Yani bu ülkede düşünce dünyasının nerdeyse yüz yıldır cellatları, oraya buraya çöreklenmiş ağalar zinciri ve adamları tarafından doğranır, ülkenin önden gelen diye davul çaldıkları zırvadan okullar dahil, sıkıysa ağzını aç, yani böcekleştirdikleri insanların önünü kesip senin yerine biz düşünürüz deyip bütün gelişmeleri ya doğrayıp, ya da ordan burdan duyduklarından başkasını duymak istemeyen bu yobazlaşmı iman sahiplerine borçludur, ve sadece tahrif ettiği kadar özgürlük tad verir, çıkarına, ya da hasta kafasına uymayan herşey batıda üretilen hastalıklarla paralel değilse itinayla tükürülür, halbuki batıyı asıl temellerine oturmuşlar daha yeni Türkçeye geliyor, Schelling, gibi ama, kırıntı kabilinden Fichte, Michel HENRİ, Gabriel Marcel, Maritain fazlasıyla yeterlidir ne gerek, var bilim ve teknikle marsa gitmeyecek miydik, ne olacaksa orda maymun kalacaksak, daha iyi bir hayat mı yani, ayrıca bitmez tükenmez bir oluşumda Mars hangi komediye tekabül eder de bu kadar tef çalıyorsun, gitsen ne işine yarayacak yani, bu kadar kutsama ayinleri, arada bir olsa kafanın çalışma ihtimali var mı, arkadaş şaka mısın, bilimden bunu mu anladın, o senin aparatın sen onun oyuncağı değilsin, anlamı ölmüş bir dünyada ya da marsta aparat olarak ne olacaksın da bu kadar davul çalıyorsun, araçsallaşmışın insanlığından ne tad alacaksın, ya da böyle bir hedefin var mı tadı nerde buluyorsun, çok bilmiş düşünür parçalarının övdüğü şarapta mı, iyi içtik, sonra saçmalama aşamsından mı keyif çıkaracağız, yoksa insani bir dokunuşla can bulan hayatla mı şenleneceğiz, aradığın çözüm uyuşmakdan fazlası olamaz mı, tebrik ederiz tabii ki başarılarının devamını da kendi çöplüğün de ve bulaşmadan.
Yani bu ülkede düşünce dünyasının nerdeyse yüz yıldır cellatları, oraya buraya çöreklenmiş ağalar zinciri ve adamları tarafından doğranır, ülkenin önden gelen diye davul çaldıkları zırvadan okullar dahil, sıkıysa ağzını aç, yani böcekleştirdikleri insanların önünü kesip senin yerine biz düşünürüz deyip bütün gelişmeleri ya doğrayıp, ya da ordan burdan duyduklarından başkasını duymak istemeyen bu yobazlaşmı iman sahiplerine borçludur, ve sadece tahrif ettiği kadar özgürlük tad verir, çıkarına, ya da hasta kafasına uymayan herşey batıda üretilen hastalıklarla paralel değilse itinayla tükürülür, halbuki batıyı asıl temellerine oturmuşlar daha yeni Türkçeye geliyor, Schelling, gibi ama, kırıntı kabilinden Fichte, Michel HENRİ, Gabriel Marcel, Maritain fazlasıyla yeterlidir ne gerek, var bilim ve teknikle marsa gitmeyecek miydik, ne olacaksa orda maymun kalacaksak, daha iyi bir hayat mı yani, ayrıca bitmez tükenmez bir oluşumda Mars hangi komediye tekabül eder de bu kadar tef çalıyorsun, gitsen ne işine yarayacak yani, bu kadar kutsama ayinleri, arada bir olsa kafanın çalışma ihtimali var mı, arkadaş şaka mısın, bilimden bunu mu anladın, o senin aparatın sen onun oyuncağı değilsin, anlamı ölmüş bir dünyada ya da marsta aparat olarak ne olacaksın da bu kadar davul çalıyorsun, araçsallaşmışın insanlığından ne tad alacaksın, ya da böyle bir hedefin var mı tadı nerde buluyorsun, çok bilmiş düşünür parçalarının övdüğü şarapta mı, iyi içtik, sonra saçmalama aşamsından mı keyif çıkaracağız, yoksa insani bir dokunuşla can bulan hayatla mı şenleneceğiz, aradığın çözüm uyuşmakdan fazlası olamaz mı, tebrik ederiz tabii ki başarılarının devamını da kendi çöplüğün de ve bulaşmadan.
