Cumhuriyet eğitiminde doğa vardı, yaşam vardı. Çocuklar doğayı tanıyarak yetiştiriliyordu. Atatürk’ün Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati, okulda araç gereç olmadığından yakınan bir öğretmene “Eğitimin en büyük araç gereci doğadır" demişti.
Ne kadar da güzeller. Rengarenkler. Hepsinin ötüşleri, renkleri, özellikleri birbirinden farklı. Bu büyük bir zenginlik. Onların güzelliklerini izlemek bile insana keyif veriyor. Fotoğrafları çekilebilir, resimleri yapılabilir, doğada gözlemlenebilir ya da haklarında daha fazla bilgi edinilebilir. Bu sayılanların her biri onlarla, doğayla olan bağımızı güçlendirecek bizi onlara yaklaştıracaktır. Böylece hem bilgimizi hem de sevgimizi arttırabiliriz. Sevgimiz ve bilgimiz arttığında ise doğaya yaklaşımımız daha bilinçli ve korumacı olacaktır. Böylece etrafımızdaki güzelliklerin değerini daha çok bilebilir ve daha çok şükredebiliriz. Bu söylediklerim sadece kuşlar için geçerli değil, ağaçlar da çeşit çeşit, taşlar bile öyle. Bizim dışımızda bizim de içinde olduğumuz bir dünya var. Her köşesi cennet gibi. Nasıl bir zenginlikle, güzelliklerle, hazinelerle kuşatıldığımızı fark etmek için onlara bakmamız, düşünmemiz ve hissetmemiz yeterli. Bakmak ilk adım. :)) Dünyamızdaki doğa harikalarının farkına varmak, iç dünyamıza yapacağımız yolculuğun başlangıcı ya da eşlikçisi de olabilir. Keşif keşifi doğurabilir, anlamak daha fazla anlamlandırmamızı sağlayabilir. Doğanın sahip olduğu muhteşem güzellikler ve onda saklı olan sırlar, mucizeler, iç dünyamızı aydınlatacak, içimizde oluşan aydınlanma ve olumlu duygular ise dış dünyaya yansıyacaktır. Her şey birbiriyle bağlantılı. :))
Hayvanların, bunlar evcil hayvan da olabilir sokak hayvanı da olabilir, kısırlaştırılmasına da öldürülmesine de karşıyım. Katliamın adına uyutma, uyutulma denince anlamı da gerçekleşecek eylem de değişmiyor. Bizden sevgi, ilgi, merhamet, şefkat, yiyecek, su bekleyen, yeri geldiğinde bizi koruyan, bize arkadaşlık eden canlılara sevgi, merhamet yerine ölüm götürmek bence insanlığa sığmaz. Kediler, köpekler evcilleştiler de hata ettiler herhalde. İnsana, ya da insan görünümünde olanların bazılarına diyeyim yaklaşan yanıyor. Dağda kendi halinde yaşayan, gezen hayvan da vuruluyor gerçi, insanlar onları da rahat bırakmıyor. Kendi huzursuzluğunu, sevgisizliğini yaymakta son derece kararlı. Otlar, bitkiler bile güvende değil, genetik yapıları değiştiriliyor. Doğadaki masum canlılara bile merhamet, sevgi, saygı gösteremeyen kendi türüne gösterir mi? Kocaman ağzı ve dişleriyle bir timsah mı daha korkunç yoksa timsah derisinden çanta yapan insan mı? Her insanı da aynı kefeye koymuyorum tabi, insan var insan var insandan insana fark var. Bu dünyada sevgi dolu, merhametli, saygılı, bilinçli insanlar da var. Ancak genel olarak insanlar dünyayı sadece kendilerine ait sanıyorlar. Bu büyük bir yanılgı. Biz insanlar olarak doğadaki canlılara saygılı olmalıyız, onları korumalıyız ve içinde hala sevgi duygusunu hissedebilenler onları sevmeli. Ne bitkiler, ne hayvanlar kısırlaştırılmamalı. Doğanın dengesini, düzenini bozucu hareketlerden kaçınılmalı. İnsanlar doğadaki diğer canlılara saygı ve sevgi duyma, yardım etme konusunda bilinçlendirilmeli. Biz kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmamalıyız. Sevgi ve merhamet gösteren sevgi ve merhamet bulur, eden de kendine eder. Sonuçta dünya hayatında bir sınavdayız ve herkes ihtiyacına, alması