Karanlık tünelin ucunda cılız bir ışığı çıkış noktası olarak gösterip buraya her engele rağmen benim için koşmaya devam edecek olana ancak bir çıkış imkanı verir, gerçek hayatı, esenliği yaşayacağı bir mekanı hazır ederim der.
Allahın sahnesi dardır, ya oyunu kuralına göre oynarsın, ya da o bildiği gibi oynatır. Öyle fazla şişersen indirmesini bilir, balonunu. Keyfiniz bilir tabii.
Heryerde görülen dünya ruhu. - Schelling, 1820, jena, Alman Filozof. Kolay gelsin.
Çoktan seçme herkes için düşünülmüş vaatler içermez, ondan muğlaklık taşır, kesin değilken, aklı yatanların önünü açmak için, kesinlikte katılım tamdır zaten, ama, bu eleme, bu yapıyı koruyacak ki, elini taşın altına koyanla, koymayanın farkı açığa çıksın, sonra da ebediyyen açığa alır zaten, çok iyi düşünülmüş, sen de ne kadar kendini düşünürsen o kadar şansın artar, beklersen de, beklemede kalırsın, bakarsın neresidir orası bilemezsin de. Kolay gelsin, iyi niyetlilere sözüm, ötekiler ne yaptığını biliyor zaten, başından bildiği şeyi sorgulayacak değiliz zaten, bize ne.
Hayat oyunu, - Yoksa siz, sizden önceki milletlerin çektiği çileleri çekmeden cennete hemencecik girivereceğinizi mi zannettiniz - KURAN, kendi ağzından, anladın mı ataların neden onun emirleri için en başta - barışı bozmayın - emri ölüme koşuyordu, ötenin kaşifleri, yoksa zaten katledileceklerdi, ama, öyle nizam kurup, barış yaşattılar, işte kimsenin yüz vermediği Osmanlı Barışı odur, Batının kriterleri sadece ölüm satar, değerleri de. Şimdi hayrını görün.
bir duvara yummuş sayıyorum saklansın bütün kötülükler, arayıp bulmazsam belki de artık beni üzemezler, gözlerimi kapadığımda hayaller kuruyorum. saklambaç oynuyorum çünkü yumduğum dünya. yaşadığımdan daha güzel.
sağım solum önüm arkam sobe...
cebimdeki renkli şekerler bir kurşun asker ve hayaller, çabucak büyümezsem belki de beni hiç terk etmezler. uçabilseydim bir kuş gibi başka bir yere konardım. umduğum dünya yaşadığımdan daha güzel.
oyuncuları itinayla seçer (herkes kendini başrol oyuncusu sanır) . senaryoda ufak tefek değişiklikler olsa da oyun aynıdır. replikler bile aynıdır. koltuğuna kurulur yazdığı oyunu hem oynar hem yönetir. inandırıcılık için ne gerekiyorsa yapar...bazen timsah gözyaşları döktüğü de olur. ama hep keyifle gülümser. :))
2çeşit oyun var bitanesi bizim küçükken yani hepimizin küçükken oynadığı oyunlar bitanesi kumpas şeklinde oyunlar kumpas size birinin hasırladığı komplolar diyer anlam da ise tuzaklar
2011 üniversite kış olimpiyatları, Erzurum'da Palandöken'de yapılacak...Bu Türkiye için bulunmaz bir fırsat...Tanıtım ve gelir açısından...Umarım, kış olimpiyatlarında bulunma zevkini yine yaşarım... Yaz olimpiyatları ise Çin'de...
“Sen kazandın; ama ben haklıydım” diye biten güzel bir Ezginin Günlüğü şarkısı vardı, adı: oyun. Oyunlarda her zaman haklıların kazanmadığını, ‘işte acı gerçek’ dercesine anlatan bir şarkı. *** Oyunlar yalnızca küçükken mi oynanır? Gazoz kapaklarıyla oyunlar oynardık, bilenler vardır; ya da misket/bilye oynamayı hemen herkes bilir. Onlara ne kadar değer verdiğimizi nasıl önemsediğimizi de hatırlarsınız. Büyüyünce gazoz kapaklarını/misketleri/bilyeleri attık, onların saçma değersiz şeyler olduğunu düşündük; fakat bu sefer başka şeyler biriktirdik, önemsedik: para. *** Adam asmaca diye bir oyun vardır bir de. Gerçi artık demode olmuş hatta ‘damsız AB’ye girme çabaları’ ile tedavülden kalkmış bir oyun bu. Onun yerine ‘adam beslemece’ oynanmakta; bu daha uzun sürüyor, oldukça sıkıcı ve bir yığın mızıkçısı var. Bunun yanında çokça oynanan sevilen bir oyun daha var: isim-şehir. O da çok populer, ‘bağdat, telafer, karikatür, soykırım’ falan yazılıyor. *** Oyunlar masum değil artık. En kötü ihtimalle zengin çocuk topunu alıp gitmiyor, zalim çocuk topları üzerinize atıyor. “Sen kazandın; ama ben haklıydım”
Karakter testidir, ne dediğine değil, ne yaptığına bakar, delikteki yerini kalıcı sağlar.
