Bir aracın deposu ortalama 300 liraya doluyor. Bu 300 liranın %55’i KDV+ÖTV. Yani benzin istasyonuna gittiğinizde; Aracınıza 135 liralık Benzin, Size de 165 liralık Vergi koyuluyor! Benzin istasyonlarında çalışan personele neden “Pompacı” denildiğini şimdi anladınız mı.
Bu çarpık vergi sisteminde aklıma ancak; 'Vergi verilmez alınır' sözünden başka bir şey gelmiyor.. 1999 yılında bir kaç aylığına diye 'deprem vergisi' çıkardılar üzerinden tam 120 ay geçti hala devam ediyor, bakalım ne zaman bitecek..
Kazancımın daha elime geçmeden %35 i o veya bu vergi, kesinti hede hödö adı altında gaspedilmesi... ve ben bu vergiyi verdiğim halde birde KDV adı altında aldığım her maldan tekrar vergi kesilmesi buda yetmezmiş gibi otomatik olarak ödediğim faturalardan, bilimum otomobil giderlerinden, TrT payından tutta çöp vergisine kadar ilginç kesintilerin yapılması, hükümet artık iyice şaşırdı nerden vergi alacağını en son bomba Dijital Fotoğraf Makinalarına koydukları %20 (Yalnış değil oran bu) Özel Tüketim Vergisi koymaları oldu yani 100 liraya aldığın şeye artık 120 lira ödeyeceksin bu 100 liranın zaten 18 lirası KDV idi 20 lira kemal abi parası, kaba bi hesap yaparsak = normalde 82 Lira olan bir mal sırf Türkiyede yaşadığınız ve başınızda kemal abi olduğundan 120 lira oluveriyor:Pp
devletin mükelleflerden karşılıksız aldığı likiditedir.bir sürüde eniği vardır: gelir vergisi,kazanç vergisi,muamele vergisi,kurumlar vergisi,sanayi vergisi vs. her mükellef kamu çalışanı gibi vergi borcunu yerine getirseydi Türkiye şuan daha farklı yerde olurdu.
Milletlerin teşkilatlanmış şekline ‘devlet’ diyoruz. Yani aslında devlet biziz… Onun içindir ki hainlerin zihninde yer eden “devletin malı deniz…” anlayışı nerden bakarsak yanlıştır, iğrençtir, hiçbir tutar dalı yoktur. Dürüst insan, devletin malını ve kaynaklarını kendi malından daha çok düşünür. Her işinde devletten yana tavır takınmaya ve tutumlu olmaya gayret eder. Çünkü devletin malında nice tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı vardır. Allah’a ve ahiret gününe inananlar devlet müesseselerine bu anlayışla yaklaşırlar.
Her nedense milletimiz devlete yüklenmeyi ve onu yere batırırcasına insafsızca eleştirmeyi çok sever. Onlara göre her işte ve her konuda kabahatli devlettir. O zaman vurun abalıya… Oysa devlet soyut bir kavramdır aslında… O, yerden yere vurduğun devlet aslında sensin. Acaba resmi kurum ve kuruluşları böyle sert bir biçimde eleştirirsek bundan fayda mı, yoksa zarar mı görürüz? Her işin olduğu gibi bunun da bir ölçüsü vardır muhakkak…
Devletin verdiği hizmetleri kalite ve yeterlilik bakımından sürekli eleştirenler, acaba vatandaşlık görevlerini hakkıyla yerine getiriyorlar mı? Acaba askere gitme zorunlu olmasa kaç kişi bu peygamber ocağına baş koyar? Devlet, hizmetlerimize karşılık bize ücret vermese bir gün çalışır mı memurlar? Devleti eleştirirken bunlar da geçiyor aklımızdan… Demek ki aslında bizler de çok masum değiliz. Zaten devlette zaaflar varsa, bu mekanizmanın dişlileri olan millette de zaaflar vardır. Zira bu çarkın dişlileri fertlerden oluşuyor.
