Kültür Sanat Edebiyat Şiir

eğitim sizce ne demek, eğitim size neyi çağrıştırıyor?

eğitim terimi İbrahim Özkan tarafından tarihinde eklendi

  • Gökhan Oflazoğlu
    Gökhan Oflazoğlu

    Bayıldığınız İngilterede en çok ücret öğretmenlere verilir, çoğu da doktoralıdır, aynı Osmanlı eğitim sisteminin devamında olduğu gibi, ve bir müşterime 80 lerde sormuştum, hem tekstilden, hem madenlerden çıktınız nasıl geçineceksiniz diye, bilgi ve yönetim demişti, ve bugün dünya para verip her yerden giderek eğitim almak isteyenlerin adresi, bizim emperyal eğitimden karımız nedir, çok mu bilgiliyiz, eylere şenlik, çok şükür, en iyisi dedikleri 700 lerde falan geziyor, ilk bin içinde iyi ki, son on beş senede, çin ilk ellide dört üniv. var, ve diktatörlük.

  • Gökhan Oflazoğlu
    Gökhan Oflazoğlu

    Eğitim, büyük bir perdedir, insanlar batmıştır, kuyudadır, çukurdasın, çık diyor. - Şemsi TEBRİZİ.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Türkiye"nin en büyük2 sorunu:
    1-Yanlış eğitim verildiği ve gelişime yararı olmayan birer eğitim sistemi uygulanması
    (Büyük oranda Din Eksenli, Sorgusuz, Araştırmasız, Ezberci ve Dayatmacı eğitim…).
    2- Ne olursa okurum"cu öğrencilerden,üniversiteye neden gittiğini bilen öğrenciler geçmeden;
    nakletmeyi değil,tartışmayı öne çıkaracak hocalar çoğalmadan ;her ile hatta ilçeye üniversite açmayı marifet sanan zihniyet değişmeden Türkiye"de üniversite olmayacaktır.

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    "Eğitimi asla zeka ile karıştırmayın, doktora yapabilir ve yine de aptal olabilirsiniz."

    -Richard Feynman

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Eğitimde Yahudiler neden başarılı Cevap: (Sorgulayıcı, Araştırıcı, Yaratıcı) Müslümanlar"da neden başarısız? Cevap: (Sorgulayıcı, Araştırıcı, Yaratıcı)bir eğitim sistemimizin olmaması

  • İrem Başar
    İrem Başar

    Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız,cehaletin bedelini hesaplayınız..
    Sokrates

  • Mehmet Yıldırım
    Mehmet Yıldırım

    Eğitim, kişiye var olan her şeyin değerli olduğunun ve bu her şeye karşı saygılı olması gerektiği bilincinin yerleştirilmesidir.

    Öğretim ise, kişiye bu saygılı davranma yollarının gösterilmesi ve bu yolların benimsenmesini sağlamaktır.

  • Kırmızı Kum Saati
    Kırmızı Kum Saati

    eğitimin amacı etki altında kalmadan
    düşünebilen,degişmeye acık olan,sorgulayıcı insanlar yetistirmektir.
    ama herseyden önce bireye 'insan olmayı' öğretmek temel amac olmalıdır.

  • Kadir Yıldız
    Kadir Yıldız

    eğitim şart. gençler bilinçsizler. ama merak etmemek lazım. bilinçlenmeleri için dua etmek lazım..

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    Ancak Akılcı ve Hümanist bir eğitim sistemi, insanın aklını kullanmasını sağlayabilir. Böylece ön şartlandırılmalardan arındırılmış bireyler, düşünmeye başladıklarında insan olmanın bilincine varırlar..

  • Osman Aslan
    Osman Aslan

    Ancak kaliteli eğitimle, kaliteli bireylere kavuşabilir..Akıllcı ve Hümanist bir eğitim, insanın aklını kullanmasını sağlayabilir; inanç dünyasını sorguya çekince de, yer yerinden oynar. Aklını kullanmadan, körü körüne sanal kökenli bir inanca kul köle edilen insan, ne zaman düşünmeye başlarsa o zaman insan olduğunun bilincine varır.

