Talebeleri ve İslamiyet için herşeyini feda etmiş mümtaz bir insan
Altun Silsile'nin son halkası.
Süleyman Hilmi Tunahan (K.S.)
Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, Osmanlı’nın son dönemiyle, Cumhuriyetin ilk yılları arasında yaşamış; kendisini ümmet-i Muhammed’in kurtuluşuna hayatını Kur'ân öğretimine vakfetmiş ve bir ömür boyu bu uğurda mücadele vermiş, çok büyük sıkıntılara ve takibatlara düçar olmuş bir varis-i Nebi’dir.
Kur'an ahlakını yaşayan ve İslamı çok iyi tanıyan Müslümanlar yetiştirmiştir. Dinden uzaklaşıldığı ve Allah'ın inkar edildiği bir dönemde insanları İslama davet etmiş ve samimi gayreti neticesinde Allah bir çok insanı onun etrafında toplamıştır. İnsanların irşadı maksadıyla hareket ettiği için Allah ona yardımcı olmuş ve eskiden 20-30 senede tahsil edilen ilimleri, 2 sene gibi çok kısa bir zamana sığdırarak; ilmin ve alimin yok olmak üzere olduğu bir zamanda, yüzlerce, binlerce din âlimi yetiştirmiştir. Talebelerin kalabileceği yurtlar açtırmış ve yüzlerce insanın maddi- manevi eğitimine vesile olarak büyük bir hizmet yapmıştır. Sık sık müslümanların içinde bulunduğu zor duruma dikkat çekerek tüm müminleri uyarmış ve İslam ahlakının insanlar arasında yayılması için büyük gayret sarfetmiştir.
Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, zahirî ve batınî ilimlerde yed-i tûla sahibi müstesna bir zattır. Yetmiş bir yıllık bütün ömründe İslamî hizmetlerle meşgul oldu. Mutasavvıflığı ve manevi irşad vazifesi yanında, İslam dinini yeryüzünden kaldırmak isteyenlerle hiç korkmadan ve yılmadan mücadele etti, talebe yetiştirdi. İslam’ı yıkmak isteyen bütün şer cereyanlara meydan okudu, son nefesini bu yolda verdi.
Çok yakın bir zamanda yaşamasına rağmen maalesef pek çokları o muhterem zatı layıkıyla tanıyamadı, bazıları da menfi düşünceli kimselerin maksatlı dedikodu ve iftiralarının neticesinde yanlış tanıdı. Biz bu çalışmamızda bütün bir ömrünü İslam’a adamış olan ve “Hizmetler muvaffak olsun da, isterse bizim yerimiz caminin pabuçluğu olsun” diyen o mütevazi şahsiyeti anlayabildiğimiz kadar ele alıp tanıtmaya çalışacağız. Bunu hakkıyla yapabiliriz demek büyük bir cüretkarlık olur. Ama elimizden geldiğince o zatı hizmetleri ve gayretleriyle efkar-ı umumiyeye tanıtabilirsek kendimizi bahtiyar sayarız
70 yaşını aştığı son anına kadar Kur’an hizmetinden hiç ayrılmamıştı. Şimdi de, ruhuna sayısız Fatihalar gönderilmektedir. Bu, her insana nasip olmayan bir devlettir. İşte insanın ikinci ömrü denilen budur. Peygamber efendimiz (s.a.v) , hayırlı ilim bırakanların amel defterlerine devamlı sevap yazılacağını bildirmiştir. Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, işte bu devlete mazhar olmuş bir zattır... Kendilerini rahmetle anıyor, şefaatlerine nail olmayı ümit ediyoruz.
S.Hilmi Tunahan k.s bazı nasihatleri
Biz akla ve zekâya kıymet vermeyiz. Salıverdin mi evinin yolunu bulabilecek kadar aklı olsun kâfidir.
Bizim bu alemde bir tek işimiz var. O da yavrularımızın kalblerine Allah (c.c) ve peygamber (s.a.v) sevgisi ile iman ve İslam nurunu yerleştirmektir.
Hizmet muvaffak olsun da, varsın bizim yerimiz caminin pabuçluğu olsun.
„Evlatlarım! Bu ilimleri okumak isteyen daima: 'Ben Allah rızası için okuyacağım. Okuduklarımı da Ümmet-i Muhammed'in evladına öğreteceğim. Bu suretle batağa düşmüş insanları kurtarmağa calışacağım' diye düşünmeli ve gayesi hep böyle olmalıdır. Maaş almak hatta müftü olmak veyahut vaiz olmak niyeti ile ilim öğrenmek haramdır. Eğer içinizde böyle düşünen ve bu maksatla burada bulunan varsa çıkıp gitsin. Zira enbiya mirası olan bu ilim dünya gayeleri için okunmaz.'
