24 Ocak 1980 kararları Neo-liberalizmin en önemli ekonomik amaçları; devletin küçültülmesi, özelleştirmelerin gerçekleştirilmesi ve bunun sonucunda oldukça değerli olan 1takım kamusal alanların özelleştirilerek gerçek değerlerinin altında kamusal üretim alanlarından çıkarılmasıdır.
"İnsanoğlu güçlü bir yaradılışa sahiptir. Ne var ki, bu gücümüzü sınayabilmek için hayatta güçlüklerle karşılaşmak, onlar karşısında dik durma savaşı vermek gerekir. Hayat bizi zorlamadıkça, içimizdeki güçten haberdar olmadan, günlük olayların akışına kapılarak yaşamaya devam ederiz. Olaylar veya koşullar zor veya imkânsız görünse de, içimizde saklı gücümüzle, konu her ne ise üzerine giderek üstesinden gelebiliriz." Aygül Aydın / Hürriyet "Hayat, ileriye doğru yaşanan ve geriye doğru anlaşılan bir şeydir" yazısından.
Şimdilik hissettiğim ağrılı yönü yaşamanın. Dedigin gibi elbet kalkıp devam edeceğim günler de gelecektir çırağım :) Bu arada farklı bakışlarınla zorluyorsun benii...emeklerimin boşa gitmediğini görmek güzel :))
Dağlık bir bölgede adam küçük oğluyla yürürken, oğlan ayağını taşa çarpar ve can acısıyla, 'AHHHH' diye bağırır. Dağdan, 'AHHHH' diye bir ses gelir ve bu sesi duyan çocuk hayret eder. Merakla, 'SEN KİMSİN? ' diye bağırır; ama aldığı tek yanıt, 'SEN KİMSİN? ' olur. Çocuk bu yanıta kızar ve, 'SEN BİR KORKAKSIN! ' diye bağırır. Dağdan aldığı yanıt, 'SEN BİR KORKAKSIN! ' dır. Babasına bakar ve 'BABA NE OLUYOR? ' diye sorar. 'Oğlum dikkat et! ' diyen baba, vadiye doğru, 'SANA HAYRANIM! ' diye bağırır. Ses, 'SANA HAYRANIM! ' diye yanıtlar. Baba, 'SEN HARİKASIN! ' diye yine bağırdığında, bu kez dağdan, 'SEN HARİKASIN! ' yanıtı gelir. Çocuk şaşırmıştır, ama hala ne olduğunu anlayamamıştır.
Babası açıklamasını yapıyor, 'İnsanlar buna 'Yankı derler, ama aslında bu 'Yaşamdır. Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir. Yaşam yaptığımız davranışların aynasıdır. Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev! Daha fazla Şefkat istediğinde, daha şefkatli ol! Saygı istiyorsan insanlara daha çok Saygı duy. İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan sende daha sabırlı olmayı ÖĞREN.
Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, her kesiti için geçerlidir.' Yasam bir tesadüf değil, yaptıklarınızın aynada bir yansımasıdır.
Bir kutu dolusu yaşam gönderiyorum sana, sade bir kurdeleyle süslenmiş. Çöz kurdeleyi ve kaldır yavaşça kutunun kapağını... Kocaman bir fırça ve bin renk koydum kutuya bir cennet resmi yapıp içine gir diye... Düşler serpiştirdim gizlice, düş kurmayı unutma diye. Bir tanede elma şekeri yerleştirdim, içindeki çocuğu yeniden tadabil diye... Güneşin batışını, billur suyun sesini, kırmızıyı gelinciklerin saflığını, taze ekmeğin kokusunu ve bir gül sıcaklığını da sığdırdım. Ruhlarımız aç kalmasın diye... Kutuya biraz da sevecenlik koydum, güçlü ol diye, çünkü acımasız olan güçsüzdür. Beyaz bir güvercin uçup kendi kondu kutuya, barışı ve özgürlüğü sunmak için.... Bir buket sevgi, bir yudum aşk ve yarım bir elma da koymadan edemedim. Paylaşmayı anımsayalım diye... Sevdiklerimize onları sevdiğimizi söylemek için yarını beklemeyelim. Hemen şimdi bunu yapalım diye... İçtenliği, umudu neşeyi “Ben” in dışına çıkıp bize ulaşabilelim diye... Son olarak da bir kart iliştirdim kutuya bak bu kartta neler yazıyor. Bu kutunun kapağını her kaldırışında yaşamla ilgili yepyeni şeyler keşfedeceksin. Yaşamak için yarını bekleme, al yaşamı kollarının arasına ve sımsıkı sarıl yaşamdan yalnızca almak yerine ona bir şeyler ver. Kısacası bütünüyle 'İnsan' ol. Unutma (!) yaşam dokuması henüz tamamlanmamış, olağanüstü güzellikte bir duvar halısıdır Kimseyi kırmamak ve üzmemek şartıyla istediğin her şeyi dene, bir gün sonsuzluğun bulutlarına oturduğunda ne aklın kalsın ne de kırık bir yürek...
