ve zamanla öyle bir hal almış ki nice tefekkür cumhuriyet kurbanı olmuştur. uğruna kendi içimizden insan soydaşlarımızı, vatandaşlarımızı verdiğimiz bir yönetim şekli olmuştur zamanla. acı bir dönemin adı yerine geçmiştir hatta. sabahattin aliler, cemil meriçler bu uğurda hatırlayabildiğim sadece ikisi.
cumhuriyet bir fetiş bir mit bir ütopya değildir bir izm hiç değildir. sadece bir yönetim şeklidir. bunu bu gün izmleştirenler her sisteme olduğu gibi ona da en büyük zararı verenlerdir. bir şeyin eleştirilmesinin önüne geçersen o şeyi küçültürsün zamanla korunmaya muhtaç aciz havası oluşturursun kafalarda. islamda rabbimin en büyük ibadet saydığı bir eylem vardır tefekkür. bir saatlik tefekkür yıllarcakılınabilecek namazdan daha evladır rabbimin katında. yani düşünmek, yani eleştirmek ve sonra o şeyin artılarını kendin akledebilmek bunlar çok değerli. eleştirel düşünce her dem horlanmıştır. en çok ta pozitivistliğin borazanlığını yapan kemalistlerce.
Bir diktatörlükte, özel bir kişinin aşırı zenginliği onu diktatörün üzerine çıkarmaz... Ama bir cumhuriyette onu kolaylıkla yasaların üzerine çıkarabilir. O zaman devletin gücü kalmaz ve zengin gerçek egemen hâle gelir.
Bu nedenle cumhuriyette yaşayanların sağır ve kör, duyguları düşük, güçsüz ve kandırılmaya hazır insanlar olamazlar, olmamalıdır...
Cumhuriyeti kurup biçimlendiren asker-sivil bürokrat kökenli siyasal elitlerin “laiklik Cumhuriyetin temelidir ve her ne kadar Anayasa’ya sonradan (1937) dahil edilmişse de kurucuların kafasında ta baştan beri vardı” şeklindeki iddialar hemen her gün tekrarlanırkan,öz be öz Türk olan ve Türkçe konuşup Türkçe yazan Karamanlıların sırf hırıstiyan olmaları esnasında “Mübadele’ye tabi tutulup vatanlarından koparıldıklarını da hatırlamak lazımdır.
Cumhuriyet gazetesinin başyazarı Nadir Nadi,15 Temmuz 1947’de; nerden çıktığı çok iyi bilinen bazı propaganda yaygaraları Amerikan yardımının Türk bağımsızlığına bir darbe olduğunu yaymak istedi.Bugün yurdumuza yardım elini uzatan Amerika,bu hizmetine karşılığında bizden ne toprak ne üs istiyor.Bu yardım,hürriyeti seven milletlerin hürriyet düşmanlarına karşı teşkilatlanması yolunda bir ileri adımdan başka bir şey değildir diye yazacaktır.
Cumhuriyet en iyi yönetim şeklidir elbet,Ancak içi boş bir kelime olarak kalırsa, Cumhurun yani halkın bu yönetime katkısı sağlanamazda yönetime katkısı olanlar çeşitli menfaat grupları, ağalar, şıhlar, bir takım etnik guruplar, ekoomik gücü olanlar olursa, o zaman Cumhuriyet içi boş bir kelime, sadece bir masal kahramanı gibi havada kalır.
Kapı kulluğu yaptığınız,emirle kendi yurttaşlarınızı size öldürten emperyalistler artı sizi istemiyor.Ne acı! Artık aşağıya atılması gereken safralarsınız sadece.Artık geçmişten kalan reflekslariniz kendi işinize da yaramayacak,komik şeyler yapıyorsunuz.Oraya buraya yasak koymak gibi.Dünya size gülüyor.Sonra tükürdüğünüzü yalamak zorunda kalıyorsunuz.Düşkünlük kötü bir şey sonuçtaHiç kimse sizin yerinizde olmak istemez.
Her açıklama Cumhuriyetin kazanımları diye başlıyor.Bu cumhuriyetin kazanımları neymiş çok merak ediyorum.şu ülkede 85 yılda yoksulluk,iç savaş,soygun,yasaklar,asılan başbakanlar,asılan devrimciler,çeteler,uyşturucuya bulaşmış devlet,rüşvet ağları,hastanelerde bakımsızlıktan ölen çocuklar,üniversite kapısına yığılan gençler,faili meçhul cinayetler dışında ne gördü. Yol yoktu da siz yaptınız değil mi, yolları bu ülkeyi sömürmek için,demiryolu yerine emperyalistler yapmadı,yaparken de sizin,dedelerinizin cebine rüşvet koymadı değil mi? Hangi taşın üzerine taş koydu sizin hiç kimsenin cumhuriyeti olamayan Cumhuriyetiniz.
