Bunu bitirirseniz, bildiğin alçak sürünme, mezun olursanız dağ havası, nerde olduğun bilinmez, üstelik gerçek oksien, hem hava, hem de havalı, yani rercih meselesi, halatımı hapishane de parayı katlamak için harcayacak kadar kafayı yemedim daha, deliyiz dediysek her şeyin de bir sınırı var,
Saat oldu yine yedi Kalkıp hazırlanma vakti Yarın dediğin oldu bugün Bu tempoya yetmiyor gün. Hamallık desen,katlanilir bir nevi Çantanin biri koptu ,dayanır mı yenisi? İlk dersler Türkçe matematik Hoca anlattı bunları, ne yani biz derste mıydık? Dikdörtgenin iç açıları toplamı Ne kadar büyüktür fotbol sahası Çocuklar dairenin var midir kenarı ? Ali nasıl kaçırdı ama topları Çocuklar örnek verin eşsesliiere Hocam olmaz ek getirir kaldırırsın sözlüğe Not alın bakalım sınav tarihlerini Kupayı hangi takım alacak şimdi Veli toplantısı yapılacak bu hafta Doksandan aşağısı atamaz hava Oğlum ne duruyorsun caliş dersine Ev ödevi vermedi öğretmenim yine
72 milyonluk bu ülkede,düzenlı olarak kitap okuyanların sayısı 25-30 bin.Haydi kızlar okula(!) da...e ya sonra...hoppp,popüler kültür(ün) süzlüğün kucağına oldu mu ya?
İlk okul. Kara tahta. Tek tip önlük. Tek tip insan. Yetiştirilmeye çalışılan. Sormayan Sorgulamayan. Tek tip öğrenci. Tornada üretilmiş gibi. Birbirinin aynısı Çağdaşlığın,çağdışılığı Kara tahta Tek tip önlük Tek tip insan Değişmeli artık...
Okul bence hapisanedir ve ne verdigi belirsiz bir çukurdur adeta kısıtlar küçük zekaları bırak soruları devam et hayata bir inek gibi otlanma da kalk ayağa.
'Büyük devletlerin hükümetleri, insanlarını kendine bağlamak, onları korkutmak ve diledikleri işe sürmek için iki yola başvururlar. Biri; kaba bir yol - ordu - öteki daha zekice bir yol; okul.' Nietzsche
O.......dan Sonra gelen harf.....Ö K.......dan Sonra gelen harf.....L U.......dan Sonra gelen harf.....Ü L.......den Sonra gelen harf.....M budur iste ;)
kim demiş ki okul okumak kolay diye.. ben hesbını yaptım bu yılla birlikte okullarda geçen süre hayatımın %70 i civarında..(17yıl) peki sonuç ne olacak diye kendime sorduğumda net bir cevap veremiyorum bu soruya...şuan ilk okula başladığım gün geldi aklıma, ne kadar da heyecanlıydım nasılda sevinçliydim..hele okumayı öğrenmeye başlayınca kızaran elma heyecanı yokmu,hiç bir şeyle değişilmez.. köyde okudum ilk üç sınıfı, daha sonra şehire geldim hep pekiyi olan derslerim bir anda eniyi not orta olan bir karneye dönüştü..test yapmıştı öğretmen, ne anlarım ne bilirim ben testi, aldım boşlukları bir güzel dordurdum nerden bilebilirdim hayatımın geri kalanında hep testlerle boğuşacağımı.. bu bir alıştırmaymış meğer... günlerce çalışıp çok güzel bir ödev hazırlamıştım,heyecandan anlatamadım tabi elim ayağıma dolaştı testte oluğu gibi gene dayakla sonuçlandı buda.. daha sonra alıştım tabi..daha sonra orta okul başladı orayada aşılmam uzun sürmedi teşekkür taktir derken orta üçe geldim fen lisesi sınavlarına gireceksiniz bu yıl dediler,başlamıştı yine testler boğucu bir çalışma dönemi,çalıştım çalıştım ama testte olan anti patim nedeni ile birazda boşvermişlikte