----------ADEM OĞLU İNSAN--------- --------Hz. Adem'den olma, Havva'dan doğma İnsan. Arapça'dan türemiş ve Alem-i Devran da kabul görmüş kutlu bir isim. Toplum halin de ve bir kültür çevresinde yaşayan varlık. Düşünme ve konuşma yeteneği olan ve Evreni bir bütün olarak kavrayabilen, bulguları ve keşifleri sonucun da yaşam biçimlerini değiştirebilen Kutlu bir canlı. --------Dünya da hiç bir mahlukat, İnsan'dan daha karmaşık ve daha kafa karış- tıran ve daha geç evrimleşen canlı yoktur. Toplum bireyler bütünlüğüdür. Bireyler Toplum bütününü oluştururken Din-Mezhep, Dil ve Irk düzeyin de önce Aile ve çevresinde ki edinmiş oldukları örfü kültürlerini ve Ulusal düzeyde almış olduk- ları bilimsel eğitim ve öğrenim birikimini Ulusal Devlet hiyyerarşi sistemiyle harmanlayarak sübuta erdirir. --------Bireyler ve yöreler arasın da hem nicelik ve hem de nitelik bakımından Biyolojik ve kalıtımsal etkenlerden dolayı bir çok sosyo ekonomik ve kültürel ayrışımlar baş göstermektedir. Uluslar arası tezatlar özellikle Mensubu olduk- ları DİN ve daha sonra siyasal ve eknomik alan da baş göstermektedir. --------Devran-i Cihan'da Savaşlar genellikle Din-i, Mülk-i, Siyasi ve Ekonomik amaçlara ulaşmak için yapılmaktadır. Hz. Adem'den bu yana gelişen, değişen Tabiat, mahlukat ve Alemi İnsan bütünlüğünde ki Devinime Materyalist Felsefe- ciler Evrim diyor, Metafizik Fesefeciler ise Fıtrat-ı Kader diyorlar...VESSELAM. Bende derim ki Gezegenlerin tamamı keşif edilmeden somut gerçekleri elde etmemiz olası değildir...OZAN ÇAKIROĞLU.
----------ADEM OĞLU İNSAN-------- --------Hz. Adem'den olma ve Havva'dan doğma insan oğlu. Yani İnsan, Toplum halinde bir kültür çevresin de yaşayan düşünme ve konuşma yeteneği olan ve Evreni bir bütün olarak kavrayabilen, bulguları, keşifleri sonucun da Tabiat koşullarını biçimlendirip iyileştiren akıllı-uslu canlı varlıktır. ---------Dünya'da hiç bir mahlukat, İnsan'dan daha karmaşık, daha kafa karıştıran ve daha geç evrimleşen varlıklar değillerdir. Toplum bireyler bütünüdür. Ve Birey Toplum bütününü, Din-mezhep, Irk, örf ve gelenek kültürünü eğitim ve öğretimle birleştirip harmanlayarak kendi Felsefelerini oluştururlar. ----------Bireyler ve yöresel farklılıklar hem nicelik ve hem de nitelik olarak Biyolojik ve kalıtımsal özellıklerinden kaynaklanan sosyal biçimlerdir. Aile, Çevre, eğitim ve Ulusal Devlet şartlarından dolayı gelişme, değişne ve bilinmeyenleri algılama ve akabinde yenilenme duyguları almış olduğu müspet Bilim sonucunda subuta erer. Biz Materyalist Felsefeciler bu gelişim bütününe evrimleşme deriz. Metafizik düşünürler de Fıtrat-ı Kader derler....VESSELAM--------OZAN ÇAKIROĞLU.
------Her İnsan bir değerdir, karşılıklı saygı ve sevgi İnsanların en büyük hazinesidir. Sevgi insanı güzel düşündürür ve güzel ahlak sahibi yapar. İnsanlar da sevgi ve şefkat duyguları, merhamet ve vicdan duygularını besler. Gönüllerde sevgi pınarı coşup, çağlarsa şayet, Toplumlar da kin-kibir ve nefret Barışa ve suhulete dönüşür. Kırgınlıklar, dargınlıklar ayrılıklar ve her türlü sadistlikler sübut-e erer. ----- Evveli gün Aşkın yerini şehvet aldı diye yazı kaleme aldım. Okuyan Dost, arkadaş ve akrabayı taallukat biraz serzenişte bulundular. Dediler ki senin Aşk penceren tozlanmış.... Ben de biraz düşündüm ve düşünüyorum bir doğruluk payları varmıdır diye....Dünkü yazımı üzülerek te olsa sildim. -----Ve buraya 36 yıl önce yazmış olduğum bir Şiirimi düştüm...
----KARŞI KÖŞKÜN SUNASI--- Arsiyan Dağları, Billur Karlıdır Coşkundur suları, yıkar da gider, Şavşat'ın Kızları, Ahu Zarlıdır Nice Gönülleri, yakar da gider. --------------------------------------- Yeşile büründü, çimen yoncası Elvan-elvan Çiçek, açtı goncası Allar giymiş karşı köşkün sunası Nikabın altından, bakar da gider. ------------------------------------------ Komşu Kızı Kına Yakmış Eline Saçları Dökülmüş, İnce Beline Allanıp dönüşmüş Cennet gülüne Kevser Suyu Gibi, Akar da gider. ------------------------------------------ Mahlenin Hurisi, Bostan Ekiyor Kuzular peşinden koşup sekiyor Gizemli Havası, Yürek Yakıyor Derdini İçine, Döker de Gider. --------------------------------------- Nadana Göstermez Güzel Yüzünü Hakla-Hakikatle Söyler Sözünü Yobazdan, aymazdan kollar özünü Hünkâra Eyvallah, Çeker de gider. -------------------------------------------- Gönlümün Perisi, Boynunu Bükmüş Dağıtmış Zülfünü, Gerdana Dökmüş Duydum ki Yad elden görücü gelmiş Sabrıma Ves-vese Eker de Gider. -------------------------------------------- Çakıroğlu Yazdı, Eyledi Gazel Karşı ki gülşenin, goncası güzel Ben Ona Vurgunum, Evveli Ezel Gönlüme Kelepçe takar da gider... ------------------------------------------ ------OZAN ÇAKIROĞLU------
Yazmış olduğum Destana konu olan, karşı köşkün SUNASI'yla 35 yıldır Barış ve suhulet için de, huzurlu ve mutlu bir şekil de yaşamaktayız...Üç-te Evladımız oldu. Taç Yaprağımız tomurcuklanıp Gül--Çiçek açtı...vesselam. Bana derselerdi ki bir gün özelinden bahs edeceksin? Derdim ki asla...Demek ki Devrani-alem değişmektedir....
----NASİHAT ALMAYI ÖĞREN---- Barışla Sağlanır, Toplumun Dengi Her Kişi Nefsiyle, Ederse Cengi Çağlar gönlümüz de, aşk ile sevgi Yeter ki Yürekten, Sarmayı öğren. ---------------------------------------------- Müspet Fen-Bilimden Gitme Uzağa Cahilden Uzak Dur, Düşme Tuzağa Ayırır Yolundan, Çeker Kızağa Son durak gelmeden inmeyi öğren. ---------------------------------------------- Haşhaşi Şerrinden, Kolla Kendini Cehalet Tufandır, Yıkar Bendini Fetvayla, Muskayla bozar fendini Evreni Bilimle, Görmeyi Öğren. -------------------------------------------- Karunun Malına, Bakıp Düşünme Hasetinden Uyuz Olup Kaşınma Fikrin Yoksa Hindi gibi Şişinme Alim Meclisin de Susmayı Öğren. --------------------------------------------- Cambazın, Fetbazın Sözüne kanma Şeytana Uyup'ta, Ateşte Yanma Her Şapkalıyı da, Demokrat sanma Mürşit'ten Nasihat Almayı Öğren. -------------------------------------------- Der Vezir sözlerim de yoktur yalan Sözüm Uçar Amma, Yazıdır Kalan Huzura Kavuşur, Dersini Alan Hakkı-Hakikatı Bilmeyi Öğren... ----------------------ÇAKIROĞLU.