Cumhuriyet asker ağırlıklı bir bürokrasi tarafından kurulup biçimlendirilmiştir.Bürokrasi, bir şeylere rağmen varolmuş,devrimci bir süreçten gelmiş değil,doğrudan doğruya Osmanlının bürokrasisidir.Cumhuriyet,söz konusu bürokrasinin kaynağı değil,zaten mevcut olan gücü meşrulaştırmanın yolu/ aracı durumundadır…
Cumhuriyet Türkiye'sinin en ideal öğrencileri soruların cevaplarını bilen ancak kendileri soru sorma alışkanlığı edinmemiş kişiler olarak yetişmişlerdir.
önemli olan Cumhuriyet ile yönetilmek değildir... önemli olan demokratik cumhuriyeti bulmaktır... onun dozunu ayarlamatır... kişi özgürlüğü demek herşeyi yapmak herşeye izin vermek değildir. tıpkı yasaklamanın da anlamı olmadığı gibi... Cumhuriyet tek başına anlamlı olsaydı, İran da Cumhuriyet yönetim şekliyle olarak geçiyor...
Cumhuriyet'in, ideolojik ve politik olarak savunduğu bütün tezler,gelişen egemen sermayanin/burjuva sınıfının,büyük toprak sahiplerinin çıkarlarını temelde koruyan bir burjuva ideolojisidir
29 Ekim 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletini Anadolu'da yaşayan insanlar, saray darbesi yapıldı zannetmişlerdi.Neden sonra cumhuriyetin kurulduğunu öğrendiler.
HASBİHÂL MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ mehmet_sukru_bas@mynet.com
CUMHURİYETİ ANLAMAK
Bugün Cumhuriyet Bayramı… Bugün egemenliğin kayıtsız, şartsız milletin eline geçmesi, Bugün bir milletin istiklâl ve hürriyetine erişmesi, Bugün kula kulluk dönemine son verilmesidir. Necip milletime kutlu olsun. *** Cumhuriyet Nedir? Cumhuriyet milletin egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekili aracılığıyla kullandığı yönetim biçimidir. Ülkemizin yönetim şekli hamdolsun ki cumhuriyettir. Kurucusu ise Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’tür. O büyük kurtarıcıyı rahmetle, şükranla, saygıyla anıyorum. *** Öğretmen sınıfta cumhuriyetin özelliklerini anlatıyor. Arka sıralarda iki afacanın kendi alemlerinde olduğunu görünce onlara yönelip “Söyle bakalım Mehmet, Cumhuriyet nedir? ”. Mehmet’in dersten de, konudan da haberi yok içinden geldiği gibi cevap veriyor. “Cumhuriyet adam olmaktır öğretmenim” diyor. Öğretmenin gözleri doluyor, Mehmet’ine sarılıyor, gözlerinden öpüyor. “Doğru evladım doğru, Cumhuriyeti anlamak adam olmaktır.” *** Çünkü: Cumhuriyet hürriyettir, Cumhuriyet medeniyettir, Cumhuriyet ahlaktır, fazilettir, kemaliyettir, Cumhuriyet kişiliktir, haysiyettir, Cumhuriyet akla gelen her nimettir. *** Bu günlere öyle sanıldığı kadar kolay erişilmedi. Cumhuriyet denilen o güzellik kendiliğinden gelmedi. 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı’na dünyanın belli başlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık. Ülkemiz İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar tarafından paylaşıldı. İşte bu esaret yıllarında “Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır” diyen Mustafa Kemal Paşa Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da açlıkla savaştılar, yoklukla savaştılar, cehaletle savaştılar, İngiliz’le, Fransız’la, İtalyan’la, Yunan’la savaştılar. Yetmedi yedi düvelle savaştılar. Binlerce şühedanın al kanları ile sulanan bu mübarek toprakları düşman çizmesinden kurtardılar. Bu kurtuluş sonrası Lozan Barış Antlaşması ile yeni bir devlet kurdular. İşte bu devlet genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti idi. *** Türkiye Büyük Millet Meclisi 11 Ağustos 1923'te ilk toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923'te Ankara başkent oldu. Atatürk düşmanın ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden sonra, zihninde tasarladığı Cumhuriyetin ilânı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı. Yakın arkadaşlarına 'Yarın Cumhuriyet'i ilân edeceğiz.' dedi. 