Ne yaptığını bilmek yolun tamamıdır, bunun topu taca atma seçeneği yok, maalesef, katı bir dökme, böyle biliyorum, başka bilenler de vardır, zaten ondan başımızdan atmaya çalışıyoruz, aklı yatmayanları.
Durmadan yükselen bir dağ değil mi tırmanmamız gereken. - Kierkegaard, Varoluşcu Dindar Filozof, 1855, 42 yaşında sizlere ömür, Şeyh Galib le aynı yaşta, 1799. dğm, 1757, aynı sene William Blake de dünyalık, dğm.
Bilmek diye bir şey hiç olmamıştır, o zaman inanmak gerekmiştir, aman inandığımız da, bilinen değildir, bilmekle inanmak arasındaki açı kapanmayınca, açığa düşülmüştür, tabii, ayazda kalmak da sağlığa hiç iyi gelmez, insan hastalıkları genelde, bu açıdan giren rüzgarla, savrulmadan savrulmaya, ayakta kalma savaşında, sonunda ayazda bitmiştir, peki sıcaklık olabilir miydi, tabii.
''biliyorum bütün sözler yavan, bütün sözcüklerin içi boşaltılmış, bütün anlamlar kullanılmış, bütün anlar uçucu; kelimeye dökülen her duygu, kendiliğinden soğuk bir klişe oluveriyor; hiç bir sözcük duygularıma da yüreğime de yetmiyor.”
Bilsenizde bir işe yaramaz, eksik gedik kanaatleriyle, yalan yanlış bilgileriyle ipinizi çekerler, sadece somut faydaya odaklanır, yoksa sırtını döner. Bilgi çoğunluk için lüzumsuz bir yüktür. Ne iştahı vardır, ne enerjisi, ne de bilgiye saygısı, pratik çıkarı herşeyin önüne geçer. Boşuna bir uğraştır.
Ey! ! ! Olamayacak duamın öznesi...Sus! ! ! Biraz dinle beni... Ateşe ihtiyacı olmayan ışıklar şahidim olsun'ki gözlerini gördüğümdenberi! ! Benden götürdüklerin birdaha dönmedi geri şimdi Bilmeyeceksin...! Yüreğimin hep seninle attığını..adın...ı her andığımda heyacandan içimin kıpır kıpır olduğunu / Hayatıma her an anlam kattığını..gözlerimi kapattığımda seninle olduğumu..Bilmeyeceksin...! Sabahlara kadar fotoğraflarına bakıp seninle konuştuğumu..zaman zaman dayanamayıp anlatmaya kalkıştığımı...sonra korkup vazgeçtiğimi / Sana sırılsıklam aşık olduğumu..defalarca gecelerce seni sevdiğimi..çığlık çığlık haykırdığımı....BİLMEYECEKSİN..
bilmek, ucb denen hoca'nın tuzak sorularla doldurduğu sınav kağıdıdır. iç dünyanın giriftliğini faş eder, bu his. aynadaki aksin aksi gibi çoğalır.. 'ucb'u yendim diyen, kibrin zirvesine çıkmıştır bile...
yeni şeyler öğrenip bilgi genişledikçe, 'biliyorum' demek zorlaşır. artık bilginin nerede başlayıp nerede bittiği belli değildir. bazen de öylesine açıktır ki her şey.. sanki tüm varlık aynıdır, sanki tüm bilgi deryası bir katreden öte değildir...
Biz bilirizcilerin bilgisi her zaman bilmeleri gerekenin kırıntısıdır, acı alay.
- NUMEN - Yani bilinemez, - KANT, Alman Filozof, 1804, Ama, bildirir.
Ne yaptığını bilmek yolun tamamıdır, bunun topu taca atma seçeneği yok, maalesef, katı bir dökme, böyle biliyorum, başka bilenler de vardır, zaten ondan başımızdan atmaya çalışıyoruz, aklı yatmayanları.
Bilmediğini anlayınca, bilirsin.
İşini.
Durmadan yükselen bir dağ değil mi tırmanmamız gereken. - Kierkegaard, Varoluşcu Dindar Filozof, 1855, 42 yaşında sizlere ömür, Şeyh Galib le aynı yaşta, 1799. dğm, 1757, aynı sene William Blake de dünyalık, dğm.
Tabii ki, bildirsin daha net olur.