Benim için ara ara geçmişe dönüş,gelecek umursamazlığı,açlık(sadece sevgiye) ,nefret(yapabildiğim bana ait olmasını istediğim ama gerçekleşmesi imkansız olan isteklere) ,özlem(daha ne olduğunu çözemediğim karmaşık duygulara) ,aslında çok şey isteme ama aza kanat etme ve gariptir bu şekilde mutlu olma,tıpkı işleyen bir makinenin dişlileri arasına sıkışma ve daha sıralayacağım ama yazmak istemediğim şeydir.(Şu şey ne acaba? BİLMİYORUM :-)
Sürekli isteme,çalışma,birşey yapıyorum sanma,ruhsuzlaşma,robotluk(Günümüzde ve Türkiye'de) Ulen bir de diğer ülkelere çamur atar bu millet artık tamamen onlardan bir farkı olmadığını bilmeden.
Yaşam, iki bölümden oluşur; brüt yaşam ve net yaşam.
Brüt yaşam, doğumdan ölüme dek geçirdiğimiz süredir. Net yaşam ise, kendimizle ve sevdiklerimizle yaşayabildiğimiz, başkasının doğrularına uymadığımız, içimizdeki sesi dinlediğimiz ve kendi kanatlarımızla yükselip, çook uzaklara uçabildiğimiz süredir.
Lütfen yaşam vergilerini kaçırıp, net yaşamınızda, brüt rakamınızı yakalayın.
Sular yükselince balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyeceğine 'suyun akışı' karar verir.
Yaşam; bir tiyatro deniyorsa ve insanlar da oyuncuysa eğer, bende varım bu oyunda.! ..başrol önemli değil, yenmek yada yenilmek de önemli değil o kadar..aslolan, severek oynamaktır rolünü.. ve ben çok seviyorum rolümü, yani.! çıkarıyorum yaşamın her an'ının tadını. seviyorumm. :))))
Nefes alabilmektir Yaşam! ! Doğmak ve ölmek arası uzun bir serüvendir..Yaşam; kalbimizin tıpkı bir bateri gibi ritmik bi şekilde atmasıdır,Yaşadığınız heyecanlara bağlı olarak bazen çok hızlı atmasıdır kalbin..Bişeyleri paylaşmaktır ve diğer bir yaşama neden olabilmektir Yaşam..Ölüm yatağındaki bi insanın, dünyayı son kez süzerken, sıkıca yapışma ve kalma arzusudur yaşam..Ve Yaşam; yaşadığın güzelliklerin farkına vararak, Coşku ile Yaşamaktır herşeye rağmenn! ! Tıpkı benim yaptığım gibi.. :))))
https://pin.it/2fH9BPg
"Denize veya okyanusa degil,sizi anlayan birine kıyınız olursa hayat daha güzel olcaktır inanın."
" yaşam dediğin
nedir ki zaten ..
insan ;
doyasıya yıkanmalı önce ,
boğulmak için seçtiği ırmakta.."
24 Ocak 1980 kararları Neo-liberalizmin en önemli ekonomik amaçları; devletin küçültülmesi, özelleştirmelerin gerçekleştirilmesi ve bunun sonucunda oldukça değerli olan 1takım kamusal alanların özelleştirilerek gerçek değerlerinin altında kamusal üretim alanlarından çıkarılmasıdır.
Doğum tarihi ile ölüm tarihi arasındaki kısa çizgidir.
..
Ölmesinler diye çiçeklerin resmini yapıyorum
..
F K
"İnsanoğlu güçlü bir yaradılışa sahiptir. Ne var ki, bu gücümüzü sınayabilmek için hayatta güçlüklerle karşılaşmak, onlar karşısında dik durma savaşı vermek gerekir. Hayat bizi zorlamadıkça, içimizdeki güçten haberdar olmadan, günlük olayların akışına kapılarak yaşamaya devam ederiz. Olaylar veya koşullar zor veya imkânsız görünse de, içimizde saklı gücümüzle, konu her ne ise üzerine giderek üstesinden gelebiliriz."
Aygül Aydın / Hürriyet "Hayat, ileriye doğru yaşanan ve geriye doğru anlaşılan bir şeydir" yazısından.
Hazırlıksız yakalandık.