Devletten kaliteli ve kesintisiz hizmet istiyorsak ve bekliyorsak bizler de elimizi taşın altına sokmalıyız. Devlete karşı görevlerini yerine getirmeyen sorumsuz vatandaşların devleti ve onun kurumlarını yermeye, onlardan hizmet beklemeye hakkı yoktur. Türkiye’de yaygın olarak yapılan şey, ölçüsüz eleştiridir. İş vazifeye gelince ortalıkta pek kimseyi bulamazsınız.
Devletin kusursuz ve devamlı hizmet verebilmesi için maddi yönden güçlü olması şarttır. Türkiye ekonomisinde kalıcı bir iyileşme sağlanabilmesi için bütçe gelirlerinin artması, öte yandan giderlerin azalması gerekir. Yani kamu gelirleri mutlaka artmalı, kamu giderleri de azalmalıdır. Bunun yanında sınırlı kaynaklarımızı verimli kullanmalıyız.
Devlet, gücünü halkından alır. Vatandaşlar her zamanda ve zeminde devlete karşı olan maddi ve manevi yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmelidir. Bu yükümlülüklerden biri de vergi vermektir. Bilindiği gibi Anayasanın 73. maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür “ hükmü yer almaktadır. Vergiyi basite almayalım, devlet gelirlerinin yarıdan çoğu vergi girdilerine dayanmaktadır.
Ülkemizde memurların gelir vergisi maaşlarından otomatik olarak kesilmektedir. Fakat serbest çalışanlar için böyle bir sistem mevcut değildir. Bu yüzden serbest çalışanların önemli bir kısmı üzerlerine düşen vergileri devlete ödememektedir. Fakat yeterli hizmet alamayınca da ‘bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu’ misali en çok da onların sesi çıkmaktadır.
Kim ne derse desin Türkiye’de kayıt dışı ekonomi dengeleri sarsmaktadır. Hiç kimse ‘kayıt dışı ekonomi yok’ diyemez. Bunu inkâr etmek yerine, üzerine ısrarla gitmeliyiz. Hiç kimsenin bir başkasının sırtından geçinme hakkı ve lüksü yoktur. Devlet isterse kayıt dışının da üstesinden gelebilir. Bunun için kararlı olunmalıdır. Fincancı katırlarını ürkütmekten korkulmamalıdır. Devlet güç ve otorite demektir. Hiç kimse devletin üstünde değildir.
Türkiye’de vergi konusunda ciddi düzenlemeler yapılmalıdır. Devletin vergi politikası bir kez daha gözden geçirilmelidir. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması yoluna gidilmelidir. Vergi yükü tabana yayılmalıdır. Vergi miktarları azaltılırken, bu konuda mükellefler kararlılıkla takip edilmelidir. Vergi kaçağı önlenmelidir.
Mükellefin sırtına yüklenen vergi miktarının çok olması, vergi gelirlerinin çok olacağı anlamına gelmez. Vatandaşa taşıyacağının üstünde bir vergi yükü yüklerseniz, elbette ki o bu yükün altından kalkamaz, ezilir, hilelere, yasal olmayan yollara başvurur. Vergi miktarı makul olursa hemen herkes üzerine düşeni verir. Böylece fertlere düşen vergi miktarı az olsa da kişi sayısı artınca aradaki eksiklik kapanır. Böyle olunca kimse de incinmez, yakınmaz. Vergi adaletini sağlayamadığımız müddetçe beklenen vergi gelirini elde edemeyeceğiz.
Vergi kaçaklarının azalması ve vergi gelirlerinin artması için vatandaşlarımıza vergi bilinci ve sorumluluğu kazandırmalıyız. Vergilerin halka hizmet olarak geri döndüğü inandırıcı bir biçimde anlatılmalıdır. Her bir fert bu gerçeği hayatında canlı örneklerle görebilmeli ve ikna olmalıdır. Bu arada vergiler olur olmaz yerlerde harcanıp tabir caizse çarçur edilmemelidir. Çünkü onlarda hepimizin alın teri ve emeği vardır.
