ŞEYH ŞAMİL der ki: dünyada menfaat için sevgi gösterisinde bulunan insanlar kadar alçağı yoktur
sadaka fedakarlık demektir.ve sadakayı alan verene minnet duyar. birileri bizim için fedakarlık yaparken minnet duygumuz üzerinden hesap yaparsa bu sadaka değildir olsa olsa minnet yuları olur beklentisiz yapılan fedakarlık sadakadır ve sevgi duygusundan süt emer.
İMÂM-I RABBÂNÎ'NİN ÖLÜLERE SADAKA GÖNDERME USÛLÜ Her zaman ki gibi sadakayı verdikten sonra Resûlullah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) efendimizin ruhaniyetini kastettikten sonra meyyitin ruhaniyyetini niyetime aldım. Hayret ki sevinecek yere meyyite gam, keder, sıkıntı zuhura geldi. Aynı şekilde bir gün Resûlulah’ın (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) ruhaniyetine bir meblağ adadım. Bu adağıma sair enbiyayı kattım rızası zahir olmadı. Halbuki bir sadakaya diğer mü’minleri katınca daha makbul olup eksilmeden hepsine ayrı ayrı verilirdi. Bu mana doğruydu. Acaba üzüntü neden oldu? Sonra Allah’ın fazlı keremiyle keder ve hüzün manası çözüldü. Kimse katılmadan verilen bir sadakayı alan Meyyit Resûlullah’ın hizmetine götürür. Bu sadaka vasıtasıyla o meyyit çokça feyz ve bereket alır. Meyyit hem sadakanın sevabını alır hem de Resûlullah’a ithaf etmenin bereketi vardır. Ayrıca Resûlullah’a hediye götürmenin feyzi… Başkalarını katarsak bir derece, özel göndersek iki derece olduğunu hayretle gördüm. Bir büyüğe hediye götürürken onun yanındakilere olan hediyeyi siz büyüğe takdim edip o, çevresindekilere dağıtsın. Ben bu mana aleminde gördüm ki meyyitler hediyeleri tek başına gelsin istiyor. Yani sadaka karşılığı olan hediyeleri. Peki biz bir akrabamıza tek başına bir sadaka gönderirsek Allah Resûlü gücenmez mi? O’nun hakkı bizim üzerimizde herkesten çoktur. Öyleyse ne yapalım? Benim kalbime geldi ki; önce Resûlullah’ın şahsına özel bir sadaka hediyesi göndereyim. Resûlullah’ın yüzü suyu hürmetine o sadaka da makbul olur. Resûlullah efendimize okunan her salavat makbul olur. İsterse riya ve süm’a için bile olsa. O'na binlerce salat-ı selam olsun.
Tüm mülkün gercek sahibi Allah oldugunu bilerek, O`nu memnun edecek yolda maddi ve manevi harcama yapmaktir. Bunlarin bazisi farz (zekat) , bazisi vacip (kurban ve fitre) , bazisi da sünnettir (yedirmek, icirmek,giydirmek, tebessüm etmek, selam vermek v.s) .
sadaka fedakarlık demektir.ve sadakayı alan verene minnet duyar. birileri bizim için fedakarlık yaparken minnet duygumuz üzerinden hesap yaparsa bu sadaka değildir olsa olsa minnet yuları olur sadakayı verip minnet yularını takarlar. köylerde kecilerin koyunların başına yular takarlar istediği yere çekerler götürürler hayvanları. işte minnet yularıda böyledir.secim sandığına götürürler istedikleri yerede attırırlar oyu.
