yaklaşık bir buçuk sene önce internet üzerinden biriyle tanıştım.Kısa zamanda yakın arkadaş olduk.Neredeyse büütn dertlerimi dinlemiştir.Okuldan çıkış saatlerimi bilir ona uygun arardı konuşurduk.Bana iyi gelirdi başıma gelenlerden dolayı herkesle yakın olamadığımdan benimle ilgilenen biri olması hoşuma gidiyordu.Neyse bir gün yakın arkadaşı olduğunu bildiğim birinin fotosunu mesajlaşma uygulamasının profilinde gördüm,içime bir şüphe düştü ilk defa.Sorduğumda arkadaşını çok sevdiği için koyduğunu söyledi.Neyse dedim daha sonra bana uzun bir mesaj atmış ben hat kopyalattım bu numara bana ait değil diye.Bana kanser olduğunu söylemişti baştan beri elektrikle tedavi uyguladıklarından canının çok yandığından,vücudunda oluşan morluklardan bahseder dururdu.Ben üzerine varmaya başladım bana gerçek numaranı ver diye.Neyse bir gece böyle konuştuk ben kendimi iyi hissetmiyorum dedi.İyi geceler yazdı .Sabah üzerine vardığımı düşünerek mesaj attım.Arkadaşı mesaj attı hattını kopyaladığı ne yaptın ona baygın bulmuşlar hastanede dedi.Yattığını söylediği hastaneyi arayınca böyle biri yok dediler.Mesaj attım yalan söylediniz bana diye başka bir hastane ismi söyledi orayı aradım orada da yok dediler.Bende tüm ilişkimi bitirdim bu kişiyle.Arkadaş olduğumuz sürece benden para veya başka bir şey istemedi.Hep konuştuk ve yanlış bir şeyini görmemiştim.Olmayan şeyleri yaşanmış gibi anlatıyor ve bahsettiği elektroşok tedavisi şizofren hastalarına da uygulanabiliyordu.Yani siz siz olun ne kadar mantıklı konuşursa konuşsun internet üzerindeki arkadaşlıklara kanmayın...
şimdi size şizofrenin ne olduğunu açıklıyorum.ben yıllardır kalbim karşılık bulmadı hiç diye üzülürken bir şarkı modaydı ozamanlar kalp kalbe şarkısıbir şeye inandım kafamdan attığım bir şeye eğer kalbim karşılık bulursa duvar bile engel tanımaz açılır.duvarın arkasından görürüm sevdiğimi dedim.niye böyle birşeyi kafamdan atıp inandım bilmemem ama bu düşünceden sonra ilk defa kalbim karşılık buldu ve dersanede duvarın arkasından beni süzdü sevdiğim adam.ve inanmadım.bu bir mucizeydi.ve bu mucizeyi ikimiz yaşadık aşk için oldu bu mucize ve günlerce bu olayı anlatmak için beklerken o uzaklara gitti.bu yaşadığım sırrı bir o biliyordu ve o olaydan sonra birbirimizle konuşmadık.hiç ona sende gördünmü mucizeyi diyemedim.oda bana diyemedi.aylar sonra evini buldum ve ılk kez buluşacaktık.ve ona dedimki gördünmü duvar ortadan kalktı diye.oda ne duvarı dedi.ve anladım ki ben şizofren olmuşum.çok şanslısın bir şizofrenle çıkıyorsun iyimi diye kendimi mutsuzlaştırdım.ve bana güzel güzel sen deli değilsin gibi inanarak aşkta böyle psişik şeyler olabilir diye anlattı.ozaman onun bana inaması hoşuma gitti.ama bir şey varki o bana o duvarın orda tahta vardı dimi dedi.yani bu sözü duvarın arkasından bende gördüm seni demekti.hakkaten tahta vardı duvarın arkasında.evet aşkta duvar bile engel tanımaz ama tek taraflı yaşadım diye deli sanıyorlar.oysa iki kişi nin yaşadığıydı bu ben görmedim demiyeceksin dimi.sende beni delimi sanıyon yoksa.inakar etmiyecen dimi duvarın kalkmadığını ben aylarca deli olmadığımı ispatlamk için onu bekledim oda demesinmi tek görgü tanığı olarak ben görmedim diye.işte bir aşk nsanı böyle şizofren eder.