-----------FITRAT-I KADER--------- ---------Bu gün Merhum Şair Cahit Sıtkı TARANCI'nın ölüm yıl dönümü. Allah taksiratını af eylesin, Mekânı Cennet, Ruhu Şad olsun. Bu günün önemine Yorum sayfasına YAŞ OTUZBEŞ ÖMRÜN YARISI Şiiri asılmış. ---------Şiirin muhteviyatına baktığım da Merhum Tarancı kaderci olmadığını vurgulamış ve İnsan ömrüne bir bedel biçmiş. Okurlar katılır veya katılmaz Fikren hür yazılmış Dilden-dile dolaşıp bir eylem haline dönüşmüş. ---------Metafizik Felsefeciler her zaman ve her yer de Fıtrat-ı kader den bahs ederler. Depreme, Tufana, Zelzele-i afata kader derler ve hatta Saraylar da, Camiler de, Konaklar da Hatim indiriler. Merak ediyorum bu Zat-ı Muhteremler Gazze Vahşetine Fıtrat-ı Kader deyipte Hatim mi indircekler. ---------Ben 17 yaşımdan beri Ölümün Kaderle bağlantılı olduğuna kesinlikle inanmadım, inanmıyorum ve asla da inanmayacağım. Her fırsatta yalancı Fetbazlar Dünya'yı yalancılıkla suçlayıp dururlar. Amma ve lakin Dünya malına en çok ta Dinbazlar taparlar. Bu tarz eğilimlerin İşlamiyette yeri yoktur. Eğer ki Hz. Muhammed kaderci olsaydı şayet, Bunca Savaşlara katılmazlardı. Yaptığı bütün Savaşları hep kendileri sevk ve idare etmişlerdir. ---------Kanlı Sivas olayları, Başbağlar katliyamı, Ankara Gar Mezalimi ve Şimdi- de Filistin İnsanlık vahşeti asla Fıtrat-ı Kader olamaz. Ben bu Hunhar-ca yapılan katliyamların tamamına günün de Şiirler yazmışım. Yazılarım da lanetlemişim. Ve kınamaya da devam etmekteyim. Ancak O, Dini-Mezhepleriyle öğünen. Cami de Okul da, sokakta ve her zaman her yer de nutuklar atan demologlar. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı Çember sakallılar, Şalvar Cübbeliler, Püskül Fesliler ve Eli Asalı kara sesliler şimdi neredeler, neden Gazze vahşetine sessiz kalıyorlar. Bu korkaklığın müsebbibi FITRAT-I KADERMİ-dir...VESSELAM. ----------OZAN ÇAKIROĞLU---------
--------SEVGİ--SAYGI--DOSTLUK VE SADAKAT BİREYİN YETİŞME TARZIYLA VE EDİNMİŞ OLDUĞU KÜLTÜRLE DOĞRU ORANTILIDIR: En vefakâr Dostunuz kendi gölgenizdir. Amma unutmayınız ki, gölgenizde size yoldaşlık etmek için Güneşli havayı seçer. Tipi de, boran da, yağmur da ara ki bulasınız... --------Yaşam gülmeyi, Sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı ve dostluk sadık kalmayı bilenler içindir. --------Kırmızı Gül'ün biri, çok güzel şakıldayan kokoş bir Bülbüle aşık olmuş. Ertesi günü, Aşık olduğu Bülbülü bir başka Gül'ün dalın da öterken görmüş. -------Bizim Türk Erkeklerin gerçek yüzleri genel de toklukta, Kadınların ise yoklukta ortaya çıkar. Evlat yaşlılıkta, Kardeş mirasta, Arkadaş yolculukta, Dostların ise zor günün de belli olur. --------Mürşid-i Kâmiller vefa görmese de, Vefalı olmaya devam ederler. Ben de derim ki son zamanlar da, Memlekette Ulu önder Atatürk'e bunca vefasızlıktan sonra, Hür Cumhuriyetimiz vefalı olmaya devam etmektedir. Doğru okuyan ve doğru anlayan okurlara saygılar sunarım...ÇAKIROĞLU.
---------ATAM--------- Bu gün Memlekette matem var, yas var Yürekler de Ahu-zar var, Ses var Yüreklerde hüzün, gözlerde sis var Yaramız derinden, kanıyor Atam. ------------------------------------------- Anadolu'nun, dört bir yanı üşüyor Gönderden Bayraklar, yarı düşüyor O, ölmedi, yürekler de yaşıyor Bütün Dünya seni, anıyor Atam. ------------------------------------------ Bu gün hüzün sardı, bütün Vatanı Eyy Türk gençliği gel tanı Atanı Unutma Vatan için, Şehit yatanı Cumhuriyet Arşa, varıyor Atam. ------------------------------------------ Vatan İçin Döktü, Kanlı Terini Allah Bize Verdi, Böyle Birini Mevla Cennet etsin, onun yerini Hürriyet meşalen, yanıyor Atam. ------------------------------------------- Mustafa Kemal'dir, Türk'ün Atası Ona hayran bütün, Dünya Kıtası İzinden gitmektir, Gönül vefası Neslimiz sayen de, gülüyor Atam. -------------------------------------------- Çakıroğlu, yaran deri mi, derin Kalbimiz de saklı, gizlidir yerin Dillere Destandır, bunca zaferin Andıkça yürekler, yanıyor Atam.. ----------ÇAKIROĞLU-------- Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü Vatan ve Ulus adına yaptığı büyük işler için şükranla anıyor, Manevi huzurun da saygıyla eğiliyorum. Mekânı Cennet, ruhu şad olsun...Vezir PEHLEVAN.
--------AŞK: Beşer'de, kontrol edilemeyen duyguların, Fikir ve mantık sinsilesini devre dışı bırakarak, Şiarsız, duyarsız, istikrarsız, yetersiz, umutsuz ve çaresiz bir vakaya dönüşmesidir... --------AŞK, İnsan beynin de salgılanan Serotonin hormonunun azalmasına neden olur. Aşık olan kişiler de basiret ve algı zayıflığı baş gösterir. Duygu yoğunluğu adeta şehveti ve melankoli haline dönüşür. Sonuçta insan psikolojisi alt-üst olur. Aşık bireyler de duyarsızlık ve kırılganlık baş gösterir. --------Ailevi ve Toplumsal meseleler bizim aşığın umrunda olmaz. Memleket yanıyormuş, Enflasyon oluyormuş. Türk Turası soluyormuş, Ekonomi eriyormuş, Filistin de Kadın, Erkek, Çoluk-Çocuk yanıyormuş umursamaz ve hiç etkilenmez. Bizim Aşık ne yapar, Depremde, Afatta, Zelzele-i tufanda aşk--sevda türküler dinler ve AŞKIM---AŞKIM diye sayıklar durur. Eğer ki Şair ve Şaire ise her olum- suz durumlar da bile O, Zat-ı muhteremler aşk şiirleriyle duygusal şehvetini kusar. --------Yukarıda ki beyanlarıma itibar etmeyen Mevcudiyetler, saydığım. Dünyaca unutulmaz vahşetli tarihlerde Antoloji sayfalarına lütfen bir bakınız yüzlerce AŞK Şiiri göreceksiniz.. Bu da beni doğrulayacaktır...Neymiş efendim? AŞK bir Orta Çağ hastalığıymış... --------Haa lütfen yanlış anlaşılmasın. Aşk ve aşık derken, ben Halk Ozanlarını ve İnsanca, medenice seven ve sevilenleri kastetmedim. Adam gibi gönül birliğiyle Topluma ve örfü değerlere saygılı, menfaat ve çıkarsız sevgiler baş tacımdır. ---------Yazımı doğru ve anlayarak okuyan okurlara saygı ve selamlarımı sunarım... --------------------------ÇAKIROĞLU--------------
-------------TEKİR KEDİM BOZO---------- -------Bir zamanlar Köyüm de Çiftçilikle uğraştım. Bir çok hayvanım vardı. Bir de her zaman yanım da, bana yarenlik eden Bir Kedim vardı. Adını Bozo koymuştum. Ben onu, oda beni severdi. Bazı geceler Sazım ve Bozoyla dertleşirdik. Beraber Mavili--mavişli Hayaller kurardık. Bizim Tekir Bozo her zaman ve her yerde hayali Vuslatına ererdi. Her zaman baş köşe de postekli sedire uzanır keyif yapardı. Zaman--zaman Bozo'yu kıskanırdım... -------Gel zaman, git zaman derken bir gün Memuriyetimden dolayı ayrılmak zorun- da kaldık. Beraber bir çok anımız vardı. Zaman--zaman hatırladıkça Gözlerim dolar, ve dalar--dalar giderim...VESSELAM.