gereken derslere göre sınav sorularıyla karşılaşıyor. İnsanlar olarak bir başka canlının üreyip ürememesi ya da hayatta kalıp kalmaması hakkında karar verici konumda olmadığımızı düşünüyorum. Bu hadsizlik olur. Her canlının yaşam hakkına saygı duyulmalı. Allah yarattığı her şeyi büyük bir sevgiyle, aşkla, özenle yaratmış. Yarattıklarına baktığında onların nasıl bir sevgiyle, aşkla yaratıldığını görüyorsun, hissedebiliyorsun. Yani ben öyleyim sizi bilemem. Bilimin, ilimin, sanatın, güzelliğin, yaşamın her şeyin kaynağı o. Allah'ın yarattıklarına saygılı olmalıyız diye düşünüyorum. Kısırlaştırılan tohumlar da, çeşit çeşit kimyasal tarım ilaçları da insanların aç gözlülüğünün ve saygısızlığının bir göstergesi. Azla yetinmeyi bilmeyen, hep daha fazlasını isteyen, sadece ben yiyeyim, sadece ben yaşayayım, sadece ben rahat edeyim diyen, kendisinden başkasını düşünmeyen, saygısız, sevgisiz insanların göstergesi. İnsanlar, lafın gelişi insanlar. İnsanlar doğadaki diğer canlılarla uyumlu olmak ve onlara saygılı yaşamak zorundalar. Aksi halde dönüp dolaşıp zarar görecekleri kendileri. Doğaya zarar vermek bindiğin dalı kesmektir. Umarım insanlar bilinçlenirler. Kalpleri mühürlü olanlar sevgiyi ne kadar görebilir, hissedebilir, verebilir şüpheliyim ama en azından saygılı olmayı öğrenmeliler. https://www.bbc.com/turkce/articles/c6ppj8zzmqpo BBC'deki bu haberde soyu tükenmiş bir kuşun tek bir tüyünün 28 bin dolara satılmasından bahsediliyor. Doğaya hak ettiği değer verilmez, saygı gösterilmezse güzelim canlıların nesli tehlikeye giriyor. Soyu tükeniyor. Yarın öbür gün kedilerin köpeklerin soyu tükendiğinde eminim bazı kalpleri mühürlüler çok mutlu olacaklar. Artık kedi köpek resimlerini gösterip bir zamanlar böyle canlılar vardı, çok şükür bizim gibi düşünenler hepsinin kökünü kazıdı da kurtulduk diyecekler. Artık tek bir tüyünü mü, resimlerini mi bilemem müzayedelerde satıp paralarına para da katarlar. Bu dediklerim size abartılı gelebilir, bazılarına komik de gelebilir ya da uzak bir gelecekte gerçekleşecek şeyler gibi de gelebilir ama gidişat bunu gösteriyor. Sevip sevilerek, saygı duyup duyularak, mutlu, huzurlu, sağlıklı bir şekilde, doğadaki diğer canlılarla uyumlu yaşamak varken bencillikle, kibirle, aç gözlülükle, merhametsizce yok etmeyi, ölüm saçmayı düşünenler, seçenler bu düşünce ve davranışlarıyla nasıl bir gelecek, nasıl bir dünya inşa ederler bir düşünmek lazım. Hayvanların kısırlaştırılmasını savunanlar da, yok sokakta eziyet görüyorlar, yok insanları korkutuyorlar diyorlar. Sen yanındaki köpekten korkana kadar yanından geçen insandan kork, insan görünümlüden kork. Sokakta yaşamak zorunda olan, oralarda türlü zorluklarla mücadele eden insanlar var, ayrıca katiller, kap kaççılar vs. vs. topluma zararlı bir çok suç işleyen insanlar var. Sokakta yaşayanlar sokakta zor durumda kalmasın, eziyet çekmesin diye ya da suçlu olanlar suçlu diye kısırlaştırılma yada uyutulma yoluna gidiliyor mu? İnsanın ne kadar yaşama hakkı varsa hayvanların, bitkilerin de o kadar yaşama hakkı var. Onların yaşama hakkı bizimkinden daha az değil. Umarım tüm insanlık bir silkelenir ve kendine gelir. Herkes kendi yaptığının karşılığını görür, hayatın kanunu bu, ne bir eksik ne bir fazla. Ne ekersen onu biçersin. Ne yaparsan elinlen o gelir seninlen. Umarım insanların hem hayvan ve bitkilere hem de kendi türüne sevgi ve saygı göstermeyi öğrenebildiği, aydınlık günlere ulaşırız.
