kara gözlerinde mahmurca gülüş gayrı uyanılmaz uykunda mısın? kanın cemre gibi toprağa düşmüş şehadet yolunun ufkunda mısın? Çizgilerle dolu ellerin yüzün Otuzunda mısın kırkında mısın? Bizi yalnız koyup göğe süzüldün Acın dayanılmaz farkında mısın?
öncelikle İdlibte ki şehitlerimizin ailelerine baş sağlığı diliyorum. şehitlik dünyanın en güzel mertebesi. ALLAH bunu tüm kalbinde vatan sevgisi olanlara nasip etsin.
gün eyüp peygamberin günü adamın birinin iki karısı var.ve kadınlarında aşağı yukarı aynı zamanlarda çocuk sahibi omuşlar. ve yaz günü harmandalar.harman yaparlarken işlerine dalmışlar bu esnada kurt kundaktaki çocuklardan birini kapar. alıp götürür. kalan cocuğu iki kadında kendi cocuğu olduğunu idda eder.cocuğunu kaptıran kadın kocasının gözünden düşeceği için öbür kadının cocuğunu kendi çocuğu olduğunu söyler. öbür kadında cocuğunun kendisinin olduğunu iddia eder.koca bi karar veremez. eyüp peygamberin huzuruna çıkarlar.derdini anlatır. bu çocuğun hangi kadının olduğunu bulmasını ister.eyüp peygamber kadının birine sorar bu çocuk senin mi der kadın kendi çocuğu olduğunu söyler öbür kadına sorar o kadında cocuğun kendi çocuğu olduğunu söyler ve eyüp peygamber çok ağlayan kadına çocuğu verir. öbür kadının tüm itirazlarına rağmen.ve giderler bu esnada eyüp peygamberin oğlu süleyman peygamber gelir daha 13 yaşlarındadır. ve babasına yanlış karar verdiğini söyler. nasıl anladığını sorar. süleyman peygamber sen onları geri çağırt ben gerçek anneyi bulucam der. aileyi çağırırlar. süleyman peygamber iki kadınada sorar çocuğun kimin olduğunu ikiside kendi çocukları olduğunu idda eder. bu arada üç muhafız çağırır ikisine çocuğu kollarından tutmalarını söyler üçüncü muhafıza kılıcını çıkartmasını söyler. kadının biri sorar sen ne yapıcaksın der. süleyman peygamber ben bi karar veremedim çocuğu ortadan ikiye böldürücem yarısını sana yarısınıda öbür kadına vereceğini söyler. kadının biri bu sözlerden sonra aman aman çocuğun annesi o ben değilim o alsın cocuğu der bu sözler üzerine süleyman peygamber cocuğu alır ve cocuğu istemeyen anneye verir. çünkü fedakarlık yapan gercek anne birzdaha diretirse kendi çocuğunun ölümüne sebeb olacak.benim evladım yaşasın yeterki varsın annesi o olsun. diyen kadın gercek anne. çünkü bi cocuk anne için sevgidir sevgi fedakarlık yaptırır sevgiye zarar vermez. şimdi biri çıkıp şehitlere kelle diyorsa ve ençok ta şehit yakınları incinip tepki gösteriyorsa sebebide hep sevgidir.çünkü en sevdikleri varlıkları vatan ları için feda eden şehit anneleri evlatlarına kelle dendiğinde. yürekleri acıyor. neden. sevdiklerine hakaret sayıyorlar. inciniyorlar.çünkü sevilen yüceltilir. aşalanmaz.incitilmez şehitlerini seven biride onlara kelle diye hitap etmez edemez. dil sürçse bile kalp buna izin vermez o anda ağızadan yanlışlıkla çıksa kalp hemen onu dile düzelttirir ama düzeltmiyorsa. kalp şehitleri sevmiyordur.o zaman da ya akılda bi sorun vardır. yada bunu söyleyenin benesinde bi sorun vardır.(peygamber isimlerini karıştırıyor olabilirim ama konun özü budur)
bu vatan için canını feda eden minnettar insandır şehit.şehitlik çok kutsal bir mertebedir.çanakkalede birçok şehit verdik.bu vatanın her evladı bu vatan için şehit olmaya hazırdır.bu vatan şehitleri ile ayakta durur.hepimiz bu vatan için şehit oluruz.bu vatan için şehit olmuş tüm kardeşlerimize allahtan rahmet diliyorum.mekanınız cennet olsun inş....