“Efendiler! Hocalık bir meslek, bir ekmek teknesi değildir. Hocalık, Allah’ın, Rasulullah’ın, Kitabullah’ın ve din-i mübin-i İslam’ın tebliğ memurluğudur.”
“Bizim hiç duracak zamanımız yok. Ümmet-i Muhammed’in evlatları cehenneme birsel gibi akıp giderken, biz onlara seyirci kalamayız. Bu selden ne kütük kurtarırsak kardır”
Bir gün bir zat Süleyman Efendi’ye müracaatla, “Efendi hazretleri oğlumu okutmak istiyorum ne ücret alıyorsunuz? ” diye sordu. Süleyman Efendi ise “Sen çocuğunu hemen getir, talebeden para alınmaz. Talebeye para verilir. Okusun da, dinine, kitabına, milletine hizmet etsin” buyurdular. O, eski bir adeti değiştirip yerine bu usulü ihdas etmiştir.
ben ce karanlık gecemın dolun ayı darlananın tek gonul ılacı nuru alemın pırı resullahın mursıdıkamıl enson velayetcısı o kalplerın pırı gonlumun ılacı
Rabbim bizleri yolundan ayırmasın tanımak nasip oldugu için kendimi o kadar mutlu hissediyorum ki bazen O mübarek zatı tanımak emin olun dünyayı yasanabilir kılmaya yetiyo
'Bu dünyanın cefasından sefasına nöbet gelmez. Gâfil olma ilme çalış, geçen zaman geri gelmez.' 'Hizmet muvaffak olsun da, varsın bizim yerimiz caminin papuçluğu olsun.' 'Bizim bu âlemde bir tek işimiz var. O da yavrularımızın kalplerine Allah (c.c.) ve Peygamber (s.a.v.) sevgisi ile iman ve İslâm nurunu yerleştirmektir.'Bu dinin garip anlarında hizmet gören, saltanatını sürmeden ölmez.'Dışımız halk ile, içimiz Hak ile...' DAHA SÖZE NE HACET
Ahir zaman sultanı. Varını yoğunu Kur-an hizmeti için adamış hertürlü zorluğa gögüs germiş silsileyi saadatın son halkası Kelimeler bazen kifayetsiz kalır ya işte o an Rabbim bizleri yolundan ayırmasın
ben bir süleyman hilmi tunahan evladiyim ve gurur duyuyorum ve onun himmeti ile bir sene sonra icazetimi alip onun hizmetini devam ettirecegim h.z allah onun himmetinden bizi eksik etmesin
Kuran uğruna islam uğruna adanmış bir hayat... Bir hizmet elçisi... Zamanın Mürşidi Kamil'i... Onun islam dünyasına yaptığı hizmet sayesinde islam kaybolmaktan kurtulmuştur. 1920'lerde kendi çabalrıyla başlattığı kuran hizmeti bugü hem Türkiye'nin hemde Dünya'nın dört bir yanında Allah'ın da yardımıyla sürüyor. kıyamet yakın ve bu gemi de herkese nasip olmaz Aziz kardeşlerim!
Hayatını dini hizmete adamış,talebeleri ve İslamiyet için herşeyini feda etmiş mümtaz bir insan, Altun Silsile'nin son halkası. Süleyman Hilmi Tunahan,(k.s.) hazretleri. Onu çok seviyoruz! ! !
ülkemizde bazı kendini ileri görüşlü sanan aydın kesimin süleyman tilmi tunahan gibi kültür ve ilim bakımında yüksek kişilikleri hala kale almadıkları ve bu şahısların bu aydın kişiler daha dünyada yokken bu ülkenin ünverste meclislerinde ilmi öğrenip bu ilmi sonraki nesilere aktarmak için uğraştıklarını kabul etmek istemiyorla ve yine bu nedenle ki hala kendi bildikler gibi bu mümtaz kişilikleri karalamak için uğraşıyorlar bir düşünün bu gün bir ilahiyat fakültesini birmiş biri için nasılki cahil diyemiyorsak bu mümtaz kişilikler içinde diyemeyiz yanlış tanıtılmasına engel olalım
O Üstad Süleyman hilmi Tunahan efendi hazretleri'dir.Dünya üzerinde ilim O'nun talebeleri tarafından ihya oldu ve halen oluyor.Ümmet-i Muhammed'e hizmeti çok büyük bir insan.Kendisinin öncü olduğu ve evlatlarına vasiyet ettiği talebe hizmetleri artarak devam ediyor.İnsanlar bu gibi hizmetlerin ihtiyacını şimdi daha çok hissediyor.Devletin ve milletin yararına iş yapmak isteyenleri bu ve benzeri ilim-talebe hizmetlerine azami destek olmaya davet ediyorum.Allah,O'na layık evlat olabilmeyi nesip etsin.
