsız inanıp ve sorgulamadan teslim olmak ve menfaatlerı uğruna, her haksızlığa karşı sesiz kalan kitle ve rantiye tekelidir... -----OZAN ÇAKIROĞLU------
***** ŞAİR VE YAZAR NASIL OLMALIDIR ***** --İlk önce, Fikri hür, Vicdanı hür, irfani hür, Din ve Mezhebi hür olmalıdır. --Özü-sözü bir, ufku geniş, feraset sahibi ve toplumla uyumlu olmalıdır. --Onurlu, erdemli, kişilikli, arlı-edepli ve güvenilir olmalıdır. --Yetenekli, marifetli ve her zaman yenilikçi olmalıdır. --Şair ve Yazarlar, neyi ne zaman ve niçin yazacağını iyi bilen, öz güvenli, ilkeli, tutarlı ve kararlı olmalıdır. --Şairler, her zaman ilham verici, ikna edici, çözüm odaklı eserler üretmelidir. --Şair ve yazarlar Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Devrim ve ilkelerine sahip çıkan, Cumhuriyet değerlerini korkmadan, yılmadan ve kimsenin Adamı olmadan koruyup ve kollayan bir Vatanperver olmalıdır. --Şair ve Yazarlar, Bayrağına saygılı ve Milletini seven, Demokratik Laik, Sosyal ve Hukuk Devlet sisteminden yana olmalıdır... . --Bunun aksi, dedikodu-gıybet-kin ve nefrettir. Fitne-fesat-kaos kargaşadır. Toplumu ayrıştırıp bölmektir. Misak-ı Milli sınırları içerisinde anarşi-terör odaklı bölücülük yap- maktır. Bunun aksi Cehalettir, Garabettir, Dalalettir, Hilafettir ve hatta ihanettir... ----------OZAN ÇAKIROĞLU---------
***** ŞAİR VE YAZAR NASIL OLMALIDIR ***** --İlk önce, Fikri hür, Vicdanı hür, irfani hür, Din ve Mezhebi hür olmalıdır. --Özü-sözü bir, ufku geniş, feraset sahibi ve toplumla uyumlu olmalıdır. --Onurlu, erdemli, kişilikli, arlı-edepli ve güvenilir olmalıdır. --Yetenekli, marifetli ve her zaman yenilikçi olmalıdır. --Şair ve Yazarlar, neyi ne zaman ve niçin yazacağını iyi bilen, öz güvenli, ilkeli, tutarlı ve kararlı olmalıdır. --Şairler, her zaman ilham verici, ikna edici, çözüm odaklı eserler üretmelidir. --Şair ve yazarlar Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Devrim ve ilkelerine sahip çıkan, Cumhuriyet değerlerini korkmadan, yılmadan ve kimsenin Adamı olmadan koruyup ve kollayan bir Vatanperver olmalıdır. --Şair ve Yazarlar, Bayrağına saygılı ve Milletini seven, Demokratik Laik, Sosyal ve Hukuk Devlet sisteminden yana olmalıdır... . --Bunun aksi, dedikodu-gıybet-kin ve nefrettir. Fitne-fesat-kaos kargaşadır. Toplumu ayrıştırıp bölmektir. Misak-ı Milli sınırları içerisinde anarşi-terör odaklı bölücülük yap- maktır. Bunun aksi Cehalettir, Garabettir, Dalalettir, Hilafettir ve hatta ihanettir... ----------OZAN ÇAKIROĞLU--------
BOLU KARTAL OTEL DESTANI . Otelde canlar derin uykusunda Tüpler patladı, gece yarısında Nice gelinler, vuslat gecesinde Şafaklar zindan oldu, Tan ağladı. . Sirenler çalındı, uyandı kullar Tavanlar döküldü, ezildi canlar Bedenler kırıldı, döküldü kanlar Erkeği, Kadını her Can ağladı.
Işıklar karardı, kesildi ceryan İnsanlar koşuştu anadan üryan Cesetler kavruldu, etleri büryan Mümin-fünafığı, her kul ağladı. . Alevler her yanı, yaktı kavurdu On katlı sarayı, yıktı savurdu Onlarca bedeni, candan ayırdı Kavimi-kardaşı yad El ağladı. . Yan-yana dizildi ölüler sağlar Çocuklar feryadı yürekler dağlar Mateme büründü, bahçeler bağlar Ağaçlar boyun büktü, Gül ağladı. . Yüzlerce vatandaş, perişan oldu Otağlar yıkıldı, ocaklar söndü Ölenler sayısı, sekseni buldu Ambulans feryat etti, Yol ağladı. . Kızılay-akuta, ferman verildi Sağ kalanlar bir araya derildi Tabutlar bahçede, yere serildi Analar ağıt yaktı, Dil ağladı. . Çakıroğlu yazdı, acıdan acı Beyninde fırtına, yürekte sızı Bu nasıl kaderdir, bu nasıl yazı Maşruktan-mağribe her can ağladı... ----OZAN ÇAKIROĞLU----- . Bolu Kartalkaya Otel Faciasında ölen canlara, Yüce Yaradan Rahmet eylesin. Mekânları Cennet, Ruhları Şad olsun...Yaralılara acil şifalar diler, cümle yakınlarının başı sağ olsun. Destanımı okuyan her şahsiyet, ölenlerin ruhuna Fatiha-i Şerife okusun... Yüce Yaradan Türk Ulusal Milletimize bir daha böyle bir acı göstermesin....AMİN
--YOBAZ NE DEMEK=Yobaz bilgisiz, görgüsüz, kuralsız, fitne, fesat demektir.. Bütün meselelere kulaktan vakıf olup, etrafına bilgiçlik taslayan martavalcı düzenbaz demektir... --Durmadan hürafe üretip, toplumu kendi saçmalıklarına inandırmaya zorlayan şarlatan demektir. Kendisine itibar edilmediğinde tavır ve davranışlarını provakatif bir eyleme dönüştüren, bağnaz, despot ve ceberut mahlukat demektir.... --Yobazın Dini-imanı olmaz. Yeri gelir Sağcı olur, bir başka gün Solcu olur. Bazı sarhoş, bazen de abdal olur. Bunların sarıklıları islamiyet gölgesi altın da, yüce Dinimizi Zülfikâr bir kılıç gibi kullanırlar. Bu Yobazlar,Her zaman ve her yerde kaos ve kargaşadan beslenirler... --Ben bu yobazları zaman-zaman Şiirlerim de DİLE getiririm. Bunu bazı mütedeyyin kesim yanlış anlamaktadırlar. Ben hiç bir zaman, sadece İslamiyete değil Dünya 'da mevcut olan hiç bir DİNE sataşmadım, sataşmamda. Her kesin DİNİ kendisine kutludur. Kimsenin DİNİ görüş ve inancı kimseyi alakadar etmez. İşte tam bu yüzden, Yüce Atamız Mustafa Kemal Paşa Hazretleri LAİKLİK ilkesini yasa hükmüne getirmiştir. Laiklik, Ülkemizde icra ve ifa edilen bütün Dinleri kanun güvencesi altına almıştır... --BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN--