teröritler ağlasın şehit anneleri değil gözleri arkada kalmasın oğulları ölmedi çünkü şehitler ölmez bu vatan asla bölünmez bizi korumak için şehit oldu askerler vatanı korumak için tutsak olmamak için onlar bizi bekliyor cennette yaşıyor bizi hergün izliyor artık anneler değil hainler ağlıyor
Şehit cenazeleri gelmeye devam ediyor, şehitliklerde yeni yeni mezar kazma teleşı, Bir iki gün ah-vah, intikaı alınacak nutukları sonra herşey eski tas eski hamam.
Şehid, kelime olarak kesin bir haberi veren, bildiğini söyleyen, hazır olan, bulunan, bir hadiseye şahid olan, şahitlik eden. Dinî anlamda, Allah rızası için, O'nun yolunda canını fedâ eden müslümana verilen isimdir. Ona bu ismin verilmesinin sebebi, cennetlik olduğuna şahitlik edilmiş olması veya onun Yüce Allah'ın huzurunda yaşıyor bulunması yahut ölümü sırasında meleklerin hazır bulunması yahut ta ruhunun doğrudan doğruya Daru's-Selâm'da (Cennet'te) bulunması veya Allah tarafından çeşitli mükâfatlarla mükâfatlandırılmış olmasıdır.Allah yolunda ruhunu teslim eden şehidlerin amellerinin boşa gitmeyeceği, büyük ecir ve sevap kazanacakları, Kur'an'da şöyle haber verilmiştir: Dünya hayatını âhiret hayatı karşılığında satarlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz' (en-Nisa,4/74) .
Hanefî mezhebi âlimlerinin görüşlerinin istikametinde, şehîdleri üç kısma ayırmamız mümkündür:
1-Dünya ve âhiretin şehîdi: Kâfirlerle savaştığı sırada, düşman tarafından öldürülen veya asiler, yol kesen soyguncular tarafından öldürülen yahut evine giren hırsızların ağır bir cisim veya kesici bir alet kullanarak öldürdükleri kimsedir. Savaş alanında yaralı bulunan, yaralarından, göz veya kulağından kanlar akan ve bu durumda vefât eden kişi de, bu kısım şehîdlerdendir. Mal, can, namus ve benzeri müdafaalarda, zulüm ve haksızlıkla, suçsuz yere öldürülen kişi, kimin tarafından öldürülürse, öldürülsün, bu şehîdlerden sayılır. Müslüman, âkil, baliğ olduğu halde, hayız, nifas ve cünüplükten temiz olarak şehîd olanlar yıkanmaz, kefenlenmez, kanları ve elbiseleriyle gömülürler. Ancak onların üzerindeki kürk, palto, parke, silah, mest ve benzeri fazlalıklar çıkarılır. Yıkanmadan gömülmeleri, Hz. Muhammed (s.a.v) 'in: Onları kanlarıyla gömün' (Neseî,) şeklinde hadisine dayanmaktadır. Bu kısım şehîdlerin her birine, 'hükmî şehîd' denir. Bu kısma giren şehîdler, elbiseleriyle gömülünce, elbiseleri onlar için kefen sayılır. Vücutlarının her tarafı elbiseleriyle örtülür. Elbiseleri vücutlarını örtmek için yetmezse, başka bir şeyle örtülmeleri temin edilir.
