Beni ilgilendiren sonuç ağzını açan mangalda kül bırakmıyor. Herşeyin muhteşem olduğuna inandırma çabası içinde hepsi ben sonuca odaklıyım ve dünya ile savaşmak değil barışmak istiyorum. Yurtta barış dünyada barış istiyorum. Hergün kan kan intikam intikam denilen bir yaşama alışamadım alışmakta istemiyorum.
Şehadete güzel bir mertebedir bir mümin olarak ben dahi şehit olmak isterim her akıllı mümin ve müslüman gibi zira 70 yıl gaflet içinde tartışma ve dünya siyasetinin kargaşasının ve siyasi fikri tartışmaların kargaşasından kurtulmak ve ızdırapsız hünsüz azapsız bir aleme gitmek bu zamanın karlarından en yükseğidir layık olmak arzusu ve dileğiyle Allah bana ve benim gibi düşünenlere ihlas versin amin.ancak şu da bir görüştür benim için kim yurtdışında nerede vatani görev ve vazifesini yapıyorsa oraya en azından geri dönmemek için gideceğini bilsin zira hayat yolunun sonu mutlaka ölümdür Allah bize de hakkımızdaki en hayırlı en üstün ve en şerefli yerde ve halde ölmeyi nasip etsin.amin.zira hayatın sonu zaten ölüm.bari yakışır şekilde ölüme talip olup o yönde gayret gösterelim hayat denen sermaye fuzuli şeylerle tükenmesin isterim.
Siyasilerin zenginlerin çocukları normal askerlik yapmazken dünyada hepsi saltanatı yaşarken garibanın küçücük dünyasını elinden alırken hepsi bilmediği görmediği bir yaşamın anahtarını vadediyor. Allahta bunlardan hiç hesap sormuyor. Çünkü hep zenginlerden ve siyasilerden yana bu kural yıllardır hiç değişmiyor fakirin emeğini çürüterek ölümünü güzelleştirerek güçlenip zenginleşmenin adını vatanseverlik milliyetçilik koydular bunuda alkışladılar.
Nurgül hanım bakınız Allah rızası için dinleyin ben bir çok arkadaşımın şehadetini gördüm Allah'ın işi inanın bana hepsi melek gibilerdi tanısaydınız ne dediğimi anlardınız ben bir evin bir oğluyum şehadeti yemin ederim bende diledim daha dün sinemaya gittim ve nefes filmini izledim film mi ben mi izledim film beni mi izledi bilmiyorum ama yapmıs olduğum askerliği göz yaşlarıyla yeniden izledim siz oyıllarda doğuyu güney doğuyu görseydiniz asker olmak bir dert orada sivil olmak bir dertti şimdi terör sınırlarımızın dışında devlet aklı gücü nispetinde yeni yol ve yöntemler geliştirerek mücadeleyi yürütmeye çalışıyor yani ne diyorsunuz devlet mücsdeleyi mı bıraksın askerliği biz yaptık edebiyatını hainler yapıyor ne istiyorsunuz ne güzel yapıyorsunuz mu diyelim yooook bu vatan sahipsiz değil her zaman bu güzel vatan için canını gözünü kırpmadan verecek aslanlar olacaktır şehadete koşarak gideceklerdir benim nur yüzlü kardeşlerim
Nurgül hanım bakınız Allah rızası için dinleyin ben bir çok arkadaşımın şehadetini gördüm Allah'ın işi inanın bana hepsi melek gibilerdi tanısaydınız ne dediğimi anlardınız ben bir evin bir oğluyum şehadeti yemin ederim bende diledim daha dün sinemaya gittim ve nefes filmini izledim film mi ben mi izledim film beni mi izledi bilmiyorum ama yapmıs olduğum askerliği göz yaşlarıyla yeniden izledim siz oyıllarda doğuyu güney doğuyu görseydiniz asker olmak bir dert orada sivil olmak bir dertti şimdi terör sınırlarımızın dışında devlet aklı gücü nispetinde yeni yol ve yöntemler geliştirerek mücadeleyi yürütmeye çalışıyor yani ne diyorsunuz devlet mücsdeleyi mı bıraksın askerliği biz yaptık edebiyatını hainler yapıyor ne istiyorsunuz ne güzel yapıyorsunuz mu diyelim yooook bu vatan sahipsiz değil her zaman bu güzel vatan için canını gözünü kırpmadan verecek aslanlar olacaktır şehadete koşarak gideceklerdir benim nur yüzlü kardeşlerim
Parasızlıktan çaresizlikten yapmayacağın bir işi yapmak zorunda kalıyorsun ve ölüyorsun varlığından habersiz olduğun bir sürü insan senin zorlu koşullara mecbur bırakılmış bedenini kutsamak için toplanıp birbirini provoke ediyor sana makam biçiyor yetmiyor kendine makam biçiyor falan filan ama tek bir gerçek var sadece ananın babanın canı yanıyor. herkes unutacak unutursak kanımız kurusun diyenlerin bile gün gelecek canı çekilip kanı kuruyacak artık ezber dolu sözler ve alışkanlıklar bu yaraları kapatmaya yetmiyor. Evladını kaybetmiş bir ananın bağrında gül bitmiyor.
Allah'ın sizden hesap sormayacağının garantisini kim verdi herkese hesap sorarken size torpil falan mı geçecek. Ona hesap soracak buna hesap soracak mahşerde o onun yakasına yapışacak bu bunun yakasına yapışacak sahi bu arada sizlere ne olacak bu güven nereden geliyor anlamadım gitti. Sıvasız bacasız Garibin gurebanın ölümünü kutsamanın sizi cennete falan götüreceğini düşünerek kendinize yeni henüz keşfedilmemiş kapılar açmak nasıl bir duygu acaba.