İddia edildiği gibi biz de düşünce yok değildir, gerçek fikrin anavatanı şiirden yansıyan sonsuz düşünceyi kavramada yetersiz kalan, yeni fikirlerle bulanmış kifayetsiz kafaların yakıştırmasıdır, iyice kavrayamadıkları satırları düşünce dışı sayarlar, ve aklınca küçümserler, fikrin yayıldığı sahayı ve insanlara katkılarını görmezden gelerek, halbuki her mısrada coğrafyayı kaplamış, bir hava teneffüs edilir, bu düşünce değildir de nedir, ki bugün de ihtiyacın olanı fazlasıyla karşılar, akademi biraz işini iyi yapmaya çalışsa, ekonomide bu kadar tökezlemez, çünkü mutlu insanlar ekonomik verimlilik de getirir, teknik de, o da refah demekti, zaten mutluysa da refahı artık konuşmaz, yaşarsın.
beynin temel kaynağıdır en önemli hissimizdir ve bütün hisleri yönetir düşünce= tasarlamak - yaratmak - yoktan var etmek - hissetmek - kayıt etmek - bilgi toplamak - dinlemek - ayırt edebilmek ve daha çok şeyi anımsatan düşünce insandaki tek özgür histir özgürlük düşünce ile başlar ve günümüze kadar sadece düşünce olarak kalmıştır çünkü insanlar sadece düşünebilirken özgürdürler düşündüklerini söylemek bile özgür değilse başka ne özgür olabilir ki düşünebilme harici bazen düşüncede özgürlüğünü yitirir çunku öyle düşünmemeniz gerekiyor dediğinizde onu hapsetmiş olursunuz artık rahat düşünemiyoruz bile düşünce bilgiyi yoktan var etmektir ama günümüzde var olan bilgiyi kişiden kişiye akartmak için kullanılıyor bence bu yanlış bir şey düşünce özgür olmalı ve diğer hislerinde özgür bırakmasını sağlamalı diyeceğim bu kadar okuduğunuz için teşekkürler.
Düşünce eylemin sessiz halidir,henüz söylenmemiş bir cümledir.Örneğin şu cümle söylenmeden önceki hali:'Herkes küçük yaştaki kızlara güzel olduklarını söylemeli,her ne kadar öyle olmasalar da. Küçükken kimse bana güzel olduğumu söylememişti.'Marilyn Monreo
Ülkeleri silah zoruyla hizaya getirebilirsin, Kaba kuvvetle birilerine korku verip, üstünlük kurabilirsin. Ama, düşünceyi silahla, kaba kuvvetle susturmazsın. Düşünmek, insanca bir eylemdir. İyi düşünce ise her zaman meyvesini verir.
Güzel bir düşüncede ibadet sayılır. Yeter ki insanlık adına insanlığın yararına bir şeyler yapmayı düşünmek, insanları bir dertten kurtarmak adına bu konuda kafa yormak, düşünmek, ibbadet sayılır. Zira 54 farz olarak adlandırılan müslümanlığın olmazsa olmaz koşullarından biri tevekkül etmek yani düşünmektir, yaratanın varlığını, birliğini, var ettiklerini hikmetini düşünmek, bunlar için yapılması gerekenleri yapmaktır.