bir psikolojik hastalıktır.ilerlemiş psikolojik hastalıktır.alkol uyuşturucu bağımlılarının tedavi olmak için kullandıkları ilaçlardan sonra da ortaya çıkan bi rhastalıktır. allah ım hepsinin şifasını versin.düşman başına gelmesin zor bi durum her hastalık gibi.
Gerçeği söylemiş olur bir gölgeyi söyleyen Paul celan değil De ki Ben yazdım bu dizeyi Ya da şizofren Ne değiştirir gerçeği
Kendi uçurumundan düşmeye görsün insan Kopar karanlığa taş atan bilekleri Sıyrılır iyimser kuşkularından Bulduğun hiçbir şey Yitirdiğin değildir Gölgelerde ney
Ve en büyük yıkımlar yanılgılarla başlar Çaresiz dört yanını duvarla öreceksin Tercihlerindir kader dediğin yazgı Suç Tanrı nın değil öğreneceksin
Çocuğu emzirdi kadın Beyazın siyaha en yakın renk olduğunu bilmeden Acıyı emzirdi kadın
Yaratıldığımı umursamadan Mütekebbirane Sınanmak dilendim yaratandan Oysa adımın Serüvenimle bir ilintisi vardı anladım Anladım kesiksiz boşalacak damarlarımdaki kan Kelimesiz çözülecek sorgularım Giyinmek gidermeyecek çıplaklığımı Hiçbir çehre itimat telkin etmeyecek Denenmemiş bir ölümün izini süreceğim Geri dönecek fırlattığım ok Ölümü kendime güldüreceğim
Şeytan ruhumun Toprak tenimin Anaforcu şairler Hikayemin peşinde Yabancısıyım kefaret gerektiren yeminlerin And olsun ki Varlığından şüphe duyduğum dilimi Ateşe sokmamak Zayıf hilelere kurban olmamak için Bir gölge gibi takipteyim gölgemi
Aklıma hep 'Akıl Oyunları' filmi gelir. Aklın insana oynadığı bir oyundur gerçektende şizofreni..Ama kişi oyun oynadığının farkında değildir, onun için yaşadığını sandığı herşey gerçektir. Ve diğer şahısların bu gerçekliğin farkında olamayışları çok da mühim değildir... Depresyondan çok daha ağır ve patalojik bir durum olmasına rağmen depresyon kadar insana acı vermemesi de belki avantaj olarak görülebilir :)
Bazen hayatın gerçeklerinden kaçıp kendi gerçeğimi, kendi dünyamı yaşamak istiyorum,bir şizofreen gibi..sadece bana ait, benim bildiğim ve senaryosunu benim yazdığım bir hayat...