Ebu’l-Fârûk Süleyman Hilmi Tunahan (K.S.) Hazretleri, yakin tarihimizde, zamaninin Islâmî ilimlerini tahsil ederek, ilimde en ileri noktaya varmis; müderris, dersiâm, hukûkçu, hadîs ve tefsîrde mütehassis bir Islâm âlimi, tasavvufta Naksibendî silsilesinin 32. halkasi Buhârali Salâhuddin Ibn-i Mevlânâ Sirâcüddin Hazretleri'nin en büyük halîfesi, vekîli, bu silsilenin 33. ve son halkasidir.
Son devir din âlim ve velîlerinden. Adi Süleymân Hilmi, soyadi Tunahan'dir. Babasi zamânin müderrislerinden Hâfiz Osman Efendidir. Soyu Fâtih SultanMehmed Hanin 'Tuna Hani' olarak tâyin ettigi ve kendi kiz kardesi ile evlendirdigi Idris Beye dayanmaktadir. 1888 (H.1306) senesinde Silistre'nin Ferhatlar köyünde dogdu. 1959 (H.1379) senesinde Istanbul'da vefât etti.Karacaahmed Kabristanindadir.
Babasi Osman Efendi tahsîlini Istanbul'da tamamladiktan sonra Silistre'ye giderek meshûr Satirli Medresesinde yillarca müderrislik yapti.
Ilim ehli ve fazîlet sâhibi bir âileden dünyâya gelen SüleymânHilmi Tunahan, ilk tahsîlini Silistre Rüsdiyesinde ve Silistre Satirli Medresesinde yapti. Bilâhare tahsîlini tamamlamak için Istanbul'a gelerek Sahn-i Semân (Fâtih) Medresesine kaydoldu. Fâtih dersiâmlarindan ve o devrin meshûr âlimlerinden Bafrali Ahmed Hamdi Efendi (BüyükHamdi Efendi) nin ders halkasina devâm etti. Zamânin usûlüne göre aklî ve naklî ilimleri tahsîl ettikten sonra 1916 senesinde Ahmed Hamdi Efendiden birincilikle icâzet, diploma aldi. Daha sonra o zamanki tâbiri ile dersiâm (profesör) olarak yetismek üzere Süleymâniye Câmii medreselerinden Medresetü'l-Mütehassisînin tefsîr ve hadîs kismina devâm etti. Son derece parlak bir zekâya sâhib olan Süleymân Hilmi Tunahan, 1919 senesinde Medresetü'l-Mütehassisîn'den birincilikle mezûn oldu. Ayni yillarda Medresetü'l-Kuzâti (Hukuk Fakültesini) da üstün bir derece ile bitirdi. Böylece bir taraftan dersiâm diger taraftan da kâdilik rütbelerine ulasarak devrinin zâhirî ilimlerini tamamladi. Mezûniyetini müteâkip Istanbul'da dersiâm olarak vazîfeye baslayan Süleymân Hilmi Tunahan bir müddet sonra medreselerin kapatilmasi üzerine vâizlige tâyin edildi. Uzun müddet Istanbul'un Sultanahmet, Süleymâniye, Yeni Câmi, Sehzâdebasi ve Piyâle Pasa gibi büyük câmilerinde halka vâz ederek insanlara Islâmiyetin emir ve yasaklarini anlatti.