Birkaç güzel manzara, Doğayla baş başa, Mutlu eder seni, beni, Ve herkesi. İçin sevinçle dolar, Dolar dolar taşar. Sevgi ruhunda çağlar, Gözlerin sevinçle ışıldar. Şarkı söyler dağlar, taşlar, Yemyeşil ormanlar, Gökte süzülen kuşlar. Sonra bir yağmur başlar, Damlalar sevgiyle toprağa akar. Toprağın muhteşem kokusu etrafı sarar. Tüm doğa neşesini dünyaya sunar. Doğa seni sevgiyle kucaklar, Renkleriyle selamlar. Bağrında nice canlılar, Mutlu, mesut yaşarlar. Bazen ormanda bir gezinti, Bazense dalgaların sesi, Hissettirir sana sevildiğini. Bir coşku kaplar içini, İşte budur yaşama sevinci.
reaksiyonel olan evrenin her hangi bir andaki fotoğrafıdır.doğa içinde barındırdığı her şey ile sürekli dönüşüm geçiren bir fenomendir. doğanın içindeki her şey reaksiyonel ortamda kendi konumunu belirlemek için bir başka reaksiyon oluşturur. insan da bu reaksiyonel parçacıklardandır. insan doğayı kirletemez. bu reaksiyonların hepsi doğal dır. ancak her doğalın doğru reaksiyon olduğu anlamını taşımaz.insan davranışı doğaldır.ancak yanlış olabilir tıpkı sel oluşturan su çok canlıya zarar verir. insanda ormanı keserken çok canlıya zarar verir hangisi doğal
DOĞA YAŞAM NEFES ALMAK AÇKALMAMAK DEMEK DAHA NELER NELER HADİ ARKADAŞLAR TEMAYA DESTEK VERELİM....GÜZEL YAŞAM İÇİN AĞAÇ DİKELİM...TEMA VAKFINI DESTEKLİYELİMKİ ÇOÇUKLARIMIZA YAŞAM SUNALIM...
ekoloji. ekoloji'yi savunanlarda bakunin ve çevresidir. doğaya dönüş manifestosu olarak anarşizm; ama görülen o ki gerçekleşmesi mümkün olmayandır. yazık kirlendikçe onu da kirletiyoruz...
doğasız insan düşünülemez.doğayı oluşturan en büyük topluluk ormandır.ormanlarda ağaçlardan oluştuğuna göre ağaçlarımıza zarar vermeyelimm.kağıt yapımında mobilya yağımında kullanıldığı içinde özellikle kağıtları boş yere harcamayalımmm1! !
belli, pek doğal bırakmamışız doğayı... ama o habire kendini yenilemeye çalışırken, bizler yine ona müdahale de geç kalmıyoruz.... eğer böyle giderse, sanırım insanoğlu diğer canlılara kıyasla, doğanın dengesini de altüst edebilecek güç ve yapıda...
Bazen insanlığı doğanın zıttı olarak görüyorum, hayvanlar bile kendine yeteceği kadar avlanırken bizler doğayı sömürüyoruz. Bu da bizim doğamız olsa gerek...
"Doğa ile savaş halindeyiz, eğer kazanırsak kaybedeceğiz"
Hubert Reeves
Cumhuriyet eğitiminde doğa vardı, yaşam vardı. Çocuklar doğayı tanıyarak yetiştiriliyordu. Atatürk’ün Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati, okulda araç gereç olmadığından yakınan bir öğretmene “Eğitimin en büyük araç gereci doğadır" demişti.
Ne kadar da güzeller. Rengarenkler. Hepsinin ötüşleri,
renkleri, özellikleri birbirinden farklı. Bu büyük bir zenginlik.
Onların güzelliklerini izlemek bile insana keyif veriyor.
Fotoğrafları çekilebilir, resimleri yapılabilir, doğada gözlemlenebilir
ya da haklarında daha fazla bilgi edinilebilir. Bu sayılanların her biri
onlarla, doğayla olan bağımızı güçlendirecek bizi onlara yaklaştıracaktır.
Böylece hem bilgimizi hem de sevgimizi arttırabiliriz.