Bilmek diye bir şey hiç olmamıştır, o zaman inanmak gerekmiştir, aman inandığımız da, bilinen değildir, bilmekle inanmak arasındaki açı kapanmayınca, açığa düşülmüştür, tabii, ayazda kalmak da sağlığa hiç iyi gelmez, insan hastalıkları genelde, bu açıdan giren rüzgarla, savrulmadan savrulmaya, ayakta kalma savaşında, sonunda ayazda bitmiştir, peki sıcaklık olabilir miydi, tabii.
Bir şeyi gerçekten bilen biri, neyi bildiğini bilir. - SPİNOZA, 17. Yüzyıl.
Niyetin yanında adı bile geçmemeli.
Söylenen kelimeler hayat bulur.Bilmek lazım ne söyleyeceğimizi
''biliyorum
bütün sözler yavan,
bütün sözcüklerin içi boşaltılmış,
bütün anlamlar kullanılmış,
bütün anlar uçucu; kelimeye dökülen her duygu, kendiliğinden soğuk bir klişe oluveriyor; hiç bir sözcük duygularıma da
yüreğime de
yetmiyor.”
.
" m.mungan _
Bilsenizde bir işe yaramaz, eksik gedik kanaatleriyle, yalan yanlış bilgileriyle ipinizi çekerler, sadece somut faydaya odaklanır, yoksa sırtını döner. Bilgi çoğunluk için lüzumsuz bir yüktür. Ne iştahı vardır, ne enerjisi, ne de bilgiye saygısı, pratik çıkarı herşeyin önüne geçer. Boşuna bir uğraştır.
Aslında bilmemek
bence çok saçma
Bazı şeyleri sadece bilmek yetmiyor.
Bildiklerini anlamlandırmak ve değerini de
bilmek gerekiyor...
Bilmek yetmiyor! En zoru bildiklerini hazmedebilmek...
Ey! ! ! Olamayacak duamın öznesi...Sus! ! ! Biraz dinle beni... Ateşe ihtiyacı olmayan ışıklar şahidim olsun'ki gözlerini gördüğümdenberi! ! Benden götürdüklerin birdaha dönmedi geri şimdi Bilmeyeceksin...! Yüreğimin hep seninle attığını..adın...ı her andığımda heyacandan içimin kıpır kıpır olduğunu / Hayatıma her an anlam kattığını..gözlerimi kapattığımda seninle olduğumu..Bilmeyeceksin...! Sabahlara kadar fotoğraflarına bakıp seninle konuştuğumu..zaman zaman dayanamayıp anlatmaya kalkıştığımı...sonra korkup vazgeçtiğimi / Sana sırılsıklam aşık olduğumu..defalarca gecelerce seni sevdiğimi..çığlık çığlık haykırdığımı....BİLMEYECEKSİN..
Seviyorum denmez bizde,
sevilen kendini bilir.
BİLMELİSİN ki sevgiyi çabuk kaybediyorsun; pişmanlığın uzun günler sürüyor..
Bilmelisin ki...
Sevgiyi cabuk kaybediyorsun,
pismanligin uzun yillar suruyor.
bilmek, ucb denen hoca'nın tuzak sorularla doldurduğu sınav kağıdıdır. iç dünyanın giriftliğini faş eder, bu his. aynadaki aksin aksi gibi çoğalır.. 'ucb'u yendim diyen, kibrin zirvesine çıkmıştır bile...
yeni şeyler öğrenip bilgi genişledikçe, 'biliyorum' demek zorlaşır. artık bilginin nerede başlayıp nerede bittiği belli değildir. bazen de öylesine açıktır ki her şey.. sanki tüm varlık aynıdır, sanki tüm bilgi deryası bir katreden öte değildir...
BAZEN İNSAN DÜŞÜNÜR KAFASINDA TASARLAR NORMAL İNSAN BİLE AMA BUNA BİLİM ADAMLARI BİLE GÜLERLER SONRADAN O İNSANIN GÜŞÜNDÜKLERİ İÇAT EDİLİR
Bazı şeyleri bazıları bilir
Bazı şeyleri ise sadece bazıları bilir! ! !
Televizyondan alıntı
Bilmediğini kimden nereden olursa olsun öğreneceksin.öğrendiğini de nekes olmadan öğreteceksin.
Allah-u teala,
-Ben gizli bir hazineydim ve bilinmeyi istedim demiştir. akabinde mahlukatı ve alemleri yaratmıştır..
Bildiğim bir şey varsa,o da hiç bir şey bilmediğimdir.
bir de ‘yanılmak’ gibi bir olasılık vardır…
Bilmediğini bilmek, erdemdir.
Hiç bir şey bilmediğimi biliyorum.