" bana karşı anlayışlı davranan tek kişi, terzimdi.. her gördüğünde yeniden alırdı ölçülerimi.. onun dışında herkes önceki ölçülerin bana hep uyacağını sandı.. "
Türkçe yazılmış dünya ölçeğinde yapıtlar, Yunus Emre Divanı, Nesimi şiirleri, Fuzuli Şiirleri, Şeyh Galib, Güzellik ve Aşk kitabı, şiirleri, Çocuk ve Allah kitabı, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Korkuyu Beklerken, Bir şey yap Met, Turan Oflazoğlu oyunları ve şiirleri. Türkçe konuşanların dünyanın heryerinde anlayana övünçle bahsedebileceği eserlerdir, başkalarından yararlanıp binayı inşa etmekte yarar vardır, ama, hiçbir şey kendi olmanın yerini tutamaz, zaten başkaları da ciddiye almaz. Rasyonelitenin dünyada ki öncülerinden İngiliz toplumunun en büyük başarıları olarak aralarından Shakespeare in - irrasyonalitenin boyutlarını en yetkin serimleyen örneklerden, insan bütünlüğünün bütün yönleri gibi - yetişmesini en önemli başarıları olarak gördüğünü unutmadan. Kolay gelsin.
bilmiyorum. genelde insanlar sarhoşken ayık oldukları zaman kafalarını kurcalayan şeylere söver, hakaret ederler de.. hani senin eski günlerin geldi aklıma. küfür yoktu sende takdir ediyorum bu yönüyle sarıgri de küfür etmez. o yüzden renklilik olur seviyorum bu durumu. ikinizde içtiğinizi kendiniz söylüyorsunuz. eleştiri fikir bazında olursa hoş ama iş küfür ve hakarete gelince gayretine dokunuyor insanın.. neyse kızdıysan silerim. kusura bakma. ama dediğim gibi kendin yazmıştın..
ölçü ölçüdür hem türkçede ölçü vardır hemde fizik kimya biyoloji matematik vb.. gibi derslerde vardıı fark_var_@hotmail.com okuyan eklesin boşunamı yazıorum ben
ifrat ve tefritten yani aşırılık ve noksanlıktan kaçınmak. ortayol demektir. ayrıca satın alınan herhangi bir malın miktarını veya hizmetin süresini ifade etmek için de kullanılır.
ifrat ve tefritten yani aşırılık ve noksanlıktan kaçınmak. ortayol demektir. ayrıca satın alınan herhangi bir malın miktarını veya hizmetin süresini ifade etmek için de kullanılır.
Bir ölçü tutturamadan yaşayışımızın en güzel kanıtıydı belki, ölçüsüzce ve biçip tartmadan konuşmalarımız. En acısı, nereden geldiğini hesaba katmadığımız sözlerimizdir aslında. Sırtını sapasağlam duvara yasladığımızı zannettiğimiz harfler yığını tamamen desteksiz durmaktadır. Ve bu kuru laflar yeri gelir en körpe umutları, yeri gelir yeni filizlenmiş başakları çiğner geçer. Çiğneyen habersiz, yaptığının doğruluğuna inanmakta ve başını neredeyse göğe değecek kadar kaldırmakta... 'İnsanlar böyledir.' dedirtir.zihinlere, zamanın birinde okunan bir kitabın ismi ve hayatın ta kendisi olarak...
Neydi bizleri böylesi hesapsız bir kıyımın içine iten? Asırlar öncesinin lâle motiflerini yüreğimize dokuyamayışımız mı? Yıkan sözler, hesap bilmeyen gözler, çabucak silinip giden izler... Kuru toprağa basmakla, yahut çimenlerde koşmakla iz bırakılmaz.Atlamak lazım çamurlara, vererek bütün manevi ağırlığı ayaklara... Bir de elleri uzatarak arkada kim varsa...Kalite hesabı yapmadan sarılmak lazım elleriyle beraber yüreğini uzatanlara.
Sahi neydi kalite? Kimler takılıp kalırdı bu sözcüğün arka sokaklarına? Sûrete aldanıp derine inmeyenlerin, dibi görünmeyen kuyulara bir ip sarkıtamayanların hesabındaydı belki 'kalite' anlayışının farklılığı.
Dinle öyleyse gördüğü her kapalı kapıyı mağara zanneden soğuk benizli arkadaş! Dinle, bir elin beş parmaklığından başka gerçeğe kapalı olan aydın arkadaş! ...
Kalite çok uzak benden, dimağında şekillenmiş haliyle.Bakma öyle giyimime kuşamıma, kalbime bakmayacaksan. Hele sözlerime inanma hiç. Süslemeyi pek severim kendimle beraber, kurduğum cümleleri. 'Kaliteli insan' değil cümlelerin sahibi, inan gözlerini bir kenara çıkarmış, kulağını takmayı unutmuş arkadaş.