Sevgimiz ve bilgimiz arttığında ise doğaya yaklaşımımız
daha bilinçli ve korumacı olacaktır. Böylece
etrafımızdaki güzelliklerin değerini daha çok bilebilir ve
daha çok şükredebiliriz. Bu söylediklerim sadece kuşlar için
geçerli değil, ağaçlar da çeşit çeşit, taşlar bile öyle.
Bizim dışımızda bizim de içinde olduğumuz bir dünya var.
Her köşesi cennet gibi. Nasıl bir zenginlikle, güzelliklerle,
hazinelerle kuşatıldığımızı fark etmek için onlara bakmamız,
düşünmemiz ve hissetmemiz yeterli. Bakmak ilk adım. :))
Dünyamızdaki doğa harikalarının farkına varmak,
iç dünyamıza yapacağımız yolculuğun başlangıcı ya da
eşlikçisi de olabilir. Keşif keşifi doğurabilir,
anlamak daha fazla anlamlandırmamızı sağlayabilir.
Doğanın sahip olduğu muhteşem güzellikler ve onda saklı olan sırlar,
mucizeler, iç dünyamızı aydınlatacak, içimizde oluşan aydınlanma
ve olumlu duygular ise dış dünyaya yansıyacaktır.
Her şey birbiriyle bağlantılı. :))
Hayvanların, bunlar evcil hayvan da olabilir sokak hayvanı da olabilir,
kısırlaştırılmasına da öldürülmesine de karşıyım. Katliamın adına uyutma,
uyutulma denince anlamı da gerçekleşecek eylem de değişmiyor.
Bizden sevgi, ilgi, merhamet, şefkat, yiyecek, su bekleyen,
yeri geldiğinde bizi koruyan, bize arkadaşlık eden canlılara sevgi,
merhamet yerine ölüm götürmek bence insanlığa sığmaz.
Kediler, köpekler evcilleştiler de hata ettiler herhalde.
İnsana, ya da insan görünümünde olanların bazılarına diyeyim
yaklaşan yanıyor. Dağda kendi halinde yaşayan, gezen hayvan da
vuruluyor gerçi, insanlar onları da rahat bırakmıyor. Kendi huzursuzluğunu,
sevgisizliğini yaymakta son derece kararlı. Otlar, bitkiler bile güvende değil,
genetik yapıları değiştiriliyor. Doğadaki masum canlılara bile merhamet,
sevgi, saygı gösteremeyen kendi türüne gösterir mi?
Kocaman ağzı ve dişleriyle bir timsah mı daha korkunç
yoksa timsah derisinden çanta yapan insan mı?
Her insanı da aynı kefeye koymuyorum tabi, insan var insan var
insandan insana fark var. Bu dünyada sevgi dolu, merhametli, saygılı,
bilinçli insanlar da var. Ancak genel olarak insanlar dünyayı
sadece kendilerine ait sanıyorlar. Bu büyük bir yanılgı.
Biz insanlar olarak doğadaki canlılara saygılı olmalıyız,
onları korumalıyız ve içinde hala sevgi duygusunu hissedebilenler
onları sevmeli. Ne bitkiler, ne hayvanlar kısırlaştırılmamalı.
Doğanın dengesini, düzenini bozucu hareketlerden kaçınılmalı.
İnsanlar doğadaki diğer canlılara saygı ve sevgi duyma,
yardım etme konusunda bilinçlendirilmeli. Biz
kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmamalıyız.
Sevgi ve merhamet gösteren sevgi ve merhamet bulur, eden de kendine eder.
Sonuçta dünya hayatında bir sınavdayız ve herkes ihtiyacına,
alması gereken derslere göre sınav sorularıyla karşılaşıyor.
İnsanlar olarak bir başka canlının üreyip ürememesi ya da
hayatta kalıp kalmaması hakkında karar verici konumda
olmadığımızı düşünüyorum. Bu hadsizlik olur.
Her canlının yaşam hakkına saygı duyulmalı.
Allah yarattığı her şeyi büyük bir sevgiyle, aşkla, özenle yaratmış.
Yarattıklarına baktığında onların nasıl bir sevgiyle, aşkla yaratıldığını
görüyorsun, hissedebiliyorsun. Yani ben öyleyim sizi bilemem.
Bilimin, ilimin, sanatın, güzelliğin, yaşamın her şeyin kaynağı o.
Allah'ın yarattıklarına saygılı olmalıyız diye düşünüyorum.
