*****ESSELAMÜN ALEYKÜM CEMAATİ MÜSLİMİM***** -----Toplumsal, Kominal ve Kamusal alanlar da yaşamsal devinim içöerisinde olan bütün Vatandaşlar birbirlerinin haklarına riayet etmesi, karşılıklı saygı ve sevgi anlayış içerisinde sosyal ve kültürel ilişkilerini devam ettirmesi insan olmanın bir gereğidir. -----Özellikle Şair ve Yazarlarımız bu konuda daha da önem arz etmektedir. Yeni Neslimize, özellikle ergen gençlerimize tavır ve tutumuyla, duruşuyla davranışıyla, sözü ve özüyle örnek olmalıdırlar. Çünkü Şair ve Yazarlarımız her zaman ve her yerde göz önündedirler... ------Asla kuralsız, nizamsız, ölçüsüz ve sorumsuz olmamalıdır. Çünkü? Türk Ulusal muasır medeniyetimizi sarfınazar etmeleri hakkına sahip değil- lerdir. Kendi kin, kibir ve egolarını alenen yaşamalarına ne örfü geleneğimiz ne de mevcut yasalarımız izin vermektedir. Biz Devri Aleme nizam vermiş Bir Milletiz. Toplumsal Ahla ki değerlerimizi hiç kimsenin yozlaştırmasına ve fasifize etmesine izin vermeyeceğiz. Anayasal haklarımıza her zaman ve her yerde sahip çıkacağız...VESSELAM.
DEVRAN DEĞİŞTİ KUL AYNI DEĞİL . Kalmamış Beşerde, Fikri Feraset Kâhinler Batıla, Olmuş Esaret İlim Bahçesini, Sarmış Haşaret Ağaçlar Kurudu, Dal Aynı Değil. . Şeytana Gerek Yok, Nesil Azıyor Yobaz Alim Olmuş, Derviş Geziyor Kardeş-Kardeşine, Kuyu Kazıyor Gidişat Bozuldu, Gen Aynı Değil. . O, Eski Yarenler, Hasım Oldular Ezeli Rakipler, Hısım Oldular Cübbeli Papazlar Kasım oldular Mezhepler değişti, Kul aynı değil. . Bilim Tezgâhın da, Sahte Nakışlar Memleketi Bozdu, Nazar Bakışlar Meclis-i Ayan'da, Fevri Çıkışlar Lehçeler Bozuldu, Dil Aynı Değil. . Der Vezir, Ecdadın Unutma Sakın Cahilden Uzak Dur, Kâmil'e Yakın Yalancı Fetbaza Tavrını Takın Kervan Vurgun yedi yol aynı değil... ------OZAN ÇAKIROĞLU-------
------Başkalarının Fikri düşüncelerini. söz ve deyimlerini, Şiir ve Nesirlerini Aktüel olarak güncellemeye mütemadiyen devam ettik- lerin de, kendi öz benliklerini yitirirler. Yaşamsal devimim içerisinde her zaman ve her yerde Araf ve fetrette kalırlar... ------Biz Materyalist Felsefeciler ve Sosyalist Realistler Fikri hür, Vicdani hür ve irfani hür nesilden yanayız...VESSELAM. -----OZAN ÇAKIROĞLU----- .
-------ACIMI İNSAN-I YOĞURUR, İNSAN MI ACIYI YOĞURUR-------- Toplumsal, Kominal ve Kamusal alanlar da uyulması gereken kurallar vardır. Bu kurallar bütünlüğü içerisinde Fertlerin biribirlerinin haklarına riayet etmesi karşılıklı saygı, sevgi ve anlayış çerçevesi dahilinde sosyal ve kültürel ilişkilerini devam ettirmesi için İnsan olmalarının bir gereğidir. -------Bu yaşamsal devinim içerisin de hayatımız inişli-çıkışlı, Acılı-tatlılı, huzurlu ya da huzursuz gamlı, kederli, başarılı-başarısız eylemli ve ya eylemsiz gün, ay ve yıllarımız sistematik bir döngü içerisinde, belirli iklim ve Coğrafyalar da zaman- sal ve yaşamsal nedenlerden dolayı kaçınılmaz gerçeklerdir... ------İnsanın doğumundan ölümüne kadar yukarıda beyan ettiğim olgulardan dolayı Acılar İnsanları yoğurur, pişirir ve güçlendirir. Mürşid-i Kâmil insanlar her türlü acılar- dan ibret alır ve yaşamsal bir eyleme dönüştürür...VESSELAM. -------BİR YORGUN DEMEOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN-------
*****MUHTEREM ŞAİR VE ŞAİRE KARDEŞLERİM***** ----Alem-i Devran da her eylemsel tavır ve davranışlardan pişmanlık duyulabilinir. Ancak Saygı, Sevgi ve Barıştan asla pişmanlık duyulmaz. ----Sevgi olmadan Saygı, Saygı olmadan sadakat, Sadakat olmadan huzur ve mutluluk olmaz. Bütün bu olguların oluşması için, Müspet Bilimsel eğitimle Fikri hür, Vicdani hür ve irfani hür bir nesil yetiştiril- mesiyle sağlanır...VESSELAM.------OZAN ÇAKIROĞLU.
*****CEMAAT-İ MÜSLİMİN***** Devran-i Alem de, İnsanlığın kurtuluşunu sağlayacak en büyük eylemsel Devinim Sevgi, Barış ve Hasenatla sağlanabilir. Ekonomik, Siyasal, Sosyal ve kültürel alanda Toplumsal Temayülün menzili Türk Ulusal Milletin Barışa dayalı Anayasal haklarının korunmasıdır. .VESSELAM. .
*****MUHTEREM DİN KARDEŞLEİM***** Her İnsan bir değerdir, karşılıklı Sevgi ve saygı İnsanların En büyük hazinesidir... Su, Hava, Güneş gibi, karşılıklı Sevgi ve saygı İnsanların Doğal ihtiyaçlarıdır... ------OZAN ÇAKIROĞLU----- .
*******MUHTEREM METAFİZİKÇİ KARDEŞİM****** . -----Metafizik Felsefeyle--Materyalist Felsefenin Anayasal konularda ve Toplumsal Kominal ve bireysel yaşam ortamların da oldukça fazla ortak bileşimler ve kavram- sal eylemler mevcuttur. ------Hak, Hukuk ve Adalet mizanın da Din, Mezhep ve Irk ayrımı yapılmadan eşit haklara sahip olunması ve Kamusal alanlar da kişilerin aynı haklara sahip olmaları. Vatandaşlık haklarının, kişilerin Dinine, rengine ve ırkına bakılmaksızın ve kayıtsız şartsız aynı Kanun hükmünde korunması. Ulusal Devlet Hiyerarşik sistemin bütün Memleket sathın da eşit bir şekilde bilumum hakların korunup-kollanmasında.Siyasi Ekonomik, Sosyal ve kültürel alanlarda Toplumsal Barış ve Huzurun tesisinde. Daha bir çok alanlar da bir bütünlük içinde her iki Felsefenin hem-hal olduğu kaçınılmaz ve inkâr edilemez bir gerçektir Onun içindir ki Dua ve Niyazın yeri ve önemi ayrıdır. Ulusal Devletler de Diplomasi faaliyetlerinin yeri ayrıdır. -----Devran-i Alemin Tarihsel Devinimine bir göz atarsanız, bütün bilinmeyen meçhul denklemleri her iki Felsefenin ortak kudretiyle çözersiniz. Devranın Tarihsel sürecine Metafizikçiler Fıtrat-ı Kader derler... Materyalist Felsefeciler ve Sosyalist Realistler EVRİM Derler. Bütün ayrıntı bir taraf Uhrevi düşünce eylemini, Diğer taraf ise Bilimsel düşünce eylemini destekler....VESSELAM. --------------YORGUN DEMOKRAT KALEMİNDEN---------------
--------VAHŞİ KAPİTALİZM-------- . ------Kapitalizm, üretim araçlarının özel mülkiyete ait olması ile birlikte, bunların kâr ile işletilmesine dayalı bir sömürü sistemidir. Tamamen teknik-ekonomik sistem olan Kapitalizm denetimsiz serbest piyasa ekonomisine dayalıdır. Süreklilik arz etmek için, Basın-yayın ve Televizyon aracığıyla ve her türlü reklam-i dalaveralarla üretim Toplumunu Tüketim Toplumuna evrilmesiyle devamlılık sağlar... ------1980 ler de Ülkemiz ekonomisi yeni ve yarı sömürge sistemiyle boğuşurken, son on yıl da hızla çağlayıp-coşmuştur...Vahşi Kapitalizm neredeyse Ülkemizin tamamına yayılmıştır. Siyasi Akvamın tutarsız ve yetersiz politikaları sonucu, Maşrikten--Mağribe göç kervanı yoğunlaşmıştır. Kırsal kesimler de yaşayan, özellikle Köylü kesimini türlü oyunlarla Metropol Şehirlere özendirip ve göç etmelerini sağlamışlardır. ------Anadolu'nun doğu kesimde Tarım ve Hayvancılıkla uğraşan Köylü ve çiftçilere Devlet yeteri kadar Sübvansiyon desteği vermediğinden dolayı ve bilinçli bir şekilde Tarım ve Hayvancılık yüzde ellilerin altına düşmüştür. Merhum İsmet İnönü tarafında çıkarılan ( DENETİMLİ SERBEST PİYASA EKONOMİSİ) Ber taraf edilerek, yerine Denetimsiz serbest piyasa ekonomisi getirilmiştir. Siyasi Akvam, Özellikle Riyaset Sarayı Televizyonlar da ve Miting meydanlarında bunu gizleyip ve enflasyonu türlü cambazlıklarla lanetleyip dururlar... ------Osmanlı Devletinin iki türlü geliri vardı. Bir Vergiler, iki savaş ganimetleri.Şimdi neredeyse aynı konuma gelindi. Hani biz Millet olarak semt pazarlarına ve tekelci Marketlere ver yansın ederizyaaa, işte bu beyhudedir. Çünkü Mevcut Sistem bura- dan besleniyor. Yani her gün Gökten yağmur yerine ZAM yağması Hükümetin işine geliyor. Piyasa da ne kadar pahalılık, Devlete o kadar vergi demektir...VESSELAM. -------BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN------