-----TEKİR KEDİM BOZOYA---- Gözleri Mavişli, Bir Kedim Vardı Yalınız Halime Yarendi, Yardı Pençesi Kılıçtı, Dişleri Kardı Avına Pençeyi, Takar Giderdi.
----------SAYIN NİLÜFER AKSU-------- --------Bir hışımla yazmış olduğunuz, oldukça afili ve bir kavga niteliğin de kaleme alınmış ve anlamak ta zorlandığım, Şahsıma mukabil itham dolu ibretli yazınızı okudum. --------Kardeşim, Zat-ı Aliniz ya yazdığımı anlayarak okumadılar, ya--da çatacak yer arıyorlar. Ben, Okurlar bu ucube değimi kimin yazdığını anla- masınlar diye, başlığın bütünlüğünü biraz değiştirdim. Kaldı ki Antoloji Kurulu okurlara yorum yapma yetkisi vermiştir. Günün Şiir sayfasına asılan Şiirleri çok daha ağır bir şekil de eleştiriyoruz. --------Ben on dört yaşımdan beri Şiir yazar besteler ve çalar söylerim. Hiç bir şiirim ölçüsüz, kuralsız ve devşirme değildir. Sizin Şiir diye yaz- dığınız Lehçe-i Dille telafuz dahi edilemeyen deyimi 50 yıl önce Dedem söylemişti. Pek Sayın Hanımefendi ben Zat-ı Alinizi değil, sizin yazdık- larınızı eleştiriyorum. Benim fikir hürriyetime kimse ket vuramaz... Siz benim örfü değerlerime saldırıyorsunuz. Her zaman ve her yerde benim Şiirlerime yorum ve eleştiri yapabilirsiniz. Şahsıma değil. --------Biraz güncel meselelere yoğunlaşınız. Devri Alem de neler oluyor takip ediniz. Bazen de kendinizi Fetbazlığa değil, İtidala zorlayınız. Biraz uzun oldu lütfen mazur görünüz. ve her zaman ve her yerde Sevgi, Barış ve Suhuletle Kalınız...KARDEŞİM. -------ÇAKIROĞLU------
----------SAYIN AKSU-------- ---------Bir hışımla yazmış olduğunuz, oldukça afili ve mübalağa'dan ibaret mukabil yazınız okudum. Ne bu afra--tafra ben gerçekten anla- makta zorlanıyorum. ---------Sizin anlaşılması oldukça zor olan deyiminizi, usulüne uygun bir şekil de eleştirdim. Kaldı ki, okurlar nereye ve kim tarafından yazıl- dığı anlaşılmasın diye Deyimin başlığını biraz değiştirerek yazdım. Ayrıca isim de zikretmedim. Antoloji kurulu Şair ve Şairelere yorum yapma yetkisi de vermektedir. Sizin sayfanıza da yazmadım. Anla- dım ki yazılanı ya doğru okumadınız, ya da basiret sorununuz var. ---------Nilüfer Hanım, ben sizi değil, yazdığınız anlamsız ve devşirme değiminizi eleştirdim. Siz her zaman olduğu gibi, Şahsımı baz alıp Alenen ( yardırıyorsunuz) yargısız infaz ediyorsunuz. Daha önce de Şahsımı Cehaletlikle itham etmiştiniz. Ya--hu Kardeşim, ne bu celal, ne bu şiddet. Sakin olun size ait olmayan bir Metafizik değimi biraz marizledim hepsi bu kadar. --------Ben on dört yaşımdan beri Şiir yazar, besteler ve çalar söylerim. İkibin'e yakın Şiirim var, Bir Kısmı da, Antoloji de mevcuttur. Bütün Şiirlerim hece ölçüne bağlı kalınarak yazılmıştır. İstediğiniz zaman ve istediğiniz ŞİİRİ mi yorumlar ve eleştirebilirsiniz. Şiirlerinizi bir kısır döngüye çevirmişsiniz, şimdi de meseleleri lütfen kısır döngüye çevirmeyiniz... --------Bari bu yazdığım nesiri doğru okuyup ve doğru anlayınız. Haa şimdiden Telefon eden Ozan arkadaşlarım oldu, hayretle ve ibretle tepkinizi okumuşlar. Biraz uzun oldu, mazur görünüz. Her zaman ve her yer de Barış ve suhuletle kalınız...KARDEŞİM.
Bir memnuniyetsizlik bildiğiniz tek şey şikayet şikayet şikayet ! Size ilk ve son kez yazıyorum. Bugüne kadar sustuysam edebimdendir,lakin sabrımı,iyi niyetimi, sınırlarımı zorlamayınız ! Sizin şahsımla derdiniz nedir? Sizi övmediğim için mi, sizi alkışlamadığım için mi ? Nabzınıza göre şerbet vermediğim için mi ? O kişi ben değilim !!! Bulduklarınızla yetininiz, yetinmeyi biliniz. Şiirlerime gelip eleştiri adı altında duygusal çöplerinizi ve öfkenizi kusacağınız yerde benim mecram değil ! İçinize dönün de gerçek sahibini bulun onunla yüzleşiniz. !
Farklı fikirlere,farklılıklara da saygı duyunuz Bi’zahmet ,size duyulduğu gibi !
