aklımıza evvelemirde geldi.merhum abdulbaki gölpınarlının mecâlis-i sâb'a tercümesine yazdığı dîbaçesinde kendini tavsif ettiği terkib. bende-yi bendegân-ı mevlanâ. mevlanâ'nın hizmetkarlarının hizmetkarı. ............................................................................................. saniyen:
söze ve dahi sese ve dahi kelimelere bende olduklarımız secdgâh-ı satırlara, kubbe-yi dîl-i pür melâl ve dahi pür cemalimizi, türab-ı dîl-harâbımızdan fışkıran pınarlarında gasledip, secdelere yatırmaklarımız lügatlarde medfûn hayal-i muhallerimiz kainat-ı derûnumuza müstağrik iken, Rabbimize şerik olan kirli nazarımız
ey suhen! ey guftegû! ey kıl ü kâl! ey tercüme-yi ahval! ey bitmiyen sükûn-u helal! ey bahr-i bîhudud-u hâl-i kemal!
ey şerh-i sadr! ey şahid-i kahr! ey inşikak-ı kamer-i sema-yı dîl-i mecruh! ey kelimelere akan nasibdâr, ey kelimeler arıyan ruh-i ruh!
................................................................................................... Efendimiz buyurmuştu kelimede sihir vardır kelimelere efendim deyişimiz galiba bundandır Muvahhide şirkimiz kelimelerledir ..................................................................................................... efendim! hülasa şudur kelimelerle âşık olur insan kelimelerle biter yalnız doğduğunda tek kelime bilmededir ki onu da duyduğu haşyetten deyiveremez ...................................................................................................... efendim! hülasa! sükûn-u sâhte efendi ister kendine kelimelerden ziyade sükûnuda o kadar kelime pinhandır ki bu yüzden sükûnu sâhtedir o yüzden gönlü sûhtedir
Öncelikle bu mübareğin ismini duymak ve yoluna düşmek herkese nasip olmayan. aslında o kadar da yakınımızda lakin gözlerimizi gerçek manada görmeye terbiye edemediğimiz için göremiyoruz. mübarek kişiyle tanışmak en yakın zamanda mübarek elineden öpmek şerefine nail olmak dileğiyle. tüm sofi karşelerimizi bu yola düştükleri için canı gönülden tebrik ederim. yaş henüz 7 :)
bazı iğrenç adamlar efendim diyene 'aferin adımı iyi öğrenmişsin' diye cevap verirler ki ya oracıkta mümkünse linç etmek, değilse koşarak uzaklaşmak gerekir.
kişinin mütevaziliğine mütevazilik saygısına saygınlık edebine edeb katar yüzünüzden tebessüm gönlünüzden sevgi'nin hiç bir zaman eksik olmaması temennilerimle hoşça kalın efendim
'Dert oldum hira'ya beni teskine geldi efendim.'
(İsmet Özel)
nerede bir EFENDİ varsa, orada KÖLEnin olması kaçınılmazdır.
onun için kimseye 'efendim' demeyin :)
Ha! sözcüğünün kibarcası.
Rûhum sana âşık, sana hayrandır Efendim,
Bir ben değil, âlem sana kurbandır Efendim.
Ecrâm ü felek, Levh u kalem, mest-i nigâhım,
Dîdârına âşık Ulu Yezdân’dır Efendim.
Mahşerde nebîler bile senden medet ister,
Rahmet, diyen âlemlere, Rahman’dır Efendim.
Tâ Arşa çıkar her gece âşıkların âhı,
Medheyleyen ahlâkını Kur’an’dır Efendim.
Aşkınla buhurdan gibi tütmekte bu kalbim,
Sensiz bana cennet bile hicrândır Efendim.
Doğ kalbime bir lahzacık ey Nûr-i dilârâ
Nûrun ki gönül derdime dermândır Efendim.
Ulvî de senin bağrı yanık âşık-ı zârın
Feryâdı bütün âteş-i sûzândır Efendim.
Kıtmîriniz ey Şâh-ı rüsûl, kovma kapından,
Âsîlere lûtfun yüce fermândır Efendim.
Ali Ulvi Kurucu
PEYGAMBER EFENDİMİZ
Sıkıntılı hallerinde dahi kabalaşmaz ve kimseyi kırmazdı.
PEYGAMBER EFENDİMİZ
Şahsı için öfkelenmez ve öç almaya kalkmazdı.
bir üfledin de
yıkıldı bendim
@..
..
'Gözyaşımı, gözden gizli silenim..'*
..
Bilsem ki ben senin nen'im..?
*Fethi Ağabeye rahmet ile yine yine..Her daim
..
...