Vergilerin nerelere gittiği, nasıl harcandığı mükelleflere iyi izah edilmelidir. Vatandaşın, verdiği paranın hesabını sorma hakkı vardır. Vergi bilinci kazandırma konusunda devlet televizyonundan azami derecede yararlanılmalıdır. Vergi haftasının gayesine uygun olarak idrak edilmesini, vatandaşa vergi bilinci kazandırılmasını, devletin vergilerinin önceki yıllara göre daha da artmasını ve bu vergilerin hayırlı hizmetlerde kullanılmasını diliyorum.
vergi:ülkemizde para karşılığında yapmış olduğumuz işler ve almış olduğumuz hizmetler için kazançlarımızın bir bölümünü devletin işlerliğinin sağlanması maksadı ile devletimize vermektir.
Vergi nedemek,vergi vermek niçin bir vatandaşlık görevidir,ödediğimiz vergiler bizlere nasıl hizmet olarak döner,alış verişte fiş veya fatura almak niçin önemlidir?
vergi, dekolte giyen hatun kişisinin etrafa gösterebildikleridir. yane, aynı zamanda mal beyanında da bulunarak, halka malının vergisini de peşin peşin öder bu hatunlar. (recoice şampuan gibi ikisi birarada oluyor) dekolte giyenlere aynı zamanda dinen bakıldığında rahatlıkla malının zekatını veriyorda diyebiliriz... dekolte giyebilecek kadar güzel olmadığımdan kıskandığım için böyle yazdığımı düşünenler varsa eğer, başlarına benim ağırlığımda daş düşsün.
aracı olandan yıllık 100 ytl otopark parası alacaklarmış.! ! ? ?
bu ıstanbul'da uygulanırsa, muhtemelen ankara,izmir diye devam eder...
eee, çeşmenin suyu azaldı.....ramazanda - halka yalakalık için - 'dev iftar sofraları' da kurulacak...hükümete para lazım para...öyle kuru kuru dualarla olmuyor bu işler........- ;))) ..Pp
Altı asır gibi uzun bir süre üç kıtada hükmünü yürüten ecdadımızın medeniyet mirasını inceleyip araştırmadan içte ve dıştaki bazı gafil ve hainlerin ona, 'emperyalist' yaftasını yapıştırarak mahkum etmeye çalışmalarına mukabil, Macaristan İlimler Akademisi tarafından ortaya çıkartılıp yayınlanan bir belgede belirtildiğine göre, Osmanlı Devleti'nin Macaristan'da hakim olduğu devirlerde, Macar halkından yılda 7 milyon akçe 21 milyon vergi toplayıp, buna karşılık aynı yıl Macaristan'a 21milyon akçe yatırım yaptığını
Katma Değer Vergisi(KDV) asli bir vergi olup herhangi bir şeyin yan etkisi değildir. İllaki sınıflamak gerekirse KDV Dolaylı Vergiler sınıfına dahildir.
Bir aracın deposu ortalama 300 liraya doluyor. Bu 300 liranın %55’i KDV+ÖTV. Yani benzin istasyonuna gittiğinizde; Aracınıza 135 liralık Benzin, Size de 165 liralık Vergi koyuluyor! Benzin istasyonlarında çalışan personele neden “Pompacı” denildiğini şimdi anladınız mı.
Hiç bir deli
bir vergi memurundan daha tehlikeli değildir.
Zeki-Metin'in deliler oyunundan :)
Bu çarpık vergi sisteminde aklıma ancak; 'Vergi verilmez alınır' sözünden başka bir şey gelmiyor.. 1999 yılında bir kaç aylığına diye 'deprem vergisi' çıkardılar üzerinden tam 120 ay geçti hala devam ediyor, bakalım ne zaman bitecek..
Ülkemiz vergi cenneti..
Maaştan vergi, çöpten vergi, alışverişten vergi, konuttan vergi, arabadan vergi...vs.vs.vs..
Halkımızın çoğu ödediği verginin farkında bile değil, bu kadar yükün altında asgari ücret 477 TL..