İnan, iyi oyuncuyum ben. Hele bir de edebiyat ve felsefeye, öyle merakım var ki, başladım mı nutuk çekmeye, tas üstünde taş bırakmam. Samimi olacağını nereden biliyorsun her kafiyeli dizenin? Açıp baktın mı kalbime? Asıl cevherler içimde gizli belki, en temiz papatyaları ve en dokunulmamış nilüferleri saklıyorum 'kalbim' dediğim dünyamda. Yahut en akla gelmez cinnetler taşıyorum içimde, kim bilir?
Dilim özenle süslenmiş cümleler kurarken gevezeliği seven birinin bitip tükenmeyen örneklerini veriyorsam, felsefî yanımı silah gibi kullanıp tam şakağından vuruyorsam zayıf yönlerini ve sen bana 'Vay bee! işte kalite! ' diyorsan... Sonucun nereye çarptığını duyabiliyor musun, işitme eşiği sıfırın altına düşen arkadaş?
Sen de, kardeleni yükseklerde görüp de papatyaların masumiyetini çiğneyenlerden misin? Alt alta dizilen çekmecelerin ilki diye en alttakine sessizce uzananlardan mı, yoksa hemen en tepedekine atlayanlardan mısın? Bilemem elbet kalbin saniyede kaç ritimle atmakta? Ben bilemem elbet, nabzın kaç sevgilik dirence dayanmakta? Ama sen de bilme 'kaliteli insan' sözünü, terazide bile ölçü alamayan arkadaş.
Sen de bilme, sözlerimin rengini göremiyorsan. Ne olur, sen de görmezden gel beni...........Görmezden gel cismimi...
''Kibirsiz ve israf etmeden yiyiniz, içiniz, sadaka veriniz ve giyininiz.'' (Buhârî, Libâs,1)
" bana karşı anlayışlı davranan tek kişi,
terzimdi..
her gördüğünde yeniden alırdı ölçülerimi..
onun dışında herkes
önceki ölçülerin bana hep
uyacağını sandı.. "
Türkçe yazılmış dünya ölçeğinde yapıtlar, Yunus Emre Divanı, Nesimi şiirleri, Fuzuli Şiirleri, Şeyh Galib, Güzellik ve Aşk kitabı, şiirleri, Çocuk ve Allah kitabı, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Korkuyu Beklerken, Bir şey yap Met, Turan Oflazoğlu oyunları ve şiirleri. Türkçe konuşanların dünyanın heryerinde anlayana övünçle bahsedebileceği eserlerdir, başkalarından yararlanıp binayı inşa etmekte yarar vardır, ama, hiçbir şey kendi olmanın yerini tutamaz, zaten başkaları da ciddiye almaz. Rasyonelitenin dünyada ki öncülerinden İngiliz toplumunun en büyük başarıları olarak aralarından Shakespeare in - irrasyonalitenin boyutlarını en yetkin serimleyen örneklerden, insan bütünlüğünün bütün yönleri gibi - yetişmesini en önemli başarıları olarak gördüğünü unutmadan. Kolay gelsin.
Terk-i diyar eylesem, şu mezbahaneden
Yokluğum kiloyla mı, yoksa 'baş' la mı fark edilir?
ölçü:her konuda,belirlenmiş olan miktar veya boyuta olan oranlama dır.
bilmiyorum.
genelde insanlar sarhoşken
ayık oldukları zaman kafalarını kurcalayan şeylere söver, hakaret ederler de..
hani senin eski günlerin geldi aklıma.
küfür yoktu sende
takdir ediyorum bu yönüyle
sarıgri de küfür etmez. o yüzden renklilik olur seviyorum bu durumu.
ikinizde içtiğinizi kendiniz söylüyorsunuz.
eleştiri fikir bazında olursa hoş
ama
iş küfür ve hakarete gelince
gayretine dokunuyor insanın..
neyse
kızdıysan silerim. kusura bakma. ama dediğim gibi kendin yazmıştın..
ölçü ölçüdür hem türkçede ölçü vardır hemde fizik kimya biyoloji matematik vb.. gibi derslerde vardıı fark_var_@hotmail.com okuyan eklesin boşunamı yazıorum ben
ifrat ve tefritten yani aşırılık ve noksanlıktan kaçınmak. ortayol demektir. ayrıca satın alınan herhangi bir malın miktarını veya hizmetin süresini ifade etmek için de kullanılır.
ifrat ve tefritten yani aşırılık ve noksanlıktan kaçınmak. ortayol demektir. ayrıca satın alınan herhangi bir malın miktarını veya hizmetin süresini ifade etmek için de kullanılır.
seviye yi çağrıştırıyo
çokluk birimlerinin genel adı
Müjdecim, Kurtarıcım, Efendim, Peygamberim;
Sana uymayan ölçü, hayat olsa teperim!
ya nie gereksz gereksz şeyler yasıosunus ki ne gerek war? gerekli adam gibi bilgiler werin...