2-Âhiretin şehîdi: Bir kısım şehîdler de, yalnız âhiret hükmü bakımından şehîd sayılırlar. Hata yoluyla öldürülen ve varislerine diyet verilmesi gereken kimse ile savaş veya asilerle çatışma sırasında yaralanıp da, çatışma bittikten sonra bir tarafa çekilerek yiyip içtikten, konuştuktan veya uyuduktan yahut ilaç kullandıktan yahut da aklı başında olarak üzerinden bir namaz vakti geçtikten sonra vefât eden Müslüman gibi...
Âkil ve baliğ olmayan yahut hayızlı, nifaslı veya cünüp iken şehîd olanlar da, bu kapsama girmektedirler. Bunlar diğer ölüler gibi yıkanır, kefenlenir ve namazı kılındıktan sonra gömülürler.
Bir de, yanarak ölen, suda boğulan, göçük, çığ, toprak veya bina altında kalan, vebâ gibi salgın hastalıklardan vefât eden, veya akrep sokmasından ölen, gurbette veya ilim yolunda yada cuma gecesinde vefât eden Müslümanlar da bu hükümdedir. Doğumdan vefat eden kadın da böyledir. Hz. Muhammed (s.a.s) 'in bu kısma giren, savaş dışındaki şehîdler hakkında söylemiş olduğu hadisler vardır (Bakınız, Buhârî, Ezan, 32, Cihâd, 30; Müslim, İmâre, 164; Tirmizî, Cenâiz, 65, Fedâilu'l-Cihâd, 14; Ahmed b. Hanbel, I, 22, 23, II, 323, 325) .
3-Dünya şehîdi: Kalbinde Allah rızasını taşımayan, başka duygu ve düşüncelerle hareket eden riyâkâr ve gösteriş ehli münafıklar, Müslümanlarla beraber savaşa katıldıkları zaman, kâfirler tarafından öldürülürlerse, dünya hayatında şehîd muamelesine tabi tutulurlar. Bunlar da 'hükmî şehîd' sınıfından kabul edilir, yıkanmaz, cenâze namazları kılınır ve elbiseleriyle gömülürler. Fakat, yukarıdaki hadislerde ifâde edildiği gibi, Allah onların kalbini bilir. Âhirette kendilerine herhangi bir mükâfat yoktur. Cehennem ateşi ile cezalandırılırlar. Böyle insanların gerçek yüzünü Allah bilir. İnsan olarak bizler, tam manasıyla bilemeyiz. Onların hakkında, dış görünüşlerine, hal, hareket ve davranışlarına göre hükmederiz (İbn Abidin, Reddu'l-Muhtar)
Şehid olan insanların kul hakkı dışındaki bütün günahları affedilir. Şehid olmak, herkese nasib olmayan büyük bir şereftir ve mü'minler için mükemmel bir nimettir. Güzel bir şekilde yaşamak, ondan sonra Allah yolunda O'nun rızası için şehid olmak, her mü'minin hayal ettiği bir mutluluktur. İmân sahibi olan insanın böyle bir şuur ve düşünce ile yaşaması, Hz. Muhammed (s.a.s) tarafından ne kadar güzel bir şekilde övülmüştür! ..: 'Şehid olmayı Yüce Allah'tan samimi olarak dileyen kimseyi, Allah, rahat yatağında vefat etse bile, şehidlerin derecesine eriştirir' (Müslim)
Şehadet, bir inananın ulaşabileceği en büyük makam. Peygamberlerle arkadaş olunacak mevki. Dünya ve dünya üstündeki tüm değerlerden daha değerli bir değer. Bizim insanımızın ölüme bu kadar nazlanmadan gidişinin altında bu bilinç yatar.
