Modern aşamanın yeni tanrıları fabrikalar kurbanlarını talep ediyor, tören için tapınaklarımıza davetlisiniz, yani organizasyonlara. Güzel günler göreceğiz çocuklar.
Eğer barışı bozarsanız bilin ki, Allah kudret ve hikmet sahibidir.
Eski Yunan’da ekonomi sözcüğünün kelime anlamı, bir evin mal varlığını yönetme sanatıydı. O dönemde ilgi veya etki alanı bir evden ibaret olan ekonomi, bugün bütün dünyayı ilgilendirmekte ve etkisi altına almaktadır. Ekonomi, sınırlı kaynakların nasıl kullanılacağını inceleyen sosyal bilim dalıdır. Tarih boyu ekonomi birçok farklı şekilde tanımlanmıştır. Bu tanımın da zaman içinde anlamını ve önemini yitireceği bir gerçektir, bunun sebebi bireylerin ihtiyaçları, üretim biçimleri ve malları, dolayısıyla yaşam biçimleri değişmekte ve gelişmekte, bu değişme ve gelişme de ekonominin anlamını ve işlevini insanlığın gelişmesine paralel olarak değiştirmektedir. Kendisinden önce ekonomi hakkında birçok görüş belirtilse de, klasik ekonomi geleneğinin 1776’da Adam Smith’le başladığı kabul edilir. Onu bu kadar önemli yapan, ekonominin literatür analizinden ve ahlaki araştırmasından çok, işleyişiyle ilgilenmesiydi. A.Smith, 1776’da Ulusların Zenginliği adlı 5 ciltlik bir eser yayınlamış, burada kendinden önce yapılamayan, kapsamlı ve tutarlı bir iktisadi düzen modeli ortaya koymuştur. Tarihsel dönemlere bakıldığında, çeşitli ekonomik düzenler görülmektedir. Bu düzenler, üretim kaynağı, miktarı, yöntemi gibi konularda birbirinden çok farklı özellikler göstermektedir. Tarihte ekonomik düzenlerde üretim kaynakları şunlar olmuştur: Toprak, emek, sermaye ve bilgi. Toprağın üretim aracı olduğu Sanayi Devrimi öncesi dönem, insanların sadece toprağı işleyerek yaşadığı ve üretimlerinin yegane tarımsal ürünler olduğu dönemdir, bu yüzden toprak kutsal sayılmış ve savaşların başlıca nedeni olmuştur. Sanayi Devrimi’yle sanayileşen, makineleşen ve seri üretime geçen insanoğlu, tarımsal üretim tekelini kırdı. Bu dönemde ekonomik aktörler; insanın kol gücünü örnek alan makinalar, bunların bulunduğu fabrikalar ve buralarda çalışan işçiler ve bunları yöneten sermaye sahibi kapitalistlerdi. 20. yüzyılın ikinci yarısında, teknoloji alanında, özellikle bilgisayar, yaşanan gelişmeler de günümüzde ekonomik aracın bilgi olmasını sağlamıştır. Bu amaçla ve insan beynini örnek alarak üretilen bilgisayarlar, bu yeni devrin sembolleri haline gelmiştir. Bilgi Çağı’nı başlatan bu gelişmeler tüm insanlığı olduğu gibi ekonominin tanımını da değişime sevketmektedir. Sermaye, emek, hammadde gibi sınırlı kaynakları ve araçları olan, Sanayi Dönemi kökenli ekonomi tanımı yerine; günümüzün bilgiye, insan beynine dayanan ekonomi sistemi, bilginin ve insan aklının sınırsız olmasından dolayı sınırsız kaynağa ve araca sahiptir. Dolayısıyla ekonomi de sınırsız kaynakların idaresini inceleyen sosyal bilim olma gerçeğiyle karşı karşıyadır.
