Detay kendini gökyüzüyle birlikte ifşa eder, her kavuşmada bütün bilgiler iflas eder, tabii bu herkesle olabilecek bir konu değil, ona uygun yapıyı bulmak da hayat oyununun parçası, ruhsal bir bütünlükle taçlandıramıyorsan nakız teşebbüs olacaktır.
Kesinlikle duruştur, görüntü çabuk silinir çeşitli nedenlerle, ama, duruş, hep kalır, en azından bellekte, ve hiçbir okul, veya sipariş, eğitim onu temin edemez, kendi buyuran bir yetenektir.
Mesela Madam BOVARY, Flaubert, aslında bir etik destanıdır, ve kadın doğasını çözümlemede bir şahika, çünkü, bir taşra doktoruyla evli Bovary, onu ve unvanını yetersiz bulur, ve şehirdeki yüksek zümrede mevki sahiplerine layık olduğunu düşünür, o özlemin peşinde kendi dramını adım adım inşa eder, buna gerekli donanımı hazırlamak için tüketmek gerekir, o parayla olur, borçlar derken sarmal büyür, yeni tanıştıkları da, onu yetersiz bulduğundan iter bırakır, artık çaresiz ölüm döşeğindeyken, gene yanına gelen beğenmediği eski eşidir, kısaca, neden o değilsinin ağıdıdır Bovary, kızlar doğanızın tuzaklarına kanmayın, uzak özlemlere koşarken yakın mutlulukları gömersiniz, sonu feci biter, ben söyliyim siz yapmayın.
Ben mücevher sevmem dedi kadın, anlamam da... Tek taş, Beş taş deyince, Çocukluğumun oyunları gelir aklıma. Mücevher sevmem ben.. Vefa severim, Çiçek severim ben, Sadakat severim, Edeb severim, Şiir severim… . (Birhan Eroğlu)
Şu dünyayı oyalayabilme şansımı arttıran etmen yaratıcı tarafından aldığım en güzel hediyem yani cinsiyetim. Erkek olsam yaşamı bu kadar sever miydim bilemem ama kadın olarak sevdiğim bir gerçek.
kadın bir cinsiyettir, herhangi bir üstünlüğü ya da alçaklığı yoktur. kadın da insandır, erkek de. abartılması için hiç bir neden yok, ya da alçaltılması. ancak maalesef türkiye isimli bir ülkeydeyiz...
Bir kelime, bin mefhum... Bazen yağmur, bazen rüzgar, bazen ateş, bazen toprak...Uykusuz geceler, hareketten ziyade izdiham günler, meyus düşler ve hep bir varoluş...Varsa hayat var, aşk var, hasret var, sevgi var, bugün var, yarın var...Yoksa... Yoksa zarar, yoksa ziyan...
Kadını hangi cümle ile anlatsak yavan kalır mısralara sığmaz yeri gelmiş cennet ayakları altına serilmiş,yeri gelmiş onlar için dağlarlar taşlar delinmiş erkeği tamamlayan en güzel varlıktır.Günümüzde pek değeri bilinmese de bir tarladır bence kadın ne ekersen sana onu geri verir.
Kadın dediğin kimine göre sadece ihtiras ve şehvetten ibaret kimine göre en yüce varlıktır çünkü O annedir ve eştir. Kimi erkekler bilmez kadınların kıymetini hor görür kayırmaz alır satar yıpratır. Kimi erkeklerse baş tacı yapar sever namusu gibi görür ve O'na anneliği eşliği yakıştırıp sadece koynunda değil kalbinde taşır.
'..kutsal kitabı okumuş olsaydın bir şey dikkatini çekerdi. Tanrı önce Adem’i yarattı, sonra da cenneti, daha sonra Adem’i cennete koydu. Adem cennette olmasına şaşmıştı, bu ona doğal gelmemişti, değil mi? Havva’nın durumu başkaydı; o Adem’den sonra yaratıldı… Cennette yaratıldı; cennetin yerlisi. Sonra ikisi de cennetten kovulduklarında, bu Adem ve Havva için aynı şey değildi; Adem ilk çıkış noktasına geri dönüyordu. Havva ise, tersine, doğduğu ülkeden sürülmüştü. Eğer bunu unutursanız, kadınlardan yana hiçbir şey anlamazsınız. Kadınlar cennetin sürgünleridir…' BKNZ: Michel Tournier
Detay kendini gökyüzüyle birlikte ifşa eder, her kavuşmada bütün bilgiler iflas eder, tabii bu herkesle olabilecek bir konu değil, ona uygun yapıyı bulmak da hayat oyununun parçası, ruhsal bir bütünlükle taçlandıramıyorsan nakız teşebbüs olacaktır.
Kesinlikle duruştur, görüntü çabuk silinir çeşitli nedenlerle, ama, duruş, hep kalır, en azından bellekte, ve hiçbir okul, veya sipariş, eğitim onu temin edemez, kendi buyuran bir yetenektir.
Allah'ın bir lütfu olduğunu gözardı etmemek gerekir.