*****ANTOLOJİ SİTELERİNİ SANKİ KASIRGA VURMUŞ***** . -----Ehil Şahsiyetler Fikri hür, Vicdani hür ve irfani hür Mürşid-i Kâmillerdir. Materyalist Felsefi Realistler Toplumsal meselelere bilimsel açıdan irşat olurlar. Her zaman ve her yerde medeni ve cesur olurlar. Her türlü melanet karşısında omurgalı bir dik duruş sergilerler. -----Cahil ve yobaz mahlukatlar haksız, kuralsız, çaresiz güdüsel ve korkak olurlar. Her türlü hakimiyet altına girerler. Her zaman ve her yerde Atatürk devrine çamur atar ve Cumhuriyet değerlerine karşı çıkarlar. Ulusal Devlet yönetim şekline ket vururlar. Hilafet aşkıyla yanıp tutuşurlar. -----Zalimler sömürü ve melanet çarklarını her zaman ve her yerde bu cahil ve yobaz kafalarla çevirirler.. Cehalet odaklarıyla Topluma kin, kibir ve nefret ekerler. Şehit Cenazelerini Provoke ederler. Metropol Şehirlerde Hilafet Bayrağı açarlar. Okul ve Camilerde kötü amellerini eyleme dönüştürürler. Bunlar Kaos ve Kargaşasız ortamlar da asla yaşayamazlar. ------Yurdumuz da Hak, Hukuk ve Adaleti Mizanı hakikatlı bir şekilde çalışması için Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Devrim ve Yasaları kayıtsız-şartsız Hiyerarşik bir şekilde uygulanmalıdır... VESSELAM. ------BİR YORGUN DEMOKRAT------
******SAMSUNLU ŞAİR CEMAL SAFİ****** . -----Cemal Safi, 1938 yılın da Samsun'da doğmuş, Beyin damar hastalığından dolayı 2018 yılın da Ankara'da vefat etmiştir. Merhum Şaire Allah Rahmet eylesin, Mekânı Cennet, Ruhu Şad olsun... ------Başka bir Sitede Merhum Cemal Safi'ye methiler dizilmiş. İleri görüşlü, ufku geniş, oldukça ferasetli ve kusursuz bir Kâhin gibi anlatılmış. Eyvallah--Eyvallah da Fikri hür, Vicdanı hür ve irfanı hür hamasetli Kâhinler, yaşamsal devinim içerisin de bütün eylemsel tavır ve davranışlarından sorumludur. Eğer ki zayıf ve kusurlu yan- ları varsa şayet bir bütünlük içerisinde övgüyle anlatılmaz. Ancak hayır ve hasenatlı eylemleri anlatılır diye düşünüyorum... -------Şimdi ben buradan, Şair Cemal Safi'nin 03-05-2001 tarihinde yazmış olduğu GIZA BAK Başlıklı Şiirinin sadece üç Dörtlüğünü paylaşacağım. Sayın okurlarımız yorumlarını yapsınlar... . -------GIZA BAK------ Bilmem neyin nesi, kimin sıpası Çözüldü gölümün katmerli pası Göğüs-göğüs değil, füze rampası Şafak mı söküyor, kıza bak hele. . Ten değil mübarek, akrın sıcağı Koynuna girenin, söndü ocağı Bir kalçayı seyret, bir de bacağı Tornaya çekilmiş, dize bak hele. . Görenler altını ıslatmış derler Yatağı göl etti döktüğüm terler Yetişin yanıyor bastığı yerler Giderken koyduğu, ize bak hele... . (ŞAİR CEMAL SAFİ'nin GIZA BAK ŞİİRİNDEN ALINTIDIR)
------Diğer Dörtlükleri utandığımdan dolayı burada paylaşmadım. KADIN: Bütün Alemi insanın Havva Anası, Yüce Türk Ulusunun Atlas-libası, Nice Kahraman Yiğitlerin gönül Sunası, Vatan için Şehit olmuş bunca canların Eşi, Bacısı, Mustafa Kemal'in Zübeyde Anası, Anadolu kültürümüzün Şeref Tacı Bir aklı durgun, basireti yorgun, dimağı sargın ve Kalemi solgun bir Beşer-i Şair Tarafından bu şekilde lanse edemez? Etmemelidir? Ve asla etmemeliyiz diye düşünüyorum... -----Ben asla ve katta Merhum Cemal Safi'yi güncelleyen Şahıslara karşı bir serzenişim yoktur. Ve olamaz da. Herkesin görüş ve Fikri hürriyeti vardır. Bizim kimsenin tavır ve eylemine ket vurma yetkimiz yoktur...VESSELAM. -----Yazdıklarımı doğru okuyup ve doğru muhakeme eden okurlara sevgi ve Selamlarımı sunarım... -----BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN-----
******SAMSUNLU ŞAİR CEMAL SAFİ****** . -----Cemal Safi, 1938 yılın da Samsun'da doğmuş, Beyin damar hastalığından dolayı 2018 yılın da Ankara'da vefat etmiştir. Merhum Şaire Allah Rahmet eylesin, Mekânı Cennet, Ruhu Şad olsun... ------Başka bir Sitede Merhum Cemal Safi'ye methiler dizilmiş. İleri görüşlü, ufku geniş, oldukça ferasetli ve kusursuz bir Kâhin gibi anlatılmış. Eyvallah--Eyvallah da Fikri hür, Vicdanı hür ve irfanı hür hamasetli Kâhinler, yaşamsal devinim içerisin de bütün eylemsel tavır ve davranışlarından sorumludur. Eğer ki zayıf ve kusurlu yan- ları varsa şayet bir bütünlük içerisinde övgüyle anlatılmaz. Ancak hayır ve hasenatlı eylemleri anlatılır diye düşünüyorum... -------Şimdi ben buradan, Şair Cemal Safi'nin 03-05-2001 tarihinde yazmış olduğu GIZA BAK Başlıklı Şiirinin sadece üç Dörtlüğünü paylaşacağım. Sayın okurlarımız yorumlarını yapsınlar... . -------GIZA BAK------ Bilmem neyin nesi, kimin sıpası Çözüldü gölümün katmerli pası Göğüs-göğüs değil, füze rampası Şafak mı söküyor, kıza bak hele. . Ten değil mübarek, karın sıcağı Koynuna girenin, söndü ocağı Bir kalçayı seyret, bir de bacağı Tornaya çekilmiş, dize bak hele. . Görenler altını ıslatmış derler Yatağı göl etti döktüğüm terler Yetişin yanıyor bastığı yerler Giderken koyduğu, ize bak hele... . (ŞAİR CEMAL SAFİ'nin GIZA BAK ŞİİRİNDEN ALINTIDIR)
------Diğer Dörtlükleri utandığımdan dolayı burada paylaşmadım. KADIN: Bütün Alemi insanın Havva Anası, Yüce Türk Ulusunun Atlas-libası, Nice Kahraman Yiğitlerin gönül Sunası, Vatan için Şehit olmuş bunca canların Eşi, Bacısı, Mustafa Kemal'in Zübeyde Anası, Anadolu kültürümüzün Şeref Tacı Bir aklı durgun, basireti yorgun, dimağı sargın ve Kalemi solgun bir Beşer-i Şair Tarafından bu şekilde lanse edemez? Etmemelidir? Ve asla etmemeliyiz diye düşünüyorum... -----Ben asla ve katta Merhum Cemal Safi'yi güncelleyen Şahıslara karşı bir serzenişim yoktur. Ve olamaz da. Herkesin görüş ve Fikri hürriyeti vardır. Bizim kimsenin tavır ve eylemine ket vurma yetkimiz yoktur...VESSELAM. -----Yazdıklarımı doğru okuyup ve doğru muhakeme eden okurlara sevgi ve Selamlarımı sunarım... -----BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN-----
******KISSADAN HİSSE******* . -----Devri zamanın da oturduğumuzun semtin Bakkalı vardı. Sahibine Pala Cabbar efendi derlerdi. Bizim Palanın yaşlı bir Papağanı vardı. Bakkalın önünde geniş bir kafesin içinde asılı bir şekilde yaşar ve gelene-gidene laf atardı. Bir de Mahallemiz de Maliyeci Murtaza efendi vardı. Her gün işe giderken Pala Cabbar'ın Dükkanın önünden geçerdi. Her gelip geçerken Yaşlı Papağan Murtaza'ya, Aptal, sersem fodul, kel Murtaza gibi hakaretler yağdırırdı. Bizim Maliyeci Papağandan oldukça huylanır ve hatta kin, nefret tutar oldu... ------Günlerden bir gün Bakkal Cabbar'a Yeter ya-hu diyor. Bu hadsiz, terbi- yesiz Papağanı sustur yoksa elimden bir kaza çıkacak. Cabbar efendi bir güzel azarlıyor yaşlı ve hadsiz Papağanı. Diyor ki bir daha Murtaza efendiye hakaret edersen şayet, senin o dilini keserim...Ertesi günü Bizim Maliyeci oradan geçerken Yaşlı Papağan Murtaza efendi, Murtaza efendi diye ses- leniyor. Murtaza efendi dönüp bakınca, Papağan diyor ki? Sen anlarsınya, Sen anlarsın yaaa... ------Şimdi de her başa gelen, Memura, işçiye, Emekliye diyorlar ki???? Yaaa kullarım siz anlarsınız yaaa....VESSELAM. ------OZAN ÇAKIROĞLU-----
BU DEVRANIN MİZANI BOZUK . Bunca gam yükünü sırtıma aldım Çözüm bulamadım, arafta kaldım Donattım Sofrayı, efkâra daldım İçmesem bir türlü, içsem bir türlü. . Hak, Hukuk Adalet Mizanı Bozuk Ne Yaradan Tanıyor, Ne de tüzük Kardeş-Kardeşine Atıyor Kazık Söylesem bir türlü, sussam bir türlü. . Bu nasıl karakter, bu nasıl huymuş Veletler türemiş, hamaset bitmiş Sırtımdan geçinen hanemi soymuş Ağlasam bir türlü, Gülsem bir türlü. . Neslim ile Koptu, Gönül Köprüsü Namertle uğraşmak ömür törpüsü Sazıma Dokunup Hırsız Türküsü Çalmasam bir türlü, çalsam bir türlü. . Çakıroğlu Geldi, Altmış Yaşına Haramı Katmadı Ekmek Aşına Baykuşlar konuyor toprak taşına Gürlesem bir türlü, essem bir türlü... -----OZAN ÇAKIROĞLU----
******KISSADAN HİSSE******* . -----Olay Anadolu'nun üstü açık bir Köyün'de geçmektedir. Devri zamanın da Muhtarlık seçimi yapılacak Ancak Köy de oldukça gayrı yasal olaylar olmaktadır. Köyün uyanık ve kuralsız kişileri kendilerine ses çıkarmayacak Muhtar adayı arıyorlar. Sonun da Köyün en sefil ve pejmünderi olan Hamo'da karar kılıyorlar. Gidip Hamo'ya diyorlar ki bizim Muhtar adayımız sansin. Bu Köy'de senden zeki akıllı ve münevver biri yoktur. Hamo Muhtarlık teklifine kıs-kıs gülmektedir.Diyor ben kendi Aileme reislik edemiyorum, benden Köyün muhtarı olur mu??? -----Sonun da ısrarlara dayanamıyor Adaylığı kabul ediyor. Ancak benim bir şartım vardır. Köyümüz de her kim ölürse, Mezara koymadan önce ben ölen şahısların kulaklarına bir şeyler söylerim. Uyanıklar şebekesi tamam olur diyorlar...Gel zaman git zaman derken, Köyde birisi ölüyor, tam mezara koyarlarken, Köyün En zalim Ağası bağırıyor çağırın ulan Muhtar Hamo'yu. Hamo geliyor kefeni açıp Meftanın kulağına bir şeyler fısıldıyor ve gömüm bu Meftayı diyor. -----Bir-üç-beş derken Köyün Zalim Ağası huylanıyor. Ya-hu bu salak Muhtar Hamo Meftaların kulağına ne söylüyor. Meraklarına yenilip Muhtar Hamoya bir oyun oynu- yorlar. Şebeklerden birini yalandan öldü deyip. Tam Mezar başın da Çağırın Muhtar Hamoyu. Hamo yine Meftanın kulağına bir şeyler fısıldıyor. Hadi gömün bu meftayı diyor. Cemaat-i müslimin dağıldıktan sonra mezara sağ giren şebeki çıkarıp soruyorlar? Muhtar Hamo senin kulağına ne dedi? Şebek cevaplıyor, Hamo kulağıma eğer ki öbür Dünya'da Memleketin halini soran olursa şayet, sen de dersin ki Bizim köyün Deli Hamosu Köyümüze Muhtar oldu. Onlar Memleketin ne halde olduğunu anlarlar... ------Şimdi de ben derim ki? 2 milyon 700 bin takipçisi olan, Komedi programlar yazarı Hasan Can Kaya'nın Youtub'te Konuşanlar Programını izlerseniz, Yüce Türk Ulusal kültürümüzün ne hale geldiğini görürsunuz...VESSELAM. ------BİR YORGUN DEMEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN-------
Yalan Dünya Arsızındır Renkli Devran Soysuzundur Nerede Bir Güzel Görsem Aslı Bozuk Nursuzundur. . Değirmen Susuz Olur mu Dervişan Çulsuz Olur mu Bağı-Bağbanı Olanın Bülbülü Gülsüz Olur mu. . Bir Çiçekle Bahar Gelmez Nesil Bozuk, Hürmet Bilmez Cehaletten Mürşit Olmaz Kul Aslına Döner Bir Gün. . Çakıroğlu Hayal Kurma Beyhude Kendini Yorma Azrail'e Adres Sorma Çark tersine döner bir gün...