--Yeni nesil Şairlerimizin % 80 i meselelere vakıf olmadan, yaşadığı toplumun ekonomik siyasal, sosyal ve kültürel yapısını bilmeden, araştırmadan, kulaktan dolma Fikir sahibi oluyorlar. Toplumsal kültürel farklılıkları ve sınıfsal ayrışmayı muhakeme edemeden görsel ve şekilsel dürtülerle yazıya döküyorlar. Kendi yazdıklarını bile, kendileri okumuyorlar... --ŞAİR, yaşadığı Dünya'yı, canlıları, olayları ve insan ilişkilerini herkesten farklı görüp ve algılayan, ilham kâtipliğini doğru, ilmi ve yerinde kullanmalıdır. Her zaman yürekleri sevgi dolu, güler yüzlü, açık sözlü kin-kibir ve nefretten uzak saydam ve barışçıl olmalıdır. Asla ve kat-a ortamın ve kimsenin adamı olmamalıdır. --ŞAİR, Tarihsel süreci doğru araştırıp, iyice gözerden süzerek bu günlere taşımalıdır. Bu günleriyse, bütün çıplaklığıyla, hile katmadan Makale-Şiir ve kitaplarıyla yarınlara. doğru bir şekilde irşat etmelidirler... --ŞAİR, Düzenin şaklabanı, rantiyenin yalakası, Siyasetin maşası, Mal-mülk, Para-pul ve Saray sevdalısı olmamalıdır. Her zaman ve her yerde inandığı ve doğru bildiğini çekinmeden korkmadan, tırsmadan ve kimsenin adamı olmadan açık ve anlaşılır bir Lehçeyle DİLE getirmelidir. Bu minvalde, sıratel müstakim eyleyen cümle Şair ve Yazarları hürmetle Selamlar Sağlık saadetler dilerim. Bahtları açık, ömürleri uzun ve yolları hürişan olsun....VESSELAM ---------OZAN ÇAKIROĞLU------
CEHALET ATEŞTİR YAKAR DA GİDER . Cehalet Ateştir, kavurur yakar Mahlası benliktir etrafı yıkar Barış Bahçesine nifaklar eker Bülbülü kafesler, Güle sataşır. . Cahille dost olma, tarında durmaz Mürşid-i Kâmil'den, öğütler almaz Barış çeşmesinden testini dolmaz Hayır hasenatlı, Ele sataşır. . Doğruyu öğrenmez, fenden-bilimden Lehçesi bozuk şer düşmez dilinden Kin-kibir öğrenmiş, sahte Alimden Hak-hakikat bilen, Kula sataşır. . Ne rediften anlar, ne de satırdan Keramet bekler bir kuru yatırdan İnadı beterdir, Merkep Katırdan Sağından yalanır, Sola sataşır. . En büyük beladır-şerdir cehalet Bütün Memlekete, etti sirayet Vatan-Bayrak için etmez dirayet Hürriyet savunan, Dile sataşır. . Der Vezir, uslanmaz akli ziyanlar Hilafet gözeten, Fikri ayanlar Batıla yönelen, beyler-bayanlar Sazımda titreşen, Tele sataşır... ----OZAN ÇAKIROĞLU----- . Kardaş, ben daha ne diyem, ne söyleyem Anlayana sözlerim, olsun hediyem....
--Bireysel eğitim ilk önce Ailede başlar. Güzel ahlak, medeni terbiye, şeref ve şahsiyet inşası ailesel temelde kökleşir. Bilinçli bir aile çatısında büyüyen çocuklar evvela kendi ailelerine, daha sonra Milletine ve bütün insanlığa faydalı ve örnek bir şahsiyet haline gelir. Yani Ulu önder Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin dediği gibi yarınların istikbali olur. --Tarihsel devinimde kökleşen cümle medeniyetleri gözerden geçirip, günün ve geleceğin sosyal ve kültürel yapısını sağlam temeller üzerine inşa edebilecek bir vizyonla çağı iyi okuyabilen bir gençlik yetiştirilmelidir.... ------OZAN ÇAKIROĞLU------
***** EYY ŞAİR MÜSVEDDESİ ***** Ben bu güne kadar, hiç bir Şiirimde kimsenin Kimliğini ifşa etmedim. Bundan sonra da etmem. Her hangi bir kurumun ve ya bir mesleğin de adını zikretmem. O eleştirdiğim hadsizler hiç bir kuruma bağlı değiller. Onlar illegal örgüt elemanlarıdır. Devletin varlığını, birliğini ve bütünlüğünü tehdit eden unsurlardır. Ben Demokratik Laik ve Sosyal bir realistim. Bu kutlu Cumhuriyetimize kayıtsız ve şartsız gönülden bağlı bir Vatandaşım... --Benim Şiir ve yorumsal yazılarımın % 51' i Cumhuriyet ve Mustafa Kemalleri anlatır. Çünkü ben bir Cumhuriyet evladıyım...Senin sempati duyduğun, hatta zaman methiyeler dizdiğin o gayriyasal Dergâh, dernek ve asitane tekkelerini KURAN reddediyor. Yüce Atamız, Mustafa Kemal Paşa hazretleri de tamamını kapatmıştır... --Ayrıca ben, eften-püften, allem-kullem, fitne-fesat ve Türk Ulusal bütünlüğünün aleyhinde yazılmış Şiirlere alenen ve şiddetle tepki gösteririm. En az yirmi Şairin Şiir sayfalarına ağır eleştirel yorumlar yazmışımdır. Onlar ne kadarda sindiremeyip kükreseler de, Şahsımı hedef alsalar da, tam aksine onların da işine geliyordu. Hepsinin takipçi sayısı ve okurları artıyordu. Sağ olsun bir değerli Şair dostum mesaj sayfama yazmıştı. Ben de o günden sonrada, onların sayfalarına hiç uğramıyorum. Ve son üç aydır bazılarının okuma oranları sıfırlandı. Bakıyorum o şahsiyetler zaman- zaman başkalarına el altından sataşıyorlar. Kaale alınmadıklarını anlayınca kabuklarına çekiliyorlar.. --Şiir yazma tarzımı beğenmeyebilirsin, bu senin bakış açın, kimse de bir şey diyemez. Ben 17 yaşımdan beri aynı tarzda ŞİİR yazarım. 7-8 ve 11 li hece ölçüsü kullanırım. Genelde koşma ve irticalen yazarım. Antolojide Benim tarzda ŞİİR yazan Şair sayısı 25'i geçmez. Yani herkesin Pilav yeme tarzı başka-başkadır. Haa bu arada ben asla ve kat-a birileri beğensin diye Şiir ve Makale yazmam. Genelde Toplumsal meseleleri dile getiririm... --Eğer ki, yazdıklarımı yansız ve tarafsız okursanız, inanın ki beraberinde bir çok meseleyi de çözmüş olursunuz....İNŞALLAH ---------OZAN ÇAKIROĞLU---------
*** EYY MÜRŞİD-İ KÂMİLLER--TAKVACI ALİMLER ***
---Yedi *7* Rakamının gizemini, anlam ve önemini bilen var mı?