Yani bu ülkede düşünce dünyasının nerdeyse yüz yıldır cellatları, oraya buraya çöreklenmiş ağalar zinciri ve adamları tarafından doğranır, ülkenin önden gelen diye davul çaldıkları zırvadan okullar dahil, sıkıysa ağzını aç, yani böcekleştirdikleri insanların önünü kesip senin yerine biz düşünürüz deyip bütün gelişmeleri ya doğrayıp, ya da ordan burdan duyduklarından başkasını duymak istemeyen bu yobazlaşmı iman sahiplerine borçludur, ve sadece tahrif ettiği kadar özgürlük tad verir, çıkarına, ya da hasta kafasına uymayan herşey batıda üretilen hastalıklarla paralel değilse itinayla tükürülür, halbuki batıyı asıl temellerine oturmuşlar daha yeni Türkçeye geliyor, Schelling, gibi ama, kırıntı kabilinden Fichte, Michel HENRİ, Gabriel Marcel, Maritain fazlasıyla yeterlidir ne gerek, var bilim ve teknikle marsa gitmeyecek miydik, ne olacaksa orda maymun kalacaksak, daha iyi bir hayat mı yani, ayrıca bitmez tükenmez bir oluşumda Mars hangi komediye tekabül eder de bu kadar tef çalıyorsun, gitsen ne işine yarayacak yani, bu kadar kutsama ayinleri, arada bir olsa kafanın çalışma ihtimali var mı, arkadaş şaka mısın, bilimden bunu mu anladın, o senin aparatın sen onun oyuncağı değilsin, anlamı ölmüş bir dünyada ya da marsta aparat olarak ne olacaksın da bu kadar davul çalıyorsun, araçsallaşmışın insanlığından ne tad alacaksın, ya da böyle bir hedefin var mı tadı nerde buluyorsun, çok bilmiş düşünür parçalarının övdüğü şarapta mı, iyi içtik, sonra saçmalama aşamsından mı keyif çıkaracağız, yoksa insani bir dokunuşla can bulan hayatla mı şenleneceğiz, aradığın çözüm uyuşmakdan fazlası olamaz mı, tebrik ederiz tabii ki başarılarının devamını da kendi çöplüğün de ve bulaşmadan.
Yani bu ülkede düşünce dünyasının nerdeyse yüz yıldır cellatları, oraya buraya çöreklenmiş ağalar zinciri ve adamları tarafından doğranır, ülkenin önden gelen diye davul çaldıkları zırvadan okullar dahil, sıkıysa ağzını aç, yani böcekleştirdikleri insanların önünü kesip senin yerine biz düşünürüz deyip bütün gelişmeleri ya doğrayıp, ya da ordan burdan duyduklarından başkasını duymak istemeyen bu yobazlaşmı iman sahiplerine borçludur, ve sadece tahrif ettiği kadar özgürlük tad verir, çıkarına, ya da hasta kafasına uymayan herşey batıda üretilen hastalıklarla paralel değilse itinayla tükürülür, halbuki batıyı asıl temellerine oturmuşlar daha yeni Türkçeye geliyor, Schelling, gibi ama, kırıntı kabilinden Fichte, Michel HENRİ, Gabriel Marcel, Maritain fazlasıyla yeterlidir ne gerek, var bilim ve teknikle marsa gitmeyecek miydik, ne olacaksa orda maymun kalacaksak, daha iyi bir hayat mı yani, ayrıca bitmez tükenmez bir oluşumda Mars hangi komediye tekabül eder de bu kadar tef çalıyorsun, gitsen ne işine yarayacak yani, bu kadar kutsama ayinleri, arada bir olsa kafanın çalışma ihtimali var mı, arkadaş şaka mısın, bilimden bunu mu anladın, o senin aparatın sen onun oyuncağı değilsin, anlamı ölmüş bir dünyada ya da marsta aparat olarak ne olacaksın da bu kadar davul çalıyorsun, araçsallaşmışın insanlığından ne tad alacaksın, ya da böyle bir hedefin var mı tadı nerde buluyorsun, çok bilmiş düşünür parçalarının övdüğü şarapta mı, iyi içtik, sonra saçmalama aşamsından mı keyif çıkaracağız, yoksa insani bir dokunuşla can bulan hayatla mı şenleneceğiz, aradığın çözüm uyuşmakdan fazlası olamaz mı, tebrik ederiz tabii ki başarılarının devamını da kendi çöplüğün de ve bulaşmadan.
