Hayatını vazgeçtiklerin belirler. Bu yüzden bir karar alırken neyi seçtiğinden ziyade, nelerden vazgeçtiğini iyi sorgula.
Pia Mater Serkan Karaismailoğlu
Bir Alışveriş mağazasında insanın hoşuna giden binlerce şey olsa insan kaç tanesini alabilir insan en önemli sınavlardan öss den sonra kaçtane sevdiği meslek olsada en fazla kaçını tercih edebilir hayat kimi zaman bir alışveriş kimi zamanda zorlu bir sınav değilmidir yaşadığımız yaşam şekli tercihlerimizi belirler insanın isteklerini vazgeçtiklerini ancak yaşam şekli belirler kişi nasıl bir yaşam istiyorsa tercihini yaparkende seçeneklerini o yönde belirler o yüzden insan ilk önce kendine nasıl yaşamak isterim sorusunu sormalı ne istediğini iyi bilmelidir ne istediğini bilmeyen insan yorulur tökezler Ne istediğimizi bilmek için önce karakterimizi oluşturmalıyız karakter binasını sağlam oluşturmalıyız geçici olanı değil kalıcı olanı istemeliyiz ve heybemize doldurduklarımız yükte değil kalitede bir ağırlık taşımalı ki heybe çökmesin seçiminiz hayatınızı kolay etsin
demir almak günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar limandan gidenin her biri memnun ki yerinden çok seneler geçti; dönen yok seferinden
Yahya Kemal Beyatlı
Evet dünya denilen bir limandayız birazdan son vapurda gelecek bizi ötelere taşıyacak yalnız geminin yükü sınırlı o halde geminin yükünü hafifleştirin hepimiz doğum ile başlayıp ölüm ile noktalanan bir yolun yolcusuyuz ötelerin ötesine doğru bir seferimiz var o halde sefer çantasını doldurun yola çıkıyoruz hepimiz dünya denilen imtihan meydana bu sefer için topladık bu hayat bir alışveriş yeri her alınan Rabbimize karşı bir sorumluluk taşır Rabbimiz ise bizden emanetlerine sahip çıkıp güzel ve temiz ameller isterki onun yanına varınca ilk günkü gibi tertemiz olsun evet ahirete giden geminin yükünü hafifleştirin gemi denizde kayalara çarpıp parçalanmasın işlenen haramlar kötü ameller denizi kirletir o halde heybenize sadece helal temiz güzel olan ne varsa onu doldurun
İbrahim bir yıldız Ay'ı Güneş'i görünce: "Rabb'im budur, bu hepsinden büyük." dedi. O da batınca dedi ki: "Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım Ben yüzümü gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim dedi
En'am suresi
Allahım işittik ve iman ettik bu dünyada verilen her şey ay ve güneş gibi bir anda parlar söner biz insanlar da bir anda sönüp son bulacağız o halde senden kalıcılık geçicilik değil sonsuz bir istirahat ve keyif lezzet veren bir mekân isterim işte bu mekân senin sonsuz ödül ve ceza yerin olan Ahiret hayatın ve kendi katındır şu geçici dünya yerin senin imtihan alanındır Allahım senden temiz ve helâl olanı isterim bize temiz ve helâl olanın aşkını sevdasını ver Şu dünyada biz kulların dünya nimetleri ile aldanmayalım senin verdiklerin ile gözümüz doysun kanaat eden elbet ferah ve huzur bulur sen bizim yapı harcımızı kanaat ile şekillendir ki aza milyon şükür diyip doymasını bilelim sen bizim çantamızı güzellik ile doldurki yanına güzel varalım
Asırlardır İslam'ın yolunda şaşmadan yürüyen toplumumuzun, Kur'an-ı Kerim varken, üçüncü kişilerin işgüzar rehberliğine(!) HİÇ ama HİÇ ihtiyacı yoktur. Hele copy-past'larla yapılan yalan/yanlış mesajlara ASLA!
Zaten gerçek Müslüman'ların bu tür göz boyamalara rağbet etmediği ve etmeyeceği de asırlardır kanıtlanmıştır.
Bunun dışında, bu site bir edebiyat sitesidir; cami veya kuran kursu değil...
Bu nedenle, ne idüğü belirsiz kişilerin Dinimizle oynamaktan, O'nu kullanmaktan, O'nu kullanarak kendilerine paye verme/çıkar sağlama boş hevesinden vazgeçmelerini, dini konularda yorum/görüş belirtme görevini gerçek din bilginlerine bırakmalarını tavsiye ediyor ve son sözü, Mustafa Kemal Paşa'ya veriyorum.
“Efendiler!
Türkiye Cumhuriyeti -iyi biliniz ki- şeyhler, dervişler, müritler, türbeler memleketi olamaz. En doğru yol gösterici, uygarlıktır." (Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos 1925)
Ayrılık bilemem ne zaman gelir sen bir okul defteri getir bana çünkü sadece yazmak tesellidir çektiğimiz acıya bu dünyada.
Ahmet Oktay
Kendiyle vakit geçirmeyi bilen insan hiç bir zaman yalnız değildir bazen bir defter ve kalem insanın en iyi dostu olur kendi kendisiyle konuşmasını bilen insan hiç bir zaman yalnız kalmaz çünkü insan en başta kendi kendisinin dostudur insanın sevdiği işlen meşgul olmasına biz hobi adını veriyoruz hobilerimiz olmasa sevdiğimiz bir işle meşgul olmasa idik en umarsız en zor anımızda çıkış yolunu nasıl bulurduk ki işte hobiler insanın kendi kendiyle meşgul olması yalnızlık anında kendiyle vakit geçirmesi demektir kendi kendine konuşmak ise büyük bir sanattır bestekarlar şarkıcılar ve yazarlar en önemli eserlerini yalnızlık anlarında vermişlerdir beyaz bir kağıdın bir kalemin varsa gönlünden geçenleri mürekkep niyeti ile kağıda akatabilirsin bunu yapan insan belkide o geçmeyen donmuş vakitte En güzel dosta kavuşacaktır
Yalnızlığım hoşgeldin belkide seninle ikimiz zamanı en güzel şekilde sürdürerek yeni bir dosta kavuşacağız ne iyi ettin de geldi çünkü beni senden daha iyi kim dinleyebilir ever her insan biraz yalnızdır ve her insan sürekli insanlarla birlikte olamaz hepimiz tek başımızayız ve bizi en çok motive edecek olan kendi kendine konuşmak isteğimizdir işte en sevdiğim vakit yalnızlık saatim geldi önümde bir beyaz kağıt elimde bir kalem duygularımı hayal kırıklıklarını defterime not edeceğim bir beyaz kağıt demeyin defter ve kalem önünde nice devletler kurulup battı insanlar en büyük şaheserlerini kendi kendileri başbaşa kalınca tüm hayalkırıklık anınızda sizde kendi kendinize başbaşa kalın sokaklarda tek başına dolaşın yeise yılgınlığa bezginliğe düşmeyin kendi kendinizi ilacı şifası doktoru olun en umutsuz anınızda iyileştirici sözler söyleyin kendi kendinizi tedavi edin evet belkide her insanın insanlardan ayrı kalıp yenilenmeye ihtiyacı var sizin halinizi sizden iyi kim dinlesin o halde umutsuzluk yok yüksek seslen şarkı söylemek var çiçekleri sulamak var denize taş sektirmek var şükür yalnızım
Evet çok şükür iyiki elhamdüllilah yalnızım ama zannetmeyin ki yanımda kimsem yok Yanımda beni benden iyi duyan en iyi dost ve yarenim bana şah damarımdan yakın olan bir ve tek olanım Allah var hamd ve şükür ona olsun ben her gün içimdekileri gönül sayfama döküp Allahıma döküyorum çünkü o beni elbette benden iyi bilir verdiklerinde 1000 vermediğinde milyon hayır ihsan mükâfat vardır kuldan bıktık kuldan kaçtık her şeyin Malik ve sultanına sığındık çok şükür dedik nefes alıyor nefes verene secde ettik yalnızım demeyin sahibinizi incitirsinizki en umarsız en çıkarsız en darlık ve zorluk anınızda sizi duyan işiten koruyan şahdamarımızdan yakın bir Rabbimiz var o halde sevinin dilinizi kalem gönlünüzü bembeyaz bir sayfa edin derdinizi Rabbinizi dökün o sizi Duyup size en güzel ve hayrı helal temiz olanı verecek olandır Rabbimiz bizi dinliyor işitiyor peki biz verdiklerinden ibret alıp şükür edip ders alıyormuyuz o dert anımızda en iyiyi öğütleri verendi işte bize çıkış yolu olarak nice peygamberler gönderdide biz kullar onun emirlerine sünnet ve ayetlerine uygun bir hayat yaşayabildikmi
Ayrılık bilemem ne zaman gelir sen bir okul defteri getir bana çünkü sadece yazmak tesellidir çektiğimiz acıya bu dünyada.