1- Dünya'mız 7 kıtadan oluşmaktadır.
2- Türkiye 7 ayrı coğrafi bölgeye ayrılmıştır.
3- İstanbul 7 tepe üzerin de inşa edilmiştir.
4- Bir hafta 7 günden oluşmaktadır.
5- Ana renklerin sayısı 7 dir.
6- Müzikte 7 ayrı nota vardır.
7- Gök yüzünde 7 katın var olduğu söylenir.
8- Cehennem 7 kapılıdır derler.
9- Şeytana atılan taşın sayısı 7 dir.
10-İrem Bahçesi 7 ayrı makamdan oluşur.
11-Baş Meleklerin sayısı 7 dir.
12-İnsanın yüzünde 7 ayrı delik vardır.
13-Büyük takım yıldızı 7 ayrı yıldızdan oluşur.
14-Antik Dünyanın 7 harikası var.
15-Kabilelerin Aile soyu 7 göbeğe dayanır.
16-Dünya da Okyanus sayısı 7 dir.
17-Gök Halesi (Gök kuşağı) 7 ayrı renkten oluşur.
18-Tarota göre Evrende 7 zafer vardır.
19-İnsan boynun da 7 adet omur vardır.
20-Ulu Önder Mustafa Kemal Paşa Hazretleri ilk Mektebe başlama yaşını 7 yaş olarak belirlemiştir...
21-Bizim Ömer Enişte, Seda Sayan, İrbaham Tatlıses, Muş'lu Raşo Ağa, M.Ali Erbil, Gönül Yazar, Bülent Ersoy, Okan Bayülgen, Zuhal Olcay ve Yeşim Salkım 7 kez evlendiler....
Çok Evliliğin bir gizemi, anlam ve öneminin olup-olmadığını bilemem, Amma ve lakin diğer 20 maddenin mutlaka bir gizemi, Anlam ve önemi vardır. Ne dersiniz biraz araştıralım mı????
--------OZAN ÇAKIROĞLU-----------
****** EYY HİLAFET AŞIKLARI ******
--Sizler, Dini geleneklerle Devlet yönetmek istiyorsunuz? Bunu nasıl sağlayacaksınız?
Tarihte bir örneği görülmemiştir. Ortadoğu islam Devletlerin hali-ahvali içler acısı. Her
türlü alavere-dalavere kol geziyor. Kadına zülüm had safhada. Eğitim ve öğretimde en
gerilerde. Medeniyet dersen iflas etmiş. Bireysel, Komünal ve Toplumsal Anayasal haklar
eşit ve adil bir şekilde sağlanamıyor. Hak-Hukuk Adalet sistemi tamamen felç olmuş.
Uluslararası Diplomasi veto yemiş. Teknoloji dersen zaten yerlerde sürünüyor. Her yıl
ayrı bir Devlet, ya Amerika tarafından marizleniyor ya da Katil İsrail'in zulmüne uğruyor.
Kendini savunmadan aciz ve sefil. Ancak her fırsatta Türk düşmanlığı yapıyorlar...
--Eğer ki Osmanlı İmparatorluğunu bir DİN Devleti diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
Osmanlıda hiç bir dönem İslamiyet aslına ve usulüne uygun ne inşa edilmiştir, ne de
ifa ve icra edilmiştir. Osmanlıda iki türlü gelir vardı, biri haksız-hukuksuz Halk vergisi,
bir diğeri Savaş ganimeti. Her iki gelir türü de islamiyete uygun değildir. Ayrıca Saray
ve harem rezaletleri tamamen Din dışı eylemlerdir. Padişahların evlilik gelenekleri Yüce
Dinimizle uzaktan-yakından hiçbir ilişkisi yoktur. Kuran bu saçmalıkları reddetmiştir.
--Muhteremler DİN Devleti veya DİNE dayalı yönetim şekli asla ve kat'a olamaz. Çünkü
her Din kendine taraftır. Kendisini korur-kollar ve besler. Bu yüzden Anayasal haklar eşit
ve adil sağlanamaz. Bunun en bariz örneği mevcut Tarikatlardır. Daha kendi aralarında
SULH olamıyorlar. Aksine birbirlerini yiyorlar. Misak-ı milli sınırları içerisinde Türk Ulusal
Vatandaşı olarak yaşayan 72 çeşit ırk ve ayrı-ayrı Dini inanışlar vardır. Siz bu Toplumu
ŞERİAT gölgesi altında nasıl adil bir şekilde yöneteceksiniz? Bu Hilafet Aşıkları her daim
Hz.Ömer devri ve adaletini örnekleyip dururlar. Kardeşim, o döneme bir bakınız bir Arpa
boyu yol alınmamıştır? Ayrıca At-Deve ve Zülfikâr devri çoktan gelip geçti. 7. yüz yıldan
sonra nice-nice medeniyetler kurulup yıkıldı. Ağyar Aya gitti, yarın da Mars'a gidecekler...
--Eyy Mustafa Kemal ve Cumhuriyet Düşmanları, bu dayanaksız ve imkânsız meselelere
hiç mi kafa yormayınız? Demokratik Laik, Sosyal ve Hukuk Devlet sistemine muti olunuz?
Bunun aksi, cehalettir, garabettir, hilafettir ve hatta ihanettir.....VESSELAM
--BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN--
***** EYY BEŞER KARDEŞİM *****
Eğer ki, memleketin Siyasal, Ekonomik, Sosyal ve kültürel yapısını merak ediyorsanız?
öğle fazla kitap okumaya, araştırma yapmaya ve gezip görmeye hiç gerek yok??
1- Ülkenin siyasal yapısının ne durumda olduğunu öğrenmek için, Sayın Bahçeli ve
Sayın Davutoğlu'nu bir hafta izlemeniz size yeterli olacaktır.
2- Ekonomik durumunu öğrenmek için, her hangi bir semt pazarında sadece iki saat
gözlem yapmanız yeterli olacaktır...
3- Sosyal durumunu anlamak için, fazla araştırmaya gerek. Televizyon da sadece Kadın
programlarını izlemeniz sizi aydınlatmaya yetecektir...
