Simurg, Efsanenin büyülü kuşu. Kafdağı'nda yaşar. Öbür adı Anka. Simurg aynı zamanda, Farsça'da 'otuz kuş' anlamına geliyor. Anlatıya göre: Simurg'u aramak için yollara düşen kuşlardan, güçlükleri aşabilen otuz tanesi, Kafdağı'na vardıklarında Simurg'u bulamazlar. Oysa, bir de geri dönüp bakarlar ki Simurg kendileriymiş. Yitik aşkın izinde, sonu belirsiz bir yolculuğa çıkan Simurg'un merak ve heyecanı içimizde bir mechule doğru kanat çırptık ne aradığımızı bulabildik nede ayrıldığımız menzile geriye dönebildik..........
İnsan dünü düşünüp pişman oldu, yarını düşünüp telaşlandı ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı Farkında olmadan rezil etti bugününü. Oysa yarın,bugüne dün diyor,dünde bugüne yarın diyordu. Bir türlü beceremedi. Bir eliyle yarına diğer eliyle düne yapıştı Bugünü eline yüzüne bulaştırdı.Ve ne gariptirki yarının telaşınıda dünün pişmanlığınıda hep bugün yaşadı ama bugünü hiç yaşamadı, YAŞAYAMADI...
Hakiki aşk ve gerçek sevgi de ab-ı hayattır. Çünkü kalpler aşkla dirilmiş ve Hakk’a yönelmişlerdir.
Şairlere göre ise, sevgilinin ağzından çıkan sözler de ab-ı hayatı andırır. Bu sözler, tıpkı mutasavvıflardaki gibi, ister mecazi (gerçek olmayan) , ister hakiki aşkta olsun; saf, nazik ve latiftir. Aşık bu sözlerle dirilir.
'Loreena McKennitt'dinliyorum şu an
halet- i ruhiyeme çok uyuyor
sesi buğulu ve dinlendirici ,
müzik tarzı çok farklı..............
Koparılmış bir dal parçası aleladede olsa toprağa değdimi canlana biliyormuş.
Ölümde böyle olsa gerek
Tekrar canlanmak için toprağa değmek gerek…..
Simurg,
Efsanenin büyülü kuşu. Kafdağı'nda yaşar. Öbür adı Anka. Simurg aynı zamanda, Farsça'da 'otuz kuş' anlamına geliyor.
Anlatıya göre: Simurg'u aramak için yollara düşen kuşlardan, güçlükleri aşabilen otuz tanesi, Kafdağı'na vardıklarında Simurg'u bulamazlar. Oysa, bir de geri dönüp bakarlar ki Simurg kendileriymiş.
Yitik aşkın izinde, sonu belirsiz bir yolculuğa çıkan Simurg'un merak ve heyecanı
içimizde bir mechule doğru kanat çırptık ne aradığımızı bulabildik nede ayrıldığımız menzile geriye dönebildik..........
İnsan dünü düşünüp pişman oldu,
yarını düşünüp telaşlandı ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı
Farkında olmadan rezil etti bugününü.
Oysa yarın,bugüne dün diyor,dünde bugüne yarın diyordu.
Bir türlü beceremedi.
Bir eliyle yarına diğer eliyle düne yapıştı
Bugünü eline yüzüne bulaştırdı.Ve ne gariptirki yarının telaşınıda dünün pişmanlığınıda hep bugün yaşadı ama bugünü hiç yaşamadı,
YAŞAYAMADI...
Hayatı müsvedde yaşamayın,
Temize çekmeye vaktiniz olmayabilir...
Ne yazıkki şimdiki insanlar aşkı bir gülün asudeliğinde değil de bir parfümün şizofrenisinde arıyorlar.
Herkesin üç kişiliği vardır;
Ortaya çıkardığı,
Sahip olduğu,
Sahip olduğunu sandığı.
Alphonse Karr
DEMİS RUSSOS - goodbye my love goodbye -şarkısını dinliyorum
Hakiki aşk ve gerçek sevgi de ab-ı hayattır. Çünkü kalpler aşkla dirilmiş ve Hakk’a yönelmişlerdir.
Şairlere göre ise, sevgilinin ağzından çıkan sözler de ab-ı hayatı andırır. Bu sözler, tıpkı mutasavvıflardaki gibi, ister mecazi (gerçek olmayan) , ister hakiki aşkta olsun; saf, nazik ve latiftir. Aşık bu sözlerle dirilir.
Gözümü boyamaya çalışma.benim dünyam zaten rengarenk :))