Ahmet Oktay
Kendiyle vakit geçirmeyi bilen insan hiç bir zaman yalnız değildir bazen bir defter ve kalem insanın en iyi dostu olur kendi kendisiyle konuşmasını bilen insan hiç bir zaman yalnız kalmaz çünkü insan en başta kendi kendisinin dostudur insanın sevdiği işlen meşgul olmasına biz hobi adını veriyoruz hobilerimiz olmasa sevdiğimiz bir işle meşgul olmasa idik en umarsız en zor anımızda çıkış yolunu nasıl bulurduk ki işte hobiler insanın kendi kendiyle meşgul olması yalnızlık anında kendiyle vakit geçirmesi demektir kendi kendine konuşmak ise büyük bir sanattır bestekarlar şarkıcılar ve yazarlar en önemli eserlerini yalnızlık anlarında vermişlerdir beyaz bir kağıdın bir kalemin varsa gönlünden geçenleri mürekkep niyeti ile kağıda akatabilirsin bunu yapan insan belkide o geçmeyen donmuş vakitte En güzel dosta kavuşacaktır
Yalnızlığım hoşgeldin belkide seninle ikimiz zamanı en güzel şekilde sürdürerek yeni bir dosta kavuşacağız ne iyi ettin de geldi çünkü beni senden daha iyi kim dinleyebilir ever her insan biraz yalnızdır ve her insan sürekli insanlarla birlikte olamaz hepimiz tek başımızayız ve bizi en çok motive edecek olan kendi kendine konuşmak isteğimizdir işte en sevdiğim vakit yalnızlık saatim geldi önümde bir beyaz kağıt elimde bir kalem duygularımı hayal kırıklıklarını defterime not edeceğim bir beyaz kağıt demeyin defter ve kalem önünde nice devletler kurulup battı insanlar en büyük şaheserlerini kendi kendileri başbaşa kalınca tüm hayalkırıklık anınızda sizde kendi kendinize başbaşa kalın sokaklarda tek başına dolaşın yeise yılgınlığa bezginliğe düşmeyin kendi kendinizi ilacı şifası doktoru olun en umutsuz anınızda iyileştirici sözler söyleyin kendi kendinizi tedavi edin evet belkide her insanın insanlardan ayrı kalıp yenilenmeye ihtiyacı var sizin halinizi sizden iyi kim dinlesin o halde umutsuzluk yok yüksek seslen şarkı söylemek var çiçekleri sulamak var denize taş sektirmek var şükür yalnızım
Evet çok şükür iyiki elhamdüllilah yalnızım ama zannetmeyin ki yanımda kimsem yok Yanımda beni benden iyi duyan en iyi dost ve yarenim bana şah damarımdan yakın olan bir ve tek olanım Allah var hamd ve şükür ona olsun ben her gün içimdekileri gönül sayfama döküp Allahıma döküyorum çünkü o beni elbette benden iyi bilir verdiklerinde 1000 vermediğinde milyon hayır ihsan mükâfat vardır kuldan bıktık kuldan kaçtık her şeyin Malik ve sultanına sığındık çok şükür dedik nefes alıyor nefes verene secde ettik yalnızım demeyin sahibinizi incitirsinizki en umarsız en çıkarsız en darlık ve zorluk anınızda sizi duyan işiten koruyan şahdamarımızdan yakın bir Rabbimiz var o halde sevinin dilinizi kalem gönlünüzü bembeyaz bir sayfa edin derdinizi Rabbinizi dökün o sizi Duyup size en güzel ve hayrı helal temiz olanı verecek olandır Rabbimiz bizi dinliyor işitiyor peki biz verdiklerinden ibret alıp şükür edip ders alıyormuyuz o dert anımızda en iyiyi öğütleri verendi işte bize çıkış yolu olarak nice peygamberler gönderdide biz kullar onun emirlerine sünnet ve ayetlerine uygun bir hayat yaşayabildikmi
Ayrılık bilemem ne zaman gelir sen bir okul defteri getir bana çünkü sadece yazmak tesellidir çektiğimiz acıya bu dünyada.
Ahmet Oktay
Kendiyle vakit geçirmeyi bilen insan hiç bir zaman yalnız değildir bazen bir defter ve kalem insanın en iyi dostu olur kendi kendisiyle konuşmasını bilen insan hiç bir zaman yalnız kalmaz çünkü insan en başta kendi kendisinin dostudur insanın sevdiği işlen meşgul olmasına biz hobi adını veriyoruz hobilerimiz olmasa sevdiğimiz bir işle meşgul olmasa idik en umarsız en zor anımızda çıkış yolunu nasıl bulurduk ki işte hobiler insanın kendi kendiyle meşgul olması yalnızlık anında kendiyle vakit geçirmesi demektir kendi kendine konuşmak ise büyük bir sanattır bestekarlar şarkıcılar ve yazarlar en önemli eserlerini yalnızlık anlarında vermişlerdir beyaz bir kağıdın bir kalemin varsa gönlünden geçenleri mürekkep niyeti ile kağıda akatabilirsin bunu yapan insan belkide o geçmeyen donmuş vakitte En güzel dosta kavuşacaktır
Yalnızlığım hoşgeldin belkide seninle ikimiz zamanı en güzel şekilde sürdürerek yeni bir dosta kavuşacağız ne iyi ettin de geldi çünkü beni senden daha iyi kim dinleyebilir ever her insan biraz yalnızdır ve her insan sürekli insanlarla birlikte olamaz hepimiz tek başımızayız ve bizi en çok motive edecek olan kendi kendine konuşmak isteğimizdir işte en sevdiğim vakit yalnızlık saatim geldi önümde bir beyaz kağıt elimde bir kalem duygularımı hayal kırıklıklarını defterime not edeceğim bir beyaz kağıt demeyin defter ve kalem önünde nice devletler kurulup battı insanlar en büyük şaheserlerini kendi kendileri başbaşa kalınca tüm hayalkırıklık anınızda sizde kendi kendinize başbaşa kalın sokaklarda tek başına dolaşın yeise yılgınlığa bezginliğe düşmeyin kendi kendinizi ilacı şifası doktoru olun en umutsuz anınızda iyileştirici sözler söyleyin kendi kendinizi tedavi edin evet belkide her insanın insanlardan ayrı kalıp yenilenmeye ihtiyacı var sizin halinizi sizden iyi kim dinlesin o halde umutsuzluk yok yüksek seslen şarkı söylemek var çiçekleri sulamak var denize taş sektirmek var şükür yalnızım
Evet çok şükür iyiki elhamdüllilah yalnızım ama zannetmeyin ki yanımda kimsem yok Yanımda beni benden iyi duyan en iyi dost ve yarenim bana şah damarımdan yakın olan bir ve tek olanım Allah var hamd ve şükür ona olsun ben her gün içimdekileri gönül sayfama döküp Allahıma döküyorum çünkü o beni elbette benden iyi bilir verdiklerinde 1000 vermediğinde milyon hayır ihsan mükâfat vardır kuldan bıktık kuldan kaçtık her şeyin Malik ve sultanına sığındık çok şükür dedik nefes alıyor nefes verene secde ettik yalnızım demeyin sahibinizi incitirsinizki en umarsız en çıkarsız en darlık ve zorluk anınızda sizi duyan işiten koruyan şahdamarımızdan yakın bir Rabbimiz var o halde sevinin dilinizi kalem gönlünüzü bembeyaz bir sayfa edin derdinizi Rabbinizi dökün o sizi Duyup size en güzel ve hayrı helal temiz olanı verecek olandır Rabbimiz bizi dinliyor işitiyor peki biz verdiklerinden ibret alıp şükür edip ders alıyormuyuz o dert anımızda en iyiyi öğütleri verendi işte bize çıkış yolu olarak nice peygamberler gönderdide biz kullar onun emirlerine sünnet ve ayetlerine uygun bir hayat yaşayabildikmi
Günlerdir CHP içindeki karışıklık tartışılıyor ve karışıklığın faili/failleri aranıyor.