  • Rabia Kobal
    Rabia Kobal

    'Vatan savunmasının en etkili ve ucuz yolu,eğitimdir.'
    Buchner

  • Gul Simsir
    Gul Simsir

    HAYATTA OKUDUĞUN, GÖRDÜĞÜN, DUYDUĞUN, BİLDİĞİN, YAŞADIĞIN HER ORTAM, EDİNDİĞİN TECRÜBE, YAPILAN HATALAR BİLE EĞİTİMİN PARÇASIDIR. DOĞMA, BÜYÜME, GELİŞME, YAŞLANMA, VE ÖLME GİBİ İNSAN EVRESİNDE EVDEN, OKULDAN, NORMAL YAŞAMDAN ALINAN BİRİKİMDİR.

  • Oktay Karaca
    Oktay Karaca

    cümlelerde eğitime ihtiyaç duyar ;)

  • Hasan Kalemköy
    Hasan Kalemköy

    MERHABA BEN İLLÜZYONİST HASBORA EĞİTİMİ ÇOK SEVENLERDENİM. EĞİTİMSİZLİĞİN İNSANLARI ÇÖKERTTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM BENDE İLLÜZYON GÖSTERİLERİMDE EĞİTİM VERİYORUM PEKİ NASIL MERAK EDİYORSANIZ VE ZAMANINIZ VARSA SİZ ANTOLOJİ.COM SEVERLERE KISACA YAZMAK İSTİYORUM BEN İLLÜZYON GÖSTERİSİNE GİTTİĞİMDE YAŞGURUPLARINA GÖRE EĞİTİM VERİYORUM EĞER YAŞ GURUPLARI KÜÇÜKSE BENİM ANNE BEBEK ÖYKÜM VAR BİRDE İLLÜZYON YAPARKEN RENKLER SAYILAR ŞEKİLLER ANNE BABA MESLEKLERİ BİREYSEL TEMİZLİK TUTUMLULUK ÇEVRE İLE UYUM GİBİ OLGU VE OLUŞUMLARI OYUNLARIMLA BİRLİKTE SUNUYORUM ÖRNEĞİN BAKIN BEN YALNIZ GELDİM HALBUKİ İKİ ASİSTANIM DAHA GELECEKTİ GELEMEDİLER PEKİ NEDEN GELMEDİKLERİNİ MERAK EDİYORMUSUNUZ.

    BİRİSİ ÖZ BAKIMINI YAPMAYI İHMAL ETMİŞ DİŞLERİNİ FIRÇALAMAMIŞ O YÜZDEN ANNESİ İZİN VERMEDİ ANCAK BİR DAHAKİ SEFERE SÖZ VERDİ ÖZ BAKIMINI YAPACAK

    PEKİ İKİNCİSİ YOLDA ANNESİYLE GİDERKEN ANNESİNİN ELİNİ BURAKMIŞ ÜSTELİKTE OYUNCAKLARINI VE ODASINI DÜZELTMEMİŞ ANNESİ ONUDA BU GÜZEL GEÇEÇEK GÖSTERİYE GÖNDERMEDİ. ÖBÜR GÖSTERİYE ODA GELECEK ÇÜNKİ BİR DAHA YOLDA YÜRÜRKEN ANNESİNİN ELİNİ BURAKMAYACAK.

    GİBİ ÇOCUKLARI SIKMAYACAK ANEKDOTLARIM VAR. BAZI YUVA SAHİPLERİ HASBORA BU KURGUNUZA ŞUNLARIDA EKLEYEBİLİRMİSİNİZ DİYORLAR BİZ ÜSTATLAR HEMEN O EĞİTİMİDE EKLİYORUZ.

