Aklın kullanımı ilkeyi parlattığı kadar fayda sağlar, tahrip ettiği kadar eksilir, yani esası bozuyorsa, aslında akıl değildir, ama, akıllıya anlatamazsın, sonuçta akıllı. Zekanın çözümlemeleri akıl muamelesi gördüğü sürece, hayatın muamelesinin de daha iyi olmasını beklemek, bayağı akıllıca, ona ne şüphe.
Peter Woodbury, Edgar Cayce ' in her şeyine bakmak için buradayız! Yorumlarınızı okumayı dört gözle bekliyorum. Lütfen paylaşın! İşte bugün incelemek istediğim okuma: '' İnsanın zihninde ektiği şey, bir başkasının kendine karşı eyleminde biçilir, ya da kendi aklının diğerine yönelik inşa ettiği davranışlarla kendini ölçer." (5459-2) Bu kısa ve büyüleyici okuma klibinde Cayce kaynağı karma temalarının etkileşimini anlatıyor, zihin inşa edici, düşünceler şeylerdir ve yaratıcı veya '' tanrılar '' olarak kendi rollerimizdir. Kendi düşüncelerimiz, yaratıcı ya da kınama, olay dönüşü kendi kendimizle '' yaratıcılarıyla tanışmak '' için. Tanrı ' nın ruhlara '' yarattığı '' (ya da bilinç verdiği) yönleri olarak, düşüncelerimiz yönlerimiz ya da kendimiz, kendi yarattıklarımız, yani konuşmamız ve muazzam çocuklar gibi, sonunda evimize dönmeli ve bizimle buluşmak için. Hiç bu şekilde kendi aklımızı düşünmemiştim. Aslında akıl sadece inşa eden değil, aynı zamanda akıl da (küçük c) yaratıcıdır diyebilirsiniz.
evrenin efendisidir dediğimiz insanda temel unsur, akıldır.. aklı yok sayarsak, insan salt ANATOMİK YAPI olarak oldukça savunmasız ve çaresizidir de.. demem o kii ,uçamaz, kaçamaz, mesela bir kaya kadar dayanıklı da değildir.. ancak insana BAHŞEDİLEN ‘’ akıl yetkisi ‘’ aynı zamanda ‘’ akıl sorumluluğunu da ‘’ beraberinde getirir. nedir aklın sorumluluğu ? .. aklı ‘’ doğru yolda’’ kullanmaktır. bu yol , şüphesiz ‘’aklı bahşedene’’ çıkandır.. diğer bütün yollar ise nafile uğraşılan ıvır zıvırlar..
'Kelâmcılara göre akıl, genel olarak iki kısma ayrılır:
1- Garîzi akıl: Her insanda doğuştan var olan ve insanın diğer canlılardan ayrılmasını sağlayan asıl akıldır. Bu, aynı zamanda deney ve düşünme yoluyle elde edilen bilgilerin de esasını teşkil eder.
2- Müktesep akıl: Garizî aklın kullanılmasıyla kazanılan akıldır. Sezgi, deney, düşünme ve öğrenim yoluyla oluşan bu tür akla mesmu’, müstefâd ve tecrübî akıl adı da verilir. '
Hak taala varlığını yarattı. ama bunu akıllar idrak edemedi.çünkü onlar maddi şeyleri düşünebilen akıldı.maddiyata taalluk eden akıl yüce şeylerin anlayışında kusurludur.bunu anlamak için maddeyi geçip ötelere varan akıl gereklidir. muhittin arabi.
İki çeşit akıl vardır biri kalbte diğeri kafada.Bunaklaşmış kişilerin adını unutmalarına rağmen kur'an ayetlerini unutmamaları buna delildir.Peygamber'in 'Ahirzamanda ilim alimlerin göğsünden silinir' diye buyurması buna delildir ki İmam Şafii'nin görüşüdür bu.