https://pin.it/7HyyAFJ
İddia edildiği gibi biz de düşünce yok değildir, gerçek fikrin anavatanı şiirden yansıyan sonsuz düşünceyi kavramada yetersiz kalan, yeni fikirlerle bulanmış kifayetsiz kafaların yakıştırmasıdır, iyice kavrayamadıkları satırları düşünce dışı sayarlar, ve aklınca küçümserler, fikrin yayıldığı sahayı ve insanlara katkılarını görmezden gelerek, halbuki her mısrada coğrafyayı kaplamış, bir hava teneffüs edilir, bu düşünce değildir de nedir, ki bugün de ihtiyacın olanı fazlasıyla karşılar, akademi biraz işini iyi yapmaya çalışsa, ekonomide bu kadar tökezlemez, çünkü mutlu insanlar ekonomik verimlilik de getirir, teknik de, o da refah demekti, zaten mutluysa da refahı artık konuşmaz, yaşarsın.
Bir kimsenin düşüncesini açıklayamaması köleliktir...
.
(Euripides)
Genelleme aptallıkla beraberdir.
Enerji, sonsuz hazdır.
Aşırılık bilgelikle sonuçlanır.
Arzu gerçekleşmezse beladır.
Yüzü ışık saçmayandan yıldız bekleme.
Sonsuzluk, zamanın nimetlerini sever.
Ulviyet kendinden taşan başkadır.
Küçük bir çiçeğin yaratılması çağlar ister.
Sevinçlerin gülmesi, kederlerin ağlaması gereksizdir.
Güzellik taşkınlık ister.
İnsanın olmadığı yer çorak tabiattır.
Karşıtlık, gerçek dostluktur.
Ulviyete hasetlenip, iftira atanlar,
Tanrıdan nefret ederler, başka
tanrı olmadığı için.
Tecrübe masumiyet kaybıdır.
Çeşit çeşit sevinç değil mi, mukaddes, ebedi
ve sonsuz, ve her sevinç bir aşk.
Ketum zemine güneşin görkemi yansımaz.
Eziyet gören kuzu çatışmayı tetikler.
Kendim bir başına, ben olurum.
Ebediyet, yarılmış ve uzak düşmüştür,
uzak düşmüş yıldızlar gibi.
Adını merhamet koyduklarından kaçarlar.
Masumiyet bilgelik taşır, cehalet asla.
Bütün insanlar ve dinler sınırsız çeşitliliğe
rağmen, benzerdirler ve tek bir kaynaktan
doğarlar.
İnsan ekilecek bir bahçe gibi doğar.
Istırabını gördüğün bir başkası avuntun
olamaz.
Cehennemin karamsarlığı kurar cenneti.
Sevdiğin her şey sonsuzlaşır.
Hakikat ne inanılsın diye ne de anlatılabilirdir,
anlaşılsın diyedir,
Willam Blake, 1757
Gün ışığına hiç kulak verdiniz mi,
neler söyler, dallara sarılır, pencerenin
camına vurur, yaşamaya geldiniz,
tam bir dikkatle bakın der gibidir.
gökhan, 1957
Düşünceler Sema da bulutlar gibi rüzgarın kuvettine göre "özgür."...
Ve
Evet" düşünceler özgür"
, "Beyin "gücüne göre ...
Düşünceler Sema da bulutlar gibi rüzgarın kuvettine göre "özgür."...
Ve
Evet" düşünceler özgür"
, "Beyin "gücüne göre ...
" düşüncelerin değil ,
kısa konuşmaların
çağında yaşıyoruz. . "
Kusuru kendisinde aramayan adam ayıbını hüner zanneder. _____Sadi Şirazi
"hadi" titreşimlere!