vardı bunda sınavı kazanamadık...yok efemdim süper liseye gideceksin dediler amenna dedik baş vurduk diploma notu 3.96 idi 4.00 olması gerekiyormuş almadılar...onada amenna doğru düz liseye..işte başladı şamata...nasıl bir sınıftı yarabbi keşke aynı ortamda tekrar okuyabilsem..derken günler aylar yıllar geçti son sınıfta olduğumuz yıl deprem şoku yaşadık ve öss sınavı geldi çattı.. hadiii ilk yıl kazanamadık tabi hiç çalışmadık suçu depreme attık..ikinci deneme için yol göründü doğru dershaneye, testlerle boğuşma dönemi tekrar başladı yarabbi nasıl bir eziyetti allah gireceklere sabır versin... o yıl da kazanamadım.. gelecek yıl derken tekrar dershaneye yine testler yine sorular çöz babam çöz... ama bu sefer işe yaradı ve kazandık... üniversite ne bela yer arkadaş kazanacaklara allah kolaylık versin... yok çanın altında kaldın yok üstüne çıktın...ben genelde altında kaldığım için derslerden kaldım...ne oldu sanuçta okul bir yıl daha uzadı...oldu 5 yıl...ama bu yıl kararlıyım bitecek bu okul....gelelim sonuca ne olacak peki bitince,haydi yine sınav yine testler yine çalışmalar...çöz baba çöz...kpss denen şeyle uğraşacaz...bu gün düşünüyorumda ilkokula başladığım gün yaşadığım heyecan ve sevinç galiba büyük bir hataydı....
bugün okullar açıldıııııııııı! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! =) çok mutluyum arkadaşlarımı, okulumu ve öğretmenlerimi özlemişim bazen oderslerden bıksakta okulu güzel yapan çok şey var... okulsuz hayat bence boş! ! !
Eğitim hayatın olmazsa olmazlarından birisidir. İnsanları birbirinden ayıran ve onlara özellik kazandıran şüphesiz ki aldıkları eğitimdir. Eğitimli insan her zaman itibar görür, görmeye de layıktır. Kız olsun, erkek olsun toplumda itibar görmek isteyen herkes, iyi bir eğitim almak mecburiyetindedir. Aksi halde kişiler sıradanlıktan kurtulamazlar.
Hayatımızda en çok konuşulan konu eğitimdir. Evlerde, işyerlerinde ve dost meclislerinde eğitim hayatını masaya yatırırız hep... Çocuklarımızın eğitiminde karşılaşılan problemleri konuşuruz. Bu konu her zaman zihnimizi meşgul eder. Çünkü insanların hayatında en önemli şey çocuklarıdır. Onlara daha iyi bir gelecek hazırlamak için çırpınıp dururuz. Onun içindir ki eğitim gündemimizin birinci maddesi olmaya devam etmektedir.
Mademki eğitim, hayatımızın her anını kapsıyor, her fırsatta bu konuda konuşup tartışıyoruz, peki neden eğitimin önündeki engelleri ve problemleri kaldıramıyoruz? Bu sorunun cevabını vermek ve gereğini yerine getirmek boynumuzun borcudur. Zira yepyeni bir yüzyıla, yepyeni bir binyıla girdik. Bu tarihi dönemeç eğitimle taçlanacaktır. Fakat eğitimle kastettiğimiz, sırf okuryazarlık değildir. Okuryazar olmak asla yeterli değildir. Onun içindir ki beş yıllık zorunlu eğitim, sekiz yıla çıkartılmıştır. Liseler dört yıl olarak yeniden yapılandırılmıştır. Gelecek yıllarda 12 yıl zorunlu eğitim gündeme gelecektir. Çünkü çağdaş dünyayla yarışabilmek için buna mecburuz. Fakat eğitimi sene sayısıyla değerlendiremeyiz. O yılların içinin hakkıyla ve layıkıyla doldurulması gerekir.