Şiir sayfamda kardeşim için yazdığım; ' Şehit Mustafa Kemal Orhan'a ' isimli şiiri okuyabilirsiniz.
arkadaşlar şehitler asla ölmez bazı arkadaşlara duyurulur..bir öğretmenden aldığım bilgiye göre şehitler her adı anıldığıı zman gökyüzüne inerlermiş bildiimiz gibi ölüler asla gökyüzüne inmezler
Aslinda din yolunda canlarindan olanlara denir sehit diye ama, gunumuzde savaslar sadece din ugruna olmadigindan, baska amaclar (Ulke, devlet, dava, ideoloji, asiret, tore..vs..) ugruna olan savaslarda da can verenlere sehit deniyor artik...
kara gözlerinde mahmurca gülüş
gayrı uyanılmaz uykunda mısın?
kanın cemre gibi toprağa düşmüş
şehadet yolunun ufkunda mısın?
Çizgilerle dolu ellerin yüzün
Otuzunda mısın kırkında mısın?
Bizi yalnız koyup göğe süzüldün
Acın dayanılmaz farkında mısın?
kurtuluş mücadelesi şehid ve gazilerinin ruhuna hediyedir...
öncelikle İdlibte ki şehitlerimizin ailelerine baş sağlığı diliyorum.
şehitlik dünyanın en güzel mertebesi.
ALLAH bunu tüm kalbinde vatan sevgisi olanlara nasip etsin.
Vatanı için namusu için (...) vb şeyler için ölümü göze almaktır...
'Ah benim sevdasında bencil,
yüreğinde sağlam sevdiğim.
Aklıma gelişini seveyim.
Ne güzel de darma duman ediyorsun beni..''
Nazım Hikmet
Ölümü öldürenler.
Şehit ruhun göklerde nöbette
Kanın bayrakta en yükseklerde.
Yakışıklımmmm :))
Bu gece seni gördüm rüyamda :))
ne olursun uyannnnnnn :(( uyanda dağıt saçlarımı :(( söz hiç kızmayacağımmmmm :))
Şehit tahtında rabbe gülümser
_Uğur Ürker_ ölmedi :)) Eskişehir ölmedi :)) Sadece Mevlüt kandilinde akşam yemeği için Allah'ımın davetlisi :))
gün eyüp peygamberin günü adamın birinin iki karısı var.ve kadınlarında aşağı yukarı aynı zamanlarda çocuk sahibi omuşlar. ve yaz günü harmandalar.harman yaparlarken işlerine dalmışlar bu esnada kurt kundaktaki çocuklardan birini kapar. alıp götürür. kalan cocuğu iki kadında kendi cocuğu olduğunu idda eder.cocuğunu kaptıran kadın kocasının gözünden düşeceği için öbür kadının cocuğunu kendi çocuğu olduğunu söyler. öbür kadında cocuğunun kendisinin olduğunu iddia eder.koca bi karar veremez. eyüp peygamberin huzuruna çıkarlar.derdini anlatır. bu çocuğun hangi kadının olduğunu bulmasını ister.eyüp peygamber kadının birine sorar bu çocuk senin mi der kadın kendi çocuğu olduğunu söyler öbür kadına sorar o kadında cocuğun kendi çocuğu olduğunu söyler ve eyüp peygamber çok ağlayan kadına çocuğu verir. öbür kadının tüm itirazlarına rağmen.ve giderler bu esnada eyüp peygamberin oğlu süleyman peygamber gelir daha 13 yaşlarındadır. ve babasına yanlış karar verdiğini söyler. nasıl anladığını sorar. süleyman peygamber sen onları geri çağırt ben gerçek anneyi bulucam der. aileyi çağırırlar. süleyman peygamber iki kadınada sorar çocuğun kimin olduğunu ikiside kendi çocukları olduğunu idda eder. bu arada üç muhafız çağırır ikisine çocuğu kollarından tutmalarını söyler üçüncü muhafıza kılıcını çıkartmasını söyler. kadının biri sorar