Matematikçiyim. Şiire ve felsefeye yakın dururum. Zihinsel oluşumlar üzerine makaleler yazdım, kitaplarımda da kısaca değindim. Aklın en sınırlı, anlaşılır tanımı olarak, şunu benimsedim: ' Akıl, zekânın duyguları yönetebilme becerisidir.' Meraklısı için kitaplar:1) Socrates'in Sırrı 1) Aklın Yönetimi İçin Kurallar: Réne Descartes 3) Metot Üzerine Konuşmalar: Réne Descartes4) Düşünce ve devingen: Henry Bergson
akıl la ilgili iki yazı yazdım. ve benzerlik ve farkları aklın alet çantası gibidir diyerek bi benzetme kullandım. ve bu iki yazıyı yazdığım günden beri hep benzerlik ve farklar dediğimiz bu alet çantası kimin bu alet çantası hangi ustanın bu alet çantasını kim yada ne kullanıyor gibi bi soruyu hep bekledim.ne kadar meraksız bi toplumuz.
aslında herkez farkı kullanır düşünürken ama kullandığını fark etmez.tüm akıl yürütmeleri farklar ve benzerliklerle yapılır.ve herşey zıttıyla bilinir farkı benzerliklerle benzerlikleride farkla biliriz anlam da hep zıtıyla ortaya çıkar. sıcağı soğukla biliriziz zararı karla iyiyi kötüyle.ve herşey zıttıyla var olur.kainatın düzeni bunun üzerine kurulmuştur.en zor kavradığım bilgi farkların benzerliğiydi.mesela hiç daha önce yimediğiniz bi yemek varsayalım kavak mantarı yediniz bi akşam yanında da bol limonlu bi marul salatası çok beğendiniz. bir kaç gün sonra tekrar kavak mantarı aldınız kocaman bi demet marul yanında. ve yine harika bi yemek yediniz. bir hafta sonra yine kavakmantarı yaptınız yine yanında marul salatası yine çok harika. bir hafta sonra yine kavak mantarı ama bu sefer marul salatası yok.ve gece müthiş bi karın ağrısı belkide gözünüzü hastanede açıyorsunuz. burda beyin yeterli miktarda acı hissedildiğinde. mutlaka sebebini arar. ve bi neden bulmak içinde farklardan yararlanır.bu mantarı daha önce üçkez yedim hiç bişey olmamıştı neden şimdi dokundu der. ve iki durumun arasındaki farkları aramaya başlar. ve ilk tespit ilk üç yemekte mantar yemeğinin yanında hep marul salatası vardı dokunmamıştı son yemekte yine aynı mantar yemeği ama yanında marul salatası yoktu diye tespit eder.. mantar aynı mantar ama sadece salata yok farklı olan salatanın olmaması.ilk üç yemek te sorun yok benzer durum dördüncü yemekte sorun var. salatanın olmadığı yemekle sancılanmanın olduğu yemek iki farklı durum birbirinin sebebi gibi gözüküyor bir farklı durum diğer farklı durum la örtüşüyor.farklardan benzerlik bulmak.
akıl benzerlik ve farklar la çalışır sanki benzerlik ve farklar. aklın alet çantası gibidir taş okey veya iskambil kağıdı ile oynanan oyunları bilen ler dediklerimi anlıcaktır varsayalım taş okey oynuyoruz renk benzerleri olan kupadan 1-2-3-4 lü ve cins benzeri olan 4 tane papaz. kupadan -6-7-8.lili renk benzerinin yanına 3 tanede 10 luyu bi araya getirdiğimizde miktararların benzerliği. olur buda 14 taş sıfır yapar. yani benzerilkere göre dizeriz anlamlı hale getiririz. mesneviden bi hikayeyle benzeriliği pekiştirelim.arabın birinin bi bakkal dükkanı var.ve bakkal dükkanında insanlarla konuşabilen onları gülümseten ve insanları konuşmasıyla şaşırtan bi tuti kuşu var. bigün bakkal aceleyle eve gider tuti yanlız kalır bu esnada dükana kedi girer tuti korkar. pırlar ve yukarda ki gülyağı şişelerinin oraya konmak isterken gülyağı şişesini devirir. arap dükkana gelip koltuğuna oturduğunda kıçı başı yağ olur.yukarıya baktığında tutiyi görür sen döktün değilmi der ve tutiyi yakaladığı gibi. tutinin kafasındaki bütün tüyleri tek tek yolar. tutinin canı çok yanmıştır o günden sonra bidaha konuşmaz. gelen müştrilere laf atmaz. gün boyu somurtur. bir iki derken dükkandan müşteriler eksilmeye başladığında arap bakkal yaptığı hatanın farkına varır. tutiyi konuşturmak gönlünü almak için tutinin sevdiği çerezlerden alır fındık fıstık antep fıstığı ama tuti. bi türlü konuşmaz. bigün tuti gene miskin miskin somurtarak dışarıyabakar birden kapının önünden kafası kel cas cavlak biri gelir tuti birden gülmeye başlar ve sende gülyağı şişesini döktün seninde fandaki tüyleri yoldular der ve konuşmaya başlar. tuti kendibaşına gelenle kel adamın arasında benzerlik kurmuştur. bişeyin algılanması bi benzezliğin bulgulanması ile olur.