dervişin biri devesiyle çölde giderken bi çalının gölgesinde baygın vaziyette bi adam görür hemen su tulumuyla birlikte devesinden iner ve adama tam su içirecekken baygın adam birden canlanır ve dervişi birkaç yumrukla yere yıkar ve deveyi de alarak oradan uzaklaşmaya başlar derviş yattığı yerden devesini alan adamın arkasında bağırır bu yaptığını sakın bi yerde anlatma der.çünkü gerçekten ihtiyacı olan çölde kalmış insanlara karşı şüphe ve endişeyle bakılacaktır. bu günde sapa sağlam eli ayağı tutupta yada parası olup da dilenen insanların haberlerini duyuyoruz ve sırf bu yüzden gerçekten ihtiyacı olan insanlardan o sahtekarları ayırt edemediğimiz yada acaba kandırılıyormuyuz şüphesiyle dilencilere yardım etmiye biliyoruz.ve gerçekten ihtiyacı olanlara o yardımı yapamıyoruz.sadakayı alan haceti ihtiyacı görüldüğü için mutluluk hissedicektir ve sadakayı verende derin bi huzur hissedicektir ama bu sahtekar insanlar iki tarafında o lezzetli mutluluğu hissetmesine engel oluyorlar.ruhumuzun o duyguyu hissetmeye o kadar çok ihtiyacı varki.
Konfüçyüs(M:Ö 551) ,'Sen insana balık yadireceğine ona balık tutmayı öğret; böylece se da kurtul oda kurtulsun' deyip konu konu hakkında daha mantıklı,daha adil ve sosyal barış için daha uygun bir öneri getirmiştir.
Sadaka verilecek insan iyi seçilmelidir. Orada burada el açanlardan çok kendimiz sokak, sokak dolaşarak o mahallenin muhtarına, hocasına veya ileri gelenine sadakaya ihtiyacı olan kişileri sormamız gerekir. Zira ülkemizde öyle insanlar var ki, ihtiyaçları olduğu halde utandıklarından dolayı sıkışıklıklarınıı kimseye söyleyemiyorlar. Bu kişiler esas sadaka verilmesi gereken, bunu meslek haline getirmemiş baştacı edilesi güzel insanlardır. Emin olun bu erdemde olan insanlar zamanı geldiğinde şayet yardıma ihtiyaçları kalmadıysa size bunu başkasına vermenizi de söyleyecektirler. Sadaka olayını istismar edenler ise kişiliklerini satmışlardır aslında. Böyle insanları bağımlı kılmanın, köleleştirmenin de yoludur sadaka vermek.Sadakaya alışanlar, kendi başlarına yaşamla mücadele etmekle, karar vermekte ve özgür iradeleri ile üretken olmakta zorlanırlar. Yasal kölelik döneminde azat edilen kölelerin bir kısmının köleliğe aynen devam etmek istemelerinin nedeni, bir tür sadaka bağımlısı olmalarıdır aslında. Asgari ihtiyaçları efendileri tarafından karşılanan bu köleler, eğer fazlaca eziyet görmüyorlarsa, muhtemelen zaman içinde rahata, hazırcılığa alışıyorlardı. Mala, paraya önem veren bir kişiyi, eninde sonunda, sadaka ile, rüşvet ile kendinize bağımlı kılabilirsiniz ama önem vermeyen erdemli kimselere trilyonları verseniz dediğinizi yaptıramayacağınız kesindir..
Sadaka-i Cariye, Hayrı devam eden iyilikler.... Yararlanılan ilim..... Kendisine dua eden hayırlı evlat.... yukarıdaki 3 husus amel defterinin açık kalmasını sağlar......
Al-i imran Suresi (3/134) “Onlar bollukta, darlıkta Allah yolunda harcarlar.” Bakara Suresi (2/262) “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kalkmayan ve gönül incitmeyenlerin Rabbleri katında mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.” Tegabun (64/17) “Eğer Allah’a güzel bir borç verirseniz Allah onu size kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah şükrün karşılığını verendir, Halim’dir (hemen cezalandırmaz, mühret verir) ” Bakara (2/274) “Mallarını gece gündüz; gizli ve açık Allah yolunda harcayan var ya, onların Rabblerin katında mükafatları vardır. Onlara korku yoktur, onlar mahzun da olacak değillerdir.”
sadaka, kazanın belanın def'i için, kötülüklerden korunmak için ayni veya nakdi olarak yapılan yardımdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisinde 'Az sadaka çok belayı def eder' buyurmuşlardır.