Uzaklarda aramanıza gerek yok... Mustafa Kemal Atatürk'ün devlet kurmuş koca partisini dibe çöktüren, Türk siyasi tarihinin en beceriksizi/en acizi/en şapşik'i ve tam burnunuzun dibindeki "bay Kemal"den daha sinsi karıştırıcı mı var ki uzaklarda arıyorsunuz?!
***** GÜLERMİSİN AĞLARMISIN ***** Dün Mahalle Parkında gezinirken, Lise son sınıfta okuyan 3-5 öğrenciyle hasbihal olduk. Bir ara dedim ki, sahi Ülkemizin Başbakan'ı kimdir. Birisi Sayın Tayyip Erdoğan, kimisi Süleyman Soylu, kimisi Devlet Bahçeli, Kimisi Abdullah Gül ve kimisi de Binali Yıldırım'dır dediler. Hatta Merhum Bülent Ecevit-i diyenlerde oldu. ---Bir bakar mısınız? Ze kuşağının eğitim seviyelerine. Eskiden Öğretmen Liselerinden mezun olanlar doğrudan Öğretmen olarak atanırlardı. Bizim devran-ı, ilk okullar da onlar okuttu. Çokta iyi okuttular....Ülkemiz de Teknoloji ilerledikçe ve dijital alet-edevatlar artınca müfredat çöküyor. Özellikle Orta dereceli okullar da kuralsızlık, duyarsızlık, disiplinsizlik ve aymazlık hürra gidiyor. Öğretmenler okula spor kıyafetiyle geliyorlar. Simit yaka tişort, dar paça pantolon ve suratlar sakallı derslere giriyorlar. Kim öğretmen, kim öğrenci belli değil. --Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK bu kutlu Cumhuriyetimizi gençlerimize ve gençlerimizi de ufku geniş, çağdaş Devrimci Öğretmenlerimize emanet etmişti. Onun bu ulvi emanetine böyle mi sahip çıkılıyor? Atamız kılık-kıyafet ve bunca Devrimleri boşuna mı yaptı? --GÜLER MİSİN-AĞLAR MISIN--- OZAN ÇAKIROĞLU.
Zafer, 'zafer benimdir' diyebilenlerindir." * Mustafa Kemal Paşa
102 yıl önce. bugün, Mustafa Kemal Paşa ve O'nu yalnız bırakmayan bir avuç Onurlu Mücadele Arkadaşı, Ulusumuza öncülük ederek işgalci yunan ordusunu ezip geçti ve Izmir'i özgürlüğüne kavuşturdu.
Sadece yunan ordusu değil, zerre kadar utanmadan "keşke yunan galip gelseydi" diyen/diyebilen onur ve şeref yoksunu fesli fesli kadir mısıroğlu'nun işbirlikçi 'dedeleri' de tarihin çöplüğüne postalandı.
Bu tarihi zaferin ışığında yineliyorum: Elbette Mustafa Kemal'in Askeriyim! Ve Elbette Ne Mutlu Türküm Diyene!
**Değerli kardeşim, biz ve bizim gibi Ülkeler yeni ve yarı sömürge Ülkeler olduğundan dolayı, kendi Toplumunu huzur ve refaha kavuşturacak, insanlar arasında sevgi, barış uhulet ve suhulet ortamı oluşturacak yetkiye sahip değillerdir. Tekelci burjuvazi ve moda sektörü aracılığıyla yeni neslimizi ne hale getirdiler. Hangi Ana-Baba evlatlarını düzenin yanlış gidişatına yem etmek ister. Son teknoloji, kardeşliği, dostluğu, yarenliği, sırdaş ve yoldaşlığı yok ettiği gibi, Baba-oğul, Ana-Kız ilişkilerini de dumura uğratmıştır. --Siyasi Arenada, her zaman ve her yerde kardeşlikten, dostluktan, Milliyetçilikten, feraset ve hamasetlikten dem vururlar. Bunların hepsi Siyasi kurgulardır. Seçim ertesine kadardır. Ondan sonra kaos-kargaşa, vergi ve zamlar dört nala şahlanır. Nerde kaldı Sevgi, Barış suhulet ve hayır-hasenat, ara ki bulasın. --Yurdumuzda bu gün cereyan eden cümle olumsuzlukların temeli, taa 1955 de ikinci Menderes Hükümeti zamanında atılmıştır. Emperyal destekli ve özellikle Haşhaşi Tarikatları Ülkemiz de yuvalanıp, kökleşmiştir. Ecevit Hükümetlerince lağvedilmeye çalışılsa da pek başarılı olunamamıştır. 1980 Evren ihtilali moda sektörüne ket vurmuş ve Tarkatları da yer altına çekmiştir. Daha Sonra Özal Hükümeti marifetiyle Tekelci burjuvazi ve cümle Tarikatlar yeniden şahlanmıştır. Sonuç 15 Temmuz 2016. Arkası yarın...VESSELAM. ------BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN-------
"....Ağaç anlatabilir kendini yağmura, hiç değilse fısıldayabilir-bunu biliyorum. Kuş nasıl tarif edecek; konsa yeryüzünde av, uçsa bir ömür boynunda vebal. Ve kimim ben, düşe kalka dolaşan yorgun ruh, dolaşık gönül, som gurur? Ve kim, beni omzumdan öpüp o siyah yolculuğa çağırır?...."BK
-- Kapitalist Toplumlarda, dostluk, yarenlik, ahbap çavuşluk, yoldaş ve kardeşlik ilişkileri olmaz-olamaz? Bu tür ilişkiler ilkel komünal ve Feodal toplumlar da olur. -- Kapitalist Toplumlar da, genelde Siyasi ve ticari ilişkiler ön plandadır. Devletin hiyerarşik sistemin alt yapısı ve eğitim sistemi Kapitalistlerin istediği doğrultuda şekillenir. Bu gidişata karşı çıkanlar, fitne-fesat nifakçı, terörist ve şer odakları diye damgalanır. Hatta zaman-zaman aba altından sopa gösterilir. Yetmedi bir de bir suç yamasıyla hapse konulur.....VESSELAM.
a kateter ve b kateder noktalarının birleşimi hipotez. Hipotezin bir üst aşaması ise doktirin. Sentez ve anti sentezin birleşimi argüman. Argümanın bir üst aşaması ise tez... Yani, içeriksiz bir iç nihilizmi hiççiliği çağrıştırmıyormu?