Elbette.
Akıldışılık esasıdır, zaman zaman akla da raslanır, ama, kalabalıkta sesi duyulmaz.
Aklın kullanımı ilkeyi parlattığı kadar fayda sağlar, tahrip ettiği kadar eksilir, yani esası bozuyorsa, aslında akıl değildir, ama, akıllıya anlatamazsın, sonuçta akıllı. Zekanın çözümlemeleri akıl muamelesi gördüğü sürece, hayatın muamelesinin de daha iyi olmasını beklemek, bayağı akıllıca, ona ne şüphe.
“ akıl ,
ne kadar muazzam ise
tutkular ve ruh da o kadar büyüktü . . “
" pascal _
"Her akıl,
gücünün yetmediği ve idrak edemediği şeyleri inkâr eder."
#ibnihaldun
Peter Woodbury, Edgar Cayce ' in her şeyine bakmak için buradayız! Yorumlarınızı okumayı dört gözle bekliyorum. Lütfen paylaşın!
İşte bugün incelemek istediğim okuma:
'' İnsanın zihninde ektiği şey, bir başkasının kendine karşı eyleminde biçilir, ya da kendi aklının diğerine yönelik inşa ettiği davranışlarla kendini ölçer." (5459-2)
Bu kısa ve büyüleyici okuma klibinde Cayce kaynağı karma temalarının etkileşimini anlatıyor, zihin inşa edici, düşünceler şeylerdir ve yaratıcı veya '' tanrılar '' olarak kendi rollerimizdir. Kendi düşüncelerimiz, yaratıcı ya da kınama, olay dönüşü kendi kendimizle '' yaratıcılarıyla tanışmak '' için. Tanrı ' nın ruhlara '' yarattığı '' (ya da bilinç verdiği) yönleri olarak, düşüncelerimiz yönlerimiz ya da kendimiz, kendi yarattıklarımız, yani konuşmamız ve muazzam çocuklar gibi, sonunda evimize dönmeli ve bizimle buluşmak için.
Hiç bu şekilde kendi aklımızı düşünmemiştim. Aslında akıl sadece inşa eden değil, aynı zamanda akıl da (küçük c) yaratıcıdır diyebilirsiniz.
selamlar anlayana sivrisinek anlamayana davul zurna az
Hakikatin "kanıta" ihtiyacı yoktur, o sadece öyledir.
Ne kendisi ne de aksi "ıspat" edilebilir.
Parlaktır, ışık saçar o.
Varlığı anında hissedilir; ama sadece onu hissedebilecek yüreğe sahip olanlar tarafından.
OSHO
" Akıl gibi velinimet, zekâ gibi ağır yük tanımadım."
Necip Fazıl Kısakürek
Akıl akıllıca kullanılmıyorsa eğer,
Ne farkı kalır, fırtınada yelkensiz yüzen gemiden.
evrenin efendisidir dediğimiz insanda temel unsur, akıldır..
aklı yok sayarsak, insan salt ANATOMİK YAPI olarak oldukça savunmasız ve çaresizidir de..
demem o kii ,uçamaz, kaçamaz, mesela bir kaya kadar dayanıklı da değildir..
ancak insana BAHŞEDİLEN ‘’ akıl yetkisi ‘’ aynı zamanda ‘’ akıl sorumluluğunu da ‘’ beraberinde getirir.
nedir aklın sorumluluğu ? .. aklı ‘’ doğru yolda’’ kullanmaktır.
bu yol , şüphesiz ‘’aklı bahşedene’’ çıkandır.. diğer bütün yollar ise nafile uğraşılan ıvır zıvırlar..