Yalan Dünya Arsızındır Renkli Devran Soysuzundur Nerede Bir Güzel Görsem Aslı Bozuk Nursuzundur... . Değirmen Susuz Olur mu Dervişan Çulsuz Olur mu Bağ-ı Bağban-ı Olanın Bülbülü Gülsüz Olur mu... . Bir Çiçekle, Bahar Gelmez Kuru Ağaç Meyve Vermez Zalim insan Hakkı Bilmez Şer Ateşi Söner Bir Gün . Çakıroğlu Hayal Kurma Beyhude Kendini Yorma Azrail'e Adres Sorma Çark tersine döner bir gün...
******KISSADAN HİSSE****** . ----Yılbaşı gecesi Benin gibi Emekli bir dostum beni Evlerine davet etti. Dedi gelirken Bağlamanı da getir. Davete icabet lazım dedim ve kalktım gittim. Evde üç arkadaş daha vardı. Dostum eşini bir komşuya göndermiş, Hoş beşten sonra, Sofrayı donattılar Neyse biraz meyleştikten sonra, dedi- ler artık seslendir şu Bağlamayı da ortam şenlensin... ----Aldım benim yareni elime dokundum perde-teline. Ben genelde irticalen çalar söylerim. Bakalım arkadaşlara ne söyledim, onlar ne dinlediler??? . Hiç Gelecek Vaktim, Yoktu Vallahi Hatuna Tekmili, Verdimde Geldim, Kırk Selavatla izin, Aldım Billahi Sazımı sırtıma vurdumda geldim. . Belaya Soktunuz Garip Başımı Lazer ile Takip Eder Peşimi Önceden bitirdim Akşam işini Saati dokuza kurdumda geldim. . Hiç zamanım yoktur boş oturmaya Hazandan başladım turşu kurmaya Kış olunca başlarım iplik sarmaya Erişte, Yufkayı, Açtımda Geldim. . Aş-ekmek yaparken, Türkü söylerim Kuş Kemendi ile, Sinek Avlarım Her akşam olunca, gönül tavlarım Düşümü hayıra, yordumda geldim.
Çakıroğlu Yazdı, Eyledi Kelam Belki de Yarına, Okunur Selam Hanım baş tacımdır, hemide belam Üç- beş saat izin, aldım da geldim... -------OZAN ÇAKIROĞLU------
-----------HUSİLER ya-da ENSARULLAH---------- . -----Husiler ya-da Ensarullah hareketi 1990 Yılın da Yemen'in Kuzeyin de, İslami kültürel ve Dini faaliyet odaklı guruplar tarafından kurulmuştur. 2004 Yılın dan beri Silahlı ayaklanma başlatmıştır. Örgüte İran tarafından mali ve Askeri destek veril- mektedir. -----Husiler Filistin-Gazze olayların da Hamas'tan yana tavır koydular. Ve destekle- meleri halen daha devam etmektedir. Husi'ler Kızıl Deniz de İsrail'e giden Gemileri vurması sonucu, ABD ve İngiliz donanmaları Yemende ki Husiler hedeflerini vurmaya başladı. -----San ki Emperyalist Ülkeler üçüncü Dünya Savaşının temellerini atıyorlar gibi-gibi? ------------OZAN ÇAKIROĞLU------------
ÇİÇEKSİZ BAHÇENİN BÜLBÜLÜ OLMAZ . Kar Çiçeği ile Yaz, Bahar Gelmez Gülşensiz Bahçenin, Bülbülü olmaz Nektarsız Çiçekten, Arı Bal almaz Ağaç Meyve Vermez, Dal olmayınca. . Fırtına Kumuyla, Kurma Binayı Kâmil Meclisin de, bekle sıranı Sevgisiz çağlamaz, aşkın sarayı Gönülden-gönüle Yol olmayınca. . İster Bahar Olsun, İster Yaz Olsun Hazan yeli vursun, Mevsim Güz olsun İster Ud-Kemane, İster Saz Olsun Bülbül'ler Şakımaz, Gül Olmayınca. . Gönül yarasına, Merhem sürülmez Aşkın Şehvetiyle, Murat Alınmaz Vuslata Ermeden, Yuva Kurulmaz Hayır-Hasenatlı, Kul Olmayınca. . Aşk ile Sevdanın, Olmaz Nedeni Tuba'yla Mest etti, Havva Ademi Keremle Aslının, Yandı Bedeni Yürekte Çağlayan, Sel olmayınca. . Maşuklar Aşığa, Yürek Dağlatır Karunlar Köşküne, İcra Bağlatır Dönüşür Hicrana, Her gün ağlatır Barışla Uzanan, El Olmayınca. . Çakıroğlu Dikkat Et, Lehçe-Diline Arif Meclisin de, Kıymet Biline Al Bağlamanı da, Dokun Teline Beyhude yorulma, Sulh olmayınca... -------OZAN ÇAKIROĞLU--------
*******OSMANLI DA BİZİM, CUMHURİYET DE BİZİM******* . ------Eyvallah--Eyvallah da ben köklü Tarihimize sahip çıkmayalım demiyorum ki? Tarihimize sahip çıkalım serzenişinde bulunulduğundan dolayı bende derim ki neresine sahip çıkalım. Hangi marifetleri irşat alalım. Osmanlının Kadınlarımızı nüfustan saymayışını mı? Yoksa Erkek egemenliğini mi? Valide Sultanların saray hamamlarında cariyeleri bir muz gibi soyup, o masumları milim*milim ölçerek Şehzadelere peşkeş çekmelerini mi? 700 yıl da bir Soyadı kanunu çıkaramayışını mı? Tek eşlilik ve resmi nikâhı kanuni bir hak haline getirmeyişini mi? Hünkârların halka Kullarım diyerek adeta köleliği Devlet köleliği haline getirmesini mi? Bütün Padişahların nikâhsız yaşamasını mı? ( Hürrem Sultan hariç) Yazmakla bitmez... -------Yukarıda arz etmiş olduğum konuların tamamı doğrudur. Cumhuriyet Tarihimizin de elbette ki eksikleri vardır. Ancak daha Cumhuriyet kurulur-kurulmaz Osmanlı Halkı Kölelikten Vatandaşlığa terfi etmiştir. Kadınlarımız kuntakintelikten kurtulup birey olmuş- lardır. Bir çok medeni Devrimler yapılmıştır. Her şeyden önemlisi harf devrimiyle birlikte Memleket sathında eğitim ve öğretim seferberliği başlatılmıştır. Türk medeni kanunuyla Kadın hakları, Tek eşlilik ve resmi nikâh zorunlu kılınmıştır. Kadın-Erkek cinsiyet eşitsiz- liğine son verilerek Kız çocukları okula alınmıştır. Ve her şeyden daha önemlisi Monarşi- den Demokrasiye geçilmiştir. Sivil Belediyeciliği zorunlu kılmıştır. Denetimli Serbest piyasa Ekonomisine geçilip tam Bağımsızlık ilan edilmiştir. Türk Lirası Uluslar arası serbest dolaşılmasına izin verilmiştir. Ekonomi de arz-talep dengesi sağlanmıştır. Bu durumu Kitlerin sayısını artırarak ve Memleket sathına yayarak başarmıştı. Şimdi Kitlerin % 60 ı satılmış durum da????? -------Yüce Mustafa Kemal Atatürk'ün Devrimlerini yazmaya ne sayfa yeter, ne de zaman yeter. Osmanlı da bizimdir, Türkiye Cumhuriyeti de. Her döneme sahip çıkalım çıkması- na da, biz öncelikle Cumhuriyet değerlerine sahip çıkalım, koruyup ve kollayalım.. Demokrasi rafta dinleniyor, Bari elimizdekilerini koruyalım....VESSELAM. -------BİR YORGUN DEMORATIN SOLGUN KALEMİNDEN-------
-------BİZİM TARİHİMİZ------ . -----Ulusal Türk Milletinin Tarihsel devinimi Milattan öncesini saymasak, Milattan sonra Orta Çağın başlangıcı 375 Kavimler göçüne dayanıyor. 1492 de Orta Çağın bitimi ve Amerika'nın keşfiyle beraber Osmanlı da kabile Devlet şeklinden Ulusal Devlet sistemine geçiyor. Ve 1453 de Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u almasıyla yeni bir Çağın devinimi başlıyor. 1512 yılına kadar her alanda olumlu gelişmeler oluyor. Ancak 1512 de Yavuz Sultan Selim tahta çıkınca kin, kibir ve nefret dönemi başlıyor. Yavuzun kolu nereye uza- nıyorsa orada kaos-kargaşa başlıyor. Yeniden Din-mezhep ve ırk savaşları başlıyor. 1514 Yılın da Çaldıran Savaşı ve sonrasın da Alevi kıyımları son sürat devam ediyor??????? -----Buradan sonrasını yazıp ta fazla kafa karıştırmak istemiyorum. Osmanlının arafını mı anlatayım, yoksa fetretini mi anlatayım..1789 da Fransa burjuvazi demokratik devrimini mi anlatayım. Fransa devriminden sonra Osmanlı iyice paniklemiştir. Taa 2. Abdülhamit'in 1876 da birinci meşrutiyet kanun-i esasiyenin ilanına kadar devam ediyor. Bundan sonra- sını Ze kuşağı da bilmektedir Fazla tafsilata girmeyeceğim. ------Muhterem okurlar, Milat'tan sonra Tarihsel devinim de sayılmayacak kadar devrim demiyorum? Evrimler olmuştur? Şimdi biz Tarihimizin neresine sahip çıkacağız. Ben ger- çekten anlamış değilim. Amma ve lakin Uluslar arası Diplomasi de elbette ki Tarihimize sahip çıkacağız...VESSELAM. -------OZAN ÇAKIROĞLU------
