Başkanlığı döneminde Ankara'yı fetö çetesine peşkeş çekerek soyup soğana çevirdiği bizzat kendi partili yol arkadaşınca dile getirilen ve halk tarafından başkanlıktan indirildikten sonra edep ötesi komikliğe soyunan melih namlı kene, cenaze törenlerinde ve saygı duruşlarında çalınan bir marşı İstiklal Marşımız sanmış.
"Abisi"nin temsil ettiği sağın "yerli ve milli"si bu kadar oluyor işte!
Bir partinin grup başkan vekili olan bir kadın, "biji portekiz" aşağılık olayıyla ilgili olarak "Ülke milli takımını tutmanın yolu aidiyet duygusudur" buyurmuş. O kadar! Yani, kendi saflarında aidiyet duygusu filan taşınmadığını açıkça itiraf etmiş.
Şimdi sormalı bu kadına: Bu toprağın ekmeğini yiyip suyunu içerken ve havasını solurken, daha da önemlisi bu toprağın insanlarının vergileriyle ödenen o hiç de hakketmediğin/iz oldukça yüklü maaşı cebe cukkalarken aidiyet duygusu sorun olmuyor da neden Ulus'la ilgili özellikle bir başarı söz konusu olunca hemen aidiyet maskesini ortaya sürüyorsun/uz?
İslam'ın ilk şartı ve en masrafsız en zahmetsiz en külfetsiz en zorunlu şartı yalan konuşmamaktır ve yalan konuşmamak için peygamber olmaya gerek yoktur.Ve öyle bir haldeyiz ki bu caddeyi kübrayı muhafaza için dahi sadaka vermek icab ediyor zira olan İslam caddesine değil bizzat bize oluyor.Biz bunu ahirette hatemül Enbiya efendimize izah edemeyiz.Allah yalanı ve yalancilari kahreylesin bize de yalandan ve yalancılıktan muhafaza için yardım inayet ve nusret eylesin amin.
***** ZAM FURYASI ***** ANADOLU, Alev-alev yanıyor Ekonomi çöktü, yürek kanıyor Cehalet zamları, kader sanıyor Benzine-mazota Gaza zam geldi. . Her gün değişiyor, pazar fiyatı Halka zehir etti, zamlar hayatı Tazeyi bıraktık, aldık bayatı Evliler boşandı, Kıza zam geldi. . Türemiş cambazın, türlü türlüsü Pazarda kalmamış, malın yerlisi Vergiye tabidir, Kurban derisi Kasaplar kokuştu Tuza zam geldi. . Bak ne hale geldi, Türkün Turası Ehtibar görüyor, Ağyar parası Dolara bağlandı, Makber kirası Kefenlik patise, Beze zam geldi. . Der Vezir, yaşamın şartları ağır Milletin sırtında, açıldı yağır Muhalif arafta, Hükümet sağır Davula-zurnaya-Saza zam geldi... -----OZAN ÇAKIROĞLU----- Kardaş, daha ne söyleyem, ne diyem Anlayana sözlerim, olsun hediyem...VESSELAM.
Portekiz'e yenildiğimiz futbol maçı sonrası yaptığı yalaka paylaşımla Portekizlileri bile kendine güldüren ulusal onur fakiri ferhat encu denen insan müsveddesi işte böyle ancak kendi diliyle hevhevleyebilir. Hoşt deyip geçiniz.
Bir not: Ulusal onur fakiri insan artıklarının, kişisel onurları da sıfırdır.
Ekonomisi dibe çöktürülmüş bir ülkede; garson, kurye gibi anlık hizmet veren emekçilerin 3 kuruşluk bahşişlerine bile ekonomiyi dibe çöktürenler tarafından ve hiç utanmadan kurtarıcı gözüyle bakılıyorsa; sıra ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin harçlıklarından da vergi(!) tırtıklamaya geldiğinde asla şaşırmam. Sen de şaşırma hala uyuyan şapşik gardaşım benim.
Paylaştığım gönderi silinmiş. Çocukların faydasına olan bir kitap talebinden nasıl bir rahatsızlık duyulduğu apayrı bir ruhsuzluk işareti. Sözde burası şiir bloğu.. E o zaman tekrar paylaşayım..
Merhaba, Şanlıurfa'da köy okulu için bir eğitimci, kitap desteğine ihtiyaç duyduklarını iletti. 100 temel eserden kitaplar ihtiyaçlarını karşılıyormuş. Destek olmak isterseniz eğitimcinin iletişim bilgilerini iletebilirim. Sevgiler..
Evli olan aile sahibi ve araba sahibi erkeklere tavsiyem direksiyonu kadınlara verin siz de arka koltukta Cevşenül Kebir gibi Kur'an gibi dua kitapları ve Allah'ı tazim ve tesbih ile meşgul olun zira kadın nereye gider ise gitsin en azından siz Allah'ı tesbih zikir ve dua ile gitmiş olursunuz Allah kendisini tesbih tazim edeni sever herkese hayırlı bayramlar dilerim.
**** MUHTEREM HOCAM **** Bu sayfa da bu güne kadar bilimsel hiç bir şey güncellenmedi. Kalemler hep çuvaldız-iğne gibi kullanıldı. İnşallah bundan böyle kin-kibir nefret değil de Edebiyat ve aktüel konular işlenir. ---Hocam KALP konusu biraz cılız ve yavan kalmış. İnşallah uygun bir zaman da daha tafsilatlı yazarsınız. Sevgi, barış ve suhulet içinde kalınız...