4- Eğer ki Memleketin kültürel yapısını merak buyurursanız, Hasan Can Kaya denilen
zırtapozun programını bir saat izlerseniz kanaatınız hasıl olacaktır...
5- Türk Ulusal Milletimizin Hür medeniyetini merak ederseniz şayet, sadece Afgan ve
Suriyeli göçmenlerin bulunduğu Mahallede bir saat gözlem yapmanız size yetecektir...
----Yukarıda arz etmiş olduğum konulara gülüp geçiyorsanız, en kısa zaman da ve acilen
bir Psikoloğa görünmeniz gerekmektedir.....**GEÇMİŞ OLSUN**
----------OZAN ÇAKIROĞLU------
***** 11 AYIN SULTANI ŞEHR-İ RAMAZAN *****
---Bu gün biraz sosyal medyayı gezindim, Ramazanla ilgili binlerce yorum yapılmış.
On bir ayın sultanıymış, ibadet ayı'mış, hayır-hasenat ayı'mış, sevgi ve barış ayı'mış,
birlik ve beraberlik ayı'mış, dua-niyaz ve hatim ayı'mış, yoksula-yetime-öksüze fitre
ayı'mış, garip-gurebayı doyurma ayı'mış ve daha bir çok benzerleri yazıp-çizilmiş.
---Ya hu kardaşım, o zaman şeker bayramını neden şimdiden iple çekmeye başladınız?
Eğer ki, bir ayın diğer aylardan çok önemli bir farkı olsaydı, her yıl 10 gün önceden
başlamaz ve hep sabit kalırdı. Mesela Yaş günü gibi, keşifler günü gibi, Devletlerin kuruluş
günü gibi. Şehirlerin kurtuluş günü gibi her daim sabit kalırdı...İslamın şartlarından biri olan
Oruç tutmak, senenin her ayında tutulsun diye bir kurala bağlanmış. Hepsi bundan ibaret...
---Günler Dünya'nın kendi ekseni etrafında dönmesiyle oluşur, Aylar ise Dünya'nın Güneş
etrafında dönmesiyle oluşur. Dünya dönerken her aya ayrı bir anlam vermez. Günlerin
haftaların ve Ayların isimlerini koyan kullardır. Yıl 12 Ay da meydana gelen Doğasal olayların
tamamı Mevsim ve iklimsel şartlardan dolayı meydana gelmektedir. Yani Afatın-tufanın,
Deprem ve zelzelenin, Soğuk-sıcak, yağmur ve fırtınanın ne olacağı önceden belirlenmemiştir.
Doğasal olayların, asla ve kat-a Fıtratla ve kaderle hiç bir ilişkisi yoktur. Bundan sonra da
olmayacaktır.
---Biz Türk Ulusal Milleti olarak, bu orta çağ karanlığından bir türlü arınamadık gitti...Özellikle
son devran, cehaletin coşup-çağladığı devrandır. İlim-irfan düşmanı bağnaz, yobaz, aymaz ve
yalancı sahtekâr Dinbaz bir nesilin en parlak dönemidir. O yüzden cehalet Kapitalizmin en
kolay ve ustaca kullandığı bir silahtır...VESSELAM
---BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN---
HOŞ GELDİN YAA ŞEHR-İ RAMAZAN
Recep, Şaban derken geldi ramazan
Çağlasın Ezanlar, çalsın borazan
Kahrolsun hakikat yolundan azan
Kullarına doğru Yol ver Allahım.
.
Ramazan aşkına, esmesin yeller
Rahmete dönüşsün, çağlayan seller
Yoksula-öksüze uzansın eller
Bize ihlasından bol ver Allahım.
.
Gayrı yıkılsın kin-nefret kapısı
Dünya'ya açılsın barış kapısı
Bilirim alınmaz Cennet tapusu
İrem bahçesinden Gül ver Allahım.
.
Nefrete dönüştü bizde siyaset
Mecliste kalmadı saygı-hamaset
Bereket çağlasın, gelsin feraset
Devlet-ü Erkâna Kol ver Allahım.
.
Der Vezir, dertlerim deste-destedir
Ekonomi çöktü, Ülke hastadır
Hükümet Araf'ta, Reis yastadır
Sağından yorulduk SOL ver Allahım...
------OZAN ÇAKIROĞLU-----
Bu Mart soğuğunda, Yüce Yaradan, Fakir-fukaraya, Garip-gurebaya, düşküne
Yetime-öksüze ve cümle Emeklilere dayanma gücü ve sabr-ı cemil ihsan eylesin...
*** EYY ASLINI BİLMEYEN ŞAŞKIN ***
---Araplar bizim ne neslimizdir, ne de Atamız... Hz. Muhammed Yüce Yaradan'ın yer
yüzünde ki, tek ve son rehberidir...Yani bizim Atamız değildir. İslamiyetin öncüsü ve
kurucusudur...Peygamberliği bir sadece Araplara değil, bütün islam aleminedir...
---Osmanlı da bizim Atamız değildir. Osman Oğulları hariç, Türk Ulusal Milleti asla ve
kat-a Osmanlının torunu olmamıştır. Bunu Hilafet Aşıkları uyduruyorlar. Tarihsel süreçte
Osmanlı Hanedanı, Halkı Vatandaş bile görmemiştir. Kulları olarak görmüş ve köle gibi
Halkı kullanmıştır. Halktan aldığı vergiyi asla toplumsal yatırımlara kullanmamıştır. 600
yıl boyunca Erkekleri Kunta-kinte, Kadınları ise köle isaura olarak görmüştür. Kadınları
bırakın Vatandaş olarak görmeyi nüfustan bile saymamıştır. Ayrıca cümle Kadınlar önce
Baba-kardeş kölesi ve evlenince de Koca kölesi olmuştur. Taa Cumhuriyet kuruluncaya
kadar böyle devam etmiştir...
---Eyy Mustafa Kemal ve Cumhuriyet düşmanı Kadınlar. Atatürk, Türk medeni kanunuyla
birlikte bütün Kadınları çağdaş ve elit birer Vatandaş yapmıştır. Soyadı vermiştir, Resmi
nikâh ve miras hakkı vermiştir. Seçme ve seçilme hakkı vermiştir. Ayşe-Fatma-Emineleri
Öğretmen, Doktor, Muhendis, Kaymakam, Vali, Vekil ve Mebus yapmıştır. Sarışın güzel
bayan, Leydi Tansu Çiller-i Başbakan yapmıştır.. Ya hu daha ne istiyorsunuz. Orta Çağ
karanlığını çok mu özlediniz???.
---Bir zamanlar, bu hilafet aşıkları Kadının kıyafetini siyasete alet ediyorlardı. Şimdi bütün
Tarikatlar *KADINI* Siyasal, Dinsel, Töresel ve Her türlü rantsal eylemlerinde, bir ticari meta
gibi kullanıyorlar...Ve ne yazık ki, bu davranış eylemlerine maruz kalan Kadınların % 50 si
yüksek eğitim görmüş kişilerden oluşmaktadır....GÜLER MİSİN---AĞLARMISIN.