neredesin firuze filminde 'eğer siz tanrı ile konuşuyorsanız bu normaldir, ancak tanrı sizinle konuşuyorsa ya peygambersiniz ya da şizofrensiniz' şeklinde tanımlanan hastalık. Ancak toplumumuzda ne olduğu tam olarak bilinmeyen bir hastalık. Şizofreni delilik değildir, kişilik bölünmesi de değildir. Şizofreni bir beyin hastalığıdır. Nedeni tam olarak bilinemeyen her hastalık gibi bununda nedeni genetik olarak kabul edilir. Ancak çok yoğun stres veya üzüntüden sonrada ortaya çıkabilir. Şizofrenler maddesel ve sanrısal dönemdeki zaman-mekan- kişi değerlerini birbirine karıştırarak(bir anlamda zaman çakışması gibi bişey) var olmayan şeyleri oluyormuş gibi yaşanmamış olayları yaşanmış gibi kabul ederler. 15-25 arasında görülür genellikle.Tam olarak çürütüldüğü ya da kanıtlandığını bilmiyorum ama sanırım her insanın şizofren olduğu sadece bunu bastırabilen veya bastıramayan kişilerin olduğunu savunan bi hipotez var. Yani herkes her an şizofren olabilir. Katatonik şizofreni, desorganize tip şizofreni ve paranoyak şizofreni gibi türleri vardır ve her türü farklı semptomlar (halisünasyonlar, sanrılar, düşünme bozuklukları, katatoni(donakalım)) gösterir. Şizofrenler nadir de olsa kendilerine ya da insanlara zarar verdikleri için klinik gözlem altında bulunurlar.Çok nadir bir hastalık değil.100 kişide bir görülür. Psikolojinin kanseri denilebilir bu hastalık için çünkü tam olarak tedavisi yoktur. Sadece psikolojik olarak değil mutlaka psikiyatrik olarak da tedavi edilmelidir. Tek çare hastayı hasta olduğuna inandırmaktır. Yani her ortalıkta ben şizofrenim diye bağiran insanlara inanmayın gerçekleri bu durumu çok zor kabul eder. Bir çok filme (beautiful mind) ve kitaba (Veronika ölmek istiyor,sana gül bahçesi vaat etmedim) konu olduğu için bazı insanlar tarafından çok karizmatik bir hastalık olarak görülse de çok zor bir hastalıktır.Bayanlarda 25-35 yaşlarında sık görüldüğü için kendimi risk altında görmüyor değilim hani.Kısaca şizofren “ben in içinde bizi sizi onları yaşatabilen”dir.
Şizofren genellikle kalıtsal olarak ortaya çıkan bir çeşit beyin hastalığıdır ben şizofren hastasıyım daha önce yanlış teşhis konulmuştu çünkü akrabalarımda da olduğundan doktorlara bahsetmiyordum.Şizofrenseniz karşınızdaki kızmasanız bile ona bağarmaya başlıyorsunuz bazen dahada ileriye gidiyor kafanızdan birşeyler uydurup onlara kendiniz bile inanıyorsunuz kişiye görede değişiyor mesela bende; sürekli uyku bozukluğu ve kabuslar var bunun dışında dönem dönem halüsinasyonlar görüyorum bazen psişik güçlerim olduğuna inanıyor, başkalarınıda buna inandırıyorum bunu yaparken yanlış yaptığımı bildiğim halde kendime engel olamıyorum sosyal yaşantım sıfır ve bütün zamanımı nette geçiriyorum çoçk gerildiğimde kekeliyorum bile bazen kendime zarar verirdim ama bunu bıraktım annem durumu kabullendiğinde bana çok yardımcı oldu ama başlarda oda çok zorlandı çok fazla