----------ŞAİR VE ŞİİRİN DEJENERASYONU--------- --------Bu gün Antoloji sayfalarını gezinerek, bir zat-ı Muhterem karmaşık deyim yazmış ve başlık olarak RUHUN ZEKÂSI US-UN KILAVUZUDUR diye başlığı gö- rünce dikkatımı çekti. Şiir diye altına yazılan deyim tam olarak şöyle. -------(Bin İdea Doğurur, Uyanan Dingin Bir Ruh, Mihenk Taşı Kalbin İnkılabı) başlık değimden daha uzun ve daha anlamlı. -------Sayın okurlar deyimin ne anlama geldiğini, Türkçe olarak cümleye devriksiz dönüştürmek imkânsız. Anlamını buraya yazıpta ukalalık etmek istemem. Ancak beni hayretle ve ibretle düşündüren, bu deyime yapılan yorumlardır. -------ŞAİR= Toplumun olumlu ya da olumsuz meselelerini objektif bir şekilde gören, araştıran, inceleyen ve tarafsızlık için de özetleyip beyitler halin de yazılı ve sözlü olarak anlaşılır Lehçe-i bir dille, geçmişi bu günlere deşifre eden ve bu günleri, yarınlara taşıyan Felsefi düşünürlerdir. --------Şiir Türk Edebiyatın en etkili dalıdır. Sair ve Şaireler ŞİİRİ öyle sıradan bir cümle ya da bir deyim içerisine sıkıştırıp, kısır döngüye haps edemezler. Şayet kuralsız, kafiyesiz, uyumsuz yazarlarsa onlar zaten ŞAİR olamazlar. -------Bu güne kadar Türk Edebiyatına çok emekler verildi. Pir Sultanlar, Yunus Emreler, İhsaniler, Ahmed Arifler ve daha niceler çok ağır bedeller ödemişlerdir. Yapmayalım, Etmeyelim Bu hür medeniyetin değerleriyle fazla oynamayalım. Ya--hu yazıktır ve günahtır...VESSELAM-------ÇAKIROĞLU-------
----------FİLİSTİN YANIYOR--------- -------7--Ekim 2023 Tarihin de Hamas'ın--İsrail'e karşı AKSA TUFANI adlı büyük bir Askeri Operasyon başlatması sonucun da, Gazze alev, alev yanıyor. Okullar, Cami- ler, Hastaneler bombalanıyor. Kadın, Erkek, Çoluk Çocuk ayırt edilmeksizin vahşice, Hunharca öldürülmektedir. Ölenlerin sayısı on bine ulaştı ve binlerce yaralı. --------Hamasın ucuz Kahramanlık Şowları sonucun da, Filistin toz, duman için de yanıp kavrulmakta. Diğer tarafta bütün Dünya Alemi, bu İnsanlık vahşetine seyir etmeye devam ediyor. Cumhuriyete ve Demokrasiye karşı miting yapan eli asalılar, çember sakallılar. Püskül Fesliler ve Cübbeli kara sesliler hani neredeler. Neden sesleri çıkmıyor. --------Amerika, 9--Ağustos--1945 de Hiroşima'ya Atom Bombası atması sonucun da 80 bin ölü ve 100 binler yaralı. Ayrıca kimyasal gazlardan dolayı yüz binlerce İnsanın üreme hücrelerin de derin tahribatlar tespit edilmiştir. O,JAPONYA şimdi kimin yanın- da.? Elbette ki Amerika ve Katil İsrail'in yanın da. Alman Lideri Adolf HİTLER kimlere soy kırım uygulamıştı. Elbette ki Yahudilere karşı. Ehhh şimdi Almanlar ile can ciğer Kuzu sarması olmuşlar. Bu nasıl bir çelişkidir anlaşılır değil... --------Son zamanlar da, Uluslar arsı bir moda oldu, kim çok marizliyorsa, hep ondan yana olunuyor...Vesselam...------------ÇAKIROĞLU-------
-----------MAVİ RENK--------- -------Son günler de, bir Mavi'dir dillere pelesenk olmuş gidiyor. Ayrıştırmadığımız bir Mavi kalmıştı onu da tamamladık. -------Mavi renk, az gelişmiş Ülkeler de, güven verici renklerin başın da gelmektedir. Sadakat ve istikrar duygusunu uyandırır. Bu nedenle, özellikle Erkekler de Kıyafet Araba ve eşya alımın da en çok Mavi tercih edilmektedir. Yeni evli çiftler de mobilya ve badana renkleri genelde Mavi ve ya Mavimsi renkler kullanılır. -------Ayrıca Mavili ortamlar da huzur, sakinlik, uyum ve mutluluk belirtileri görülmüştür. İnsan psikolojisin de oldukça önem arz etmektedir. Asabi beyinleri sakinleştiği ve öz güven yeteneğinin güçlendiği, Psikologlarca tespit edilmiştir. ------Gök yüzünün, Denizin ve Cennetin Mavi ile sembolize olması Metafizik Felsefe- sin de ayrı bir önem arz etmektedir.
Kaldır Nikabını, Yüzün Görülsün Saçılsın Zülüfler, Gözlerin gülsün Bakışların Derdime, Şifa Olsun Akar Gözlerimden Yaş Mavi, Mavi Hayalin Ruhum da, Düş Mavi, Mavi... ------------ÇAKIROĞLU------------
--------MAVİ NEYİ ÇAĞRIŞTIRIR-------- --------Son günler de, her kesin Dilin de bir Mavi-mavişlik pelesenk olmuş gidiyor. San ki Renk'ler arası bir Parti kurulmuş'ta propagandası yapılmakta. Dini, Mezhebi Camileri Siyasete alet etmemiz yetmedi, şimdi de Renkleri ayrıştırıyoruz. --------Mavi renk, Az gelişmiş Ülkeler de, Toplumun orta tabakasına güven verici Renklerin başın da gelmektedir. Sadakat ve istikrar duygusunu uyandırır. Bu neden- le özellikle Erkekler de kıyafet ve araba da Mavi renk tercih edilir. Ayrıca yeni yuva kuracak evli çiftler Mobilya ve badana, boya da Mavi'yi kullanırlar. -------İnsan, psikolojisin de önem arz etmektedir. Asabi beyinlerin sakinleştiği ve öz güven yeteneğinin güçlendiği pskologlarca tespit edilmiştir. MAVİ, Gök yüzü, Deniz ve Cennet renkleridir. Vatana, Millete hayırlı olsun...Vesselam-----ÇAKIROĞLU-----
----------ADEM OĞLU İNSAN---------
--------Hz. Adem'den olma, Havva'dan doğma İnsan. Arapça'dan türemiş ve Alem-i
Devran da kabul görmüş kutlu bir isim. Toplum halin de ve bir kültür çevresinde
yaşayan varlık. Düşünme ve konuşma yeteneği olan ve Evreni bir bütün olarak
kavrayabilen, bulguları ve keşifleri sonucun da yaşam biçimlerini değiştirebilen
Kutlu bir canlı.
--------Dünya da hiç bir mahlukat, İnsan'dan daha karmaşık ve daha kafa karış-
tıran ve daha geç evrimleşen canlı yoktur. Toplum bireyler bütünlüğüdür. Bireyler
Toplum bütününü oluştururken Din-Mezhep, Dil ve Irk düzeyin de önce Aile ve
çevresinde ki edinmiş oldukları örfü kültürlerini ve Ulusal düzeyde almış olduk-
ları bilimsel eğitim ve öğrenim birikimini Ulusal Devlet hiyyerarşi sistemiyle
harmanlayarak sübuta erdirir.
--------Bireyler ve yöreler arasın da hem nicelik ve hem de nitelik bakımından
Biyolojik ve kalıtımsal etkenlerden dolayı bir çok sosyo ekonomik ve kültürel
ayrışımlar baş göstermektedir. Uluslar arası tezatlar özellikle Mensubu olduk-
ları DİN ve daha sonra siyasal ve eknomik alan da baş göstermektedir.
--------Devran-i Cihan'da Savaşlar genellikle Din-i, Mülk-i, Siyasi ve Ekonomik
amaçlara ulaşmak için yapılmaktadır. Hz. Adem'den bu yana gelişen, değişen
Tabiat, mahlukat ve Alemi İnsan bütünlüğünde ki Devinime Materyalist Felsefe-
ciler Evrim diyor, Metafizik Fesefeciler ise Fıtrat-ı Kader diyorlar...VESSELAM.
Bende derim ki Gezegenlerin tamamı keşif edilmeden somut gerçekleri elde
etmemiz olası değildir...OZAN ÇAKIROĞLU.
Su, Hava, Güneş gibi karşılıklı saygı ve sevgi insanların doğal ihtiyaçlarıdır
----------ADEM OĞLU İNSAN--------
--------Hz. Adem'den olma ve Havva'dan doğma insan oğlu. Yani İnsan, Toplum
halinde bir kültür çevresin de yaşayan düşünme ve konuşma yeteneği olan ve
Evreni bir bütün olarak kavrayabilen, bulguları, keşifleri sonucun da Tabiat
koşullarını biçimlendirip iyileştiren akıllı-uslu canlı varlıktır.
---------Dünya'da hiç bir mahlukat, İnsan'dan daha karmaşık, daha kafa karıştıran
ve daha geç evrimleşen varlıklar değillerdir. Toplum bireyler bütünüdür. Ve Birey
Toplum bütününü, Din-mezhep, Irk, örf ve gelenek kültürünü eğitim ve öğretimle
birleştirip harmanlayarak kendi Felsefelerini oluştururlar.