ne murat'ın varsa versin diolar ki zaten adım murat diip geçiorum, daa sekiler ya da ateist bi dil edinseler belki vermee başlarım.
devlet ateistleri görmezden gelmesin, diyanet kapatılsın, vergilerinizi yine sizin için harcasın .... gibi dilekler dillendirseler tarafımdan sadakalancaklar
dini konulrda yazmam haddim değil ama buna yazacam maddi yardımlar ilk önce düşkün olan yakın akrabalara verilir. onlardan sorumluyuz her cuma hoca hutbeden söyler.iyilerse cevre sonra uzaklar..
**abla gönlünden ne koparsa? __ya bişe kopmuyorsa.... ______ bi de şu şekil dilenciler vardır...'ablam allah gönlüne göre versin' ne demek ya bu...'benim için iyi düşünüyosan,ii versin; kötü düşünüyosan,kötü versin! ' direk beddua et bana,riyakar olma... ______ 'ablam allah sevdiğine kavuştursun' ya imkansızsa? diyemıyorsun tabi yolda durup... bazen 'sadaka' verildikten sonra bu duaya maruz kalırım...yıllar sonra kocasıyla aynı dilenciyi bulur _Rate...'biliyor musun,izdivacımızı bu kadına borçluyuz' evet komik, 'be teyzeee birincisi ogrencıden sadaka mı ıstenır,bizim ihitiyacımız var,ikincisi madem dua etcen derslerle ilgili et de psikolojikrahatlama yaşiiim azcık' denmıyor tabı..... ____ ve seçimden sonra annemden tepkiler....'madem yönetim değişmedi,bunlar tok...başbakanın versin...'
Bir akşam vakti Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem´le birlikte Medine´nin Harre mevkiinde yürüyorduk. Derken Uhud dağı karşımıza çıkıverdi. Peygamber Efendimiz, -Ey Ebû Zer! - dedi. Ben, -Buyur, Ey Allah´ın Elçisi! Emrindeyim- dedim. Resûl-i Ekrem, -Şu Uhud Dağı altın olup bana verilse, onun bir dinarının üç günden fazla yanımda kalmasını istemem. O bir dinarı da borç ödemek için bir yana ayırmak isterim- buyurdu. Daha sonra Allah´ın Elçisi, -Yanımda olanı da Allah´ın kullarına şöyle şöyle dağıtmak isterim- diyerek önüne, sağına, soluna ve arkasına elleriyle para dağıtıyormuş gibi işaretler yaptı. Sonra yine, -Ebû Zer! - dedi. -Buyur, Ey Allah´ın Elçisi! Emrindeyim- dedim. Sözüne şöyle devam etti:
Dünyada malı mülkü çok olanlar, âhirette sevapları az olanlardır. Yalnız şöyle şöyle dağıtanlar böyle değildir. Fakat öyle kimseler de ne kadar azdır!
Sadaka, bildiğimiz üzere, bir insanın ihtiyaç halinde gördüğü başka insanlara kendi malından verdiği birşeyin adıdır; ama, kök anlamı itibarıyla, 'sadaka'nın 'vermek'le hiç mi hiç alâkası yoktur. Sadaka, kök anlamı itibarıyla, 'sadakat'le, 'sıdk'la, tasdik'le akrabadır. Ve bu kelimeyi bildiğimiz sadaka anlamında defalarca kullanan Kur'ân, bildiğimiz 'sadaka' ile bildiğimiz 'sadakat' ve 'tasdik' arasındaki anlam akrabalığına da çeker dikkatimizi. Sadaka, sadakattir gerçekten. Zira, sadaka, 'Mülk O'nundur' sözünü gerçekten bilerek ve inanarak mı söylediğimizin, mülkün Malikinin gerçekten Allah olduğunu tasdik edip etmediğimizin bir sınanması hükmündedir. Kendisinde olanı gerçekten O'ndan bilen biri, bunu 'sadaka' ile teyid ve tasdik eder. Zira, ancak Verenin O olduğunu bilen bir insan gönül rahatlığıyla ve karşılığında maddî-manevî hiçbir menfaat beklemeksizin başkalarına verebilir.