GÖNÜL ÜSTÜNE Arapçadan Türkçeye taşınan “kalp” sözcüğü, hemen bütün omurgalı hayvanlarında vardır. Görevi kan dolaşımını sağlamaktır. Kan ise hayat denen yaşamın olmazsa olmazıdır. Kalp, hangi sebeple olursa olsun durduğu zaman canlının hayatı da durur. Yani kalp, sizin ömr boyu uyurken de uyanıkken de çalışan organınızdır. Bu kadar önemli organımız kalp, ilgiyi ve iltifatı da hak ediyor doğrusu… “İnsan sözcüklere anlam yükleyen tek canlıdır” Fiziki bir organ olan Kalbe de ruh vermişiz öncelikle. Sonra, sayısız anlam yüklemişiz. Bu yüklediğimiz anlamları, Deyimlerle, Ata Sözleriyle ifade etmişiz. Örnek mi? Onlarca… Kalp ağrısı, kalp kırmak, kalbi bozuk, kalbi sıcak, kalbi temiz, kalbine girmek, kalp çalmak, Kalp kazanmak vs. vs.Deyimler. Kalp kırmak kolay, yapmak zordur. Kalp, kalbe karşıdır, Sözü tok olanın, kalbi pak olur. vs. vs. Ata sözleri Okurları, Deyimlere, Atasözlerine boğmadan; konuya dönelim. Kalbin yetmediği alanda yürek girer devreye. Yürek, kalbe verdiğimiz ruhun bir türevi diyebiliriz. Yüreğe de kalp gibi sayısız anlamlar yüklemiş, deyimler ve atasözleriyle bu anlamları ifade etmişiz. Yüreğe oturmak, yüreği daralmak, yüreği kan ağlamak, yüreğine inmek vs.vs. Ata sözleri: Yere bakan yürek yakan, Dağda bağın var, yüreğinde dağın var Vs. Dizelerimde yürek: “Seni yüreğime beynime kazdın.” “Yüreğim yangın yeri, gör nasılda tütüyor” “Kar mı yağmış yüreğinin başına.” “Yüreğimi acı, keder dalıyor.” “Yüreğim yürektir, paha biçimez Neyleyim bağrımdan söktünde gittin.” “Şiir yürekten gelir, yüreklere dokunur.” “Yürek” sözcüğü: Aşkı, sitemi, acıyı, kederi, özlemi, ayrılığı, daha nice duyguları; dizelerde, öykülerde, romanlarda edebi sanatların her dalında ve özel sohbetlerde açık etmiştir. Anlaşılır kılmıştır. “Gör beni! Bir yarım hasret türküsü Bir yarım inat Sade yürek kalmışım Sade yürek Yüreğim paramparça Yüreğim kan revan, Dayan yüreğim dayan!” Yürek, yiğitliğin ve korkaklığın da yatağıdır. O yüzden korkaklık gösterene, aşağılayıcı bir sesle, “yüreksiiiiz ya da yüreği batasıcaa!”vs ünleriz. Korkunun üzerine yürüyene de “Yürekli adam!” Ya da “Karpuz kadar yüreği varmış!” vs. Diye yüceltiriz. “Hangi işi yaparsanız yapın ona, yüreğinizden bir tutam katın. O iş, yoldan geçeni yolundan eyler. Sizi de mutlu eyler.” Madde ve mana başka bir deyişle, beden ve ruh olarak ifade edilen İnsan; Düalist(İkili) bir varlıktır. Dolayısı ile bedenide, düşünceleride zıtlıkların birliği üzerine İnşa edilmiştir. Diyerek konuya dönelim… “Gönül gel seninle muhabbet edelim” Ali Ekber Çiçek Ozan Ali Ekber’in seslendiği gibi, bizde kendi dilimizle seslenelim… “Deli gönül ayva ister, nar ister Her mevsim bulunmaz güz ile gelir Al yanaklı şeker dilli yar ister O da minnet ile naz ile gelir” ------------------------- “Her dilde düşünür, lisanı bilmez Utanmaz sıkılmaz insanı bilmez Akortdan anlamaz, notayı bilmez Yârin meclisine saz ile gelir” Anlayana, bu iki dörtlük bile; gönül ile sohbet etmenin ne kadar zor olduğunu bilir. Gönül, insanın aklını başından alan tek güçtür. Gönül konuşursa akıl susar. Gönül yürürse akıl durur. Gönül isterse insanı yerden yere vurur. Bu kadar zor, zorba gönül: aşkın, sevdanın sarayı, sevginin köşkü, iyinin güzelin bahçesidir. Bahçesini, barınağını korur. İşte zor ve zorbalığı bundandır. Bütün güzellikler onun bahçesi, iyiliğin her çeşidi ondadır. Ondan sebep, “Dünyanın malı dünyanındır. Sizinle gidecek olan kazandığınız gönüllerdir. Ne kadar gönül kazandınızsa o kadar bu dünyaya aitsinizdir.” Diyorum “Anlamadım sırrın, nice yolun var. İnanandan, inanmazdan kulun var Dört kitabın her birinde yerin var Dinlerden yüce mi, dinsiz mi gönül” “ Aşk, gönülden gönüle en kısa, en çetin yoldur.” Neşet Ertaş ne güzel ifade eder bu çetin yolu … “Gönül dağı yağmur, boran olunca Akar can özümden sel gizli gizli” ------------------------- “Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez Gönülden gönüle gider, yol gizli gizli” ----------------------------- “Aşk denilen bir deryaya/ Çıkamazsın girme gönül” Aşık veysel “Sözü süz de söyle gönlü bulundurmasın.” Mevlana “Göze nur, gönülden gelir.” Hacı Bektaş Veli “Gönül hissetmezse kulak duymuş neylesin.” Mevlana “Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme” Yunus Emre Bu gönül İnsanları Yüz yıllardan günümüze, buradan da nice Yüz yıllara yolumuzu aydınlatanlardır. Onları, sevgi, saygı ve özlemle anarak; Onlardan aldığımız feyiz ile kendi sözümüzü de söyleyerek yazımızı sonlandıralım. “Gönüller yakınsa buradan Fizan’a yol bir andır. Gönüller ıraksa aynı mekenda yol Fizan’dır” ---------------------------------Tahir Eker 1. 6. 2024