-------Bu gün Saat 23.50 de Afganistan'da 6.5 büyüklüğünde Deprem oldu. Az gelişmiş Ülke olduğundan dolayı mutlaka hasar büyük olmuştur. Benim yıllardır anlam veremediğim ve kabul görmediğim Zelzeleye, afata ve tufana Fıtrat-ı kader denilmesidir. Özelikle bunu mütedeyyin kesimin Siyasi bir mal- zeme olarak kullanması beni ve benim gibi düşünenleri oldukça tedirgin etmek- tedir??? Hele böyle bilimsel, teknolojik ve dijital çağ da??????? -------Bu gün Regaip Kandilli. Bu günün önem ve hürmetine binaen, bütün dua niyaz ve niyetler kabul görür derler. Ya-hu bu bir çelişki değilmidir. Dinimizce böyle kutsal bir günde Deprem olması nasıl Fıtrat-ı kader olur. Mütedeyyin Şair ve yazarlar kendi köşelerinde, muteviyatlı ve tafsilatlı bir şekil de yazsalar da bizler de ibret ve feyz alsak daha uygun olmaz mı??? VESSELAM. -------OZAN ÇAKIROĞLU--------
------Ulusal Türk Milletimizin ve bütün İslam Aleminin Mübarek Ragaip Kandilini en derin sevgi dolu dileklerimle kutlar, Gecenin önem ve hürmetine yapılan bütün Dua ve niyetlerin kabulünü Yüce Yaradan'dan niyaz ederim... -------OZAN ÇAKIROĞLU------
*******EN BÜYÜK YOKSULLUK CEHALETLİKTİR******* . -----Okur yazar olmayıp ta, Anadolu örfü gelenekleriyle yetişen, bireysel ve kominal yaşayan iinsanlara hürmetim vardır. Onlara asla bir olumsuz kelamım olamaz. Ben Diplomalı Cehaletten bahsediyorum. Ülkemizin bence en büyük ve iflah olmaz sorunu Yobaz, aymaz, utanmaz nursuz, haksız ve kuralsız Diplomalı cehalettir. ------Tekelci Burjuvazi ezilen Halk kesimine o, diplomalı cehalet aracılığıyla ulaşıyor. Ayrıca Yurt içi ve Yurt dışı sömürü sisteminin hain tefecileridir. Diplomalı cehalet sinsi küstah ve oldukça medeniyetten uzak eylemsiz korkaklardır? Bulundukları Topluma Kin, kibir ve nefret ekerler. Memleket sathın da nerde bir melanetlik varsa, mutlaka bunların bunların kirli elleri vardır. Ayrıca zalimler kaos ve kargaşayı bunlar aracılığı ile yaygınlaştırırlar... -------Türk Ulusal Devletimiz böyle örgütsel provokatif eylemlere asla fırsat vermemelidir...
*******EN BÜYÜK YOKSULLUK CEHALETLİKTİR******* . ------Günümüzün en korkunç salgın hastalığı cehaletliktir. Kapitalist Toplumlar da Küçük Burjuvazi büün melanetlerini diplomalı cehaletle köklendirirler. Okur-yazar olmayan birey ve topluluklarla iletişim kurulabilinir. Toplumsal dayanışma içerisinde bir çok etkinliklerde bulunulabilinir. Ancak, diplomalı cehaletle hiç bir şekil de iletişim kurulamaz ve onlarla kominal bir şekilde asla yaşanamaz. Diplomalı cahile en güzel cevap onlardan uzak durmaktır. Burjuva sınıfının elleri ezilen Halklara, o diplomali cehalet aracılığıyla ulaşır. ------Okur yazar olmayıp ta kendi örf ve gelenekleriyle yetişen insanlar, Ehil, medeni ve cesur olurlar. Diplomalı cehalet vicdanı kör, küstah ve korkak olurlar. Zalimlerin çarklarını çeviren diplomalı cehalettir. Ülkemize bir salgın gibi yayılan bana necilik benim neyime lazımcılık, Tolumsal acılara duyarsızlık. yanlış yönetime tepkisizlik Hak, hukuk ve kuralsızlığın temelinde bu çığ gibi büyüyen şımarık ve arsız diplomalı cehalet mevcuttur. ------Topluma kin, kibir ve nefret aşılayan bölen ve ayrıştıran bu satılmış yobazlardır... -------BİR YORGUN DEMOKRATIN TECRUBELERİ--------
******LÂ HAVLE VE LA KUVVETE İLLA BİLLAHİL ALİYUL AZİM****** . ------Antoloji Sitelerini şöyle bir gezindim. Özelikle bir köşe de, adeta terbiye sınırları aşılmış, hak-hukuk rafa kaldırılmış, güdüsel deyimler dört nal gidiyor. Beni asıl düşündüren ve derinden üzen, o hadsiz mahlukatları Kadınların muhatap alıp ta bir yarışa girmeleridir? ------Terbiye edilmemiş nefis, insana yanlışı ve kötülüğü emreder. Dolayısıyla Kin, kibir ve nefret duygusu, kişiler de öfke, kızgınlık ,isyan, hadsizlik ve hoş- görüsüzlük ile doğru karakterizedir. Hatta bazı bireylerde derin ruhsal yaralar açmaktadır. Bunun ileri boyutu bireylerin başkalarından bir çeşit intikam alma duyguları kabarır. Ve bu olumsuz ve nefret duygularını, bulundukları ortamda bir eyleme dönüştürürler. ------Kişilik bozukluğu ve sinirsel zafiyetli beyinlerin kaynağı, Aile ve büyüdükleri çevre de şiddete maruz kalmış, aşağılanmış ve ötekileştirilmiş eylemlerin açmış olduğu basiret-i hülasadır? -------Eğer ki Tevhid-i tedrisat'ta bilimsel bir reforum olmasa, Memleket sathın da böyle olumsuzlukların önü alınamaz duruma gelinecektir...VESSELAM. -------OZAN ÇAKIROĞLU-------
ÇİÇEKSİZ BAHÇENİN BÜLBÜLÜ OLMAZ . Bir Çiçekle Yaz, Bahar Gelmez Gülşensiz Bahçenin, Bülbülü olmaz Nektarsız Çiçekten, Arı Bal almaz Ağaç Meyve Vermez, Dal olmayınca. . Fırtına Kumuyla, Kurma Binayı Kâmil Meclisin de, bekle sıranı Sevgisiz çağlamaz, aşkın sarayı Gönülden-gönüle Yol olmayınca. . İster Bahar Olsun, İster Yaz Olsun Hazan yeli vursun, Mevsim Güz olsun İster Ud-Kemane, İster Saz Olsun Bülbül'ler Şakımaz, Gül Olmayınca. . Gönül yarasına, Merhem sürülmez Aşkın Şehvetiyle, Murat Alınmaz Vuslata Ermeden, Yuva Kurulmaz Hayır-Hasenatlı, Kul Olmayınca. . Aşk ile Sevdanın, Olmaz Nedeni Tuba'yla Mest etti, Havva Ademi Keremle Aslının, Yandı Bedeni Yürekte Çağlayan, Sel olmayınca. . Maşuklar Aşığa, Yürek Dağlatır Karunlar Köşküne, İcra Bağlatır Dönüşür Hicrana, Her gün ağlatır Barışla Uzanan, El Olmayınca. . Çakıroğlu Dikkat Et, Lehçe-Diline Arif Meclisin de, Kıymet Biline Al Bağlamanı da, Dokun Teline Beyhude yorulma, Sulh olmayınca... -------OZAN ÇAKIROĞLU--------
ASLINI BİLMEYEN BERHUDAR OLMAZ
.
Ahbap Pazarında, Karıştı Çarşı
Kankalar Çalıyor, Köroğlu Marşı
Üçüzler Birleşti, Kudrete Karşı
Dostluğu Bozana Ehtibar Olmaz.
.
Dostluklar sahteymiş, yarenlik bitmiş
Birinin Gönlüne, Ayrılık Düşmüş
Bilumum Sırları, Ağyara Satmış
Aslını Bilmezden, Vefakâr Olmaz.
.
Poyrazdan Estiler Haftalar-Aylar
Derinden bulandı, durulmaz çaylar
Kılıçlar Çekildi, Gerildi Yaylar
Ehilsiz Yoldaştan, Cefakâr olmaz.
.
Kin, Kibir Egoydu, Kavgaya Neden
Evvelden Niyetli, Ayrılıp Giden
Hangisi Peşinden, Ahuzar Eden
Kervandan ayrılan, menzile varmaz.
.
Çakıroğlu Sözü, Uzatma Yeter
Ocaksız bacada, duman mı tüter
Üçü de Pusatlı, Orduya Yeter
Bunlara dalaşan, berhudar olmaz...
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
*****ESSELAMÜN ALEYKÜM CEMAATİ MÜSLİMİM*****
-----Toplumsal, Kominal ve Kamusal alanlar da yaşamsal devinim içöerisinde
olan bütün Vatandaşlar birbirlerinin haklarına riayet etmesi, karşılıklı saygı ve
sevgi anlayış içerisinde sosyal ve kültürel ilişkilerini devam ettirmesi insan
olmanın bir gereğidir.
-----Özellikle Şair ve Yazarlarımız bu konuda daha da önem arz etmektedir.
Yeni Neslimize, özellikle ergen gençlerimize tavır ve tutumuyla, duruşuyla
davranışıyla, sözü ve özüyle örnek olmalıdırlar. Çünkü Şair ve Yazarlarımız
her zaman ve her yerde göz önündedirler...