------------OZAN ÇAKIROĞLU-----------
TURASIZ PARANIN PULU GİBİSİN
.
Dinle sözlerimi güzel kardaşım
Sahipsiz Makberin, gülü gibisin,
Antolojide yoktur bir tek yoldaşın
Turasız paranın, pulu gibisin.
.
Mürşid-i Kâmile yoksa hürmetin
Alim meclisinde, olmaz kıymetin
Hazana dönüşmüş güzel heybetin
Kervansız sahranın yolu gibisin.
.
Masum canlara çalım atarsın
Yazdığın her söze hile katarsın
Sosyal aydınları, taşa tutarsın
Rahmetsiz çağlayan dolu gibisin.
.
Taksirat mizansız, fıtratın kara
Ruhunda fırtına, beyninde sara
Birazda kusuru kendinde ara
Umutsuz ortanın Solu gibisin.
.
Sana tuzak olur gördüğün rüya
Deyim, aforizma yazarsın güya
Sende bir fanisin, dönersin huya
Yalancı Takvanın Falı gibisin.
.
Der Vezir, sözümü yabana atma
Yorumsal yazına, hilafi katma
Şer Horozu gibi zamansız ötme
Akortsuz Sazımın Teli gibisin...
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
NOT: Her kim üzerine alırsa ona ithaftır...
*** BİLİM BEĞENMEZ ***
Şıhlar dergâhında ebcet okumuş
Arif meclisinde, alim beğenmez,
Hallaç pamuğundan çuval dokumuş
Şimal-i şark'ta Kilim beğenmez.
.
Yüz sürer Papazın cübbe-fesine
Sayınca bayılır, dolar sesine
Elinde Kuran-ı tutar tersine
Elif-e mertek der, bilim beğenmez.
.
Haramla beslenmiş uzamış kolu
Sağına eğilir, lanetler solu
Sanırsın sırtında dağarcık dolu
Lehçesi zer-zebil dilim beğenmez.
.
Elinde tespihi dervişan gezer
Fetvası bühtandır, bakışı nazar
Kavim-kardeşini eylemiş bizar
Erenler ceminde kâmil beğenmez.
Der Vezir, bu devran tersine döndü
Cehalet çağladı, umutlar söndü
Haşhaşi Papazı, yoksulu soydu
Mezhebi belirsiz, Dinim beğenmez...
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
*** GÜLERMİSİN--AĞLARMISIN ***
--Bundan bir ay önce, günün ŞİİR sayfasında bir hadsiz, ahlaksız tarafından, bir Kadına
hakaret edildi. Ve benden başka da, hiç kimse o zırtapoza tepki göstermedi. Özellikle,
ben Kadın Şairlerden tepki vermelerini bekledim. Ancak nafile. Ondan sonra günün Şiir
sayfasında yorum yazmadım. Bu sayfada 20 günden beri de yazmıyordum...
--Bu gün ŞİİR Sayfalarını gözer eyledim. Yorumları okudum. Ancak değişen ve gelişen
her hangi bir olgu-emare görmedim. Hani derler ya, Aynı tas, aynı tarak. Vahşi Kapitalizmin
en öncelikli siyasal ve sosyal yaptırımı, bilinçsiz, çaresiz, kuralsız ve etkisiz toplum yaratmak
ve yönetmektir...Her çağda cehaleti kullanmak kolay ve ucuz maliyetlidir...
--Yeni nesil Şair ve yazarlarımızın % 80 i meselelere vakıf olmadan Şiir ve makale yazıyorlar.
Memleketin Ekonomik, Siyasal, Sosyal ve kültürel yapısını incelemeden, okuyup araştırmadan
Fikir sahibi olmaktadırlar. Kültürel farklılıkları ve sınıfsal ayrışmayı muhakeme etmeden, kulaktan
duyduklarını, şekilsel gördüklerini yaşamsal devinime yansıtıyorlar. Bu durum toplumsal kokuşmaya
ayrışmaya ve hatta kaos kargaşaya sebep olmaktadır...
--ŞAİR, Yaşadığı Dünya'yı, insanları ve toplumsal olayları farklı algılayan ilham kâtipliğini doğru,
yansız-tarafsız ve bilime uygun kullanmalıdır. Yürekleri sevgi dolu, tebessüm yüzlü, kin-kibir ve
nefretten uzak her zaman ve her yerde ısrarla barışçıl olmalıdır... VESSELAM
-------------OZAN ÇAKIROĞLU---------
*** GÜLERMİSİN--AĞLARMISIN ***
--Bundan bir ay önce, günün ŞİİR sayfasında bir hadsiz, ahlaksız tarafından, bir Kadına
hakaret edildi. Ve benden başka da, hiç kimse o zırtapoza tepki göstermedi. Özellikle,
ben Kadın Şairlerden tepki vermelerini bekledim. Ancak nafile. Ondan sonra günün Şiir
sayfasında yorum yazmadım. Bu sayfada 20 günden beri de yazmıyordum.
--Bu gün ŞİİR Sayfalarını gözer eyledim. Yorumları okudum. Ancak değişen ve gelişen
her hangi bir olgu-emare görmedim. Hani derler ya, Aynı tas, aynı tarak. Vahşi Kapitalizmin
en öncelikli siyasal ve sosyal yaptırımı, bilinçsiz, çaresiz, kuralsız ve etkisiz toplum yaratmak
ve yönetmektir...Her çağda cehaleti kullanmak kolay ve ucuz maliyetlidir...
--Yeni nesil Şair ve yazarlarımızın % 80 i meselelere vakıf olmadan Şiir ve makale yazıyorlar.
Memleketin Ekonomik, Siyasal, Sosyal ve kültürel yapısını incelemeden, okuyup araştırmadan
Fikir sahibi olmaktadırlar. Kültürel farklılıkları ve sınıfsal ayrışmayı muhakeme etmeden, kulaktan
duyduklarını, şekilsel gördüklerini yaşamsal devinime yansıtıyorlar. Bu durum toplumsal kokuşmaya
ayrışmaya ve hatta kaos kargaşaya sebep olmaktadır...
--ŞAİR, Yaşadığı Dünya'yı, insanları ve toplumsal olayları farklı algılayan ilham kâtipliğini doğru,
yansız-tarafsız ve bilime uygun kullanmalıdır. Yürekleri sevgi dolu, tebessüm yüzlü, kin-kibir ve
nefretten uzak her zaman ve her yerde ısrarla barışçıl olmalıdır... VESSELAM
-------------OZAN ÇAKIROĞLU---------
*** GÜLERMİSİN--AĞLARMISIN ***
--Bundan bir ay önce, günün ŞİİR sayfasında bir hadsiz, ahlaksız tarafından, bir Kadına
hakaret edildi. Ve benden başka da, hiç kimse o zırtapoza tepki göstermedi. Özellikle,
ben Kadın Şairlerden tepki vermelerini bekledim. Ancak nafile. Ondan sonra günün Şiir
sayfasında yorum yazmadım. Bu sayfada 20 günden beri de yazmıyordum.