Bir şey-e inanma ile, tanımlama ile, anlatma ile veya açıklama ile o' şeyin kendi içindeki öznesi ile, mefhumu ile, vasfı ile, işlevi ile, funksiyonu ile o' şeyin kendisinin aynısı orjinali değildir.
Evrensel bazda bir hususun gerçek olarak ele alınması, metodun, yöntemin, vâkanın, tarifin, tasvirin, tasavvurun, durumun herkes tarafından kabul edilmesimidir?
İş yoruma, şerhe, menfiyete, görüş ayrılığına düşünce herkesin gerçekleri biri biriyle örtüşmeye bilir ve bu bağlamda görüş ayrılıklarından kaynaklanan perspektifler meydana gelir. Gerçeklerin bir biriyle örtüşmemesi görüş açıları bakımından diplomasi ve siyaseti öne çıkarır, çünkü hem kolektif bakış açısına göre hemde ferdi bakış açısına göre gerçeği yorumlama veya algılama bireysel bazda ve kolektif bazda her ferdin görüş açıları bakımından bir biriyle örtüşmeye bilir. Öyle ise, bahsi mevzuda bulunulduğu gibi pekî bu durum neyi meydana getirir? Aslında bireysel bakımdan insanın kendisine yönelik siyaseti maskesidir, politikası ise edinmiş olduğu kimliğin içerisinde maksat ve gayelerine yönelik arayıpda bulamadıklarıdır, kendi kimliğinden yoksun arayıpda bulma çabası ise onun adıda demagojiden başkası değildir...
Genel itibariyle, politikanın kendisi sunni idiolojik problemler üretip çözümü kendinde görüp çözüm üretiyormuş gibi maskeleniyorsa, Nihilizmin hiçciliğin problemi olan hiçlikten var olma inkarını doğurur. Bu olgu ise, din üzerinden politika yapma değilde, genelde "dinin politikadaki yeri" nedir tartışmasını beraberinde getirir. Sekuler nitelikteki siyasal akımlar idiolojik açıdan kendilerini geliştiremezler. Nitekim pragmatiği ekseriyette edinmiş olunan referansı kutsileştirme gibidir, referansın kendisinin kutsileştirilme çabasından ötürü gidemez. Velhasıl kutsiyeti sağlayan inanç sistemi olan dindedir.
Politika ve siyasetin çerçevesi sunni gündem üretip idiolojik çekişmeler oluşturup kutuplaştırma çabası olmamalıdır, toplumun ve bireyin kısa vâdeli, orta vâdeli ve uzun vâdeli oluşa gelen problemlerine gerçekci yasal çerçeveler dahilinde çözümler üretme olmalıdır.
"Peygamber futbol oynamışsa, futbolun kurallarını ne hakem nede futbol federasyonu tayin etmiştir."
"Var olduğumuz bir tek dünyada, herkesin ayrı ayrı kendi dünyalarında bulunan perspektifler ve gerçekler aynı mı?"
******KURAN EVRENSEL VE KUTSAL BİR KİTAPTIR****** ---Kuran, bütün Evrenin tercüm-i ezeliyesidir. Hz. Muhammed Yüce Yaratanın Yer yüzünde ki tek ve son rehberidir... ---Kuran, bütün Tarikat ve asitane dergâhlarını reddeder. İslamiyet te ilk ayrışmayı Mezhepler başlatmıştır. Tarikatlar DİNİ siyasallaştırp kendi nefsi amellerine alet etmişlerdir. İslam Dini son ve evrensel bir Dindir. Bütün Kâinatı kapsar. Sevgi, barış ihlas ve hayır hasenat öğütler. Özellikle Haşhaşi Tarikatları İslamiyet gölgesi altında DİNİ bir siyasi malzeme ve zaman-zaman zülfikâr kılıç olarak kullanmaktadırlar. 15 Temmuz 2016 da olduğu gibi?? ---Cümle Tarikatlar, hiç bir zaman Kuran ve Din konusunda hemfikir olamamışlardır. Her biri, bir diğerinin kuyusunu kazmışlardır. Bu Tarikatlar kervanın Maddeyi çekiştirp ve en çok maddeci onlar olmuşlardır. Cümle Tarikatların Mali durumları araştırılsa bunların Materyalistlerden daha çok materyalist oldukları görülecektir. ---Tarikatlar Akvamı, her zaman ve her yerde kaos ve kargaşadan beslenir. Bunlar pusulu havayı çok severler. Devlet'in kurum ve kuruluşların orta direklerini kemirirler. Şıkıştıkları zaman arkaya bakmadan tabanı yağlarlar. Bunların en büyük hamileri Amerika'dır. Emir ve nasihatlarını oradan alılar. Orta Doğuda ki Dinci terör örgütleri Bizde ki Tarikatlarla iç-içedir. Bu Tarikat dergâhları her türlü bilimsel faaliyete karşıdırlar. Müspet Fen-bilimin, Tarikat sempatizanlarının uyanmasını ve gerçeği görmesini sağla- yacağından çok tedirgin olurlar. O yüzden bilim ve teknolojinin hep gavur icadı olduğunu kürsülerden fetva verirler. Muasır-çağdaş medeniyeti baş düşmanları olarak görürler. ---Avrupa Devletleri, Mustafa Kemallere yenilince çok paniklediler. Ülkemizde ki bütün şer amellerini gerçekleştirmek için, 1955 yılında harekete geçip yurdumuzda Tarikatları yuvalandırıp köklendirdiler. Menderes Hükümeti de bu illegal oluşuma göz yummuştur. Hatta Genel seçimlerde siyasi bir malzeme olarak ta kullanmıştır....VESSELAM. --------OZAN ÇAKIOĞLU------
Allahım Ahiretine kavuştur
Hayatını vazgeçtiklerin belirler. Bu yüzden bir karar alırken neyi seçtiğinden ziyade, nelerden vazgeçtiğini iyi sorgula.