----------Bireyler ve yöresel farklılıklar hem nicelik ve hem de nitelik olarak Biyolojik
ve kalıtımsal özellıklerinden kaynaklanan sosyal biçimlerdir. Aile, Çevre, eğitim ve
Ulusal Devlet şartlarından dolayı gelişme, değişne ve bilinmeyenleri algılama ve
akabinde yenilenme duyguları almış olduğu müspet Bilim sonucunda subuta erer.
Biz Materyalist Felsefeciler bu gelişim bütününe evrimleşme deriz. Metafizik
düşünürler de Fıtrat-ı Kader derler....VESSELAM--------OZAN ÇAKIROĞLU.
Vezir PEHLEVAN:
------Her İnsan bir değerdir, karşılıklı saygı ve sevgi İnsanların en büyük
hazinesidir. Sevgi insanı güzel düşündürür ve güzel ahlak sahibi yapar.
İnsanlar da sevgi ve şefkat duyguları, merhamet ve vicdan duygularını
besler. Gönüllerde sevgi pınarı coşup, çağlarsa şayet, Toplumlar da
kin-kibir ve nefret Barışa ve suhulete dönüşür. Kırgınlıklar, dargınlıklar
ayrılıklar ve her türlü sadistlikler sübut-e erer.
----- Evveli gün Aşkın yerini şehvet aldı diye yazı kaleme aldım. Okuyan
Dost, arkadaş ve akrabayı taallukat biraz serzenişte bulundular. Dediler ki
senin Aşk penceren tozlanmış.... Ben de biraz düşündüm ve düşünüyorum
bir doğruluk payları varmıdır diye....Dünkü yazımı üzülerek te olsa sildim.
-----Ve buraya 36 yıl önce yazmış olduğum bir Şiirimi düştüm...
----KARŞI KÖŞKÜN SUNASI---
Arsiyan Dağları, Billur Karlıdır
Coşkundur suları, yıkar da gider,
Şavşat'ın Kızları, Ahu Zarlıdır
Nice Gönülleri, yakar da gider.
---------------------------------------
Yeşile büründü, çimen yoncası
Elvan-elvan Çiçek, açtı goncası
Allar giymiş karşı köşkün sunası
Nikabın altından, bakar da gider.
------------------------------------------
Komşu Kızı Kına Yakmış Eline
Saçları Dökülmüş, İnce Beline
Allanıp dönüşmüş Cennet gülüne
Kevser Suyu Gibi, Akar da gider.
------------------------------------------
Mahlenin Hurisi, Bostan Ekiyor
Kuzular peşinden koşup sekiyor
Gizemli Havası, Yürek Yakıyor
Derdini İçine, Döker de Gider.
---------------------------------------
Nadana Göstermez Güzel Yüzünü
Hakla-Hakikatle Söyler Sözünü
Yobazdan, aymazdan kollar özünü
Hünkâra Eyvallah, Çeker de gider.
--------------------------------------------
Gönlümün Perisi, Boynunu Bükmüş
Dağıtmış Zülfünü, Gerdana Dökmüş
Duydum ki Yad elden görücü gelmiş
Sabrıma Ves-vese Eker de Gider.
--------------------------------------------
Çakıroğlu Yazdı, Eyledi Gazel
Karşı ki gülşenin, goncası güzel
Ben Ona Vurgunum, Evveli Ezel
Gönlüme Kelepçe takar da gider...
------------------------------------------
------OZAN ÇAKIROĞLU------
Yazmış olduğum Destana konu olan, karşı köşkün SUNASI'yla 35 yıldır Barış ve
suhulet için de, huzurlu ve mutlu bir şekil de yaşamaktayız...Üç-te Evladımız oldu.
Taç Yaprağımız tomurcuklanıp Gül--Çiçek açtı...vesselam.
Bana derselerdi ki bir gün özelinden bahs edeceksin? Derdim ki asla...Demek ki
Devrani-alem değişmektedir....
BARIŞLA UZANAN ELİ İNCİTMEM
----------------------------------------------
Kervanım yürüyor, gurbet yolunda
Amelim yüzüyor, Rahman gölünde
Dostlarım taşırlar, Mahşer salında
Hakikat-a varan, Yolu incitmem.
--------------------------------------------
Taa ezelden böyle, yazılmış ferman
Feleğin Çarkın da, olmuşam harman
Yoksulun derdine, bulunmaz derman
Hayır--hasenatlı, Eli incitmem.
--------------------------------------------
Beşeri severim, Yaradan aşkına
İtibar eylemem, Hünkâr köşküne
Sofralar sererim Abdal, düşküne
Öksüzü, yetimi Dulu incitmem.
-------------------------------------------
Yobaz Çeşmesinden, testimi dolmam
Şıhlar Dergâhın da, divana durmam
Tarikat Postunu, sırtıma almam
Barışla uzanan, Eli incitmem.
------------------------------------------
Der Vezir doğruyu, söyler yazarım
Yaradan mülküne, Destan dizerim
Şeriat katın da, olmaz düzenim
Bülbülün konduğu, Dalı incitmem...
---------Ozan ÇAKIROĞLU------
Ben daha ne söyleyem, ne diyem
Doğru okuyana olsun hediyem...VESSELAM.
----NASİHAT ALMAYI ÖĞREN----
Barışla Sağlanır, Toplumun Dengi
Her Kişi Nefsiyle, Ederse Cengi
Çağlar gönlümüz de, aşk ile sevgi
Yeter ki Yürekten, Sarmayı öğren.
----------------------------------------------
Müspet Fen-Bilimden Gitme Uzağa
Cahilden Uzak Dur, Düşme Tuzağa
Ayırır Yolundan, Çeker Kızağa
Son durak gelmeden inmeyi öğren.
----------------------------------------------
Haşhaşi Şerrinden, Kolla Kendini
Cehalet Tufandır, Yıkar Bendini
Fetvayla, Muskayla bozar fendini
Evreni Bilimle, Görmeyi Öğren.
--------------------------------------------
Karunun Malına, Bakıp Düşünme
Hasetinden Uyuz Olup Kaşınma
Fikrin Yoksa Hindi gibi Şişinme
Alim Meclisin de Susmayı Öğren.
---------------------------------------------
Cambazın, Fetbazın Sözüne kanma
Şeytana Uyup'ta, Ateşte Yanma
Her Şapkalıyı da, Demokrat sanma
Mürşit'ten Nasihat Almayı Öğren.
--------------------------------------------
Der Vezir sözlerim de yoktur yalan
Sözüm Uçar Amma, Yazıdır Kalan
Huzura Kavuşur, Dersini Alan
Hakkı-Hakikatı Bilmeyi Öğren...
----------------------ÇAKIROĞLU.
Anlayana Sivri Sinek Saz, Anlamayana Davul Zurna az...VESSELAM.
-----------FITRAT-I KADER---------
---------Bu gün Merhum Şair Cahit Sıtkı TARANCI'nın ölüm yıl dönümü. Allah
taksiratını af eylesin, Mekânı Cennet, Ruhu Şad olsun. Bu günün önemine
Yorum sayfasına YAŞ OTUZBEŞ ÖMRÜN YARISI Şiiri asılmış.
---------Şiirin muhteviyatına baktığım da Merhum Tarancı kaderci olmadığını
vurgulamış ve İnsan ömrüne bir bedel biçmiş. Okurlar katılır veya katılmaz
Fikren hür yazılmış Dilden-dile dolaşıp bir eylem haline dönüşmüş.
---------Metafizik Felsefeciler her zaman ve her yer de Fıtrat-ı kader den bahs
ederler. Depreme, Tufana, Zelzele-i afata kader derler ve hatta Saraylar da,
Camiler de, Konaklar da Hatim indiriler. Merak ediyorum bu Zat-ı Muhteremler
Gazze Vahşetine Fıtrat-ı Kader deyipte Hatim mi indircekler.