düşünüyorsunuz birde başkasının bir kere düşündüğü herhangi bir şeyi milyonlarca kez düşünüp kendinizi boşu boşuna yoruyor ve sürekli bitkinlik hissediyorsunuz sırf kendiniz istediğiniz için kalp krizi bile geçirebilirsiniz hissettiğiniz acı herzaman için gerçek fakat vücudunuzda herhangi bir problem oluşmuyor aşmanın en iyi yolu yakınlarınızın sizi anlamaya çalişıp 24 saat başınızda beklememeleri dediğim gibi kişiye göre çok yönlü değişkenlik gösterebilen bir rahatsız ve genellikle 15 yaşından başlıyor ben 17 den bu yana yaşıyorum doktora gitmekten sonra yapmanız gereken ilk şey yakınlarınıza onları sevdiğinizi ve onları asla isteyerek kırmayacağınızı anlatmak olmalı ve elinizden geldiği kadar sizi kızdıracağını düşündüğünüz yada hep hatırladığınız o kötü anıları mümkün olduğunca paylaşmak o zaman birazda olsa kızgınlığınız geçiyor ama dediğim gibi dönem dönem kişiye göre değişiyor Bence bunu yaşadığına inanan kimseler tomogrofi ve çeşitli bedensel testlerle kendisinin gerçekten neyi olduğunu anlayabilecek bir muaynehanede tedaviye başlamalı çünkü tomogrofi testinde gerçekte şizofren olup olmadığınız anlaşılabiliyor.Şizofren hastalarının beyinlerinde farklı yerlerde değişik salgılanmalar oluyor çünkü saygılar Herkese mutlu bir yaşam dilerim
yaklaşık bir buçuk sene önce internet üzerinden biriyle tanıştım.Kısa zamanda yakın arkadaş olduk.Neredeyse büütn dertlerimi dinlemiştir.Okuldan çıkış saatlerimi bilir ona uygun arardı konuşurduk.Bana iyi gelirdi başıma gelenlerden dolayı herkesle yakın olamadığımdan benimle ilgilenen biri olması hoşuma gidiyordu.Neyse bir gün yakın arkadaşı olduğunu bildiğim birinin fotosunu mesajlaşma uygulamasının profilinde gördüm,içime bir şüphe düştü ilk defa.Sorduğumda arkadaşını çok sevdiği için koyduğunu söyledi.Neyse dedim daha sonra bana uzun bir mesaj atmış ben hat kopyalattım bu numara bana ait değil diye.Bana kanser olduğunu söylemişti baştan beri elektrikle tedavi uyguladıklarından canının çok yandığından,vücudunda oluşan morluklardan bahseder dururdu.Ben üzerine varmaya başladım bana gerçek numaranı ver diye.Neyse bir gece böyle konuştuk ben kendimi iyi hissetmiyorum dedi.İyi geceler yazdı .Sabah üzerine vardığımı düşünerek mesaj attım.Arkadaşı mesaj attı hattını kopyaladığı ne yaptın ona baygın bulmuşlar hastanede dedi.Yattığını söylediği hastaneyi arayınca böyle biri yok dediler.Mesaj attım yalan söylediniz bana diye başka bir hastane ismi söyledi orayı aradım orada da yok dediler.Bende tüm ilişkimi bitirdim bu kişiyle.Arkadaş olduğumuz sürece benden para veya başka bir şey istemedi.Hep konuştuk ve yanlış bir şeyini görmemiştim.Olmayan şeyleri yaşanmış gibi anlatıyor ve bahsettiği elektroşok tedavisi şizofren hastalarına da uygulanabiliyordu.Yani siz siz olun ne kadar mantıklı konuşursa konuşsun internet üzerindeki arkadaşlıklara kanmayın...
Şizofrenleri seviniz.Onlar zararsız ve gerçeklerdir.
