Ne tarihte ne bugün, demokrasi ve adalet hiç olmamıştır, sadece sahte bir iddiası olmuştur, gerçekliğini yaşabilen de çıkmamıştir, çünkü insan doğası buna müsait değildir, böyle bir iddiayı gerçekletştiremez, ve hep iddia olarak kalacaktır, dinin etkin olduğu dönemlerde bile istismardan kurtulabilen olmamıştır, bugün zaten kırıntısı kalmış, onun da gücünün yansıyabileceği bir yer yok, ondan ebedi hukuk ve ilerde bekleyen nöbetçi kuyu, hep yerini korur, aslını görebileceğin yer olarak, modernin keskinleştiği dönemlerde T.S. Eliot, Dindar bir Şair olarak bu acıyı çekerken - Neden dost olamadık - der, olamazsın, çünkü artık modern tanrı modellerinin şişkin benliği geçit vermez, önce sensin diye elini öpüp onay alıp, kesintisizce bunu sürdürmen gerekir, tarım toplumlarının iç içeliği silinmiştir haritadan, burda hiyerarşi keskin, ve birbirine açılan yapılar körelmiş, artı esfeli safilin, yani hayvansı yapı, insana evrilmekte iyice zorlanıyor, zor şartlarda bencilleşen doğasının orasını burasını tırmalamasından, yani bir kopuş hakim, iletişimde sadece bir maskeli baloya dönüşmüş, görüntüler alemi var, içi boş bir alem, ama, gerçekmiş gibi görme ihtiyacı da keskin, çünkü bünye alttan alta itiraz ediyor, işte buna Freud, uygarlaşan yapısı baskıladıkça, hayvan aşağıdan iter, bunun yarattığı gerginlik, hep modern insanı huzursuz yapacaktır, der, artı Simmelin bahsettiği gibi ilk kez şehirli yapıda artan yabancılaşmayla, birbirlerini düşman gibi algılamaya başlarlar bu iyice yangını büyütür der, gerçek veya değil, karşındaki artık güven vermez, çünkü bağ iyice kopmuş, uzaklaşılmıştır, yakın ilişki kurduklarından şişkin benliklerinden birbirlerinin alanlarında değildirler, sadece oradadırlar, ama, bir beraberlik yoktur, kerhen sürüklenme vardır, yani insana dair ne varsa bu sen kimsin havasında nefes bırakmamıştır, güçlükle nefes almaktadırlar, eski günlerdeki gibi havalı değil, havalandırılmış, bir ortam özlem konusudur, bu ancak olabilirse, küçük iletişim ağlarında kısmen başarılır hale gelmiştir, aslında iletişim ölüdür, ihtiyaç nedeniyle, ölü yerlerde sürüklenir, çünkü doğası canlılık ister ama, bu ölüyle nasıl olur, işte moderndeki önüne konan mermerden kader budur, bu sınavı insan olarak aşmak.
Bir kişi, Savaş devam ederken kendisine ait kömür ocağını savaş halindeki düşmanına satar mı ? satar. Bunun cezası her yerde idamdır. Bu şahıs ,K.Savaşı devam ederken 1920.Kendisine ait Ereğli"deki kömür ocağının %10 hissesini İtalyan Terin Şirketine satan CHP mv.Celalettin Arif Bey Yargılanır,yaptığı ticaret işi olduğuna karar verilir. hem de Atatürk"ün Meclisinde. ve de cephelerde kan gövdeyi götürürken.
Bazılarının acımasızca ve amansızca israf ettiği hak ve kaynakların vicdani ve rasyonel biçimde kullanılmasıdır adalet. En büyük düşmanı ise aç gözlülük ve hırstır.
Tüm insanların 'kanaatkarlılık ve tok gözlülük ' erdemine vakıf olmasıyla kolaylıkla tedavi edilebilecek bir tümördür adaletsizlik...
ve hayatın bu kadar kolay yok olmadığını ölümün daha keşfedilmemiş yolları bulunduğunu kendine özgü bir adalete bağlı kaldığını düşündük.
ve biz sertlikle, zayıflıkla birleşerek, taş içinde birbirimize bağlanarak ayaklarımızın üzerinde dimdik ölürken eski ölülerin çemberin dışına çıktığını, dirilip tuhaf bir dinginlikle gülümsediğini.