--Bu gün ŞİİR Sayfalarını gözer eyledim. Yorumları okudum. Ancak değişen ve gelişen
her hangi bir olgu-emare görmedim. Hani derler ya, Aynı tas, aynı tarak. Vahşi Kapitalizmin
en öncelikli siyasal ve sosyal yaptırımı, bilinçsiz, çaresiz, kuralsız ve etkisiz toplum yaratmak
ve yönetmektir...Her çağda cehaleti kullanmak kolay ve ucuz maliyetlidir...
--Yeni nesil Şair ve yazarlarımızın % 80 i meselelere vakıf olmadan Şiir ve makale yazıyorlar.
Memleketin Ekonomik, Siyasal, Sosyal ve kültürel yapısını incelemeden, okuyup araştırmadan
Fikir sahibi olmaktadırlar. Kültürel farklılıkları ve sınıfsal ayrışmayı muhakeme etmeden, kulaktan
duyduklarını, şekilsel gördüklerini yaşamsal devinime yansıtıyorlar. Bu durum toplumsal kokuşmaya
ayrışmaya ve hatta kaos kargaşaya sebep olmaktadır...
--ŞAİR, Yaşadığı Dünya'yı, insanları ve toplumsal olayları farklı algılayan ilham kâtipliğini doğru,
yansız-tarafsız ve bilime uygun kullanmalıdır. Yürekleri sevgi dolu, tebessüm yüzlü, kin-kibir ve
nefretten uzak her zaman ve her yerde ısrarla barışçıl olmalıdır... VESSELAM
-------------OZAN ÇAKIROĞLU---------
***** RUBAİYAT *****
Can dayanmıyor ki, bu Şubatın kışına
Akıl-sır ermiyor bu Hünkârın işine
Vergiler koyuyor, garibanın aşına
Yandaş rantiye atına binmiş gidiyor...
--------OZAN ÇAKIROĞLU-------
***** RUBAİYAT *****
Şimdi moda oldu, zam üstüne zam eklemek
Zenginden vergi silip, vatandaşa yüklemek
Ezan-bayrak nutkuyla, seçmenlere gaz verip
Bu gariban milleti, sadakayla keklemek...
----------OZAN ÇAKIROĞLU--------
***** RUBAİYAT *****
Tarikat kervanın da, yola çıkan yolcular
Bağnaz-yobaz nursuza yatak seren hancılar
Toplumu fraksiyonlara bölen solcular
Türk Ulusu unutmaz, hesabı sorar bir gün...
-------OZAN ÇAKIROĞLU------
***** RUBAİYAT *****
Kapılırsan Dünya'nın, para-mülk hırsına
Şatafat-şöhret- makam, hoş gelir nefsine
Hakkın-hakikatın yolu döner tersine
Her iki Dünyan-ı birden yakar gidersin...
--------OZAN ÇAKIROĞLU-------
***** RUBAİYAT *****
Kardaş, dinle sözümü, cehalete çatmayın
Haşhaşi tarikatın, yanında saf tutmayın
Aman bağından kopmuş köpeğe taş atmayın
Gelip bağrına pençeyi, atar mı-atar...
--------OZAN ÇAKIROĞLU----------
***** RUBAİYAT *****
Gün gelir devran döner, hazan düşer bedene
Kendin de kusur ara, bağlama bir nedene
Ne sağına minnet et, ne de solundan yürü
Biraz hürmetin olsun, Halka hizmet edene...
------OZAN ÇAKIROĞLU------
LİDERLERİ, Tehlikeli ve acımasız bir Diktatör haline getiren
onlara kayıtsız-şartsız inanıp ve sorgulamadan teslim olmak
ve menfaatlerı uğruna, her haksızlığa karşı sesiz kalan kitle
ve rantiye tekelidir...
-----OZAN ÇAKIROĞLU------
Su, Hava, Güneş gibi karşılıklı saygı ve sevgi,
insanların doğal ihtiyacıdır...
-----OZAN ÇAKIROĞLU-------
***** ŞAİR VE YAZAR NASIL OLMALIDIR *****
--İlk önce, Fikri hür, Vicdanı hür, irfani hür, Din ve Mezhebi hür olmalıdır.
--Özü-sözü bir, ufku geniş, feraset sahibi ve toplumla uyumlu olmalıdır.
--Onurlu, erdemli, kişilikli, arlı-edepli ve güvenilir olmalıdır.
--Yetenekli, marifetli ve her zaman yenilikçi olmalıdır.
--Şair ve Yazarlar, neyi ne zaman ve niçin yazacağını iyi bilen, öz güvenli,
ilkeli, tutarlı ve kararlı olmalıdır.
--Şairler, her zaman ilham verici, ikna edici, çözüm odaklı eserler üretmelidir.
--Şair ve yazarlar Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Devrim ve ilkelerine sahip çıkan,
Cumhuriyet değerlerini korkmadan, yılmadan ve kimsenin Adamı olmadan koruyup
ve kollayan bir Vatanperver olmalıdır.
--Şair ve Yazarlar, Bayrağına saygılı ve Milletini seven, Demokratik Laik, Sosyal ve
Hukuk Devlet sisteminden yana olmalıdır...
.
--Bunun aksi, dedikodu-gıybet-kin ve nefrettir. Fitne-fesat-kaos kargaşadır. Toplumu
ayrıştırıp bölmektir. Misak-ı Milli sınırları içerisinde anarşi-terör odaklı bölücülük yap-
maktır. Bunun aksi Cehalettir, Garabettir, Dalalettir, Hilafettir ve hatta ihanettir...
----------OZAN ÇAKIROĞLU---------
***** ŞAİR VE YAZAR NASIL OLMALIDIR *****
--İlk önce, Fikri hür, Vicdanı hür, irfani hür, Din ve Mezhebi hür olmalıdır.
--Özü-sözü bir, ufku geniş, feraset sahibi ve toplumla uyumlu olmalıdır.
--Onurlu, erdemli, kişilikli, arlı-edepli ve güvenilir olmalıdır.
--Yetenekli, marifetli ve her zaman yenilikçi olmalıdır.
--Şair ve Yazarlar, neyi ne zaman ve niçin yazacağını iyi bilen, öz güvenli,
ilkeli, tutarlı ve kararlı olmalıdır.
--Şairler, her zaman ilham verici, ikna edici, çözüm odaklı eserler üretmelidir.