şimdi herkes şehitlerimiz için onların hatırına onların uğruna seve seve can verdiği devletimize laga lugayı bırakıp pkkyı ve ona destek verenleri bir kere olsun kınasın
andolsun ki bu vatanın evlatlarını şehit edenleri unutursak onları şehit edenleri eş başkan ittifak ortağı tutanları onlara selam gönderenleri unutur ve unutturursak bize de lanet olsun
şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. bu vatan, uğrunda kan döküle döküle vatan olmuştur. her karışı şehit kanı ile sulanmıştır. teröre teröre destek verene selam gönderene teröristlerle sandık sallayanlara lanet olsun. her bir yavrumuzu toprağa değil kalplerimize gömdük. ve inşallah ben de şehit olarak ölürüm. cumhur başkanım da benim başımda al bayrağa sarılı naaşımın başında kuran okur. inşallah ben de adımı altın harflerle o makama yazdırırım.
3 yanlış bir doğruyu götürüyordu önceleri. Sonra 3 yanlış daha fazla doğru götürmeye başladı büyüdükçe. Sonra birgün 1 yanlış bütün doğruları yerle bir etti... Sonra da anladım doğru aslında tekti. Bütün soruların tek bir doğrusu vardı ve ben bunu anladığımda bütün sınavlar bitmişti.
Suriyeli oldunuz, Afgan oldunuz, Filistinli oldunuz. Arabın her türlüsü oldunuz, Ermeni bile oldunuz. Ne yazık ki Türk olamadınız. Onların adını, şehitlerimizi bugün yine anamadınız Vatan ve bayrak düşmanları yine suskunsunuz. Hepinize lanet olsun.
Bir komutan yazmış. Siz oğlu şehit olan aileye acı haberi vermeye gittiniz mi hiç? Hayır mı? Dinleyin o halde; Sabah daha mesaiye başlamadan yazılı bi emir düşer önünüze Yukarı köyden Ahmet oğlu Mehmet şehit düşmüştür Yarabbim dersin, dağa çıksam üç gün aç susuz kalsam da şu haberi vermesem.. Ama giyersin tören üniformanı, birkaç Mehmetçikle birlikte, hastaneden gelen ambulansı alırsın arkaya, düşersin yola. Vatandaş da öğrenmiştir artık, önde bir askeri araç, arkada bir ambulans ile geliyorsa bir eve ateşin düştüğünü.. Yaklaştığın her kasaba veya köyün buz kesildiğini hissedersin İçinden geçip gittiğin her yer rahatlar.. Neyse varırsın köye. Askerde evladı olan her haneden inceden bir sızının yükseldiğini, “aman bizim eve doğru gelmesin” diye dua edildiğini duyar gibi olursun.. Bütün köy donmuştur adeta.. Herkes büyülenmiş gibi izler seni Hangi eve gidilecek diye ıstıraplı bir merak sarar ortalığı.. Şehidin evine doğru yaklaşmaya başladığında, bahçedeki ihtiyarın büyülenmiş gibi sana baktığını, bacaklarının titrediğini, Elindeki bastondan güç alarak zar zor ayakta durmaya çalıştığını görürsün. Ayakların geri geri gider. Pencerelerde bir hareket başlar ve kapının önüne telaşla bir anne çıkar, bir sana, bir arkanda yere bakan Mehmetçiklere, bir de ambulansa bakar. Sonra atar kendini yere.Oğlu daha toprak altına girmeden o ana düşer toprağa.. Öyle bir vurur ki yere, Zelzele oluyor sanırsın.. Konu komşu yığılır, Bin feryat bin figana karışır, Dersin ki kıyamet budur… Kimi ana önce sana doğru koşar, ellerine sarılır, son bir umutla yüzüne bakar, “Yaralı değil mi komutan?” der; Başını öne eğer, hiçbir şey diyemezsin. Dizlerinin bağı çözülür, çökersin anayla birlikte yere, o ağlar sen ağlarsın.. Hemşire elinin titremesinden, gözünün yaşını silmekten sakinleştirici iğneyi yapamaz bile..Baba.. Fidan gibi evlatlarını vatana feda eden o babalar.. Sicim gibi gözyaşları dökülürken gözünden, acıya garkolmuş bir gururla, “Vatan sağ olsun, vatan sağ olsun şehit babasıyım ben” dediğini duyarsın Kimi içine akıtır gözyaşlarını, kimi de donar kalır.. Kimi günlerce konuşamaz, Kimi dua eder, kimi beddua.. Kimi kendi saçlarını, kimi saçlarımızı yolar, ne şapka kalır başınızda ne rütbe omuzlarınızda, söker atar.. Asıl büyük kıyamet bir iki gün sonra kopar. Gerçekle yüzleşme günüdür.. Bu sefer cenazeyle birlikte varırsın köye Tören mören hak getire.. Köylü alır şehidini omuzlarına, yer yerinden oynar, ne protokol kalır ne düzen.. Kimi “Evladımı en son haliyle hatırlamak istiyorum” der, görmek istemez naaşını… Kimi de illede “Göreceğim” der, Gösteremezsin ki; Ya yüzü yoktur ya bacağı.. Yanımızdaki bi üsteğmen yada yüzbaşı elinde daha önce de okuduğu, sadece isim hanesi değiştirilmiş standart metni okur, “Kanı yerde kalmayacak” diyerek, bitirir konuşmayı.. Tabuta sarılı analar, babalar, bacılar, gardaşlar duymaz bile bunu, duysa da inanmaz. Sonuç olarak; Orada bir mezar, bir bayrak, bir ana, bir de baba kalır..
