VI şadırvana terk edildin sen, her hak yerine halka aşık gibi…,
ve aşk seni ayaklar altında ezdiler, üstüne kilit vurulmuş kederli bir kapı, mührünü öptü gözlerinden…; yüreğimin çatısı aktı rutubete,
kırmızı kadife perde, kapat pencereni rüzgara..., aşk, sana demediklerini bırakmadılar, ah,
ey aşk; varsın desinler, sunarım kızıl ve kenarda kalmış güllerimi ben, tenha yüreğine…, bir küfür gibi doldu içime kavuşup/ayrılmamız hekimim,
keramet eblehlerine postnişin atarım ikimizi de, ki içimde uğuldayan ötenazi, ne olur sus sus, ah;
yeryüzüne indi aşk, bozulmasın bu akid…, ki şimdi aşk sen; piç misin…, yetimhane avlusuna, iri taneli yağmurlar yağıyor… mavi gözlü kızıl saçlı çilli çocuk, yastığından boncuklar topluyor,
ah aşk, küçümsediler acımı, ölümler var, savaşlar, açlık ve..., nasıl üşüdüm bir bilsen, nasıl; yokluğunda...,
baktığın kalp içlerimde, dağ gölleri buz tutuyor, mevsim bir günde değişti ve, hangi göç, kanatsız bir göğe yükselir…,
Halkı milletten ayıran en önemli fark; halk, bir toplumda halen yaşamakta olan çeşitli toplum kesimlerini kapsamaktadır. Millet ise geçmişten geleceğe doğru belirli bir soyu ifade etmektedir. Daha milliyetçi bir ifadedir ve aynı toplumda yaşayan gruplar arasındaki farklılığı öne çıkarmaktadır.
“Halkı milletten ayıran en önemli fark; halk, bir toplumda halen yaşamakta olan çeşitli toplum kesimlerini kapsamaktadır. Millet ise geçmişten geleceğe doğru belirli bir soyu ifade etmektedir. Daha milliyetçi bir ifadedir ve aynı toplumda yaşayan gruplar arasındaki farklılığı öne çıkarmaktadır.Sağcılar,millet,solcular halk sözcüğünü kullanır.Halkın belirgin özelliklerinden biri, millet olma özelliklerine veya bilincine ulaşmamış olmasıdır.[kaynak belirtilmeli] Örneğin İstanbul halkı, Sovyet halkı... Bir coğrafyada yaşayanlardan bahsederken o devletin milletinden ziyade, halkından bahsetmenin daha doğru olacağı ve milliyetçi söylemleri daha geri plana itmesi nedeniyle amaca daha uygun olacağı düşünülmektedir. Nitekim bir Amerikan milletinin olmayıp bir Amerikan halkının olması buna örnektir BeğenYorum YapPaylllayın kendinizi böyle bir adamdan! Müzik dinleyelim.” (William Shakespeare, Venedik Taciri, Sahne 20*)
'Dilim seni dilim dilim dileyim/ başıma gelenleri senden bileyim.(İletilmek istenen den farklı anlama gelen sözlerin pişmanlğıyla söylenen bir halk değişidir.)
bir marka efendim bu :)) bisküvisi var, çorbası var, yağı var falan da filan...ucuzdur üstelik, bir de bazı ürünleri kanserojen diyorlar...halka bu ürünleri layık görüp üreten ve bu dahiyene ismi veren firmayı kutlarım efendim... saygılar :)
Meydana her çıkanı alkışlayan,hafızası zayıf, askeri anayasa ile onca yıl yönetilip gıkını çıkarmayan şimdilerde anayasanın yeşil tonlarına çalmasına alkış tutan % 47lik kısım.. Geri kalan % 53 lük kısmı halktan sayan yok bu ülkede yalnızca malum biri 70 milyonun hepsini kucaklıyorum der, hepsi halkmış gibi görünür.