şimdi size şizofrenin ne olduğunu açıklıyorum.ben yıllardır kalbim karşılık bulmadı hiç diye üzülürken bir şarkı modaydı ozamanlar kalp kalbe şarkısıbir şeye inandım kafamdan attığım bir şeye eğer kalbim karşılık bulursa duvar bile engel tanımaz açılır.duvarın arkasından görürüm sevdiğimi dedim.niye böyle birşeyi kafamdan atıp inandım bilmemem ama bu düşünceden sonra ilk defa kalbim karşılık buldu ve dersanede duvarın arkasından beni süzdü sevdiğim adam.ve inanmadım.bu bir mucizeydi.ve bu mucizeyi ikimiz yaşadık aşk için oldu bu mucize ve günlerce bu olayı anlatmak için beklerken o uzaklara gitti.bu yaşadığım sırrı bir o biliyordu ve o olaydan sonra birbirimizle konuşmadık.hiç ona sende gördünmü mucizeyi diyemedim.oda bana diyemedi.aylar sonra evini buldum ve ılk kez buluşacaktık.ve ona dedimki gördünmü duvar ortadan kalktı diye.oda ne duvarı dedi.ve anladım ki ben şizofren olmuşum.çok şanslısın bir şizofrenle çıkıyorsun iyimi diye kendimi mutsuzlaştırdım.ve bana güzel güzel sen deli değilsin gibi inanarak aşkta böyle psişik şeyler olabilir diye anlattı.ozaman onun bana inaması hoşuma gitti.ama bir şey varki o bana o duvarın orda tahta vardı dimi dedi.yani bu sözü duvarın arkasından bende gördüm seni demekti.hakkaten tahta vardı duvarın arkasında.evet aşkta duvar bile engel tanımaz ama tek taraflı yaşadım diye deli sanıyorlar.oysa iki kişi nin yaşadığıydı bu ben görmedim demiyeceksin dimi.sende beni delimi sanıyon yoksa.inakar etmiyecen dimi duvarın kalkmadığını ben aylarca deli olmadığımı ispatlamk için onu bekledim oda demesinmi tek görgü tanığı olarak ben görmedim diye.işte bir aşk nsanı böyle şizofren eder.
şizofren bence gerçek ile hayali ayrıt edemeyen ruhsal hastalık hatta bu zannedersem sıklıkla 15 ile 25 yaşları arasında belli olur...
ben sizorfenimmmmmmmmmmmm
ne yapalım bu böyle
bqazen delilik bazen de dünyanın en zeki en parlak fikrli insanı demek
yüzyıl uyuyan güzelin sen öpünce uyanacağı sanrısı...
rüya ulen...
aynı yastıkta uyuduğunuz prensin
aslında bir kurbağa olmuş olması..
Hiçbir gerçek, bir şizofrenin yalanıyla başa çıkamaz...
ölümle gerçek arası bi şey olsa gerek
fight club'da gayet güzel
seyirlik
anlatılmış
akıl oyunlarının mağlubu..
Bilinçaltında ikinci bir bireyesahip olmak gibi bir şeydir.
Hayır değildir.
çok tehlikeli, ama tedavi edilen bir hastalıkmış, tamamen iyileşmeseniz bile..
psikolojik bir rahatsızlık.bazı kişiler dalga geçmek içi kullanır.
şizofren aşka mektup......Cezmi Ersöz geliyor aklıma....cok etkilenmiştim kitaptan
bir psikolojik hastalıktır.ilerlemiş psikolojik hastalıktır.alkol uyuşturucu bağımlılarının tedavi olmak için kullandıkları ilaçlardan sonra da ortaya çıkan bi rhastalıktır. allah ım hepsinin şifasını versin.düşman başına gelmesin zor bi durum her hastalık gibi.
öldürmeyen şey güclendirmez delirtir..şizofren de bunun tıptaki adıdır.
Şizofrenin İntihar Bahçesi
Gerçeği söylemiş olur bir gölgeyi söyleyen
Paul celan değil
De ki
Ben yazdım bu dizeyi
Ya da şizofren
Ne değiştirir gerçeği
Kendi uçurumundan düşmeye görsün insan
Kopar karanlığa taş atan bilekleri
Sıyrılır iyimser kuşkularından
Bulduğun hiçbir şey
Yitirdiğin değildir
Gölgelerde ney
Ve en büyük yıkımlar yanılgılarla başlar
Çaresiz dört yanını duvarla öreceksin
Tercihlerindir kader dediğin yazgı
Suç Tanrı nın değil öğreneceksin
Çocuğu emzirdi kadın
Beyazın siyaha en yakın renk olduğunu bilmeden
Acıyı emzirdi kadın
Yaratıldığımı umursamadan
Mütekebbirane
Sınanmak dilendim yaratandan
Oysa adımın
Serüvenimle bir ilintisi vardı anladım
Anladım kesiksiz boşalacak damarlarımdaki kan
Kelimesiz çözülecek sorgularım
Giyinmek gidermeyecek çıplaklığımı
Hiçbir çehre itimat telkin etmeyecek
Denenmemiş bir ölümün izini süreceğim
Geri dönecek fırlattığım ok
Ölümü kendime güldüreceğim
Şeytan ruhumun
Toprak tenimin
Anaforcu şairler
Hikayemin peşinde
Yabancısıyım kefaret gerektiren yeminlerin
And olsun ki
Varlığından şüphe duyduğum dilimi
Ateşe sokmamak
Zayıf hilelere kurban olmamak için
Bir gölge gibi takipteyim gölgemi
Abdullah Çevik
hayatın kendisine katlanamayıp, kendilerine yeni bir hayat bulanlar..