Kendi kendime mirildandiklarimdir. Sekuler olmak için İslam karşıtı olmanıza gerek yoktur. Her hangi bir din karşıtı olmanız yeterlidir. Bunun için ne kadar hristiyan inanışı ve ve adeti uygulamafi var ise bur diziye kızıl kızıl gonca misali dizip bunlar sanki İslami yaşam ve inanciymis gibi gösterip sekulerlerin olduğu karelere de Atatürk resmi koyup oldu da bitti maşallah nur topu gibi sekuler gençlerimiz oldu diyebilecegini mi saniyor birileri? hele o Atatürk resminden yüksek ahlak devşirmek göle maya calmaya benzer ki hiç olmamıştır. Bu ülkede eşini dovenler Atatürk suvetwri giyip Atatürk posterleri önünde poz vermişlerdir. Ve yine gencecik evlatlarımızın canına kıyan PKK'nın uzantilariyla pazarlıklar o Atatürk ün çerçeveli resimlerinin asılı olduğu şık bürolarında ofislerinde yapılmıştır. Kıymetli Atatürk umuz bu kirli pazarliklari mavi gözleriyle görüp esefle karşılamıştır hiç şüphesiz.
Kendi kendime mirildandiklarimdir. Sekuler olmak için İslam karşıtı olmanıza gerek yoktur. Her hangi bir din karşıtı olmanız yeterlidir. Bunun için ne kadar hristiyan inanışı ve ve adeti uygulamafi var ise bur diziye kızıl kızıl gonca misali dizip bunlar sanki İslami yaşam ve inanciymis gibi gösterip sekulerlerin olduğu karelere de Atatürk resmi koyup oldu da bitti maşallah nur topu gibi sekuler gençlerimiz oldu diyebilecegini mi saniyor birileri? hele o Atatürk resminden yüksek ahlak devşirmek göle maya calmaya benzer ki hiç olmamıştır. Bu ülkede eşini dovenler Atatürk suvetwri giyip Atatürk posterleri önünde poz vermişlerdir. Ve yine gencecik evlatlarımızın canına kıyan PKK'nın uzantilariyla pazarlıklar o Atatürk ün çerçeveli resimlerinin asılı olduğu şık bürolarında ofislerinde yapılmıştır. Kıymetli Atatürk umuz bu kirli pazarliklari mavi gözleriyle görüp esefle karşılamıştır hiç şüphesiz.
Kendi kendime mirildandiklarimdir. Sekuler olmak için İslam karşıtı olmanıza gerek yoktur. Her hangi bir din karşıtı olmanız yeterlidir. Bunun için ne kadar hristiyan inanışı ve ve adeti uygulamafi var ise bur diziye kızıl kızıl gonca misali dizip bunlar sanki İslami yaşam ve inanciymis gibi gösterip sekulerlerin olduğu karelere de Atatürk resmi koyup oldu da bitti maşallah nur topu gibi sekuler gençlerimiz oldu diyebilecegini mi saniyor birileri? hele o Atatürk resminden yüksek ahlak devşirmek göle maya calmaya benzer ki hiç olmamıştır. Bu ülkede eşini dovenler Atatürk suvetwri giyip Atatürk posterleri önünde poz vermişlerdir. Ve yine gencecik evlatlarımızın canına kıyan PKK'nın uzantilariyla pazarlıklar o Atatürk ün çerçeveli resimlerinin asılı olduğu şık bürolarında ofislerinde yapılmıştır. Kıymetli Atatürk umuz bu kirli pazarliklari mavi gözleriyle görüp esefle karşılamıştır hiç şüphesiz.
Kendi kendime mirildandiklarimdir. Sekuler olmak için İslam karşıtı olmanıza gerek yoktur. Her hangi bir din karşıtı olmanız yeterlidir. Bunun için ne kadar hristiyan inanışı ve ve adeti uygulamafi var ise bur diziye kızıl kızıl gonca misali dizip bunlar sanki İslami yaşam ve inanciymis gibi gösterip sekulerlerin olduğu karelere de Atatürk resmi koyup oldu da bitti maşallah nur topu gibi sekuler gençlerimiz oldu diyebilecegini mi saniyor birileri? hele o Atatürk resminden yüksek ahlak devşirmek göle maya calmaya benzer ki hiç olmamıştır. Bu ülkede eşini dovenler Atatürk suvetwri giyip Atatürk posterleri önünde poz vermişlerdir. Ve yine gencecik evlatlarımızın canına kıyan PKK'nın uzantilariyla pazarlıklar o Atatürk ün çerçeveli resimlerinin asılı olduğu şık bürolarında ofislerinde yapılmıştır. Kıymetli Atatürk umuz bu kirli pazarliklari mavi gözleriyle görüp esefle karşılamıştır hiç şüphesiz.
İNSANOĞLUNUN İLK ÇAĞLARDAN BERİ PARADİGMALAR ARAYIŞI VE PARADİGMALAR EKSENİNDE PSİKOLOJİK DUYGULARIN YONTUMU
Hz. Ademden ve Hz. Havvâdan beri Hz. Ademe öğretilen eşyanın isimleriyle insanoğlunun anlamlandırmalarındaki Manâ kökekenleri aslen sosyolojik bakımdan din esaslıdır. Manevi boyutta insanın toplumdaki aidiyetine nazaran dünya görüşüne anlam kazandıran toplumları ferdiyetleri çeşitli görüşler etrafında bir arada tutabilen morallendiren ve şekillendiren kutsiyeti ortaya koyan paradigmalardır. Kim hangi paradigmalar ekseninde değerlendirmelerini yapıyorsa dünyevi ve uhrevi görüşünü ona göre şekillendiriyordur.
Sekuler açıdan teknik esâsındaki sosyolojik paradigmalar ise, Bilim, Bilimi dallandıran, Sanat ve Zenâat gibi olgularla toplumu ve ferdiyetlerini bir arada tutabilen geliştiren, paradigmalar ortaya sürebilen mefhumlardır. Buna teoloji(ilahiyatda) dahildir.