Delilik ile velîlik arsındaki çok ince bir çizgi
Akıl akıl olsaydı ismi gönül olurdu.Gönül gönlü bulsaydı, bozkırlar kır olurdu
'Kelâmcılara göre akıl, genel olarak iki kısma ayrılır:
1- Garîzi akıl: Her insanda doğuştan var olan ve insanın diğer canlılardan ayrılmasını sağlayan asıl akıldır. Bu, aynı zamanda deney ve düşünme yoluyle elde edilen bilgilerin de esasını teşkil eder.
2- Müktesep akıl: Garizî aklın kullanılmasıyla kazanılan akıldır. Sezgi, deney, düşünme ve öğrenim yoluyla oluşan bu tür akla mesmu’, müstefâd ve tecrübî akıl adı da verilir. '
Bir ülkede sanat ve akıldan çok servete değer verilirse bilinmelidir ki orada keseler şişmiş,kafalar boşalmıştır...
H.Friedrich
Ya aklına hükmet ya da onun kölesi ol!
akıl bendede değil
sendede değil
akıl onda
sen de o ol
bunu anla
M.B
Hak taala varlığını yarattı. ama bunu akıllar idrak edemedi.çünkü onlar maddi şeyleri düşünebilen akıldı.maddiyata taalluk eden akıl yüce şeylerin anlayışında kusurludur.bunu anlamak için maddeyi geçip ötelere varan akıl gereklidir.
muhittin arabi.
Akıl sadece insanlarda olan düşünmemizi ve üretmemizi sağlayan soyut bir kavram.
uslanmadın hala yüreğim insanlara çok çabuk güveniyorun bilmem ki akıllanmak için hangi devasa darbeyi bekliyorsun....
'Yeter, aklından çıkar artık onu' diyor kimileri.
Siz de aklınızla değil de, yüreğinizle sevseydiniz anlardınız beni.
şu aralar bende kalmayan şey....
İki çeşit akıl vardır biri kalbte diğeri kafada.Bunaklaşmış kişilerin adını unutmalarına rağmen kur'an ayetlerini unutmamaları buna delildir.Peygamber'in 'Ahirzamanda ilim alimlerin göğsünden silinir' diye buyurması buna delildir ki İmam Şafii'nin görüşüdür bu.
Akıl akıl olsaydı adı gönül olurdu,
Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu... NFK
Zihin fukara olunca, akıl ukala olurmuş.
Namık Kemal
Matematikçiyim. Şiire ve felsefeye yakın dururum. Zihinsel oluşumlar üzerine makaleler yazdım, kitaplarımda da kısaca değindim. Aklın en sınırlı, anlaşılır tanımı olarak, şunu benimsedim:
' Akıl, zekânın duyguları yönetebilme becerisidir.'
Meraklısı için kitaplar:1) Socrates'in Sırrı 1) Aklın Yönetimi İçin Kurallar: Réne Descartes 3) Metot Üzerine Konuşmalar: Réne Descartes4) Düşünce ve devingen: Henry Bergson
akıl, bende olmayan birşey (: zira başka türlü onu kaybettiğim günden bugüne değin başkalarının bana deli demelerini nasıl açıklayabilirim ki?
akıl la ilgili iki yazı yazdım. ve benzerlik ve farkları aklın alet çantası gibidir diyerek bi benzetme kullandım. ve bu iki yazıyı yazdığım günden beri hep benzerlik ve farklar dediğimiz bu alet çantası kimin bu alet çantası hangi ustanın bu alet çantasını kim yada ne kullanıyor gibi bi soruyu hep bekledim.ne kadar meraksız bi toplumuz.