GÖNÜL ÜSTÜNE Arapçadan Türkçeye taşınan “kalp” sözcüğü, hemen bütün omurgalı hayvanlarında vardır. Görevi kan dolaşımını sağlamaktır. Kan ise hayat denen yaşamın olmazsa olmazıdır. Kalp, hangi sebeple olursa olsun durduğu zaman canlının hayatı da durur. Yani kalp, sizin ömr boyu uyurken de uyanıkken de çalışan organınızdır. Bu kadar önemli organımız kalp, ilgiyi ve iltifatı da hak ediyor doğrusu… “İnsan sözcüklere anlam yükleyen tek canlıdır” Fiziki bir organ olan Kalbe de ruh vermişiz öncelikle. Sonra, sayısız anlam yüklemişiz. Bu yüklediğimiz anlamları, Deyimlerle, Ata Sözleriyle ifade etmişiz. Örnek mi? Onlarca… Kalp ağrısı, kalp kırmak, kalbi bozuk, kalbi sıcak, kalbi temiz, kalbine girmek, kalp çalmak, Kalp kazanmak vs. vs.Deyimler. Kalp kırmak kolay, yapmak zordur. Kalp, kalbe karşıdır, Sözü tok olanın, kalbi pak olur. vs. vs. Ata sözleri Okurları, Deyimlere, Atasözlerine boğmadan; konuya dönelim. Kalbin yetmediği alanda yürek girer devreye. Yürek, kalbe verdiğimiz ruhun bir türevi diyebiliriz. Yüreğe de kalp gibi sayısız anlamlar yüklemiş, deyimler ve atasözleriyle bu anlamları ifade etmişiz. Yüreğe oturmak, yüreği daralmak, yüreği kan ağlamak, yüreğine inmek vs.vs. Ata sözleri: Yere bakan yürek yakan, Dağda bağın var, yüreğinde dağın var Vs. Dizelerimde yürek: “Seni yüreğime beynime kazdın.” “Yüreğim yangın yeri, gör nasılda tütüyor” “Kar mı yağmış yüreğinin başına.” “Yüreğimi acı, keder dalıyor.” “Yüreğim yürektir, paha biçimez Neyleyim bağrımdan söktünde gittin.” “Şiir yürekten gelir, yüreklere dokunur.” “Yürek” sözcüğü: Aşkı, sitemi, acıyı, kederi, özlemi, ayrılığı, daha nice duyguları; dizelerde, öykülerde, romanlarda edebi sanatların her dalında ve özel sohbetlerde açık etmiştir. Anlaşılır kılmıştır. “Gör beni! Bir yarım hasret türküsü Bir yarım inat Sade yürek kalmışım Sade yürek Yüreğim paramparça Yüreğim kan revan, Dayan yüreğim dayan!” Yürek, yiğitliğin ve korkaklığın da yatağıdır. O yüzden korkaklık gösterene, aşağılayıcı bir sesle, “yüreksiiiiz ya da yüreği batasıcaa!”vs ünleriz. Korkunun üzerine yürüyene de “Yürekli adam!” Ya da “Karpuz kadar yüreği varmış!” vs. Diye yüceltiriz. “Hangi işi yaparsanız yapın ona, yüreğinizden bir tutam katın. O iş, yoldan geçeni yolundan eyler. Sizi de mutlu eyler.” Madde ve mana başka bir deyişle, beden ve ruh olarak ifade edilen İnsan; Düalist(İkili) bir varlıktır. Dolayısı ile bedenide, düşünceleride zıtlıkların birliği üzerine İnşa edilmiştir. Diyerek konuya dönelim… “Gönül gel seninle muhabbet edelim” Ali Ekber Çiçek Ozan Ali Ekber’in seslendiği gibi, bizde kendi dilimizle seslenelim… “Deli gönül ayva ister, nar ister Her mevsim bulunmaz güz ile gelir Al yanaklı şeker dilli yar ister O da minnet ile naz ile gelir” ------------------------- “Her dilde düşünür, lisanı bilmez Utanmaz sıkılmaz insanı bilmez Akortdan anlamaz, notayı bilmez Yârin meclisine saz ile gelir” Anlayana, bu iki dörtlük bile; gönül ile sohbet etmenin ne kadar zor olduğunu bilir. Gönül, insanın aklını başından alan tek güçtür. Gönül konuşursa akıl susar. Gönül yürürse akıl durur. Gönül isterse insanı yerden yere vurur. Bu kadar zor, zorba gönül: aşkın, sevdanın sarayı, sevginin köşkü, iyinin güzelin bahçesidir. Bahçesini, barınağını korur. İşte zor ve zorbalığı bundandır. Bütün güzellikler onun bahçesi, iyiliğin her çeşidi ondadır. Ondan sebep, “Dünyanın malı dünyanındır. Sizinle gidecek olan kazandığınız gönüllerdir. Ne kadar gönül kazandınızsa o kadar bu dünyaya aitsinizdir.” Diyorum “Anlamadım sırrın, nice yolun var. İnanandan, inanmazdan kulun var Dört kitabın her birinde yerin var Dinlerden yüce mi, dinsiz mi gönül” “ Aşk, gönülden gönüle en kısa, en çetin yoldur.” Neşet Ertaş ne güzel ifade eder bu çetin yolu … “Gönül dağı yağmur, boran olunca Akar can özümden sel gizli gizli” ------------------------- “Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez Gönülden gönüle gider, yol gizli gizli” ----------------------------- “Aşk denilen bir deryaya/ Çıkamazsın girme gönül” Aşık veysel “Sözü süz de söyle gönlü bulundurmasın.” Mevlana “Göze nur, gönülden gelir.” Hacı Bektaş Veli “Gönül hissetmezse kulak duymuş neylesin.” Mevlana “Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme” Yunus Emre Bu gönül İnsanları Yüz yıllardan günümüze, buradan da nice Yüz yıllara yolumuzu aydınlatanlardır. Onları, sevgi, saygı ve özlemle anarak; Onlardan aldığımız feyiz ile kendi sözümüzü de söyleyerek yazımızı sonlandıralım. “Gönüller yakınsa buradan Fizan’a yol bir andır. Gönüller ıraksa aynı mekenda yol Fizan’dır” ---------------------------------Tahir Eker 1. 6. 2024
GÖNÜL ÜSTÜNE Arapçadan Türkçeye taşınan “kalp” sözcüğü, hemen bütün omurgalı hayvanlarında vardır. Görevi kan dolaşımını sağlamaktır. Kan ise hayat denen yaşamın olmazsa olmazıdır. Kalp, hangi sebeple olursa olsun durduğu zaman canlının hayatı da durur. Yani kalp, sizin ömr boyu uyurken de uyanıkken de çalışan organınızdır. Bu kadar önemli organımız kalp, ilgiyi ve iltifatı da hak ediyor doğrusu… “İnsan sözcüklere anlam yükleyen tek canlıdır” Fiziki bir organ olan Kalbe de ruh vermişiz öncelikle. Sonra, sayısız anlam yüklemişiz. Bu yüklediğimiz anlamları, Deyimlerle, Ata Sözleriyle ifade etmişiz. Örnek mi? Onlarca… Kalp ağrısı, kalp kırmak, kalbi bozuk, kalbi sıcak, kalbi temiz, kalbine girmek, kalp çalmak, Kalp kazanmak vs. vs.Deyimler. Kalp kırmak kolay, yapmak zordur. Kalp, kalbe karşıdır, Sözü tok olanın, kalbi pak olur. vs. vs. Ata sözleri Okurları, Deyimlere, Atasözlerine boğmadan; konuya dönelim. Kalbin yetmediği alanda yürek girer devreye. Yürek, kalbe verdiğimiz ruhun bir türevi diyebiliriz. Yüreğe de kalp gibi sayısız anlamlar yüklemiş, deyimler ve atasözleriyle bu anlamları ifade etmişiz. Yüreğe oturmak, yüreği daralmak, yüreği kan ağlamak, yüreğine inmek vs.vs. Ata sözleri: Yere bakan yürek yakan, Dağda bağın var, yüreğinde dağın var Vs. Dizelerimde yürek: “Seni yüreğime beynime kazdın.” “Yüreğim yangın yeri, gör nasılda