Yüreğim bugün sus hiç konuşma Elbet gelecek konuşacağın gün Ama bugün sus kimse duymasın sesini Ağlamak da yakışır elbet ama bugün değil Bugün sus kimse duymasın sesini..
Bir SEVDA' YA gönül veren...O SEVDA ' NIN kapısında yatmalı... Sen şarkılarımda güfte, Sen ılık ılık esen yel, Sen koklamaya kıyamadığım bir demet gül, Evet yürek çarpıntımın sahibisin sen. Sen gözümün nuru, Sen yüreğime huzur veren, Sen mutluluk ağacım, Sen çiçeğimde koku,Evet yürek çarpıntımın sahibisin sen. Sen damarımda kan, Sen aldığım nefes, Sen beni hayata bağlayan,Yaşam kaynağımsın sen, Evet yürek çarpıntımın sahibisin sen. Sen gönülde... Sen başımın tacı cana yoldaşım, Sen unutulmaz damarda kanım, Evet yüreğimde yangınımsın sen...♥
Ey koca yüreğim! Bende adam sanırdım seni. Sanırdım dağlar bile duramaz önünde, Sanırdım köpük olur karışırsın denize, Sanırdım bir rüzgara kapılırda sürüklenirsin istediğin yere, Sanırdım inandıklarına bağlı olduğunu...
iflası, demiştik, imlasız bir telaffuza sahip oluşuydu. hala akıldadır; birgün yarım aralanmış ağzından birkaç müstesna sözcük işitildi. oysa bunların hepsi de, çalıp çalabilecekleri neyi varsa alıp kaçtılar ondan - ilkinin gölgesi bir ihanet -. yuvalarından onları uğratansa bir başkasıydı; yeni bir gramerle zırhlarını süsleyen, oklarına ölümcül bir zehir çalan..bu başkası olmasaydı, kim acıktıklarında doyana kadar eziyetle besleyecekti onları, kim susadıklarında yeni bir damarını sunacaktı onlar için? ama belki gene kendisiydi bu başkası, ve sırrına eremediği bir ayna geçiriyordu ara vermeksizin üzerinden.
umalım ki tesellisi olsun bundan böyle, yansıladığı görüntü; o kah dağılıp kah birleştiği yerde yalnızca susarak değil ama susuşunu, gürültü ve patırtı ile yeniden kurgulayarak olgunlaştırsın kendini. değil mi ki hala silinmemiştir sırtındaki izler, onlar yara değil, pas izleridir ancak.
ahhh hiç laf dinlemiyor yufka yüreğim benim, beni mutlulağa götüren o,uçuruma götüren, o mantığımla sürekli savaş halinde olan o.ah yüreğim bide onu unuttursan bana bi unutsam aşkımı ama olmuyor yüreğim izin vermiyorrr..... benim için iyimisin kötü müsün yüreğim....iyisin ama ben seni kullanmayı bilmiyorum herhalde
Yüreğim bugün sus hiç konuşma
Elbet gelecek konuşacağın gün
Ama bugün sus kimse duymasın sesini
Ağlamak da yakışır elbet ama bugün değil
Bugün sus kimse duymasın sesini..
Yüreğim ıslaktır benim kuytularda ağlamaktan...
Ve hafif uçuktur rengi kurusun diye kaç kez güneşe asılmaktan...
Bir SEVDA' YA gönül veren...O SEVDA ' NIN kapısında yatmalı...
Sen şarkılarımda güfte, Sen ılık ılık esen yel, Sen koklamaya kıyamadığım bir demet gül, Evet yürek çarpıntımın sahibisin sen. Sen gözümün nuru, Sen yüreğime huzur veren, Sen mutluluk ağacım, Sen çiçeğimde koku,Evet yürek çarpıntımın sahibisin sen. Sen damarımda kan, Sen aldığım nefes, Sen beni hayata bağlayan,Yaşam kaynağımsın sen, Evet yürek çarpıntımın sahibisin sen. Sen gönülde... Sen başımın tacı cana yoldaşım, Sen unutulmaz damarda kanım, Evet yüreğimde yangınımsın sen...♥
uyu da büyü...