    SAYI SAYMAYI SEVDİRİCİ OYUNLARIMDA VAR AYRICA PAPUÇLARINI KENDİLERİ BAĞLAMAYI ÖĞRENSİNLER DİYE İP OYUNLARIM ÇOĞUNLUKTADIR. BİR KAÇ OYUNUMUDA ZATEN ÇOCUKLARIN YARDIMIYLA YAPIYORUM. BENİM İLLÜZYON İÇERİKLİ YAYINLANMIŞ KİTAPLARIMDA VARDIR. HASBORA İLLÜZYON SHOW ADLI TV PROĞRAMIM VAR BANA GELEN MESAJLARDA ANNE BABALARIN ÇOCUKLARININ KENDİ İŞLERİNİ KENDİSİ YAPMAYA BAŞLADIĞINI YAZIYORLAR VE İLLÜZYONA ÖVGÜLER YAĞDIRIYORLAR. İŞTE EĞİTİM DİYORUM.

    www.hasbora.com 0212.2947124-0532.5438863

  • Korel Yılmaz
    Korel Yılmaz

    Eğitimin en iyi merkezi evdir.

  • Mustafa Nihat Malkoç
    Mustafa Nihat Malkoç

    EĞİTİM VE DEMOKRASİ PANELİ–2

    M.NİHAT MALKOÇ

    Geçen hafta sonu(16 Aralık 2006 Cumartesi) Eğitim Bir-Sen tarafından organize edilen, Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Eğitim ve Demokrasi Paneli’nde tuttuğumun notların ilk bölümünü daha evvel yayınlamıştım. Şimdi ikinci ve son bölümü yayınlıyoruz. İlk bölümün sonunda ABD Nevada Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Yunus Çengel’in görüşlerini aktarıyorduk. Değerli akademisyenimizin sözlerine kaldığımız yerden devam ediyoruz. Prof. Dr. Yunus Çengel eğitim konusunda ABD ile Türkiye’yi kıyaslamaya devam ediyor; iki ülkenin eğitim anlayışlarını sorguluyor. Bu iki ülke arasındaki anlayış farklarını bakın nasıl dile getiriyor:

    “Bizim eğitimimizde saltanatın izleri var. Emirler her zaman Ankara’dan geliyor. Ankara’nın talimatı olmadan hiçbir şey yapılamıyor. Bu da işleri yavaşlatıyor. Eğitimde yerelliğe önem verilmiyor… ABD’de öğretmeni müfettişler değil; öğrenci, veli ve müdürler değerlendiriyor, notunu onlar veriyor. Orada üniversite giriş sınavlarında bizdeki gibi sadece test soruları sorulmaz. Öğrencilere çok değişik alanlarda sorular sorulur, kompozisyon bile yazdırılır. Oysa bizde liseyi bitiren bir öğrenci doğru dürüst bir dilekçe bile yazamaz.

    ABD’de eğitimde önyargılar yoktur; akıl ve ilim işbaşındadır. Orada bir iş yapılırken ‘Biz bu işi niçin yapıyoruz? ’ sorusu sorulur. Dersin gayesi dersten evvel verilir. Türkiye’de ise eğitimde belli bir misyon yoktur. Bizde liseyi bitiren ancak iyi test çözer. Oysa hiçbir işte iyi test sorusu çözme şartı aranmaz. YÖK, ÖSS ile lise eğitimini felç etmiştir. Türkiye’de 8-10 milyar dolar dershanelere gidiyor. Bu parayla Koç ve Sabancı Üniversiteleri ayarında 17 tane üniversite açılır. Bizdeki ÖSS’nin bir kısmında da beceri soruları sorulmalıdır.