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetimiz ilân edildi. Karakterinde ‘hür yaşama, ulusunu hür yaşatma, yaşadığı zamana damgasını vurma’ özelliği bulunan Mustafa Kemal Atatürk genç Türkiye Cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanı oldu. *** Atatürk ülkenin bekası, milletinin istiklali için didindi durdu. Ömrü savaş meydanlarında geçti, en büyük savaşını cehaletle yaptı. İnkılapları ile ülkenin ufuklarını açtı. Hasta adam tabir edilen ülkemizin varlığını dünya devletlerine kabul ettirdi. Bugün onun bize armağan ettiği Cumhuriyetin güzelliklerini soluyoruz. Biz, siz, hepimiz! .. Dünya durdukça.payidar kalsın ülkemiz, Yaşasın milletimiz, Yaşasın Cumhuriyetimiz. ***///*** Mehmet Şükrü Baş///29 Ekim 2008///Elazığ Nurhak Gazetesi
gazete
ve zamanla öyle bir hal almış ki nice tefekkür cumhuriyet kurbanı olmuştur. uğruna kendi içimizden insan soydaşlarımızı, vatandaşlarımızı verdiğimiz bir yönetim şekli olmuştur zamanla. acı bir dönemin adı yerine geçmiştir hatta. sabahattin aliler, cemil meriçler bu uğurda hatırlayabildiğim sadece ikisi.
cumhuriyet bir fetiş bir mit bir ütopya değildir bir izm hiç değildir. sadece bir yönetim şeklidir. bunu bu gün izmleştirenler her sisteme olduğu gibi ona da en büyük zararı verenlerdir. bir şeyin eleştirilmesinin önüne geçersen o şeyi küçültürsün zamanla korunmaya muhtaç aciz havası oluşturursun kafalarda. islamda rabbimin en büyük ibadet saydığı bir eylem vardır tefekkür. bir saatlik tefekkür yıllarcakılınabilecek namazdan daha evladır rabbimin katında. yani düşünmek, yani eleştirmek ve sonra o şeyin artılarını kendin akledebilmek bunlar çok değerli. eleştirel düşünce her dem horlanmıştır. en çok ta pozitivistliğin borazanlığını yapan kemalistlerce.
'Cumhuriyetin en büyük hatası, gelecek nesillerin bindikleri dalı hiç kesmeyeceklerini sanmasıydı'
(Mine Söğüt/Cumhuriyet) .
'Laiklik,hukuk devleti düzeni,demokrasi,insan hakları' cumhuriyetin ana ilkeleridir.
atam bize emanet ettiğin cumhuriyeti biz kimlere emanet ettik. aklıma mukayet ol yarabbim.
cumhuriyet ilan edildiğinde,anadolu halkı osmanlı'da saray darbesi olduğunu zannetmişti.
cumhuriyet türkiye'sinin en ideal öğrencileri soruların cevaplarını bilen ancak kendileri soru sorma alışkanlığı edinmemiş kişiler olarak yetişmiştir.
Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir.
M. Kemal ATATÜRK
Bir diktatörlükte, özel bir kişinin aşırı zenginliği onu diktatörün üzerine çıkarmaz... Ama bir cumhuriyette onu kolaylıkla yasaların üzerine çıkarabilir. O zaman devletin gücü kalmaz ve zengin gerçek egemen hâle gelir.
Bu nedenle cumhuriyette yaşayanların sağır ve kör, duyguları düşük, güçsüz ve kandırılmaya hazır insanlar olamazlar, olmamalıdır...
Bkz: Bugünkü Türkiye'nin manzarası. (!)
...
Cumhuriyeti kurup biçimlendiren asker-sivil bürokrat kökenli siyasal elitlerin “laiklik Cumhuriyetin temelidir ve her ne kadar Anayasa’ya sonradan (1937) dahil edilmişse de kurucuların kafasında ta baştan beri vardı” şeklindeki iddialar hemen her gün tekrarlanırkan,öz be öz Türk olan ve Türkçe konuşup Türkçe yazan Karamanlıların sırf hırıstiyan olmaları esnasında “Mübadele’ye tabi tutulup vatanlarından koparıldıklarını da hatırlamak lazımdır.