İster gelişken ister gelişken olmayan şekilde her insanda kendini gösteren siyasal olguyu psikolojik etken olarak ele alırsak, nitekim insanın siyasal olgusuda çeşitli duygularla bağlantılı işlevi mantıksal duygu biçimidir. Çünkü her insanın tabiatında ve fıtratında politize ve siyasallaştırma yatar. İnsanın tabiatındaki ve fıtratındaki gerçekleşen politize ve siyasallaştırma neticede içsel bakımdan yorum kabiliyetini, dışsal bakımdan ise ideolojik görüşün ekseriyetidir. Buna kıyasen ise salt politize ve siyasallaştırma gerçeklikte ticaret ticari kabiliyet olarak sonucunu gösterir. Insanın siyasalını çeşitli duygular neticesinde işlevi mantıksal duygu biçimi olarak ele alırsak buna yönelik eğitimi gerektiren mantıken insan zihninde yükseklerde bulunan olgulardır. Bu sebeptendirki insanın kendini tamamen siyasetten soyutlaması eğitimi vede çeşitli tecrübeleri gerektiren zor süreçlerden geçer. Bu bakımdan her insanın siyasalını gizleyip gizlememesi kendi bilgisi dahilinde olduğu kadar, herhangibi ideolojik görüşün ekseriyetinde olması ideolojik akımından kendisini alı koyamaz... Velhasıl bireysel açıdan, bu sebebiyetlerden ve ekseriyetlerden dolayı ne siyaseti dinden soyutlama nede dini siyasetten soyutlama neredeyse mümkün olmayan durumdur. Herhangibi salt soyutlama neticesinde, ya siyasi akımlar yada dini akımlar soyutlama oranı ve neticesine göre tez avantajlı duruma maruz kalırlar...
Yıllarca çocuklarımiza grimiy masallarindaki korkunç yaşlı kadini, kulkedisindeki sevimsiz üvey anne ve üvey kardeşleri, pamuk prensesteki kötü kalpli üvey anne ve kalpsiz yaşlı kadını, kırmızı başlıklı kızla menfaat düşkünü kurdu anlatıp durduk . Bu masallarda ne bir zeka pırıltısı vardı ne ince bir mizah ne de ahlaki üstünlük ve idealler. Kahramanlar doğuştan fakir ve cahil sonradan zenginliğe kavuşmuş avam takımı. Çalışmadan sadece güzel olduklari için prensin ilgisini çeken balodan baloya koşup rahat edecekleri bir hayata kavuşan sırma saçlı beyaz tenli dilberler. Peki bizim yerli dizileri niye hor görüp eleştiriyorum Sanki biz çocuklarımızı bu uyduruk masalimsi korku senatyolariyla buyutmemistik de Zeka piriltilari ve çok ince zeka kivilcimlari saçan Nasreddin hoca evliya çelebi Keloğlan dedekorkut hikayeleri ile büyütmüştür de şimdi o çocuk tiyatrosu diye izlettigimiz pespaye basmakalıp pamukprenses oyunlarıyla buyuttugumuz cocuklardan bol zengin kız fakir oğlan ya da tersi fakir kız zengin oğlan dizileri dış Inda kaliteli yapıtlar bekliyoruz. Aşkı memnunun bihterinin ikon olduğu bir ülkede replikalarinin bile on miilyonlar izlendiği aşkı memnu konağının müze yapıldığı bir ülkede yasamiyormus gibi sanatta gelecekten ümitli olmak nasıl bir saflıktir?
kandan beslenmeyi seveni niye bıraksınlar damak tadına uygun yemeği kim bırakır. Ülkeyi nefrete boğdular içerde durulmuyor ki millet bundanda gayet memnunlar
Beni ilgilendiren sonuç ağzını açan mangalda kül bırakmıyor. Herşeyin muhteşem olduğuna inandırma çabası içinde hepsi ben sonuca odaklıyım ve dünya ile savaşmak değil barışmak istiyorum. Yurtta barış dünyada barış istiyorum. Hergün kan kan intikam intikam denilen bir yaşama alışamadım alışmakta istemiyorum.
Şehadete güzel bir mertebedir bir mümin olarak ben dahi şehit olmak isterim her akıllı mümin ve müslüman gibi zira 70 yıl gaflet içinde tartışma ve dünya siyasetinin kargaşasının ve siyasi fikri tartışmaların kargaşasından kurtulmak ve ızdırapsız hünsüz azapsız bir aleme gitmek bu zamanın karlarından en yükseğidir layık olmak arzusu ve dileğiyle Allah bana ve benim gibi düşünenlere ihlas versin amin.ancak şu da bir görüştür benim için kim yurtdışında nerede vatani görev ve vazifesini yapıyorsa oraya en azından geri dönmemek için gideceğini bilsin zira hayat yolunun sonu mutlaka ölümdür Allah bize de hakkımızdaki en hayırlı en üstün ve en şerefli yerde ve halde ölmeyi nasip etsin.amin.zira hayatın sonu zaten ölüm.bari yakışır şekilde ölüme talip olup o yönde gayret gösterelim hayat denen sermaye fuzuli şeylerle tükenmesin isterim.
Siyasilerin zenginlerin çocukları normal askerlik yapmazken dünyada hepsi saltanatı yaşarken garibanın küçücük dünyasını elinden alırken hepsi bilmediği görmediği bir yaşamın anahtarını vadediyor. Allahta bunlardan hiç hesap sormuyor. Çünkü hep zenginlerden ve siyasilerden yana bu kural yıllardır hiç değişmiyor fakirin emeğini çürüterek ölümünü güzelleştirerek güçlenip zenginleşmenin adını vatanseverlik milliyetçilik koydular bunuda alkışladılar.