Reinada gördüğümüz yüzlerce kişi mi? Yoksa aha şurada viski içen 30 adam mı? Bunlar halk denizinde birkaç damla…
Asıl halkı, milyonlarca halkı buralarda göremezsiniz…
Hovardanın har vurup harman savurduğu, zillilerin geceleri sokaklarda fink attığı saatlerde, asıl halk, başını avuçlarının içine almış, düşünmektedir…
Gözümüzün önüne iki kefesi de para dolu bir terazi getirelim. Gökten inen bir el bu kefelerden birindeki parayı azar-azar alıp öteki kefeye doldursun. Tabiî, kefelerden biri ağırlaşır; öteki hafifleyip havaya kalkar. İşte, ağırlaşan kefede zenginlerin, hafifleşen kefede ise halkın serveti vardır.
Şimdi biz yalnız ağırlaşan kefeye bakıp, soruyoruz: -Canım haniye para yoktu? Bu nedir?
Bu, paradır, hem de halkın parasıdır; fakat artık halkın cebinde değildir.
Halkın kararlarına saygılı olmamak...Son sözü halk söylemez demek...Atatürk ilkelerini yok saymak demektir... Cumhuriyetçilik ve Halkçılığı yok saymaktır...Halka saygı duymak gerekiyor... Devlet adamlarının görevi halkı bilinçlendirmek... Doğru olanı göstermek... Yanlış yollara sapmasını önlemek... Halka iyiyi, güzeli, doğruyu sunmak her devlet adamının boynunun borcudur...Devlet adamlığı bu yüzden önemlidir...Herkes olamaz bu yüzden denmemtedir... Bu yüzden Mitingler yapılır... Bu yüzden Değerler tekrar tekrar hatırlatılır...
gardiyanları ve yargıçları ve savcıları hepsi halka karşıdır kanunları, yönetmelikleri, bütün kararları hepsi halka karşıdır dergileri, gazeteleri, bütün yayınları hepsi halka karşıdır
bunların hiçbiri onları kurtaramayacak durduramayacaklar halkın coşkun akan selini
panzerleri, kelepçeleri, bütün silahları hepsi halka karşıdır zindanları, tutukevleri, işkenceevleri hepsi halka karşıdır borsaları ve şirketleri ve iktidarları hepsi halka karşıdır
bunların hiçbiri onları kurtaramayacak durduramayacaklar halkın coşkun akan selini
her toplumun bir önderi vardır en küçük bir arkadaş grubunun bir lideri vardır çünkü insanları belli bir amaç dogrultusunda bir araya getirmesi gereken birileri vardır halkın payını yok sayan yok ama o halkı bir araya getiren türk oldugunu hatırlatan önce vatan demeyi ögreten bir lider lazımdı o da YÜCE ATATÜRK dü
Ben halka bakinca gümüş tirnakli kisraklar sirça kirpikli gelinler huylanir. Ben halka bakinca terlenirim yaslanirim tarlalarin gölgesine, tozuna kirlenir gülkurusu mendilim. Benim rengimle kim yarişabilir sancimi kimler altedebilir ben halka bakinca? Ben ki kazdim, küredim, ellerimle boşalttim geceyi yildizlari, hüznü ordan firlatip attim, sonra ordan firtinali bir tüzeyle halka bakinca yeniden yaralandim dünya irmaklarindan.
Dünyanin irmaklari dedigim yer aydinlik, gülümserlik ve sevda Oysa halkin göz çukurlari çamurlanmiştir kani ilgit ilgit akar, kani kara yazlik sinemalarda, üniformalar altinda banknotlarin, kiravatlarin saltanatiyla çürütülmektedir halk. Gözlerim ne güzeldir halka bakinca gözlerimde bögürtlendir avuçlarimda nar, ayaklarini çiplatip sulardan geçen çocuklar sevinçle kipirdatir yapraklarimi. Halkim piçaklanmiş bir kadin gibidir kaygular içinde yapayalniz zehirli çiçeklerin ugultusu uzaklaşmaz kulaklardan.