tütüyor” “Kar mı yağmış yüreğinin başına.” “Yüreğimi acı, keder dalıyor.” “Yüreğim yürektir, paha biçimez Neyleyim bağrımdan söktünde gittin.” “Şiir yürekten gelir, yüreklere dokunur.” “Yürek” sözcüğü: Aşkı, sitemi, acıyı, kederi, özlemi, ayrılığı, daha nice duyguları; dizelerde, öykülerde, romanlarda edebi sanatların her dalında ve özel sohbetlerde açık etmiştir. Anlaşılır kılmıştır. “Gör beni! Bir yarım hasret türküsü Bir yarım inat Sade yürek kalmışım Sade yürek Yüreğim paramparça Yüreğim kan revan, Dayan yüreğim dayan!” Yürek, yiğitliğin ve korkaklığın da yatağıdır. O yüzden korkaklık gösterene, aşağılayıcı bir sesle, “yüreksiiiiz ya da yüreği batasıcaa!”vs ünleriz. Korkunun üzerine yürüyene de “Yürekli adam!” Ya da “Karpuz kadar yüreği varmış!” vs. Diye yüceltiriz. “Hangi işi yaparsanız yapın ona, yüreğinizden bir tutam katın. O iş, yoldan geçeni yolundan eyler. Sizi de mutlu eyler.” Madde ve mana başka bir deyişle, beden ve ruh olarak ifade edilen İnsan; Düalist(İkili) bir varlıktır. Dolayısı ile bedenide, düşünceleride zıtlıkların birliği üzerine İnşa edilmiştir. Diyerek konuya dönelim… “Gönül gel seninle muhabbet edelim” Ali Ekber Çiçek Ozan Ali Ekber’in seslendiği gibi, bizde kendi dilimizle seslenelim… “Deli gönül ayva ister, nar ister Her mevsim bulunmaz güz ile gelir Al yanaklı şeker dilli yar ister O da minnet ile naz ile gelir” ------------------------- “Her dilde düşünür, lisanı bilmez Utanmaz sıkılmaz insanı bilmez Akortdan anlamaz, notayı bilmez Yârin meclisine saz ile gelir” Anlayana, bu iki dörtlük bile; gönül ile sohbet etmenin ne kadar zor olduğunu bilir. Gönül, insanın aklını başından alan tek güçtür. Gönül konuşursa akıl susar. Gönül yürürse akıl durur. Gönül isterse insanı yerden yere vurur. Bu kadar zor, zorba gönül: aşkın, sevdanın sarayı, sevginin köşkü, iyinin güzelin bahçesidir. Bahçesini, barınağını korur. İşte zor ve zorbalığı bundandır. Bütün güzellikler onun bahçesi, iyiliğin her çeşidi ondadır. Ondan sebep, “Dünyanın malı dünyanındır. Sizinle gidecek olan kazandığınız gönüllerdir. Ne kadar gönül kazandınızsa o kadar bu dünyaya aitsinizdir.” Diyorum “Anlamadım sırrın, nice yolun var. İnanandan, inanmazdan kulun var Dört kitabın her birinde yerin var Dinlerden yüce mi, dinsiz mi gönül” “ Aşk, gönülden gönüle en kısa, en çetin yoldur.” Neşet Ertaş ne güzel ifade eder bu çetin yolu … “Gönül dağı yağmur, boran olunca Akar can özümden sel gizli gizli” ------------------------- “Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez Gönülden gönüle gider, yol gizli gizli” ----------------------------- “Aşk denilen bir deryaya/ Çıkamazsın girme gönül” Aşık veysel “Sözü süz de söyle gönlü bulundurmasın.” Mevlana “Göze nur, gönülden gelir.” Hacı Bektaş Veli “Gönül hissetmezse kulak duymuş neylesin.” Mevlana “Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme” Yunus Emre Bu gönül İnsanları Yüz yıllardan günümüze, buradan da nice Yüz yıllara yolumuzu aydınlatanlardır. Onları, sevgi, saygı ve özlemle anarak; Onlardan aldığımız feyiz ile kendi sözümüzü de söyleyerek yazımızı sonlandıralım. “Gönüller yakınsa buradan Fizan’a yol bir andır. Gönüller ıraksa aynı mekenda yol Fizan’dır” ---------------------------------Tahir Eker 1. 6. 2024
Defalarca sağanak yağmur yağmasından dolayı, sular altında kalan bir şehirde,... Her defasında onca zarar açan su baskınlarımı, yoksa statik norma uygun doğru düzgün alt yapıyla su baskınlarının önüne geçmekmi daha maliyetli?
Allah diyor ki anın beni anayım sizi o halde misal Ahmet Allah dese mutlaka Allah dahi Ahmet diyecektir.
Başkanlığı döneminde Ankara'yı fetö çetesine peşkeş çekerek soyup soğana çevirdiği bizzat kendi partili yol arkadaşınca dile getirilen ve halk tarafından başkanlıktan indirildikten sonra edep ötesi komikliğe soyunan melih namlı kene, cenaze törenlerinde ve saygı duruşlarında çalınan bir marşı İstiklal Marşımız sanmış.
"Abisi"nin temsil ettiği sağın "yerli ve milli"si bu kadar oluyor işte!
Türk Sineması'nın yüz akı klasiklerinden Muhsin Bey filminde Uğur Yücel'in (Ali Nazik) döktürdüğü arabesk şarkı sahnesi...
?si=IkfqhWECTBw3rA-3
Parmak yıldızı gösterdiği zaman, parmağa değil, yıldıza bakmak lazımdır.
- Maya Atasözü
Biz ikindi vakti dünyaya gelen bir ümmetiz ve en hayırlı adil şahitleriz vasat yani orta yolu takip eden ümmetiz Elhamduüillah.
Sen yine güneşi takip et oyalanma zira güneş batıdan doğuncaya Can gırtlağa gelinceye Tevbe kapısı açıktır.
Hayır efendim ol ülke güneş batmak üzere ancak uyanıyor demektir.çinlilere göre. halbuki sabahleyin uyananın dahi gölgeleri uzun olur.Kenan Aydın:))
Bir ülkede küçük insanların gölgeleri uzuyorsa,
o ülkede güneş batıyor demektir.
- Çin Atasözü
Bir partinin grup başkan vekili olan bir kadın,
"biji portekiz" aşağılık olayıyla ilgili olarak
"Ülke milli takımını tutmanın yolu aidiyet duygusudur" buyurmuş. O kadar! Yani, kendi saflarında aidiyet duygusu filan taşınmadığını açıkça itiraf etmiş.
Şimdi sormalı bu kadına:
Bu toprağın ekmeğini yiyip suyunu içerken ve havasını solurken, daha da önemlisi bu toprağın insanlarının vergileriyle ödenen o hiç de hakketmediğin/iz oldukça yüklü maaşı cebe cukkalarken aidiyet duygusu sorun olmuyor da neden Ulus'la ilgili özellikle bir başarı söz konusu olunca hemen aidiyet maskesini ortaya sürüyorsun/uz?