Nurgül hanım bakınız Allah rızası için dinleyin ben bir çok arkadaşımın şehadetini gördüm Allah'ın işi inanın bana hepsi melek gibilerdi tanısaydınız ne dediğimi anlardınız ben bir evin bir oğluyum şehadeti yemin ederim bende diledim daha dün sinemaya gittim ve nefes filmini izledim film mi ben mi izledim film beni mi izledi bilmiyorum ama yapmıs olduğum askerliği göz yaşlarıyla yeniden izledim siz oyıllarda doğuyu güney doğuyu görseydiniz asker olmak bir dert orada sivil olmak bir dertti şimdi terör sınırlarımızın dışında devlet aklı gücü nispetinde yeni yol ve yöntemler geliştirerek mücadeleyi yürütmeye çalışıyor yani ne diyorsunuz devlet mücsdeleyi mı bıraksın askerliği biz yaptık edebiyatını hainler yapıyor ne istiyorsunuz ne güzel yapıyorsunuz mu diyelim yooook bu vatan sahipsiz değil her zaman bu güzel vatan için canını gözünü kırpmadan verecek aslanlar olacaktır şehadete koşarak gideceklerdir benim nur yüzlü kardeşlerim
Nurgül hanım bakınız Allah rızası için dinleyin ben bir çok arkadaşımın şehadetini gördüm Allah'ın işi inanın bana hepsi melek gibilerdi tanısaydınız ne dediğimi anlardınız ben bir evin bir oğluyum şehadeti yemin ederim bende diledim daha dün sinemaya gittim ve nefes filmini izledim film mi ben mi izledim film beni mi izledi bilmiyorum ama yapmıs olduğum askerliği göz yaşlarıyla yeniden izledim siz oyıllarda doğuyu güney doğuyu görseydiniz asker olmak bir dert orada sivil olmak bir dertti şimdi terör sınırlarımızın dışında devlet aklı gücü nispetinde yeni yol ve yöntemler geliştirerek mücadeleyi yürütmeye çalışıyor yani ne diyorsunuz devlet mücsdeleyi mı bıraksın askerliği biz yaptık edebiyatını hainler yapıyor ne istiyorsunuz ne güzel yapıyorsunuz mu diyelim yooook bu vatan sahipsiz değil her zaman bu güzel vatan için canını gözünü kırpmadan verecek aslanlar olacaktır şehadete koşarak gideceklerdir benim nur yüzlü kardeşlerim
Parasızlıktan çaresizlikten yapmayacağın bir işi yapmak zorunda kalıyorsun ve ölüyorsun varlığından habersiz olduğun bir sürü insan senin zorlu koşullara mecbur bırakılmış bedenini kutsamak için toplanıp birbirini provoke ediyor sana makam biçiyor yetmiyor kendine makam biçiyor falan filan ama tek bir gerçek var sadece ananın babanın canı yanıyor. herkes unutacak unutursak kanımız kurusun diyenlerin bile gün gelecek canı çekilip kanı kuruyacak artık ezber dolu sözler ve alışkanlıklar bu yaraları kapatmaya yetmiyor. Evladını kaybetmiş bir ananın bağrında gül bitmiyor.
Allah'ın sizden hesap sormayacağının garantisini kim verdi herkese hesap sorarken size torpil falan mı geçecek. Ona hesap soracak buna hesap soracak mahşerde o onun yakasına yapışacak bu bunun yakasına yapışacak sahi bu arada sizlere ne olacak bu güven nereden geliyor anlamadım gitti. Sıvasız bacasız Garibin gurebanın ölümünü kutsamanın sizi cennete falan götüreceğini düşünerek kendinize yeni henüz keşfedilmemiş kapılar açmak nasıl bir duygu acaba.
Bülent Ecevit bize söz bırakmamış.
İyisi mi birbirimizi yemeyi bırakalım da
Şehitlerimize birer Fatiha okuyalım şu akşam vakti.
şimdi herkes şehitlerimiz için onların hatırına
onların uğruna seve seve can verdiği devletimize laga lugayı bırakıp
pkkyı ve ona destek verenleri bir kere olsun kınasın
yaşasın türkiye cumhuriyeti
yaşasın mustafa kemal ATATÜRK
yaşasın türk milleti
ne mutlu türküm diyebilene
andolsun ki
bu vatanın evlatlarını şehit edenleri unutursak
onları şehit edenleri eş başkan ittifak ortağı tutanları
onlara selam gönderenleri unutur ve unutturursak bize de lanet olsun
şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
bu vatan, uğrunda kan döküle döküle vatan olmuştur.
her karışı şehit kanı ile sulanmıştır.
teröre teröre destek verene selam gönderene teröristlerle sandık sallayanlara
lanet olsun.
her bir yavrumuzu toprağa değil kalplerimize gömdük.
ve inşallah ben de şehit olarak ölürüm.
cumhur başkanım da benim başımda al bayrağa sarılı naaşımın başında kuran okur.
inşallah ben de adımı altın harflerle o makama yazdırırım.
Günaydın güzel haftalar olsun.
3 yanlış bir doğruyu götürüyordu önceleri. Sonra 3 yanlış daha fazla doğru götürmeye başladı büyüdükçe. Sonra birgün 1 yanlış bütün doğruları yerle bir etti... Sonra da anladım doğru aslında tekti. Bütün soruların tek bir doğrusu vardı ve ben bunu anladığımda bütün sınavlar bitmişti.
Suriyeli oldunuz, Afgan oldunuz, Filistinli oldunuz. Arabın her türlüsü oldunuz, Ermeni bile oldunuz. Ne yazık ki Türk olamadınız. Onların adını, şehitlerimizi bugün yine anamadınız Vatan ve bayrak düşmanları yine suskunsunuz. Hepinize lanet olsun.
12 şehidimizin ruhu şad olsun.
3 yanlış bir doğruyu götürmüyor gerçek hayatta
Bir komutan yazmış.