Şimdilik hissettiğim ağrılı yönü yaşamanın. Dedigin gibi elbet kalkıp devam edeceğim günler de gelecektir çırağım :)
Bu arada farklı bakışlarınla zorluyorsun benii...emeklerimin boşa gitmediğini görmek güzel :))
Sanki an kadar kısa,
Rüya gibi gelip geçiyor
İnsan denen varlık dünyadan.
'Yaşamın bir anlamı vardır.Bu da yaşamın ta kendisidir'
Bir belgesel repliğinden.
YAŞAMIN YANKISI
Dağlık bir bölgede adam küçük oğluyla yürürken, oğlan ayağını taşa çarpar ve can acısıyla, 'AHHHH' diye bağırır.
Dağdan, 'AHHHH' diye bir ses gelir ve bu sesi duyan çocuk hayret eder.
Merakla, 'SEN KİMSİN? ' diye bağırır; ama aldığı tek yanıt, 'SEN KİMSİN? ' olur.
Çocuk bu yanıta kızar ve, 'SEN BİR KORKAKSIN! ' diye bağırır. Dağdan aldığı yanıt, 'SEN BİR KORKAKSIN! ' dır.
Babasına bakar ve 'BABA NE OLUYOR? ' diye sorar.
'Oğlum dikkat et! ' diyen baba, vadiye doğru, 'SANA HAYRANIM! ' diye bağırır.
Ses, 'SANA HAYRANIM! ' diye yanıtlar.
Baba, 'SEN HARİKASIN! ' diye yine bağırdığında, bu kez dağdan, 'SEN HARİKASIN! ' yanıtı gelir.
Çocuk şaşırmıştır, ama hala ne olduğunu anlayamamıştır.
Babası açıklamasını yapıyor,
'İnsanlar buna 'Yankı derler, ama aslında bu 'Yaşamdır. Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir.
Yaşam yaptığımız davranışların aynasıdır.
Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev!
Daha fazla Şefkat istediğinde, daha şefkatli ol!
Saygı istiyorsan insanlara daha çok Saygı duy.
İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan sende daha sabırlı olmayı ÖĞREN.
Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, her kesiti için geçerlidir.' Yasam bir tesadüf değil, yaptıklarınızın aynada bir yansımasıdır.
Doğan Cüceloğlu
Ruh zebilliği
Keşkeler kuşağı
Yaşam kalbini okuyacak
bir şarkıcı bulamazsa,
aklını konuşacak
bir filozof yaratır.
Halil Cibran
Yaşam;
her doğan güneş ile umutları
toprağa saçmak, akşam oluncada bir ertesi güne yeşermesini beklemektir... l.k
Gel seninle bir kez daha ağlayalım.
Yaşanmışlara, yaşanmamışlara, bir de hiç yaşanmayacaklara.
Oğuz Atay
öyle zengin bir sofradır ki yaşam, acılardan sonra tatlıları beklemelidir insan....
Yaşam Anamdır bana lay lay çalır
Yok Atamdır elimden gedir
Ne bilim belkede...
İçi boş ceviz Kargalar ağzında taşınır
Fə rzad Leysi
Bir yalnızlık okyanusundaki bir adadır Yaşam, kayaları umuttur Ada'nın, ağaçları düş; çiçekleri ıssızlıktır, dereleri özlem...
HaliL Cibran
uyanıkken gördüğümüz rüya...
sonu gelmeyen bir hayret hali
Bir kutu dolusu yaşam gönderiyorum sana, sade bir kurdeleyle süslenmiş. Çöz kurdeleyi ve kaldır yavaşça kutunun kapağını... Kocaman bir fırça ve bin renk koydum kutuya bir cennet resmi yapıp içine gir diye... Düşler serpiştirdim gizlice, düş kurmayı unutma diye. Bir tanede elma şekeri yerleştirdim, içindeki çocuğu yeniden tadabil diye... Güneşin batışını, billur suyun sesini, kırmızıyı gelinciklerin saflığını, taze ekmeğin kokusunu ve bir gül sıcaklığını da sığdırdım. Ruhlarımız aç kalmasın diye... Kutuya biraz da sevecenlik koydum, güçlü ol diye, çünkü acımasız olan güçsüzdür. Beyaz bir güvercin uçup kendi kondu kutuya, barışı ve özgürlüğü sunmak için.... Bir buket sevgi, bir yudum aşk ve yarım bir elma da koymadan edemedim. Paylaşmayı anımsayalım diye... Sevdiklerimize onları sevdiğimizi söylemek için yarını beklemeyelim. Hemen şimdi bunu yapalım diye... İçtenliği, umudu neşeyi “Ben” in dışına çıkıp bize ulaşabilelim diye... Son olarak da bir kart iliştirdim kutuya bak bu kartta neler yazıyor. Bu kutunun kapağını her kaldırışında yaşamla ilgili yepyeni şeyler keşfedeceksin. Yaşamak için yarını bekleme, al yaşamı kollarının arasına ve sımsıkı sarıl yaşamdan yalnızca almak yerine ona bir şeyler ver. Kısacası bütünüyle 'İnsan' ol. Unutma (!) yaşam dokuması henüz tamamlanmamış, olağanüstü güzellikte bir duvar halısıdır
Kimseyi kırmamak ve üzmemek şartıyla istediğin her şeyi dene, bir gün sonsuzluğun bulutlarına oturduğunda ne aklın kalsın ne de kırık bir yürek...