Utanma denilen kavramla hiç mi ilgin/iz yok?
İslam'ın ilk şartı ve en masrafsız en zahmetsiz en külfetsiz en zorunlu şartı yalan konuşmamaktır ve yalan konuşmamak için peygamber olmaya gerek yoktur.Ve öyle bir haldeyiz ki bu caddeyi kübrayı muhafaza için dahi sadaka vermek icab ediyor zira olan İslam caddesine değil bizzat bize oluyor.Biz bunu ahirette hatemül Enbiya efendimize izah edemeyiz.Allah yalanı ve yalancilari kahreylesin bize de yalandan ve yalancılıktan muhafaza için yardım inayet ve nusret eylesin amin.
***** ZAM FURYASI *****
ANADOLU, Alev-alev yanıyor
Ekonomi çöktü, yürek kanıyor
Cehalet zamları, kader sanıyor
Benzine-mazota Gaza zam geldi.
.
Her gün değişiyor, pazar fiyatı
Halka zehir etti, zamlar hayatı
Tazeyi bıraktık, aldık bayatı
Evliler boşandı, Kıza zam geldi.
.
Türemiş cambazın, türlü türlüsü
Pazarda kalmamış, malın yerlisi
Vergiye tabidir, Kurban derisi
Kasaplar kokuştu Tuza zam geldi.
.
Bak ne hale geldi, Türkün Turası
Ehtibar görüyor, Ağyar parası
Dolara bağlandı, Makber kirası
Kefenlik patise, Beze zam geldi.
.
Der Vezir, yaşamın şartları ağır
Milletin sırtında, açıldı yağır
Muhalif arafta, Hükümet sağır
Davula-zurnaya-Saza zam geldi...
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
Kardaş, daha ne söyleyem, ne diyem
Anlayana sözlerim, olsun hediyem...VESSELAM.
Portekiz'e yenildiğimiz futbol maçı sonrası yaptığı yalaka paylaşımla Portekizlileri bile kendine güldüren ulusal onur fakiri ferhat encu denen insan müsveddesi işte böyle ancak kendi diliyle hevhevleyebilir. Hoşt deyip geçiniz.
Bir not:
Ulusal onur fakiri insan artıklarının, kişisel onurları da sıfırdır.
*** Havaya-Suya Vergi, Köylünün Aşı-Ekmeğine, Tuzu-Biberine Vergi, Milletin
Sağlık ve Okuluna Vergi, Garip-gurebanın Kefen ve Mezarına Vergi, Bunca
Taşıtların vergisinden yapılan Yola-Köprüye Vergi, Emeklinin zar-zor yapmış
Olduğu Dama vergi, Çarşı-Pazara, Sokak-Caddeye vergi babam vergi...
.
Gariban Milletin, hayal-düşüne
Tavuk cücüğüne, ördek-kuşuna
Oğul-Uşağına, Garip Eşine
Çorba Aşına vergi babam vergi.
.
Davuldan-zurnadan, sazdan kavaldan
Yorgandan yataktan, heybe çuvaldan
Göz-kaş yüzünden, Resim tuvalden
Kız-gelin kınadan vergi babam vergi.
.
Şafakta ötüşen, Horoza Kaza
Tencere tavaya, Ekmeğe Tuza
Yağmura, borana, Bahara-Yaza
İklim-Mevsime vergi babam vergi.
.
Çakıroğlu yazdı, yoldan azana
Hakkı-hakikatı, kökten bozana
Miskin Beyinlere, çürük izana
Fikir-mantığa, vergi babam vergi...
-----OZAN ÇAKIROĞLU------
Ekonomisi dibe çöktürülmüş bir ülkede; garson, kurye gibi anlık hizmet veren emekçilerin 3 kuruşluk bahşişlerine bile
ekonomiyi dibe çöktürenler tarafından ve hiç utanmadan kurtarıcı gözüyle bakılıyorsa;
sıra ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin harçlıklarından da vergi(!) tırtıklamaya geldiğinde asla şaşırmam. Sen de şaşırma hala uyuyan şapşik gardaşım benim.
Paylaştığım gönderi silinmiş. Çocukların faydasına olan bir kitap talebinden nasıl bir rahatsızlık duyulduğu apayrı bir ruhsuzluk işareti. Sözde burası şiir bloğu.. E o zaman tekrar paylaşayım..
Merhaba, Şanlıurfa'da köy okulu için bir eğitimci, kitap desteğine ihtiyaç duyduklarını iletti. 100 temel eserden kitaplar ihtiyaçlarını karşılıyormuş. Destek olmak isterseniz eğitimcinin iletişim bilgilerini iletebilirim. Sevgiler..
Kedi konulu yazıma düzeltme.
-Ücretsiz - Şehir dışı gönderemem.
Şehir dışı göndermek için üçret arıyormuş gibi anlaşılmasın.
Epeydir girmeyince arkadaşlar ve mesajlar sıfırlanmış.
- Herkese hayırlı bayramlar, beklediklerinden güzel yaşanır inşAllah.
Minareden atlarım
Bayramınızı kutlarım
Çok değerli Antoloji.com üyelerinin Kurban Bayramı'nı içten dileklerimle kutluyorum.
Değerli şiir severler,
Sevdiklerinizle beraber ağız tadıyla bir bayram geçirmenizi dilerim
Mutlu bayramlar
Esenlikler
Evli olan aile sahibi ve araba sahibi erkeklere tavsiyem direksiyonu kadınlara verin siz de arka koltukta Cevşenül Kebir gibi Kur'an gibi dua kitapları ve Allah'ı tazim ve tesbih ile meşgul olun zira kadın nereye gider ise gitsin en azından siz Allah'ı tesbih zikir ve dua ile gitmiş olursunuz Allah kendisini tesbih tazim edeni sever herkese hayırlı bayramlar dilerim.
"Kalb kırmak kabeyi yıkmak gibidir."
Nedir'e ekileyim bari.
"Antropozen'e göre Çiçekleşme safhasından emin olmasam bile Maydonozgiller(Yoncagiller) belki Çiçekleşmeden bir önceki veya bir sonraki aşama...
1.) Yosunlaşma
2.) Çiçekleşme [2.) 3.)]?
3.) Bozkırlaşma (Yoncagiller, Maydonozgiller, Çimengiller v.s!) [2.) 3.)]?
4.) Sebzeleşme
5.) Çalılaşma
6.) Ağaçlaşma
vs..."
Yokarıda belirttiğim konudan sonra, bi de ne görmeyim(bumerang) çok küçük küçük çiçeklenmiş yosun... Yani Antropozene göre çiçekleşme ikinci safha...