Gözlerim neden güzeldir halka bakinca beni neden küflemez o çökertilmiş anlam herdaim karnimda tikili duran şafak dünyalar biriktirir halk adina? Çünkü bana göbek bagimdan işliyor toprak hançeri ellerinde neşter kilan arkadaşlarim var daglarda. Kara yerden kirmizi gelincikler biterken leylekler kirlenirken bin bereket ugruna şeffaf, bakire kizlar pencerelerden kaçirilmak için elederken delikanlilara o zaman benim gözlerim işte kavi bir mavzer olur halka. Kanima kizgin demirler sokulur ben halka bakinca Kömür kokusunda yüzlerim kabarir kalbim uyanir gires lekelerinden gök gürülder köleler kipirdanir uykumun rengi yayilir dünyaya uykum çünkü uçari, çünkü hovarda şafaklarin öncesidir. sazaklar içinde bir çocugu emzirir çaputlara sarilmiş çürüksüz çocugu ben halka bakinca.
Yaşamak güzeldir gözlerim daha güzel gözlerim daha güzel halka bakinca ve sürülmüş topragi yaratkan beyni işleyen elleri huylandiran bakişlarim yani insan türünün var kilan hiz yani hatta tarlalarda döl yataklarinda bile oyalanmayan savaşin, sevdanin rengi her güzellik bu rengin ardindadir yaşamak bir başina bu rengi geçebilmez 'ölümden korkup da sonunu sayan ölür gider yar koynuna giremez.'
Belli bir alan içerisinde yaşayan; dil,din gelenek görenek,kültür, ırk vb.ortak müştereklerden bir veya birkaçını paylaşan insan topluluklarına halk denir.
Topraktan öğrenip kitapsız bilendir. Hoca Nasreddin gibi ağlayan Bayburtlu Zihni gibi gülendir. Ferhad’dır Kerem’dir Ve Keleğlan’dır. Yol görünür onun garip serine, analar, babalar umudu keser, kahpe felek ona eder oyunu. Çarşambayı sel alır, bir yar sever el alır, kanadı kırılır çöllerde kalır, ölmeden mezara koyarlar onu.
O “Yunusu biçaredir Baştan ayağa yaredir” ağu içer su yerine. Fakat bir kere bir dert anlayan düşmeye görsün önlerine ve bir kere vakt erişip “Gayrık yeter! ...” demesinler Bunu bir dediler mi, “İsrafil surunu urur, mahlukat yerinden durur”, toprağın nabzı başlar onun nabızlarında atmağa. Ne kendi nefsini korur, ne düşmanı kayırır, “Dağları yırtıp ayırır, kayaları kesip yol eyler abıhayat akıtmağa...” N.H.R.
VI
şadırvana terk edildin sen,
her hak yerine halka aşık gibi…,
ve aşk
seni ayaklar altında ezdiler,
üstüne kilit vurulmuş kederli bir kapı,
mührünü öptü gözlerinden…;
yüreğimin çatısı aktı
rutubete,
kırmızı kadife perde,
kapat pencereni rüzgara...,
aşk, sana demediklerini bırakmadılar,
ah,
ey aşk;
varsın desinler,
sunarım kızıl ve kenarda kalmış güllerimi ben,
tenha yüreğine…,
bir küfür gibi doldu içime
kavuşup/ayrılmamız hekimim,
keramet eblehlerine postnişin atarım ikimizi de,
ki içimde uğuldayan ötenazi,
ne olur sus sus,
ah;
yeryüzüne indi aşk,
bozulmasın bu akid…,
ki şimdi aşk sen;
piç misin…,
yetimhane avlusuna,
iri taneli yağmurlar yağıyor…
mavi gözlü kızıl saçlı çilli çocuk,
yastığından boncuklar topluyor,
ah aşk,
küçümsediler acımı,
ölümler var, savaşlar, açlık ve...,
nasıl üşüdüm bir bilsen, nasıl;
yokluğunda...,
baktığın kalp içlerimde,
dağ gölleri buz tutuyor,
mevsim bir günde değişti ve,
hangi göç,
kanatsız bir göğe yükselir…,
Çok teşekür ederim
Çok teşekür ederim
Halkı milletten ayıran en önemli fark; halk, bir toplumda halen yaşamakta olan çeşitli toplum kesimlerini kapsamaktadır. Millet ise geçmişten geleceğe doğru belirli bir soyu ifade etmektedir. Daha milliyetçi bir ifadedir ve aynı toplumda yaşayan gruplar arasındaki farklılığı öne çıkarmaktadır.