------Asla kuralsız, nizamsız, ölçüsüz ve sorumsuz olmamalıdır. Çünkü?
Türk Ulusal muasır medeniyetimizi sarfınazar etmeleri hakkına sahip değil-
lerdir. Kendi kin, kibir ve egolarını alenen yaşamalarına ne örfü geleneğimiz
ne de mevcut yasalarımız izin vermektedir. Biz Devri Aleme nizam vermiş
Bir Milletiz. Toplumsal Ahla ki değerlerimizi hiç kimsenin yozlaştırmasına
ve fasifize etmesine izin vermeyeceğiz. Anayasal haklarımıza her zaman
ve her yerde sahip çıkacağız...VESSELAM.
DEVRAN DEĞİŞTİ KUL AYNI DEĞİL
.
Kalmamış Beşerde, Fikri Feraset
Kâhinler Batıla, Olmuş Esaret
İlim Bahçesini, Sarmış Haşaret
Ağaçlar Kurudu, Dal Aynı Değil.
.
Şeytana Gerek Yok, Nesil Azıyor
Yobaz Alim Olmuş, Derviş Geziyor
Kardeş-Kardeşine, Kuyu Kazıyor
Gidişat Bozuldu, Gen Aynı Değil.
.
O, Eski Yarenler, Hasım Oldular
Ezeli Rakipler, Hısım Oldular
Cübbeli Papazlar Kasım oldular
Mezhepler değişti, Kul aynı değil.
.
Bilim Tezgâhın da, Sahte Nakışlar
Memleketi Bozdu, Nazar Bakışlar
Meclis-i Ayan'da, Fevri Çıkışlar
Lehçeler Bozuldu, Dil Aynı Değil.
.
Der Vezir, Ecdadın Unutma Sakın
Cahilden Uzak Dur, Kâmil'e Yakın
Yalancı Fetbaza Tavrını Takın
Kervan Vurgun yedi yol aynı değil...
------OZAN ÇAKIROĞLU-------
------Başkalarının Fikri düşüncelerini. söz ve deyimlerini, Şiir ve
Nesirlerini Aktüel olarak güncellemeye mütemadiyen devam ettik-
lerin de, kendi öz benliklerini yitirirler. Yaşamsal devimim içerisinde
her zaman ve her yerde Araf ve fetrette kalırlar...
------Biz Materyalist Felsefeciler ve Sosyalist Realistler Fikri hür,
Vicdani hür ve irfani hür nesilden yanayız...VESSELAM.
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
.
*******ESSELAMÜN ALEYKÜM BEŞER ALAMİ*******
-------ACIMI İNSAN-I YOĞURUR, İNSAN MI ACIYI YOĞURUR--------
Toplumsal, Kominal ve Kamusal alanlar da uyulması gereken kurallar vardır.
Bu kurallar bütünlüğü içerisinde Fertlerin biribirlerinin haklarına riayet etmesi
karşılıklı saygı, sevgi ve anlayış çerçevesi dahilinde sosyal ve kültürel ilişkilerini
devam ettirmesi için İnsan olmalarının bir gereğidir.
-------Bu yaşamsal devinim içerisin de hayatımız inişli-çıkışlı, Acılı-tatlılı, huzurlu
ya da huzursuz gamlı, kederli, başarılı-başarısız eylemli ve ya eylemsiz gün, ay
ve yıllarımız sistematik bir döngü içerisinde, belirli iklim ve Coğrafyalar da zaman-
sal ve yaşamsal nedenlerden dolayı kaçınılmaz gerçeklerdir...
------İnsanın doğumundan ölümüne kadar yukarıda beyan ettiğim olgulardan dolayı
Acılar İnsanları yoğurur, pişirir ve güçlendirir. Mürşid-i Kâmil insanlar her türlü acılar-
dan ibret alır ve yaşamsal bir eyleme dönüştürür...VESSELAM.
-------BİR YORGUN DEMEOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN-------
*****MUHTEREM ŞAİR VE ŞAİRE KARDEŞLERİM*****
----Alem-i Devran da her eylemsel tavır ve davranışlardan pişmanlık
duyulabilinir. Ancak Saygı, Sevgi ve Barıştan asla pişmanlık duyulmaz.
----Sevgi olmadan Saygı, Saygı olmadan sadakat, Sadakat olmadan
huzur ve mutluluk olmaz. Bütün bu olguların oluşması için, Müspet
Bilimsel eğitimle Fikri hür, Vicdani hür ve irfani hür bir nesil yetiştiril-
mesiyle sağlanır...VESSELAM.------OZAN ÇAKIROĞLU.
*****CEMAAT-İ MÜSLİMİN*****
Devran-i Alem de, İnsanlığın kurtuluşunu sağlayacak en büyük eylemsel
Devinim Sevgi, Barış ve Hasenatla sağlanabilir. Ekonomik, Siyasal, Sosyal
ve kültürel alanda Toplumsal Temayülün menzili Türk Ulusal Milletin Barışa
dayalı Anayasal haklarının korunmasıdır. .VESSELAM.
.
*****MUHTEREM DİN KARDEŞLEİM*****
Her İnsan bir değerdir, karşılıklı Sevgi ve saygı
İnsanların En büyük hazinesidir...
Su, Hava, Güneş gibi, karşılıklı Sevgi ve saygı
İnsanların Doğal ihtiyaçlarıdır...
------OZAN ÇAKIROĞLU-----
.
*******MUHTEREM METAFİZİKÇİ KARDEŞİM******
.
-----Metafizik Felsefeyle--Materyalist Felsefenin Anayasal konularda ve Toplumsal
Kominal ve bireysel yaşam ortamların da oldukça fazla ortak bileşimler ve kavram-
sal eylemler mevcuttur.
------Hak, Hukuk ve Adalet mizanın da Din, Mezhep ve Irk ayrımı yapılmadan eşit
haklara sahip olunması ve Kamusal alanlar da kişilerin aynı haklara sahip olmaları.
Vatandaşlık haklarının, kişilerin Dinine, rengine ve ırkına bakılmaksızın ve kayıtsız
şartsız aynı Kanun hükmünde korunması. Ulusal Devlet Hiyerarşik sistemin bütün
Memleket sathın da eşit bir şekilde bilumum hakların korunup-kollanmasında.Siyasi
Ekonomik, Sosyal ve kültürel alanlarda Toplumsal Barış ve Huzurun tesisinde. Daha
bir çok alanlar da bir bütünlük içinde her iki Felsefenin hem-hal olduğu kaçınılmaz
ve inkâr edilemez bir gerçektir Onun içindir ki Dua ve Niyazın yeri ve önemi ayrıdır.
Ulusal Devletler de Diplomasi faaliyetlerinin yeri ayrıdır.
-----Devran-i Alemin Tarihsel Devinimine bir göz atarsanız, bütün bilinmeyen meçhul
denklemleri her iki Felsefenin ortak kudretiyle çözersiniz. Devranın Tarihsel sürecine
Metafizikçiler Fıtrat-ı Kader derler... Materyalist Felsefeciler ve Sosyalist Realistler
EVRİM Derler. Bütün ayrıntı bir taraf Uhrevi düşünce eylemini, Diğer taraf ise Bilimsel
düşünce eylemini destekler....VESSELAM.
--------------YORGUN DEMOKRAT KALEMİNDEN---------------
--------VAHŞİ KAPİTALİZM--------
.
------Kapitalizm, üretim araçlarının özel mülkiyete ait olması ile birlikte, bunların
kâr ile işletilmesine dayalı bir sömürü sistemidir. Tamamen teknik-ekonomik sistem
olan Kapitalizm denetimsiz serbest piyasa ekonomisine dayalıdır. Süreklilik arz etmek
için, Basın-yayın ve Televizyon aracığıyla ve her türlü reklam-i dalaveralarla üretim
Toplumunu Tüketim Toplumuna evrilmesiyle devamlılık sağlar...
------1980 ler de Ülkemiz ekonomisi yeni ve yarı sömürge sistemiyle boğuşurken, son
on yıl da hızla çağlayıp-coşmuştur...Vahşi Kapitalizm neredeyse Ülkemizin tamamına
yayılmıştır. Siyasi Akvamın tutarsız ve yetersiz politikaları sonucu, Maşrikten--Mağribe
göç kervanı yoğunlaşmıştır. Kırsal kesimler de yaşayan, özellikle Köylü kesimini türlü
oyunlarla Metropol Şehirlere özendirip ve göç etmelerini sağlamışlardır.
------Anadolu'nun doğu kesimde Tarım ve Hayvancılıkla uğraşan Köylü ve çiftçilere
Devlet yeteri kadar Sübvansiyon desteği vermediğinden dolayı ve bilinçli bir şekilde
Tarım ve Hayvancılık yüzde ellilerin altına düşmüştür. Merhum İsmet İnönü tarafında
çıkarılan ( DENETİMLİ SERBEST PİYASA EKONOMİSİ) Ber taraf edilerek, yerine
Denetimsiz serbest piyasa ekonomisi getirilmiştir. Siyasi Akvam, Özellikle Riyaset
Sarayı Televizyonlar da ve Miting meydanlarında bunu gizleyip ve enflasyonu türlü
cambazlıklarla lanetleyip dururlar...
------Osmanlı Devletinin iki türlü geliri vardı. Bir Vergiler, iki savaş ganimetleri.Şimdi
neredeyse aynı konuma gelindi. Hani biz Millet olarak semt pazarlarına ve tekelci
Marketlere ver yansın ederizyaaa, işte bu beyhudedir. Çünkü Mevcut Sistem bura-
dan besleniyor. Yani her gün Gökten yağmur yerine ZAM yağması Hükümetin işine
geliyor. Piyasa da ne kadar pahalılık, Devlete o kadar vergi demektir...VESSELAM.
-------BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN------
HÜRRİYET BENDİNİ YIKAR GİDERSİN
.
Bunca melanetten utanmaz mı Yüzün
Zalimin Zülmüne, Yokmu'dur Sözün
Çökmez mi ruhuna, gam-keder hüzün
Haktan-Hakikatten, Kaçar Gidersin.
.
Bir Dediğin Diğerine Uymuyor
Vicdanın çürümüş, kulak duymuyor
Basiret felç olmuş, Dimağ almıyor
Cehalet Arkında, Coşar Gidersin.
.
Hayır-Hasenatın, Tehir Eylersin
Cambazı, Fetbazı, Tahir Eylersin
Halkına Yaşamı, Zehir Eylersin
Tarikat Peşinden, Koşar Gidersin.
.
Şıhların Bozuldu, Edep Ölçüsü
Yobazdır Dergâhın Kara kolcusu
Delalet İçinde, Sağı-Solcusu
Hürriyet Bendini, Yıkar Gidersin.
.
