"Acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun izlerime rastlıyorsun, bıraktıklarıma, orada o yolda çekmiştim ruhumu patlatan fitili benden savrulan parçalar kurusa da, izleri var hala yolun kenarında.İzini sür yolun, acının ormanı büyütür insanı vakit geniştir, ufuk sandığından daha yakın acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun, ustası olacaksın içine gerdiğin tellerin hangi sızıyla titrer içinde, hangi sesle büyük bir aşk, hangi sesle ölür, bileceksin."...
Bay kelimesi Orhun Yazıtları’nda karşılaşılan Türkçe’nin en eski tarihsel dönemine kadar uzanan bir kavramdır. Günümüzden yaklaşık 1300 yıl öncesinde ortaya konulan Orhun Yazıtları’nda bay kelimesi, “zengin, varlıklı ve soylu” anlamlarını barındırıyordu.
Türkçe’de kadın sözcüğünün tarihsel izleri takip edildiğinde “katun” kelimesine dayanır. Bu sözcüğün tarihsel değişimi kadın ve hatun sözcüklerinin dilimize girmesine yardımcı olmuştur. Katun sözcüğü zamanla kadın ve hatun kelimelerine evrilmiştir. Bu değişimle birlikte günümüzde iki farklı formda kullanılmaya devam etmektedir.
Kadın ve bay kelimelerinden sonra bir de nezaket ifade ettiği düşünüldüğü için kullanılan beyefendi ve hanımefendi sözcüklerine odaklanmak gerekir. 1935 yılında yürürlüğe giren Soyadı Kanunu ile "ağa", "hacı", "hafız", "hoca", "efendi", "bey", "beyefendi", "hanım", "hanımefendi", "paşa", "hazret" gibi feodaliteye ait unvan ve lakapların kullanılması yasaklandı. Bu durum ise aslında nezaket gerektiren hitap durumlarında yeni bir sözcük bulunmasını gerekli kıldı. Bu sebeple Fransızca "madam" (madame) ve mösyö (monsieur) ve İngilizce "lady" ve "gentleman" sözcüklerinin karşılığı olacak biçimde "bay" ve bayan" sözcüklerinin kullanıma girdiğini görebiliriz. Bay sözcüğüne yukarıdaki anlamlarının dışında "hitap" anlamı yüklenirken, bayan sözcüğü de tarihselliği olan bay sözcüğüne karşılık olacak biçimde türetildi.
Araştırma sonuçları bunları söylüyor. Şahsi fikrim KADIN veya HATUN denmesi daha hoş ve mantıklı geliyor bana da.
--Beyhude beklemeyin, hiç ilgilenen olmaz. --Her kurum ve kuruluşun ayrı bir kural sistemi vardır. Diplomasi de dişil-eril diye ayrım yapılmaz. Bazı isimler hem erildir, hem de dişil. Cinsiyeti anlaşılsın diye isim başlarına BAY ya-da BAYAN sıfatları konulur. ŞAİR--ŞAİRE, MEMUR--MEMURE, MÜDÜR-MÜDÜRE gibi...SAYGIYLA.
Tipki buyuk ortadogu es baskaninizin, yahudiden cesaret odullu baskanjnizin, israilin dusmani esati zayiflatan, suriyeyi ve kuzey iraki isid vasitasi, ile bosaltan, israilin dusmani saddami dusurmek icin, irakin isgalinde amerikan askerlerine dua eden, hatta yardim eden, suriyeyi ve iraki hatta bugun kurtleri bezdirerek, onlara kotu davranarak turkiyeden kopmalarina calisan, dolayisi ile yahidilere soz verdigi vadedilmis topraklarini hazirlayan, butun islam ulkelerinde muslumanlari bir sekilde kirdiran, insanlari gencleri dinden sogutan adaminiz gibi alayiniz munafiksiniz. Chp kafir bile olsa siz ve alayiniz cehennemde onlarin alttan ayaklarini gidiklarsiniz ancak bu gidisle. Onlar sizin bir tik ustunuzde olur. Bu munafikliklari bizzat yapmis gibisinjz. Yasasin zalimler icin, munafiklar icin cehennem
Kendini okumadıktan sonra,kütüphaneler dolusu kitap okusan neye yarar? Okuduğumuz kitaplar içimizde zaten var olan şeyleri gün yüzüne çıkarmamıza ayna olurlar.İster iyisiyle,ister kötüsüyle,yaşamımıza tezahür ederler,tıpkı insanlar gibi.Hepsi bu…
Merak bu ya, burada okudugu kitabi yazan arkadaslarin kac tanesi merak edip dunyanin en unlu kitabini, kurani merak edip, bunca toplumlari etkileyen, bu kitap acaba ne diyor diye acip okudu. Ha illa kuran mealini okumak icin musluman olmana da gerek yok. Merakli olman yeterli. Hele bir de muslumansan ve hala okumadiysan dunyanin en unlu kitabi kuranin mealini, ozaman gececeksin... bos bu kitap kurdu pozlariniz...