86 yıl kutlu olsun
nice 1000 yıllara
vazgeçilmezimiz
Bugun 86. yil donumunu kutladigimiz yonetim bicimimiz...
Nice senelere...
Cumhuriyet gazetesinin başyazarı Nadir Nadi,15 Temmuz 1947’de; nerden çıktığı çok iyi bilinen bazı propaganda yaygaraları Amerikan yardımının Türk bağımsızlığına bir darbe olduğunu yaymak istedi.Bugün yurdumuza yardım elini uzatan Amerika,bu hizmetine karşılığında bizden ne toprak ne üs istiyor.Bu yardım,hürriyeti seven milletlerin hürriyet düşmanlarına karşı teşkilatlanması yolunda bir ileri adımdan başka bir şey değildir diye yazacaktır.
Cumhuriyet en iyi yönetim şeklidir elbet,Ancak içi boş bir kelime olarak kalırsa,
Cumhurun yani halkın bu yönetime katkısı sağlanamazda yönetime katkısı olanlar çeşitli menfaat grupları, ağalar, şıhlar, bir takım etnik guruplar, ekoomik gücü olanlar olursa,
o zaman Cumhuriyet içi boş bir kelime,
sadece bir masal kahramanı gibi havada kalır.
Kapı kulluğu yaptığınız,emirle kendi yurttaşlarınızı size öldürten emperyalistler artı sizi istemiyor.Ne acı! Artık aşağıya atılması gereken safralarsınız sadece.Artık geçmişten kalan reflekslariniz kendi işinize da yaramayacak,komik şeyler yapıyorsunuz.Oraya buraya yasak koymak gibi.Dünya size gülüyor.Sonra tükürdüğünüzü yalamak zorunda kalıyorsunuz.Düşkünlük kötü bir şey sonuçtaHiç kimse sizin yerinizde olmak istemez.
Her açıklama Cumhuriyetin kazanımları diye başlıyor.Bu cumhuriyetin kazanımları neymiş çok merak ediyorum.şu ülkede 85 yılda yoksulluk,iç savaş,soygun,yasaklar,asılan başbakanlar,asılan devrimciler,çeteler,uyşturucuya bulaşmış devlet,rüşvet ağları,hastanelerde bakımsızlıktan ölen çocuklar,üniversite kapısına yığılan gençler,faili meçhul cinayetler dışında ne gördü. Yol yoktu da siz yaptınız değil mi, yolları bu ülkeyi sömürmek için,demiryolu yerine emperyalistler yapmadı,yaparken de sizin,dedelerinizin cebine rüşvet koymadı değil mi? Hangi taşın üzerine taş koydu sizin hiç kimsenin cumhuriyeti olamayan Cumhuriyetiniz.
Cumhuriyet asker
ağırlıklı bir bürokrasi tarafından kurulup biçimlendirilmiştir.Bürokrasi, bir şeylere rağmen varolmuş,devrimci bir süreçten gelmiş değil,doğrudan doğruya Osmanlının bürokrasisidir.Cumhuriyet,söz konusu bürokrasinin kaynağı değil,zaten mevcut olan gücü meşrulaştırmanın yolu/ aracı durumundadır…
Cumhuriyet demokratik olduğu taktirde faziletli/erdemli bir rejimdir.
Cumhuriyet Türkiye'sinin en ideal öğrencileri soruların cevaplarını bilen ancak kendileri soru sorma alışkanlığı edinmemiş kişiler olarak yetişmişlerdir.
bir yaşam biçimi. hani yaşayamadığımız..
önemli olan Cumhuriyet ile yönetilmek değildir...
önemli olan demokratik cumhuriyeti bulmaktır...
onun dozunu ayarlamatır...
kişi özgürlüğü demek herşeyi yapmak herşeye izin vermek değildir.
tıpkı yasaklamanın da anlamı olmadığı gibi...
Cumhuriyet tek başına anlamlı olsaydı, İran da Cumhuriyet yönetim şekliyle olarak geçiyor...
En güzel yönetim şeklidir..
Cumhuriyet'in, ideolojik ve politik olarak savunduğu bütün tezler,gelişen egemen sermayanin/burjuva sınıfının,büyük toprak sahiplerinin çıkarlarını temelde koruyan bir burjuva ideolojisidir
29 Ekim 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletini Anadolu'da yaşayan insanlar, saray darbesi yapıldı zannetmişlerdi.Neden sonra cumhuriyetin kurulduğunu öğrendiler.
