günümüz türkiyesinde her olayda ve karşılaştığı her durumda kendini tayyip erdoğan ve ak parti hükümeti karşıtı olarak konumlandıran tek skala olarak din karşıtlığını gören bilen kendini aydın sanan ve bu sanı ile toplumun tüm diğer kesimlerini küçük gören sözde aydınları gerçek aydınlardan ayırdetmemiz için iyi bir tanım vermiş sayın meriç
'Gören,hangi hakla yalnızlıktan şikayet edebilir? Mevsimler bütün işveleriyle emrinde,renkler bütün cilveleriyle hizmetindedir. Yıldızlar onun için doğar,çiçekler onun için abideleşir. Güneş,kuşların kanadında onun için,alaimisemanın bütün nüanslarına resmi geçit yaptırır.Şehrin bütün kadınları onun için giyinip süslenir.Çocukların tebessümü onun içindir.'
bir filozof mu bir toplum bilimci dil bilimci ya da hepsi birden gerçek bir aydın mı? bence hepsi birden gerçek ir aydın milletinin aydınlığı için çağının önünden koşan geçmişten geleceğe bir köprü...
İnsanlara kalbimin bahçesinden çiçekler devşirdim. Ve kucağımda çiçekler kapılarını çaldım. Kapılar açılmadı... Coğrafi kader, biyolojik kader, sosyal kader. Bunlardan bir tanesi benden çok daha kabadayısını felce uğratmaya kâfi iken üçü birden çullandılar üstüme...' (Jurnal, 129)
Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım: Karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi! düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar? ? ? ?
Anlaşılmamaktan şikayetçi münzevi bir yıldız.Acıları dev aynasında büyüten hassasiyet.Okumak için çekilen çile ve kaybedilen gözler.Cemil Meriç,okumaya ve düşünmeye adanmış bir ömür.
“...Ama Hint lirizminin ne bir Leyla’ sı var, ne bir Mecnun’ u. Aşk erişilmez bir ideal değil, yaşanan bir gerçek. Şair bir kadına değil, kadına âşık, kadına, yani tabiatın bütün güzelliklerine.' Bir Dünyanın Eşiğinde kitabından
kalın çerçevelerine rağmen çok net gördü görmesi gerekenleri üstad! sonra kaldırdı irfanla arasındaki tüm engelleri.camları.gözbebeğini. retinayı. ona kör dediler göremeyenler. oysa o karanlık iklimlerinde dünyanın, ötenin aydınlığını görüyordu! bu gökkubbe altında cemil meriç kolay olunmuyordu....
Çok fazla okumaktan gözlerini kaybeden ve fikir adına gayretten bu bile kendisini alıkoymayan bir insan hakkında ne denilebilir. Bence münevver vasfını tam anlamıyla hakkeden bir zat...
kitapları arasında yalpalayarak, hayret içinde ve mütebessim, olup biten herşeye, gözümün önünden akan her cilde aynı heyecan ve merakla şükür yarabbi şükür. bugün cemil meriç'in kitapları arasında bir ikindi geçirdim. bizim kumaşımız ne güzel ne güzelsin yarabbi. deri ciltlerin, altı çizili satırların, taşbaskıların, bizi soluksuz bırakan cümlelerin tam ortasındayım. dünyanın tüm ikindileri birleşsin, böyle dua dolu, böyle güzel, böyle kitap olsun isterdim.
' Onlar sürü yavrum. Zincirlerinden başka kaybedecek neleri var? Karanlıktan geldiler, karanlığa gidiyorlar. Ummandaki dalgalar gibi sayısız.. Tarihi yok bu sürünün. Macerası yok. Yıldızlara tırmanan merdiveden habersiz. Yürüyen, esneyen, tepinen ve öğrendiği şeyleri tekrarlayan uzviyet. Kafanın vecdinden habersiz. Bu sarhoş karnaval alayını yıldızlar, yüz binlerce yıldız, kayıtsız bakışlarıyla seyrediyor. '
kitapları arasında yalpalayarak, hayret içinde ve mütebessim, olup biten herşeye, gözümün önünden akan her cilde aynı heyecan ve merakla şükür yarabbi şükür. bugün cemil meriç'in kitapları arasında bir ikindi geçirdim. bizim kumaşımız ne güzel ne güzelsin yarabbi. deri ciltlerin, altı çizili satırların, taşbaskıların, bizi soluksuz bırakan cümlelerin tam ortasındayım. dünyanın tüm ikindileri birleşsin, böyle dua dolu, böyle güzel, böyle kitap olsun isterdim
herkesin kendi birikimine göre bir şeyler bulabileceği mutebahhir yazar.