"...s a k i n o l. öylecedur. yaşamdan geç. k e n t l e r d e n geç. sınırlarıaş. g ü l ü ş l e r d e n g e ç. anlamsız konuşmaları d i n l e, galerileri g e z, kahvelerde otur -a r t ı k hiçbir y e r d e s i n."
Nebar makarnacilar, karbon hidrat depolugu nasil gidiyor. Sizlere de istakoz varmi. :))) Hadi bir rabia isareti yapin, dambura esliginde keyfimizi bulalim. :) Size kiziyordum, su an inan aciyorum... Siyasal islam, 50 senelik bos bir hayal, hayal kirikligi... yazik valla size.. :( Bu arada O kadar yurt disindayim. Belki sayisiz dafa "red lobster (kirmizi istakoz)" restoranlarinda balik yedim. Bir kere dahi istakoz yemedim. Cunku istakoz canli canli haslanir. Öldukten sonra pisirilmesinin zehirleme ihtimali vardir. Bir hayvani canli canli haslamak zulumdur. Ve canli canli haslanan istakozu yemek zulume ortak olmak oldugu, dolayisiyla haram oldugunu duydugum istakozu hic yemedim. Aslinda o kadincagiza bagiran ak troller, asil buyuk hirsiza birsey diyemedikleri icin ayarsiz hirslarini boyle ufak hirsizlardan cikariyor. O yuzden hakli gibi gorunen tepkiler fayda vermekten cok zarar verecek. Cokusu hizlandiracak. Ey buyuk hirsiz calma yeter desler Koro halinde bak nasil tirsacak en buyuk hirsiz ve ne geri adimlar atacak.
Feriha hanım, Aslında yazdıklarımda tam da bunu anlatmaya çalışıyordum ben...beni o kişilerin siyaseti , politik düşündükleri -izm'leri ilgilendirmiyor, beni icra ettiği şeyler ilgilendiriyor demeye çalıştım farklı bir anlatımla. dünya görüşleri her insanın vardır netice itibariyle, dile getirir veya getirmez o da o kişinin tasarrufudur. ama ben bir sanatçıyı sağcı veya solcu diye nitelendirerek dinlemem veya okumam. öyle bir dönem yaşar olduk ki hep bunlar temcit pilavı gibi ısıtılıp getiriliyor önümüze.. yahu Ahmet Kaya dinliyorum ben.. bana ne onun politik görüşünden. Ali Kınık'ta dinliyorum...ne edem şimdi dar ağacına mı yürüyelim Pir Sultan Abdal gibi :) ortaya sunduğu esere bakarım. ha eseri hoşuma gitmedi ise kardeşim olsa umursamam. mâl olmak ile mal olmak :))) bu güzeldi.. saygılarımla
Doğruluk yolu İslam caddesinin en geniş en elzem en temel bilatereddüt en kolay düsturudur bütün ilimler bu yolun hizmetkârı kölesi ve meftunudur.
Yazar Zülfü Livaneli: "Türkiye vefasız bir sevgiliye benzer. Sana hep ihanet eder, ancak sen onu sevmeye devam edersin."
Muthis bir soz.
"Acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun
izlerime rastlıyorsun, bıraktıklarıma,
orada o yolda çekmiştim ruhumu patlatan fitili
benden savrulan parçalar kurusa da,
izleri var hala yolun kenarında.İzini sür yolun, acının ormanı büyütür insanı
vakit geniştir, ufuk sandığından daha yakın
acıyla geçtiğim yoldan geçiyorsun,
ustası olacaksın içine gerdiğin tellerin
hangi sızıyla titrer içinde, hangi sesle
büyük bir aşk, hangi sesle ölür, bileceksin."...