Karanlık tünelin ucunda cılız bir ışığı çıkış noktası olarak gösterip buraya her engele rağmen benim için koşmaya
devam edecek olana ancak bir çıkış imkanı verir, gerçek hayatı, esenliği yaşayacağı bir mekanı hazır ederim der.
Kömür madeninde elmas aramak.
Dünya bir oyun ve eğlence hayatından ibarettir. - KURAN, KENDİ.
Hanginiz iyi ve güzel işler yapacak, görelim, size de gösterelim diye hayatı ve ölümü yarattık.
Tanrı bizi oyun olsun diye öldürüyor sinekler gibi. - Shakespeare, 1616, Saf Bilinç.
Allahın sahnesi dardır, ya oyunu kuralına göre oynarsın, ya da o bildiği gibi oynatır. Öyle fazla şişersen indirmesini
bilir, balonunu. Keyfiniz bilir tabii.
Heryerde görülen dünya ruhu. - Schelling, 1820, jena, Alman Filozof. Kolay gelsin.
Çoktan seçme herkes için düşünülmüş vaatler içermez, ondan muğlaklık taşır, kesin değilken, aklı yatanların önünü açmak için, kesinlikte katılım tamdır zaten, ama, bu eleme, bu yapıyı koruyacak ki, elini taşın altına koyanla, koymayanın farkı açığa çıksın, sonra da ebediyyen açığa alır zaten, çok iyi düşünülmüş, sen de ne kadar kendini düşünürsen o kadar şansın artar, beklersen de, beklemede kalırsın, bakarsın neresidir orası bilemezsin de. Kolay gelsin, iyi niyetlilere sözüm, ötekiler ne yaptığını biliyor zaten, başından bildiği şeyi sorgulayacak değiliz zaten, bize ne.
Dünya bir oyun ve eğlence hayatından ibarettir. - KURAN, Kendi,
Eğlenelim, raksedelim, yamuk yapanı da kuyuya sevkedilim, nasıl, mis.
Hayat oyunu, - Yoksa siz, sizden önceki milletlerin çektiği çileleri çekmeden cennete hemencecik girivereceğinizi mi zannettiniz - KURAN, kendi ağzından, anladın mı ataların neden onun emirleri için en başta - barışı bozmayın - emri ölüme koşuyordu, ötenin kaşifleri, yoksa zaten katledileceklerdi, ama, öyle nizam kurup, barış yaşattılar, işte kimsenin yüz vermediği Osmanlı Barışı odur, Batının kriterleri sadece ölüm satar, değerleri de. Şimdi hayrını görün.
O oyun kuransa sen nesin, tabii ki oyuncak, ama, olmayabilirdin de, ona halis iman diyoruz, 55 derecede demir bükenlere bak, cahil kim, bilgi nerde.
Yaramaz bir çocuk var ruhumda..
Seviyor hala oyun oynamayı...
bir duvara yummuş sayıyorum saklansın bütün kötülükler,
arayıp bulmazsam belki de artık beni üzemezler,
gözlerimi kapadığımda hayaller kuruyorum.
saklambaç oynuyorum çünkü yumduğum dünya.
yaşadığımdan daha güzel.
sağım solum önüm arkam sobe...
cebimdeki renkli şekerler bir kurşun asker ve hayaller,
çabucak büyümezsem belki de beni hiç terk etmezler.
uçabilseydim bir kuş gibi başka bir yere konardım.
umduğum dünya yaşadığımdan daha güzel.
sağım solum önüm arkam sobe...
Bildik bir oyundu bu oynadığımız,
Bir daha da oynamak istemiyorum.
Kazanan ben olsam da her oyun sonu,
Bin kez ebe sen olsan istemiyorum...
Bir yanı yitik hep her yanımızın,
Gözlerimiz bile bak, yalan söylüyor.
Rengi aynı olsa da her damlamızın
Kanımda tek kırmızı istemiyorum...
Miskette senin olsun, toplarda, ip de
Hem bizim mahalleli değilsin artık.