Kazancımın daha elime geçmeden %35 i o veya bu vergi, kesinti hede hödö adı altında gaspedilmesi... ve ben bu vergiyi verdiğim halde birde KDV adı altında aldığım her maldan tekrar vergi kesilmesi buda yetmezmiş gibi otomatik olarak ödediğim faturalardan, bilimum otomobil giderlerinden, TrT payından tutta çöp vergisine kadar ilginç kesintilerin yapılması, hükümet artık iyice şaşırdı nerden vergi alacağını en son bomba Dijital Fotoğraf Makinalarına koydukları %20 (Yalnış değil oran bu) Özel Tüketim Vergisi koymaları oldu yani 100 liraya aldığın şeye artık 120 lira ödeyeceksin bu 100 liranın zaten 18 lirası KDV idi 20 lira kemal abi parası, kaba bi hesap yaparsak = normalde 82 Lira olan bir mal sırf Türkiyede yaşadığınız ve başınızda kemal abi olduğundan 120 lira oluveriyor:Pp
Maratuana Kardeşimize Katılıyorum....
nesnel olarak sizden çıkar ama asla nesnel olarak size dönmez kamuya dönerse ne ala.
devletin mükelleflerden karşılıksız aldığı likiditedir.bir sürüde eniği vardır: gelir vergisi,kazanç vergisi,muamele vergisi,kurumlar vergisi,sanayi vergisi vs.
her mükellef kamu çalışanı gibi vergi borcunu yerine getirseydi Türkiye şuan daha farklı yerde olurdu.
kamu hizmetlerine harcamak için hükümetlerin doğrudan doğruya veya bazı maddelerin fiyatlarına zam yaparak topladığı para.(KDV, ÖTV vb.)
hepimize giren kazık.
yasal haraç
VERGİ BİLİNCİ VE GELECEĞİMİZ
M.NİHAT MALKOÇ
Milletlerin teşkilatlanmış şekline ‘devlet’ diyoruz. Yani aslında devlet biziz… Onun içindir ki hainlerin zihninde yer eden “devletin malı deniz…” anlayışı nerden bakarsak yanlıştır, iğrençtir, hiçbir tutar dalı yoktur. Dürüst insan, devletin malını ve kaynaklarını kendi malından daha çok düşünür. Her işinde devletten yana tavır takınmaya ve tutumlu olmaya gayret eder. Çünkü devletin malında nice tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı vardır. Allah’a ve ahiret gününe inananlar devlet müesseselerine bu anlayışla yaklaşırlar.
Her nedense milletimiz devlete yüklenmeyi ve onu yere batırırcasına insafsızca eleştirmeyi çok sever. Onlara göre her işte ve her konuda kabahatli devlettir. O zaman vurun abalıya… Oysa devlet soyut bir kavramdır aslında… O, yerden yere vurduğun devlet aslında sensin. Acaba resmi kurum ve kuruluşları böyle sert bir biçimde eleştirirsek bundan fayda mı, yoksa zarar mı görürüz? Her işin olduğu gibi bunun da bir ölçüsü vardır muhakkak…
Devletin verdiği hizmetleri kalite ve yeterlilik bakımından sürekli eleştirenler, acaba vatandaşlık görevlerini hakkıyla yerine getiriyorlar mı? Acaba askere gitme zorunlu olmasa kaç kişi bu peygamber ocağına baş koyar? Devlet, hizmetlerimize karşılık bize ücret vermese bir gün çalışır mı memurlar? Devleti eleştirirken bunlar da geçiyor aklımızdan… Demek ki aslında bizler de çok masum değiliz. Zaten devlette zaaflar varsa, bu mekanizmanın dişlileri olan millette de zaaflar vardır. Zira bu çarkın dişlileri fertlerden oluşuyor.
Devletten kaliteli ve kesintisiz hizmet istiyorsak ve bekliyorsak bizler de elimizi taşın altına sokmalıyız. Devlete karşı görevlerini yerine getirmeyen sorumsuz vatandaşların devleti ve onun kurumlarını yermeye, onlardan hizmet beklemeye hakkı yoktur. Türkiye’de yaygın olarak yapılan şey, ölçüsüz eleştiridir. İş vazifeye gelince ortalıkta pek kimseyi bulamazsınız.