Bay kelimesi Orhun Yazıtları’nda karşılaşılan Türkçe’nin en eski tarihsel dönemine kadar uzanan bir kavramdır. Günümüzden yaklaşık 1300 yıl öncesinde ortaya konulan Orhun Yazıtları’nda bay kelimesi, “zengin, varlıklı ve soylu” anlamlarını barındırıyordu.
Türkçe’de kadın sözcüğünün tarihsel izleri takip edildiğinde “katun” kelimesine dayanır. Bu sözcüğün tarihsel değişimi kadın ve hatun sözcüklerinin dilimize girmesine yardımcı olmuştur. Katun sözcüğü zamanla kadın ve hatun kelimelerine evrilmiştir. Bu değişimle birlikte günümüzde iki farklı formda kullanılmaya devam etmektedir.
Kadın ve bay kelimelerinden sonra bir de nezaket ifade ettiği düşünüldüğü için kullanılan beyefendi ve hanımefendi sözcüklerine odaklanmak gerekir. 1935 yılında yürürlüğe giren Soyadı Kanunu ile "ağa", "hacı", "hafız", "hoca", "efendi", "bey", "beyefendi", "hanım", "hanımefendi", "paşa", "hazret" gibi feodaliteye ait unvan ve lakapların kullanılması yasaklandı. Bu durum ise aslında nezaket gerektiren hitap durumlarında yeni bir sözcük bulunmasını gerekli kıldı. Bu sebeple Fransızca "madam" (madame) ve mösyö (monsieur) ve İngilizce "lady" ve "gentleman" sözcüklerinin karşılığı olacak biçimde "bay" ve bayan" sözcüklerinin kullanıma girdiğini görebiliriz. Bay sözcüğüne yukarıdaki anlamlarının dışında "hitap" anlamı yüklenirken, bayan sözcüğü de tarihselliği olan bay sözcüğüne karşılık olacak biçimde türetildi.
Araştırma sonuçları bunları söylüyor.
Şahsi fikrim KADIN veya HATUN denmesi daha hoş ve mantıklı geliyor bana da.
.....Belli ki Elli iki.....
--Beyhude beklemeyin, hiç ilgilenen olmaz.
--Her kurum ve kuruluşun ayrı bir kural sistemi vardır.
Diplomasi de dişil-eril diye ayrım yapılmaz. Bazı isimler hem erildir, hem de dişil.
Cinsiyeti anlaşılsın diye isim başlarına BAY ya-da BAYAN sıfatları konulur.
ŞAİR--ŞAİRE, MEMUR--MEMURE, MÜDÜR-MÜDÜRE gibi...SAYGIYLA.
Dar zamanda yapılan büyük hatalar ile geniş zamanda yapılan küçük hatalar unutulmaz...
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Türk ve Dünya çocuklarına kutlu olsun.
Dolunay var gece yavrukurtlar dışarı çıkmasın...
"b u r a l a r ı rüzgâr,b u r a l a r ı yağmur
sol omzuna güneşi asmadan gelme!..."O.R
Diyeceklerki hakaret ediyorsun, ama benim bu soylediklerimin benzerlerinj kurani kerim, musriklere, (musriksiniz) munafiklara (munafiksiniz) soyluyor.
Tipki buyuk ortadogu es baskaninizin, yahudiden cesaret odullu baskanjnizin, israilin dusmani esati zayiflatan, suriyeyi ve kuzey iraki isid vasitasi, ile bosaltan, israilin dusmani saddami dusurmek icin, irakin isgalinde amerikan askerlerine dua eden, hatta yardim eden, suriyeyi ve iraki hatta bugun kurtleri bezdirerek, onlara kotu davranarak turkiyeden kopmalarina calisan, dolayisi ile yahidilere soz verdigi vadedilmis topraklarini hazirlayan, butun islam ulkelerinde muslumanlari bir sekilde kirdiran, insanlari gencleri dinden sogutan adaminiz gibi alayiniz munafiksiniz. Chp kafir bile olsa siz ve alayiniz cehennemde onlarin alttan ayaklarini gidiklarsiniz ancak bu gidisle. Onlar sizin bir tik ustunuzde olur.