“Halkı milletten ayıran en önemli fark; halk, bir toplumda halen yaşamakta olan çeşitli toplum kesimlerini kapsamaktadır. Millet ise geçmişten geleceğe doğru belirli bir soyu ifade etmektedir. Daha milliyetçi bir ifadedir ve aynı toplumda yaşayan gruplar arasındaki farklılığı öne çıkarmaktadır.Sağcılar,millet,solcular halk sözcüğünü kullanır.Halkın belirgin özelliklerinden biri, millet olma özelliklerine veya bilincine ulaşmamış olmasıdır.[kaynak belirtilmeli] Örneğin İstanbul halkı, Sovyet halkı... Bir coğrafyada yaşayanlardan bahsederken o devletin milletinden ziyade, halkından bahsetmenin daha doğru olacağı ve milliyetçi söylemleri daha geri plana itmesi nedeniyle amaca daha uygun olacağı düşünülmektedir. Nitekim bir Amerikan milletinin olmayıp bir Amerikan halkının olması buna örnektir
BeğenYorum YapPaylllayın kendinizi böyle bir adamdan! Müzik dinleyelim.” (William Shakespeare, Venedik Taciri, Sahne 20*)
bir halk için en kötü şey,tarihinin düşmanları tarafından yazılmasıdır.
'Dilim seni dilim dilim dileyim/ başıma gelenleri senden bileyim.(İletilmek istenen den farklı anlama gelen sözlerin pişmanlğıyla söylenen bir halk değişidir.)
Biz halkız,yeniden doğarız ölümlerde.
Pablo Neruda
Her halk, layık olduğu şekilde yonetilir.
hem tanrıya hem şeytana kulluk yapılmaz.
Halk değimi
Sürü psikolojisine kapılabilme ihtimali yüksek insan kitlesi..
Bilinen anlamları dışında yöremizde Yad, yaban, el alem anlamlarında kullanılır.
(Gel bu yana, karışma hal(k) ğın işine, yöresel söyleyiş)
Gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını sallar
(Halk Değişi)
Halk/ İnsanlar toplumsal yaradılışta(fıtratta) sınıfsız tek toplumdu.Ancak daha sonra sınıflara bölündüler.
bir marka efendim bu :)) bisküvisi var, çorbası var, yağı var falan da filan...ucuzdur üstelik, bir de bazı ürünleri kanserojen diyorlar...halka bu ürünleri layık görüp üreten ve bu dahiyene ismi veren firmayı kutlarım efendim... saygılar :)
Meydana her çıkanı alkışlayan,hafızası zayıf, askeri anayasa ile onca yıl yönetilip gıkını çıkarmayan şimdilerde anayasanın yeşil tonlarına çalmasına alkış tutan % 47lik kısım..
Geri kalan % 53 lük kısmı halktan sayan yok bu ülkede yalnızca malum biri 70 milyonun hepsini kucaklıyorum der, hepsi halkmış gibi görünür.
“Halk” kim?
