Kendimi vitrinlerde seyrederken, bir aşk tüccarının rafında kalmış alelade bir çerçeve olduğumu anlayamamışım. Ne zormuş insanın sevildiğini sanması. Tırnaklarıyla kazıdığı bir aşkta, tırnak kadar değerinin olmaması…
her nesne bir değer taşır özü itibariyle fakat tüm müesseselerde 'eder' önemlidir. değere göre değil edere göre muamele. insafsızlık mı? o sizin hüsnü kuruntunuz der geçerler.
bazen de değmez. değdiğini zannedersiniz ama yakınınızdan bile geçmemiştir. kolunuzda kalan yara izi gözyaşlarınızın açtığı yoldur sadece.. her nehir yatağı gibi o da kurur, o da dolar.. büyük sözler kalır geriye, söylenmiş.. ve cemal süreya çıkıp gelir:
sen tutar kendini incecik sevdirirdin bir umuttum bir misillemeydin yalnızlığa şanssızım diyemem kendi payıma hain bir aşk bu kökü dışarda olur böyle şeyler ara sıra olur ara sıra
'Değer vermeye değer mi acaba? ' düşünceleriyle boğuşurken insan kendini neden kandırıyor ki? Objektif olmak neden zorlaşıyor? Haddinden fazla değer verme özelliğine sahip insanlar mutsuzluğa neden mahkum?
karşınızdakine bir değer yükler, pratikte de bunu gösterecek girişimler de bulunursunuz. bu değeri iliklerine kadar hisseden karşınızda ki, hukuğu geliştirip, zenginleştirmek yerine anlaşılmaz bir şekilde hoyratlaşarak, özeni, inceliği elinden bırakıp, ilişkiyi köreltmeye başlar! ne oluyor ya, deyip, yaşananların adını koymaya çalışırsınız: sizi elde etmenin dayanılmaz hafifliği, kaçan- kovalayan paradoksu, heyecan bitti vs.vs. sonuçta her ne menemse, ilişkiniz yıpranır ve gözden geçirmek zorunda kalırsınız. üç vakte kadar iki yol gözükür, ya by-pass yada ilişki mezarlığına mevtayı sessizce gömmek…
göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor, olmasaydı sonumuz böyle… mırıl mırıl. ama geçtir hem de çok geç, bunu daha önce düşünüp, buna uygun davranacaktın a merkepinoğlu/kızı.
Değer kelimesini; şu kocaman dünya üzerinde,tartabilecek kadar teknolojiye sahip,hiç bir Mizan aletinin olduğunu sanmıyorum.olsa olsa,yürek denilen eşsiz kıyas olgusuyla ölçebiliriz diyebilmekteyim ancak.Ve,bu Kıyas olgusuna sahip olan canlı sayısı ise,bir elin parmakları sayısınca çıkabilmekte maalesef.... Değerli user justyche'e saygılarımla....
Sadece değerliler değer verir.
Bir kara kalın, bir kara gözün, değer dünya malına...
ölçülüp tartılacak bir şey değildir. Gönül biçer insanın değerini
ve sözler de asla o ölçüyü ifade edemez...
'İnsanların değerini anlamak için, arkadaşlarımzın gözlerimizin önünde ölmesi ızdırap verici'
(Bir savaş belgeselinden)
bir fatih yeşil kolay yetişmiyor..
Canın Yana Yana Ögrenirsin Kime Çok Değer Verdigini
Değer verdiğin insan, senin değerini bilmiyorsa; bırak kendi değeri ile kalsın...! ! ! !