ölçü nedir anlamı
bir beher çorba kaşığı!
ölçüyü bilenin terazi şaşmaz :)
Belli bir baza (zemin, ortam) göre belirli katlar.
Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz...
Mevlana
neye göre..burası önemli...
Bir ölçü tutturamadan yaşayışımızın en güzel kanıtıydı belki, ölçüsüzce ve biçip tartmadan konuşmalarımız. En acısı, nereden geldiğini hesaba katmadığımız sözlerimizdir aslında. Sırtını sapasağlam duvara yasladığımızı zannettiğimiz harfler yığını tamamen desteksiz durmaktadır. Ve bu kuru laflar yeri gelir en körpe umutları, yeri gelir yeni filizlenmiş başakları çiğner geçer. Çiğneyen habersiz, yaptığının doğruluğuna inanmakta ve başını neredeyse göğe değecek kadar kaldırmakta... 'İnsanlar böyledir.' dedirtir.zihinlere, zamanın birinde okunan bir kitabın ismi ve hayatın ta kendisi olarak...
Neydi bizleri böylesi hesapsız bir kıyımın içine iten? Asırlar öncesinin lâle motiflerini yüreğimize dokuyamayışımız mı? Yıkan sözler, hesap bilmeyen gözler, çabucak silinip giden izler... Kuru toprağa basmakla, yahut çimenlerde koşmakla iz bırakılmaz.Atlamak lazım çamurlara, vererek bütün manevi ağırlığı ayaklara... Bir de elleri uzatarak arkada kim varsa...Kalite hesabı yapmadan sarılmak lazım elleriyle beraber yüreğini uzatanlara.
Sahi neydi kalite? Kimler takılıp kalırdı bu sözcüğün arka sokaklarına? Sûrete aldanıp derine inmeyenlerin, dibi görünmeyen kuyulara bir ip sarkıtamayanların hesabındaydı belki 'kalite' anlayışının farklılığı.
Dinle öyleyse gördüğü her kapalı kapıyı mağara zanneden soğuk benizli arkadaş! Dinle, bir elin beş parmaklığından başka gerçeğe kapalı olan aydın arkadaş! ...
Kalite çok uzak benden, dimağında şekillenmiş haliyle.Bakma öyle giyimime kuşamıma, kalbime bakmayacaksan. Hele sözlerime inanma hiç. Süslemeyi pek severim kendimle beraber, kurduğum cümleleri. 'Kaliteli insan' değil cümlelerin sahibi, inan gözlerini bir kenara çıkarmış, kulağını takmayı unutmuş arkadaş.
İnan, iyi oyuncuyum ben. Hele bir de edebiyat ve felsefeye, öyle merakım var ki, başladım mı nutuk çekmeye, tas üstünde taş bırakmam. Samimi olacağını nereden biliyorsun her kafiyeli dizenin? Açıp baktın mı kalbime? Asıl cevherler içimde gizli belki, en temiz papatyaları ve en dokunulmamış nilüferleri saklıyorum 'kalbim' dediğim dünyamda. Yahut en akla gelmez cinnetler taşıyorum içimde, kim bilir?
Dilim özenle süslenmiş cümleler kurarken gevezeliği seven birinin bitip tükenmeyen örneklerini veriyorsam, felsefî yanımı silah gibi kullanıp tam şakağından vuruyorsam zayıf yönlerini ve sen bana 'Vay bee! işte kalite! ' diyorsan... Sonucun nereye çarptığını duyabiliyor musun, işitme eşiği sıfırın altına düşen arkadaş?
Sen de, kardeleni yükseklerde görüp de papatyaların masumiyetini çiğneyenlerden misin? Alt alta dizilen çekmecelerin ilki diye en alttakine sessizce uzananlardan mı, yoksa hemen en tepedekine atlayanlardan mısın? Bilemem elbet kalbin saniyede kaç ritimle atmakta? Ben bilemem elbet, nabzın kaç sevgilik dirence dayanmakta? Ama sen de bilme 'kaliteli insan' sözünü, terazide bile ölçü alamayan arkadaş.
Sen de bilme, sözlerimin rengini göremiyorsan.
Ne olur, sen de görmezden gel beni...........Görmezden gel cismimi...
ölçü; manası malüm
Bakış açımız......hayat ve kişi arsına çekilen ve muhafazası zor bir çizgi
.......en küçük ihmallik büyük bir yıkıntı demektir..
bir birim...
bugünlerde bebeklerin kilo,boy ve baş çevreleriyle ilgileniyorum...:=))
onları normal standard eğrilerle kıyaslayıp malnutre olanları saptıyoruz...
her tür ölçü gerekli...
istatistiklerle saptananlar daha makbul...
ölçüyü tutturmak zor zanaat...
benim duygusallığın ölçüsünü tutturmamı istemeleri gibi birşey...
yapamıyorum ki...:=))
ölcüyle hareket etmeyi unutma sakin,
mütemadiyen terbiyeni takin...