Sana geldim efendim…
Bilmem kaçıncı ağlayışım yapayalnız gecelerde
Sana salat ve selamlar gece gündüz hecelerde
Şu gönlüm sensizlikten her an bocalarda
Ben çaresizce yine hüzne şayan bir şekilde
Bu gece içimdeki sıkıntılarım ve tüm dertlerimle
Ben
Ben sana geldim efendim…
Sana geldim efendim…
İstiyorum ki kalbim çıksın yerinden ve dile gelsin
Yüreğim sökülüp ta canevinden sana salat ve selam getirsin
Bu aşk beni bende daha fazla çoğalmadan bitirsin
Divane gönlüm yansın da şu aklını yitirsin
Ben kaybolayım ani çığıkların boz bulanık nidalarında
Volkanların köpüklü kaynayan sularında
Yansam yanmazdım yandığım kadar böyle
Halim, ahvalim bu iken
Bense sana geldim efendim…
Sana geldim efendim…
Bendim şehrin soğuk sokaklarında inleyen aşkından
Mecnun misali çölleri karış karış arşınlayan
Ve bir sevda ateşi yakıp büyük bir sevinçle ateşe atlayan
Meczup bir görüntüyü işleyip nakış nakış yüreğime
Her soruşumda büyüdü mü içindeki aşk diye kendi kendime
Sürünerek ismin dudağımda iken yesrip çöllerinde
Sensizliğe muzdarip bu yaban ellerinde
Seni her an soluyup yasatarak aciz kaderimde
Bütün sözler istemeden tıkanırken biçare genizimde
Bir de baktım ki ben kaybolmusum engin bir vuslat denizinde
Bir baktım ki ben sana gelmişim efendim…
Bir baktım ki sana gelmişim efendim…
Bir baktım ki sana gelmişim…
haaaa........! ! !
efendin kalem odasında, hade
yüzünden düşen bir damla terin talibi benim..
..
“Senin hengamelerinin lezzeti enfes
Lakin bir garip yabancılık var yakınlığında..” (M.İkbal)
Niye desem...?
aklımıza evvelemirde geldi.merhum abdulbaki gölpınarlının mecâlis-i sâb'a tercümesine yazdığı dîbaçesinde kendini tavsif ettiği terkib.
bende-yi bendegân-ı mevlanâ.
mevlanâ'nın hizmetkarlarının hizmetkarı.
.............................................................................................
saniyen:
söze ve dahi sese ve dahi kelimelere bende olduklarımız
secdgâh-ı satırlara, kubbe-yi dîl-i pür melâl ve dahi pür cemalimizi, türab-ı dîl-harâbımızdan fışkıran pınarlarında gasledip, secdelere yatırmaklarımız
lügatlarde medfûn hayal-i muhallerimiz
kainat-ı derûnumuza müstağrik iken, Rabbimize şerik olan kirli nazarımız
ey suhen!
ey guftegû!
ey kıl ü kâl!
ey tercüme-yi ahval!
ey bitmiyen sükûn-u helal!
ey bahr-i bîhudud-u hâl-i kemal!
ey şerh-i sadr!
ey şahid-i kahr!
ey inşikak-ı kamer-i sema-yı dîl-i mecruh!
ey kelimelere akan nasibdâr, ey kelimeler arıyan ruh-i ruh!
...................................................................................................
Efendimiz buyurmuştu
kelimede sihir vardır
kelimelere efendim deyişimiz galiba bundandır
Muvahhide şirkimiz kelimelerledir
.....................................................................................................
efendim!
hülasa şudur
kelimelerle âşık olur insan
kelimelerle biter
yalnız doğduğunda tek kelime bilmededir ki onu da duyduğu haşyetten deyiveremez
......................................................................................................
efendim!
hülasa!
sükûn-u sâhte
efendi ister kendine kelimelerden ziyade
sükûnuda o kadar kelime pinhandır ki
bu yüzden sükûnu sâhtedir
o yüzden gönlü sûhtedir
kibar bi sözcük bu sözü kulanana canim feda efendim
Efendiler yesin seni:D:D:D:D:D:D:D:D
Efendi/M/
Dünyayı veririm
Ama /M/yi vermem...
Bağlı bulunduğum mürşidim
Öncelikle bu mübareğin ismini duymak ve yoluna düşmek herkese nasip olmayan. aslında o kadar da yakınımızda lakin gözlerimizi gerçek manada görmeye terbiye edemediğimiz için göremiyoruz. mübarek kişiyle tanışmak en yakın zamanda mübarek elineden öpmek şerefine nail olmak dileğiyle. tüm sofi karşelerimizi bu yola düştükleri için canı gönülden tebrik ederim. yaş henüz 7 :)
ne................................... ' nin kibar wersiyonu
bazı iğrenç adamlar efendim diyene 'aferin adımı iyi öğrenmişsin' diye cevap verirler ki ya oracıkta mümkünse linç etmek, değilse koşarak uzaklaşmak gerekir.
telefona cevap verirken alodan daha karizma duran ciddi sozcuk.
buyrun efenim.....
efendim yerine efenim demeye bayılırım......
kişinin mütevaziliğine mütevazilik saygısına saygınlık edebine edeb katar yüzünüzden tebessüm gönlünüzden sevgi'nin hiç bir zaman eksik olmaması temennilerimle hoşça kalın efendim
Mevki olarak aşağıda kalan kişinin, bir üstündeki mevkide bulunan kişiye hitap etmekte kullanmak zorunda olduğu sıfatlardan biri.
buyrun, bişimi vardi? ?
tekrar ettirme istegi:efendim işitmedim bana birşey mi dedin
aman efendim aman
galiba ahir zaman
manzarası yurdumun
tufan gününden yaman
....
nfk..
Amirime efendim diyecek kadar onursuz, kıymetlime efendim demiyecek kadar nezaketsiz değilim... derdi, (tam hatırlamıom ama böle bişeydi)