Benim için ara ara geçmişe dönüş,gelecek umursamazlığı,açlık(sadece sevgiye) ,nefret(yapabildiğim bana ait olmasını istediğim ama gerçekleşmesi imkansız olan isteklere) ,özlem(daha ne olduğunu çözemediğim karmaşık duygulara) ,aslında çok şey isteme ama aza kanat etme ve gariptir bu şekilde mutlu olma,tıpkı işleyen bir makinenin dişlileri arasına sıkışma ve daha sıralayacağım ama yazmak istemediğim şeydir.(Şu şey ne acaba? BİLMİYORUM :-)
Sürekli isteme,çalışma,birşey yapıyorum sanma,ruhsuzlaşma,robotluk(Günümüzde ve Türkiye'de) Ulen bir de diğer ülkelere çamur atar bu millet artık tamamen onlardan bir farkı olmadığını bilmeden.
Yaşam, iki bölümden oluşur; brüt yaşam ve net yaşam.
Brüt yaşam, doğumdan ölüme dek geçirdiğimiz süredir. Net yaşam ise, kendimizle ve sevdiklerimizle yaşayabildiğimiz, başkasının doğrularına uymadığımız, içimizdeki sesi dinlediğimiz ve kendi kanatlarımızla yükselip, çook uzaklara uçabildiğimiz süredir.
Lütfen yaşam vergilerini kaçırıp, net yaşamınızda, brüt rakamınızı yakalayın.
Net yaşamınızı da sonuna dek harcayın.
Bankalarda, buzdolaplarında, sandıklarda saklamayın.
Onu devretmeyin, ödünç vermeyin, ertelemeyin.
Sıfır kilometre kanatlarınız, bomboş bir bordroyla, arkanızda, denizleri, bulutları, ağaçları, müzikleri, aşkları, dostlukları, kavgaları, gözyaşlarını, o güzelim güneşi, kedileri, kuşlaeı, balıkları, dağları, fotoğrafları, Antep işi lahmacunu, damardan tuzlamayı bırakarak çekip gitmeyin.
Cenneti içinizde de, yanınızda da, az ötenizde de duyumsayın.
Hoparlörde, kâğıtta, bisikletin pedalında, pabucunuzun altında, sırtınızdaki çantada, termosta, küt küt ölünceye dek atacak kalbinizin tam ortasında.
Derleyen: Fatma Demiröven
Ruhuma sunduğun mukaddes günah,
Kanımda ateşten bir şarap oldu.
Sevdanın şimşeği çakınca gönlüm,
Nağmesi alevden bir rebap oldu.
Neyzen
Sular yükselince balıklar karıncaları yer.
Sular çekilince de karıncalar balıkları.
Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir.
Çünkü kimin kimi yiyeceğine 'suyun akışı' karar verir.
Kızılderili sözü
Yaşam; bir tiyatro deniyorsa ve insanlar da oyuncuysa eğer, bende varım bu oyunda.! ..başrol önemli değil, yenmek yada yenilmek de önemli değil o kadar..aslolan, severek oynamaktır rolünü.. ve ben çok seviyorum rolümü, yani.! çıkarıyorum yaşamın her an'ının tadını. seviyorumm. :))))
Nefes alabilmektir Yaşam! ! Doğmak ve ölmek arası uzun bir serüvendir..Yaşam; kalbimizin tıpkı bir bateri gibi ritmik bi şekilde atmasıdır,Yaşadığınız heyecanlara bağlı olarak bazen çok hızlı atmasıdır kalbin..Bişeyleri paylaşmaktır ve diğer bir yaşama neden olabilmektir Yaşam..Ölüm yatağındaki bi insanın, dünyayı son kez süzerken, sıkıca yapışma ve kalma arzusudur yaşam..Ve Yaşam; yaşadığın güzelliklerin farkına vararak, Coşku ile Yaşamaktır herşeye rağmenn! ! Tıpkı benim yaptığım gibi.. :))))