Limanlar değil yalnız yanan...
Aşkın girdabına düşmekten merhametin saltanatına sığınırız.Amin.
**** MUHTEREM HOCAM ****
Bu sayfa da bu güne kadar bilimsel hiç bir şey güncellenmedi. Kalemler hep
çuvaldız-iğne gibi kullanıldı. İnşallah bundan böyle kin-kibir nefret değil de
Edebiyat ve aktüel konular işlenir.
---Hocam KALP konusu biraz cılız ve yavan kalmış. İnşallah uygun bir zaman da
daha tafsilatlı yazarsınız. Sevgi, barış ve suhulet içinde kalınız...
GÖNÜL ÜSTÜNE
Arapçadan Türkçeye taşınan “kalp” sözcüğü, hemen bütün omurgalı hayvanlarında vardır. Görevi kan dolaşımını sağlamaktır. Kan ise hayat denen yaşamın olmazsa olmazıdır.
Kalp, hangi sebeple olursa olsun durduğu zaman canlının hayatı da durur. Yani kalp, sizin ömr boyu uyurken de uyanıkken de çalışan organınızdır.
Bu kadar önemli organımız kalp, ilgiyi ve iltifatı da hak ediyor doğrusu…
“İnsan sözcüklere anlam yükleyen tek canlıdır”
Fiziki bir organ olan Kalbe de ruh vermişiz öncelikle. Sonra, sayısız anlam yüklemişiz. Bu yüklediğimiz anlamları, Deyimlerle, Ata Sözleriyle ifade etmişiz. Örnek mi? Onlarca…
Kalp ağrısı, kalp kırmak, kalbi bozuk, kalbi sıcak, kalbi temiz, kalbine girmek, kalp çalmak, Kalp kazanmak vs. vs.Deyimler.
Kalp kırmak kolay, yapmak zordur. Kalp, kalbe karşıdır, Sözü tok olanın, kalbi pak olur. vs. vs. Ata sözleri
Okurları, Deyimlere, Atasözlerine boğmadan; konuya dönelim.
Kalbin yetmediği alanda yürek girer devreye. Yürek, kalbe verdiğimiz ruhun bir türevi diyebiliriz.
Yüreğe de kalp gibi sayısız anlamlar yüklemiş, deyimler ve atasözleriyle bu anlamları ifade etmişiz. Yüreğe oturmak, yüreği daralmak, yüreği kan ağlamak, yüreğine inmek vs.vs.
Ata sözleri: Yere bakan yürek yakan, Dağda bağın var, yüreğinde dağın var Vs.
Dizelerimde yürek:
“Seni yüreğime beynime kazdın.”
“Yüreğim yangın yeri, gör nasılda tütüyor”
“Kar mı yağmış yüreğinin başına.”
“Yüreğimi acı, keder dalıyor.”
“Yüreğim yürektir, paha biçimez
Neyleyim bağrımdan söktünde gittin.”
“Şiir yürekten gelir, yüreklere dokunur.”
“Yürek” sözcüğü: Aşkı, sitemi, acıyı, kederi, özlemi, ayrılığı, daha nice duyguları; dizelerde, öykülerde, romanlarda edebi sanatların her dalında ve özel sohbetlerde açık etmiştir. Anlaşılır kılmıştır.
“Gör beni!
Bir yarım hasret türküsü
Bir yarım inat
Sade yürek kalmışım
Sade yürek
Yüreğim paramparça
Yüreğim kan revan,
Dayan yüreğim dayan!”
Yürek, yiğitliğin ve korkaklığın da yatağıdır. O yüzden korkaklık gösterene, aşağılayıcı bir sesle, “yüreksiiiiz ya da yüreği batasıcaa!”vs ünleriz. Korkunun üzerine yürüyene de “Yürekli adam!” Ya da “Karpuz kadar yüreği varmış!” vs. Diye yüceltiriz.
“Hangi işi yaparsanız yapın ona, yüreğinizden bir tutam katın. O iş, yoldan geçeni yolundan eyler. Sizi de mutlu eyler.”
Madde ve mana başka bir deyişle, beden ve ruh olarak ifade edilen İnsan; Düalist(İkili) bir varlıktır. Dolayısı ile bedenide, düşünceleride zıtlıkların birliği üzerine İnşa edilmiştir. Diyerek konuya dönelim…
“Gönül gel seninle muhabbet edelim” Ali Ekber Çiçek
Ozan Ali Ekber’in seslendiği gibi, bizde kendi dilimizle seslenelim…
“Deli gönül ayva ister, nar ister
Her mevsim bulunmaz güz ile gelir
Al yanaklı şeker dilli yar ister
O da minnet ile naz ile gelir”
-------------------------
“Her dilde düşünür, lisanı bilmez
Utanmaz sıkılmaz insanı bilmez
Akortdan anlamaz, notayı bilmez
Yârin meclisine saz ile gelir”
Anlayana, bu iki dörtlük bile; gönül ile sohbet etmenin ne kadar zor olduğunu bilir.
Gönül, insanın aklını başından alan tek güçtür.
Gönül konuşursa akıl susar. Gönül yürürse akıl durur. Gönül isterse insanı yerden yere vurur.
Bu kadar zor, zorba gönül: aşkın, sevdanın sarayı, sevginin köşkü, iyinin güzelin bahçesidir. Bahçesini, barınağını korur. İşte zor ve zorbalığı bundandır. Bütün güzellikler onun bahçesi, iyiliğin her çeşidi ondadır.
Ondan sebep, “Dünyanın malı dünyanındır. Sizinle gidecek olan kazandığınız gönüllerdir. Ne kadar gönül kazandınızsa o kadar bu dünyaya aitsinizdir.” Diyorum
“Anlamadım sırrın, nice yolun var.
İnanandan, inanmazdan kulun var
Dört kitabın her birinde yerin var
Dinlerden yüce mi, dinsiz mi gönül”
“ Aşk, gönülden gönüle en kısa, en çetin yoldur.”
Neşet Ertaş ne güzel ifade eder bu çetin yolu …
“Gönül dağı yağmur, boran olunca
Akar can özümden sel gizli gizli”
-------------------------
“Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez
Gönülden gönüle gider, yol gizli gizli”
-----------------------------
“Aşk denilen bir deryaya/
Çıkamazsın girme gönül” Aşık veysel
“Sözü süz de söyle gönlü bulundurmasın.” Mevlana
“Göze nur, gönülden gelir.” Hacı Bektaş Veli
“Gönül hissetmezse kulak duymuş neylesin.” Mevlana
“Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme” Yunus Emre
Bu gönül İnsanları Yüz yıllardan günümüze, buradan da nice Yüz yıllara yolumuzu aydınlatanlardır. Onları, sevgi, saygı ve özlemle anarak; Onlardan aldığımız feyiz ile kendi sözümüzü de söyleyerek yazımızı sonlandıralım.