--Şair ve yazarlar Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Devrim ve ilkelerine sahip çıkan,
Cumhuriyet değerlerini korkmadan, yılmadan ve kimsenin Adamı olmadan koruyup
ve kollayan bir Vatanperver olmalıdır.
--Şair ve Yazarlar, Bayrağına saygılı ve Milletini seven, Demokratik Laik, Sosyal ve
Hukuk Devlet sisteminden yana olmalıdır...
.
--Bunun aksi, dedikodu-gıybet-kin ve nefrettir. Fitne-fesat-kaos kargaşadır. Toplumu
ayrıştırıp bölmektir. Misak-ı Milli sınırları içerisinde anarşi-terör odaklı bölücülük yap-
maktır. Bunun aksi Cehalettir, Garabettir, Dalalettir, Hilafettir ve hatta ihanettir...
----------OZAN ÇAKIROĞLU--------
BOLU KARTAL OTEL DESTANI
.
Otelde canlar derin uykusunda
Tüpler patladı, gece yarısında
Nice gelinler, vuslat gecesinde
Şafaklar zindan oldu, Tan ağladı.
.
Sirenler çalındı, uyandı kullar
Tavanlar döküldü, ezildi canlar
Bedenler kırıldı, döküldü kanlar
Erkeği, Kadını her Can ağladı.
Işıklar karardı, kesildi ceryan
İnsanlar koşuştu anadan üryan
Cesetler kavruldu, etleri büryan
Mümin-fünafığı, her kul ağladı.
.
Alevler her yanı, yaktı kavurdu
On katlı sarayı, yıktı savurdu
Onlarca bedeni, candan ayırdı
Kavimi-kardaşı yad El ağladı.
.
Yan-yana dizildi ölüler sağlar
Çocuklar feryadı yürekler dağlar
Mateme büründü, bahçeler bağlar
Ağaçlar boyun büktü, Gül ağladı.
.
Yüzlerce vatandaş, perişan oldu
Otağlar yıkıldı, ocaklar söndü
Ölenler sayısı, sekseni buldu
Ambulans feryat etti, Yol ağladı.
.
Kızılay-akuta, ferman verildi
Sağ kalanlar bir araya derildi
Tabutlar bahçede, yere serildi
Analar ağıt yaktı, Dil ağladı.
.
Çakıroğlu yazdı, acıdan acı
Beyninde fırtına, yürekte sızı
Bu nasıl kaderdir, bu nasıl yazı
Maşruktan-mağribe her can ağladı...
----OZAN ÇAKIROĞLU-----
.
Bolu Kartalkaya Otel Faciasında ölen canlara, Yüce Yaradan Rahmet eylesin.
Mekânları Cennet, Ruhları Şad olsun...Yaralılara acil şifalar diler, cümle yakınlarının
başı sağ olsun. Destanımı okuyan her şahsiyet, ölenlerin ruhuna Fatiha-i Şerife okusun...
Yüce Yaradan Türk Ulusal Milletimize bir daha böyle bir acı göstermesin....AMİN
***** EYY DİPLOMALI CEHALET.*****
--YOBAZ NE DEMEK=Yobaz bilgisiz, görgüsüz, kuralsız, fitne, fesat demektir..
Bütün meselelere kulaktan vakıf olup, etrafına bilgiçlik taslayan martavalcı
düzenbaz demektir...
--Durmadan hürafe üretip, toplumu kendi saçmalıklarına inandırmaya zorlayan
şarlatan demektir. Kendisine itibar edilmediğinde tavır ve davranışlarını provakatif
bir eyleme dönüştüren, bağnaz, despot ve ceberut mahlukat demektir....
--Yobazın Dini-imanı olmaz. Yeri gelir Sağcı olur, bir başka gün Solcu olur. Bazı
sarhoş, bazen de abdal olur. Bunların sarıklıları islamiyet gölgesi altın da, yüce
Dinimizi Zülfikâr bir kılıç gibi kullanırlar. Bu Yobazlar,Her zaman ve her yerde
kaos ve kargaşadan beslenirler...
--Ben bu yobazları zaman-zaman Şiirlerim de DİLE getiririm. Bunu bazı mütedeyyin
kesim yanlış anlamaktadırlar. Ben hiç bir zaman, sadece İslamiyete değil Dünya 'da
mevcut olan hiç bir DİNE sataşmadım, sataşmamda. Her kesin DİNİ kendisine kutludur.
Kimsenin DİNİ görüş ve inancı kimseyi alakadar etmez. İşte tam bu yüzden, Yüce
Atamız Mustafa Kemal Paşa Hazretleri LAİKLİK ilkesini yasa hükmüne getirmiştir.
Laiklik, Ülkemizde icra ve ifa edilen bütün Dinleri kanun güvencesi altına almıştır...
--BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN--
*** HER ELİNE KALEM ALAN ŞAİR OLUYOR ***
--Yeni nesil Şairlerimizin % 80 i meselelere vakıf olmadan, yaşadığı toplumun ekonomik
siyasal, sosyal ve kültürel yapısını bilmeden, araştırmadan, kulaktan dolma Fikir sahibi
oluyorlar. Toplumsal kültürel farklılıkları ve sınıfsal ayrışmayı muhakeme edemeden görsel
ve şekilsel dürtülerle yazıya döküyorlar. Kendi yazdıklarını bile, kendileri okumuyorlar...
--ŞAİR, yaşadığı Dünya'yı, canlıları, olayları ve insan ilişkilerini herkesten farklı görüp ve
algılayan, ilham kâtipliğini doğru, ilmi ve yerinde kullanmalıdır. Her zaman yürekleri sevgi
dolu, güler yüzlü, açık sözlü kin-kibir ve nefretten uzak saydam ve barışçıl olmalıdır. Asla
ve kat-a ortamın ve kimsenin adamı olmamalıdır.
--ŞAİR, Tarihsel süreci doğru araştırıp, iyice gözerden süzerek bu günlere taşımalıdır.
Bu günleriyse, bütün çıplaklığıyla, hile katmadan Makale-Şiir ve kitaplarıyla yarınlara. doğru
bir şekilde irşat etmelidirler...
--ŞAİR, Düzenin şaklabanı, rantiyenin yalakası, Siyasetin maşası, Mal-mülk, Para-pul ve
Saray sevdalısı olmamalıdır. Her zaman ve her yerde inandığı ve doğru bildiğini çekinmeden
korkmadan, tırsmadan ve kimsenin adamı olmadan açık ve anlaşılır bir Lehçeyle DİLE
getirmelidir. Bu minvalde, sıratel müstakim eyleyen cümle Şair ve Yazarları hürmetle Selamlar
Sağlık saadetler dilerim. Bahtları açık, ömürleri uzun ve yolları hürişan olsun....VESSELAM
---------OZAN ÇAKIROĞLU------
CEHALET ATEŞTİR YAKAR DA GİDER
.