Sekiz yıllık zorunlu eğitime geçilmesi Türkiye için bir devrimdir. Fakat ülke olarak buna hazır değildik. Çok büyük sıkıntılar yaşandı bu süreçte.. Derslik, araç gereç ve öğretmen eksiklikleri büyük boyutlara ulaştı. Fakat ‘Eğitime Yüzde Yüz Destek’ projesiyle eğitime harcanan paraların vergiden düşürüleceğine dair kanun çıkarılarak eğitim yatırımları teşvik edildi. Hayırsever işadamları bu kampanya çerçevesinde bugüne kadar görülmemiş bir miktarda okul ve derslik yaptırdı. Sorunlar bir hayli azaldı. Lakin bu demek değildir ki yeni öğretim yılına sorunsuz başlıyoruz. 15 milyonluk bir öğrenci kitlesinin olduğu bir ülkede eğitim sorunlarının olmasından daha doğal ne olabilir ki! ...Mühim olan meseleleri iyi niyetle ve gayretle asgari zamanda çözüme kavuşturmaktır.
Eylülle birlikte çiçekler solarken, yapraklar dökülürken, okullarımızda güller açılmaya başladı. Yok olan tabiat güzellikleri yerini çocuklarımızın şirin gülücüklerine bıraktı. Sabahın erken saatlerinde evlerimizde bir canlılık ve dinamizm yaşanacak artık… Sınıflar güllerle donanacak… Okul bahçelerinden tatlı ve şirin sesler dağılacak şehrin muhtelif noktalarına… Cadde ve sokaklar cıvıl cıvıl formalarla renklenecek ve şen kahkahalarla şenlenecek. En önemlisi de ziller çalacak okul koridorlarımızda… Kulaklarımızın pası silinecek. Zili duyanlar, sınıfının yolunu tutacak büyük bir arzuyla ve neşeyle… Merhum Şair Zeki Ömer Defne emekli bir öğretmenle, dünyadan göçen bir öğretmenin hissiyatını ‘Ziller Çalacak’ adlı şiirinde ne kadar da duygulu bir biçimde dile getirmiştir:
“Zil çalacak... Sizler derslere gireceksiniz bir bir Zil çalacak, ziller çalacak benim için, Duyacağım evlerden, kırlardan, denizlerden; Ta içimden birisi gidecek uça ese... Ama ben, ben artık gidemeyeceğim.
Zil çalacak... Siz geminize, treninize gireceksiniz bir bir Zil çalacak, ziller çalacak benim için, Duyacağım iskelelerden, istasyonlardan bütün; Ta içimden birisi koşacak ardınızdan.... Ama ben, ben artık gelemeyeceğim.
Sonra bir gün bir zil çalacak yine Hiç kimseler kimsecikler duymayacak, Ne sınıflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz... Ta içimden birisi kalacak oralarda Ben gideceğim.”
Yeni öğretim yılıyla birlikte bazı çocuklar okulla ilk kez tanışacak. Bu yıl MEB yeni okula başlayacak öğrencileri bir hafta evvel okula çağırdı. Bu bir haftalık zaman uyum süreci olarak değerlendirildi. Fakat amacına ulaştığını sanmıyorum. Çünkü bir kısım okullarda yeni atanan öğretmenler henüz göreve başlamamıştı. Çocuklar boşuna okula gelip gitti. Fakat hedeflenen gaye tam anlamıyla gerçekleşmese de yine de çocuklar okullarını görüp tanıdı.
Yeni öğretim yılıyla birlikte herkes bir sınıf üste çıkarak eğitim öğretimlerine devam edecek. Bazıları okullu, bazıları liseli, bazıları da üniversiteli olacak. Yepyeni heyecanlara yelken açacağız bu değişimlerle beraber… Anneler ve babalar da en az çocukları kadar heyecan içerisinde yaşananları takip edecekler. Bütün zorluklara ve imkânsızlıklara rağmen her şeyin güzel olacağına 2006–2007 öğretim yılının hayırlı ve verimli geçeceğine gönülden inanıyoruz. Bu öğretim yılının öğrencilerimize, öğretmenlerimize, yöneticilerimize ve velilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Vira bismillah! ...