Oyuncaklar da sende, git oyna işte,
Ben seninle oynamak istemiyorum...
Oyundaki kuralı bilmiyormuşum.
İlk defa oynamıştım, nerden bileyim?
Bir daha deneyecek gücüm yok artık,
Çek git artık buradan istemiyorum...
Bir gün bizde büyürüz, süt içmeyiz ki
Bir kere ağzı yanan yoğurdu netsin?
Sapan taşları bir bir gönlümü deldi,
Hayata küsmüşüm ben oyunu batsın.
Artık ben oyunları hiç sevmiyorum,
Kimseyle de oynamak istemiyorum...
(Bedirhan Gökçe)
Saklambaçı çok güzel oynuyor saklı OLan...Kendi kendini hem ebeliyor hem sobeliyor. Şaşkın birimler de kendini oyunda sanıyor. Ahh o seyir...
Entrika..
oyuncuları itinayla seçer (herkes kendini başrol oyuncusu sanır) . senaryoda ufak tefek değişiklikler olsa da oyun aynıdır. replikler bile aynıdır. koltuğuna kurulur yazdığı oyunu hem oynar hem yönetir. inandırıcılık için ne gerekiyorsa yapar...bazen timsah gözyaşları döktüğü de olur. ama hep keyifle gülümser. :))
herşey bir oyun..hayat bir oyun....bizde birer piyon....
oyun bir zeka geliştirmek için oynan bir oyun dur.
her şey bir oyun mu?
her yazılan bir replik
peki ben neden rol yapmıyorum? ? ?
2çeşit oyun var bitanesi bizim küçükken yani hepimizin küçükken oynadığı oyunlar bitanesi kumpas şeklinde oyunlar kumpas size birinin hasırladığı komplolar diyer anlam da ise tuzaklar
o piti piti karameli sepeti :)))
sek sek...hop ip atlama...
en sevdiğim saklanbaç..
zaman oldurme
Angarya...
Ben badminton oyunu hakkında bilgi almak istiyorum daha fazla bilgi için msn'me göndere bilir misiniz acaba lütfeeennnn....
2011 üniversite kış olimpiyatları, Erzurum'da Palandöken'de yapılacak...Bu Türkiye için bulunmaz bir fırsat...Tanıtım ve gelir açısından...Umarım, kış olimpiyatlarında bulunma zevkini yine yaşarım...
Yaz olimpiyatları ise Çin'de...
“Sen kazandın; ama ben haklıydım” diye biten güzel bir Ezginin Günlüğü şarkısı vardı, adı: oyun.
Oyunlarda her zaman haklıların kazanmadığını, ‘işte acı gerçek’ dercesine anlatan bir şarkı.
***
Oyunlar yalnızca küçükken mi oynanır? Gazoz kapaklarıyla oyunlar oynardık, bilenler vardır; ya da misket/bilye oynamayı hemen herkes bilir. Onlara ne kadar değer verdiğimizi nasıl önemsediğimizi de hatırlarsınız. Büyüyünce gazoz kapaklarını/misketleri/bilyeleri attık, onların saçma değersiz şeyler olduğunu düşündük; fakat bu sefer başka şeyler biriktirdik, önemsedik: para.
***
Adam asmaca diye bir oyun vardır bir de. Gerçi artık demode olmuş hatta ‘damsız AB’ye girme çabaları’ ile tedavülden kalkmış bir oyun bu. Onun yerine ‘adam beslemece’ oynanmakta; bu daha uzun sürüyor, oldukça sıkıcı ve bir yığın mızıkçısı var.
Bunun yanında çokça oynanan sevilen bir oyun daha var: isim-şehir. O da çok populer, ‘bağdat, telafer, karikatür, soykırım’ falan yazılıyor.
***
Oyunlar masum değil artık. En kötü ihtimalle zengin çocuk topunu alıp gitmiyor, zalim çocuk topları üzerinize atıyor.
“Sen kazandın; ama ben haklıydım”
oyun insanlara eglenceyı tattıran sıkıntılı zamanda rahatladan falzasında da zarı olan bır kavramdır
kelime: Tamirat
A: televizyonunun çalismama sebebi ne olabilir?
B: bozulmustur.
A: hah! bisey bozulunca ne yaptirirsin?
B: tamir.
A: çok güzel! türet bunu.
B: neyini türetcem bunun be?
A: himzz..essegin büyügüne ne denir?
B: at
A: çok güsel.birlestir simdi (umutlanmistir anlatici)
B: AT TAMIRI! ! !