Aklıma hep 'Akıl Oyunları' filmi gelir. Aklın insana oynadığı bir oyundur gerçektende şizofreni..Ama kişi oyun oynadığının farkında değildir, onun için yaşadığını sandığı herşey gerçektir. Ve diğer şahısların bu gerçekliğin farkında olamayışları çok da mühim değildir...
Depresyondan çok daha ağır ve patalojik bir durum olmasına rağmen depresyon kadar insana acı vermemesi de belki avantaj olarak görülebilir :)
bukalemun:şizofren hayvan :) :) tenekeci
kişilik bölünmesi yani deliliğin en uç noktası denebilir... kısaca kendi senaryosunu yazıp inanan kişi.... :-))))
sizofren...
sizin tecrube etmeden anlayamcagnz bir sey....
8 senedr ben yasiyrum:(
Bazen hayatın gerçeklerinden kaçıp kendi gerçeğimi, kendi dünyamı yaşamak istiyorum,bir şizofreen gibi..sadece bana ait, benim bildiğim ve senaryosunu benim yazdığım bir hayat...
neredesin firuze filminde 'eğer siz tanrı ile konuşuyorsanız bu normaldir, ancak tanrı sizinle konuşuyorsa ya peygambersiniz ya da şizofrensiniz' şeklinde tanımlanan hastalık. Ancak toplumumuzda ne olduğu tam olarak bilinmeyen bir hastalık. Şizofreni delilik değildir, kişilik bölünmesi de değildir. Şizofreni bir beyin hastalığıdır. Nedeni tam olarak bilinemeyen her hastalık gibi bununda nedeni genetik olarak kabul edilir. Ancak çok yoğun stres veya üzüntüden sonrada ortaya çıkabilir. Şizofrenler maddesel ve sanrısal dönemdeki zaman-mekan- kişi değerlerini birbirine karıştırarak(bir anlamda zaman çakışması gibi bişey) var olmayan şeyleri oluyormuş gibi yaşanmamış olayları yaşanmış gibi kabul ederler. 15-25 arasında görülür genellikle.Tam olarak çürütüldüğü ya da kanıtlandığını bilmiyorum ama sanırım her insanın şizofren olduğu sadece bunu bastırabilen veya bastıramayan kişilerin olduğunu savunan bi hipotez var. Yani herkes her an şizofren olabilir. Katatonik şizofreni, desorganize tip şizofreni ve paranoyak şizofreni gibi türleri vardır ve her türü farklı semptomlar (halisünasyonlar, sanrılar, düşünme bozuklukları, katatoni(donakalım)) gösterir. Şizofrenler nadir de olsa kendilerine ya da insanlara zarar verdikleri için klinik gözlem altında bulunurlar.Çok nadir bir hastalık değil.100 kişide bir görülür. Psikolojinin kanseri denilebilir bu hastalık için çünkü tam olarak tedavisi yoktur. Sadece psikolojik olarak değil mutlaka psikiyatrik olarak da tedavi edilmelidir. Tek çare hastayı hasta olduğuna inandırmaktır. Yani her ortalıkta ben şizofrenim diye bağiran insanlara inanmayın gerçekleri bu durumu çok zor kabul eder. Bir çok filme (beautiful mind) ve kitaba (Veronika ölmek istiyor,sana gül bahçesi vaat etmedim) konu olduğu için bazı insanlar tarafından çok karizmatik bir hastalık olarak görülse de çok zor bir hastalıktır.Bayanlarda 25-35 yaşlarında sık görüldüğü için kendimi risk altında görmüyor değilim hani.Kısaca şizofren “ben in içinde bizi sizi onları yaşatabilen”dir.