Okul yolu...doğan güne ılık tebessüm bazen, bazen düşünmek yol boyunca uzanarak, sararmış ekinler içinde kaybolmak gözlerden ırak, tozlu, puslu dünyamın ebruli rengi bu yol çoğu zaman...
anaokulunda başlayıp zurnanın zort dediği yere gelene kadar geçen süreç.öğretmenler genellikle sewilmez! .en kötüsü de istemediğin bi lisede okumaktır.hazırlık ingilizceden başka dilin konuşulmadığı yine de lise1e gelindiğinde ingilizce öğrenemediğini anladığın bi de üstüneüstlük 1yıl aradan sonra matematik ve benzeri derslerin zorluğuyla geçen bi dönemdir.en güzel sene ise lise 2dir.bölüm seçmenin rahatlığı ve zorluğu arasında gidip gelirken unutulmaz sanılan aşklar yaşanır.lise3e gelindiğinde artık eski kişilikten eser yoktur.en kötüsü de bitmesidir.nefret ettiğin insanlarla bile slmlaşmayı istersin..okul güzeldir de değeri bitince anlaşılır......:(
Bunu bitirirseniz, bildiğin alçak sürünme, mezun olursanız dağ havası, nerde olduğun bilinmez, üstelik gerçek
oksien, hem hava, hem de havalı, yani rercih meselesi, halatımı hapishane de parayı katlamak için harcayacak
kadar kafayı yemedim daha, deliyiz dediysek her şeyin de bir sınırı var,
Okulluyuz :)) (gülümseten okul şiirleri)
Saat oldu yine yedi
Kalkıp hazırlanma vakti
Yarın dediğin oldu bugün
Bu tempoya yetmiyor gün.
Hamallık desen,katlanilir bir nevi
Çantanin biri koptu ,dayanır mı yenisi?
İlk dersler Türkçe matematik
Hoca anlattı bunları, ne yani biz derste mıydık?
Dikdörtgenin iç açıları toplamı
Ne kadar büyüktür fotbol sahası
Çocuklar dairenin var midir kenarı ?
Ali nasıl kaçırdı ama topları
Çocuklar örnek verin eşsesliiere
Hocam olmaz ek getirir kaldırırsın sözlüğe
Not alın bakalım sınav tarihlerini
Kupayı hangi takım alacak şimdi
Veli toplantısı yapılacak bu hafta
Doksandan aşağısı atamaz hava
Oğlum ne duruyorsun caliş dersine
Ev ödevi vermedi öğretmenim yine
Okul eğitim görülen yerdir.
Okul eğitim görülen yerdir
72 milyonluk bu ülkede,düzenlı olarak kitap okuyanların sayısı 25-30 bin.Haydi kızlar okula(!) da...e ya sonra...hoppp,popüler kültür(ün) süzlüğün kucağına oldu mu ya?
İlk okul.
Kara tahta.
Tek tip önlük.
Tek tip insan.
Yetiştirilmeye çalışılan.
Sormayan
Sorgulamayan.
Tek tip öğrenci.
Tornada üretilmiş gibi.
Birbirinin aynısı
Çağdaşlığın,çağdışılığı
Kara tahta
Tek tip önlük
Tek tip insan
Değişmeli artık...
Bana yanagımı hatırlatır.Birgün ödevimi yapmadıgım icin ögretmen bozuntusu bana tokat atmıştı hiç unutamam.Okul benim için nefret deposudur
Öğretmenin vurduğu yerde gül bitermiş.Yok ya.
Eti senin,kemiği benim hocahanım.Yani,bu ufaklığı al çalışmaz,yaramazlık yaparsa sen işini bilirsin. vah! Benim çocukluğum.Çok dayak yedim.
Okul bence hapisanedir ve ne verdigi belirsiz bir çukurdur adeta kısıtlar küçük zekaları bırak soruları devam et hayata bir inek gibi otlanma da kalk ayağa.
bence okul bir mağaza...burda bütün istediklerimizi alırız..
okul annemizin şafkatli kollarından çıkıp öğretmenlerimize sığındığımız bizleri hayata hazırlayan ikinci yuvamızdır...!
