“Beni güzel hatırla Bunlar son satırlar Farzet ki bir rüzgardım esip geçtim hayatından Yada bir yağmur sel oldum sokağında Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim Belkide bir rüyaydım Senin için.. Uyandın ve ben bittim
Beni güzel hatırla Çünkü sevdim seni ben her şeyini Sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini Beni üzdün kınamadım Alışıktım vefasızlığa el oldun aldırmadım
Beni güzel hatırla Sayfalarca mektup bıraktım sana Şiirler yazdım her gece Çoğunu okutmadım Sakladım günahını sevabını içimde Sessizce gittim senden öncekiler gibi sende anlamadın
Beni güzel hatırla Sana unutulmaz geceler bıraktım Sana en yorgun sabahlar Gülüşümü gözlerimi sonra sesimi bıraktım En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka Söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye Vedalar bıraktım duraklarda Ne arasan bir sevdanın içinde Fazlasıyla bıraktım ardımda
Beni güzel hatırla Dizlerimde uyuduğunu düşün Saçını okşadığımı üşüyen ellerini ısıttığımı Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne Alnından öptüğüm dakikaları Birazdan kapından içeri gireceğimi düşün Şaşırtmayı severim biliyorsun Bu da sana son sürprizim olsun Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım Bazen gözyaşı oldu, bazen içli bir şarkı Her anını eksiksiz dün gibi hatırlarım Dudaklarımda tuzu, içimde yanar aşkın
Hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler Hani o güzel gözlü ceylanların pınarı Hani kuşlar, ağaçlar binbir renkli çiçekler Nasıl yakalamıştık saçlarından baharı
Ben hala o günleri anarsam yaşıyorum Sanki mutluluğumuz geri gelecek gibi Hala güzelliğini kalbimde taşıyorum Dalından koparılmış beyaz bir çiçek gibi
...
Mazinin elemi bile tatlı der şair.. Mazinin izi bile yok kalbimde, gelme baharda..
karanlık ve gün arası perdenin iğne deliklerinden ruhum geçti, bedenim bir ortaçağ müziğine ilham veriyor olmalı. kuşlar yüzyıllar önce de tepemdeydi, tepem yüzyıllar önce de atık. bastığım yine çamurdu, sıçrarken öfkesi yine kabarık. ben geldim yine. isyanımı gizli mimari mesajlardan saygısızca yontup, çıplak bıraktığım tarihi tekrar giydirmeye.
Kaybolup gitmiş zamanların şimdiki zamanı bulandıran bir tür özlemine yol açan ve yinede bu özleyiş insanın yaşama gücünün önemli bir unsurudur yada belkide 'o' gücün kendisidir.
Mazi icinde bir kor her sey bana yabanci bu ne bitmez cileymis aci icinde sanci sevmek korkulu rüya yalnizlik büyük aci hangi kapiyi calsam karsimda buruk aci..
tam da ardına baktıgın zaman görüverirsin ya ahirin nasıl olacagını bi an....yazılacak hiçbir gizem yok artık diye düşündüğün noktaya gelmişsen; hele bir de dizindeki kabuklardan kan damlamaya başlamışsa...yeni bi düşüşün eşiğine gelmişsin demektir.
“ çoğu zaman
hayallerindeki şeylerin hayalde kalması
en iyisi "
" paul auster _ g ö r ü n m e y e n u z a k "
7 ceddin araştırılır bizde))
“Beni güzel hatırla
Bunlar son satırlar
Farzet ki bir rüzgardım esip geçtim hayatından
Yada bir yağmur sel oldum sokağında
Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim
Belkide bir rüyaydım
Senin için..