Mesela Madam BOVARY, Flaubert, aslında bir etik destanıdır, ve kadın doğasını çözümlemede bir şahika, çünkü, bir taşra doktoruyla evli Bovary, onu ve unvanını yetersiz bulur, ve şehirdeki yüksek zümrede mevki sahiplerine layık olduğunu düşünür, o özlemin peşinde kendi dramını adım adım inşa eder, buna gerekli donanımı hazırlamak için tüketmek gerekir, o parayla olur, borçlar derken sarmal büyür, yeni tanıştıkları da, onu yetersiz bulduğundan iter bırakır, artık çaresiz ölüm döşeğindeyken, gene yanına gelen beğenmediği eski eşidir, kısaca, neden o değilsinin ağıdıdır Bovary, kızlar doğanızın tuzaklarına kanmayın, uzak özlemlere koşarken yakın mutlulukları gömersiniz, sonu feci biter, ben söyliyim siz yapmayın.
yücelik, ve aynı zamanda birbirine benzemeyen tür içinde tür.
https://pin.it/37zvfEk
https://pin.it/1DfrYvS
Ben mücevher sevmem dedi kadın, anlamam da...
Tek taş, Beş taş deyince, Çocukluğumun oyunları gelir aklıma.
Mücevher sevmem ben..
Vefa severim,
Çiçek severim ben,
Sadakat severim,
Edeb severim,
Şiir severim…
.
(Birhan Eroğlu)
Şu dünyayı oyalayabilme şansımı arttıran etmen yaratıcı tarafından aldığım en güzel hediyem yani cinsiyetim. Erkek olsam yaşamı bu kadar sever miydim bilemem ama kadın olarak sevdiğim bir gerçek.
Ya sırtımıza alıp taşıyoruz
Ya ayaklarımızın altına alıp çiğniyoruz
Öğrenemedik bir türlü,
Yan yana yürümeyi....
Ö. HAYYAM
kadın bir cinsiyettir, herhangi bir üstünlüğü ya da alçaklığı yoktur. kadın da insandır, erkek de. abartılması için hiç bir neden yok, ya da alçaltılması. ancak maalesef türkiye isimli bir ülkeydeyiz...
timsahı çanta yapan kadın
erkeği kim bilir ne yapar (:
iyi geçinmek lazım bu kadınlarla
Bi' yağmur yağsın da
Bi' şarkı çalsın
Sen beni ölsen unutamazsın.
Bir kelime, bin mefhum... Bazen yağmur, bazen rüzgar, bazen ateş, bazen toprak...Uykusuz geceler, hareketten ziyade izdiham günler, meyus düşler ve hep bir varoluş...Varsa hayat var, aşk var, hasret var, sevgi var, bugün var, yarın var...Yoksa... Yoksa zarar, yoksa ziyan...
Ruhu ile bedeni barışık Nene Hatun gibi kadınlar cennet kapısı,
Ruhundan bihaber sade bedenen var olan ise cehennem kapısıdır.
Kadın, yürektir.
Kadını hangi cümle ile anlatsak yavan kalır mısralara sığmaz yeri gelmiş cennet ayakları altına serilmiş,yeri gelmiş onlar için dağlarlar taşlar delinmiş erkeği tamamlayan en güzel varlıktır.Günümüzde pek değeri bilinmese de bir tarladır bence kadın ne ekersen sana onu geri verir.
Salt insan. Sadece insan. İnsan ırkının iki ayrı cinsiyetinin birisi. Abartmaya, yüceltmeye ya da küçümsemeye gerek yok bence.
kesinlikle.. cennet anlayışı dişi
cennet insanı AŞKsız kılar evet ..ama cenneti kadında düşünürsen hiç de sıkıcı olmayabilir :)))
kesra.. kadın zaten cennetin kendi...
erkeklerin varoluşlarını, kimliklerini ve cinselliklerini üzerinden tanımladıkları insan...
kadının direk cennete gideceğini düşünüyorum...sorgusuz sualsiz.............
Kadın dediğin kimine göre sadece ihtiras ve şehvetten ibaret kimine göre en yüce varlıktır çünkü O annedir ve eştir. Kimi erkekler bilmez kadınların kıymetini hor görür kayırmaz alır satar yıpratır. Kimi erkeklerse baş tacı yapar sever namusu gibi görür ve O'na anneliği eşliği yakıştırıp sadece koynunda değil kalbinde taşır.
'..kutsal kitabı okumuş olsaydın bir şey dikkatini çekerdi.
Tanrı önce Adem’i yarattı, sonra da cenneti, daha sonra Adem’i cennete koydu.
Adem cennette olmasına şaşmıştı, bu ona doğal gelmemişti, değil mi?
Havva’nın durumu başkaydı; o Adem’den sonra yaratıldı…
Cennette yaratıldı; cennetin yerlisi.
Sonra ikisi de cennetten kovulduklarında, bu Adem ve Havva için aynı şey değildi;
Adem ilk çıkış noktasına geri dönüyordu.
Havva ise, tersine, doğduğu ülkeden sürülmüştü.
Eğer bunu unutursanız, kadınlardan yana hiçbir şey anlamazsınız.
Kadınlar cennetin sürgünleridir…' BKNZ: Michel Tournier
Dinlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz lâkin dinlerseniz çok şey kazanırsınız.
Biz bize can vermedikçe tez biter oyun...