'Büyük devletlerin hükümetleri, insanlarını kendine bağlamak, onları korkutmak ve diledikleri işe sürmek için iki yola başvururlar. Biri; kaba bir yol - ordu - öteki daha zekice bir yol; okul.'
Nietzsche
'Baba beni okuldan al'kampanyası başlattım.
ölüm dediğin nedir ki? sonu olmayan tatil;
okul dediğin nedir ki? gençliği öldüren katil... :)
okul hayatın başlangıcı demek yasine tavsiyemdir
liseden sonrası olmaması gereken şey
her zamanki gibi okul iste okul yine yarin gitmeliyim:S:D
okulun ismi deniştirildi
okul bir ögretim yuvası
okul sewnın gıbı salakları egıtmek ıcın kullanlınan bır mekabndır tammı
O.......dan Sonra gelen harf.....Ö
K.......dan Sonra gelen harf.....L
U.......dan Sonra gelen harf.....Ü
L.......den Sonra gelen harf.....M
budur iste ;)
insan fırınında bir departman...
ne mezunusun sen..............
abi ben okumaya çok hevesliydim........ama ilkokulu tam bitirdim askere aldılar.......
keşke eskiye dönebilsem lise yıllarına dönmek isterdim çok:(:(
kim demiş ki okul okumak kolay diye.. ben hesbını yaptım bu yılla birlikte okullarda geçen süre hayatımın %70 i civarında..(17yıl) peki sonuç ne olacak diye kendime sorduğumda net bir cevap veremiyorum bu soruya...şuan ilk okula başladığım gün geldi aklıma, ne kadar da heyecanlıydım nasılda sevinçliydim..hele okumayı öğrenmeye başlayınca kızaran elma heyecanı yokmu,hiç bir şeyle değişilmez.. köyde okudum ilk üç sınıfı, daha sonra şehire geldim hep pekiyi olan derslerim bir anda eniyi not orta olan bir karneye dönüştü..test yapmıştı öğretmen, ne anlarım ne bilirim ben testi, aldım boşlukları bir güzel dordurdum nerden bilebilirdim hayatımın geri kalanında hep testlerle boğuşacağımı.. bu bir alıştırmaymış meğer... günlerce çalışıp çok güzel bir ödev hazırlamıştım,heyecandan anlatamadım tabi elim ayağıma dolaştı testte oluğu gibi gene dayakla sonuçlandı buda.. daha sonra alıştım tabi..daha sonra orta okul başladı orayada aşılmam uzun sürmedi teşekkür taktir derken orta üçe geldim fen lisesi sınavlarına gireceksiniz bu yıl dediler,başlamıştı yine testler boğucu bir çalışma dönemi,çalıştım çalıştım ama testte olan anti patim nedeni ile birazda boşvermişlikte vardı bunda sınavı kazanamadık...yok efemdim süper liseye gideceksin dediler amenna dedik baş vurduk diploma notu 3.96 idi 4.00 olması gerekiyormuş almadılar...onada amenna doğru düz liseye..işte başladı şamata...nasıl bir sınıftı yarabbi keşke aynı ortamda tekrar okuyabilsem..derken günler aylar yıllar geçti son sınıfta olduğumuz yıl deprem şoku yaşadık ve öss sınavı geldi çattı.. hadiii ilk yıl kazanamadık tabi hiç çalışmadık suçu depreme attık..ikinci deneme için yol göründü doğru dershaneye, testlerle boğuşma dönemi tekrar başladı yarabbi nasıl bir eziyetti allah gireceklere sabır versin... o yıl da kazanamadım.. gelecek yıl derken tekrar dershaneye yine testler yine sorular çöz babam çöz... ama bu sefer işe yaradı ve kazandık... üniversite ne bela yer arkadaş kazanacaklara allah kolaylık versin... yok çanın altında kaldın yok üstüne çıktın...ben genelde altında kaldığım için derslerden kaldım...ne oldu sanuçta okul bir yıl daha uzadı...oldu 5 yıl...ama bu yıl kararlıyım bitecek bu okul....gelelim sonuca ne olacak peki bitince,haydi yine sınav yine testler yine çalışmalar...çöz baba çöz...kpss denen şeyle uğraşacaz...bu gün düşünüyorumda ilkokula başladığım gün yaşadığım heyecan ve sevinç galiba büyük bir hataydı....
bugün okullar açıldıııııııııı! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! =) çok mutluyum arkadaşlarımı, okulumu ve öğretmenlerimi özlemişim
bazen oderslerden bıksakta okulu güzel yapan çok şey var...
okulsuz hayat bence boş! ! !