aslında herkez farkı kullanır düşünürken ama kullandığını fark etmez.tüm akıl yürütmeleri farklar ve benzerliklerle yapılır.ve herşey zıttıyla bilinir farkı benzerliklerle benzerlikleride farkla biliriz anlam da hep zıtıyla ortaya çıkar. sıcağı soğukla biliriziz zararı karla iyiyi kötüyle.ve herşey zıttıyla var olur.kainatın düzeni bunun üzerine kurulmuştur.en zor kavradığım bilgi farkların benzerliğiydi.mesela hiç daha önce yimediğiniz bi yemek varsayalım kavak mantarı yediniz bi akşam yanında da bol limonlu bi marul salatası çok beğendiniz. bir kaç gün sonra tekrar kavak mantarı aldınız kocaman bi demet marul yanında. ve yine harika bi yemek yediniz. bir hafta sonra yine kavakmantarı yaptınız yine yanında marul salatası yine çok harika. bir hafta sonra yine kavak mantarı ama bu sefer marul salatası yok.ve gece müthiş bi karın ağrısı belkide gözünüzü hastanede açıyorsunuz. burda beyin yeterli miktarda acı hissedildiğinde. mutlaka sebebini arar. ve bi neden bulmak içinde farklardan yararlanır.bu mantarı daha önce üçkez yedim hiç bişey olmamıştı neden şimdi dokundu der. ve iki durumun arasındaki farkları aramaya başlar. ve ilk tespit ilk üç yemekte mantar yemeğinin yanında hep marul salatası vardı dokunmamıştı son yemekte yine aynı mantar yemeği ama yanında marul salatası yoktu diye tespit eder.. mantar aynı mantar ama sadece salata yok farklı olan salatanın olmaması.ilk üç yemek te sorun yok benzer durum dördüncü yemekte sorun var. salatanın olmadığı yemekle sancılanmanın olduğu yemek iki farklı durum birbirinin sebebi gibi gözüküyor bir farklı durum diğer farklı durum la örtüşüyor.farklardan benzerlik bulmak.
akıl benzerlik ve farklar la çalışır sanki benzerlik ve farklar. aklın alet çantası gibidir taş okey veya iskambil kağıdı ile oynanan oyunları bilen ler dediklerimi anlıcaktır varsayalım taş okey oynuyoruz renk benzerleri olan kupadan 1-2-3-4 lü ve cins benzeri olan 4 tane papaz. kupadan -6-7-8.lili renk benzerinin yanına 3 tanede 10 luyu bi araya getirdiğimizde miktararların benzerliği. olur buda 14 taş sıfır yapar. yani benzerilkere göre dizeriz anlamlı hale getiririz. mesneviden bi hikayeyle benzeriliği pekiştirelim.arabın birinin bi bakkal dükkanı var.ve bakkal dükkanında insanlarla konuşabilen onları gülümseten ve insanları konuşmasıyla şaşırtan bi tuti kuşu var. bigün bakkal aceleyle eve gider tuti yanlız kalır bu esnada dükana kedi girer tuti korkar. pırlar ve yukarda ki gülyağı şişelerinin oraya konmak isterken gülyağı şişesini devirir. arap dükkana gelip koltuğuna oturduğunda kıçı başı yağ olur.yukarıya baktığında tutiyi görür sen döktün değilmi der ve tutiyi yakaladığı gibi. tutinin kafasındaki bütün tüyleri tek tek yolar. tutinin canı çok yanmıştır o günden sonra bidaha konuşmaz. gelen müştrilere laf atmaz. gün boyu somurtur. bir iki derken dükkandan müşteriler eksilmeye başladığında arap bakkal yaptığı hatanın farkına varır. tutiyi konuşturmak gönlünü almak için tutinin sevdiği çerezlerden alır fındık fıstık antep fıstığı ama tuti. bi türlü konuşmaz. bigün tuti gene miskin miskin somurtarak dışarıyabakar birden kapının önünden kafası kel cas cavlak biri gelir tuti birden gülmeye başlar ve sende gülyağı şişesini döktün seninde fandaki tüyleri yoldular der ve konuşmaya başlar. tuti kendibaşına gelenle kel adamın arasında benzerlik kurmuştur. bişeyin algılanması bi benzezliğin bulgulanması ile olur.