Pia Mater Serkan Karaismailoğlu
Bir Alışveriş mağazasında insanın hoşuna giden binlerce şey olsa insan kaç tanesini alabilir insan en önemli sınavlardan öss den sonra kaçtane sevdiği meslek olsada en fazla kaçını tercih edebilir hayat kimi zaman bir alışveriş kimi zamanda zorlu bir sınav değilmidir yaşadığımız yaşam şekli tercihlerimizi belirler insanın isteklerini vazgeçtiklerini ancak yaşam şekli belirler kişi nasıl bir yaşam istiyorsa tercihini yaparkende seçeneklerini o yönde belirler o yüzden insan ilk önce kendine nasıl yaşamak isterim sorusunu sormalı ne istediğini iyi bilmelidir ne istediğini bilmeyen insan yorulur tökezler
Ne istediğimizi bilmek için önce karakterimizi oluşturmalıyız karakter binasını sağlam oluşturmalıyız geçici olanı değil kalıcı olanı istemeliyiz ve heybemize doldurduklarımız yükte değil kalitede bir ağırlık taşımalı ki heybe çökmesin seçiminiz hayatınızı kolay etsin
demir almak günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar limandan
gidenin her biri memnun ki yerinden
çok seneler geçti; dönen yok seferinden
Yahya Kemal Beyatlı
Evet dünya denilen bir limandayız birazdan son vapurda gelecek bizi ötelere taşıyacak yalnız geminin yükü sınırlı o halde geminin yükünü hafifleştirin hepimiz doğum ile başlayıp ölüm ile noktalanan bir yolun yolcusuyuz ötelerin ötesine doğru bir seferimiz var o halde sefer çantasını doldurun yola çıkıyoruz hepimiz dünya denilen imtihan meydana bu sefer için topladık bu hayat bir alışveriş yeri her alınan Rabbimize karşı bir sorumluluk taşır Rabbimiz ise bizden emanetlerine sahip çıkıp güzel ve temiz ameller isterki onun yanına varınca ilk günkü gibi tertemiz olsun evet ahirete giden geminin yükünü hafifleştirin gemi denizde kayalara çarpıp parçalanmasın işlenen haramlar kötü ameller denizi kirletir o halde heybenize sadece helal temiz güzel olan ne varsa onu doldurun
İbrahim bir yıldız Ay'ı Güneş'i görünce: "Rabb'im budur, bu hepsinden büyük." dedi. O da batınca dedi ki: "Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım Ben yüzümü gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim dedi
En'am suresi
Allahım işittik ve iman ettik bu dünyada verilen her şey ay ve güneş gibi bir anda parlar söner biz insanlar da bir anda sönüp son bulacağız o halde senden kalıcılık geçicilik değil sonsuz bir istirahat ve keyif lezzet veren bir mekân isterim işte bu mekân senin sonsuz ödül ve ceza yerin olan Ahiret hayatın ve kendi katındır şu geçici dünya yerin senin imtihan alanındır Allahım senden temiz ve helâl olanı isterim bize temiz ve helâl olanın aşkını sevdasını ver Şu dünyada biz kulların dünya nimetleri ile aldanmayalım senin verdiklerin ile gözümüz doysun kanaat eden elbet ferah ve huzur bulur sen bizim yapı harcımızı kanaat ile şekillendir ki aza milyon şükür diyip doymasını bilelim sen bizim çantamızı güzellik ile doldurki yanına güzel varalım
Dürüstlük Onurdur, satın alınmaz
Haşhaşi Sülbünde, asla bulunmaz
Aymaza-yobaza, adres sorulmaz
Hilebazlar sarmış, dört yanımızı,
Çalıyorlar Taş-Toprak malımızı...
----OZAN ÇAKIROĞLU-----
. Çok fazlalar .
Beşinci Baskı !!!
Asırlardır İslam'ın yolunda şaşmadan yürüyen toplumumuzun, Kur'an-ı Kerim varken, üçüncü kişilerin işgüzar rehberliğine(!) HİÇ ama HİÇ ihtiyacı yoktur. Hele copy-past'larla yapılan yalan/yanlış mesajlara ASLA!
Zaten gerçek Müslüman'ların bu tür göz boyamalara rağbet etmediği ve etmeyeceği de asırlardır kanıtlanmıştır.
Bunun dışında, bu site bir edebiyat sitesidir; cami veya kuran kursu değil...
Bu nedenle, ne idüğü belirsiz kişilerin Dinimizle oynamaktan, O'nu kullanmaktan, O'nu kullanarak kendilerine paye verme/çıkar sağlama boş hevesinden vazgeçmelerini, dini konularda yorum/görüş belirtme görevini gerçek din bilginlerine bırakmalarını tavsiye ediyor ve son sözü, Mustafa Kemal Paşa'ya veriyorum.
“Efendiler!
Türkiye Cumhuriyeti -iyi biliniz ki- şeyhler, dervişler, müritler, türbeler memleketi olamaz. En doğru yol gösterici, uygarlıktır." (Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos 1925)
Yalnızlığım Hoşgeldin
Ayrılık bilemem ne zaman gelir
sen bir okul defteri getir bana
çünkü sadece yazmak tesellidir
çektiğimiz acıya bu dünyada.
Ahmet Oktay
Kendiyle vakit geçirmeyi bilen insan hiç bir zaman yalnız değildir bazen bir defter ve kalem insanın en iyi dostu olur kendi kendisiyle konuşmasını bilen insan hiç bir zaman yalnız kalmaz çünkü insan en başta kendi kendisinin dostudur insanın sevdiği işlen meşgul olmasına biz hobi adını veriyoruz hobilerimiz olmasa sevdiğimiz bir işle meşgul olmasa idik en umarsız en zor anımızda çıkış yolunu nasıl bulurduk ki işte hobiler insanın kendi kendiyle meşgul olması yalnızlık anında kendiyle vakit geçirmesi demektir kendi kendine konuşmak ise büyük bir sanattır bestekarlar şarkıcılar ve yazarlar en önemli eserlerini yalnızlık anlarında vermişlerdir beyaz bir kağıdın bir kalemin varsa gönlünden geçenleri mürekkep niyeti ile kağıda akatabilirsin bunu yapan insan belkide o geçmeyen donmuş vakitte
En güzel dosta kavuşacaktır
Yalnızlığım hoşgeldin belkide seninle ikimiz zamanı en güzel şekilde sürdürerek yeni bir dosta kavuşacağız ne iyi ettin de geldi çünkü beni senden daha iyi kim dinleyebilir ever her insan biraz yalnızdır ve her insan sürekli insanlarla birlikte olamaz hepimiz tek başımızayız ve bizi en çok motive edecek olan kendi kendine konuşmak isteğimizdir işte en sevdiğim vakit yalnızlık saatim geldi önümde bir beyaz kağıt elimde bir kalem duygularımı hayal kırıklıklarını defterime not edeceğim bir beyaz kağıt demeyin defter ve kalem önünde nice devletler kurulup battı insanlar en büyük şaheserlerini kendi kendileri başbaşa kalınca tüm hayalkırıklık anınızda sizde kendi kendinize başbaşa kalın sokaklarda tek başına dolaşın yeise yılgınlığa bezginliğe düşmeyin kendi kendinizi ilacı şifası doktoru olun en umutsuz anınızda iyileştirici sözler söyleyin kendi kendinizi tedavi edin evet belkide her insanın insanlardan ayrı kalıp yenilenmeye ihtiyacı var sizin halinizi sizden iyi kim dinlesin o halde umutsuzluk yok yüksek seslen şarkı söylemek var çiçekleri sulamak var denize taş sektirmek var şükür yalnızım
Evet çok şükür iyiki elhamdüllilah yalnızım ama zannetmeyin ki yanımda kimsem yok
Yanımda beni benden iyi duyan en iyi dost ve yarenim bana şah damarımdan yakın olan bir ve tek olanım Allah var hamd ve şükür ona olsun ben her gün içimdekileri gönül sayfama döküp Allahıma döküyorum çünkü o beni elbette benden iyi bilir verdiklerinde 1000 vermediğinde milyon hayır ihsan mükâfat vardır kuldan bıktık kuldan kaçtık her şeyin Malik ve sultanına sığındık çok şükür dedik nefes alıyor nefes verene secde ettik yalnızım demeyin sahibinizi incitirsinizki en umarsız en çıkarsız en darlık ve zorluk anınızda sizi duyan işiten koruyan şahdamarımızdan yakın bir Rabbimiz var o halde sevinin dilinizi kalem gönlünüzü bembeyaz bir sayfa edin derdinizi Rabbinizi dökün o sizi Duyup size en güzel ve hayrı helal temiz olanı verecek olandır Rabbimiz bizi dinliyor işitiyor peki biz verdiklerinden ibret alıp şükür edip ders alıyormuyuz o dert anımızda en iyiyi öğütleri verendi işte bize çıkış yolu olarak nice peygamberler gönderdide biz kullar onun emirlerine sünnet ve ayetlerine uygun bir hayat yaşayabildikmi
Yalnızlığım Hoşgeldin
Ayrılık bilemem ne zaman gelir
sen bir okul defteri getir bana
çünkü sadece yazmak tesellidir
çektiğimiz acıya bu dünyada.
