Ne de çok insan vardı, Yolun kesişiminde başkalarını bekleyen Yağmur yağıyordu ve şemsiye taşıyorlardı Beni ise güneşli günde bile bekleyen kimse yoktu
Ne de çok insan vardı Yolun kesişiminde bekliyorlardı Yağmur yağıyordu ve şemsiye taşıyorlardı Beni ise güneşli günde bile bekleyen kimse yoktu
Yüz senedir yaptığım tek şey Bu dükkana tıkılmak Duvarlar benden sıkılmışlardı Ama söylemeye utanıyorlardı
Benim gözüm güzel olanda Ve güzel ise sokakta Ona şarkılar söylüyorum O ise meşgul, kendi halinde Ben bu topraklarda her buluşmayı bekledim Ama beni kimse beklemedi
Şemsiye taşıyanlar dahi Beni kimse beklemedi
Yüz senedir yaptığım tek şey Adresler uydurmak Kime olduğunu bilmiyorum Ama haberler gönderip duruyorum
Yarın gökyüzü yollayacaktır Yağmurunu yağdıracaktır kapıma Sevenler ve şemsiyeleri ile Alıp götürürler beni bir gün İşte o gün tüm bu insanları düşünenler Sonunda beni de düşüneceklerdir
Ne de çok insan vardı, Yolun kesişiminde başkalarını bekleyen Yağmur yağıyordu ve şemsiye taşıyorlardı Beni ise güneşli günde bile bekleyen kimse yoktu
Ne de çok insan vardı Yolun kesişiminde bekliyorlardı Yağmur yağıyordu ve şemsiye taşıyorlardı Beni ise güneşli günde bile bekleyen kimse yoktu
Yüz senedir yaptığım tek şey Bu dükkana tıkılmak Duvarlar benden sıkılmışlardı Ama söylemeye utanıyorlardı
Benim gözüm güzel olanda Ve güzel ise sokakta Ona şarkılar söylüyorum O ise meşgul, kendi halinde Ben bu topraklarda her buluşmayı bekledim Ama beni kimse beklemedi
Şemsiye taşıyanlar dahi Beni kimse beklemedi
Yüz senedir yaptığım tek şey Adresler uydurmak Kime olduğunu bilmiyorum Ama haberler gönderip duruyorum
Yarın gökyüzü yollayacaktır Yağmurunu yağdıracaktır kapıma Sevenler ve şemsiyeleri ile Alıp götürürler beni bir gün İşte o gün tüm bu insanları düşünenler Sonunda beni de düşüneceklerdir
her sabah hayatın alışkanlıklarına karşı durarak en yakın ve en uzak mesafeleri birlikte tarayarak başlarız aşk ve ölüm iki yanımızda durur birlikte ve içiçe yürürler hayatın yokuşlarında biri sonsuza kadar alıngan diğeri cesur sen meydanlarda büyümüş çocuk caddelerde ve sokaklarda her söze açık bir yapraktın belki esen rüzgarlarca kımıldayan hava kararır ve gökyüzü bütün yükünü boşaltırken üstümüze unutulmuş bir zamandan sesler ve sözler hatırlatan ellerinle dikkatli ve tedirgin basıyorsun hayatın tuşlsrına sen hangi aşkları içinde taşıdın da şimdi ölümün yorgun tayını gözlüyorsun kalabalıklardaydın sen dudaklarınla başkaları için sana ait olmayan tebessüm provaları yaparken ben seni meydanlardan kitaplara çağırdım antenler telefonlar zincirler biterken toplu sesler çıkardım içimden dağlar yankılandı meydanlar uğuldadı da sen duymadın sanki biz göçebeydik o insan bu insan hepsinin içinden geçtik duymadılar şimdi bize sunulan yırtık resimler ve parçalanmış binlerce hayat çok alıngan oluyor gökyüzü dokunsan ağlayacak kadınların bir mendilde kalıyor göz yaşları sokaklar bizden daha özgür ve telaşlı bense herşeye rağmen ve herkese aykırı ellerimde bir demet karanfil yine sana geliyorum..