Devletin kusursuz ve devamlı hizmet verebilmesi için maddi yönden güçlü olması şarttır. Türkiye ekonomisinde kalıcı bir iyileşme sağlanabilmesi için bütçe gelirlerinin artması, öte yandan giderlerin azalması gerekir. Yani kamu gelirleri mutlaka artmalı, kamu giderleri de azalmalıdır. Bunun yanında sınırlı kaynaklarımızı verimli kullanmalıyız.
Devlet, gücünü halkından alır. Vatandaşlar her zamanda ve zeminde devlete karşı olan maddi ve manevi yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmelidir. Bu yükümlülüklerden biri de vergi vermektir. Bilindiği gibi Anayasanın 73. maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür “ hükmü yer almaktadır. Vergiyi basite almayalım, devlet gelirlerinin yarıdan çoğu vergi girdilerine dayanmaktadır.
Ülkemizde memurların gelir vergisi maaşlarından otomatik olarak kesilmektedir. Fakat serbest çalışanlar için böyle bir sistem mevcut değildir. Bu yüzden serbest çalışanların önemli bir kısmı üzerlerine düşen vergileri devlete ödememektedir. Fakat yeterli hizmet alamayınca da ‘bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu’ misali en çok da onların sesi çıkmaktadır.
Kim ne derse desin Türkiye’de kayıt dışı ekonomi dengeleri sarsmaktadır. Hiç kimse ‘kayıt dışı ekonomi yok’ diyemez. Bunu inkâr etmek yerine, üzerine ısrarla gitmeliyiz. Hiç kimsenin bir başkasının sırtından geçinme hakkı ve lüksü yoktur. Devlet isterse kayıt dışının da üstesinden gelebilir. Bunun için kararlı olunmalıdır. Fincancı katırlarını ürkütmekten korkulmamalıdır. Devlet güç ve otorite demektir. Hiç kimse devletin üstünde değildir.
Türkiye’de vergi konusunda ciddi düzenlemeler yapılmalıdır. Devletin vergi politikası bir kez daha gözden geçirilmelidir. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması yoluna gidilmelidir. Vergi yükü tabana yayılmalıdır. Vergi miktarları azaltılırken, bu konuda mükellefler kararlılıkla takip edilmelidir. Vergi kaçağı önlenmelidir.
Mükellefin sırtına yüklenen vergi miktarının çok olması, vergi gelirlerinin çok olacağı anlamına gelmez. Vatandaşa taşıyacağının üstünde bir vergi yükü yüklerseniz, elbette ki o bu yükün altından kalkamaz, ezilir, hilelere, yasal olmayan yollara başvurur. Vergi miktarı makul olursa hemen herkes üzerine düşeni verir. Böylece fertlere düşen vergi miktarı az olsa da kişi sayısı artınca aradaki eksiklik kapanır. Böyle olunca kimse de incinmez, yakınmaz. Vergi adaletini sağlayamadığımız müddetçe beklenen vergi gelirini elde edemeyeceğiz.
Vergi kaçaklarının azalması ve vergi gelirlerinin artması için vatandaşlarımıza vergi bilinci ve sorumluluğu kazandırmalıyız. Vergilerin halka hizmet olarak geri döndüğü inandırıcı bir biçimde anlatılmalıdır. Her bir fert bu gerçeği hayatında canlı örneklerle görebilmeli ve ikna olmalıdır. Bu arada vergiler olur olmaz yerlerde harcanıp tabir caizse çarçur edilmemelidir. Çünkü onlarda hepimizin alın teri ve emeği vardır.
Vergilerin nerelere gittiği, nasıl harcandığı mükelleflere iyi izah edilmelidir. Vatandaşın, verdiği paranın hesabını sorma hakkı vardır. Vergi bilinci kazandırma konusunda devlet televizyonundan azami derecede yararlanılmalıdır. Vergi haftasının gayesine uygun olarak idrak edilmesini, vatandaşa vergi bilinci kazandırılmasını, devletin vergilerinin önceki yıllara göre daha da artmasını ve bu vergilerin hayırlı hizmetlerde kullanılmasını diliyorum.
vergi:ülkemizde para karşılığında yapmış olduğumuz işler ve almış olduğumuz hizmetler için kazançlarımızın bir bölümünü devletin işlerliğinin sağlanması maksadı ile devletimize vermektir.
