Donducu yağmur: Dondurucu yağmur, yer seviyesindeki daha soğuk hava yastığı (0°C'nin altındaki sıcaklıklar) üzerinde daha sıcak havanın (0°C'nin üzerindeki sıcaklıklar) bulunması nedeniyle meydana gelen bir olgudur. Kar tanesi şeklinde başlayan yağış, ılık tabakada eriyip alçaldıkça yeryüzüne inerken karşılaştığı yüzeylerde donar: ağaçlar, asfalt, elektrik kabloları, arabalar. Neticede sokaklar çok kaygan olduğu için yerler tehlikeli buzlu camdır.
Yağmur damlalarının ağacın yapraklarına değdiği vakit çıkardığı sesi bilir misin? İşte sen o sessin. Ve bir kez daha söylemeli, yağmurların ise en çok yakıştığı ben. Evet ,benim..
saganak yagmur arkadas gibidir. o senin aci cektigini fark ettiginde, önce senin duygularini kendi diline tercüme eder, sonrada birden insanlarin üzerine cöker. yagmur insanlara senden bahseder: "burada aci ceken biri var, onu nasil fark etmezsiniz? nasil yardim etmezsiniz? onun gözyaslaridir caddelerinizi sel eden!"
yağmur yağmur seni bekleyen bir taş ta ben olsaydım çölde seni özleyen bir kuş ta ben olsaydım okşadığın küçük bir nakış ta ben olsaydım uğrunda koparılan bir baş ta ben olsaydım bahiradan süzülen bir yaş ta ben olsaydığım okşadığın bir parça kumaş ta ben olsaydım senin için görülen bir düş te ben olsaydım yer yüzünde seni bir görmüş te ben olsaydım senin visalinle bir gülmüş te ben olsaydım sana hicret eden bir kureyş te ben olsaydım damar damar seninle hep seninle dolsaydım. batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın kabzasında bir dirhem gümüş te ben olsaydım.
Donducu yağmur: Dondurucu yağmur, yer seviyesindeki daha soğuk hava yastığı (0°C'nin altındaki sıcaklıklar) üzerinde daha sıcak havanın (0°C'nin üzerindeki sıcaklıklar) bulunması nedeniyle meydana gelen bir olgudur. Kar tanesi şeklinde başlayan yağış, ılık tabakada eriyip alçaldıkça yeryüzüne inerken karşılaştığı yüzeylerde donar: ağaçlar, asfalt, elektrik kabloları, arabalar. Neticede sokaklar çok kaygan olduğu için yerler tehlikeli buzlu camdır.
Yağmur ağlayamayıp yüreğime akıttığım gözyaşlarım...
"...Y a ğ m u r, bilebildiğim en k a l a b a l ı k şey...." B.K
Yağmur damlalarının ağacın yapraklarına değdiği vakit çıkardığı sesi bilir misin?
İşte sen o sessin.
Ve bir kez daha söylemeli, yağmurların ise en çok yakıştığı ben.
Evet ,benim..
Bekle ki yağmurlar gelsin....
Yağmurları bekleyişim yetmez miydi...
Yoksa yağmur sen misin..
Gidişinin ardından gelen bu yağmurlar, benim için bir teselli miydi dersin?
Yağmurlar,
O muhteşem damlacıklar...
Saçlarıma ne de çok yakıştılar...
Yağmuru sevmeyen birini, sevmem mümkün değil
Tıpkı cansız toprağın, can vermesinin mümkün olmadığı gibi
Bereket....
''Dışarıya yağmur,
yüreğime hasret,
fikrime sen..
Nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden
bir bilsen.''
Şiddetli yağışın korkutuyor.
Yağmur ince ince toprağa sinsin,
Bir başka alemden gelmiş gibisin,
Dalmış gözlerinle pencerelerde.
Ahmet Hamdi Tanpınar
"Bazıları yağmuru hisseder,bazıları ise yalnızca ıslanır..."
saganak yagmur arkadas gibidir. o senin aci cektigini fark ettiginde, önce senin duygularini kendi diline tercüme eder, sonrada birden insanlarin üzerine cöker. yagmur insanlara senden bahseder: "burada aci ceken biri var, onu nasil fark etmezsiniz? nasil yardim etmezsiniz? onun gözyaslaridir caddelerinizi sel eden!"
Yağmur ruhumun en klasik eseridir....
hadi yağmurum ol...harf harf...kelime kelime... cümle cümle yağ yüreğime.
yağmur
yağmur seni bekleyen bir taş ta ben olsaydım
çölde seni özleyen bir kuş ta ben olsaydım
okşadığın küçük bir nakış ta ben olsaydım
uğrunda koparılan bir baş ta ben olsaydım
bahiradan süzülen bir yaş ta ben olsaydığım
okşadığın bir parça kumaş ta ben olsaydım
senin için görülen bir düş te ben olsaydım
yer yüzünde seni bir görmüş te ben olsaydım
senin visalinle bir gülmüş te ben olsaydım
sana hicret eden bir kureyş te ben olsaydım
damar damar seninle hep seninle dolsaydım.
batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
kabzasında bir dirhem gümüş te ben olsaydım.
nurullah genç
yağmur
alemlere rahmet olarak gönderilen resul
hz muhammed sav
Platonik aşk gibi.Uzaktan izlemesi zevkli ama teması irrite edici:)
Özellikle bahar yağmurlarının, bahar aşklarını tetikledikleri görülmüştür.
yağsın isterim.
Her damlasina bir anlam yükleyip,
toprağa ekmek isterim...
Bizim sohbetimiz Nisan yağmuruna benzer. Balığın ağzına düşerse inci olur, yılanın ağzına düşerse zehir olur.” – Hz. Mevlana
Burda yağmur yağıyor
Aralıksız yağıyor günlerdir
Ama sen yine de şemsiyeni
Almadan gel ilk otobüsle
Buğulanan camlara usulca
Yüzünü çiziyorum ki yüzün
Bir yağmur damlası olup
Düşüyor yapraklarına gülün
Güller de bozamıyor bu uzun
Karanlık sessizliğini kentin
Anılarını yitiriyor sokaklar
Bezirgânlaşıyor bulvar ışıkları
Tarih de kekemeleşiyor bazan
Ki o zaman aşktır tek bilici
Aşksa yürümek gibi bir şey
Duyabilmek kuşların gelişini
Anısı bizsek eğer bu kentin
Unuttuğu türküler bizsek
Acıyı rehin bırakıp bir güle
Anımsatmalıyız bunları bir bir
Sonra yürümeliyiz seninle
Sokaklara caddelere çıkmalıyız
Belki bir aşktır bu kentin
Belleğini geri getirecek olan
Burada yağmur yağıyor ama sen
Şemsiyeni almadan gel yine de
Özletiyor bu çılgın sağanak seni
Sırılsıklam özletiyor biliyor musun
sonrası toprak kokusu... en sevdiğim koku...
Hiç kimsenin 'yağmur'un bile böyle küçük elleri yoktur...
Damlaların yaprakla olan ahengi, dinleyelim
Kuşlar hiç susmasın
İstanbul için yağmur vakti
Dinleyelim
Eşref Ziya / YAĞMUR
Her yagmurda gelen toprak kokusuyla, hatirlarim seni..
Ki yoksun artık çarpı iki kere yalnızım...avareyim, yapayalnız ve kurak
Kapıyı aç bulutlar girsin...
Gülmeyi bilen çocuklar geldi.