Adalaet hak,hukuk,insanlarin haklarini korumaktir. Ama NERDEEEEE? Ornegin benim basima gelen ve dun ogrendigim olay: Alanya'da 10 yila yakin zamandir kullandigim ev telefonumun,KARIYER MEFRUS.AYDINLATMA MOBIL DEKARAS. adli bir firmanin kullandigini vede cok ilginc faturalarini ben odedigimi ogrendim. Nasilmi: Faturalarimi kontrol icin internet girisimde,bu firmanin adini gordum. Kendi ev tel.cevirdim ve karsima firma cikti ve tel.no'yu OBA TELEKOMDAN aldiklarini soylediler.OBA TELEKOM4U aradim ve hep mesaj kutusu acildi,tabiiki kutu hep doluydu. Gerekli mercilere bildirdim TELEKOM 'dan cevap geldi. YAPTIGINIZ SIKAYET BASVURUSU INCELENMIS VE OLUMSUZ SONUCLANMISTIR. Diger resmi yerlerden cevap bekliyorum. Simdi bu konudaki gorus ve yorumlarinizi bekliyorum,SEVGILI GONUL DOSTLARIM.
Bu konuda HAK,HUKUK NEDIR? Ilginize simdiden tesekkurler.
"Adalet yerini bulsun gerekirse gök kubbe yıkılsın, Adalet yerini bulsun gerekirse kıyamet kopsun."
"Adalet Kainatın ruhudur"
Ömer Hayyam
"Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner."
Konfüçyüs
Ne tarihte ne bugün, demokrasi ve adalet hiç olmamıştır, sadece sahte bir iddiası olmuştur, gerçekliğini yaşabilen de çıkmamıştir, çünkü insan doğası buna müsait değildir, böyle bir iddiayı gerçekletştiremez, ve hep iddia olarak kalacaktır, dinin etkin olduğu dönemlerde bile istismardan kurtulabilen olmamıştır, bugün zaten kırıntısı kalmış, onun da gücünün yansıyabileceği bir yer yok, ondan ebedi hukuk ve ilerde bekleyen nöbetçi kuyu, hep yerini korur, aslını görebileceğin yer olarak, modernin keskinleştiği dönemlerde T.S. Eliot, Dindar bir Şair olarak bu acıyı çekerken - Neden dost olamadık - der, olamazsın, çünkü artık modern tanrı modellerinin şişkin benliği geçit vermez, önce sensin diye elini öpüp onay alıp, kesintisizce bunu sürdürmen gerekir, tarım toplumlarının iç içeliği silinmiştir haritadan, burda hiyerarşi keskin, ve birbirine açılan yapılar körelmiş, artı esfeli safilin, yani hayvansı yapı, insana evrilmekte iyice zorlanıyor, zor şartlarda bencilleşen doğasının orasını burasını tırmalamasından, yani bir kopuş hakim, iletişimde sadece bir maskeli baloya dönüşmüş, görüntüler alemi var, içi boş bir alem, ama, gerçekmiş gibi görme ihtiyacı da keskin, çünkü bünye alttan alta itiraz ediyor, işte buna Freud, uygarlaşan yapısı baskıladıkça, hayvan aşağıdan iter, bunun yarattığı gerginlik, hep modern
insanı huzursuz yapacaktır, der, artı Simmelin bahsettiği gibi ilk kez şehirli yapıda artan yabancılaşmayla, birbirlerini düşman gibi algılamaya başlarlar bu iyice yangını büyütür der, gerçek veya değil, karşındaki artık güven vermez, çünkü bağ iyice kopmuş, uzaklaşılmıştır, yakın ilişki kurduklarından şişkin benliklerinden birbirlerinin alanlarında değildirler, sadece oradadırlar, ama, bir beraberlik yoktur, kerhen sürüklenme vardır, yani insana dair ne varsa bu sen kimsin havasında nefes bırakmamıştır, güçlükle nefes almaktadırlar, eski günlerdeki gibi havalı değil, havalandırılmış, bir ortam özlem konusudur, bu ancak olabilirse, küçük iletişim ağlarında kısmen başarılır hale gelmiştir, aslında iletişim ölüdür, ihtiyaç nedeniyle, ölü yerlerde sürüklenir, çünkü
doğası canlılık ister ama, bu ölüyle nasıl olur, işte moderndeki önüne konan mermerden kader budur, bu sınavı insan olarak aşmak.