En iyi yönetim şeklidir.Herkes kendi kendini yönetir.
Demokratik olursa bir anlam ifade eder.Değilse içi boş kabuktur.
HASBİHÂL MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ
mehmet_sukru_bas@mynet.com
CUMHURİYETİ ANLAMAK
Bugün Cumhuriyet Bayramı…
Bugün egemenliğin kayıtsız, şartsız milletin eline geçmesi,
Bugün bir milletin istiklâl ve hürriyetine erişmesi,
Bugün kula kulluk dönemine son verilmesidir.
Necip milletime kutlu olsun.
***
Cumhuriyet Nedir?
Cumhuriyet milletin egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekili aracılığıyla kullandığı yönetim biçimidir.
Ülkemizin yönetim şekli hamdolsun ki cumhuriyettir. Kurucusu ise Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’tür.
O büyük kurtarıcıyı rahmetle, şükranla, saygıyla anıyorum.
***
Öğretmen sınıfta cumhuriyetin özelliklerini anlatıyor. Arka sıralarda iki afacanın kendi alemlerinde olduğunu görünce onlara yönelip “Söyle bakalım Mehmet, Cumhuriyet nedir? ”.
Mehmet’in dersten de, konudan da haberi yok içinden geldiği gibi cevap veriyor. “Cumhuriyet adam olmaktır öğretmenim” diyor. Öğretmenin gözleri doluyor, Mehmet’ine sarılıyor, gözlerinden öpüyor. “Doğru evladım doğru, Cumhuriyeti anlamak adam olmaktır.”
***
Çünkü:
Cumhuriyet hürriyettir,
Cumhuriyet medeniyettir,
Cumhuriyet ahlaktır, fazilettir, kemaliyettir,
Cumhuriyet kişiliktir, haysiyettir,
Cumhuriyet akla gelen her nimettir.
***
Bu günlere öyle sanıldığı kadar kolay erişilmedi. Cumhuriyet denilen o güzellik kendiliğinden gelmedi. 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı’na dünyanın belli başlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş sonunda bizimle birlikte olan devletler yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık. Ülkemiz İngilizler, Yunanlılar, Fransızlar, İtalyanlar tarafından paylaşıldı.
İşte bu esaret yıllarında “Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır” diyen Mustafa Kemal Paşa Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da açlıkla savaştılar, yoklukla savaştılar, cehaletle savaştılar, İngiliz’le, Fransız’la, İtalyan’la, Yunan’la savaştılar. Yetmedi yedi düvelle savaştılar. Binlerce şühedanın al kanları ile sulanan bu mübarek toprakları düşman çizmesinden kurtardılar. Bu kurtuluş sonrası Lozan Barış Antlaşması ile yeni bir devlet kurdular.
İşte bu devlet genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti idi.
***
Türkiye Büyük Millet Meclisi 11 Ağustos 1923'te ilk toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923'te Ankara başkent oldu. Atatürk düşmanın ülkeden atılıp sınırlarımızın belirlenmesinden sonra, zihninde tasarladığı Cumhuriyetin ilânı üzerinde hazırlıklar yapmaya başladı. Yakın arkadaşlarına 'Yarın Cumhuriyet'i ilân edeceğiz.' dedi.
29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetimiz ilân edildi. Karakterinde ‘hür yaşama, ulusunu hür yaşatma, yaşadığı zamana damgasını vurma’ özelliği bulunan Mustafa Kemal Atatürk genç Türkiye Cumhuriyetinin ilk cumhurbaşkanı oldu.
***
Atatürk ülkenin bekası, milletinin istiklali için didindi durdu. Ömrü savaş meydanlarında geçti, en büyük savaşını cehaletle yaptı. İnkılapları ile ülkenin ufuklarını açtı. Hasta adam tabir edilen ülkemizin varlığını dünya devletlerine kabul ettirdi. Bugün onun bize armağan ettiği Cumhuriyetin güzelliklerini soluyoruz. Biz, siz, hepimiz! ..
Dünya durdukça.payidar kalsın ülkemiz,
Yaşasın milletimiz,
Yaşasın Cumhuriyetimiz.
***///***
Mehmet Şükrü Baş///29 Ekim 2008///Elazığ Nurhak Gazetesi