Ben senin en çok gözlerini sevdim Kah çocukça mavi, kah inadına yeşil Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran Unutturur bana birden acıları, güçlükleri Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Adam şapkasına rastladı sokakta Kimbilir kimin şapkası Adam ne yapıp yapıp hatırladı Bir kadın hatırladı sonuna kadar beyaz Bir kadın açtı pencereyi sonuna kadar Bir kadın kimbilir kimin karısı Adam ne yapıp yapıp hatırladı.
Yıldızlar kıyamet gibiydi kaldırımlarda Çünkü biraz evvel yağmur yağmıştı Adam bulut gibiydi, hatırladı Adamın ayaklarının altında Yıldızların yıldız olduğu vardı Adam yıldızlara basa basa yürüdü Çünkü biraz önce yağmur yağmıştı
ümitsizdi adam. bir gün kendisine uzaktan çok uzaktan bakmayı denedi. kendi uçurumunu gördü. dahası kendisini o uçurumun dibinde çok dibinde gördü. nasıl olmuş, dedi, bu uçurumda bu kadar derinlere düşmüşüm böyle? kendi uçurumunun derinliği karşısında ürperdi de oradan nasıl çıkacağını hiç bilemedi. sağa sola baktı. bulanık görüntüler arasında bir tutamak, bir basamak, bir çıkıntı aradı, el atacak. hayır, hiçbir şey yok. başı döndü. yapacak bir şey yok. görmem, dedi, yetmiyor ondan kurtulmama. cep telefonlarına, bilgisayarlarına, sahte empatilerine döndü yeniden...
Bir adam var beynimin çöllerinde beyninde yeşil vadiler akarsular olan.Bir adam var beynimin çöllerinde hayalleri olan fakat elinde bir şey olmayan….
Bir adam var bende susuz bir kaya parçasının üzerine düşmüş dünyanın en güzel meyvesinin tohumu sanki.Bir adam var bir taraftan o sandalyeye çakılıp kalan……
Desen ki ; SEVDİN, ne kadar? Sokağın tavanı kadar...
Hiçbir YÜZ güzel değil, senin YÜZünden...
Ölüm, bir kalp ağrısıyla gelsin, içinde ADININ geçtiği....
Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kah çocukça mavi, kah inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil
Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili
Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak
Ü. Yaşar Oğuzcan
Yaşamı paylaşıyorum seninle
İster zindanda ister sürgünde
Sevdadır emziren direncimi
Adın güneşli bir türkü dilimde...
"Hadi takas edelim bir şeylerimizi... Mesela ; gülüşünden ver, ömrümden al... "
Ç/Engelli bir iğneydim, iki kalbi bir arada tutmaya çalışırken kanayan ve kanatan...
Seninle içilen şarap helaldir,
SENSİZ içtiğim su bile haram...
Ö. HAYYAM
Duydun mu sustuklarımı?
"Başıma gelen en güzel şey SENSİN ". dedi adam
"Benim sende gördüğümü, başkaları da görecek diye ödüm kopuyor.." dedi adam...
"Şımaracak kimsen olmadığında hayat seni kocaman bir adama çevirir."MGorki
Adam olmak için önce insan olabilmek lazım.
"İnsanım" demekten arlanıyorum,
Dünyaya baktıkça darlanıyorum,
Çağı anlamakta zorlanıyorum!
Adamı değilim bu yeryüzünün.
ana sütüyle ADAM olmayan kişi inek sütü ile ancak öküz olur........
Kime sorsan adam.
Artık adam görmek için müzelere felanmı gitmemiz gerekiyo :)
...sanmış olabilirim ama kim olsa öyle sanardı, çok benziyordu (vallaha)
Erkek kişi..
Öyle pusu kurup punduna düşürmekte ne iş..
ADAM dediğin gardaş; yüreği varsa getirip ortaya koymalı..
ingilizce de adem'i
karşılayan sözcük
Adam şapkasına rastladı sokakta
Kimbilir kimin şapkası
Adam ne yapıp yapıp hatırladı
Bir kadın hatırladı sonuna kadar beyaz
Bir kadın açtı pencereyi sonuna kadar
Bir kadın kimbilir kimin karısı
Adam ne yapıp yapıp hatırladı.
Yıldızlar kıyamet gibiydi kaldırımlarda
Çünkü biraz evvel yağmur yağmıştı
Adam bulut gibiydi, hatırladı
Adamın ayaklarının altında
Yıldızların yıldız olduğu vardı
Adam yıldızlara basa basa yürüdü
Çünkü biraz önce yağmur yağmıştı
Cemal Süreya
Adamlık zordur sığmaz her kafatasına
adam dediğim yüreği varsa getirip ortaya koymalı....!
adam var iki yüzlü utanmaz bukalemun
nasıyat fukarası yüz karası alemin
adam var menfaata satar kardeşini
adam var arkadaşa kurban eder başını
ümitsizdi adam. bir gün kendisine uzaktan çok uzaktan bakmayı denedi. kendi uçurumunu gördü. dahası kendisini o uçurumun dibinde çok dibinde gördü. nasıl olmuş, dedi, bu uçurumda bu kadar derinlere düşmüşüm böyle? kendi uçurumunun derinliği karşısında ürperdi de oradan nasıl çıkacağını hiç bilemedi. sağa sola baktı. bulanık görüntüler arasında bir tutamak, bir basamak, bir çıkıntı aradı, el atacak. hayır, hiçbir şey yok. başı döndü. yapacak bir şey yok. görmem, dedi, yetmiyor ondan kurtulmama. cep telefonlarına, bilgisayarlarına, sahte empatilerine döndü yeniden...
adam olmak için yalanmı söylemek lazım
bende adam kelimesini çözemedim bilen varsa söylesin
nasıl adam olunur
Bir adam var beynimin çöllerinde beyninde yeşil vadiler akarsular olan.Bir adam var beynimin çöllerinde hayalleri olan fakat elinde bir şey olmayan….
Bir adam var bende susuz bir kaya parçasının üzerine düşmüş dünyanın en güzel meyvesinin tohumu sanki.Bir adam var bir taraftan o sandalyeye çakılıp kalan……