İnsanı Hakk’a ulaştırmada en aldanmaz vesilelerden biri kalpdir ve kalbin en büyük ameli de ihsandır. İhsan, ihlâs yamaçlarına açılmanın en emin yolu, rıdvan tepelerine ulaşmanın en sıhhatli vasıtası ve Şâhid-i Ezelî’ye karşı da bir temkin şuurudur. O’na doğru hergün, imanla donanmış, amelle kanatlanmış ve takva ile derinleşmiş yüzler-binler “şedd-i rihal” eder, yolculuğa koyulurlar ama, o zirveye ya birkaç insan ulaşır, ya da ulaşamaz. Ulaşamayanlar, ulaşma adına didinmelerini sürdüredursunlar; ulaşanlar orada Allah’ın (cc) sevmediği şeyleri bütün çirkinlikleriyle duyar hisseder ve onlara karşı kapanır; Allah’ın (cc) güzel gördüğü şeylerle de fıtratının gereğiymişcesine birleşir, bütünleşir ve sürekli “ma’rûf” soluklarlar.
Evet, “İhsan, görüyormuşçasına senin, Allah’a ibadet etmendir; sen O’nu görmesen de, O seni görüyordur.” hakikatınca, yapılan her şeyi arızasız ve Cenâb-ı Şâhid-i Ezelî’nin nazarına arz edilebilecek şekilde inanarak, duyarak, irade, his, şuur ve lâtife-i rabbâniye buudları ile yerine getirmek bir esas, bir temel prensip ve hakikat erlerince ulaşılması gerekli olan bir ufuk; başkalarına karşı iyilik duygusu, iyilik düşüncesi ve iyi davranmak ise, insan ruhu ile bütünleşmiş böyle bir ihsan şuurunun zuhurû, taşması ve intişarıdır ki, birinci şıkkın tabii neticesi ve ihsana programlanmış bir vicdanın programlandığı şeyi ifade etmesinden ibarettir.
Hakikat ehlince ihsan, hak ölçülerine göre iyi düşünme, iyi şeyler plânlama, iyi işlere mukayyed olma ve kullukla alâkalı davranışların, Allah’ın nazarına arzedilmesi şuuruyla fevkalâde bir titizlik içinde temsil edilmesinden ibaret kalbî bir ameldir. İhsana ulaşabilmek için duygu, düşünce ve tasavvurların sağlam bir imâna bina edilmesi, iman gerçeğinin İslâmî esaslarla derinleştirilmesi ve kalbin kadirşinas ölçüleri ile ilâhîleştirilmesi şarttır. Başkalarına ve başka şeylere ihsan duygusu ise, hak murakebesi ile bütünleşmiş böyle bir kalbin tabiî tavrıdır.
'İHSAN' Aşk'tır,heyecandır,mutluluktur,ağlamaktır,gülmektir,uykudur,yemektir,içmektir,zamandır,olayların içinde 'İHSAN' varsa gurur yoktur,'İHSAN' yoksa mutsuzluk vardır,'İHSAN'benim vazgeçemediğimdir..Yaşadığım en derin AŞK'tır..
ihsan gerçek aşktır.sevdiğinin sevgisini kazanma çabasıdır.sevdiğin için elinden gelen ne varsa.sunabildiklerinin en güzelidir ihsan.dağın doruklarında olmak gibidir.duygular zirvededir hiç bir şey eksilmemiştir coşkudan heyecandan.durulmamıştır sular içinde hala akması gereken ne varsa.ihsan bilinç halidir her şeye rağmen
Allah'ın insanlara ihsan ettiği sevgi kavramını çağrıştırıyor.
İnsanı Hakk’a ulaştırmada en aldanmaz vesilelerden biri kalpdir ve kalbin en büyük ameli de ihsandır. İhsan, ihlâs yamaçlarına açılmanın en emin yolu, rıdvan tepelerine ulaşmanın en sıhhatli vasıtası ve Şâhid-i Ezelî’ye karşı da bir temkin şuurudur. O’na doğru hergün, imanla donanmış, amelle kanatlanmış ve takva ile derinleşmiş yüzler-binler “şedd-i rihal” eder, yolculuğa koyulurlar ama, o zirveye ya birkaç insan ulaşır, ya da ulaşamaz. Ulaşamayanlar, ulaşma adına didinmelerini sürdüredursunlar; ulaşanlar orada Allah’ın (cc) sevmediği şeyleri bütün çirkinlikleriyle duyar hisseder ve onlara karşı kapanır; Allah’ın (cc) güzel gördüğü şeylerle de fıtratının gereğiymişcesine birleşir, bütünleşir ve sürekli “ma’rûf” soluklarlar.
Evet, “İhsan, görüyormuşçasına senin, Allah’a ibadet etmendir; sen O’nu görmesen de, O seni görüyordur.” hakikatınca, yapılan her şeyi arızasız ve Cenâb-ı Şâhid-i Ezelî’nin nazarına arz edilebilecek şekilde inanarak, duyarak, irade, his, şuur ve lâtife-i rabbâniye buudları ile yerine getirmek bir esas, bir temel prensip ve hakikat erlerince ulaşılması gerekli olan bir ufuk; başkalarına karşı iyilik duygusu, iyilik düşüncesi ve iyi davranmak ise, insan ruhu ile bütünleşmiş böyle bir ihsan şuurunun zuhurû, taşması ve intişarıdır ki, birinci şıkkın tabii neticesi ve ihsana programlanmış bir vicdanın programlandığı şeyi ifade etmesinden ibarettir.
Hakikat ehlince ihsan, hak ölçülerine göre iyi düşünme, iyi şeyler plânlama, iyi işlere mukayyed olma ve kullukla alâkalı davranışların, Allah’ın nazarına arzedilmesi şuuruyla fevkalâde bir titizlik içinde temsil edilmesinden ibaret kalbî bir ameldir.
İhsana ulaşabilmek için duygu, düşünce ve tasavvurların sağlam bir imâna bina edilmesi, iman gerçeğinin İslâmî esaslarla derinleştirilmesi ve kalbin kadirşinas ölçüleri ile ilâhîleştirilmesi şarttır. Başkalarına ve başka şeylere ihsan duygusu ise, hak murakebesi ile bütünleşmiş böyle bir kalbin tabiî tavrıdır.
'İHSAN' Aşk'tır,heyecandır,mutluluktur,ağlamaktır,gülmektir,uykudur,yemektir,içmektir,zamandır,olayların içinde 'İHSAN' varsa gurur yoktur,'İHSAN' yoksa mutsuzluk vardır,'İHSAN'benim vazgeçemediğimdir..Yaşadığım en derin AŞK'tır..
Türkçe hocamı
ihsan sewdiğim çocuğun adıdır.adının anlamı gbi oldukça dürüst we herkesçe sewilen biridir
'İHSAN' imkansız aşk demek.:(
ihsan gerçek aşktır.sevdiğinin sevgisini kazanma çabasıdır.sevdiğin için elinden gelen ne varsa.sunabildiklerinin en güzelidir ihsan.dağın doruklarında olmak gibidir.duygular zirvededir hiç bir şey eksilmemiştir coşkudan heyecandan.durulmamıştır sular içinde hala akması gereken ne varsa.ihsan bilinç halidir her şeye rağmen
iyilik,cömerlik....
'Allah'ın sana ihsan ettiği gibi sen de ihsanda bulun, yeryüzünde kötülük isteme, şüphesiz Allah kötülük peşinde koşanları sevmez.'
Kasas sûresi