    Türkiye demokrasi konusunda 167 ülke arsında 88. sırada yer alıyor. Bu bizim için büyük bir utançtır. Demokrasiden korkmamak lazım. Demokrasi aslında bir nimettir. Demokrasi olan yerlerde bölünme olmaz. Bölünme ve dağılmanın olduğu yerler demokrasinin olmadığı yerlerdir. Durum bu iken bizim devletimiz sanki düşünenlerden ve demokrasiden korkuyor. Nerde yasakçılık varsa orda geri kalmışlık, nerde serbestlik varsa orda gelişmişlik vardır. Bunu dünyanın modern devletlerinde açıkça görebiliyoruz.

    Fikir hürriyeti içerisinde iyi fikirler daima yükselir. ABD’de tehlikeli fikir yoktur. Çünkü bir fikrin tehlikeli olup olmadığını görmeden bilemezsiniz, kimseyi potansiyel suçlu sayamazsınız. ABD’de devlet fikirlere aynı yakınlıkta durur, bu hususta önyargıları yoktur kimsenin… Orada eğitim ve bilim alanında faaliyet gösterenlerin yarısı yabancıdır. Fakat orada insanlara hangi dinden, hangi milliyetten, hangi inançtan olduğu gözüyle bakılmaz; ne yaptıklarına, işlerinin üstesinden gelip gelmediklerine bakılır. İşini doğru yapanları daima yükseltirler, ödüllendirirler, baş tacı ederler. Onların yollarını açarlar.

    ABD’de değişim hayatın özünde var. Orada merkezi eğitim yok, yerel eğitim var. Eyaletler kendi eğitim sistemlerini kendileri belirler. Eyaletler arasında adeta bir eğitim yarışı vardır. Onlar her görüş ve anlayıştan yararlanmanın yollarını ararlar. Oysa biz çok vehimli bir milletiz. Bizde kimse kimseye güvenmez. Fertlere güçlülerin doğruları empoze edilir. ABD ile Türkiye arasındaki temel ayrılık şudur: Türkiye’de düşünce âlemi mayınlanıyor. Bu da yürüyüşümüzü yavaşlatarak hareket kabiliyetimizi zorlaştırıyor. Oysa ABD’de düşünce yolundaki mayınlar temizleniyor. Hareket alanı genişletiliyor.

    ABD’de tevhid-i tedrisat yoktur. Bu anlayışı doğru bulmazlar. Orada ‘evde eğitim modeli’ diye bir sistem de vardır. Bazı kesimler eğitimi eve taşırlar. İstedikleri ortamda eğitim görürler. Orada isteyen herkes okul açabilir. Eğitime yatırım yapanlara her türlü kolaylık sağlanır. Eğitime yatırım yapanlar açtıkları okullarda diledikleri müfredatı uygulayabilirler. Onlara kimse şüpheyle, vehimle ve yan gözle bakmaz. İsteyen dini eğitim veren okullar açabilir. Bunun önünde hiçbir kanuni engel yoktur. Bu ülkenin eğitimden sorumlu idarecileri okul açan kişilere bir öğrenciyi yetiştirmeleri karşılığında 4500 dolar para veriyorlar. Bu hususta yerli yabancı ayrımı yapmıyorlar. Okulları ihaleye açıyorlar. Son zamanlarda Türkler burada da eğitime yatırım yapıyorlar. Çok da başarılı oluyorlar. ABD her milliyetten insanın fikirlerinden yararlanıyor, onların tutarlı ve mantıklı düşüncelerini ülke menfaatleri doğrultusunda kullanıyorlar. ABD faydacılığında birleşiyorlar.”

    Yıllarını ABD’de eğitime vermiş bir akademisyen olan Yunus Çengel’in bu zengin içerikli konuşmasından sonra Hacettepe Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdoğan eğitime dair düşüncelerini dile getirdi. Erdoğan özetle şöyle dedi:

    “Bizde nedense bir özgürlük korkusu var. Bir otoriteye teslim olma temayülündeyiz. Özgürlük risk almayı gerektirdiği için bazen onu bile kendimizden uzak tutuyoruz. Yıllardan beri Türkiye’nin hürriyetçi bir anlayışa sahip olmaması, verilen ideolojik eğitimle ilgilidir. Bizde belli bir görüşü esas alan eğitim veriliyor. Oysa bizler sadece doğruları göstermeliyiz.