Siz oğlu şehit olan aileye
acı haberi vermeye gittiniz mi hiç?
Hayır mı? Dinleyin o halde;
Sabah daha mesaiye başlamadan yazılı bi emir düşer önünüze
Yukarı köyden Ahmet oğlu Mehmet şehit düşmüştür
Yarabbim dersin, dağa çıksam üç gün aç susuz kalsam da şu haberi vermesem..
Ama giyersin tören üniformanı,
birkaç Mehmetçikle birlikte, hastaneden gelen ambulansı
alırsın arkaya, düşersin yola.
Vatandaş da öğrenmiştir artık,
önde bir askeri araç,
arkada bir ambulans ile geliyorsa
bir eve ateşin düştüğünü.. Yaklaştığın her kasaba veya köyün buz kesildiğini hissedersin
İçinden geçip gittiğin her yer rahatlar..
Neyse varırsın köye.
Askerde evladı olan her haneden inceden bir sızının yükseldiğini,
“aman bizim eve doğru gelmesin” diye dua edildiğini duyar gibi olursun.. Bütün köy donmuştur adeta..
Herkes büyülenmiş gibi izler seni
Hangi eve gidilecek diye ıstıraplı bir merak sarar ortalığı..
Şehidin evine doğru yaklaşmaya başladığında, bahçedeki ihtiyarın büyülenmiş gibi sana baktığını, bacaklarının titrediğini,
Elindeki bastondan güç alarak zar zor ayakta durmaya çalıştığını görürsün.
Ayakların geri geri gider.
Pencerelerde bir hareket başlar ve kapının önüne telaşla bir anne çıkar,
bir sana, bir arkanda yere bakan Mehmetçiklere, bir de ambulansa bakar.
Sonra atar kendini yere.Oğlu daha toprak altına girmeden
o ana düşer toprağa..
Öyle bir vurur ki yere,
Zelzele oluyor sanırsın..
Konu komşu yığılır,
Bin feryat bin figana karışır,
Dersin ki kıyamet budur…
Kimi ana önce sana doğru koşar, ellerine sarılır,
son bir umutla yüzüne bakar,
“Yaralı değil mi komutan?” der;
Başını öne eğer, hiçbir şey diyemezsin.
Dizlerinin bağı çözülür, çökersin anayla birlikte yere, o ağlar sen ağlarsın..
Hemşire elinin titremesinden,
gözünün yaşını silmekten
sakinleştirici iğneyi yapamaz bile..Baba..
Fidan gibi evlatlarını vatana feda eden o babalar..
Sicim gibi gözyaşları dökülürken gözünden, acıya garkolmuş bir gururla, “Vatan sağ olsun, vatan sağ olsun
şehit babasıyım ben” dediğini duyarsın
Kimi içine akıtır gözyaşlarını,
kimi de donar kalır.. Kimi günlerce konuşamaz,
Kimi dua eder, kimi beddua..
Kimi kendi saçlarını,
kimi saçlarımızı yolar,
ne şapka kalır başınızda
ne rütbe omuzlarınızda, söker atar..
Asıl büyük kıyamet bir iki gün sonra kopar. Gerçekle yüzleşme günüdür..
Bu sefer cenazeyle birlikte varırsın köye
Tören mören hak getire..
Köylü alır şehidini omuzlarına,
yer yerinden oynar,
ne protokol kalır ne düzen..
Kimi “Evladımı en son haliyle hatırlamak istiyorum” der,
görmek istemez naaşını…
Kimi de illede “Göreceğim” der,
Gösteremezsin ki;
Ya yüzü yoktur ya bacağı..
Yanımızdaki bi üsteğmen yada yüzbaşı
elinde daha önce de okuduğu,
sadece isim hanesi değiştirilmiş standart metni okur,
“Kanı yerde kalmayacak” diyerek,
bitirir konuşmayı..
Tabuta sarılı analar, babalar, bacılar, gardaşlar duymaz bile bunu,
duysa da inanmaz.
Sonuç olarak; Orada bir mezar,
bir bayrak, bir ana, bir de baba kalır..
Bir yalan ugruna ne gunesler batiyor.
Allah hukumet erbabinin kullune sehitlik nasip etsin insallah. Amin
Dua var Allah var. Başlı başına huzur dolu mutlu bir konu.
Bazıları başlı başına bir yanlıştır. Tepeden tırnağa. Önemsiz insanları önemseyip muztusluğa düşmeyin.
Kendi kendime mirildandiklarimdir.
Sekuler olmak için İslam karşıtı olmanıza gerek yoktur.
Her hangi bir din karşıtı olmanız yeterlidir.
Bunun için ne kadar hristiyan inanışı ve ve adeti uygulamafi var ise bur diziye kızıl kızıl gonca misali dizip bunlar sanki İslami yaşam ve inanciymis gibi gösterip sekulerlerin olduğu karelere de Atatürk resmi koyup oldu da bitti maşallah nur topu gibi sekuler gençlerimiz oldu diyebilecegini mi saniyor birileri?
hele o Atatürk resminden yüksek ahlak devşirmek göle maya calmaya benzer ki hiç olmamıştır.
Bu ülkede eşini dovenler Atatürk suvetwri giyip Atatürk posterleri önünde poz vermişlerdir.
Ve yine gencecik evlatlarımızın canına kıyan PKK'nın uzantilariyla pazarlıklar o Atatürk ün çerçeveli resimlerinin asılı olduğu şık bürolarında ofislerinde yapılmıştır.
Kıymetli Atatürk umuz bu kirli pazarliklari mavi gözleriyle görüp esefle karşılamıştır hiç şüphesiz.
Kendi kendime mirildandiklarimdir.
Sekuler olmak için İslam karşıtı olmanıza gerek yoktur.
Her hangi bir din karşıtı olmanız yeterlidir.