Ben ne bir kâhinim, nede bir seymen
Filistin Kavruldu, Sırada Yemen
Tespitim doğrudur, alınma hemen
Ağyara Sırrını, Döker Gidersin.
.
Der Vezir, Hilafet Peşinden Gitme
Haşhaşi Sülbüne, Eyvallah Etme
Huysuz Horoz gibi, zamansız ötme
Nesline Melanet, Eker Gidersin...
------OZAN ÇAKIROĞLU------
*****ANTOLOJİ SİTELERİNİ SANKİ KASIRGA VURMUŞ*****
.
-----Ehil Şahsiyetler Fikri hür, Vicdani hür ve irfani hür Mürşid-i Kâmillerdir.
Materyalist Felsefi Realistler Toplumsal meselelere bilimsel açıdan irşat
olurlar. Her zaman ve her yerde medeni ve cesur olurlar. Her türlü melanet
karşısında omurgalı bir dik duruş sergilerler.
-----Cahil ve yobaz mahlukatlar haksız, kuralsız, çaresiz güdüsel ve korkak
olurlar. Her türlü hakimiyet altına girerler. Her zaman ve her yerde Atatürk
devrine çamur atar ve Cumhuriyet değerlerine karşı çıkarlar. Ulusal Devlet
yönetim şekline ket vururlar. Hilafet aşkıyla yanıp tutuşurlar.
-----Zalimler sömürü ve melanet çarklarını her zaman ve her yerde bu cahil
ve yobaz kafalarla çevirirler.. Cehalet odaklarıyla Topluma kin, kibir ve nefret
ekerler. Şehit Cenazelerini Provoke ederler. Metropol Şehirlerde Hilafet Bayrağı
açarlar. Okul ve Camilerde kötü amellerini eyleme dönüştürürler. Bunlar Kaos
ve Kargaşasız ortamlar da asla yaşayamazlar.
------Yurdumuz da Hak, Hukuk ve Adaleti Mizanı hakikatlı bir şekilde çalışması
için Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Devrim ve Yasaları kayıtsız-şartsız Hiyerarşik
bir şekilde uygulanmalıdır... VESSELAM.
------BİR YORGUN DEMOKRAT------
******SAMSUNLU ŞAİR CEMAL SAFİ******
.
-----Cemal Safi, 1938 yılın da Samsun'da doğmuş, Beyin damar hastalığından
dolayı 2018 yılın da Ankara'da vefat etmiştir. Merhum Şaire Allah Rahmet eylesin,
Mekânı Cennet, Ruhu Şad olsun...
------Başka bir Sitede Merhum Cemal Safi'ye methiler dizilmiş. İleri görüşlü, ufku
geniş, oldukça ferasetli ve kusursuz bir Kâhin gibi anlatılmış. Eyvallah--Eyvallah da
Fikri hür, Vicdanı hür ve irfanı hür hamasetli Kâhinler, yaşamsal devinim içerisin de
bütün eylemsel tavır ve davranışlarından sorumludur. Eğer ki zayıf ve kusurlu yan-
ları varsa şayet bir bütünlük içerisinde övgüyle anlatılmaz. Ancak hayır ve hasenatlı
eylemleri anlatılır diye düşünüyorum...
-------Şimdi ben buradan, Şair Cemal Safi'nin 03-05-2001 tarihinde yazmış olduğu
GIZA BAK Başlıklı Şiirinin sadece üç Dörtlüğünü paylaşacağım. Sayın okurlarımız
yorumlarını yapsınlar...
.
-------GIZA BAK------
Bilmem neyin nesi, kimin sıpası
Çözüldü gölümün katmerli pası
Göğüs-göğüs değil, füze rampası
Şafak mı söküyor, kıza bak hele.
.
Ten değil mübarek, akrın sıcağı
Koynuna girenin, söndü ocağı
Bir kalçayı seyret, bir de bacağı
Tornaya çekilmiş, dize bak hele.
.
Görenler altını ıslatmış derler
Yatağı göl etti döktüğüm terler
Yetişin yanıyor bastığı yerler
Giderken koyduğu, ize bak hele...
.
(ŞAİR CEMAL SAFİ'nin GIZA BAK ŞİİRİNDEN ALINTIDIR)
------Diğer Dörtlükleri utandığımdan dolayı burada paylaşmadım.
KADIN: Bütün Alemi insanın Havva Anası, Yüce Türk Ulusunun Atlas-libası,
Nice Kahraman Yiğitlerin gönül Sunası, Vatan için Şehit olmuş bunca canların
Eşi, Bacısı, Mustafa Kemal'in Zübeyde Anası, Anadolu kültürümüzün Şeref Tacı
Bir aklı durgun, basireti yorgun, dimağı sargın ve Kalemi solgun bir Beşer-i Şair
Tarafından bu şekilde lanse edemez? Etmemelidir? Ve asla etmemeliyiz diye
düşünüyorum...
-----Ben asla ve katta Merhum Cemal Safi'yi güncelleyen Şahıslara karşı bir
serzenişim yoktur. Ve olamaz da. Herkesin görüş ve Fikri hürriyeti vardır. Bizim
kimsenin tavır ve eylemine ket vurma yetkimiz yoktur...VESSELAM.
-----Yazdıklarımı doğru okuyup ve doğru muhakeme eden okurlara sevgi ve
Selamlarımı sunarım...
-----BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN-----
******SAMSUNLU ŞAİR CEMAL SAFİ******
.
-----Cemal Safi, 1938 yılın da Samsun'da doğmuş, Beyin damar hastalığından
dolayı 2018 yılın da Ankara'da vefat etmiştir. Merhum Şaire Allah Rahmet eylesin,
Mekânı Cennet, Ruhu Şad olsun...
------Başka bir Sitede Merhum Cemal Safi'ye methiler dizilmiş. İleri görüşlü, ufku
geniş, oldukça ferasetli ve kusursuz bir Kâhin gibi anlatılmış. Eyvallah--Eyvallah da
Fikri hür, Vicdanı hür ve irfanı hür hamasetli Kâhinler, yaşamsal devinim içerisin de
bütün eylemsel tavır ve davranışlarından sorumludur. Eğer ki zayıf ve kusurlu yan-
ları varsa şayet bir bütünlük içerisinde övgüyle anlatılmaz. Ancak hayır ve hasenatlı
eylemleri anlatılır diye düşünüyorum...
-------Şimdi ben buradan, Şair Cemal Safi'nin 03-05-2001 tarihinde yazmış olduğu
GIZA BAK Başlıklı Şiirinin sadece üç Dörtlüğünü paylaşacağım. Sayın okurlarımız
yorumlarını yapsınlar...
.
-------GIZA BAK------
Bilmem neyin nesi, kimin sıpası
Çözüldü gölümün katmerli pası
Göğüs-göğüs değil, füze rampası
Şafak mı söküyor, kıza bak hele.
.
Ten değil mübarek, karın sıcağı
Koynuna girenin, söndü ocağı
Bir kalçayı seyret, bir de bacağı
Tornaya çekilmiş, dize bak hele.
.
Görenler altını ıslatmış derler
Yatağı göl etti döktüğüm terler
Yetişin yanıyor bastığı yerler
Giderken koyduğu, ize bak hele...
.
(ŞAİR CEMAL SAFİ'nin GIZA BAK ŞİİRİNDEN ALINTIDIR)
------Diğer Dörtlükleri utandığımdan dolayı burada paylaşmadım.
KADIN: Bütün Alemi insanın Havva Anası, Yüce Türk Ulusunun Atlas-libası,
Nice Kahraman Yiğitlerin gönül Sunası, Vatan için Şehit olmuş bunca canların
Eşi, Bacısı, Mustafa Kemal'in Zübeyde Anası, Anadolu kültürümüzün Şeref Tacı
Bir aklı durgun, basireti yorgun, dimağı sargın ve Kalemi solgun bir Beşer-i Şair
Tarafından bu şekilde lanse edemez? Etmemelidir? Ve asla etmemeliyiz diye
düşünüyorum...
-----Ben asla ve katta Merhum Cemal Safi'yi güncelleyen Şahıslara karşı bir
serzenişim yoktur. Ve olamaz da. Herkesin görüş ve Fikri hürriyeti vardır. Bizim
kimsenin tavır ve eylemine ket vurma yetkimiz yoktur...VESSELAM.
-----Yazdıklarımı doğru okuyup ve doğru muhakeme eden okurlara sevgi ve
Selamlarımı sunarım...
-----BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN-----
******KISSADAN HİSSE*******
.
-----Devri zamanın da oturduğumuzun semtin Bakkalı vardı. Sahibine Pala
Cabbar efendi derlerdi. Bizim Palanın yaşlı bir Papağanı vardı. Bakkalın
önünde geniş bir kafesin içinde asılı bir şekilde yaşar ve gelene-gidene laf
atardı. Bir de Mahallemiz de Maliyeci Murtaza efendi vardı. Her gün işe
giderken Pala Cabbar'ın Dükkanın önünden geçerdi. Her gelip geçerken
Yaşlı Papağan Murtaza'ya, Aptal, sersem fodul, kel Murtaza gibi hakaretler
yağdırırdı. Bizim Maliyeci Papağandan oldukça huylanır ve hatta kin, nefret
tutar oldu...
------Günlerden bir gün Bakkal Cabbar'a Yeter ya-hu diyor. Bu hadsiz, terbi-
yesiz Papağanı sustur yoksa elimden bir kaza çıkacak. Cabbar efendi bir
güzel azarlıyor yaşlı ve hadsiz Papağanı. Diyor ki bir daha Murtaza efendiye
hakaret edersen şayet, senin o dilini keserim...Ertesi günü Bizim Maliyeci
oradan geçerken Yaşlı Papağan Murtaza efendi, Murtaza efendi diye ses-
leniyor. Murtaza efendi dönüp bakınca, Papağan diyor ki? Sen anlarsınya,
Sen anlarsın yaaa...
------Şimdi de her başa gelen, Memura, işçiye, Emekliye diyorlar ki????
Yaaa kullarım siz anlarsınız yaaa....VESSELAM.
------OZAN ÇAKIROĞLU-----
BU DEVRANIN MİZANI BOZUK
.
Bunca gam yükünü sırtıma aldım
Çözüm bulamadım, arafta kaldım
Donattım Sofrayı, efkâra daldım
İçmesem bir türlü, içsem bir türlü.
.
Hak, Hukuk Adalet Mizanı Bozuk
Ne Yaradan Tanıyor, Ne de tüzük
Kardeş-Kardeşine Atıyor Kazık
Söylesem bir türlü, sussam bir türlü.
.
Bu nasıl karakter, bu nasıl huymuş
Veletler türemiş, hamaset bitmiş
Sırtımdan geçinen hanemi soymuş
Ağlasam bir türlü, Gülsem bir türlü.
.