Kısırlaştırılan tohumlar da, çeşit çeşit kimyasal tarım ilaçları da
insanların aç gözlülüğünün ve saygısızlığının bir göstergesi.
Azla yetinmeyi bilmeyen, hep daha fazlasını isteyen,
sadece ben yiyeyim, sadece ben yaşayayım,
sadece ben rahat edeyim diyen, kendisinden başkasını düşünmeyen,
saygısız, sevgisiz insanların göstergesi. İnsanlar, lafın gelişi insanlar.
İnsanlar doğadaki diğer canlılarla uyumlu olmak ve onlara
saygılı yaşamak zorundalar. Aksi halde dönüp dolaşıp zarar görecekleri kendileri.
Doğaya zarar vermek bindiğin dalı kesmektir. Umarım insanlar bilinçlenirler.
Kalpleri mühürlü olanlar sevgiyi ne kadar görebilir, hissedebilir, verebilir şüpheliyim
ama en azından saygılı olmayı öğrenmeliler.
https://www.bbc.com/turkce/articles/c6ppj8zzmqpo
BBC'deki bu haberde soyu tükenmiş bir kuşun tek bir tüyünün
28 bin dolara satılmasından bahsediliyor. Doğaya hak ettiği değer verilmez,
saygı gösterilmezse güzelim canlıların nesli tehlikeye giriyor. Soyu tükeniyor.
Yarın öbür gün kedilerin köpeklerin soyu tükendiğinde eminim bazı
kalpleri mühürlüler çok mutlu olacaklar. Artık kedi köpek resimlerini gösterip
bir zamanlar böyle canlılar vardı, çok şükür bizim gibi düşünenler
hepsinin kökünü kazıdı da kurtulduk diyecekler. Artık tek bir tüyünü mü,
resimlerini mi bilemem müzayedelerde satıp paralarına para da katarlar.
Bu dediklerim size abartılı gelebilir, bazılarına komik de gelebilir ya da
uzak bir gelecekte gerçekleşecek şeyler gibi de gelebilir ama gidişat bunu gösteriyor.
Sevip sevilerek, saygı duyup duyularak, mutlu, huzurlu, sağlıklı bir şekilde,
doğadaki diğer canlılarla uyumlu yaşamak varken bencillikle, kibirle, aç gözlülükle,
merhametsizce yok etmeyi, ölüm saçmayı düşünenler, seçenler bu düşünce ve
davranışlarıyla nasıl bir gelecek, nasıl bir dünya inşa ederler bir düşünmek lazım.
Hayvanların kısırlaştırılmasını savunanlar da, yok sokakta eziyet görüyorlar,
yok insanları korkutuyorlar diyorlar. Sen yanındaki köpekten korkana kadar
yanından geçen insandan kork, insan görünümlüden kork.
Sokakta yaşamak zorunda olan, oralarda türlü zorluklarla mücadele eden insanlar var,
ayrıca katiller, kap kaççılar vs. vs. topluma zararlı bir çok suç işleyen insanlar var.
Sokakta yaşayanlar sokakta zor durumda kalmasın, eziyet çekmesin diye
ya da suçlu olanlar suçlu diye kısırlaştırılma yada uyutulma yoluna gidiliyor mu?
İnsanın ne kadar yaşama hakkı varsa hayvanların,
bitkilerin de o kadar yaşama hakkı var. Onların yaşama hakkı
bizimkinden daha az değil. Umarım tüm insanlık bir silkelenir ve kendine gelir.
Herkes kendi yaptığının karşılığını görür, hayatın kanunu bu, ne bir eksik ne bir fazla.
Ne ekersen onu biçersin. Ne yaparsan elinlen o gelir seninlen.
Umarım insanların hem hayvan ve bitkilere hem de kendi türüne
sevgi ve saygı göstermeyi öğrenebildiği, aydınlık günlere ulaşırız.
İnsanın ruhsal anatomisi değişmeden, tarih değişmez, o da bizi aşar.
Yaşama Sevinci
Birkaç güzel manzara,
Doğayla baş başa,
Mutlu eder seni, beni,
Ve herkesi.
İçin sevinçle dolar,
Dolar dolar taşar.
Sevgi ruhunda çağlar,
Gözlerin sevinçle ışıldar.
Şarkı söyler dağlar, taşlar,
Yemyeşil ormanlar,
Gökte süzülen kuşlar.
Sonra bir yağmur başlar,
Damlalar sevgiyle toprağa akar.
Toprağın muhteşem kokusu etrafı sarar.