Tasavvuf yolunda Selâhüddîn ibni Mevlânâ Sirâcüddîn Efendinin sohbetlerine devâm ederek yetisti. Süleymân Hilmi Tunahan'in tasavvufî yönüyle ilgili olarak, dâmâdi ve baglisi Kemâl Kaçar tarafindan Necip Fâzil Kisakürek'e verdigi notlardan bir bölümü söyledir:
'Süleymân Efendinin bâtin ilmine yâni tasavvuftaki mânevî cephesine gelince, süphesiz bu husus ehline mâlumdur.Zâhirî akil ve zekâ ile idraki mümkün olamaz. Öyle ki, bir insan müslüman olabilir, tahsilli ve akilli olabilir. Hattâ iç hayâti münkir olamaz da yine tasavvuf ve irsâda ehil bir zât ile karsilastigi halde, o zât ilâhî irâdeyle kendisini ona bildirmezse, dünyâlar bir araya gelse onun feyzlerinden haberdâr olamazlar. Bizim ise kendisinin mânevî cephesi üzerinde zerrece tereddüdümüz yoktur. Biz bu noktayi ilmelyakîn biliyoruz. Kendisinin tasarrufunu ve rûh melekeleri üzerindeki tesirini öz rûhumuzda ve vücûdumuzda hissetmis, enfüsî ve kevnî kerâmetlerinin üstün irsâd hârikalarini fiil hâlinde ve hakkiyla müsâhede etmis bulunuyoruz. Allah'in bu husustaki inâyet ve lütfuna mazhar oldugumuza, kendilerinin kâmil ve mükemmel mürsid olduguna Silsile-i sâdâd=Büyükler zinciri kolundan otuz ikinci ferdi Selâhüddîn ibni Mevlânâ Sirâcüddîn hazretlerinin cismânî nisbet, Imâm-i Rabbânî hazretlerinin de rûhânî nisbetle vârisleri bulunduguna îmânimiz tamdir. Kendisinin bu cephesini anlamayanlarin, hiç olmazsa aksini iddiâ etmemelerini ve kendisinde bir mürsid hâli görmediklerini söylemekten çekinmelerini, dünyâ ve âhiret yikimina ugramamalari bakimindan tavsiye ederiz.'
Zâhirî ve bâtinî yönden yüksek derece sâhibi olan SüleymânHilmi Tunahan, îtikâdda Ehl-i sünnet, amelde Hanefî mezhebine, tasavvufta Naksibendiyye yoluna mensûb idi. Ehl-i sünnet vel-cemâate son derece bagliydi. Kendisinden feyz alan talebeleri ile vâz ve sohbetlerine devâm eden kimselere en büyük tavsiyesi; 'Ehl-i sünnet vel-cemâat' akîdesine ihlâs ve samîmiyetle bagli olmalariydi.
Yetmis iki senelik ömrü boyunca Islâmiyetin emir ve yasaklarini ögrenmek, ögretmek ve insanlara anlatarak onlarin dünyâ ve âhiret saâdetine kavusmalarina vesîle olan Süleymân Hilmi Tunahan 16 Eylül 1959 senesinde Istanbul'da Kisikli'daki evinde vefât etti. Karacaahmet Kabristanligina defnedildi.
„Bizim yolumuz, imân, İslâm ve Ahlak-ı Muhammediyeyi aşılamaktan ibarettir.“ · „Bizim bu alemde biricik emelimiz var. O da Ümmet-i Muhammed'in evlatlarının kalplerine Fuyuzat-ı Muhammediye'yi aşılamaktır.“ Süleyman Hilmi TUNAHAN (k.s.) Rabbim ona evlat olan kulların'dan eylesin...
süleyman hilmi tunahan 1888-1959 Yılları arasında yaşamış yılmadan ilahi dini mübini bütün ümmeti muhammede adete aşılamış hayatını talabe yetiştirmeye adayan silsile-i sadatın son halkasıdır.
1888-1959 yılları arasında yaşamıştır. Son devir İslam alimlerinden olan Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, İslam'a büyük hizmetler etmiş, birçok talebe yetiştirmiştir. Ayrıca tasavvufi bir yönü de vardır. Nakşibendi silsilesinin 33. ve son halkasıdır. Hayattayken kimseyi incitmemiş, Bir İstanbul beyefendisi olarak yaşamıştır.
Kuran uğruna islam uğruna adanmış bir hayat...
Bir hizmet elçisi...
Zamanın Mürşidi Kamil'i...
Talebeleri ve İslamiyet için herşeyini feda etmiş mümtaz bir insan
Altun Silsile'nin son halkası.
Süleyman Hilmi Tunahan (K.S.)
Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, Osmanlı’nın son dönemiyle, Cumhuriyetin ilk yılları arasında yaşamış; kendisini ümmet-i Muhammed’in kurtuluşuna hayatını Kur'ân öğretimine vakfetmiş ve bir ömür boyu bu uğurda mücadele vermiş, çok büyük sıkıntılara ve takibatlara düçar olmuş bir varis-i Nebi’dir.
Kur'an ahlakını yaşayan ve İslamı çok iyi tanıyan Müslümanlar yetiştirmiştir. Dinden uzaklaşıldığı ve Allah'ın inkar edildiği bir dönemde insanları İslama davet etmiş ve samimi gayreti neticesinde Allah bir çok insanı onun etrafında toplamıştır. İnsanların irşadı maksadıyla hareket ettiği için Allah ona yardımcı olmuş ve eskiden 20-30 senede tahsil edilen ilimleri, 2 sene gibi çok kısa bir zamana sığdırarak; ilmin ve alimin yok olmak üzere olduğu bir zamanda, yüzlerce, binlerce din âlimi yetiştirmiştir. Talebelerin kalabileceği yurtlar açtırmış ve yüzlerce insanın maddi- manevi eğitimine vesile olarak büyük bir hizmet yapmıştır. Sık sık müslümanların içinde bulunduğu zor duruma dikkat çekerek tüm müminleri uyarmış ve İslam ahlakının insanlar arasında yayılması için büyük gayret sarfetmiştir.
Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, zahirî ve batınî ilimlerde yed-i tûla sahibi müstesna bir zattır. Yetmiş bir yıllık bütün ömründe İslamî hizmetlerle meşgul oldu. Mutasavvıflığı ve manevi irşad vazifesi yanında, İslam dinini yeryüzünden kaldırmak isteyenlerle hiç korkmadan ve yılmadan mücadele etti, talebe yetiştirdi. İslam’ı yıkmak isteyen bütün şer cereyanlara meydan okudu, son nefesini bu yolda verdi.
Çok yakın bir zamanda yaşamasına rağmen maalesef pek çokları o muhterem zatı layıkıyla tanıyamadı, bazıları da menfi düşünceli kimselerin maksatlı dedikodu ve iftiralarının neticesinde yanlış tanıdı. Biz bu çalışmamızda bütün bir ömrünü İslam’a adamış olan ve “Hizmetler muvaffak olsun da, isterse bizim yerimiz caminin pabuçluğu olsun” diyen o mütevazi şahsiyeti anlayabildiğimiz kadar ele alıp tanıtmaya çalışacağız. Bunu hakkıyla yapabiliriz demek büyük bir cüretkarlık olur. Ama elimizden geldiğince o zatı hizmetleri ve gayretleriyle efkar-ı umumiyeye tanıtabilirsek kendimizi bahtiyar sayarız
70 yaşını aştığı son anına kadar Kur’an hizmetinden hiç ayrılmamıştı. Şimdi de, ruhuna sayısız Fatihalar gönderilmektedir. Bu, her insana nasip olmayan bir devlettir. İşte insanın ikinci ömrü denilen budur. Peygamber efendimiz (s.a.v) , hayırlı ilim bırakanların amel defterlerine devamlı sevap yazılacağını bildirmiştir. Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, işte bu devlete mazhar olmuş bir zattır...
Kendilerini rahmetle anıyor, şefaatlerine nail olmayı ümit ediyoruz.
S.Hilmi Tunahan k.s bazı nasihatleri
Biz akla ve zekâya kıymet vermeyiz. Salıverdin mi evinin yolunu bulabilecek kadar aklı olsun kâfidir.
Bizim bu alemde bir tek işimiz var. O da yavrularımızın kalblerine Allah (c.c) ve peygamber (s.a.v) sevgisi ile iman ve İslam nurunu yerleştirmektir.
Hizmet muvaffak olsun da, varsın bizim yerimiz caminin pabuçluğu olsun.
„Evlatlarım! Bu ilimleri okumak isteyen daima: 'Ben Allah rızası için okuyacağım. Okuduklarımı da Ümmet-i Muhammed'in evladına öğreteceğim. Bu suretle batağa düşmüş insanları kurtarmağa calışacağım' diye düşünmeli ve gayesi hep böyle olmalıdır. Maaş almak hatta müftü olmak veyahut vaiz olmak niyeti ile ilim öğrenmek haramdır. Eğer içinizde böyle düşünen ve bu maksatla burada bulunan varsa çıkıp gitsin. Zira enbiya mirası olan bu ilim dünya gayeleri için okunmaz.'
“Efendiler! Hocalık bir meslek, bir ekmek teknesi değildir. Hocalık, Allah’ın, Rasulullah’ın, Kitabullah’ın ve din-i mübin-i İslam’ın tebliğ memurluğudur.”
“Bizim hiç duracak zamanımız yok. Ümmet-i Muhammed’in evlatları cehenneme birsel gibi akıp giderken, biz onlara seyirci kalamayız. Bu selden ne kütük kurtarırsak kardır”
Bir gün bir zat Süleyman Efendi’ye müracaatla, “Efendi hazretleri oğlumu okutmak istiyorum ne ücret alıyorsunuz? ” diye sordu. Süleyman Efendi ise “Sen çocuğunu hemen getir, talebeden para alınmaz. Talebeye para verilir. Okusun da, dinine, kitabına, milletine hizmet etsin” buyurdular. O, eski bir adeti değiştirip yerine bu usulü ihdas etmiştir.