Neslim ile Koptu, Gönül Köprüsü
Namertle uğraşmak ömür törpüsü
Sazıma Dokunup Hırsız Türküsü
Çalmasam bir türlü, çalsam bir türlü.
.
Çakıroğlu Geldi, Altmış Yaşına
Haramı Katmadı Ekmek Aşına
Baykuşlar konuyor toprak taşına
Gürlesem bir türlü, essem bir türlü...
-----OZAN ÇAKIROĞLU----
******KISSADAN HİSSE*******
.
-----Olay Anadolu'nun üstü açık bir Köyün'de geçmektedir. Devri zamanın da
Muhtarlık seçimi yapılacak Ancak Köy de oldukça gayrı yasal olaylar olmaktadır.
Köyün uyanık ve kuralsız kişileri kendilerine ses çıkarmayacak Muhtar adayı
arıyorlar. Sonun da Köyün en sefil ve pejmünderi olan Hamo'da karar kılıyorlar.
Gidip Hamo'ya diyorlar ki bizim Muhtar adayımız sansin. Bu Köy'de senden zeki
akıllı ve münevver biri yoktur. Hamo Muhtarlık teklifine kıs-kıs gülmektedir.Diyor
ben kendi Aileme reislik edemiyorum, benden Köyün muhtarı olur mu???
-----Sonun da ısrarlara dayanamıyor Adaylığı kabul ediyor. Ancak benim bir şartım
vardır. Köyümüz de her kim ölürse, Mezara koymadan önce ben ölen şahısların
kulaklarına bir şeyler söylerim. Uyanıklar şebekesi tamam olur diyorlar...Gel zaman
git zaman derken, Köyde birisi ölüyor, tam mezara koyarlarken, Köyün En zalim
Ağası bağırıyor çağırın ulan Muhtar Hamo'yu. Hamo geliyor kefeni açıp Meftanın
kulağına bir şeyler fısıldıyor ve gömüm bu Meftayı diyor.
-----Bir-üç-beş derken Köyün Zalim Ağası huylanıyor. Ya-hu bu salak Muhtar Hamo
Meftaların kulağına ne söylüyor. Meraklarına yenilip Muhtar Hamoya bir oyun oynu-
yorlar. Şebeklerden birini yalandan öldü deyip. Tam Mezar başın da Çağırın Muhtar
Hamoyu. Hamo yine Meftanın kulağına bir şeyler fısıldıyor. Hadi gömün bu meftayı
diyor. Cemaat-i müslimin dağıldıktan sonra mezara sağ giren şebeki çıkarıp soruyorlar?
Muhtar Hamo senin kulağına ne dedi? Şebek cevaplıyor, Hamo kulağıma eğer ki öbür
Dünya'da Memleketin halini soran olursa şayet, sen de dersin ki Bizim köyün Deli
Hamosu Köyümüze Muhtar oldu. Onlar Memleketin ne halde olduğunu anlarlar...
------Şimdi de ben derim ki? 2 milyon 700 bin takipçisi olan, Komedi programlar yazarı
Hasan Can Kaya'nın Youtub'te Konuşanlar Programını izlerseniz, Yüce Türk Ulusal
kültürümüzün ne hale geldiğini görürsunuz...VESSELAM.
------BİR YORGUN DEMEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN-------
Yalan Dünya Arsızındır
Renkli Devran Soysuzundur
Nerede Bir Güzel Görsem
Aslı Bozuk Nursuzundur.
.
Değirmen Susuz Olur mu
Dervişan Çulsuz Olur mu
Bağı-Bağbanı Olanın
Bülbülü Gülsüz Olur mu.
.
Bir Çiçekle Bahar Gelmez
Nesil Bozuk, Hürmet Bilmez
Cehaletten Mürşit Olmaz
Kul Aslına Döner Bir Gün.
.
Çakıroğlu Hayal Kurma
Beyhude Kendini Yorma
Azrail'e Adres Sorma
Çark tersine döner bir gün...
Yalan Dünya Arsızındır
Renkli Devran Soysuzundur
Nerede Bir Güzel Görsem
Aslı Bozuk Nursuzundur...
.
Değirmen Susuz Olur mu
Dervişan Çulsuz Olur mu
Bağ-ı Bağban-ı Olanın
Bülbülü Gülsüz Olur mu...
.
Bir Çiçekle, Bahar Gelmez
Kuru Ağaç Meyve Vermez
Zalim insan Hakkı Bilmez
Şer Ateşi Söner Bir Gün
.
Çakıroğlu Hayal Kurma
Beyhude Kendini Yorma
Azrail'e Adres Sorma
Çark tersine döner bir gün...
******KISSADAN HİSSE******
.
----Yılbaşı gecesi Benin gibi Emekli bir dostum beni Evlerine davet etti.
Dedi gelirken Bağlamanı da getir. Davete icabet lazım dedim ve kalktım
gittim. Evde üç arkadaş daha vardı. Dostum eşini bir komşuya göndermiş,
Hoş beşten sonra, Sofrayı donattılar Neyse biraz meyleştikten sonra, dedi-
ler artık seslendir şu Bağlamayı da ortam şenlensin...
----Aldım benim yareni elime dokundum perde-teline. Ben genelde irticalen
çalar söylerim. Bakalım arkadaşlara ne söyledim, onlar ne dinlediler???
.
Hiç Gelecek Vaktim, Yoktu Vallahi
Hatuna Tekmili, Verdimde Geldim,
Kırk Selavatla izin, Aldım Billahi
Sazımı sırtıma vurdumda geldim.
.
Belaya Soktunuz Garip Başımı
Lazer ile Takip Eder Peşimi
Önceden bitirdim Akşam işini
Saati dokuza kurdumda geldim.
.
Hiç zamanım yoktur boş oturmaya
Hazandan başladım turşu kurmaya
Kış olunca başlarım iplik sarmaya
Erişte, Yufkayı, Açtımda Geldim.
.
Aş-ekmek yaparken, Türkü söylerim
Kuş Kemendi ile, Sinek Avlarım
Her akşam olunca, gönül tavlarım
Düşümü hayıra, yordumda geldim.
Çakıroğlu Yazdı, Eyledi Kelam
Belki de Yarına, Okunur Selam
Hanım baş tacımdır, hemide belam
Üç- beş saat izin, aldım da geldim...
-------OZAN ÇAKIROĞLU------
-----------HUSİLER ya-da ENSARULLAH----------
.
-----Husiler ya-da Ensarullah hareketi 1990 Yılın da Yemen'in Kuzeyin de, İslami
kültürel ve Dini faaliyet odaklı guruplar tarafından kurulmuştur. 2004 Yılın dan beri
Silahlı ayaklanma başlatmıştır. Örgüte İran tarafından mali ve Askeri destek veril-
mektedir.
-----Husiler Filistin-Gazze olayların da Hamas'tan yana tavır koydular. Ve destekle-
meleri halen daha devam etmektedir. Husi'ler Kızıl Deniz de İsrail'e giden Gemileri
vurması sonucu, ABD ve İngiliz donanmaları Yemende ki Husiler hedeflerini vurmaya
başladı.
-----San ki Emperyalist Ülkeler üçüncü Dünya Savaşının temellerini atıyorlar gibi-gibi?
------------OZAN ÇAKIROĞLU------------
ÇİÇEKSİZ BAHÇENİN BÜLBÜLÜ OLMAZ
.
Kar Çiçeği ile Yaz, Bahar Gelmez
Gülşensiz Bahçenin, Bülbülü olmaz
Nektarsız Çiçekten, Arı Bal almaz
Ağaç Meyve Vermez, Dal olmayınca.
.
Fırtına Kumuyla, Kurma Binayı
Kâmil Meclisin de, bekle sıranı
Sevgisiz çağlamaz, aşkın sarayı
Gönülden-gönüle Yol olmayınca.
.
İster Bahar Olsun, İster Yaz Olsun
Hazan yeli vursun, Mevsim Güz olsun
İster Ud-Kemane, İster Saz Olsun
Bülbül'ler Şakımaz, Gül Olmayınca.
.
Gönül yarasına, Merhem sürülmez
Aşkın Şehvetiyle, Murat Alınmaz
Vuslata Ermeden, Yuva Kurulmaz
Hayır-Hasenatlı, Kul Olmayınca.
.
Aşk ile Sevdanın, Olmaz Nedeni
Tuba'yla Mest etti, Havva Ademi
Keremle Aslının, Yandı Bedeni
Yürekte Çağlayan, Sel olmayınca.
.
Maşuklar Aşığa, Yürek Dağlatır
Karunlar Köşküne, İcra Bağlatır
Dönüşür Hicrana, Her gün ağlatır
Barışla Uzanan, El Olmayınca.
.
Çakıroğlu Dikkat Et, Lehçe-Diline
Arif Meclisin de, Kıymet Biline
Al Bağlamanı da, Dokun Teline
Beyhude yorulma, Sulh olmayınca...
-------OZAN ÇAKIROĞLU--------
*******OSMANLI DA BİZİM, CUMHURİYET DE BİZİM*******
.
------Eyvallah--Eyvallah da ben köklü Tarihimize sahip çıkmayalım demiyorum ki?
Tarihimize sahip çıkalım serzenişinde bulunulduğundan dolayı bende derim ki
neresine sahip çıkalım. Hangi marifetleri irşat alalım. Osmanlının Kadınlarımızı
nüfustan saymayışını mı? Yoksa Erkek egemenliğini mi? Valide Sultanların saray
hamamlarında cariyeleri bir muz gibi soyup, o masumları milim*milim ölçerek
Şehzadelere peşkeş çekmelerini mi? 700 yıl da bir Soyadı kanunu çıkaramayışını mı?
Tek eşlilik ve resmi nikâhı kanuni bir hak haline getirmeyişini mi? Hünkârların halka
Kullarım diyerek adeta köleliği Devlet köleliği haline getirmesini mi? Bütün Padişahların
nikâhsız yaşamasını mı? ( Hürrem Sultan hariç) Yazmakla bitmez...
-------Yukarıda arz etmiş olduğum konuların tamamı doğrudur. Cumhuriyet Tarihimizin de
elbette ki eksikleri vardır. Ancak daha Cumhuriyet kurulur-kurulmaz Osmanlı Halkı
Kölelikten Vatandaşlığa terfi etmiştir. Kadınlarımız kuntakintelikten kurtulup birey olmuş-
lardır. Bir çok medeni Devrimler yapılmıştır. Her şeyden önemlisi harf devrimiyle birlikte
Memleket sathında eğitim ve öğretim seferberliği başlatılmıştır. Türk medeni kanunuyla
Kadın hakları, Tek eşlilik ve resmi nikâh zorunlu kılınmıştır. Kadın-Erkek cinsiyet eşitsiz-
liğine son verilerek Kız çocukları okula alınmıştır. Ve her şeyden daha önemlisi Monarşi-
den Demokrasiye geçilmiştir. Sivil Belediyeciliği zorunlu kılmıştır. Denetimli Serbest
piyasa Ekonomisine geçilip tam Bağımsızlık ilan edilmiştir. Türk Lirası Uluslar arası
serbest dolaşılmasına izin verilmiştir. Ekonomi de arz-talep dengesi sağlanmıştır. Bu
durumu Kitlerin sayısını artırarak ve Memleket sathına yayarak başarmıştı. Şimdi
Kitlerin % 60 ı satılmış durum da?????