sen ne yapıcaksın der. süleyman peygamber ben bi karar veremedim çocuğu ortadan ikiye böldürücem yarısını sana yarısınıda öbür kadına vereceğini söyler. kadının biri bu sözlerden sonra aman aman çocuğun annesi o ben değilim o alsın cocuğu der bu sözler üzerine süleyman peygamber cocuğu alır ve cocuğu istemeyen anneye verir. çünkü fedakarlık yapan gercek anne birzdaha diretirse kendi çocuğunun ölümüne sebeb olacak.benim evladım yaşasın yeterki varsın annesi o olsun. diyen kadın gercek anne. çünkü bi cocuk anne için sevgidir sevgi fedakarlık yaptırır sevgiye zarar vermez. şimdi biri çıkıp şehitlere kelle diyorsa ve ençok ta şehit yakınları incinip tepki gösteriyorsa sebebide hep sevgidir.çünkü en sevdikleri varlıkları vatan ları için feda eden şehit anneleri evlatlarına kelle dendiğinde. yürekleri acıyor. neden. sevdiklerine hakaret sayıyorlar. inciniyorlar.çünkü sevilen yüceltilir. aşalanmaz.incitilmez şehitlerini seven biride onlara kelle diye hitap etmez edemez. dil sürçse bile kalp buna izin vermez o anda ağızadan yanlışlıkla çıksa kalp hemen onu dile düzelttirir ama düzeltmiyorsa. kalp şehitleri sevmiyordur.o zaman da ya akılda bi sorun vardır. yada bunu söyleyenin benesinde bi sorun vardır.(peygamber isimlerini karıştırıyor olabilirim ama konun özü budur)
şehidim rahat uyu; emanetleriniz emanetlerimizdir,,,
bu vatan için canını feda eden minnettar insandır şehit.şehitlik çok kutsal bir mertebedir.çanakkalede birçok şehit verdik.bu vatanın her evladı bu vatan için şehit olmaya hazırdır.bu vatan şehitleri ile ayakta durur.hepimiz bu vatan için şehit oluruz.bu vatan için şehit olmuş tüm kardeşlerimize allahtan rahmet diliyorum.mekanınız cennet olsun inş....
terörirsler ağlasın
teröritler ağlasın
şehit anneleri değil
gözleri arkada kalmasın
oğulları ölmedi
çünkü şehitler ölmez
bu vatan asla bölünmez
bizi korumak için
şehit oldu askerler
vatanı korumak için
tutsak olmamak için
onlar bizi bekliyor
cennette yaşıyor
bizi hergün izliyor
artık anneler değil
hainler ağlıyor
Adı yok, şehit!
Kefenin; Vatan
Tabutun; Cihan
Düşünüp övün
Yaşıyor ünün...
Damarında kan
Bir alev midir?
Yaşaman; roman
Ölümün; şiir.
Sana yok ne taş
Nede bir mezar
Bu hayat; savaş
Ebedi uzar...
Eşit olduğun
Şu güneş; Tuğun
Tabutum; Vatan
Mezarın; Cihan
Adı yok yiğit
Ebedi şehit...
Hüseyin Nihal ATSIZ
Göklerde dalgalanır SANCAK... mehmetçik ALLAH'ın huzurunda eğilir ancak....
onlar ki geri dönmemek üzere yola çıktılar bu vatan ve bu ulus sizlere minnettar..
VATAN SAĞOLSUN!
Her şey vatan için diyerek yola çıkan, yurdu yaşatmak için toprağa düşen canlar...
Öldü denmez ya şehit olana! İsimleri şerefle anılacak ölümsüz kahramanlardır onlar...
Allah yolunda canlarıyla mallarıyla cihad eden yiğitler.yaşamlarına canlarıyla şahitlik edenler.
Şehit cenazeleri gelmeye devam ediyor,
şehitliklerde yeni yeni mezar kazma teleşı,
Bir iki gün ah-vah, intikaı alınacak nutukları
sonra herşey eski tas eski hamam.