Cehalet Ateştir, kavurur yakar
Mahlası benliktir etrafı yıkar
Barış Bahçesine nifaklar eker
Bülbülü kafesler, Güle sataşır.
.
Cahille dost olma, tarında durmaz
Mürşid-i Kâmil'den, öğütler almaz
Barış çeşmesinden testini dolmaz
Hayır hasenatlı, Ele sataşır.
.
Doğruyu öğrenmez, fenden-bilimden
Lehçesi bozuk şer düşmez dilinden
Kin-kibir öğrenmiş, sahte Alimden
Hak-hakikat bilen, Kula sataşır.
.
Ne rediften anlar, ne de satırdan
Keramet bekler bir kuru yatırdan
İnadı beterdir, Merkep Katırdan
Sağından yalanır, Sola sataşır.
.
En büyük beladır-şerdir cehalet
Bütün Memlekete, etti sirayet
Vatan-Bayrak için etmez dirayet
Hürriyet savunan, Dile sataşır.
.
Der Vezir, uslanmaz akli ziyanlar
Hilafet gözeten, Fikri ayanlar
Batıla yönelen, beyler-bayanlar
Sazımda titreşen, Tele sataşır...
----OZAN ÇAKIROĞLU-----
.
Kardaş, ben daha ne diyem, ne söyleyem
Anlayana sözlerim, olsun hediyem....
--Bireysel eğitim ilk önce Ailede başlar. Güzel ahlak, medeni terbiye, şeref ve şahsiyet
inşası ailesel temelde kökleşir. Bilinçli bir aile çatısında büyüyen çocuklar evvela kendi
ailelerine, daha sonra Milletine ve bütün insanlığa faydalı ve örnek bir şahsiyet haline
gelir. Yani Ulu önder Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin dediği gibi yarınların istikbali olur.
--Tarihsel devinimde kökleşen cümle medeniyetleri gözerden geçirip, günün ve geleceğin
sosyal ve kültürel yapısını sağlam temeller üzerine inşa edebilecek bir vizyonla çağı iyi
okuyabilen bir gençlik yetiştirilmelidir....
------OZAN ÇAKIROĞLU------
****** RUBAİYAT ******
Zenginlerin çarkı, cehaletin bağrında döner
Fukaranın ışığı, vuslata varmadan söner
Garip-gurebası örtünmeye yorgan bulamaz
Sosyetenin Förs Leydileri, atlas-libas giyer...
-------OZAN ÇAKIROĞLU-------
***** ŞİİR ***
Şiir, Mısra-mısra yazılmış, yan-yana dizilmiş deyimler zinciri değildir...
ŞİİR, Şairlerin bütün Evrene gönül Arzıdır.
ŞİİR, Cümle Aşıkların dışa yansıyan Özüdür...
ŞİİR, Her güzelin cilvesi-nazıdır...
ŞİİR, Cümle Mecnunların Arza niyazıdır.
ŞİİR, Aslı ile Keremin yanmış Külü-közüdür...
ŞİİR, Aşk ve sevdaların yanık izidir...
ŞİİR, Ozanların yürek sesini melodiye döken telli Sazıdır.
ŞİİR, Dahası var bunlar azıdır,,,,,
---------OZAN ÇAKIROĞLU---------
ŞİİR, Mevsimlerin Bahar-Yazıdır....
***** TAŞLAMA *****
Eyy Şahsıma sataşıp, çamur atanlar
Mürşid-i Kâmilleri, Taşa tutanlar
Hak-hakikat Farzına, hile katanlar
Bağlamamın Telinde tartarım sizi.
.
Cümlenizi samana katsam AT yemez,
Kerdiga unundan yal yapsam İT yemez
Geniniz hormonlu parazit BİT yemez
Pedavra deyi çatıya, örterim sizi...
----OZAN ÇAKIROĞLU-----
***** EYY ŞAİR MÜSVEDDESİ *****
Ben bu güne kadar, hiç bir Şiirimde kimsenin Kimliğini ifşa etmedim. Bundan sonra da etmem.
Her hangi bir kurumun ve ya bir mesleğin de adını zikretmem. O eleştirdiğim hadsizler hiç bir
kuruma bağlı değiller. Onlar illegal örgüt elemanlarıdır. Devletin varlığını, birliğini ve bütünlüğünü
tehdit eden unsurlardır. Ben Demokratik Laik ve Sosyal bir realistim. Bu kutlu Cumhuriyetimize
kayıtsız ve şartsız gönülden bağlı bir Vatandaşım...
--Benim Şiir ve yorumsal yazılarımın % 51' i Cumhuriyet ve Mustafa Kemalleri anlatır. Çünkü
ben bir Cumhuriyet evladıyım...Senin sempati duyduğun, hatta zaman methiyeler dizdiğin o
gayriyasal Dergâh, dernek ve asitane tekkelerini KURAN reddediyor. Yüce Atamız, Mustafa
Kemal Paşa hazretleri de tamamını kapatmıştır...
--Ayrıca ben, eften-püften, allem-kullem, fitne-fesat ve Türk Ulusal bütünlüğünün aleyhinde
yazılmış Şiirlere alenen ve şiddetle tepki gösteririm. En az yirmi Şairin Şiir sayfalarına ağır
eleştirel yorumlar yazmışımdır. Onlar ne kadarda sindiremeyip kükreseler de, Şahsımı hedef
alsalar da, tam aksine onların da işine geliyordu. Hepsinin takipçi sayısı ve okurları artıyordu.
Sağ olsun bir değerli Şair dostum mesaj sayfama yazmıştı. Ben de o günden sonrada, onların
sayfalarına hiç uğramıyorum. Ve son üç aydır bazılarının okuma oranları sıfırlandı. Bakıyorum
o şahsiyetler zaman- zaman başkalarına el altından sataşıyorlar. Kaale alınmadıklarını anlayınca
kabuklarına çekiliyorlar..
--Şiir yazma tarzımı beğenmeyebilirsin, bu senin bakış açın, kimse de bir şey diyemez. Ben 17
yaşımdan beri aynı tarzda ŞİİR yazarım. 7-8 ve 11 li hece ölçüsü kullanırım. Genelde koşma
ve irticalen yazarım. Antolojide Benim tarzda ŞİİR yazan Şair sayısı 25'i geçmez. Yani herkesin
Pilav yeme tarzı başka-başkadır. Haa bu arada ben asla ve kat-a birileri beğensin diye Şiir ve
Makale yazmam. Genelde Toplumsal meseleleri dile getiririm...
--Eğer ki, yazdıklarımı yansız ve tarafsız okursanız, inanın ki beraberinde bir çok meseleyi de
çözmüş olursunuz....İNŞALLAH
---------OZAN ÇAKIROĞLU---------