İnsanlar,tarih boyunca bir şeylere yönelik çalışmalar yapmıştır.Bu çalışmalar çoğu zaman kendi temel ihtiyaçları doğrultusundadır ve binlerce yılda bu hâlini almıştır.Yani; ekonomi kendisine ait yaptığı gelişmeler sonucunda,ortaya çıkan çıkar ilişkilerinin bilim dalı olarak kabul edilmiş halidir.WARNING! I WAS BORN IN 1992
kıt kaynaklarla max üretim ve tüketimi sağlamayı öğreten bilim dallarından biri...unutmayın ki ekonomiyle her gün içiçeyiz herkesin biraz olsun bilgiis olması gerekir..
2003 de ekonomi yeni hükümete devredildi, hükümetin ilk işi AB hede hödö ilişkileri sonrada elindeki mal varlıklarını yüksek fiyatlara satmak oldu, bu sıradada dolar kuru MB tarafından baskı altında tutulup sabitlendi 1 yıl içinde dolar fiyatı zamanla düştüğünden TL ve borsası değerlendi enflasyon düştü... peki ama adama hiç sormazlarmı 'arkadaşım güzel bir deney yaptınız 2 yıl sürdü, sattığınız kitlerden aldığınız paralarlada deneyi gizlediniz elinizde likidite tuttunuz, biz yabancıyız sağolun siz bunu yaparken yüksek karlar elde ettik ama artık ABD dede japonyadada bu karları elde edebiliyoruz sıcak para derler bize bu gün burdaysak yarın ordayız sen yatırım yapıp üretimini artırsaydın istihdam yaratmaya çalışsaydın daha iyi olmazmıydı? '
umarım bu yazıyı ağustos ayında RtE televizyonlara çıkıp 'develüasyon yapmak zorunda kaldık' dediğinde okuyup kahrolmazsınız...
demekki neymiş? kemal abi çember sakallısıyla ali baba pazarcısıyla ekonomi yönetilmezmiş küpe olsun kulaklarına halk denen insanlar.
kıt kaynakların economic kullanılımını sağlamaya çalışan iktisat biliminde kıt beyinlerin hep birbirinin tersi olan önermeleri sonucu düzlüğe çıkamayan insan refahı klasik neoklasik keynesyen arz yönlüler neo keynesyenler monetaristler liberaller vs vs ler aklını seven dalmasın işin içine kendileri bili anlamıyorlar bu işten
''Yalniz ekmek yemekle yasanmaz ''díyen Hz.Isa´in sözüylede anlasiliyorki insan ekonomik bir varlik degildir.Cünkü insan ahlaka ve insani bir dimaga sahip olmadan yasayamaz.
KIT KAYNAKLARI KULLANARAK SONSUZ İHTİYAÇLARI KARŞILAMAK MATEMATİKSEL OLARAK İMKANSIZDIR.SONSUZ İHTİYAÇLAR ANCAK CENNETTE KARŞILANIR. YAHUDİLERDE AHİRET İNANCI MALESEF OLMADIĞINDAN REFAHI BU DÜNYA'DA TESİS ETMEK İÇİN KULLANDIKLARI BİR SİSTEM ARACIDIR.
insanoğlunun 'sınırsız' ihtiyaçlarını, 'kıt' kaynaklarla karşılamayı öğreten bilim dalı (!) . bu tarife oldum olası gıcık kapmışımdır. e temel bu olunca ekonomi skalasının sağı, solu ve ortası aynı. farkı fiyatı...
Modern aşamanın yeni tanrıları fabrikalar kurbanlarını talep ediyor, tören için tapınaklarımıza davetlisiniz, yani organizasyonlara. Güzel günler göreceğiz çocuklar.
Eğer barışı bozarsanız bilin ki, Allah kudret ve hikmet sahibidir.
Gel, tabii, değirmene.
Ne zaman bir siyasi ekonomimiz çok iyi durumda derse, siz tersini düşünün çünkü yalan.