Kendimi vitrinlerde seyrederken, bir aşk tüccarının rafında kalmış alelade bir çerçeve olduğumu anlayamamışım. Ne zormuş insanın sevildiğini sanması. Tırnaklarıyla kazıdığı bir aşkta, tırnak kadar değerinin olmaması…
ne ya da ne değil? ve kime göre neye göre?
her nesne bir değer taşır özü itibariyle fakat tüm müesseselerde 'eder' önemlidir. değere göre değil edere göre muamele. insafsızlık mı? o sizin hüsnü kuruntunuz der geçerler.
bazen de değmez. değdiğini zannedersiniz ama yakınınızdan bile geçmemiştir. kolunuzda kalan yara izi gözyaşlarınızın açtığı yoldur sadece.. her nehir yatağı gibi o da kurur, o da dolar.. büyük sözler kalır geriye, söylenmiş.. ve cemal süreya çıkıp gelir:
sen tutar kendini incecik sevdirirdin
bir umuttum bir misillemeydin yalnızlığa
şanssızım diyemem kendi payıma
hain bir aşk bu kökü dışarda
olur böyle şeyler ara sıra
olur ara sıra
artık değerler sözde özde bir değer yok onun içni düşüncem hiç yokk
Herkeste olması gereken şey, bir eşyanın bile...
kalbinizde elleri olan.
...
onun maddî değeri kaybolmamıştır...
...
belki manevî bir bedel olmuştur...
'Değer vermeye değer mi acaba? ' düşünceleriyle boğuşurken insan kendini neden kandırıyor ki?
Objektif olmak neden zorlaşıyor?
Haddinden fazla değer verme özelliğine sahip insanlar mutsuzluğa neden mahkum?
Kimseye hak ettiginden fazla deger vermeyin. Onlar önce sizi hak etmeyi ögrensin.
İnsanın, değerleri olmalı...
psikolojik açılımlarla, minibüs yazılarının arasından;
karşınızdakine bir değer yükler, pratikte de bunu gösterecek girişimler de bulunursunuz. bu değeri iliklerine kadar hisseden karşınızda ki, hukuğu geliştirip, zenginleştirmek yerine anlaşılmaz bir şekilde hoyratlaşarak, özeni, inceliği elinden bırakıp, ilişkiyi köreltmeye başlar! ne oluyor ya, deyip, yaşananların adını koymaya çalışırsınız: sizi elde etmenin dayanılmaz hafifliği, kaçan- kovalayan paradoksu, heyecan bitti vs.vs. sonuçta her ne menemse, ilişkiniz yıpranır ve gözden geçirmek zorunda kalırsınız. üç vakte kadar iki yol gözükür, ya by-pass yada ilişki mezarlığına mevtayı sessizce gömmek…
göğsüm daralıyor yüreğim kanıyor, olmasaydı sonumuz böyle… mırıl mırıl. ama geçtir hem de çok geç, bunu daha önce düşünüp, buna uygun davranacaktın a merkepinoğlu/kızı.
(bkz. hayat ne tuhaf vapurlar filan)
senin için her şey değer, ey yüce mevlam.
ışığınızla dünyayı aydınlatıyorsanız siz bir değersiniz.
bazan birşeyi söylemeden önce iki kere düşünmek gerek..
deger hayatımızda pay bıcılebılecek bır olay bence; bılınc teraparısı gıbı bır olay
iyiliği, güzelliği, kıymeti,annemiiiiiii
Değer kelimesini; şu kocaman dünya üzerinde,tartabilecek kadar teknolojiye sahip,hiç bir Mizan aletinin olduğunu sanmıyorum.olsa olsa,yürek denilen eşsiz kıyas olgusuyla ölçebiliriz diyebilmekteyim ancak.Ve,bu Kıyas olgusuna sahip olan canlı sayısı ise,bir elin parmakları sayısınca çıkabilmekte maalesef....
Değerli user justyche'e saygılarımla....
değer paha biçilemiyecek kadar değerlidir
Herşey işleviyle eşdeğer,
İşlevsellik ise,değişimi belgeler...
Soyut, ama soyutlanmadan,
Herşey beraberken bir değer...
sonrasındaki baharlar hatırına alacakaranlıklara...Değer!
Değerse eğer! ..
hayattaki kavgalarımız
sevmek sevilmek değer vermek