Ahmet Oktay
Kendiyle vakit geçirmeyi bilen insan hiç bir zaman yalnız değildir bazen bir defter ve kalem insanın en iyi dostu olur kendi kendisiyle konuşmasını bilen insan hiç bir zaman yalnız kalmaz çünkü insan en başta kendi kendisinin dostudur insanın sevdiği işlen meşgul olmasına biz hobi adını veriyoruz hobilerimiz olmasa sevdiğimiz bir işle meşgul olmasa idik en umarsız en zor anımızda çıkış yolunu nasıl bulurduk ki işte hobiler insanın kendi kendiyle meşgul olması yalnızlık anında kendiyle vakit geçirmesi demektir kendi kendine konuşmak ise büyük bir sanattır bestekarlar şarkıcılar ve yazarlar en önemli eserlerini yalnızlık anlarında vermişlerdir beyaz bir kağıdın bir kalemin varsa gönlünden geçenleri mürekkep niyeti ile kağıda akatabilirsin bunu yapan insan belkide o geçmeyen donmuş vakitte
En güzel dosta kavuşacaktır
Yalnızlığım hoşgeldin belkide seninle ikimiz zamanı en güzel şekilde sürdürerek yeni bir dosta kavuşacağız ne iyi ettin de geldi çünkü beni senden daha iyi kim dinleyebilir ever her insan biraz yalnızdır ve her insan sürekli insanlarla birlikte olamaz hepimiz tek başımızayız ve bizi en çok motive edecek olan kendi kendine konuşmak isteğimizdir işte en sevdiğim vakit yalnızlık saatim geldi önümde bir beyaz kağıt elimde bir kalem duygularımı hayal kırıklıklarını defterime not edeceğim bir beyaz kağıt demeyin defter ve kalem önünde nice devletler kurulup battı insanlar en büyük şaheserlerini kendi kendileri başbaşa kalınca tüm hayalkırıklık anınızda sizde kendi kendinize başbaşa kalın sokaklarda tek başına dolaşın yeise yılgınlığa bezginliğe düşmeyin kendi kendinizi ilacı şifası doktoru olun en umutsuz anınızda iyileştirici sözler söyleyin kendi kendinizi tedavi edin evet belkide her insanın insanlardan ayrı kalıp yenilenmeye ihtiyacı var sizin halinizi sizden iyi kim dinlesin o halde umutsuzluk yok yüksek seslen şarkı söylemek var çiçekleri sulamak var denize taş sektirmek var şükür yalnızım
Evet çok şükür iyiki elhamdüllilah yalnızım ama zannetmeyin ki yanımda kimsem yok
Yanımda beni benden iyi duyan en iyi dost ve yarenim bana şah damarımdan yakın olan bir ve tek olanım Allah var hamd ve şükür ona olsun ben her gün içimdekileri gönül sayfama döküp Allahıma döküyorum çünkü o beni elbette benden iyi bilir verdiklerinde 1000 vermediğinde milyon hayır ihsan mükâfat vardır kuldan bıktık kuldan kaçtık her şeyin Malik ve sultanına sığındık çok şükür dedik nefes alıyor nefes verene secde ettik yalnızım demeyin sahibinizi incitirsinizki en umarsız en çıkarsız en darlık ve zorluk anınızda sizi duyan işiten koruyan şahdamarımızdan yakın bir Rabbimiz var o halde sevinin dilinizi kalem gönlünüzü bembeyaz bir sayfa edin derdinizi Rabbinizi dökün o sizi Duyup size en güzel ve hayrı helal temiz olanı verecek olandır Rabbimiz bizi dinliyor işitiyor peki biz verdiklerinden ibret alıp şükür edip ders alıyormuyuz o dert anımızda en iyiyi öğütleri verendi işte bize çıkış yolu olarak nice peygamberler gönderdide biz kullar onun emirlerine sünnet ve ayetlerine uygun bir hayat yaşayabildikmi
Yalnızlığım Hoşgeldin
Ayrılık bilemem ne zaman gelir
sen bir okul defteri getir bana
çünkü sadece yazmak tesellidir
çektiğimiz acıya bu dünyada.
Ahmet Oktay
Kendiyle vakit geçirmeyi bilen insan hiç bir zaman yalnız değildir bazen bir defter ve kalem insanın en iyi dostu olur kendi kendisiyle konuşmasını bilen insan hiç bir zaman yalnız kalmaz çünkü insan en başta kendi kendisinin dostudur insanın sevdiği işlen meşgul olmasına biz hobi adını veriyoruz hobilerimiz olmasa sevdiğimiz bir işle meşgul olmasa idik en umarsız en zor anımızda çıkış yolunu nasıl bulurduk ki işte hobiler insanın kendi kendiyle meşgul olması yalnızlık anında kendiyle vakit geçirmesi demektir kendi kendine konuşmak ise büyük bir sanattır bestekarlar şarkıcılar ve yazarlar en önemli eserlerini yalnızlık anlarında vermişlerdir beyaz bir kağıdın bir kalemin varsa gönlünden geçenleri mürekkep niyeti ile kağıda akatabilirsin bunu yapan insan belkide o geçmeyen donmuş vakitte
En güzel dosta kavuşacaktır
Yalnızlığım hoşgeldin belkide seninle ikimiz zamanı en güzel şekilde sürdürerek yeni bir dosta kavuşacağız ne iyi ettin de geldi çünkü beni senden daha iyi kim dinleyebilir ever her insan biraz yalnızdır ve her insan sürekli insanlarla birlikte olamaz hepimiz tek başımızayız ve bizi en çok motive edecek olan kendi kendine konuşmak isteğimizdir işte en sevdiğim vakit yalnızlık saatim geldi önümde bir beyaz kağıt elimde bir kalem duygularımı hayal kırıklıklarını defterime not edeceğim bir beyaz kağıt demeyin defter ve kalem önünde nice devletler kurulup battı insanlar en büyük şaheserlerini kendi kendileri başbaşa kalınca tüm hayalkırıklık anınızda sizde kendi kendinize başbaşa kalın sokaklarda tek başına dolaşın yeise yılgınlığa bezginliğe düşmeyin kendi kendinizi ilacı şifası doktoru olun en umutsuz anınızda iyileştirici sözler söyleyin kendi kendinizi tedavi edin evet belkide her insanın insanlardan ayrı kalıp yenilenmeye ihtiyacı var sizin halinizi sizden iyi kim dinlesin o halde umutsuzluk yok yüksek seslen şarkı söylemek var çiçekleri sulamak var denize taş sektirmek var şükür yalnızım
Evet çok şükür iyiki elhamdüllilah yalnızım ama zannetmeyin ki yanımda kimsem yok
Yanımda beni benden iyi duyan en iyi dost ve yarenim bana şah damarımdan yakın olan bir ve tek olanım Allah var hamd ve şükür ona olsun ben her gün içimdekileri gönül sayfama döküp Allahıma döküyorum çünkü o beni elbette benden iyi bilir verdiklerinde 1000 vermediğinde milyon hayır ihsan mükâfat vardır kuldan bıktık kuldan kaçtık her şeyin Malik ve sultanına sığındık çok şükür dedik nefes alıyor nefes verene secde ettik yalnızım demeyin sahibinizi incitirsinizki en umarsız en çıkarsız en darlık ve zorluk anınızda sizi duyan işiten koruyan şahdamarımızdan yakın bir Rabbimiz var o halde sevinin dilinizi kalem gönlünüzü bembeyaz bir sayfa edin derdinizi Rabbinizi dökün o sizi Duyup size en güzel ve hayrı helal temiz olanı verecek olandır Rabbimiz bizi dinliyor işitiyor peki biz verdiklerinden ibret alıp şükür edip ders alıyormuyuz o dert anımızda en iyiyi öğütleri verendi işte bize çıkış yolu olarak nice peygamberler gönderdide biz kullar onun emirlerine sünnet ve ayetlerine uygun bir hayat yaşayabildikmi
Yalnızlığım hoşgeldin
İnsan gözünü kapatır görmez
Kulağını kapatır işitmez
Bu devran böyle gelmiş böyle yürür
Üstte itler ürür Altta fakirimin beli bükülür
Asla dünyada artık güzel bir şey kalmadı demeyin bir ağacın biçiminde bir ağacın titreyişinde sizi hayran bırakacak bir şeyler kesinlikle vardır
Bütün Dünya
Kaşların benzettim aynı kaleme
Senin gibi bir güzel gelmedi şu aleme
Seni bana yazmış şükür olsun Rabbime
Ahirette de kavuştur Rabbim sevdiklerime
Günlerdir CHP içindeki karışıklık tartışılıyor
ve karışıklığın faili/failleri aranıyor.
