Vicdanın Allah'ın ilhamı olduğu Kuran'ın Şems Suresi'nde şöyle bildirilmektedir:
Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene'. Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun) . Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur. Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır. (Şems Suresi, 7-10)
Allah’ın muhabbetinde samimi olan, ne ayıp işitir, ne de kulağına ayıp gider. Müminin adeti önce düşünüp sonra konuşmaktır. Münafık ise önce konuşur, sonra düşünür. Kendine bir ağırlık veren kimsenin hiçbir ağırlığı yoktur. Hüzünsüz bir neşe ve darlıksız bir bolluk olmaz. ABDÜLKADİR GEYLANİ HZ.
Yaratılmış olan mahlukatın her birinin bir temayülü vardır.İnsan fıtraten Allah’ı (cc) bilmek ve bulmak için yaratılmıştır.İnsanın önüne çeşitli perdeler gelerek yaratılış gayesini unutur.Mesela, bülbül gülün açmadan önceki bir damla suyunu arzu eder.Onu bekler, gül tam açarken, bülbül gaflete düşer,uyur. Gülün içindeki su damlası buharlaşır, gider. Kendine gelen bülbül kaybettiğini bulmak için nağmeler dizer ve öter.Bülbül hiçbir zaman bu suya ulaşamaz.
İnsanlar da “Elest” hitabını, yani Allah-u Teala Hazretleri’nin bizlere ilk hitabını duyurduğu o sese duyulan özlemi ruh algılar, fakat bunu kimi kadında, kimi parada, kimi de içki şişesinin dibinde arar. Ama ne kadar elde etmiş olsa da içindeki o boşluğu dolduramaz. İnsanların aradığını bulabilmesi ancak Kur’an ve sünnete tabii olmaktır.
İSLAM gömleğin yırtık, İMAN elbisen pis, kalbin cahil, için kederle dolu. Gönlün İSLAMİYET’e açık değil. İç alemin harap, dışın mamur, bütün sayfaların günah karası. Sevdiğin ve arzuladığın yalnızca dünya. ABDULKADİR GEYLANİ HZ.
Hangi güzel yüz ki toprak olmadı,
Hangi tatlı göz ki yere akmadı.
Vicdanın Allah'ın ilhamı olduğu Kuran'ın Şems Suresi'nde şöyle bildirilmektedir:
Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene'. Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun) . Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur. Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır. (Şems Suresi, 7-10)
Hayatında ekmeği yenmeyen kimsenin adı, ölümünden sonra anılmaz. (Şeyh Sadi)
Güzel söz söyleyen, kimseden kötü söz işitmez. (Firdevsi)
Bütün cihanı araştırdım iyi huydan daha iyi bir haslet görmedim. HZ.MEVLANA (K.S)
İnsan Allah’a kalıbıyla değil, kalbiyle ibadet eder.
ABDULKADİR GEYLANİ HZ.
Allah’ın muhabbetinde samimi olan, ne ayıp işitir, ne de kulağına ayıp gider.
Müminin adeti önce düşünüp sonra konuşmaktır. Münafık ise önce konuşur, sonra düşünür.
Kendine bir ağırlık veren kimsenin hiçbir ağırlığı yoktur.
Hüzünsüz bir neşe ve darlıksız bir bolluk olmaz.
ABDÜLKADİR GEYLANİ HZ.
yazıkkk çok acıyorum onlara...
İnsanlığın yaradılışı
Yaratılmış olan mahlukatın her birinin bir temayülü vardır.İnsan fıtraten Allah’ı (cc) bilmek ve bulmak için yaratılmıştır.İnsanın önüne çeşitli perdeler gelerek yaratılış gayesini unutur.Mesela, bülbül gülün açmadan önceki bir damla suyunu arzu eder.Onu bekler, gül tam açarken, bülbül gaflete düşer,uyur. Gülün içindeki su damlası buharlaşır, gider. Kendine gelen bülbül kaybettiğini bulmak için nağmeler dizer ve öter.Bülbül hiçbir zaman bu suya ulaşamaz.
İnsanlar da “Elest” hitabını, yani Allah-u Teala Hazretleri’nin bizlere ilk hitabını duyurduğu o sese duyulan özlemi ruh algılar, fakat bunu kimi kadında, kimi parada, kimi de içki şişesinin dibinde arar. Ama ne kadar elde etmiş olsa da içindeki o boşluğu dolduramaz. İnsanların aradığını bulabilmesi ancak Kur’an ve sünnete tabii olmaktır.
İSLAM gömleğin yırtık, İMAN elbisen pis, kalbin cahil, için kederle dolu. Gönlün İSLAMİYET’e açık değil. İç alemin harap, dışın mamur, bütün sayfaların günah karası. Sevdiğin ve arzuladığın yalnızca dünya.
ABDULKADİR GEYLANİ HZ.