...taşla eziliyor gibi
...
...
çok oldu terkedeli beni...
Ey koca yüreğim!
Bende adam sanırdım seni.
Sanırdım dağlar bile duramaz önünde,
Sanırdım köpük olur karışırsın denize,
Sanırdım bir rüzgara kapılırda sürüklenirsin istediğin yere,
Sanırdım inandıklarına bağlı olduğunu...
Neden kırılgan bu yüre
Hayat mı çok sert,esen rüzgar mı çok soğuk
Üşüyordu yüreğim
Ne fayda tutsanda elimi, öpsende yüzümü
Üşüyen yüreğimdi
Başka söze hacet yok. Yürek denildiğinde Sunay AKIN'ın şu dizeleri aklıma geliyo;
'Yüreğim ıslaktır benim
Kuytularda ağlamaktan
Ve hafif uçuktur rengi
Kurusun diye kaç kez
Güneşe asılmaktan'
Sunay AKIN
Öyle suçlu gibi titrediki zamanında,ama hiç günahı yoktu.Fena paralandı anlayacağınız.Şimdide kaskatı zavallı yüreğim.
iflası, demiştik, imlasız bir telaffuza sahip oluşuydu. hala akıldadır; birgün yarım aralanmış ağzından birkaç müstesna sözcük işitildi. oysa bunların hepsi de, çalıp çalabilecekleri neyi varsa alıp kaçtılar ondan - ilkinin gölgesi bir ihanet -. yuvalarından onları uğratansa bir başkasıydı; yeni bir gramerle zırhlarını süsleyen, oklarına ölümcül bir zehir çalan..bu başkası olmasaydı, kim acıktıklarında doyana kadar eziyetle besleyecekti onları, kim susadıklarında yeni bir damarını sunacaktı onlar için? ama belki gene kendisiydi bu başkası, ve sırrına eremediği bir ayna geçiriyordu ara vermeksizin üzerinden.
umalım ki tesellisi olsun bundan böyle, yansıladığı görüntü; o kah dağılıp kah birleştiği yerde yalnızca susarak değil ama susuşunu, gürültü ve patırtı ile yeniden kurgulayarak olgunlaştırsın kendini. değil mi ki hala silinmemiştir sırtındaki izler, onlar yara değil, pas izleridir ancak.
ağırlıklar altında ezilen en değerlim
mutlu olan, üzülen,ağlayan,sevınen, gülen, yaşayan yanım...
yine sensizim ben
aşkın en güzel yanı
yüreğim yükünü almış bir gemi
çalkalanır dururum azgın sularda
başım döner bir yandan
kimselere derdimi anlatamam ben
Yüreğimin büklümleri hep birbirine yapışmaya çalışırlar; ben de yüreğimi açmak için büklümleri hep yeniden çekip koparmak zorunda kalırım.
Wittgenstein
i kaptırdım.
O kendii biliyor.
yalnızca güzelikleri iyilikleri barındırmak istediğim yer..
ama bırakmıyorlar..
ritmi düzensiz. itmeden çalışmıyor. benden çabuk mu vazgeçecek ne...
yürek işte çoğunda olmayan, yaralanan, kanayan,acıtan dalgakıransız bir liman.. savunmasız bir çocuk..
DOLU :)
deriiin bir aaahh!
aşkımı yüreğimde taşırım ben....
iki kapakçık iki kulakçıktan oluşan kan yığını pompa yeri..(çokmu romantik oldu.) ......................:P
Birilerinin avuclarinda can bulsun istemiyorum..hafazanallah...!
yangınlarda....
amorfalyus titanyum...
kalbim bir etten organ sadece
kalbim yüreğim olur,
sen gelince...
Yılmaz Erdoğan
ahhh hiç laf dinlemiyor yufka yüreğim benim, beni mutlulağa götüren o,uçuruma götüren, o mantığımla sürekli savaş halinde olan o.ah yüreğim bide onu unuttursan bana bi unutsam aşkımı ama olmuyor yüreğim izin vermiyorrr..... benim için iyimisin kötü müsün yüreğim....iyisin ama ben seni kullanmayı bilmiyorum herhalde