Tüm doğa neşesini dünyaya sunar.
Doğa seni sevgiyle kucaklar,
Renkleriyle selamlar.
Bağrında nice canlılar,
Mutlu, mesut yaşarlar.
Bazen ormanda bir gezinti,
Bazense dalgaların sesi,
Hissettirir sana sevildiğini.
Bir coşku kaplar içini,
İşte budur yaşama sevinci.
Güliz Ardilli
13.01.2023 İstanbul 01:47
Doğa bizi dünyadan göndermek için her türlü kolaylığı gösterir, biz de kalmaya çalışırız.
Doğa sen ben biziz
Doğa hepimiziz
Doğasız insanlık yok olur
Doğaya sahip çık çok olur
Doğa sunar bütün güzellikleri
Peşinatsız ücretsiz tüm verdikleri
reaksiyonel olan evrenin her hangi bir andaki fotoğrafıdır.doğa içinde barındırdığı her şey ile sürekli dönüşüm geçiren bir fenomendir. doğanın içindeki her şey reaksiyonel ortamda kendi konumunu belirlemek için bir başka reaksiyon oluşturur.
insan da bu reaksiyonel parçacıklardandır. insan doğayı kirletemez.
bu reaksiyonların hepsi doğal dır. ancak her doğalın doğru reaksiyon olduğu anlamını taşımaz.insan davranışı doğaldır.ancak yanlış olabilir
tıpkı sel oluşturan su çok canlıya zarar verir. insanda ormanı keserken çok canlıya zarar verir
hangisi doğal
Sizi duymaz...
O, sağır kraldır...
...
doğa tanrının yazdığı bir kitap mış oku oku bitmez
başucu kitabı heran elinizin altında oku oku okuuuuuuuuuuuuuu
Doğanın yapısını değiştirebilirsiniz ama kanunlarını asla...
DOĞA YAŞAM NEFES ALMAK AÇKALMAMAK DEMEK DAHA NELER NELER HADİ ARKADAŞLAR TEMAYA DESTEK VERELİM....GÜZEL YAŞAM İÇİN AĞAÇ DİKELİM...TEMA VAKFINI DESTEKLİYELİMKİ ÇOÇUKLARIMIZA YAŞAM SUNALIM...
DOĞA sizce ne demek
doğa bence sakinlik,huzur demek. doğa çok farklı birşey. kısacası çok harika birşey.
ekoloji.
ekoloji'yi savunanlarda bakunin ve çevresidir. doğaya dönüş manifestosu olarak anarşizm; ama görülen o ki gerçekleşmesi mümkün olmayandır.
yazık kirlendikçe onu da kirletiyoruz...
bütün canlılar
doga=isyanım ol parçasını söyleyen kişi :)
doga-isyanım ol= gerçekten yılın en güzel parçası...
doğasız insan düşünülemez.doğayı oluşturan en büyük topluluk ormandır.ormanlarda ağaçlardan oluştuğuna göre ağaçlarımıza zarar vermeyelimm.kağıt yapımında mobilya yağımında kullanıldığı içinde özellikle kağıtları boş yere harcamayalımmm1! !
doğa bnce insanların katlettiği ortamdır.doğayı katletmeyelim onu koruyalım.katletenleride ltfn uyaralımmm..
doğa ile ilgili kompozisyon
doğa bence yeşillik temiz hava ve hayvanlar olan bi yerdir
hiç de dalgaya alınacak mesele değil. yakında yok olacak olan insanlık tarihinin en büyük mirası.
doğa bence güzeldir güzel bir kadın gibi mesela Doğa Rutkay
belli, pek doğal bırakmamışız doğayı...
ama o habire kendini yenilemeye çalışırken, bizler yine ona müdahale de geç kalmıyoruz.... eğer böyle giderse, sanırım insanoğlu diğer canlılara kıyasla, doğanın dengesini de altüst edebilecek güç ve yapıda...
Bazen insanlığı doğanın zıttı olarak görüyorum, hayvanlar bile kendine yeteceği kadar avlanırken bizler doğayı sömürüyoruz. Bu da bizim doğamız olsa gerek...
serelim kilimleri Dersaadetin mesirelerine, dünya afeti iken ugradi tas betonlarin hiyanetine
Bizi olusturan boyut.
doğa insan eli kirletene kadar bir çocuk saflığında insan huzur veren masum bir sağlık kaynağı.