    Aslında bundan 200 sene evvel devlet okulu yoktu. Okullar devletin olunca eğitim ideolojik bir araç olarak kullanılıyor. Bu da bazı düşüncelerin devre dışı kalmasına neden oluyor. Bizdeki eğitim, dağılan SSCB’dekine çok benziyor. Verilen eğitim zihni melekelerimizi dumura uğratıyor. Öğretmenlerimiz de şartlandırılıyor… Özgürlüklerden korkmamak lazımdır. Eğitimde ideolojilerden arınmış, standart doğruların olmadığı bir sistem getirilmelidir. Böylelikle değişik anlayışlar devre dışı kalmaz, onlardan da istifade edilir.”

    Eğitim Bir-Sen tarafından organize edilen ve saygın akademisyenler tarafından onurlandırılan “Eğitim ve Demokrasi” panelinde sadece bunlar söylenmedi. Daha çok şey dile getirildi. Bunlar benim aldığım kırık dökük notlardı. Bu panel bizi pek çok konuda aydınlattı, ufkumuzun genişlemesine vesile oldu. Panelin düzenlenmesine vesile olan Eğitim Bir-Sen Trabzon şubesine Trabzonlu aydınlar olarak şükranlarımızı sunuyoruz.




  • Mustafa Nihat Malkoç
    Mustafa Nihat Malkoç

    EĞİTİM VE DEMOKRASI PANELİ–1

    M.NİHAT MALKOÇ

    Geçen hafta sonu (16 Aralık 2006 Cumartesi) Trabzon’da Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi’nde Eğitim Bir-Sen Trabzon merkez şubesi tarafından “Eğitim ve Demokrasi” konulu bir panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak Hacettepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, Gaziosmanpaşa Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Osman Çakmak ve Amerika Nevada Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yunus Çengel katıldı. Panelin yöneticiliğini KTÜ İİBF öğretim üyelerinden Yahya Deryal yaptı. Kalabalık bir dinleyici topluluğunun katıldığı panel çok büyük bir ilgiyle takip edildi. Konuşmacılar ilk bakışta soğuk ve resmi görünen bir konuyu ilginç hale getirmesini bildiler. Konuşmacılar sırayla söz alıp konuyla ilgili düşüncelerini dile getirdiler. Panelistler en sonda da dinleyicilerden gelen sorulara cevap verdiler.

    Konuşmacılardan biri olan Prof. Dr. Osman Çakmak eğitimde zihinsel özgürlük konusuna değinerek mevzuya enteresan açılımlar getirdi. Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nde Kimya profesörü olan Osman Çakmak bu konuda özetle şu görüşlere yer verdi:

    “ Farklı düşünmek insan fıtratının gereğidir. Herkes aynı düşünmek zorunda değildir. Eğitim yapımızın temelinde bilgili insan yetiştirmek ve öğrencileri sınavlara hazırlamak amacı yatıyor. Eğitimde reflekslere dayanan şartlı öğrenme sistemini uyguluyoruz. Sorgulamadan, sebep sonuç ilişkisi kurmadan öğrenme şartlı öğrenmedir. Şartlı öğrenmede eleştirel bakış yok olmaktadır… Ezbercilik beynin fonksiyonlarını köreltiyor. ‘Kitabın yazdığı ve öğretmenin dediği doğrudur’ anlayışı eğitim sistemimizin bir parçası haline gelmiş. Bizde sormayan, sorgulamayan çocuk makbul görülüyor... Eğitim insana saygıyla başlar. Öğrenmek özgün bir faaliyettir. Hemen herkes farklı bir yaklaşımla öğrenir. Öğrenemeyen insan yoktur. Öğrenci merkezli bir eğitimde etkili bir öğrenme ortamı oluşturmak esastır.