“Gönüller yakınsa buradan Fizan’a yol bir andır.
Gönüller ıraksa aynı mekenda yol Fizan’dır”
---------------------------------Tahir Eker 1. 6. 2024
GÖNÜL ÜSTÜNE
Arapçadan Türkçeye taşınan “kalp” sözcüğü, hemen bütün omurgalı hayvanlarında vardır. Görevi kan dolaşımını sağlamaktır. Kan ise hayat denen yaşamın olmazsa olmazıdır.
Kalp, hangi sebeple olursa olsun durduğu zaman canlının hayatı da durur. Yani kalp, sizin ömr boyu uyurken de uyanıkken de çalışan organınızdır.
Bu kadar önemli organımız kalp, ilgiyi ve iltifatı da hak ediyor doğrusu…
“İnsan sözcüklere anlam yükleyen tek canlıdır”
Fiziki bir organ olan Kalbe de ruh vermişiz öncelikle. Sonra, sayısız anlam yüklemişiz. Bu yüklediğimiz anlamları, Deyimlerle, Ata Sözleriyle ifade etmişiz. Örnek mi? Onlarca…
Kalp ağrısı, kalp kırmak, kalbi bozuk, kalbi sıcak, kalbi temiz, kalbine girmek, kalp çalmak, Kalp kazanmak vs. vs.Deyimler.
Kalp kırmak kolay, yapmak zordur. Kalp, kalbe karşıdır, Sözü tok olanın, kalbi pak olur. vs. vs. Ata sözleri
Okurları, Deyimlere, Atasözlerine boğmadan; konuya dönelim.
Kalbin yetmediği alanda yürek girer devreye. Yürek, kalbe verdiğimiz ruhun bir türevi diyebiliriz.
Yüreğe de kalp gibi sayısız anlamlar yüklemiş, deyimler ve atasözleriyle bu anlamları ifade etmişiz. Yüreğe oturmak, yüreği daralmak, yüreği kan ağlamak, yüreğine inmek vs.vs.
Ata sözleri: Yere bakan yürek yakan, Dağda bağın var, yüreğinde dağın var Vs.
Dizelerimde yürek:
“Seni yüreğime beynime kazdın.”
“Yüreğim yangın yeri, gör nasılda tütüyor”
“Kar mı yağmış yüreğinin başına.”
“Yüreğimi acı, keder dalıyor.”
“Yüreğim yürektir, paha biçimez
Neyleyim bağrımdan söktünde gittin.”
“Şiir yürekten gelir, yüreklere dokunur.”
“Yürek” sözcüğü: Aşkı, sitemi, acıyı, kederi, özlemi, ayrılığı, daha nice duyguları; dizelerde, öykülerde, romanlarda edebi sanatların her dalında ve özel sohbetlerde açık etmiştir. Anlaşılır kılmıştır.
“Gör beni!
Bir yarım hasret türküsü
Bir yarım inat
Sade yürek kalmışım
Sade yürek
Yüreğim paramparça
Yüreğim kan revan,
Dayan yüreğim dayan!”
Yürek, yiğitliğin ve korkaklığın da yatağıdır. O yüzden korkaklık gösterene, aşağılayıcı bir sesle, “yüreksiiiiz ya da yüreği batasıcaa!”vs ünleriz. Korkunun üzerine yürüyene de “Yürekli adam!” Ya da “Karpuz kadar yüreği varmış!” vs. Diye yüceltiriz.
“Hangi işi yaparsanız yapın ona, yüreğinizden bir tutam katın. O iş, yoldan geçeni yolundan eyler. Sizi de mutlu eyler.”
Madde ve mana başka bir deyişle, beden ve ruh olarak ifade edilen İnsan; Düalist(İkili) bir varlıktır. Dolayısı ile bedenide, düşünceleride zıtlıkların birliği üzerine İnşa edilmiştir. Diyerek konuya dönelim…
“Gönül gel seninle muhabbet edelim” Ali Ekber Çiçek
Ozan Ali Ekber’in seslendiği gibi, bizde kendi dilimizle seslenelim…
“Deli gönül ayva ister, nar ister
Her mevsim bulunmaz güz ile gelir
Al yanaklı şeker dilli yar ister
O da minnet ile naz ile gelir”
-------------------------
“Her dilde düşünür, lisanı bilmez
Utanmaz sıkılmaz insanı bilmez
Akortdan anlamaz, notayı bilmez
Yârin meclisine saz ile gelir”
Anlayana, bu iki dörtlük bile; gönül ile sohbet etmenin ne kadar zor olduğunu bilir.
Gönül, insanın aklını başından alan tek güçtür.
Gönül konuşursa akıl susar. Gönül yürürse akıl durur. Gönül isterse insanı yerden yere vurur.
Bu kadar zor, zorba gönül: aşkın, sevdanın sarayı, sevginin köşkü, iyinin güzelin bahçesidir. Bahçesini, barınağını korur. İşte zor ve zorbalığı bundandır. Bütün güzellikler onun bahçesi, iyiliğin her çeşidi ondadır.
Ondan sebep, “Dünyanın malı dünyanındır. Sizinle gidecek olan kazandığınız gönüllerdir. Ne kadar gönül kazandınızsa o kadar bu dünyaya aitsinizdir.” Diyorum
“Anlamadım sırrın, nice yolun var.
İnanandan, inanmazdan kulun var
Dört kitabın her birinde yerin var
Dinlerden yüce mi, dinsiz mi gönül”
“ Aşk, gönülden gönüle en kısa, en çetin yoldur.”
Neşet Ertaş ne güzel ifade eder bu çetin yolu …
“Gönül dağı yağmur, boran olunca
Akar can özümden sel gizli gizli”
-------------------------
“Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez
Gönülden gönüle gider, yol gizli gizli”
-----------------------------
“Aşk denilen bir deryaya/
Çıkamazsın girme gönül” Aşık veysel
“Sözü süz de söyle gönlü bulundurmasın.” Mevlana
“Göze nur, gönülden gelir.” Hacı Bektaş Veli
“Gönül hissetmezse kulak duymuş neylesin.” Mevlana
“Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme” Yunus Emre
Bu gönül İnsanları Yüz yıllardan günümüze, buradan da nice Yüz yıllara yolumuzu aydınlatanlardır. Onları, sevgi, saygı ve özlemle anarak; Onlardan aldığımız feyiz ile kendi sözümüzü de söyleyerek yazımızı sonlandıralım.
“Gönüller yakınsa buradan Fizan’a yol bir andır.