-------Yüce Mustafa Kemal Atatürk'ün Devrimlerini yazmaya ne sayfa yeter, ne de zaman
yeter. Osmanlı da bizimdir, Türkiye Cumhuriyeti de. Her döneme sahip çıkalım çıkması-
na da, biz öncelikle Cumhuriyet değerlerine sahip çıkalım, koruyup ve kollayalım..
Demokrasi rafta dinleniyor, Bari elimizdekilerini koruyalım....VESSELAM.
-------BİR YORGUN DEMORATIN SOLGUN KALEMİNDEN-------
-------BİZİM TARİHİMİZ------
.
-----Ulusal Türk Milletinin Tarihsel devinimi Milattan öncesini saymasak, Milattan sonra
Orta Çağın başlangıcı 375 Kavimler göçüne dayanıyor. 1492 de Orta Çağın bitimi ve
Amerika'nın keşfiyle beraber Osmanlı da kabile Devlet şeklinden Ulusal Devlet sistemine
geçiyor. Ve 1453 de Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u almasıyla yeni bir Çağın devinimi
başlıyor. 1512 yılına kadar her alanda olumlu gelişmeler oluyor. Ancak 1512 de Yavuz
Sultan Selim tahta çıkınca kin, kibir ve nefret dönemi başlıyor. Yavuzun kolu nereye uza-
nıyorsa orada kaos-kargaşa başlıyor. Yeniden Din-mezhep ve ırk savaşları başlıyor. 1514
Yılın da Çaldıran Savaşı ve sonrasın da Alevi kıyımları son sürat devam ediyor???????
-----Buradan sonrasını yazıp ta fazla kafa karıştırmak istemiyorum. Osmanlının arafını mı
anlatayım, yoksa fetretini mi anlatayım..1789 da Fransa burjuvazi demokratik devrimini mi
anlatayım. Fransa devriminden sonra Osmanlı iyice paniklemiştir. Taa 2. Abdülhamit'in
1876 da birinci meşrutiyet kanun-i esasiyenin ilanına kadar devam ediyor. Bundan sonra-
sını Ze kuşağı da bilmektedir Fazla tafsilata girmeyeceğim.
------Muhterem okurlar, Milat'tan sonra Tarihsel devinim de sayılmayacak kadar devrim
demiyorum? Evrimler olmuştur? Şimdi biz Tarihimizin neresine sahip çıkacağız. Ben ger-
çekten anlamış değilim. Amma ve lakin Uluslar arası Diplomasi de elbette ki Tarihimize
sahip çıkacağız...VESSELAM.
-------OZAN ÇAKIROĞLU------
-------Bu gün Saat 23.50 de Afganistan'da 6.5 büyüklüğünde Deprem oldu.
Az gelişmiş Ülke olduğundan dolayı mutlaka hasar büyük olmuştur. Benim
yıllardır anlam veremediğim ve kabul görmediğim Zelzeleye, afata ve tufana
Fıtrat-ı kader denilmesidir. Özelikle bunu mütedeyyin kesimin Siyasi bir mal-
zeme olarak kullanması beni ve benim gibi düşünenleri oldukça tedirgin etmek-
tedir??? Hele böyle bilimsel, teknolojik ve dijital çağ da???????
-------Bu gün Regaip Kandilli. Bu günün önem ve hürmetine binaen, bütün dua
niyaz ve niyetler kabul görür derler. Ya-hu bu bir çelişki değilmidir. Dinimizce
böyle kutsal bir günde Deprem olması nasıl Fıtrat-ı kader olur. Mütedeyyin Şair
ve yazarlar kendi köşelerinde, muteviyatlı ve tafsilatlı bir şekil de yazsalar da
bizler de ibret ve feyz alsak daha uygun olmaz mı??? VESSELAM.
-------OZAN ÇAKIROĞLU--------
------Ulusal Türk Milletimizin ve bütün İslam Aleminin Mübarek Ragaip Kandilini
en derin sevgi dolu dileklerimle kutlar, Gecenin önem ve hürmetine yapılan bütün
Dua ve niyetlerin kabulünü Yüce Yaradan'dan niyaz ederim...
-------OZAN ÇAKIROĞLU------
*******EN BÜYÜK YOKSULLUK CEHALETLİKTİR*******
.
-----Okur yazar olmayıp ta, Anadolu örfü gelenekleriyle yetişen, bireysel ve kominal
yaşayan iinsanlara hürmetim vardır. Onlara asla bir olumsuz kelamım olamaz. Ben
Diplomalı Cehaletten bahsediyorum. Ülkemizin bence en büyük ve iflah olmaz sorunu
Yobaz, aymaz, utanmaz nursuz, haksız ve kuralsız Diplomalı cehalettir.
------Tekelci Burjuvazi ezilen Halk kesimine o, diplomalı cehalet aracılığıyla ulaşıyor.
Ayrıca Yurt içi ve Yurt dışı sömürü sisteminin hain tefecileridir. Diplomalı cehalet sinsi
küstah ve oldukça medeniyetten uzak eylemsiz korkaklardır? Bulundukları Topluma
Kin, kibir ve nefret ekerler. Memleket sathın da nerde bir melanetlik varsa, mutlaka
bunların bunların kirli elleri vardır. Ayrıca zalimler kaos ve kargaşayı bunlar aracılığı
ile yaygınlaştırırlar...
-------Türk Ulusal Devletimiz böyle örgütsel provokatif eylemlere asla fırsat vermemelidir...
*******EN BÜYÜK YOKSULLUK CEHALETLİKTİR*******
.
------Günümüzün en korkunç salgın hastalığı cehaletliktir. Kapitalist Toplumlar da
Küçük Burjuvazi büün melanetlerini diplomalı cehaletle köklendirirler. Okur-yazar
olmayan birey ve topluluklarla iletişim kurulabilinir. Toplumsal dayanışma içerisinde
bir çok etkinliklerde bulunulabilinir. Ancak, diplomalı cehaletle hiç bir şekil de iletişim
kurulamaz ve onlarla kominal bir şekilde asla yaşanamaz. Diplomalı cahile en güzel
cevap onlardan uzak durmaktır. Burjuva sınıfının elleri ezilen Halklara, o diplomali
cehalet aracılığıyla ulaşır.
------Okur yazar olmayıp ta kendi örf ve gelenekleriyle yetişen insanlar, Ehil, medeni
ve cesur olurlar. Diplomalı cehalet vicdanı kör, küstah ve korkak olurlar. Zalimlerin
çarklarını çeviren diplomalı cehalettir. Ülkemize bir salgın gibi yayılan bana necilik
benim neyime lazımcılık, Tolumsal acılara duyarsızlık. yanlış yönetime tepkisizlik
Hak, hukuk ve kuralsızlığın temelinde bu çığ gibi büyüyen şımarık ve arsız diplomalı
cehalet mevcuttur.
------Topluma kin, kibir ve nefret aşılayan bölen ve ayrıştıran bu satılmış yobazlardır...
-------BİR YORGUN DEMOKRATIN TECRUBELERİ--------
******LÂ HAVLE VE LA KUVVETE İLLA BİLLAHİL ALİYUL AZİM******
.
------Antoloji Sitelerini şöyle bir gezindim. Özelikle bir köşe de, adeta terbiye
sınırları aşılmış, hak-hukuk rafa kaldırılmış, güdüsel deyimler dört nal gidiyor.
Beni asıl düşündüren ve derinden üzen, o hadsiz mahlukatları Kadınların
muhatap alıp ta bir yarışa girmeleridir?
------Terbiye edilmemiş nefis, insana yanlışı ve kötülüğü emreder. Dolayısıyla
Kin, kibir ve nefret duygusu, kişiler de öfke, kızgınlık ,isyan, hadsizlik ve hoş-
görüsüzlük ile doğru karakterizedir. Hatta bazı bireylerde derin ruhsal yaralar
açmaktadır. Bunun ileri boyutu bireylerin başkalarından bir çeşit intikam alma
duyguları kabarır. Ve bu olumsuz ve nefret duygularını, bulundukları ortamda
bir eyleme dönüştürürler.
------Kişilik bozukluğu ve sinirsel zafiyetli beyinlerin kaynağı, Aile ve büyüdükleri
çevre de şiddete maruz kalmış, aşağılanmış ve ötekileştirilmiş eylemlerin açmış
olduğu basiret-i hülasadır?
-------Eğer ki Tevhid-i tedrisat'ta bilimsel bir reforum olmasa, Memleket sathın da
böyle olumsuzlukların önü alınamaz duruma gelinecektir...VESSELAM.
-------OZAN ÇAKIROĞLU-------
ÇİÇEKSİZ BAHÇENİN BÜLBÜLÜ OLMAZ
.
Bir Çiçekle Yaz, Bahar Gelmez
Gülşensiz Bahçenin, Bülbülü olmaz
Nektarsız Çiçekten, Arı Bal almaz
Ağaç Meyve Vermez, Dal olmayınca.
.
Fırtına Kumuyla, Kurma Binayı
Kâmil Meclisin de, bekle sıranı
Sevgisiz çağlamaz, aşkın sarayı
Gönülden-gönüle Yol olmayınca.
.
İster Bahar Olsun, İster Yaz Olsun
Hazan yeli vursun, Mevsim Güz olsun
İster Ud-Kemane, İster Saz Olsun
Bülbül'ler Şakımaz, Gül Olmayınca.
.
Gönül yarasına, Merhem sürülmez
Aşkın Şehvetiyle, Murat Alınmaz
Vuslata Ermeden, Yuva Kurulmaz
Hayır-Hasenatlı, Kul Olmayınca.
.
Aşk ile Sevdanın, Olmaz Nedeni
Tuba'yla Mest etti, Havva Ademi
Keremle Aslının, Yandı Bedeni
Yürekte Çağlayan, Sel olmayınca.
.
Maşuklar Aşığa, Yürek Dağlatır
Karunlar Köşküne, İcra Bağlatır
Dönüşür Hicrana, Her gün ağlatır
Barışla Uzanan, El Olmayınca.
.
Çakıroğlu Dikkat Et, Lehçe-Diline
Arif Meclisin de, Kıymet Biline
Al Bağlamanı da, Dokun Teline
Beyhude yorulma, Sulh olmayınca...
-------OZAN ÇAKIROĞLU--------