Bu munafikliklari bizzat yapmis gibisinjz. Yasasin zalimler icin, munafiklar icin cehennem
Hepimiz bataklıktayız ama bazılarımız yıldızlara bakıyor
Kendini okumadıktan sonra,kütüphaneler dolusu kitap okusan neye yarar? Okuduğumuz kitaplar içimizde zaten var olan şeyleri gün yüzüne çıkarmamıza ayna olurlar.İster iyisiyle,ister kötüsüyle,yaşamımıza tezahür ederler,tıpkı insanlar gibi.Hepsi bu…
Merak bu ya, burada okudugu kitabi yazan arkadaslarin kac tanesi merak edip dunyanin en unlu kitabini, kurani merak edip, bunca toplumlari etkileyen, bu kitap acaba ne diyor diye acip okudu. Ha illa kuran mealini okumak icin musluman olmana da gerek yok. Merakli olman yeterli. Hele bir de muslumansan ve hala okumadiysan dunyanin en unlu kitabi kuranin mealini, ozaman gececeksin... bos bu kitap kurdu pozlariniz...
Hayat - - - Cana d/okunanlar
Franco Ferruci..Tanrının ağzından evrenin hikayesi
buraya herkes şu an okuduğu kitabı yazsa iyi olma mı?
bence en iyisi okuyan kişi sayısı
kitapçı dükkanlarının çokluğu mu..kitapçıiçindeki insan sayısımı .. bak bilemedim özlülerintezerciğim
oo şövalyee...
"...s a k i n o l. öylecedur. yaşamdan geç. k e n t l e r d e n geç. sınırlarıaş. g ü l ü ş l e r d e n g e ç. anlamsız
konuşmaları d i n l e, galerileri g e z, kahvelerde otur -a r t ı k hiçbir y e r d e s i n."
Keyif olsun,
maviye selam söyle yeşil kıskanmasın ama ;-)
batı da .. denize yakın pencerelerdeyim artaç :))))))
Nerelerdesin kayıp kentin güzel insanı?
bi tanıdığa bakıp çıkıcam hemen
Nebar makarnacilar, karbon hidrat depolugu nasil gidiyor. Sizlere de istakoz varmi. :)))
Hadi bir rabia isareti yapin, dambura esliginde keyfimizi bulalim. :)
Size kiziyordum, su an inan aciyorum...
Siyasal islam, 50 senelik bos bir hayal, hayal kirikligi... yazik valla size.. :(
Bu arada
O kadar yurt disindayim. Belki sayisiz dafa "red lobster (kirmizi istakoz)" restoranlarinda balik yedim. Bir kere dahi istakoz yemedim. Cunku istakoz canli canli haslanir. Öldukten sonra pisirilmesinin zehirleme ihtimali vardir. Bir hayvani canli canli haslamak zulumdur. Ve canli canli haslanan istakozu yemek zulume ortak olmak oldugu, dolayisiyla haram oldugunu duydugum istakozu hic yemedim.
Aslinda o kadincagiza bagiran ak troller, asil buyuk hirsiza birsey diyemedikleri icin ayarsiz hirslarini boyle ufak hirsizlardan cikariyor.
O yuzden hakli gibi gorunen tepkiler fayda vermekten cok zarar verecek. Cokusu hizlandiracak. Ey buyuk hirsiz calma yeter desler Koro halinde bak nasil tirsacak en buyuk hirsiz ve ne geri adimlar atacak.
*** Ormanı kesen Baltanın sapı ağaçtandır ***
Feriha hanım,
Aslında yazdıklarımda tam da bunu anlatmaya çalışıyordum ben...beni o kişilerin siyaseti , politik düşündükleri -izm'leri ilgilendirmiyor, beni icra ettiği şeyler ilgilendiriyor demeye çalıştım farklı bir anlatımla.
dünya görüşleri her insanın vardır netice itibariyle, dile getirir veya getirmez o da o kişinin tasarrufudur.
ama ben bir sanatçıyı sağcı veya solcu diye nitelendirerek dinlemem veya okumam.
öyle bir dönem yaşar olduk ki hep bunlar temcit pilavı gibi ısıtılıp getiriliyor önümüze..
yahu Ahmet Kaya dinliyorum ben.. bana ne onun politik görüşünden.
Ali Kınık'ta dinliyorum...ne edem şimdi dar ağacına mı yürüyelim Pir Sultan Abdal gibi :)
ortaya sunduğu esere bakarım.
ha eseri hoşuma gitmedi ise kardeşim olsa umursamam.
mâl olmak ile mal olmak :)))
bu güzeldi..
saygılarımla
**Bizim Şimal-i Şark'ta bir söz vardır.
**KARGANIN KÂRİ OLMAZSA MANDAYI GIDIKLAMAZ**