Allah hepimizi şefaatlerine nail eylesin
'Biz süleymancı değiliz SÜLEYMANLIYIZ,
Osmanlının devamıyız,
Mum ışığı değiliz,Üflemekle sönmeyiz,
Bin parçaya bölselerde,
DAVAMIZDAN DÖNMEYİZ'
HİMMET YA ÜSTAZIM...
Gerçek dava.Gerçek yol.
allah dosu veli
bence zamanımızın mürşid_i kamili demektir.iki kolların birleştiğini cağrıştırıyor.
ben ce karanlık gecemın dolun ayı darlananın tek gonul ılacı nuru alemın pırı resullahın mursıdıkamıl enson velayetcısı o kalplerın pırı gonlumun ılacı
Rabbim bizleri yolundan ayırmasın tanımak nasip oldugu için kendimi o kadar mutlu hissediyorum ki bazen O mübarek zatı tanımak emin olun dünyayı yasanabilir kılmaya yetiyo
Allah(c.c) Hazretlerinin sevgili kulu Ahir zaman sultanı Peygamber varisi elleri öpülesi mübarek bir zat Rabbim yolundan ayırmasın
BU DAVA SALDIRGAN KÜFRE VE ONUN ZEHİRLİ OKLARINA KARŞI ZIRHLI VE TULGALI ERLERDEN KURULU BİR ORDU YETİŞTİRME DAVASIDIR...
Mevlam cümlemizi onun himmetine nail eylesin
İnşallah ona laik bir evlat oluruz
Kendi lisanıyla yokidi ezan
Yasaktı tedrisat yasaktı Kur'an
Bu şartlarda bir Süleyman Tunahan
Bu toprağa ışık verdi nur verdi...
'Bu dünyanın cefasından sefasına nöbet gelmez.
Gâfil olma ilme çalış, geçen zaman geri gelmez.'
'Hizmet muvaffak olsun da, varsın bizim yerimiz caminin papuçluğu olsun.'
'Bizim bu âlemde bir tek işimiz var. O da yavrularımızın kalplerine Allah (c.c.) ve Peygamber (s.a.v.) sevgisi ile iman ve İslâm nurunu yerleştirmektir.'Bu dinin garip anlarında hizmet gören, saltanatını sürmeden ölmez.'Dışımız halk ile, içimiz Hak ile...'
DAHA SÖZE NE HACET
Ahir zaman sultanı. Varını yoğunu Kur-an hizmeti için adamış hertürlü zorluğa gögüs germiş silsileyi saadatın son halkası Kelimeler bazen kifayetsiz kalır ya işte o an Rabbim bizleri yolundan ayırmasın
ben bir süleyman hilmi tunahan evladiyim ve gurur duyuyorum ve onun himmeti ile bir sene sonra icazetimi alip onun hizmetini devam ettirecegim h.z allah onun himmetinden bizi eksik etmesin
o bize cok sey ogretti tabi yetiştirdigi talebeler sayesinde kendisiine evlat olmak buyuk bir nimet allah razi olsun
Süleyman Hilmi Tunahan (k.s) silsilei sadatın son halkası Mürşidi Kamil Allah(c.c) şefaatine mazhar eylesin bizleri yolundan ayırmasın
hayat, mutluluk, saadeti dareyn
Kuran uğruna islam uğruna adanmış bir hayat... Bir hizmet elçisi...
Zamanın Mürşidi Kamil'i...
Onun islam dünyasına yaptığı hizmet sayesinde islam kaybolmaktan kurtulmuştur. 1920'lerde kendi çabalrıyla başlattığı kuran hizmeti bugü hem Türkiye'nin hemde Dünya'nın dört bir yanında Allah'ın da yardımıyla sürüyor. kıyamet yakın ve bu gemi de herkese nasip olmaz Aziz kardeşlerim!
Hayatını dini hizmete adamış,talebeleri ve İslamiyet için herşeyini feda etmiş mümtaz bir insan, Altun Silsile'nin son halkası.
Süleyman Hilmi Tunahan,(k.s.) hazretleri.
Onu çok seviyoruz! ! !
Dine hizmet adamı
ülkemizde bazı kendini ileri görüşlü sanan aydın kesimin süleyman tilmi tunahan gibi kültür ve ilim bakımında yüksek kişilikleri hala kale almadıkları ve bu şahısların bu aydın kişiler daha dünyada yokken bu ülkenin ünverste meclislerinde ilmi öğrenip bu ilmi sonraki nesilere aktarmak için uğraştıklarını kabul etmek istemiyorla ve yine bu nedenle ki hala kendi bildikler gibi bu mümtaz kişilikleri karalamak için uğraşıyorlar bir düşünün bu gün bir ilahiyat fakültesini birmiş biri için nasılki cahil diyemiyorsak bu mümtaz kişilikler içinde diyemeyiz yanlış tanıtılmasına engel olalım
Hayatını Kur'anın öğrenilmesi ve öğretilmesi için harcamış olan mübarek insan. Üstazım,varis'resul,sahib'ul zaman,mürşid'i kamil olan zat.