her cümlesinde kaç kitaba gönderme vardır, kurduğu cümleler nerelerden süzülüp gelmiştir, bilginiz arttıkça daha iyi anlıyorsunuz, tabi yine görebildiğiniz, bilebildiğiniz kadarıyla..
bütün hayatı vermekle geçti; bilgisini, zamanını, kalbini.başkalarında yaşadı, başkaları için yaşadı.kendisinin olmayan bir dava yüzünden damgalandı ve uğrunda çarmıha gerildikleri onu taşladılar. -alıntıdır-
https://pin.it/4a567Lj
Bu memlekette
sağcı-solcu, ilerici-gerici yoktur,
Bu memlekette namuslular ve namussuzlar vardır...
.
(Cemil Meriç)
Taraf tutmayan insan, şahsiyeti felce uğramış insandır.
Ben tarafım, hakikatin tarafıyım...
.
(Cemil Meriç)
kitap, zekayı kibarlaştırır!
sözler vardır kıtaları birleştirir, sözler vardır birer yara gibi kıtaları ayırır.
cemil meriç
Kitap okumaktan gözlerini kaybetmiş bir deha...
Türkiye toprağını kaybetti ama asıl acı olan ruhunu kaybetti diyen mütefekkir...
günümüz türkiyesinde her olayda ve karşılaştığı her durumda kendini tayyip erdoğan ve ak parti hükümeti karşıtı olarak konumlandıran tek skala olarak din karşıtlığını gören bilen kendini aydın sanan ve bu sanı ile toplumun tüm diğer kesimlerini küçük gören sözde aydınları gerçek aydınlardan ayırdetmemiz için iyi bir tanım vermiş sayın meriç
çağının en bedbaht mütefekkiri
Meyvelerinin ağırlığından dalları sarkmış bir ağaçtır.
'Gören,hangi hakla yalnızlıktan şikayet edebilir? Mevsimler bütün işveleriyle emrinde,renkler bütün cilveleriyle hizmetindedir.
Yıldızlar onun için doğar,çiçekler onun için abideleşir. Güneş,kuşların kanadında onun için,alaimisemanın bütün nüanslarına resmi geçit yaptırır.Şehrin bütün kadınları onun için giyinip süslenir.Çocukların tebessümü onun içindir.'
(16.07.1955, jURNAL)
bir filozof mu bir toplum bilimci dil bilimci ya da hepsi birden gerçek bir aydın mı?
bence hepsi birden gerçek ir aydın milletinin aydınlığı için çağının önünden koşan geçmişten geleceğe bir köprü...
İnsanlara kalbimin bahçesinden çiçekler devşirdim. Ve kucağımda çiçekler kapılarını çaldım. Kapılar açılmadı... Coğrafi kader, biyolojik kader, sosyal kader. Bunlardan bir tanesi benden çok daha kabadayısını felce uğratmaya kâfi iken üçü birden çullandılar üstüme...' (Jurnal, 129)
Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım: Karanlığa o kadar alışmışsınız ki yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi! düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandığı bu ülkede, düşünce adamı nasıl çıkar? ? ? ?
Anlaşılmamaktan şikayetçi münzevi bir yıldız.Acıları dev aynasında büyüten hassasiyet.Okumak için çekilen çile ve kaybedilen gözler.Cemil Meriç,okumaya ve düşünmeye adanmış bir ömür.
“...Ama Hint lirizminin ne bir Leyla’ sı var, ne bir Mecnun’ u. Aşk erişilmez bir ideal değil, yaşanan bir gerçek. Şair bir kadına değil, kadına âşık, kadına, yani tabiatın bütün güzelliklerine.'