Şehid, kelime olarak kesin bir haberi veren, bildiğini söyleyen, hazır olan, bulunan, bir hadiseye şahid olan, şahitlik eden. Dinî anlamda, Allah rızası için, O'nun yolunda canını fedâ eden müslümana verilen isimdir. Ona bu ismin verilmesinin sebebi, cennetlik olduğuna şahitlik edilmiş olması veya onun Yüce Allah'ın huzurunda yaşıyor bulunması yahut ölümü sırasında meleklerin hazır bulunması yahut ta ruhunun doğrudan doğruya Daru's-Selâm'da (Cennet'te) bulunması veya Allah tarafından çeşitli mükâfatlarla mükâfatlandırılmış olmasıdır.Allah yolunda ruhunu teslim eden şehidlerin amellerinin boşa gitmeyeceği, büyük ecir ve sevap kazanacakları, Kur'an'da şöyle haber verilmiştir: Dünya hayatını âhiret hayatı karşılığında satarlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz' (en-Nisa,4/74) .
Hanefî mezhebi âlimlerinin görüşlerinin istikametinde, şehîdleri üç kısma ayırmamız mümkündür:
1-Dünya ve âhiretin şehîdi: Kâfirlerle savaştığı sırada, düşman tarafından öldürülen veya asiler, yol kesen soyguncular tarafından öldürülen yahut evine giren hırsızların ağır bir cisim veya kesici bir alet kullanarak öldürdükleri kimsedir. Savaş alanında yaralı bulunan, yaralarından, göz veya kulağından kanlar akan ve bu durumda vefât eden kişi de, bu kısım şehîdlerdendir. Mal, can, namus ve benzeri müdafaalarda, zulüm ve haksızlıkla, suçsuz yere öldürülen kişi, kimin tarafından öldürülürse, öldürülsün, bu şehîdlerden sayılır. Müslüman, âkil, baliğ olduğu halde, hayız, nifas ve cünüplükten temiz olarak şehîd olanlar yıkanmaz, kefenlenmez, kanları ve elbiseleriyle gömülürler. Ancak onların üzerindeki kürk, palto, parke, silah, mest ve benzeri fazlalıklar çıkarılır. Yıkanmadan gömülmeleri, Hz. Muhammed (s.a.v) 'in: Onları kanlarıyla gömün' (Neseî,) şeklinde hadisine dayanmaktadır. Bu kısım şehîdlerin her birine, 'hükmî şehîd' denir. Bu kısma giren şehîdler, elbiseleriyle gömülünce, elbiseleri onlar için kefen sayılır. Vücutlarının her tarafı elbiseleriyle örtülür. Elbiseleri vücutlarını örtmek için yetmezse, başka bir şeyle örtülmeleri temin edilir.
2-Âhiretin şehîdi: Bir kısım şehîdler de, yalnız âhiret hükmü bakımından şehîd sayılırlar. Hata yoluyla öldürülen ve varislerine diyet verilmesi gereken kimse ile savaş veya asilerle çatışma sırasında yaralanıp da, çatışma bittikten sonra bir tarafa çekilerek yiyip içtikten, konuştuktan veya uyuduktan yahut ilaç kullandıktan yahut da aklı başında olarak üzerinden bir namaz vakti geçtikten sonra vefât eden Müslüman gibi...
Âkil ve baliğ olmayan yahut hayızlı, nifaslı veya cünüp iken şehîd olanlar da, bu kapsama girmektedirler. Bunlar diğer ölüler gibi yıkanır, kefenlenir ve namazı kılındıktan sonra gömülürler.