Açıkçası, her sadaka verişimizde, sadakatimizi teyid ederiz esasında. Her sadaka, bir sadakat teyididir. Sadaka, 'Mülk O'nundur' hakikatine sadakatin meyvesidir.
Madem öyle, muhtaçların giderek arttığı zor bir zamanda sadakatimizi gösterelim.
Madem öyle, gereğince ve yeterince veremiyorsak, kendimizi 'Mülk O'nundur' hakikati noktasında yepyeni bir talimden geçirelim.
IHH Yardım Kuruluşu aracılığıyla yardım göndermenin tadına varın. Adını dahi duymadığımız kabilelere varıncaya kadar ulaşan yardımlarla kurtulan insanlara bir nefes de siz olun. Yardım gönderebileceğiniz hesap numaraları için aşağıdaki adresi kullanın. http://www.ihh.org.tr/cgi-bin/index.pl? op=pages; table=statik;
ŞEYH ŞAMİL der ki:
dünyada
menfaat için
sevgi
gösterisinde
bulunan
insanlar kadar
alçağı yoktur
sadaka fedakarlık demektir.ve sadakayı alan verene minnet duyar. birileri bizim için fedakarlık yaparken minnet duygumuz üzerinden hesap yaparsa bu sadaka değildir olsa olsa minnet yuları olur
beklentisiz yapılan fedakarlık sadakadır ve sevgi duygusundan süt emer.
yok
https://www.antoloji.com/nedir/bilim-kategorisi/
İMÂM-I RABBÂNÎ'NİN ÖLÜLERE SADAKA GÖNDERME USÛLÜ
Her zaman ki gibi sadakayı verdikten sonra
Resûlullah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) efendimizin
ruhaniyetini kastettikten sonra meyyitin ruhaniyyetini
niyetime aldım. Hayret ki sevinecek yere meyyite gam,
keder, sıkıntı zuhura geldi.
Aynı şekilde bir gün Resûlulah’ın (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)
ruhaniyetine bir meblağ adadım. Bu adağıma sair enbiyayı
kattım rızası zahir olmadı. Halbuki bir sadakaya diğer
mü’minleri katınca daha makbul olup eksilmeden hepsine
ayrı ayrı verilirdi. Bu mana doğruydu. Acaba üzüntü neden oldu?
Sonra Allah’ın fazlı keremiyle keder ve hüzün manası
çözüldü. Kimse katılmadan verilen bir sadakayı alan
Meyyit Resûlullah’ın hizmetine götürür. Bu sadaka
vasıtasıyla o meyyit çokça feyz ve bereket alır. Meyyit
hem sadakanın sevabını alır hem de Resûlullah’a
ithaf etmenin bereketi vardır. Ayrıca Resûlullah’a
hediye götürmenin feyzi…
Başkalarını katarsak bir derece, özel göndersek
iki derece olduğunu hayretle gördüm.
Bir büyüğe hediye götürürken onun yanındakilere
olan hediyeyi siz büyüğe takdim edip o, çevresindekilere dağıtsın. Ben bu mana aleminde gördüm ki
meyyitler hediyeleri tek başına gelsin istiyor.
Yani sadaka karşılığı olan hediyeleri. Peki
biz bir akrabamıza tek başına bir sadaka
gönderirsek Allah Resûlü gücenmez mi? O’nun
hakkı bizim üzerimizde herkesten çoktur. Öyleyse
ne yapalım? Benim kalbime geldi ki; önce Resûlullah’ın
şahsına özel bir sadaka hediyesi göndereyim. Resûlullah’ın
yüzü suyu hürmetine o sadaka da makbul olur.
Resûlullah efendimize okunan her salavat makbul
olur. İsterse riya ve süm’a için bile olsa.
O'na binlerce salat-ı selam olsun.