Bunun için ne kadar hristiyan inanışı ve ve adeti uygulamafi var ise bur diziye kızıl kızıl gonca misali dizip bunlar sanki İslami yaşam ve inanciymis gibi gösterip sekulerlerin olduğu karelere de Atatürk resmi koyup oldu da bitti maşallah nur topu gibi sekuler gençlerimiz oldu diyebilecegini mi saniyor birileri?
hele o Atatürk resminden yüksek ahlak devşirmek göle maya calmaya benzer ki hiç olmamıştır.
Bu ülkede eşini dovenler Atatürk suvetwri giyip Atatürk posterleri önünde poz vermişlerdir.
Ve yine gencecik evlatlarımızın canına kıyan PKK'nın uzantilariyla pazarlıklar o Atatürk ün çerçeveli resimlerinin asılı olduğu şık bürolarında ofislerinde yapılmıştır.
Kıymetli Atatürk umuz bu kirli pazarliklari mavi gözleriyle görüp esefle karşılamıştır hiç şüphesiz.
Kendi kendime mirildandiklarimdir.
Sekuler olmak için İslam karşıtı olmanıza gerek yoktur.
Her hangi bir din karşıtı olmanız yeterlidir.
Bunun için ne kadar hristiyan inanışı ve ve adeti uygulamafi var ise bur diziye kızıl kızıl gonca misali dizip bunlar sanki İslami yaşam ve inanciymis gibi gösterip sekulerlerin olduğu karelere de Atatürk resmi koyup oldu da bitti maşallah nur topu gibi sekuler gençlerimiz oldu diyebilecegini mi saniyor birileri?
hele o Atatürk resminden yüksek ahlak devşirmek göle maya calmaya benzer ki hiç olmamıştır.
Bu ülkede eşini dovenler Atatürk suvetwri giyip Atatürk posterleri önünde poz vermişlerdir.
Ve yine gencecik evlatlarımızın canına kıyan PKK'nın uzantilariyla pazarlıklar o Atatürk ün çerçeveli resimlerinin asılı olduğu şık bürolarında ofislerinde yapılmıştır.
Kıymetli Atatürk umuz bu kirli pazarliklari mavi gözleriyle görüp esefle karşılamıştır hiç şüphesiz.
Kendi kendime mirildandiklarimdir.
Sekuler olmak için İslam karşıtı olmanıza gerek yoktur.
Her hangi bir din karşıtı olmanız yeterlidir.
Bunun için ne kadar hristiyan inanışı ve ve adeti uygulamafi var ise bur diziye kızıl kızıl gonca misali dizip bunlar sanki İslami yaşam ve inanciymis gibi gösterip sekulerlerin olduğu karelere de Atatürk resmi koyup oldu da bitti maşallah nur topu gibi sekuler gençlerimiz oldu diyebilecegini mi saniyor birileri?
hele o Atatürk resminden yüksek ahlak devşirmek göle maya calmaya benzer ki hiç olmamıştır.
Bu ülkede eşini dovenler Atatürk suvetwri giyip Atatürk posterleri önünde poz vermişlerdir.
Ve yine gencecik evlatlarımızın canına kıyan PKK'nın uzantilariyla pazarlıklar o Atatürk ün çerçeveli resimlerinin asılı olduğu şık bürolarında ofislerinde yapılmıştır.
Kıymetli Atatürk umuz bu kirli pazarliklari mavi gözleriyle görüp esefle karşılamıştır hiç şüphesiz.
İNSANOĞLUNUN İLK ÇAĞLARDAN BERİ PARADİGMALAR ARAYIŞI VE PARADİGMALAR EKSENİNDE PSİKOLOJİK DUYGULARIN YONTUMU
Hz. Ademden ve Hz. Havvâdan beri Hz. Ademe öğretilen eşyanın isimleriyle insanoğlunun anlamlandırmalarındaki Manâ kökekenleri aslen sosyolojik bakımdan din esaslıdır. Manevi boyutta insanın toplumdaki aidiyetine nazaran dünya görüşüne anlam kazandıran toplumları ferdiyetleri çeşitli görüşler etrafında bir arada tutabilen morallendiren ve şekillendiren kutsiyeti ortaya koyan paradigmalardır. Kim hangi paradigmalar ekseninde değerlendirmelerini yapıyorsa dünyevi ve uhrevi görüşünü ona göre şekillendiriyordur.
Sekuler açıdan teknik esâsındaki sosyolojik paradigmalar ise, Bilim, Bilimi dallandıran, Sanat ve Zenâat gibi olgularla toplumu ve ferdiyetlerini bir arada tutabilen geliştiren, paradigmalar ortaya sürebilen mefhumlardır. Buna teoloji(ilahiyatda) dahildir.
İster gelişken ister gelişken olmayan şekilde her insanda kendini gösteren siyasal olguyu psikolojik etken olarak ele alırsak, nitekim insanın siyasal olgusuda çeşitli duygularla bağlantılı işlevi mantıksal duygu biçimidir.
Çünkü her insanın tabiatında ve fıtratında politize ve siyasallaştırma yatar.
İnsanın tabiatındaki ve fıtratındaki gerçekleşen politize ve siyasallaştırma neticede içsel bakımdan yorum kabiliyetini, dışsal bakımdan ise ideolojik görüşün ekseriyetidir.
Buna kıyasen ise salt politize ve siyasallaştırma gerçeklikte ticaret ticari kabiliyet olarak sonucunu gösterir. Insanın siyasalını çeşitli duygular neticesinde işlevi mantıksal duygu biçimi olarak ele alırsak buna yönelik eğitimi gerektiren mantıken insan zihninde yükseklerde bulunan olgulardır.