Bir de, yanarak ölen, suda boğulan, göçük, çığ, toprak veya bina altında kalan, vebâ gibi salgın hastalıklardan vefât eden, veya akrep sokmasından ölen, gurbette veya ilim yolunda yada cuma gecesinde vefât eden Müslümanlar da bu hükümdedir. Doğumdan vefat eden kadın da böyledir. Hz. Muhammed (s.a.s) 'in bu kısma giren, savaş dışındaki şehîdler hakkında söylemiş olduğu hadisler vardır (Bakınız, Buhârî, Ezan, 32, Cihâd, 30; Müslim, İmâre, 164; Tirmizî, Cenâiz, 65, Fedâilu'l-Cihâd, 14; Ahmed b. Hanbel, I, 22, 23, II, 323, 325) .
3-Dünya şehîdi: Kalbinde Allah rızasını taşımayan, başka duygu ve düşüncelerle hareket eden riyâkâr ve gösteriş ehli münafıklar, Müslümanlarla beraber savaşa katıldıkları zaman, kâfirler tarafından öldürülürlerse, dünya hayatında şehîd muamelesine tabi tutulurlar. Bunlar da 'hükmî şehîd' sınıfından kabul edilir, yıkanmaz, cenâze namazları kılınır ve elbiseleriyle gömülürler. Fakat, yukarıdaki hadislerde ifâde edildiği gibi, Allah onların kalbini bilir. Âhirette kendilerine herhangi bir mükâfat yoktur. Cehennem ateşi ile cezalandırılırlar. Böyle insanların gerçek yüzünü Allah bilir. İnsan olarak bizler, tam manasıyla bilemeyiz. Onların hakkında, dış görünüşlerine, hal, hareket ve davranışlarına göre hükmederiz (İbn Abidin, Reddu'l-Muhtar)
Şehid olan insanların kul hakkı dışındaki bütün günahları affedilir. Şehid olmak, herkese nasib olmayan büyük bir şereftir ve mü'minler için mükemmel bir nimettir. Güzel bir şekilde yaşamak, ondan sonra Allah yolunda O'nun rızası için şehid olmak, her mü'minin hayal ettiği bir mutluluktur. İmân sahibi olan insanın böyle bir şuur ve düşünce ile yaşaması, Hz. Muhammed (s.a.s) tarafından ne kadar güzel bir şekilde övülmüştür! ..: 'Şehid olmayı Yüce Allah'tan samimi olarak dileyen kimseyi, Allah, rahat yatağında vefat etse bile, şehidlerin derecesine eriştirir' (Müslim)
şehitler ölmez,yüreklere düşerler...
Senin baş ucunda taş, benim gözümde yaş...
Sen borcunu ödedin, sıra bende arkadaş...
...
Şehadet, bir inananın ulaşabileceği en büyük makam.
Peygamberlerle arkadaş olunacak mevki.
Dünya ve dünya üstündeki tüm değerlerden daha değerli bir değer.
Bizim insanımızın ölüme bu kadar nazlanmadan gidişinin altında bu bilinç yatar.
Şiir sayfamda kardeşim için yazdığım;
' Şehit Mustafa Kemal Orhan'a ' isimli şiiri okuyabilirsiniz.
O da bir gazi olmak istedi. Fakat ona anlatmak gerekti ki, şehit olmayı göze alamayan gazi olamaz. ARİF NİHAT ASYA
arkadaşlar şehitler asla ölmez bazı arkadaşlara duyurulur..bir öğretmenden aldığım bilgiye göre şehitler her adı anıldığıı zman gökyüzüne inerlermiş bildiimiz gibi ölüler asla gökyüzüne inmezler
arkadaşlar bugün nevşehirden iki şehit kaybettik.şehitlerimizin anne ve babasına sabır dilyorum ve şehitimizin mekanı cennet toprağı bol olsun
Aslinda din yolunda canlarindan olanlara denir sehit diye ama, gunumuzde savaslar sadece din ugruna olmadigindan, baska amaclar (Ulke, devlet, dava, ideoloji, asiret, tore..vs..) ugruna olan savaslarda da can verenlere sehit deniyor artik...