Eski Yunan’da ekonomi sözcüğünün kelime anlamı, bir evin mal varlığını yönetme sanatıydı. O dönemde ilgi veya etki alanı bir evden ibaret olan ekonomi, bugün bütün dünyayı ilgilendirmekte ve etkisi altına almaktadır. Ekonomi, sınırlı kaynakların nasıl kullanılacağını inceleyen sosyal bilim dalıdır. Tarih boyu ekonomi birçok farklı şekilde tanımlanmıştır. Bu tanımın da zaman içinde anlamını ve önemini yitireceği bir gerçektir, bunun sebebi bireylerin ihtiyaçları, üretim biçimleri ve malları, dolayısıyla yaşam biçimleri değişmekte ve gelişmekte, bu değişme ve gelişme de ekonominin anlamını ve işlevini insanlığın gelişmesine paralel olarak değiştirmektedir. Kendisinden önce ekonomi hakkında birçok görüş belirtilse de, klasik ekonomi geleneğinin 1776’da Adam Smith’le başladığı kabul edilir. Onu bu kadar önemli yapan, ekonominin literatür analizinden ve ahlaki araştırmasından çok, işleyişiyle ilgilenmesiydi. A.Smith, 1776’da Ulusların Zenginliği adlı 5 ciltlik bir eser yayınlamış, burada kendinden önce yapılamayan, kapsamlı ve tutarlı bir iktisadi düzen modeli ortaya koymuştur. Tarihsel dönemlere bakıldığında, çeşitli ekonomik düzenler görülmektedir. Bu düzenler, üretim kaynağı, miktarı, yöntemi gibi konularda birbirinden çok farklı özellikler göstermektedir. Tarihte ekonomik düzenlerde üretim kaynakları şunlar olmuştur: Toprak, emek, sermaye ve bilgi. Toprağın üretim aracı olduğu Sanayi Devrimi öncesi dönem, insanların sadece toprağı işleyerek yaşadığı ve üretimlerinin yegane tarımsal ürünler olduğu dönemdir, bu yüzden toprak kutsal sayılmış ve savaşların başlıca nedeni olmuştur. Sanayi Devrimi’yle sanayileşen, makineleşen ve seri üretime geçen insanoğlu, tarımsal üretim tekelini kırdı. Bu dönemde ekonomik aktörler; insanın kol gücünü örnek alan makinalar, bunların bulunduğu fabrikalar ve buralarda çalışan işçiler ve bunları yöneten sermaye sahibi kapitalistlerdi. 20. yüzyılın ikinci yarısında, teknoloji alanında, özellikle bilgisayar, yaşanan gelişmeler de günümüzde ekonomik aracın bilgi olmasını sağlamıştır. Bu amaçla ve insan beynini örnek alarak üretilen bilgisayarlar, bu yeni devrin sembolleri haline gelmiştir. Bilgi Çağı’nı başlatan bu gelişmeler tüm insanlığı olduğu gibi ekonominin tanımını da değişime sevketmektedir. Sermaye, emek, hammadde gibi sınırlı kaynakları ve araçları olan, Sanayi Dönemi kökenli ekonomi tanımı yerine; günümüzün bilgiye, insan beynine dayanan ekonomi sistemi, bilginin ve insan aklının sınırsız olmasından dolayı sınırsız kaynağa ve araca sahiptir. Dolayısıyla ekonomi de sınırsız kaynakların idaresini inceleyen sosyal bilim olma gerçeğiyle karşı karşıyadır.
*
mal ve hizmetlerin üretimi tüketimi ve değişimi ile uğraşan birev ve örgütleri inceleyen sosyal bir bilimdir... (kıt kaynaklar olayını yazmışlar)
Sınırlı olan Kaynaklarla, sınırsız olan insan ihtiyaçlarının nasıl karşılanabileceğini inceleyen bilim dalı.