O Üstad Süleyman hilmi Tunahan efendi hazretleri'dir.Dünya üzerinde ilim O'nun talebeleri tarafından ihya oldu ve halen oluyor.Ümmet-i Muhammed'e hizmeti çok büyük bir insan.Kendisinin öncü olduğu ve evlatlarına vasiyet ettiği talebe hizmetleri artarak devam ediyor.İnsanlar bu gibi hizmetlerin ihtiyacını şimdi daha çok hissediyor.Devletin ve milletin yararına iş yapmak isteyenleri bu ve benzeri ilim-talebe hizmetlerine azami destek olmaya davet ediyorum.Allah,O'na layık evlat olabilmeyi nesip etsin.
Ebu’l-Fârûk Süleyman Hilmi Tunahan (K.S.) Hazretleri, yakin tarihimizde, zamaninin Islâmî ilimlerini tahsil ederek, ilimde en ileri noktaya varmis; müderris, dersiâm, hukûkçu, hadîs ve tefsîrde mütehassis bir Islâm âlimi, tasavvufta Naksibendî silsilesinin 32. halkasi Buhârali Salâhuddin Ibn-i Mevlânâ Sirâcüddin Hazretleri'nin en büyük halîfesi, vekîli, bu silsilenin 33. ve son halkasidir.
SÜLEYMÂN HILMI TUNAHAN;
Son devir din âlim ve velîlerinden. Adi Süleymân Hilmi, soyadi Tunahan'dir. Babasi zamânin müderrislerinden Hâfiz Osman Efendidir. Soyu Fâtih SultanMehmed Hanin 'Tuna Hani' olarak tâyin ettigi ve kendi kiz kardesi ile evlendirdigi Idris Beye dayanmaktadir. 1888 (H.1306) senesinde Silistre'nin Ferhatlar köyünde dogdu. 1959 (H.1379) senesinde Istanbul'da vefât etti.Karacaahmed Kabristanindadir.
Babasi Osman Efendi tahsîlini Istanbul'da tamamladiktan sonra Silistre'ye giderek meshûr Satirli Medresesinde yillarca müderrislik yapti.
Ilim ehli ve fazîlet sâhibi bir âileden dünyâya gelen SüleymânHilmi Tunahan, ilk tahsîlini Silistre Rüsdiyesinde ve Silistre Satirli Medresesinde yapti. Bilâhare tahsîlini tamamlamak için Istanbul'a gelerek Sahn-i Semân (Fâtih) Medresesine kaydoldu. Fâtih dersiâmlarindan ve o devrin meshûr âlimlerinden Bafrali Ahmed Hamdi Efendi (BüyükHamdi Efendi) nin ders halkasina devâm etti. Zamânin usûlüne göre aklî ve naklî ilimleri tahsîl ettikten sonra 1916 senesinde Ahmed Hamdi Efendiden birincilikle icâzet, diploma aldi. Daha sonra o zamanki tâbiri ile dersiâm (profesör) olarak yetismek üzere Süleymâniye Câmii medreselerinden Medresetü'l-Mütehassisînin tefsîr ve hadîs kismina devâm etti. Son derece parlak bir zekâya sâhib olan Süleymân Hilmi Tunahan, 1919 senesinde Medresetü'l-Mütehassisîn'den birincilikle mezûn oldu. Ayni yillarda Medresetü'l-Kuzâti (Hukuk Fakültesini) da üstün bir derece ile bitirdi. Böylece bir taraftan dersiâm diger taraftan da kâdilik rütbelerine ulasarak devrinin zâhirî ilimlerini tamamladi. Mezûniyetini müteâkip Istanbul'da dersiâm olarak vazîfeye baslayan Süleymân Hilmi Tunahan bir müddet sonra medreselerin kapatilmasi üzerine vâizlige tâyin edildi. Uzun müddet Istanbul'un Sultanahmet, Süleymâniye, Yeni Câmi, Sehzâdebasi ve Piyâle Pasa gibi büyük câmilerinde halka vâz ederek insanlara Islâmiyetin emir ve yasaklarini anlatti.