Bir kişi, Savaş devam ederken kendisine ait kömür ocağını savaş halindeki düşmanına satar mı ? satar. Bunun cezası her yerde idamdır. Bu şahıs ,K.Savaşı devam ederken 1920.Kendisine ait Ereğli"deki kömür ocağının %10 hissesini İtalyan Terin Şirketine satan CHP mv.Celalettin Arif Bey Yargılanır,yaptığı ticaret işi olduğuna karar verilir. hem de Atatürk"ün Meclisinde. ve de cephelerde kan gövdeyi götürürken.
Adalet benim adım.
Kayıp aranıyor ilanını
Adalet, bütün insanlık için olmazsa olmaz.
Vicdan!
Adaletsiz rejimi adaletle yıkınız. Gandi
Eşitlikle karıştırılan..Adalet eşitlik değil dengedir.Ve adalet bize dokunmayan yılanı yaşatmadığımız gün can bulacaktır..
taraf olmakla adil olmak farklı şeyler.
Ayarları ile oynadığın kantar.. Gün gelir senide tartar.
Bazılarının acımasızca ve amansızca israf ettiği hak ve kaynakların vicdani ve rasyonel biçimde kullanılmasıdır adalet. En büyük düşmanı ise aç gözlülük ve hırstır.
Tüm insanların 'kanaatkarlılık ve tok gözlülük ' erdemine vakıf olmasıyla kolaylıkla tedavi edilebilecek bir tümördür adaletsizlik...
Dünya yıkılsa da bırak adalet yerini bulsun.
Orijinali:Fiat justitia, pereat mundus
Latin Atasözü
Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner. Konfüçyüs
Adalet topaldır, ağır yürür fakat gideceği yere er geç varır. (Mirabeau)
adaleti sağlamak için hukuk kuralları icat edilmiş.sonra da hukuk kurallarıdan taviz vermemek içinde adalet hukuk kurallarına kurban edilmiş.
ülkemizde bakanı bile bulunan fakat gerçekte olmayan siyasi terim
ve hayatın bu kadar kolay yok olmadığını
ölümün daha keşfedilmemiş yolları bulunduğunu
kendine özgü bir adalete bağlı kaldığını düşündük.
ve biz sertlikle, zayıflıkla birleşerek,
taş içinde birbirimize bağlanarak
ayaklarımızın üzerinde dimdik ölürken
eski ölülerin çemberin dışına çıktığını,
dirilip tuhaf bir dinginlikle gülümsediğini.
Seferis
ileri demokrasiden sonra ileri adalete geldi ülkemize.
at bile sahibine göre kişnermiş :))
Paraları değil ama adaleti ve vicdanları sıfırladınız.Bence iyi yaptınız,her şeye sıfırdan başlayacağız artık...
Dünyada bir milyar obez, bir milyar aç varken eşitlikten bahsedenlerin canı cehenneme!
Benim için şaşırtıcı bir durum ama daima 'ilahi adalete' inanmışımdır.
Türkiye'de ' adalet ' sadece bayan ismidir
Adalaet hak,hukuk,insanlarin haklarini korumaktir.
Ama NERDEEEEE?
Ornegin benim basima gelen ve dun ogrendigim olay:
Alanya'da 10 yila yakin zamandir kullandigim ev telefonumun,KARIYER MEFRUS.AYDINLATMA MOBIL DEKARAS. adli bir firmanin kullandigini vede cok ilginc faturalarini ben odedigimi ogrendim.
Nasilmi: Faturalarimi kontrol icin internet girisimde,bu firmanin adini gordum.
Kendi ev tel.cevirdim ve karsima firma cikti ve tel.no'yu OBA TELEKOMDAN aldiklarini soylediler.OBA TELEKOM4U aradim ve hep mesaj kutusu acildi,tabiiki kutu hep doluydu.
Gerekli mercilere bildirdim TELEKOM 'dan cevap geldi.
YAPTIGINIZ SIKAYET BASVURUSU INCELENMIS VE OLUMSUZ SONUCLANMISTIR.
Diger resmi yerlerden cevap bekliyorum.
Simdi bu konudaki gorus ve yorumlarinizi bekliyorum,SEVGILI GONUL DOSTLARIM.
Bu konuda HAK,HUKUK NEDIR?
Ilginize simdiden tesekkurler.
Masumun suçlu çıktığı yerde adalet çökmüş demektir.
Zalimin, güçlünün, paralı ve hatırlı kişilerin yanında yer alan adalet, gerçek adalet değildir.
Adil olmayan adalet içi boş adalettir.