Reinada gördüğümüz yüzlerce kişi mi? Yoksa aha şurada viski içen 30 adam mı? Bunlar halk denizinde birkaç damla…
Asıl halkı, milyonlarca halkı buralarda göremezsiniz…
Hovardanın har vurup harman savurduğu, zillilerin geceleri sokaklarda fink attığı saatlerde, asıl halk, başını avuçlarının içine almış, düşünmektedir…
Gözümüzün önüne iki kefesi de para dolu bir terazi getirelim. Gökten inen bir el bu kefelerden birindeki parayı azar-azar alıp öteki kefeye doldursun. Tabiî, kefelerden biri ağırlaşır; öteki hafifleyip havaya kalkar. İşte, ağırlaşan kefede zenginlerin, hafifleşen kefede ise halkın serveti vardır.
Şimdi biz yalnız ağırlaşan kefeye bakıp, soruyoruz:
-Canım haniye para yoktu? Bu nedir?
Bu, paradır, hem de halkın parasıdır; fakat artık halkın cebinde değildir.
Kefenin biri ağırlaştıkça öteki hafifliyor.
Halkın kararlarına saygılı olmamak...Son sözü halk söylemez demek...Atatürk ilkelerini yok saymak demektir... Cumhuriyetçilik ve Halkçılığı yok saymaktır...Halka saygı duymak gerekiyor... Devlet adamlarının görevi halkı bilinçlendirmek... Doğru olanı göstermek... Yanlış yollara sapmasını önlemek... Halka iyiyi, güzeli, doğruyu sunmak her devlet adamının boynunun borcudur...Devlet adamlığı bu yüzden önemlidir...Herkes olamaz bu yüzden denmemtedir... Bu yüzden Mitingler yapılır... Bu yüzden Değerler tekrar tekrar hatırlatılır...
gardiyanları ve yargıçları ve savcıları
hepsi halka karşıdır
kanunları, yönetmelikleri, bütün kararları
hepsi halka karşıdır
dergileri, gazeteleri, bütün yayınları
hepsi halka karşıdır
bunların hiçbiri onları kurtaramayacak
durduramayacaklar halkın coşkun akan selini
panzerleri, kelepçeleri, bütün silahları
hepsi halka karşıdır
zindanları, tutukevleri, işkenceevleri
hepsi halka karşıdır
borsaları ve şirketleri ve iktidarları
hepsi halka karşıdır
bunların hiçbiri onları kurtaramayacak
durduramayacaklar halkın coşkun akan selini
topluluk
asıl lider halkmıdır yoksa halkın destek verip öncülüğüne katkıda bulunduklarımıdır
Halkın iyiliği için halkını katletmek:(((
her toplumun bir önderi vardır
en küçük bir arkadaş grubunun bir lideri vardır
çünkü insanları belli bir amaç dogrultusunda bir araya getirmesi gereken birileri vardır
halkın payını yok sayan yok
ama o halkı bir araya getiren
türk oldugunu hatırlatan
önce vatan demeyi ögreten
bir lider lazımdı o da YÜCE ATATÜRK dü
halkı savunduğunu iddia edip bunun üzerinden ideoloji güdenlerin halkı yok sayması ne ilginç ve ne kdr bzm ülkemizde alışıldık durumdur demi
halkın %72 si ingiliz sömürüsünü kabul ediyodu...
evet hsklısın halk önemliymiş....
Ben halka bakinca gümüş tirnakli kisraklar
sirça kirpikli gelinler huylanir.
Ben halka bakinca terlenirim
yaslanirim tarlalarin gölgesine, tozuna
kirlenir gülkurusu mendilim.
Benim rengimle kim yarişabilir
sancimi kimler altedebilir ben halka bakinca?
Ben ki kazdim, küredim, ellerimle boşalttim geceyi
yildizlari, hüznü ordan firlatip attim,
sonra ordan firtinali bir tüzeyle halka bakinca
yeniden yaralandim dünya irmaklarindan.