(Mektubat c. 2, 440)
Tüm mülkün gercek sahibi Allah oldugunu bilerek, O`nu memnun edecek yolda maddi ve manevi harcama yapmaktir. Bunlarin bazisi farz (zekat) , bazisi vacip (kurban ve fitre) , bazisi da sünnettir (yedirmek, icirmek,giydirmek, tebessüm etmek, selam vermek v.s) .
sadaka fedakarlık demektir.ve sadakayı alan verene minnet duyar. birileri bizim için fedakarlık yaparken minnet duygumuz üzerinden hesap yaparsa bu sadaka değildir olsa olsa minnet yuları olur sadakayı verip minnet yularını takarlar. köylerde kecilerin koyunların başına yular takarlar istediği yere çekerler götürürler hayvanları. işte minnet yularıda böyledir.secim sandığına götürürler istedikleri yerede attırırlar oyu.
dervişin biri devesiyle çölde giderken bi çalının gölgesinde baygın vaziyette bi adam görür hemen su tulumuyla birlikte devesinden iner ve adama tam su içirecekken baygın adam birden canlanır ve dervişi birkaç yumrukla yere yıkar ve deveyi de alarak oradan uzaklaşmaya başlar derviş yattığı yerden devesini alan adamın arkasında bağırır bu yaptığını sakın bi yerde anlatma der.çünkü gerçekten ihtiyacı olan çölde kalmış insanlara karşı şüphe ve endişeyle bakılacaktır. bu günde sapa sağlam eli ayağı tutupta yada parası olup da dilenen insanların haberlerini duyuyoruz ve sırf bu yüzden gerçekten ihtiyacı olan insanlardan o sahtekarları ayırt edemediğimiz yada acaba kandırılıyormuyuz şüphesiyle dilencilere yardım etmiye biliyoruz.ve gerçekten ihtiyacı olanlara o yardımı yapamıyoruz.sadakayı alan haceti ihtiyacı görüldüğü için mutluluk hissedicektir ve sadakayı verende derin bi huzur hissedicektir ama bu sahtekar insanlar iki tarafında o lezzetli mutluluğu hissetmesine engel oluyorlar.ruhumuzun o duyguyu hissetmeye o kadar çok ihtiyacı varki.
...
dua ve sadaka...
kaderi değiştirebilen yegane şeyler...
'Gülümsemek'
Konfüçyüs(M:Ö 551) ,'Sen insana balık yadireceğine ona balık tutmayı öğret; böylece se da kurtul oda kurtulsun' deyip konu konu hakkında daha mantıklı,daha adil ve sosyal barış için daha uygun bir öneri getirmiştir.
Sadaka verilecek insan iyi seçilmelidir. Orada burada el açanlardan çok kendimiz sokak, sokak dolaşarak o mahallenin muhtarına, hocasına veya ileri gelenine sadakaya ihtiyacı olan kişileri sormamız gerekir. Zira ülkemizde öyle insanlar var ki, ihtiyaçları olduğu halde utandıklarından dolayı sıkışıklıklarınıı kimseye söyleyemiyorlar. Bu kişiler esas sadaka verilmesi gereken, bunu meslek haline getirmemiş baştacı edilesi güzel insanlardır. Emin olun bu erdemde olan insanlar zamanı geldiğinde şayet yardıma ihtiyaçları kalmadıysa size bunu başkasına vermenizi de söyleyecektirler. Sadaka olayını istismar edenler ise kişiliklerini satmışlardır aslında. Böyle insanları bağımlı kılmanın, köleleştirmenin de yoludur sadaka vermek.Sadakaya alışanlar, kendi başlarına yaşamla mücadele etmekle, karar vermekte ve özgür iradeleri ile üretken olmakta zorlanırlar. Yasal kölelik döneminde azat edilen kölelerin bir kısmının köleliğe aynen devam etmek istemelerinin nedeni, bir tür sadaka bağımlısı olmalarıdır aslında. Asgari ihtiyaçları efendileri tarafından karşılanan bu köleler, eğer fazlaca eziyet görmüyorlarsa, muhtemelen zaman içinde rahata, hazırcılığa alışıyorlardı. Mala, paraya önem veren bir kişiyi, eninde sonunda, sadaka ile, rüşvet ile kendinize bağımlı kılabilirsiniz ama önem vermeyen erdemli kimselere trilyonları verseniz dediğinizi yaptıramayacağınız kesindir..