    Gelişmenin temelinde bilim, bilimin temelinde merak vardır. Bizim eğitim sistemimiz şartlandırıcı esaslara dayandığı için merak hissi vermemektedir. ÖSS ve OKS şartlandırmanın en bariz örneğidir. İlkokulda sınav gözetmenliği öğrencilere ‘güvenilmez insanlar’ damgası vurduruyor. O yaşlarda sınav gözetmensiz yapılmalıdır. Hâl lisanımız konuşmaktan daha etkilidir. Bizde derslerde anlatılanlar sınavlarda aynen geri isteniyor. Bu hocaya bağımlılığı beraberinde getiriyor. Bizde şeylerin kendi değil, adı öğretiliyor. Bizim eğitimimiz sorgulamadan uzak, malumat düzeyindedir. Oysa önemli olan bilginin kendisinin öğretilmesi değil, nasıl kullanılacağının öğretilmesidir. Bilgiyi ilişkilendirerek öğretiyoruz... Merak ilmin hocasıdır. Öncelikle öğrencilerde merak hissini uyandırmalıyız ki öğrenme hızlı, etkili ve kalıcı olsun. Türkiye’de mesleki eğitimi geliştirmeli ve yaygınlaştırmalıyız. Dünya mesleki eğitime yöneliyor. Bugünkü kafada test çözmekle hiçbir yere varamayız.”

    Osman Çakmak’ın konuşmasının ardından ABD’de Nevada Üniversitesi’nde uzun yıllardan beri öğretim üyeliği yapan, dünya üzerinde termodinamik ve ısı geçişi konularını en iyi bilen Türk olarak tanınan Prof. Dr. Yunus Çengel konuşmasını ve sunumunu yaptı. Avrupa Birliği sürecinde eğitim konusuna değindi. Konuşmasında ağırlıklı olarak Amerika’da uygulanan eğitim sistemiyle Türkiye’deki eğitim sistemini karşılaştırdı. Çok ilginç anekdotlara yer vererek dinleyiciden alkış aldı. Özetle şunları söyledi:

    “Bir yerde eğitimin iyi olması için orada demokrasinin iyi olması gerekir. İyi eğitime giden yol demokrasiden geçer. ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ sözü bütün okullarımızın duvarlarında asılıdır. Fakat bu zihinlere kazınamamıştır. Duvarlarda asılı kalmıştır. Hayata tatbik edilmemiştir. ABD’de okul duvarlarında böyle bir söz yoktur. Fakat onlar yaptıkları her işte bu sözü rehber edinmişlerdir. Eğitim bir istişaredir. Eğitim bilgi yüklemek değil, bilinenleri hayata geçirmektir. ABD’de mühim olan bilginin hayata geçirilmesidir. Oysa Türkiye’de eğitimin gayesi sınavlara hazırlanmaktır. Bence eğitim hammaddeye katma değer ilavesidir. Kimde bilgi varsa asıl zengin odur. Güney Korelilerle Kuzey Koreliler benzer coğrafyalarda yaşamalarına rağmen onları birbirinden ayıran ve birini ötekine fersah fersah üstün kılan bilgidir, bilginin hayata tatbikidir.

    ABD her şeyi sorguluyor. Onların da bazı konularda eksiklikleri var şüphesiz... Onlar çocuklarına maneviyatı ve insaniyeti veremiyorlar. Akıl ve bilim menfaatin hizmetine sunulmuş orada. Böyle olunca faziletle menfaat çatışıyor. Türkiye’de gerçek hayatta işe yarayacak bilgiler verilmiyor. Sınav merkezli eğitim uygulanıyor. ABD’de normal liselerde bile asgari düzeyde meslek bilgileri veriliyor. OECD Raporuna göre şayet Türkiye mevcut eğitim sistemini değiştirmezse gelecekte AB’nin düşük kaliteli işlerini yapacak.