---------Ben 17 yaşımdan beri Ölümün Kaderle bağlantılı olduğuna kesinlikle
inanmadım, inanmıyorum ve asla da inanmayacağım. Her fırsatta yalancı
Fetbazlar Dünya'yı yalancılıkla suçlayıp dururlar. Amma ve lakin Dünya malına
en çok ta Dinbazlar taparlar. Bu tarz eğilimlerin İşlamiyette yeri yoktur. Eğer ki
Hz. Muhammed kaderci olsaydı şayet, Bunca Savaşlara katılmazlardı. Yaptığı
bütün Savaşları hep kendileri sevk ve idare etmişlerdir.
---------Kanlı Sivas olayları, Başbağlar katliyamı, Ankara Gar Mezalimi ve Şimdi-
de Filistin İnsanlık vahşeti asla Fıtrat-ı Kader olamaz. Ben bu Hunhar-ca yapılan
katliyamların tamamına günün de Şiirler yazmışım. Yazılarım da lanetlemişim. Ve
kınamaya da devam etmekteyim. Ancak O, Dini-Mezhepleriyle öğünen. Cami de
Okul da, sokakta ve her zaman her yer de nutuklar atan demologlar. Atatürk ve
Cumhuriyet düşmanı Çember sakallılar, Şalvar Cübbeliler, Püskül Fesliler ve Eli
Asalı kara sesliler şimdi neredeler, neden Gazze vahşetine sessiz kalıyorlar.
Bu korkaklığın müsebbibi FITRAT-I KADERMİ-dir...VESSELAM.
----------OZAN ÇAKIROĞLU---------
--------SEVGİ--SAYGI--DOSTLUK VE SADAKAT BİREYİN YETİŞME
TARZIYLA VE EDİNMİŞ OLDUĞU KÜLTÜRLE DOĞRU ORANTILIDIR:
En vefakâr Dostunuz kendi gölgenizdir. Amma unutmayınız ki, gölgenizde
size yoldaşlık etmek için Güneşli havayı seçer. Tipi de, boran da, yağmur da
ara ki bulasınız...
--------Yaşam gülmeyi, Sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı ve dostluk sadık
kalmayı bilenler içindir.
--------Kırmızı Gül'ün biri, çok güzel şakıldayan kokoş bir Bülbüle aşık olmuş.
Ertesi günü, Aşık olduğu Bülbülü bir başka Gül'ün dalın da öterken görmüş.
-------Bizim Türk Erkeklerin gerçek yüzleri genel de toklukta, Kadınların ise
yoklukta ortaya çıkar. Evlat yaşlılıkta, Kardeş mirasta, Arkadaş yolculukta,
Dostların ise zor günün de belli olur.
--------Mürşid-i Kâmiller vefa görmese de, Vefalı olmaya devam ederler.
Ben de derim ki son zamanlar da, Memlekette Ulu önder Atatürk'e bunca
vefasızlıktan sonra, Hür Cumhuriyetimiz vefalı olmaya devam etmektedir.
Doğru okuyan ve doğru anlayan okurlara saygılar sunarım...ÇAKIROĞLU.
Eyvallah kardeşim. Teşekkür ederim. Yüce Türk Ulusunun tekrar-tekrar
başı sağ olsun. Ulu önder Atamızın ruhu şad olsun. selamlar.
---------ATAM---------
Bu gün Memlekette matem var, yas var
Yürekler de Ahu-zar var, Ses var
Yüreklerde hüzün, gözlerde sis var
Yaramız derinden, kanıyor Atam.
-------------------------------------------
Anadolu'nun, dört bir yanı üşüyor
Gönderden Bayraklar, yarı düşüyor
O, ölmedi, yürekler de yaşıyor
Bütün Dünya seni, anıyor Atam.
------------------------------------------
Bu gün hüzün sardı, bütün Vatanı
Eyy Türk gençliği gel tanı Atanı
Unutma Vatan için, Şehit yatanı
Cumhuriyet Arşa, varıyor Atam.
------------------------------------------
Vatan İçin Döktü, Kanlı Terini
Allah Bize Verdi, Böyle Birini
Mevla Cennet etsin, onun yerini
Hürriyet meşalen, yanıyor Atam.
-------------------------------------------
Mustafa Kemal'dir, Türk'ün Atası
Ona hayran bütün, Dünya Kıtası
İzinden gitmektir, Gönül vefası
Neslimiz sayen de, gülüyor Atam.
--------------------------------------------
Çakıroğlu, yaran deri mi, derin
Kalbimiz de saklı, gizlidir yerin
Dillere Destandır, bunca zaferin
Andıkça yürekler, yanıyor Atam..
----------ÇAKIROĞLU--------
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü Vatan ve Ulus adına yaptığı
büyük işler için şükranla anıyor, Manevi huzurun da saygıyla eğiliyorum.
Mekânı Cennet, ruhu şad olsun...Vezir PEHLEVAN.
-----------AŞK BİR ORTA ÇAĞ HASTALIĞIDIR---------
--------AŞK: Beşer'de, kontrol edilemeyen duyguların, Fikir ve mantık sinsilesini
devre dışı bırakarak, Şiarsız, duyarsız, istikrarsız, yetersiz, umutsuz ve çaresiz
bir vakaya dönüşmesidir...
--------AŞK, İnsan beynin de salgılanan Serotonin hormonunun azalmasına neden
olur. Aşık olan kişiler de basiret ve algı zayıflığı baş gösterir. Duygu yoğunluğu
adeta şehveti ve melankoli haline dönüşür. Sonuçta insan psikolojisi alt-üst olur.
Aşık bireyler de duyarsızlık ve kırılganlık baş gösterir.
--------Ailevi ve Toplumsal meseleler bizim aşığın umrunda olmaz. Memleket
yanıyormuş, Enflasyon oluyormuş. Türk Turası soluyormuş, Ekonomi eriyormuş,
Filistin de Kadın, Erkek, Çoluk-Çocuk yanıyormuş umursamaz ve hiç etkilenmez.
Bizim Aşık ne yapar, Depremde, Afatta, Zelzele-i tufanda aşk--sevda türküler
dinler ve AŞKIM---AŞKIM diye sayıklar durur. Eğer ki Şair ve Şaire ise her olum-
suz durumlar da bile O, Zat-ı muhteremler aşk şiirleriyle duygusal şehvetini kusar.
--------Yukarıda ki beyanlarıma itibar etmeyen Mevcudiyetler, saydığım. Dünyaca
unutulmaz vahşetli tarihlerde Antoloji sayfalarına lütfen bir bakınız yüzlerce AŞK
Şiiri göreceksiniz.. Bu da beni doğrulayacaktır...Neymiş efendim? AŞK bir Orta
Çağ hastalığıymış...
--------Haa lütfen yanlış anlaşılmasın. Aşk ve aşık derken, ben Halk Ozanlarını ve
İnsanca, medenice seven ve sevilenleri kastetmedim. Adam gibi gönül birliğiyle
Topluma ve örfü değerlere saygılı, menfaat ve çıkarsız sevgiler baş tacımdır.
---------Yazımı doğru ve anlayarak okuyan okurlara saygı ve selamlarımı sunarım...
--------------------------ÇAKIROĞLU--------------
------EYYY TÜRK GENÇLİĞİ----
Cumhuriyeti Kuran Kulu Unuttuk.
------------------------------------------
Dinleyin Şairler, Cümle Erenler
Ulusal Vatana, Gönül Verenler
Yoksula, Öksüze Sofra Serenler
Hakkı-Hakikatı, Yolu Unuttuk.
-----------------------------------------
Akıl-Sır Ermiyor, Ha bu gidişe
Vergiler Konuldu, Tatlı Gülüşe
Seneye Ağlarız Bü gün Ölmuşe
Gazze-deki Ahu Zarı Unuttuk.