Elem beni terketmiyor
Hiç de fasıla vermiyor
Ne de çok insan vardı,
Yolun kesişiminde başkalarını bekleyen
Yağmur yağıyordu ve şemsiye taşıyorlardı
Beni ise güneşli günde bile bekleyen kimse yoktu
Ne de çok insan vardı
Yolun kesişiminde bekliyorlardı
Yağmur yağıyordu ve şemsiye taşıyorlardı
Beni ise güneşli günde bile bekleyen kimse yoktu
Yüz senedir yaptığım tek şey
Bu dükkana tıkılmak
Duvarlar benden sıkılmışlardı
Ama söylemeye utanıyorlardı
Benim gözüm güzel olanda
Ve güzel ise sokakta
Ona şarkılar söylüyorum
O ise meşgul, kendi halinde
Ben bu topraklarda her buluşmayı bekledim
Ama beni kimse beklemedi
Şemsiye taşıyanlar dahi
Beni kimse beklemedi
Yüz senedir yaptığım tek şey
Adresler uydurmak
Kime olduğunu bilmiyorum
Ama haberler gönderip duruyorum
Yarın gökyüzü yollayacaktır
Yağmurunu yağdıracaktır kapıma
Sevenler ve şemsiyeleri ile
Alıp götürürler beni bir gün
İşte o gün tüm bu insanları düşünenler
Sonunda beni de düşüneceklerdir
Ne de çok insan vardı,
Yolun kesişiminde başkalarını bekleyen
Yağmur yağıyordu ve şemsiye taşıyorlardı
Beni ise güneşli günde bile bekleyen kimse yoktu
Ne de çok insan vardı
Yolun kesişiminde bekliyorlardı
Yağmur yağıyordu ve şemsiye taşıyorlardı
Beni ise güneşli günde bile bekleyen kimse yoktu
Yüz senedir yaptığım tek şey
Bu dükkana tıkılmak
Duvarlar benden sıkılmışlardı
Ama söylemeye utanıyorlardı
Benim gözüm güzel olanda
Ve güzel ise sokakta
Ona şarkılar söylüyorum
O ise meşgul, kendi halinde
Ben bu topraklarda her buluşmayı bekledim
Ama beni kimse beklemedi
Şemsiye taşıyanlar dahi
Beni kimse beklemedi
Yüz senedir yaptığım tek şey
Adresler uydurmak
Kime olduğunu bilmiyorum
Ama haberler gönderip duruyorum
Yarın gökyüzü yollayacaktır
Yağmurunu yağdıracaktır kapıma
Sevenler ve şemsiyeleri ile
Alıp götürürler beni bir gün
İşte o gün tüm bu insanları düşünenler
Sonunda beni de düşüneceklerdir
hasandağın ayağmış kar altın kemer bele dar
her sabah
hayatın alışkanlıklarına karşı durarak
en yakın ve en uzak mesafeleri
birlikte tarayarak
başlarız
aşk ve ölüm iki yanımızda durur
birlikte ve içiçe yürürler hayatın yokuşlarında
biri sonsuza kadar alıngan
diğeri cesur
sen meydanlarda büyümüş çocuk
caddelerde ve sokaklarda
her söze açık
bir yapraktın belki
esen rüzgarlarca kımıldayan
hava kararır ve gökyüzü
bütün yükünü boşaltırken üstümüze
unutulmuş bir zamandan
sesler ve sözler hatırlatan ellerinle
dikkatli ve tedirgin basıyorsun hayatın tuşlsrına
sen hangi aşkları içinde taşıdın da
şimdi ölümün
yorgun tayını gözlüyorsun
kalabalıklardaydın sen
dudaklarınla başkaları için
sana ait olmayan
tebessüm provaları yaparken
ben seni meydanlardan kitaplara çağırdım
antenler telefonlar zincirler biterken
toplu sesler çıkardım içimden
dağlar yankılandı
meydanlar uğuldadı da
sen duymadın
sanki biz göçebeydik
o insan bu insan
hepsinin içinden geçtik
duymadılar
şimdi bize sunulan yırtık resimler
ve parçalanmış binlerce hayat
çok alıngan oluyor gökyüzü
dokunsan ağlayacak
kadınların bir mendilde kalıyor göz yaşları
sokaklar
bizden daha özgür ve telaşlı
bense
herşeye
rağmen
ve herkese aykırı
ellerimde bir demet karanfil
yine sana geliyorum..
Bilal Sonses: Dön Diyemem
kendimi dinliyorum,
inceden içimde bir sızı
inceden içimde ney sesi
karıştırdım kışı, yazı
yokluk içinde varlık
yokluk içinde çokluk
amansız bir açlık
kendimi dinliyorum
çığlık çığlığa bir çocuk
alabildiğine, ruh dağınık