ZİLLER ÇALACAK! ...
M.NİHAT MALKOÇ
Eğitim hayatın olmazsa olmazlarından birisidir. İnsanları birbirinden ayıran ve onlara özellik kazandıran şüphesiz ki aldıkları eğitimdir. Eğitimli insan her zaman itibar görür, görmeye de layıktır. Kız olsun, erkek olsun toplumda itibar görmek isteyen herkes, iyi bir eğitim almak mecburiyetindedir. Aksi halde kişiler sıradanlıktan kurtulamazlar.
Hayatımızda en çok konuşulan konu eğitimdir. Evlerde, işyerlerinde ve dost meclislerinde eğitim hayatını masaya yatırırız hep... Çocuklarımızın eğitiminde karşılaşılan problemleri konuşuruz. Bu konu her zaman zihnimizi meşgul eder. Çünkü insanların hayatında en önemli şey çocuklarıdır. Onlara daha iyi bir gelecek hazırlamak için çırpınıp dururuz. Onun içindir ki eğitim gündemimizin birinci maddesi olmaya devam etmektedir.
Mademki eğitim, hayatımızın her anını kapsıyor, her fırsatta bu konuda konuşup tartışıyoruz, peki neden eğitimin önündeki engelleri ve problemleri kaldıramıyoruz? Bu sorunun cevabını vermek ve gereğini yerine getirmek boynumuzun borcudur. Zira yepyeni bir yüzyıla, yepyeni bir binyıla girdik. Bu tarihi dönemeç eğitimle taçlanacaktır. Fakat eğitimle kastettiğimiz, sırf okuryazarlık değildir. Okuryazar olmak asla yeterli değildir. Onun içindir ki beş yıllık zorunlu eğitim, sekiz yıla çıkartılmıştır. Liseler dört yıl olarak yeniden yapılandırılmıştır. Gelecek yıllarda 12 yıl zorunlu eğitim gündeme gelecektir. Çünkü çağdaş dünyayla yarışabilmek için buna mecburuz. Fakat eğitimi sene sayısıyla değerlendiremeyiz. O yılların içinin hakkıyla ve layıkıyla doldurulması gerekir.
Sekiz yıllık zorunlu eğitime geçilmesi Türkiye için bir devrimdir. Fakat ülke olarak buna hazır değildik. Çok büyük sıkıntılar yaşandı bu süreçte.. Derslik, araç gereç ve öğretmen eksiklikleri büyük boyutlara ulaştı. Fakat ‘Eğitime Yüzde Yüz Destek’ projesiyle eğitime harcanan paraların vergiden düşürüleceğine dair kanun çıkarılarak eğitim yatırımları teşvik edildi. Hayırsever işadamları bu kampanya çerçevesinde bugüne kadar görülmemiş bir miktarda okul ve derslik yaptırdı. Sorunlar bir hayli azaldı. Lakin bu demek değildir ki yeni öğretim yılına sorunsuz başlıyoruz. 15 milyonluk bir öğrenci kitlesinin olduğu bir ülkede eğitim sorunlarının olmasından daha doğal ne olabilir ki! ...Mühim olan meseleleri iyi niyetle ve gayretle asgari zamanda çözüme kavuşturmaktır.