Uzaklarda aramanıza gerek yok...
Mustafa Kemal Atatürk'ün devlet kurmuş koca partisini dibe çöktüren, Türk siyasi tarihinin en beceriksizi/en acizi/en şapşik'i ve tam burnunuzun dibindeki "bay Kemal"den daha sinsi karıştırıcı mı var ki uzaklarda arıyorsunuz?!
Batasın dünya yıkılasın dünya
Eyvah boyun büktü bizim fukara
Allah mal mülk vermiş davara
O da Garibin binmiş sırtına
Ay Denizde bir portakal
Hoşça bak hoşça kal
İki gözüm hep güzel kal
Ne olursun bana hep dost kal
Umudun çiçeği Türkiye
Ölmez mi insan seni sevince
Ortak olsun insanlar bir çayın demine
Hele bakın ülkemin şu güzel bereketine
İnsan önce kendini bilmeli
Sonra başkasını eleştirmeli
Nefsini doğrultmayan başkasına eğrisin dememeli
Doğruluktur insanın temeli
Ne gelirsen başa hep kin ve nefretten
Bıktık artık insanın zulm ve şerrinden
Zulmedenler kurtululamaz o ateşten
Ben bu kadar anlarım bu işten
***** GÜLERMİSİN AĞLARMISIN *****
Dün Mahalle Parkında gezinirken, Lise son sınıfta okuyan 3-5 öğrenciyle hasbihal olduk.
Bir ara dedim ki, sahi Ülkemizin Başbakan'ı kimdir. Birisi Sayın Tayyip Erdoğan, kimisi
Süleyman Soylu, kimisi Devlet Bahçeli, Kimisi Abdullah Gül ve kimisi de Binali Yıldırım'dır
dediler. Hatta Merhum Bülent Ecevit-i diyenlerde oldu.
---Bir bakar mısınız? Ze kuşağının eğitim seviyelerine. Eskiden Öğretmen Liselerinden mezun
olanlar doğrudan Öğretmen olarak atanırlardı. Bizim devran-ı, ilk okullar da onlar okuttu. Çokta
iyi okuttular....Ülkemiz de Teknoloji ilerledikçe ve dijital alet-edevatlar artınca müfredat çöküyor.
Özellikle Orta dereceli okullar da kuralsızlık, duyarsızlık, disiplinsizlik ve aymazlık hürra gidiyor.
Öğretmenler okula spor kıyafetiyle geliyorlar. Simit yaka tişort, dar paça pantolon ve suratlar
sakallı derslere giriyorlar. Kim öğretmen, kim öğrenci belli değil.
--Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK bu kutlu Cumhuriyetimizi gençlerimize ve gençlerimizi de
ufku geniş, çağdaş Devrimci Öğretmenlerimize emanet etmişti. Onun bu ulvi emanetine böyle mi
sahip çıkılıyor? Atamız kılık-kıyafet ve bunca Devrimleri boşuna mı yaptı?
--GÜLER MİSİN-AĞLAR MISIN--- OZAN ÇAKIROĞLU.
Azab edmek Allah Teâlâ için kolaydır
O ol deyince oldurandır
Her kapıyı açan anahtardır
De Ki yaşarız ölürüz Dönüşümüz Allahadı
"....H e m e n yanıma şöyle g e l o t u r..Yalnızlığı T a n r ı y a bırakalım...."
Zafer, 'zafer benimdir' diyebilenlerindir."
* Mustafa Kemal Paşa
102 yıl önce. bugün, Mustafa Kemal Paşa ve O'nu yalnız bırakmayan bir avuç Onurlu Mücadele Arkadaşı, Ulusumuza öncülük ederek işgalci yunan ordusunu ezip geçti ve Izmir'i özgürlüğüne kavuşturdu.
Sadece yunan ordusu değil, zerre kadar utanmadan "keşke yunan galip gelseydi" diyen/diyebilen onur ve şeref yoksunu fesli fesli kadir mısıroğlu'nun işbirlikçi 'dedeleri' de tarihin çöplüğüne postalandı.
Bu tarihi zaferin ışığında yineliyorum:
Elbette Mustafa Kemal'in Askeriyim!
Ve Elbette Ne Mutlu Türküm Diyene!
**Değerli kardeşim, biz ve bizim gibi Ülkeler yeni ve yarı sömürge Ülkeler olduğundan
dolayı, kendi Toplumunu huzur ve refaha kavuşturacak, insanlar arasında sevgi, barış
uhulet ve suhulet ortamı oluşturacak yetkiye sahip değillerdir. Tekelci burjuvazi ve moda
sektörü aracılığıyla yeni neslimizi ne hale getirdiler. Hangi Ana-Baba evlatlarını düzenin
yanlış gidişatına yem etmek ister. Son teknoloji, kardeşliği, dostluğu, yarenliği, sırdaş ve
yoldaşlığı yok ettiği gibi, Baba-oğul, Ana-Kız ilişkilerini de dumura uğratmıştır.
--Siyasi Arenada, her zaman ve her yerde kardeşlikten, dostluktan, Milliyetçilikten, feraset
ve hamasetlikten dem vururlar. Bunların hepsi Siyasi kurgulardır. Seçim ertesine kadardır.
Ondan sonra kaos-kargaşa, vergi ve zamlar dört nala şahlanır. Nerde kaldı Sevgi, Barış
suhulet ve hayır-hasenat, ara ki bulasın.
--Yurdumuzda bu gün cereyan eden cümle olumsuzlukların temeli, taa 1955 de ikinci
Menderes Hükümeti zamanında atılmıştır. Emperyal destekli ve özellikle Haşhaşi Tarikatları
Ülkemiz de yuvalanıp, kökleşmiştir. Ecevit Hükümetlerince lağvedilmeye çalışılsa da pek
başarılı olunamamıştır. 1980 Evren ihtilali moda sektörüne ket vurmuş ve Tarkatları da
yer altına çekmiştir. Daha Sonra Özal Hükümeti marifetiyle Tekelci burjuvazi ve cümle
Tarikatlar yeniden şahlanmıştır. Sonuç 15 Temmuz 2016. Arkası yarın...VESSELAM.
------BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN-------
"....Ağaç anlatabilir kendini yağmura,
hiç değilse fısıldayabilir-bunu biliyorum.