Gönüller ıraksa aynı mekenda yol Fizan’dır”
---------------------------------Tahir Eker 1. 6. 2024
GÖNÜL ÜSTÜNE
Arapçadan Türkçeye taşınan “kalp” sözcüğü, hemen bütün omurgalı hayvanlarında vardır. Görevi kan dolaşımını sağlamaktır. Kan ise hayat denen yaşamın olmazsa olmazıdır.
Kalp, hangi sebeple olursa olsun durduğu zaman canlının hayatı da durur. Yani kalp, sizin ömr boyu uyurken de uyanıkken de çalışan organınızdır.
Bu kadar önemli organımız kalp, ilgiyi ve iltifatı da hak ediyor doğrusu…
“İnsan sözcüklere anlam yükleyen tek canlıdır”
Fiziki bir organ olan Kalbe de ruh vermişiz öncelikle. Sonra, sayısız anlam yüklemişiz. Bu yüklediğimiz anlamları, Deyimlerle, Ata Sözleriyle ifade etmişiz. Örnek mi? Onlarca…
Kalp ağrısı, kalp kırmak, kalbi bozuk, kalbi sıcak, kalbi temiz, kalbine girmek, kalp çalmak, Kalp kazanmak vs. vs.Deyimler.
Kalp kırmak kolay, yapmak zordur. Kalp, kalbe karşıdır, Sözü tok olanın, kalbi pak olur. vs. vs. Ata sözleri
Okurları, Deyimlere, Atasözlerine boğmadan; konuya dönelim.
Kalbin yetmediği alanda yürek girer devreye. Yürek, kalbe verdiğimiz ruhun bir türevi diyebiliriz.
Yüreğe de kalp gibi sayısız anlamlar yüklemiş, deyimler ve atasözleriyle bu anlamları ifade etmişiz. Yüreğe oturmak, yüreği daralmak, yüreği kan ağlamak, yüreğine inmek vs.vs.
Ata sözleri: Yere bakan yürek yakan, Dağda bağın var, yüreğinde dağın var Vs.
Dizelerimde yürek:
“Seni yüreğime beynime kazdın.”
“Yüreğim yangın yeri, gör nasılda tütüyor”
“Kar mı yağmış yüreğinin başına.”
“Yüreğimi acı, keder dalıyor.”
“Yüreğim yürektir, paha biçimez
Neyleyim bağrımdan söktünde gittin.”
“Şiir yürekten gelir, yüreklere dokunur.”
“Yürek” sözcüğü: Aşkı, sitemi, acıyı, kederi, özlemi, ayrılığı, daha nice duyguları; dizelerde, öykülerde, romanlarda edebi sanatların her dalında ve özel sohbetlerde açık etmiştir. Anlaşılır kılmıştır.
“Gör beni!
Bir yarım hasret türküsü
Bir yarım inat
Sade yürek kalmışım
Sade yürek
Yüreğim paramparça
Yüreğim kan revan,
Dayan yüreğim dayan!”
Yürek, yiğitliğin ve korkaklığın da yatağıdır. O yüzden korkaklık gösterene, aşağılayıcı bir sesle, “yüreksiiiiz ya da yüreği batasıcaa!”vs ünleriz. Korkunun üzerine yürüyene de “Yürekli adam!” Ya da “Karpuz kadar yüreği varmış!” vs. Diye yüceltiriz.
“Hangi işi yaparsanız yapın ona, yüreğinizden bir tutam katın. O iş, yoldan geçeni yolundan eyler. Sizi de mutlu eyler.”
Madde ve mana başka bir deyişle, beden ve ruh olarak ifade edilen İnsan; Düalist(İkili) bir varlıktır. Dolayısı ile bedenide, düşünceleride zıtlıkların birliği üzerine İnşa edilmiştir. Diyerek konuya dönelim…
“Gönül gel seninle muhabbet edelim” Ali Ekber Çiçek
Ozan Ali Ekber’in seslendiği gibi, bizde kendi dilimizle seslenelim…
“Deli gönül ayva ister, nar ister
Her mevsim bulunmaz güz ile gelir
Al yanaklı şeker dilli yar ister
O da minnet ile naz ile gelir”
-------------------------
“Her dilde düşünür, lisanı bilmez
Utanmaz sıkılmaz insanı bilmez
Akortdan anlamaz, notayı bilmez
Yârin meclisine saz ile gelir”
Anlayana, bu iki dörtlük bile; gönül ile sohbet etmenin ne kadar zor olduğunu bilir.
Gönül, insanın aklını başından alan tek güçtür.
Gönül konuşursa akıl susar. Gönül yürürse akıl durur. Gönül isterse insanı yerden yere vurur.
Bu kadar zor, zorba gönül: aşkın, sevdanın sarayı, sevginin köşkü, iyinin güzelin bahçesidir. Bahçesini, barınağını korur. İşte zor ve zorbalığı bundandır. Bütün güzellikler onun bahçesi, iyiliğin her çeşidi ondadır.
Ondan sebep, “Dünyanın malı dünyanındır. Sizinle gidecek olan kazandığınız gönüllerdir. Ne kadar gönül kazandınızsa o kadar bu dünyaya aitsinizdir.” Diyorum
“Anlamadım sırrın, nice yolun var.
İnanandan, inanmazdan kulun var
Dört kitabın her birinde yerin var
Dinlerden yüce mi, dinsiz mi gönül”
“ Aşk, gönülden gönüle en kısa, en çetin yoldur.”
Neşet Ertaş ne güzel ifade eder bu çetin yolu …
“Gönül dağı yağmur, boran olunca
Akar can özümden sel gizli gizli”
-------------------------
“Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez
Gönülden gönüle gider, yol gizli gizli”
-----------------------------
“Aşk denilen bir deryaya/
Çıkamazsın girme gönül” Aşık veysel
“Sözü süz de söyle gönlü bulundurmasın.” Mevlana
“Göze nur, gönülden gelir.” Hacı Bektaş Veli
“Gönül hissetmezse kulak duymuş neylesin.” Mevlana
“Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme” Yunus Emre
Bu gönül İnsanları Yüz yıllardan günümüze, buradan da nice Yüz yıllara yolumuzu aydınlatanlardır. Onları, sevgi, saygı ve özlemle anarak; Onlardan aldığımız feyiz ile kendi sözümüzü de söyleyerek yazımızı sonlandıralım.
“Gönüller yakınsa buradan Fizan’a yol bir andır.
Gönüller ıraksa aynı mekenda yol Fizan’dır”
---------------------------------Tahir Eker 1. 6. 2024
Defalarca sağanak yağmur yağmasından dolayı, sular altında kalan bir şehirde,...
Her defasında onca zarar açan su baskınlarımı, yoksa statik norma uygun doğru düzgün alt yapıyla su baskınlarının önüne geçmekmi daha maliyetli?
?feature=shared