Eylülle birlikte çiçekler solarken, yapraklar dökülürken, okullarımızda güller açılmaya başladı. Yok olan tabiat güzellikleri yerini çocuklarımızın şirin gülücüklerine bıraktı. Sabahın erken saatlerinde evlerimizde bir canlılık ve dinamizm yaşanacak artık… Sınıflar güllerle donanacak… Okul bahçelerinden tatlı ve şirin sesler dağılacak şehrin muhtelif noktalarına… Cadde ve sokaklar cıvıl cıvıl formalarla renklenecek ve şen kahkahalarla şenlenecek. En önemlisi de ziller çalacak okul koridorlarımızda… Kulaklarımızın pası silinecek. Zili duyanlar, sınıfının yolunu tutacak büyük bir arzuyla ve neşeyle… Merhum Şair Zeki Ömer Defne emekli bir öğretmenle, dünyadan göçen bir öğretmenin hissiyatını ‘Ziller Çalacak’ adlı şiirinde ne kadar da duygulu bir biçimde dile getirmiştir:
“Zil çalacak... Sizler derslere gireceksiniz bir bir
Zil çalacak, ziller çalacak benim için,
Duyacağım evlerden, kırlardan, denizlerden;
Ta içimden birisi gidecek uça ese...
Ama ben, ben artık gidemeyeceğim.
Zil çalacak... Siz geminize, treninize gireceksiniz bir bir
Zil çalacak, ziller çalacak benim için,
Duyacağım iskelelerden, istasyonlardan bütün;
Ta içimden birisi koşacak ardınızdan....
Ama ben, ben artık gelemeyeceğim.
Sonra bir gün bir zil çalacak yine
Hiç kimseler kimsecikler duymayacak,
Ne sınıflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz...
Ta içimden birisi kalacak oralarda
Ben gideceğim.”
Yeni öğretim yılıyla birlikte bazı çocuklar okulla ilk kez tanışacak. Bu yıl MEB yeni okula başlayacak öğrencileri bir hafta evvel okula çağırdı. Bu bir haftalık zaman uyum süreci olarak değerlendirildi. Fakat amacına ulaştığını sanmıyorum. Çünkü bir kısım okullarda yeni atanan öğretmenler henüz göreve başlamamıştı. Çocuklar boşuna okula gelip gitti. Fakat hedeflenen gaye tam anlamıyla gerçekleşmese de yine de çocuklar okullarını görüp tanıdı.
Yeni öğretim yılıyla birlikte herkes bir sınıf üste çıkarak eğitim öğretimlerine devam edecek. Bazıları okullu, bazıları liseli, bazıları da üniversiteli olacak. Yepyeni heyecanlara yelken açacağız bu değişimlerle beraber… Anneler ve babalar da en az çocukları kadar heyecan içerisinde yaşananları takip edecekler. Bütün zorluklara ve imkânsızlıklara rağmen her şeyin güzel olacağına 2006–2007 öğretim yılının hayırlı ve verimli geçeceğine gönülden inanıyoruz. Bu öğretim yılının öğrencilerimize, öğretmenlerimize, yöneticilerimize ve velilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Vira bismillah! ...
Okul yolu...doğan güne ılık tebessüm bazen, bazen düşünmek yol boyunca uzanarak, sararmış ekinler içinde kaybolmak gözlerden ırak, tozlu, puslu dünyamın ebruli rengi bu yol çoğu zaman...
anaokulunda başlayıp zurnanın zort dediği yere gelene kadar geçen süreç.öğretmenler genellikle sewilmez! .en kötüsü de istemediğin bi lisede okumaktır.hazırlık ingilizceden başka dilin konuşulmadığı yine de lise1e gelindiğinde ingilizce öğrenemediğini anladığın bi de üstüneüstlük 1yıl aradan sonra matematik ve benzeri derslerin zorluğuyla geçen bi dönemdir.en güzel sene ise lise 2dir.bölüm seçmenin rahatlığı ve zorluğu arasında gidip gelirken unutulmaz sanılan aşklar yaşanır.lise3e gelindiğinde artık eski kişilikten eser yoktur.en kötüsü de bitmesidir.nefret ettiğin insanlarla bile slmlaşmayı istersin..okul güzeldir de değeri bitince anlaşılır......:(
insan hamurunun işlendiği fırın.........