İnsanlar,tarih boyunca bir şeylere yönelik çalışmalar yapmıştır.Bu çalışmalar çoğu zaman kendi temel ihtiyaçları doğrultusundadır ve binlerce yılda bu hâlini almıştır.Yani; ekonomi kendisine ait yaptığı gelişmeler sonucunda,ortaya çıkan çıkar ilişkilerinin bilim dalı olarak kabul edilmiş halidir.WARNING! I WAS BORN IN 1992
kandırmayın kimseyi..hiç bıkmadan portekizden şarabı alıp ingiltereye kumaş karşılığında sattığımız..içindede başka bişey olmayan ders..
kıt kaynaklarla max üretim ve tüketimi sağlamayı öğreten bilim dallarından biri...unutmayın ki ekonomiyle her gün içiçeyiz herkesin biraz olsun bilgiis olması gerekir..
2003 de ekonomi yeni hükümete devredildi, hükümetin ilk işi AB hede hödö ilişkileri sonrada elindeki mal varlıklarını yüksek fiyatlara satmak oldu, bu sıradada dolar kuru MB tarafından baskı altında tutulup sabitlendi 1 yıl içinde dolar fiyatı zamanla düştüğünden TL ve borsası değerlendi enflasyon düştü... peki ama adama hiç sormazlarmı 'arkadaşım güzel bir deney yaptınız 2 yıl sürdü, sattığınız kitlerden aldığınız paralarlada deneyi gizlediniz elinizde likidite tuttunuz, biz yabancıyız sağolun siz bunu yaparken yüksek karlar elde ettik ama artık ABD dede japonyadada bu karları elde edebiliyoruz sıcak para derler bize bu gün burdaysak yarın ordayız sen yatırım yapıp üretimini artırsaydın istihdam yaratmaya çalışsaydın daha iyi olmazmıydı? '
umarım bu yazıyı ağustos ayında RtE televizyonlara çıkıp 'develüasyon yapmak zorunda kaldık' dediğinde okuyup kahrolmazsınız...
demekki neymiş? kemal abi çember sakallısıyla ali baba pazarcısıyla ekonomi yönetilmezmiş küpe olsun kulaklarına halk denen insanlar.
ekonomi bana bütçeyi yane parayı çağrıştııyo
ben çalışırım maaşımın abimin alması yani benimm züğürt gezmem :))
değerlediriyormuş sanki ben değerlendiremiyorum hayret bişe.:S
ekonomi bana bütçeyi çağrıştırıyor
Örneğin:
aile eknomisi
hasta olmaması gereken beden...AMMAAA..koruyucu hekim adaylarını gözüm tutmadı... ne bu yılgınlık yaw. gençsiniz...
Türkiyede hep arkasından küfredilen şey :)) Bir türlü düze çıkmadı
kıt kaynakların economic kullanılımını sağlamaya çalışan iktisat biliminde kıt beyinlerin hep birbirinin tersi olan önermeleri sonucu düzlüğe çıkamayan insan refahı
klasik neoklasik
keynesyen
arz yönlüler
neo keynesyenler
monetaristler
liberaller vs vs ler aklını seven dalmasın işin içine
kendileri bili anlamıyorlar bu işten
peşine takılan re notasından kurtulması için fa tarafından mi ye verilen tavsiye ek onu mi
''Yalniz ekmek yemekle yasanmaz ''díyen Hz.Isa´in sözüylede anlasiliyorki insan ekonomik bir varlik degildir.Cünkü insan ahlaka ve insani bir dimaga sahip olmadan yasayamaz.
KIT KAYNAKLARI KULLANARAK SONSUZ İHTİYAÇLARI KARŞILAMAK MATEMATİKSEL OLARAK İMKANSIZDIR.SONSUZ İHTİYAÇLAR ANCAK CENNETTE KARŞILANIR. YAHUDİLERDE AHİRET İNANCI MALESEF OLMADIĞINDAN REFAHI BU DÜNYA'DA TESİS ETMEK İÇİN KULLANDIKLARI BİR SİSTEM ARACIDIR.
insanoğlunun 'sınırsız' ihtiyaçlarını, 'kıt' kaynaklarla karşılamayı öğreten bilim dalı (!) . bu tarife oldum olası gıcık kapmışımdır. e temel bu olunca ekonomi skalasının sağı, solu ve ortası aynı. farkı fiyatı...