Bu sebeptendirki insanın kendini tamamen siyasetten soyutlaması eğitimi vede çeşitli tecrübeleri gerektiren zor süreçlerden geçer. Bu bakımdan her insanın siyasalını gizleyip gizlememesi kendi bilgisi dahilinde olduğu kadar, herhangibi ideolojik görüşün ekseriyetinde olması ideolojik akımından kendisini alı koyamaz...
Velhasıl bireysel açıdan, bu sebebiyetlerden ve ekseriyetlerden dolayı ne siyaseti dinden soyutlama nede dini siyasetten soyutlama neredeyse mümkün olmayan durumdur. Herhangibi salt soyutlama neticesinde, ya siyasi akımlar yada dini akımlar soyutlama oranı ve neticesine göre tez avantajlı duruma maruz kalırlar...
Yazmayacağım demiştim yine dürttünüz. Vesselam.
İnsan Dünya Para Anlam Gerçek
Savaşta kılıç ve kalkan sureti suretsizlikle yani düşmana üstün olmayla sona erer.
Medrese medreseye gidip gelme medresenin türlü, türlü suretleri insan bilgi sahibi olunca dürülür gider.
Bu suretler suretsizliğin kuluyken nasıl oluyor da o nimet sahibine yok diyorlar?
Bu suretler suretsizlikten vücut bulmuştur. Peki kendilerine bu varlığı verene şu aykırı gidiş onu şu inkar ediş nedir ki?
Ha.. suretin inkarı da ondan olur ondan zuhur eder. Bu iş de onun bir aksidir zaten.
Her yurdun duvar tavan ve sair suretlerini mimarın düşüncesinin gölgesi bil.
Düşünce zamanında taş, tahta ve kerpiç meydanda değildir ama bu, böyledir.
Dilediği gibi iş yapan suretsizliktir. Suret, onun elinde bir alete benzer.
Bazı, bazı o suretsiz varlık, yokluk gizliliğinden kerem eder, suretlere yüz gösterir.
Her suret ondan yardım görür. Bu suretle onun yüceliğinden güzelliğinden kudretinden var olur.
Derken yine suretsiz varlık, yüzünü gizler. Suretler ihtiyaçlarından renk ve koku aleminde dilenciliğe başlarlar.
Bu suret başka bir suretten yücelik dilerse bu, yol azıtmanın, sapıklığın ta kendisidir.
A cevhersiz şu halde neden ihtiyacını başka bir ihtiyaç sahibine arz edersin.
Mademki suretler kuldur, Allah'a(tanrıya) suret deme. Onu suret sanma, onu bir şeye benzetmeye kalkışma.
Yalvar yakar kendini yok etmeye savaş. Çünkü düşünceden suretlerden başka bir şey meydana gelmez.
Başka bir suretle gelişmiyor, semirmiyorsan sende, sen yokken doğan suret elbette daha iyidir.
Bir şehre gider, o şehrin suretine ulaşırsın. A yolcu, seni oraya çeken suretsizliktir.
Mana bakımından, hatta mekansızlık alemine kadar da gidersin. Çünkü zevk ve hoşluk, mekan ve zaman aleminden gayrı bir alemdir.
Bir sevgilinin suretine gidersin, onunla eş olmaya, arkadaşlık etmeye can atarsın.
Maksattan gafilsin ama mana bakımından suretsizliğe gittin yine.
Şu halde hakikatte herkesin taptığı Hak’tır. Çünkü yollara gidenler zevk için giderler suretsizliğe doğru yürürler.
Ama bazıları yüzlerini kuyruğa tutmuşlardır. Baş, asıldır ama başı kaybetmişlerdir onlar.
Baş, bu sapıklar tarafından kaybedilmiştir. Fakat baş, kuyruk yolundan başlık eder.
O, baştan imdat görür, bu kuyruktan. Bir tayfa vardır ki onlar başı da kaybetmişlerdir, kuyruğu da.
Hepsi ve her şey kayboldu mu hepsini ve her şeyi bulurlar. Her varlığı her sureti yok etmeye yolundan, külle koşup ulaşırlar.
Sinan Bey ilginç bir hikaye gerçekten
Yıllarca çocuklarımiza grimiy masallarindaki korkunç yaşlı kadini, kulkedisindeki sevimsiz üvey anne ve üvey kardeşleri, pamuk prensesteki kötü kalpli üvey anne ve kalpsiz yaşlı kadını, kırmızı başlıklı kızla menfaat düşkünü kurdu anlatıp durduk . Bu masallarda ne bir zeka pırıltısı vardı ne ince bir mizah ne de ahlaki üstünlük ve idealler.
Kahramanlar doğuştan fakir ve cahil sonradan zenginliğe kavuşmuş avam takımı.
Çalışmadan sadece güzel olduklari için prensin ilgisini çeken balodan baloya koşup rahat edecekleri bir hayata kavuşan sırma saçlı beyaz tenli dilberler.
Peki bizim yerli dizileri niye hor görüp eleştiriyorum
Sanki biz çocuklarımızı bu uyduruk masalimsi korku senatyolariyla buyutmemistik de
Zeka piriltilari ve çok ince zeka kivilcimlari saçan Nasreddin hoca evliya çelebi Keloğlan dedekorkut hikayeleri ile büyütmüştür de şimdi o çocuk tiyatrosu diye izlettigimiz pespaye basmakalıp pamukprenses oyunlarıyla buyuttugumuz cocuklardan bol zengin kız fakir oğlan ya da tersi fakir kız zengin oğlan dizileri dış
Inda kaliteli yapıtlar bekliyoruz.
Aşkı memnunun bihterinin ikon olduğu bir ülkede replikalarinin bile on miilyonlar izlendiği aşkı memnu konağının müze yapıldığı bir ülkede yasamiyormus gibi sanatta gelecekten ümitli olmak nasıl bir saflıktir?
Sayın vezir Vezir pehlevan yazınızın altına imzami attım.
Atılmayacak gibi değil ki