Bir Dünyanın Eşiğinde kitabından
1917 de doğmuş, 1987 de vefat etmiş, inceleme araştırma ve deneme yazarı.
Mukemmel eserler bırakmıştır.
Cinayete ses çıkarmayan,
Canini suç ortağıdır.
.....................(Cemil MERİÇ)
kalın çerçevelerine rağmen çok net gördü görmesi gerekenleri üstad! sonra kaldırdı irfanla arasındaki tüm engelleri.camları.gözbebeğini. retinayı. ona kör dediler göremeyenler. oysa o karanlık iklimlerinde dünyanın, ötenin aydınlığını görüyordu! bu gökkubbe altında cemil meriç kolay olunmuyordu....
Çok fazla okumaktan gözlerini kaybeden ve fikir adına gayretten bu bile kendisini alıkoymayan bir insan hakkında ne denilebilir. Bence münevver vasfını tam anlamıyla hakkeden bir zat...
ülkemizin yatiştirdiği en büyük düşünce adamlarından biri.
kitapları arasında yalpalayarak, hayret içinde ve mütebessim, olup biten herşeye, gözümün önünden akan her cilde aynı heyecan ve merakla şükür yarabbi şükür. bugün cemil meriç'in kitapları arasında bir ikindi geçirdim. bizim kumaşımız ne güzel ne güzelsin yarabbi. deri ciltlerin, altı çizili satırların, taşbaskıların, bizi soluksuz bırakan cümlelerin tam ortasındayım. dünyanın tüm ikindileri birleşsin, böyle dua dolu, böyle güzel, böyle kitap olsun isterdim.
düşünce dünyasının Sindbadı der İslamoğlu kendileri için, öyledir..
muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayan bir köprü olmak isterdim. kelimeden sevgiden bir köprü...
http://www.karakutu.com/tv/Cemil-Meric.htm
ülkemizin en güzel devrik cümle kuran yazarı. o biiir umman...
Ve geceleri
Alnında dolaşır biteviye
Kirli soğuk pençeleri,
Yıldızları söndürmüş fırtına,
Batan bir gemidesin,
Senden ne kalacak yarına!
Kıyılardan imdat isteyen sesin.
' Onlar sürü yavrum. Zincirlerinden başka kaybedecek neleri var? Karanlıktan geldiler, karanlığa gidiyorlar. Ummandaki dalgalar gibi sayısız.. Tarihi yok bu sürünün. Macerası yok. Yıldızlara tırmanan merdiveden habersiz. Yürüyen, esneyen, tepinen ve öğrendiği şeyleri tekrarlayan uzviyet. Kafanın vecdinden habersiz. Bu sarhoş karnaval alayını yıldızlar, yüz binlerce yıldız, kayıtsız bakışlarıyla seyrediyor. '
kitapları arasında yalpalayarak, hayret içinde ve mütebessim, olup biten herşeye, gözümün önünden akan her cilde aynı heyecan ve merakla şükür yarabbi şükür. bugün cemil meriç'in kitapları arasında bir ikindi geçirdim. bizim kumaşımız ne güzel ne güzelsin yarabbi. deri ciltlerin, altı çizili satırların, taşbaskıların, bizi soluksuz bırakan cümlelerin tam ortasındayım. dünyanın tüm ikindileri birleşsin, böyle dua dolu, böyle güzel, böyle kitap olsun isterdim
herkesin kendi birikimine göre bir şeyler bulabileceği mutebahhir yazar.
her cümlesinde kaç kitaba gönderme vardır, kurduğu cümleler nerelerden süzülüp gelmiştir, bilginiz arttıkça daha iyi anlıyorsunuz, tabi yine görebildiğiniz, bilebildiğiniz kadarıyla..
bütün hayatı vermekle geçti; bilgisini, zamanını, kalbini.başkalarında yaşadı, başkaları için yaşadı.kendisinin olmayan bir dava yüzünden damgalandı ve uğrunda çarmıha gerildikleri onu taşladılar.
-alıntıdır-
jurnal..