  • Şener Ak
    Şener Ak

    Öğretiyoruzda Eğitemiyoruz bana kalırsa

  • Şener Ak
    Şener Ak

    Önemi her geçen gün artan alan

  • Tuncay Bilgin
    Tuncay Bilgin

    ATATÜRK' ÜN EĞİTİM İLE İLGİLİ SÖYLEDİKLERİ

    Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, mutluluğa eriştirmek için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin geleceğini yoğuran kültür ordusu...

    Bir millet irfan ordusuna sahip olmadıkça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuna bağlıdır. 1923

    Öğretmenler her fırsattan yararlanarak halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutan bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır. 1927

    Milli eğitimde süratle yüksek bir seviyeye çıkacak olan bir milletin, hayat mücadelesinde maddi ve manevi bütün kudretlerinin artacağı muhakkaktır. 1928

    Milli eğitim ışığının memleketin en derin köşelerine kadar ulaşmasına, yayılmasına özellikle dikkat ediyoruz. 1924

    En önemli ve verimli vazifelerimiz milli eğitim işleridir.
    Milli eğitim işlerinde kesinlikle zafere ulaşmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu şekilde olur. Bu zaferin sağlanması için hepimizin tek vücut ve tek düşünce olarak bir program üzerinde çalışması lazımdır. Bence, bu programın iki esaslı noktası vardır:
    (a) Sosyal hayatımızın ihtiyaçlarına uygun olması
    (b) Çağın gereklerine uymasıdır. 1922

    Milli Eğitim programımızın, Milli Eğitim siyasetimizin temel taşı, cahilliğin yok edilmesidir.

    Cahillik yok edilmedikçe, yerimizdeyiz... Yerinde duran bir şey ise geriye gidiyor, demektir. Bir taraftan genel olan cahilliği yok etmeye çalışmakla beraber, diğer taraftan toplumsal yaşamda bizzat faal ve faydalı, verimli elemanlar yetiştirmek lazımdır. Bu da ilk ve orta öğretimin uygulamalı bir şekilde olmasıyla mümkündür. Ancak bu sayede toplumlar iş adamlarına, sanatkarlarına sahip olur. Elbette milli dehamızı geliştirmek, hislerimizi layık olduğu dereceye çıkarmak için yüksek meslek sahiplerini de yetiştireceğiz. Çocuklarımızı da ayni öğretim derecelerinden geçirerek yetiştireceğiz.1922

    Gelecek için yetiştirilen vatan çocuklarına, hiçbir güçlük karşısında baş eğmeyerek tam sabır ve dayanıklılık ile çalışmalarını ve öğrenimdeki çocuklarımızın anne ve babalarına da yavrularının öğrenimlerini tamamlaması için her fedakarlığı göze almaktan çekinmemelerini tavsiye ederim. Büyük tehlikeler önünde, uyanan milletlerin kararlarında ne kadar ısrarlı olduklarını tarih doğrulamaktadır. Silahı ile olduğu gibi kafasıyla da mücadele mecburiyetinde olan milletimizin, birincisinde gösterdiği kudreti ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur. 1921

    İlk ve orta öğretim mutlaka insanlığın ve medeniyetin gerektirdiği ilmi ve fenni versin, fakat o kadar pratik bir şekilde versin ki, çocuk okuldan çıktığı zaman aç kalmaya mahkûm olmadığına emin olsun. 1922

    Milli Eğitimin gayesi yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok memlekete ahlaklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılâpçı,olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programları ve sistemleri ona göre düzenlenmelidir. 1923