Az sadaka çok belayı def eder..
Sadaka kötü ölümlere manidir..
ve Sosyal olarak insanların dayanışma ve yardımlaşma duygularını artırır..
Sadaka-i Cariye,
Hayrı devam eden iyilikler....
Yararlanılan ilim.....
Kendisine dua eden hayırlı evlat....
yukarıdaki 3 husus amel defterinin açık kalmasını sağlar......
Al-i imran Suresi (3/134) “Onlar bollukta, darlıkta Allah yolunda harcarlar.”
Bakara Suresi (2/262) “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kalkmayan ve gönül incitmeyenlerin Rabbleri katında mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.”
Tegabun (64/17) “Eğer Allah’a güzel bir borç verirseniz Allah onu size kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah şükrün karşılığını verendir, Halim’dir (hemen cezalandırmaz, mühret verir) ”
Bakara (2/274) “Mallarını gece gündüz; gizli ve açık Allah yolunda harcayan var ya, onların Rabblerin katında mükafatları vardır. Onlara korku yoktur, onlar mahzun da olacak değillerdir.”
Sadaka, s(Adak) a tır.... Yani kişinin kendi kendini manyetik alan (manevi çember) a alması... sigortalamasıdır....
sadakalar içinde bir sadaka vardır ki şeyenlillah sadakası..... Allah için karşılıksız verilen sadakadır....
sadaka, kazanın belanın def'i için, kötülüklerden korunmak için ayni veya nakdi olarak yapılan yardımdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisinde 'Az sadaka çok belayı def eder' buyurmuşlardır.
ne murat'ın varsa versin diolar ki
zaten adım murat diip geçiorum,
daa sekiler ya da ateist bi dil edinseler
belki vermee başlarım.
devlet ateistleri görmezden gelmesin,
diyanet kapatılsın, vergilerinizi
yine sizin için harcasın
....
gibi dilekler dillendirseler
tarafımdan sadakalancaklar
_boş geçmeyelim camiye yardım, camiye yardım,
çocukluğumdan kulağımda kalan
sadaka ınsanların dılenerek baska ınsanları kandırıp oların parasını almaktır.bu ınsanları sıddetle kınıyorum............
dini konulrda yazmam haddim değil ama buna yazacam maddi yardımlar ilk önce düşkün olan yakın akrabalara verilir. onlardan sorumluyuz her cuma hoca hutbeden söyler.iyilerse cevre sonra uzaklar..
**abla gönlünden ne koparsa?
__ya bişe kopmuyorsa....
______
bi de şu şekil dilenciler vardır...'ablam allah gönlüne göre versin' ne demek ya bu...'benim için iyi düşünüyosan,ii versin; kötü düşünüyosan,kötü versin! ' direk beddua et bana,riyakar olma...
______
'ablam allah sevdiğine kavuştursun' ya imkansızsa? diyemıyorsun tabi yolda durup...
bazen 'sadaka' verildikten sonra bu duaya maruz kalırım...yıllar sonra kocasıyla aynı dilenciyi bulur _Rate...'biliyor musun,izdivacımızı bu kadına borçluyuz' evet komik, 'be teyzeee birincisi ogrencıden sadaka mı ıstenır,bizim ihitiyacımız var,ikincisi madem dua etcen derslerle ilgili et de psikolojikrahatlama yaşiiim azcık' denmıyor tabı.....
____
ve seçimden sonra annemden tepkiler....'madem yönetim değişmedi,bunlar tok...başbakanın versin...'
düşürüp kaybedilen para için 'sadakam olsun' denilmesi beni dumura uğratır hep :)
haytın sigortası, geleceğin tapusu.. uzun yaşamanın sırrı.. belaların defi mutluluğun anahtarıdır SADAKA....sadakayı sadıklar verir.. sadıklar sahil-i selamete sadaka gemisiyle emniyet içersinde girerler...