-----------------------------------------
Hakkı-Hakikatı, Tehir Eyledik
Cambazı, Fetbazı Tahir Eyledik
Millete Yaşamı, Zehir Eyledik
Depremi-Tufanı Şerri Unuttuk.
-----------------------------------------
Cehalet Çağladı, Her Yanı Sardı
Hilafet Sultası, Toplumu Baydı
Tarikat Cübbesi, Meclise Vardı
Atadan Emanet, Varı Unuttuk.
-----------------------------------------
Der Vezir, Eğilme Namert Önünde
Azabın Olmasın, Hesap Gününde
Hak Divanı Hazır, Yolun Sonunda
Ahirette Kızgın, Narı Unuttuk... VESSELAM.
-------------------------------------------
---------ÇAKIROĞLU---------
-------------TEKİR KEDİM BOZO----------
-------Bir zamanlar Köyüm de Çiftçilikle uğraştım. Bir çok hayvanım vardı. Bir de
her zaman yanım da, bana yarenlik eden Bir Kedim vardı. Adını Bozo koymuştum.
Ben onu, oda beni severdi. Bazı geceler Sazım ve Bozoyla dertleşirdik. Beraber
Mavili--mavişli Hayaller kurardık. Bizim Tekir Bozo her zaman ve her yerde hayali
Vuslatına ererdi. Her zaman baş köşe de postekli sedire uzanır keyif yapardı.
Zaman--zaman Bozo'yu kıskanırdım...
-------Gel zaman, git zaman derken bir gün Memuriyetimden dolayı ayrılmak zorun-
da kaldık. Beraber bir çok anımız vardı. Zaman--zaman hatırladıkça Gözlerim dolar,
ve dalar--dalar giderim...VESSELAM.
-----TEKİR KEDİM BOZOYA----
Gözleri Mavişli, Bir Kedim Vardı
Yalınız Halime Yarendi, Yardı
Pençesi Kılıçtı, Dişleri Kardı
Avına Pençeyi, Takar Giderdi.
Okşarken Apansız Pençe Atardı
Kızınca Gözünden Yaşlar Akardı
Avını Görünce Fırlar Koşardı
Patili Tokatı, Çakar Giderdi.
Ocak ta Sobanın, Kor Harıltısı
Altında Bozo'nun, Hır Mırıltısı
Duvarda Saatın, Zil Zırıltısı
Çil Horoz Tarın da öter giderdi.
Bırakmazdı Ninemin, Hiç Peşini
Geceden Yapardı, Vurgun İşini
Etliden Gayrıya, Vurmaz Dişini
Kebapla Puşunu, Tıkar Giderdi.
Dolaşır Etrafı, Gözü Kapalı
Dişleri Sivridir, Tırnak Sopalı
Beğenmez zayıfı sevmez topalı
Gönülden-gönüle Akar giderdi.
Çakıroğlu Yazdı, Yoldaş Bozoyu
Bir Oyun da yerdi, Bütün Kuzuyu
Görünce Pusardı, Köpek Tazıyı
Sağına--Soluna Çatar Giderdi...
---------ÇAKIROĞLU--------
HAKKIN HAKİKATIN ADI KALMADI
-----------------------------------------------
Ülkemin kaderi, kara yazıldı
Dertlerimiz katar, katar dizildi
Umut kurşun yedi, Millet ezildi
Gayrı yaşamanın tadı kalmadı.
----------------------------------------
Her şafak ayrı bir hüzün doğuyor
Gökten rahmet değil, zamlar yağıyor
Tekelci Marketler, Halkı soyuyor
Yoksulun tutacak, dalı kalmadı.
-----------------------------------------
Senyör'ün yasası Parası, pulu
Vatandaş Hünkârın kölesi kulu
Maşruktan-Mağribe şaşırdık yolu
Hakkın-hakikatın Adı kalmadı.
-----------------------------------------
Çakıroğlu, dinmiyor göz yaşımız
Zehire dönüştü Ekmek, Aşımız
Ne ayak bellidir, ne de başımız
Hayır hasenatlı Kulu kalmadı...
-----------ÇAKIROĞLU------
----------SAYIN NİLÜFER AKSU--------
--------Bir hışımla yazmış olduğunuz, oldukça afili ve bir kavga niteliğin de
kaleme alınmış ve anlamak ta zorlandığım, Şahsıma mukabil itham dolu
ibretli yazınızı okudum.
--------Kardeşim, Zat-ı Aliniz ya yazdığımı anlayarak okumadılar, ya--da
çatacak yer arıyorlar. Ben, Okurlar bu ucube değimi kimin yazdığını anla-
masınlar diye, başlığın bütünlüğünü biraz değiştirdim. Kaldı ki Antoloji
Kurulu okurlara yorum yapma yetkisi vermiştir. Günün Şiir sayfasına
asılan Şiirleri çok daha ağır bir şekil de eleştiriyoruz.
--------Ben on dört yaşımdan beri Şiir yazar besteler ve çalar söylerim.
Hiç bir şiirim ölçüsüz, kuralsız ve devşirme değildir. Sizin Şiir diye yaz-
dığınız Lehçe-i Dille telafuz dahi edilemeyen deyimi 50 yıl önce Dedem
söylemişti. Pek Sayın Hanımefendi ben Zat-ı Alinizi değil, sizin yazdık-
larınızı eleştiriyorum. Benim fikir hürriyetime kimse ket vuramaz...
Siz benim örfü değerlerime saldırıyorsunuz. Her zaman ve her yerde
benim Şiirlerime yorum ve eleştiri yapabilirsiniz. Şahsıma değil.
--------Biraz güncel meselelere yoğunlaşınız. Devri Alem de neler
oluyor takip ediniz. Bazen de kendinizi Fetbazlığa değil, İtidala
zorlayınız. Biraz uzun oldu lütfen mazur görünüz. ve her zaman
ve her yerde Sevgi, Barış ve Suhuletle Kalınız...KARDEŞİM.
-------ÇAKIROĞLU------
----------SAYIN AKSU--------
---------Bir hışımla yazmış olduğunuz, oldukça afili ve mübalağa'dan
ibaret mukabil yazınız okudum. Ne bu afra--tafra ben gerçekten anla-
makta zorlanıyorum.
---------Sizin anlaşılması oldukça zor olan deyiminizi, usulüne uygun
bir şekil de eleştirdim. Kaldı ki, okurlar nereye ve kim tarafından yazıl-
dığı anlaşılmasın diye Deyimin başlığını biraz değiştirerek yazdım.
Ayrıca isim de zikretmedim. Antoloji kurulu Şair ve Şairelere yorum
yapma yetkisi de vermektedir. Sizin sayfanıza da yazmadım. Anla-
dım ki yazılanı ya doğru okumadınız, ya da basiret sorununuz var.
---------Nilüfer Hanım, ben sizi değil, yazdığınız anlamsız ve devşirme
değiminizi eleştirdim. Siz her zaman olduğu gibi, Şahsımı baz alıp
Alenen ( yardırıyorsunuz) yargısız infaz ediyorsunuz. Daha önce de
Şahsımı Cehaletlikle itham etmiştiniz. Ya--hu Kardeşim, ne bu celal,
ne bu şiddet. Sakin olun size ait olmayan bir Metafizik değimi biraz
marizledim hepsi bu kadar.
--------Ben on dört yaşımdan beri Şiir yazar, besteler ve çalar söylerim.
İkibin'e yakın Şiirim var, Bir Kısmı da, Antoloji de mevcuttur. Bütün
Şiirlerim hece ölçüne bağlı kalınarak yazılmıştır. İstediğiniz zaman
ve istediğiniz ŞİİRİ mi yorumlar ve eleştirebilirsiniz. Şiirlerinizi bir
kısır döngüye çevirmişsiniz, şimdi de meseleleri lütfen kısır döngüye
çevirmeyiniz...