    Okullarda öğretim vazifesinin güvenilebilir ellere teslimini, memleket evladının, o vazifeyi kendine hem bir meslek, hem bir ideal sayacak üstün ve saygıdeğer öğretmenler tarafından yetitirilmesini sağlamak için öğretmenlik, diğer serbest ve yüksek meslekler gibi, derece ilerlemeye ve her halde refah sağlamaya uygun bir meslek haline getirilmelidir. Dünyanın her tarafında öğretmenler insan toplumunun en fedakar ve saygıdeğer unsurlarıdır. 1923

    Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet henüz millet adını almak kabiliyetini kazanmamıştır. Ona basit bir kitle denir, millet denemez. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır. 1925

    Yeni nesil, en büyük Cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır. 1924

    Türkiye’nin birkaç yıla sığdırdığı askeri, siyasi, idari inkılâplar sizin, sayın öğretmenler, sizin sosyal ve fikri inkılâptaki başarılarınızla pekiştirilecektir. Hiçbir zaman hatırlarınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller ister. 1924

    (Öğretmenler) Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için yalnız zemin hazırladı...gerçek zaferi siz kazanacak ve devam ettireceksiniz ve mutlaka başarılı olacaksınız. Ben ve sarsılmaz imanla bütün arkadaşlarım, sizi takip edeceğiz ve sizin karşılaşacağınız engelleri kıracağız. 1922

    Öğretmenler; yeni nesli Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin beceriniz ve fedakarlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır.Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir...Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır. 1924

    Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız! Çocuklar geleceğindir. Çocuklar geleceği yapacak adamlardır. Fakat geleceği yapacak olan bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden az çok aydınlatılmalıdır ki, yetiştirecekleri çocukları bu millet ve memlekete hizmet edebilecek, yararlı ve faydalı olabilecek şekilde yetiştirsinler! Hiç olmazsa yetiştirmek lüzumuna inansınlar! Okullardan başka gazeteler, küçük dergiler köylere kadar yayınlanıp dağıtılmalıdır. Bizim köylümüz ne gazete ne dergi v.s. okumaz. Bilenler bilmeyenleri toplayıp, okutmayı, onlara okumayı anlatmayı bir vazife bilmelidir. 1923

    Hayatın her çalışma safhasında olduğu gibi özellikle öğretim hayatında sıkı disiplin başarının esasıdır. Müdürler ve öğretim kadroları disiplini sağlamaya, öğreci ise disipline uymaya mecburdur.

    MUSTAFA KEMAL ATATURK

  • Sümeyye Zehir
    Sümeyye Zehir

    İnsanların davranışlarında,yaşantılarında kasıtlı olarak meydana gelen değişmelere eğitim denir.

  • Ece Özdemir
    Ece Özdemir

    ' Eğitimdir ki, bir ulusu ya özgür, bağımsız, şanlı,yüksek bir toplum olarak yaşatır ya da ulusu tutsaklığa ve düşkünlüğe sürükler.'
    Mustafa Kemal ATATÜRK...

  • Cem Sagol
    Cem Sagol

    milli eğitim bakanımızı tanıyalım.........

    öss sistemini değiştirdik..........ama tutmazsa yine değiştiririz........

    (sen tüm gençliğin hayatını bağla.....ya tutarsa sistemler çıkar......ve resmen halkla dalga geç.......)

  • Ercan Ütkün
    Ercan Ütkün

    Medeni,uygar,çağdaş bir insan oluşturma,toplum hayatına katkıda bulunacak bireyler yetiştirme anlamına gelir.Bir eğitimci olduğum için mutluyum! ! !

  • Burak
    Burak

    bitmek bilmeyen bir is dusunun, tamam dusunmeyin :) en iisi egitimin tarifini yapmayalim :) :)

  • Yoldas
    Yoldas

    Sorun haline getirilen şey...

  • Tevfik Pekel
    Tevfik Pekel

    Valla bence de şart....

  • Elif Yıldırım
    Elif Yıldırım

    türkiyede adaletsizliklerle dolu....

  • Kenan Güler
    Kenan Güler

    insanlara birşeyler öğretmek