Uyandın ve ben bittim
Beni güzel hatırla
Çünkü sevdim seni ben her şeyini
Sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın
Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini
Beni üzdün kınamadım
Alışıktım vefasızlığa el oldun aldırmadım
Beni güzel hatırla
Sayfalarca mektup bıraktım sana
Şiirler yazdım her gece
Çoğunu okutmadım
Sakladım günahını sevabını içimde
Sessizce gittim senden öncekiler gibi sende anlamadın
Beni güzel hatırla
Sana unutulmaz geceler bıraktım
Sana en yorgun sabahlar
Gülüşümü gözlerimi sonra sesimi bıraktım
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka
Söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye
Vedalar bıraktım duraklarda
Ne arasan bir sevdanın içinde
Fazlasıyla bıraktım ardımda
Beni güzel hatırla
Dizlerimde uyuduğunu düşün
Saçını okşadığımı üşüyen ellerini ısıttığımı
Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne
Alnından öptüğüm dakikaları
Birazdan kapından içeri gireceğimi düşün
Şaşırtmayı severim biliyorsun
Bu da sana son sürprizim olsun
Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
Beni güzel hatırla
GİDİYORUM …”
mahur saz semaisi...
kemençevi nikolaki.
mazi dedikleri... usûl aynı, aksak semai...
ati, ümit...
mazi, hüzün...
aynada gördüğümüz bile geçmişse
elde ne var ki?
Maziye gömüldü içimizdeki sızı...
Mazi kalbimde bir yaradır.deme sakın.arkana bakma ve yürü gidebildiğin yere kadar.
kirli düşler.
Bir zamanlar maziye bak ne kadar şendik.
Ya şimdi, ne değişti de bizler değiştik.
Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım
Bazen gözyaşı oldu, bazen içli bir şarkı
Her anını eksiksiz dün gibi hatırlarım
Dudaklarımda tuzu, içimde yanar aşkın
Hani o saçlarına taç yaptığım çiçekler
Hani o güzel gözlü ceylanların pınarı
Hani kuşlar, ağaçlar binbir renkli çiçekler
Nasıl yakalamıştık saçlarından baharı
Ben hala o günleri anarsam yaşıyorum
Sanki mutluluğumuz geri gelecek gibi
Hala güzelliğini kalbimde taşıyorum
Dalından koparılmış beyaz bir çiçek gibi
...
Mazinin elemi bile tatlı der şair..
Mazinin izi bile yok kalbimde, gelme baharda..
Geçmişe mazi.
Geleceğe niyazi.
Değerini bilmeyenin 'gözünün yaşına bakmadan' değerini bilmemeli.
Bazen alıp başımı gitmek istiyorum.
Yaşadığım yerleri,terketmek istiyorum.
Ama olmuyor,yapamıyorum.
Onun yerine maziye dalıp kayboluyorum.
karanlık ve gün arası perdenin iğne deliklerinden ruhum geçti, bedenim bir ortaçağ müziğine ilham veriyor olmalı. kuşlar yüzyıllar önce de tepemdeydi, tepem yüzyıllar önce de atık. bastığım yine çamurdu, sıçrarken öfkesi yine kabarık. ben geldim yine. isyanımı gizli mimari mesajlardan saygısızca yontup, çıplak bıraktığım tarihi tekrar giydirmeye.
unutmaya çalıştığınız kadar sizden uzakta..anmak istediğiniz kadar yanıbaşınızda..
maziyle yad edilir şu merazdakiler..
'Her gün bir yerden göç etmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak ne ala,
Her şey dünle beraber gitti, can cazım
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.'
Geçmişe mazi derler
Bir maziyi yaktılar,
Ses çıkmıyor baktlar,
Dikeni bıraktılar,
Gülümüzü aldılar...
Kaybolup gitmiş zamanların şimdiki zamanı bulandıran bir tür özlemine yol açan ve yinede bu özleyiş insanın yaşama gücünün önemli bir unsurudur yada belkide 'o' gücün kendisidir.
Geçmiş...
Geçmişe denir..
Örnek cümle;
Geçmişe mazi denir.
Mazi icinde bir kor
her sey bana yabanci
bu ne bitmez cileymis
aci icinde sanci
sevmek korkulu rüya
yalnizlik büyük aci
hangi kapiyi calsam karsimda buruk aci..
dönüp baktığında canın ne kadar çok acıyosa okadar çok olgunlaşmışın demektir...
tam da ardına baktıgın zaman görüverirsin ya ahirin nasıl olacagını bi an....yazılacak hiçbir gizem yok artık diye düşündüğün noktaya gelmişsen; hele bir de dizindeki kabuklardan kan damlamaya başlamışsa...yeni bi düşüşün eşiğine gelmişsin demektir.
'Ömrümün son demi,son baharıdır artık
Maziye bir bakıver,neler neler bıraktık'