Ödediğiniz vergiler sizlere, köprü, yol, su, telefon, vs..vs..vs.. olarak asla asla geri dönmeyecektir...
Ödediğimiz vergiler, Aydın Doğan, Dinç Bilgin, Cem Uzan...ve daha burda isimlerini sayamadığım kişiler olarak karşımıza çıkacaktır...
hic kagit paranin altin vergisi olurmuy mus..
yani soyle iscilere kagit para veriyorsunuz, vergiyi altin olarak aliyorsunuz..
Vergi iade entry'si olmadığı için buraya yazmayı uygun buldum...! !
Her sene toplanan fişleri tek tek incelenmesine ve hesaplanmasına sebep olan uydurma sistem...! !
Yardıma gelmek isteyen varsa özelime mesaj atsın, bedava internet benden kendisine hediye...! ! :)
Vergi nedemek,vergi vermek niçin bir vatandaşlık görevidir,ödediğimiz vergiler bizlere nasıl hizmet olarak döner,alış verişte fiş veya fatura almak niçin önemlidir?
vergi, dekolte giyen hatun kişisinin etrafa gösterebildikleridir.
yane, aynı zamanda mal beyanında da bulunarak, halka malının vergisini de peşin peşin öder bu hatunlar. (recoice şampuan gibi ikisi birarada oluyor)
dekolte giyenlere aynı zamanda dinen bakıldığında rahatlıkla malının zekatını veriyorda diyebiliriz...
dekolte giyebilecek kadar güzel olmadığımdan kıskandığım için böyle yazdığımı düşünenler varsa eğer, başlarına benim ağırlığımda daş düşsün.
her türk vatandaşının ülkesinin kalkınması için devlete ödediği ödenektir.bu ödenekler vatandaşa yol,su,elektrik,eğitim olarak geri dönmektedir.
her türk vatandaşının ülkesinin kalkınması için devlete ödediği ödenektir.bu ödenekler vatandaşa yol,su,elektrik,eğitim olarak geri dönmektedir.
verginin anlamını öğrenmek istiyorum
gözünüz aydın ıstanbullular..! ! !
aracı olandan yıllık 100 ytl otopark parası alacaklarmış.! ! ? ?
bu ıstanbul'da uygulanırsa, muhtemelen ankara,izmir diye devam eder...
eee, çeşmenin suyu azaldı.....ramazanda - halka yalakalık için - 'dev iftar sofraları' da kurulacak...hükümete para lazım para...öyle kuru kuru dualarla olmuyor bu işler........- ;))) ..Pp
Ecdadımız Yüz Akımız
Altı asır gibi uzun bir süre üç kıtada hükmünü yürüten ecdadımızın medeniyet mirasını inceleyip araştırmadan içte ve dıştaki bazı gafil ve hainlerin ona, 'emperyalist' yaftasını yapıştırarak mahkum etmeye çalışmalarına mukabil, Macaristan İlimler Akademisi tarafından ortaya çıkartılıp yayınlanan bir belgede belirtildiğine göre, Osmanlı Devleti'nin Macaristan'da hakim olduğu devirlerde, Macar halkından yılda 7 milyon akçe 21 milyon vergi toplayıp, buna karşılık aynı yıl Macaristan'a 21milyon akçe yatırım yaptığını
Katma Değer Vergisi(KDV) asli bir vergi olup herhangi bir şeyin yan etkisi değildir.
İllaki sınıflamak gerekirse KDV Dolaylı Vergiler sınıfına dahildir.
sorma ver parasi...padisah gürzü.....zenginden alamaz fukarayi soyup sogana cevirir....
İsteyerek veriyor olsak anlarım...Zorla alındığına göre düpedüz...ALGI'dır ya...ne VERGİ'si? ..ALGI! ..ALGI! ..
kişilere yüklenen ekonomik yükümlülüktür.
borç
vergi nedir
VERGİ sizce ne demek, VERGİ size neyi çağrıştırıyor?