Tasavvuf yolunda Selâhüddîn ibni Mevlânâ Sirâcüddîn Efendinin sohbetlerine devâm ederek yetisti. Süleymân Hilmi Tunahan'in tasavvufî yönüyle ilgili olarak, dâmâdi ve baglisi Kemâl Kaçar tarafindan Necip Fâzil Kisakürek'e verdigi notlardan bir bölümü söyledir:
'Süleymân Efendinin bâtin ilmine yâni tasavvuftaki mânevî cephesine gelince, süphesiz bu husus ehline mâlumdur.Zâhirî akil ve zekâ ile idraki mümkün olamaz. Öyle ki, bir insan müslüman olabilir, tahsilli ve akilli olabilir. Hattâ iç hayâti münkir olamaz da yine tasavvuf ve irsâda ehil bir zât ile karsilastigi halde, o zât ilâhî irâdeyle kendisini ona bildirmezse, dünyâlar bir araya gelse onun feyzlerinden haberdâr olamazlar. Bizim ise kendisinin mânevî cephesi üzerinde zerrece tereddüdümüz yoktur. Biz bu noktayi ilmelyakîn biliyoruz. Kendisinin tasarrufunu ve rûh melekeleri üzerindeki tesirini öz rûhumuzda ve vücûdumuzda hissetmis, enfüsî ve kevnî kerâmetlerinin üstün irsâd hârikalarini fiil hâlinde ve hakkiyla müsâhede etmis bulunuyoruz. Allah'in bu husustaki inâyet ve lütfuna mazhar oldugumuza, kendilerinin kâmil ve mükemmel mürsid olduguna Silsile-i sâdâd=Büyükler zinciri kolundan otuz ikinci ferdi Selâhüddîn ibni Mevlânâ Sirâcüddîn hazretlerinin cismânî nisbet, Imâm-i Rabbânî hazretlerinin de rûhânî nisbetle vârisleri bulunduguna îmânimiz tamdir. Kendisinin bu cephesini anlamayanlarin, hiç olmazsa aksini iddiâ etmemelerini ve kendisinde bir mürsid hâli görmediklerini söylemekten çekinmelerini, dünyâ ve âhiret yikimina ugramamalari bakimindan tavsiye ederiz.'
Zâhirî ve bâtinî yönden yüksek derece sâhibi olan SüleymânHilmi Tunahan, îtikâdda Ehl-i sünnet, amelde Hanefî mezhebine, tasavvufta Naksibendiyye yoluna mensûb idi. Ehl-i sünnet vel-cemâate son derece bagliydi. Kendisinden feyz alan talebeleri ile vâz ve sohbetlerine devâm eden kimselere en büyük tavsiyesi; 'Ehl-i sünnet vel-cemâat' akîdesine ihlâs ve samîmiyetle bagli olmalariydi.
Yetmis iki senelik ömrü boyunca Islâmiyetin emir ve yasaklarini ögrenmek, ögretmek ve insanlara anlatarak onlarin dünyâ ve âhiret saâdetine kavusmalarina vesîle olan Süleymân Hilmi Tunahan 16 Eylül 1959 senesinde Istanbul'da Kisikli'daki evinde vefât etti. Karacaahmet Kabristanligina defnedildi.
„Bizim yolumuz, imân, İslâm ve Ahlak-ı Muhammediyeyi aşılamaktan ibarettir.“
· „Bizim bu alemde biricik emelimiz var. O da Ümmet-i Muhammed'in evlatlarının kalplerine Fuyuzat-ı Muhammediye'yi aşılamaktır.“
Süleyman Hilmi TUNAHAN (k.s.)
Rabbim ona evlat olan kulların'dan eylesin...
Bu âlem eski saraya benzer. Nasıl ki eski bir saray tâmir görünce ömrü uzarsa, dîn-i mübîn-i İslâm da ihyâ edilirse, kıyâmet tehir olunur.'
süleyman hilmi tunahan 1888-1959 Yılları arasında yaşamış yılmadan ilahi dini mübini bütün ümmeti muhammede adete aşılamış hayatını talabe yetiştirmeye adayan silsile-i sadatın son halkasıdır.
Allahü Teala alimlerinden razı olsun, bizide o mübareklerin feyz pınarlarından nasiplendirsin. AMİN
1888-1959 yılları arasında yaşamıştır. Son devir İslam alimlerinden olan Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri, İslam'a büyük hizmetler etmiş, birçok talebe yetiştirmiştir. Ayrıca tasavvufi bir yönü de vardır. Nakşibendi silsilesinin 33. ve son halkasıdır. Hayattayken kimseyi incitmemiş, Bir İstanbul beyefendisi olarak yaşamıştır.
Talebe Yetistirmede bir Numaralar