Hükmeder olmuş düşündüklerim ruhuma,
Duygularımla yüzleştikçe tek bedendeki bu çelişkiden korkuyorum.
Anlamıyorum hayatı,
Anlayanlara inat asiliğime sığınıyorum
Ayakta sendelerken seyredenler düşünce vah vah çeker.
Yolun gurbete düşünce,
Alır ince bir düşünce.
yoktan varetmek yalnız ALLAHA mahsustur.
yoktan varetmek yalnız ALLAHA mahsustur.
Düşünce ve fikir beyanı ikisi de aynıdır
İnsanı hayvandan ayıran yegane unsurdur
Hayvanda akıl eder ama nakledemez
İSTEDİĞİNİ DÜŞÜNMEK
söylenecek tüm sözleri söyleyip,yazılacak tüm kelimeleri,cümleleri yazmışım ve yaşanacak hayatı da yaşamışım doygunluğu ister istemez düşündürüyor.
bir düşünce birde düşününce akıl gelir başa...
İnsan zekasını geliştiren en önemli faaliyet.
Canlılar içinde sadece insanda olan, fikir yürütme ve üretmeyi kapsayan bir yetenek.
beynin temel kaynağıdır
en önemli hissimizdir ve bütün hisleri yönetir
düşünce= tasarlamak - yaratmak - yoktan var etmek -
hissetmek - kayıt etmek - bilgi toplamak - dinlemek -
ayırt edebilmek ve daha çok şeyi anımsatan düşünce insandaki tek özgür histir
özgürlük düşünce ile başlar ve günümüze kadar sadece düşünce olarak kalmıştır çünkü insanlar sadece düşünebilirken özgürdürler düşündüklerini söylemek bile özgür değilse başka ne özgür olabilir ki düşünebilme harici bazen düşüncede özgürlüğünü yitirir çunku öyle düşünmemeniz gerekiyor dediğinizde onu hapsetmiş olursunuz artık rahat düşünemiyoruz bile
düşünce bilgiyi yoktan var etmektir
ama günümüzde var olan bilgiyi kişiden kişiye akartmak için kullanılıyor
bence bu yanlış bir şey
düşünce özgür olmalı ve diğer hislerinde özgür bırakmasını sağlamalı
diyeceğim bu kadar okuduğunuz için teşekkürler.
Mubarek SUNGUR
düşünce canınız yanar mı? düşünceleriniz fazlaysa düşünce ağlamayacaksınız.. :)
Düşünce eylemin sessiz halidir,henüz söylenmemiş bir cümledir.Örneğin şu cümle söylenmeden önceki hali:'Herkes küçük yaştaki kızlara güzel olduklarını söylemeli,her ne kadar öyle olmasalar da. Küçükken kimse bana güzel olduğumu söylememişti.'Marilyn Monreo
Kimi ne kadar düşünürsen düşün;
Düşüncelerin en derini,
Başına yastığa koyduğun an başlar.
düşünce kısaca her şeydir
Ülkeleri silah zoruyla hizaya getirebilirsin,
Kaba kuvvetle birilerine korku verip, üstünlük kurabilirsin.
Ama, düşünceyi silahla, kaba kuvvetle susturmazsın.
Düşünmek, insanca bir eylemdir.
İyi düşünce ise her zaman meyvesini verir.
Güzel bir düşüncede ibadet sayılır.
Yeter ki insanlık adına insanlığın yararına bir şeyler yapmayı düşünmek,
insanları bir dertten kurtarmak adına bu konuda kafa yormak, düşünmek,
ibbadet sayılır.
Zira 54 farz olarak adlandırılan müslümanlığın olmazsa olmaz koşullarından biri tevekkül etmek yani düşünmektir, yaratanın varlığını, birliğini, var ettiklerini hikmetini düşünmek, bunlar için yapılması gerekenleri yapmaktır.
* Düşünüyorum, öyleyse varım.
.............................(Descartes)
.
* Düşünmek görmektir.
.............................(Balzac)