Kuş nasıl tarif edecek; konsa yeryüzünde av,
uçsa bir ömür boynunda vebal.
Ve kimim ben, düşe kalka dolaşan
yorgun ruh, dolaşık gönül, som gurur?
Ve kim, beni omzumdan öpüp o siyah
yolculuğa çağırır?...."BK
-- Kapitalist Toplumlarda, dostluk, yarenlik, ahbap çavuşluk, yoldaş ve kardeşlik
ilişkileri olmaz-olamaz? Bu tür ilişkiler ilkel komünal ve Feodal toplumlar da olur.
-- Kapitalist Toplumlar da, genelde Siyasi ve ticari ilişkiler ön plandadır. Devletin
hiyerarşik sistemin alt yapısı ve eğitim sistemi Kapitalistlerin istediği doğrultuda
şekillenir. Bu gidişata karşı çıkanlar, fitne-fesat nifakçı, terörist ve şer odakları diye
damgalanır. Hatta zaman-zaman aba altından sopa gösterilir. Yetmedi bir de bir
suç yamasıyla hapse konulur.....VESSELAM.
a kateter ve b kateder noktalarının birleşimi hipotez. Hipotezin bir üst aşaması ise doktirin. Sentez ve anti sentezin birleşimi argüman. Argümanın bir üst aşaması ise tez...
Yani, içeriksiz bir iç nihilizmi hiççiliği çağrıştırmıyormu?
Duyuru: Antoloji, term eklemelerde kategori kısmında neden felsefe yok?
Bir şey-e inanma ile, tanımlama ile, anlatma ile veya açıklama ile o' şeyin kendi içindeki öznesi ile, mefhumu ile, vasfı ile, işlevi ile, funksiyonu ile o' şeyin kendisinin aynısı orjinali değildir.
Evrensel bazda bir hususun gerçek olarak ele alınması, metodun, yöntemin, vâkanın, tarifin, tasvirin, tasavvurun, durumun herkes tarafından kabul edilmesimidir?
İş yoruma, şerhe, menfiyete, görüş ayrılığına düşünce herkesin gerçekleri biri biriyle örtüşmeye bilir ve bu bağlamda görüş ayrılıklarından kaynaklanan perspektifler meydana gelir.
Gerçeklerin bir biriyle örtüşmemesi görüş açıları bakımından diplomasi ve siyaseti öne çıkarır, çünkü hem kolektif bakış açısına göre hemde ferdi bakış açısına göre gerçeği yorumlama veya algılama bireysel bazda ve kolektif bazda her ferdin görüş açıları bakımından bir biriyle örtüşmeye bilir. Öyle ise, bahsi mevzuda bulunulduğu gibi pekî bu durum neyi meydana getirir?
Aslında bireysel bakımdan insanın kendisine yönelik siyaseti maskesidir, politikası ise edinmiş olduğu kimliğin içerisinde maksat ve gayelerine yönelik arayıpda bulamadıklarıdır, kendi kimliğinden yoksun arayıpda bulma çabası ise onun adıda demagojiden başkası değildir...
Genel itibariyle, politikanın kendisi sunni idiolojik problemler üretip çözümü kendinde görüp çözüm üretiyormuş gibi maskeleniyorsa, Nihilizmin hiçciliğin problemi olan hiçlikten var olma inkarını doğurur.
Bu olgu ise, din üzerinden politika yapma değilde, genelde "dinin politikadaki yeri" nedir tartışmasını beraberinde getirir.
Sekuler nitelikteki siyasal akımlar idiolojik açıdan kendilerini geliştiremezler. Nitekim pragmatiği ekseriyette edinmiş olunan referansı kutsileştirme gibidir, referansın kendisinin kutsileştirilme çabasından ötürü gidemez. Velhasıl kutsiyeti sağlayan inanç sistemi olan dindedir.
Politika ve siyasetin çerçevesi sunni gündem üretip idiolojik çekişmeler oluşturup kutuplaştırma çabası olmamalıdır, toplumun ve bireyin kısa vâdeli, orta vâdeli ve uzun vâdeli oluşa gelen problemlerine gerçekci yasal çerçeveler dahilinde çözümler üretme olmalıdır.
"Peygamber futbol oynamışsa, futbolun kurallarını ne hakem nede futbol federasyonu tayin etmiştir."
"Var olduğumuz bir tek dünyada, herkesin ayrı ayrı kendi dünyalarında bulunan perspektifler ve gerçekler aynı mı?"
Ağaçı kesen baltanın sapı ağaçtanya, kurşunu kendi dizine sıkmak gibisi varya.
Dergahta "ayin" term-i hiristiyan-i metodoloji mi islam-i metodoloji mi?
"..a s l ı n d a aynı dergahta a y i n yapabilirizbelki...gerekirse b o l a l k o l l e arınırgelirim...."
******KURAN EVRENSEL VE KUTSAL BİR KİTAPTIR******
---Kuran, bütün Evrenin tercüm-i ezeliyesidir. Hz. Muhammed Yüce Yaratanın
Yer yüzünde ki tek ve son rehberidir...
---Kuran, bütün Tarikat ve asitane dergâhlarını reddeder. İslamiyet te ilk ayrışmayı
Mezhepler başlatmıştır. Tarikatlar DİNİ siyasallaştırp kendi nefsi amellerine alet
etmişlerdir. İslam Dini son ve evrensel bir Dindir. Bütün Kâinatı kapsar. Sevgi, barış
ihlas ve hayır hasenat öğütler. Özellikle Haşhaşi Tarikatları İslamiyet gölgesi altında
DİNİ bir siyasi malzeme ve zaman-zaman zülfikâr kılıç olarak kullanmaktadırlar.
15 Temmuz 2016 da olduğu gibi??
---Cümle Tarikatlar, hiç bir zaman Kuran ve Din konusunda hemfikir olamamışlardır.
Her biri, bir diğerinin kuyusunu kazmışlardır. Bu Tarikatlar kervanın Maddeyi çekiştirp
ve en çok maddeci onlar olmuşlardır. Cümle Tarikatların Mali durumları araştırılsa
bunların Materyalistlerden daha çok materyalist oldukları görülecektir.
---Tarikatlar Akvamı, her zaman ve her yerde kaos ve kargaşadan beslenir. Bunlar
pusulu havayı çok severler. Devlet'in kurum ve kuruluşların orta direklerini kemirirler.
Şıkıştıkları zaman arkaya bakmadan tabanı yağlarlar. Bunların en büyük hamileri
Amerika'dır. Emir ve nasihatlarını oradan alılar. Orta Doğuda ki Dinci terör örgütleri
Bizde ki Tarikatlarla iç-içedir. Bu Tarikat dergâhları her türlü bilimsel faaliyete karşıdırlar.
Müspet Fen-bilimin, Tarikat sempatizanlarının uyanmasını ve gerçeği görmesini sağla-
yacağından çok tedirgin olurlar. O yüzden bilim ve teknolojinin hep gavur icadı olduğunu
kürsülerden fetva verirler. Muasır-çağdaş medeniyeti baş düşmanları olarak görürler.
---Avrupa Devletleri, Mustafa Kemallere yenilince çok paniklediler. Ülkemizde ki bütün
şer amellerini gerçekleştirmek için, 1955 yılında harekete geçip yurdumuzda Tarikatları
yuvalandırıp köklendirdiler. Menderes Hükümeti de bu illegal oluşuma göz yummuştur.
Hatta Genel seçimlerde siyasi bir malzeme olarak ta kullanmıştır....VESSELAM.
--------OZAN ÇAKIOĞLU------