Dünyanin irmaklari dedigim yer
aydinlik, gülümserlik ve sevda
Oysa halkin göz çukurlari çamurlanmiştir
kani ilgit ilgit akar, kani kara
yazlik sinemalarda, üniformalar altinda
banknotlarin, kiravatlarin saltanatiyla
çürütülmektedir halk.
Gözlerim
ne güzeldir halka bakinca
gözlerimde bögürtlendir
avuçlarimda nar,
ayaklarini çiplatip sulardan geçen çocuklar
sevinçle kipirdatir yapraklarimi.
Halkim
piçaklanmiş bir kadin gibidir
kaygular içinde yapayalniz
zehirli çiçeklerin ugultusu
uzaklaşmaz kulaklardan.
Gözlerim
neden güzeldir halka bakinca
beni neden küflemez o çökertilmiş anlam
herdaim karnimda tikili duran şafak
dünyalar biriktirir halk adina?
Çünkü bana göbek bagimdan işliyor toprak
hançeri ellerinde neşter kilan
arkadaşlarim var daglarda.
Kara yerden kirmizi gelincikler biterken
leylekler kirlenirken bin bereket ugruna
şeffaf, bakire kizlar pencerelerden
kaçirilmak için elederken delikanlilara
o zaman benim gözlerim işte
kavi bir mavzer olur halka.
Kanima kizgin demirler sokulur
ben halka bakinca
Kömür kokusunda yüzlerim kabarir
kalbim uyanir gires lekelerinden
gök gürülder köleler kipirdanir
uykumun rengi yayilir dünyaya
uykum çünkü uçari, çünkü hovarda
şafaklarin öncesidir.
sazaklar içinde bir çocugu emzirir
çaputlara sarilmiş çürüksüz çocugu
ben halka bakinca.
Yaşamak güzeldir
gözlerim daha güzel
gözlerim daha güzel halka bakinca
ve sürülmüş topragi
yaratkan beyni
işleyen elleri huylandiran bakişlarim
yani insan türünün var kilan hiz
yani hatta tarlalarda
döl yataklarinda bile oyalanmayan
savaşin, sevdanin rengi
her güzellik bu rengin ardindadir
yaşamak bir başina bu rengi geçebilmez
'ölümden korkup da sonunu sayan
ölür gider yar koynuna giremez.'
(İ.Ö.)
Belli bir insan topluluğunun bir araya gelerek aynı dili konuşmaları
gelenek görenekleriyle içinde yaşadıkları topraklarda kimsenin baskısı
altında kalmadan özgürce yaşayabilmeleridir
ağnam....
Belli bir alan içerisinde yaşayan; dil,din gelenek görenek,kültür, ırk vb.ortak müştereklerden bir veya birkaçını paylaşan insan topluluklarına halk denir.
Topraktan öğrenip
kitapsız bilendir.
Hoca Nasreddin gibi ağlayan
Bayburtlu Zihni gibi gülendir.
Ferhad’dır
Kerem’dir
Ve Keleğlan’dır.
Yol görünür onun garip serine,
analar, babalar umudu keser,
kahpe felek ona eder oyunu.
Çarşambayı sel alır,
bir yar sever
el alır,
kanadı kırılır
çöllerde kalır,
ölmeden mezara koyarlar onu.
O “Yunusu biçaredir
Baştan ayağa yaredir”
ağu içer su yerine.
Fakat bir kere bir dert anlayan düşmeye görsün önlerine
ve bir kere vakt erişip
“Gayrık yeter! ...”
demesinler
Bunu bir dediler mi,
“İsrafil surunu urur,
mahlukat yerinden durur”,
toprağın nabzı başlar
onun nabızlarında atmağa.
Ne kendi nefsini korur,
ne düşmanı kayırır,
“Dağları yırtıp ayırır,
kayaları kesip yol eyler abıhayat akıtmağa...”
N.H.R.