Dilencinin pozisyonunu görüp iç sızısı ile yapılan davranış.
bazen komşunuza bile gülümsemek bir sadakadır.
(hadisi şerif)
Ebû Zer radıyallahu anh şöyle diyor:
Bir akşam vakti Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem´le birlikte Medine´nin Harre mevkiinde yürüyorduk. Derken Uhud dağı karşımıza çıkıverdi. Peygamber Efendimiz, -Ey Ebû Zer! - dedi. Ben, -Buyur, Ey Allah´ın Elçisi! Emrindeyim- dedim. Resûl-i Ekrem, -Şu Uhud Dağı altın olup bana verilse, onun bir dinarının üç günden fazla yanımda kalmasını istemem. O bir dinarı da borç ödemek için bir yana ayırmak isterim- buyurdu. Daha sonra Allah´ın Elçisi, -Yanımda olanı da Allah´ın kullarına şöyle şöyle dağıtmak isterim- diyerek önüne, sağına, soluna ve arkasına elleriyle para dağıtıyormuş gibi işaretler yaptı. Sonra yine, -Ebû Zer! - dedi. -Buyur, Ey Allah´ın Elçisi! Emrindeyim- dedim. Sözüne şöyle devam etti:
Dünyada malı mülkü çok olanlar, âhirette sevapları az olanlardır. Yalnız şöyle şöyle dağıtanlar böyle değildir. Fakat öyle kimseler de ne kadar azdır!
az sadaka çok belayı sövermiş
Sadaka Sadakattir
Sadaka, bildiğimiz üzere, bir insanın ihtiyaç halinde gördüğü başka insanlara kendi malından verdiği birşeyin adıdır; ama, kök anlamı itibarıyla, 'sadaka'nın 'vermek'le hiç mi hiç alâkası yoktur. Sadaka, kök anlamı itibarıyla, 'sadakat'le, 'sıdk'la, tasdik'le akrabadır. Ve bu kelimeyi bildiğimiz sadaka anlamında defalarca kullanan Kur'ân, bildiğimiz 'sadaka' ile bildiğimiz 'sadakat' ve 'tasdik' arasındaki anlam akrabalığına da çeker dikkatimizi. Sadaka, sadakattir gerçekten. Zira, sadaka, 'Mülk O'nundur' sözünü gerçekten bilerek ve inanarak mı söylediğimizin, mülkün Malikinin gerçekten Allah olduğunu tasdik edip etmediğimizin bir sınanması hükmündedir. Kendisinde olanı gerçekten O'ndan bilen biri, bunu 'sadaka' ile teyid ve tasdik eder. Zira, ancak Verenin O olduğunu bilen bir insan gönül rahatlığıyla ve karşılığında maddî-manevî hiçbir menfaat beklemeksizin başkalarına verebilir.
Açıkçası, her sadaka verişimizde, sadakatimizi teyid ederiz esasında. Her sadaka, bir sadakat teyididir. Sadaka, 'Mülk O'nundur' hakikatine sadakatin meyvesidir.
Madem öyle, muhtaçların giderek arttığı zor bir zamanda sadakatimizi gösterelim.
Madem öyle, gereğince ve yeterince veremiyorsak, kendimizi 'Mülk O'nundur' hakikati noktasında yepyeni bir talimden geçirelim.
sadaka zenginlerin her yıl yoksullara para vermesidir
IHH Yardım Kuruluşu aracılığıyla yardım göndermenin tadına varın.
Adını dahi duymadığımız kabilelere varıncaya kadar ulaşan yardımlarla kurtulan insanlara bir nefes de siz olun.
Yardım gönderebileceğiniz hesap numaraları için aşağıdaki adresi kullanın.
http://www.ihh.org.tr/cgi-bin/index.pl? op=pages; table=statik;