--------Bari bu yazdığım nesiri doğru okuyup ve doğru anlayınız. Haa
şimdiden Telefon eden Ozan arkadaşlarım oldu, hayretle ve ibretle
tepkinizi okumuşlar. Biraz uzun oldu, mazur görünüz. Her zaman
ve her yer de Barış ve suhuletle kalınız...KARDEŞİM.
Bir memnuniyetsizlik bildiğiniz tek şey şikayet şikayet şikayet !
Size ilk ve son kez yazıyorum. Bugüne kadar sustuysam edebimdendir,lakin sabrımı,iyi niyetimi, sınırlarımı zorlamayınız ! Sizin şahsımla derdiniz nedir? Sizi övmediğim için mi, sizi alkışlamadığım için mi ? Nabzınıza göre şerbet vermediğim için mi ? O kişi ben değilim !!! Bulduklarınızla yetininiz, yetinmeyi biliniz. Şiirlerime gelip eleştiri adı altında duygusal çöplerinizi ve öfkenizi kusacağınız yerde benim mecram değil ! İçinize dönün de gerçek sahibini bulun onunla yüzleşiniz. !
Farklı fikirlere,farklılıklara da saygı duyunuz Bi’zahmet ,size duyulduğu gibi !
----------ŞAİR VE ŞİİRİN DEJENERASYONU---------
--------Bu gün Antoloji sayfalarını gezinerek, bir zat-ı Muhterem karmaşık deyim
yazmış ve başlık olarak RUHUN ZEKÂSI US-UN KILAVUZUDUR diye başlığı gö-
rünce dikkatımı çekti. Şiir diye altına yazılan deyim tam olarak şöyle.
-------(Bin İdea Doğurur, Uyanan Dingin Bir Ruh, Mihenk Taşı Kalbin İnkılabı) başlık
değimden daha uzun ve daha anlamlı.
-------Sayın okurlar deyimin ne anlama geldiğini, Türkçe olarak cümleye devriksiz
dönüştürmek imkânsız. Anlamını buraya yazıpta ukalalık etmek istemem. Ancak
beni hayretle ve ibretle düşündüren, bu deyime yapılan yorumlardır.
-------ŞAİR= Toplumun olumlu ya da olumsuz meselelerini objektif bir şekilde gören,
araştıran, inceleyen ve tarafsızlık için de özetleyip beyitler halin de yazılı ve sözlü
olarak anlaşılır Lehçe-i bir dille, geçmişi bu günlere deşifre eden ve bu günleri,
yarınlara taşıyan Felsefi düşünürlerdir.
--------Şiir Türk Edebiyatın en etkili dalıdır. Sair ve Şaireler ŞİİRİ öyle sıradan bir
cümle ya da bir deyim içerisine sıkıştırıp, kısır döngüye haps edemezler. Şayet
kuralsız, kafiyesiz, uyumsuz yazarlarsa onlar zaten ŞAİR olamazlar.
-------Bu güne kadar Türk Edebiyatına çok emekler verildi. Pir Sultanlar, Yunus
Emreler, İhsaniler, Ahmed Arifler ve daha niceler çok ağır bedeller ödemişlerdir.
Yapmayalım, Etmeyelim Bu hür medeniyetin değerleriyle fazla oynamayalım.
Ya--hu yazıktır ve günahtır...VESSELAM-------ÇAKIROĞLU-------
----------FİLİSTİN YANIYOR---------
-------7--Ekim 2023 Tarihin de Hamas'ın--İsrail'e karşı AKSA TUFANI adlı büyük bir
Askeri Operasyon başlatması sonucun da, Gazze alev, alev yanıyor. Okullar, Cami-
ler, Hastaneler bombalanıyor. Kadın, Erkek, Çoluk Çocuk ayırt edilmeksizin vahşice,
Hunharca öldürülmektedir. Ölenlerin sayısı on bine ulaştı ve binlerce yaralı.
--------Hamasın ucuz Kahramanlık Şowları sonucun da, Filistin toz, duman için de
yanıp kavrulmakta. Diğer tarafta bütün Dünya Alemi, bu İnsanlık vahşetine seyir
etmeye devam ediyor. Cumhuriyete ve Demokrasiye karşı miting yapan eli asalılar,
çember sakallılar. Püskül Fesliler ve Cübbeli kara sesliler hani neredeler. Neden
sesleri çıkmıyor.
--------Amerika, 9--Ağustos--1945 de Hiroşima'ya Atom Bombası atması sonucun da
80 bin ölü ve 100 binler yaralı. Ayrıca kimyasal gazlardan dolayı yüz binlerce İnsanın
üreme hücrelerin de derin tahribatlar tespit edilmiştir. O,JAPONYA şimdi kimin yanın-
da.? Elbette ki Amerika ve Katil İsrail'in yanın da. Alman Lideri Adolf HİTLER kimlere
soy kırım uygulamıştı. Elbette ki Yahudilere karşı. Ehhh şimdi Almanlar ile can ciğer
Kuzu sarması olmuşlar. Bu nasıl bir çelişkidir anlaşılır değil...
--------Son zamanlar da, Uluslar arsı bir moda oldu, kim çok marizliyorsa, hep ondan
yana olunuyor...Vesselam...------------ÇAKIROĞLU-------
-----------MAVİ RENK---------
-------Son günler de, bir Mavi'dir dillere pelesenk olmuş gidiyor. Ayrıştırmadığımız
bir Mavi kalmıştı onu da tamamladık.
-------Mavi renk, az gelişmiş Ülkeler de, güven verici renklerin başın da gelmektedir.
Sadakat ve istikrar duygusunu uyandırır. Bu nedenle, özellikle Erkekler de Kıyafet
Araba ve eşya alımın da en çok Mavi tercih edilmektedir. Yeni evli çiftler de mobilya
ve badana renkleri genelde Mavi ve ya Mavimsi renkler kullanılır.
-------Ayrıca Mavili ortamlar da huzur, sakinlik, uyum ve mutluluk belirtileri görülmüştür.
İnsan psikolojisin de oldukça önem arz etmektedir. Asabi beyinleri sakinleştiği ve öz
güven yeteneğinin güçlendiği, Psikologlarca tespit edilmiştir.
------Gök yüzünün, Denizin ve Cennetin Mavi ile sembolize olması Metafizik Felsefe-
sin de ayrı bir önem arz etmektedir.
Kaldır Nikabını, Yüzün Görülsün
Saçılsın Zülüfler, Gözlerin gülsün
Bakışların Derdime, Şifa Olsun
Akar Gözlerimden Yaş Mavi, Mavi
Hayalin Ruhum da, Düş Mavi, Mavi...
------------ÇAKIROĞLU------------
--------MAVİ NEYİ ÇAĞRIŞTIRIR--------
--------Son günler de, her kesin Dilin de bir Mavi-mavişlik pelesenk olmuş gidiyor.
San ki Renk'ler arası bir Parti kurulmuş'ta propagandası yapılmakta. Dini, Mezhebi
Camileri Siyasete alet etmemiz yetmedi, şimdi de Renkleri ayrıştırıyoruz.
--------Mavi renk, Az gelişmiş Ülkeler de, Toplumun orta tabakasına güven verici
Renklerin başın da gelmektedir. Sadakat ve istikrar duygusunu uyandırır. Bu neden-
le özellikle Erkekler de kıyafet ve araba da Mavi renk tercih edilir. Ayrıca yeni yuva
kuracak evli çiftler Mobilya ve badana, boya da Mavi'yi kullanırlar.
-------İnsan, psikolojisin de önem arz etmektedir. Asabi beyinlerin sakinleştiği ve öz
güven yeteneğinin güçlendiği pskologlarca tespit edilmiştir. MAVİ, Gök yüzü, Deniz
ve Cennet renkleridir. Vatana, Millete hayırlı olsun...Vesselam-----ÇAKIROĞLU-----