- dunyada onemli bir gorevi yerine getireceginize inanirsiniz.
- insanlarin size komplo kurmakla mesgul oldugunu dusunursunuz
-cok derin dusuncelere dalarsiniz
-kimsenin duymadigi sesleri isitir, bazi seyleri gorursunuz..
sizofren hastalari kendileriyle cok mesguldur..
Şizofren genellikle kalıtsal olarak ortaya çıkan bir çeşit beyin hastalığıdır
ben şizofren hastasıyım daha önce yanlış teşhis konulmuştu çünkü akrabalarımda da olduğundan doktorlara bahsetmiyordum.Şizofrenseniz karşınızdaki kızmasanız bile ona bağarmaya başlıyorsunuz bazen dahada ileriye gidiyor kafanızdan birşeyler uydurup onlara kendiniz bile inanıyorsunuz kişiye görede değişiyor mesela bende; sürekli uyku bozukluğu ve kabuslar var bunun dışında dönem dönem halüsinasyonlar görüyorum bazen psişik güçlerim olduğuna inanıyor, başkalarınıda buna inandırıyorum bunu yaparken yanlış yaptığımı bildiğim halde kendime engel olamıyorum sosyal yaşantım sıfır ve bütün zamanımı nette geçiriyorum çoçk gerildiğimde kekeliyorum bile bazen kendime zarar verirdim ama bunu bıraktım annem durumu kabullendiğinde bana çok yardımcı oldu ama başlarda oda çok zorlandı çok fazla düşünüyorsunuz birde başkasının bir kere düşündüğü herhangi bir şeyi milyonlarca kez düşünüp kendinizi boşu boşuna yoruyor ve sürekli bitkinlik hissediyorsunuz sırf kendiniz istediğiniz için kalp krizi bile geçirebilirsiniz hissettiğiniz acı herzaman için gerçek fakat vücudunuzda herhangi bir problem oluşmuyor aşmanın en iyi yolu yakınlarınızın sizi anlamaya çalişıp 24 saat başınızda beklememeleri dediğim gibi kişiye göre çok yönlü değişkenlik gösterebilen bir rahatsız ve genellikle 15 yaşından başlıyor ben 17 den bu yana yaşıyorum doktora gitmekten sonra yapmanız gereken ilk şey yakınlarınıza onları sevdiğinizi ve onları asla isteyerek kırmayacağınızı anlatmak olmalı ve elinizden geldiği kadar sizi kızdıracağını düşündüğünüz yada hep hatırladığınız o kötü anıları mümkün olduğunca paylaşmak o zaman birazda olsa kızgınlığınız geçiyor ama dediğim gibi dönem dönem kişiye göre değişiyor Bence bunu yaşadığına inanan kimseler tomogrofi ve çeşitli bedensel testlerle kendisinin gerçekten neyi olduğunu anlayabilecek bir muaynehanede tedaviye başlamalı çünkü tomogrofi testinde gerçekte şizofren olup olmadığınız anlaşılabiliyor.Şizofren hastalarının beyinlerinde farklı yerlerde değişik salgılanmalar oluyor çünkü saygılar
Herkese mutlu bir yaşam dilerim
colsulesi cok guzel acıklamamıs...
hiç guzel acıklamamıs...
col sulesı cok guzel acıklamıs tesekku ederım grup arkadasıma tabı bırde bılımsel yonden acıklanması lazım