Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Ümraniye Belediyesi Şiir Yarışması

Dinler Arası Diyalog sizce ne demek, Dinler Arası Diyalog size neyi çağrıştırıyor?

Dinler Arası Diyalog terimi Emin Şimşek tarafından tarihinde eklendi

  • Oğuzhan Akgül
    Oğuzhan Akgül

    Dinler arası diyalog diye bir mesele yoktur, olamazda...benim bildiğim tek bir din vardır o da İSLAMdır...eee başka din olmadığına göre dinler arası diyalog diye bir şeyden bahsetmek abes olur...olsa olsa kültürler arası veya ülkeler arası diyalog olur...

  • İngconan Derbarbar
    İngconan Derbarbar

    Bizler sizler ayrılıkları hep kavgaları getirmiştir.Benim dinim haklı seninki yanlış sanki benim babam senin babanı döver gibi tefrikalara yol açmıştır.Görmüyormusunuz dünyada hep savaşlar dinler arasında çıkmıştır.Bizler efendi hazletlerinin dediği gibi amentü içindeki benzerliklerde buluşup elele vermeliyiz. Kardeşliği pekiştirip yanyana gelmeliyiz.Cennet büyük ve hepimizide alır. Hangi dini yaşarsanız yaşayın hepimiz aynı yerde buluşacağız. Önemli olan sen ben kavgası olmasın. Ben senin dinin gibi yaşayayım veya sen benimki gibi ne fark var hiç. Tüm dinler okullarda daha teferruatlı anlatılsın.İsteyen istediği dini seçsin.Dinler bahçesi güller gibi koksun. isteyen hangi çiçeği koklarsa koklasın. Lütfen hepside mis gibi kokmazmı. Yapmayın lütfen sevmekden sarılmaktan ne zarar gelir.Bu sebeble dinler arası diyoloğa, dinler bahçesine ve büyük orta doğu barış projesine önem vermeliyiz. Gözlerinizi kapatıp tüm kalbi duygularınızla ellerinizi bize uzatın. Gözlerinizi açtığınızda ellerinizde kutsal kitabı, ayaklarınızın altında barış dolu kutsal toprakları bulacağınızı vaad ediyoruz.Hepinizi Tanrıya emanet ediyoruz.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    A.B.D'nin radikal İslam'a karşı mecburen başlattığı bir süreç

  • Feyza Kübra Yıldız
    Feyza Kübra Yıldız

    DOST YOLU YAZARINA! ! ! ! !

    KUS BAKMAYIN AMA BIZIM BUYUKLERIMIZDEN KIMSE ISRAILIN BASBAKANI ILE TOKALASMIS DEGIL...
    SIZIN ISLAM AGRLIKLI DEDGNZ PARTI BASKNI YAPTI BUNU...
    NERDE KALDI İSLAM? ? ? ?
    HANI MUSLUMANLARDI...
    GAZZE BU DURUMDAYSA EGER SIZN BASA GETIRDIKLERINIZ KADAR SIZINDE PAYINIZ VAR..
    EGER RAHAT UYKU UYUYABILIYORSANZ SUAN GECELERINIZDE YAZIKLAR OLSN SIZ VE SIZN GIBILERE...
    FAZLA LAFA NE HACET SÖZÜN BİTTĞİ YERDESINZ....

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Haçlı seferleri: hala devam ederken, asla bitmeyecekken,
    Hedefleri İslamın tasfiyesi, Türk'lerin Anadolu'dan sürülmesi iken,Ortadoğuda daha dün köpek İsrailin 350 insanı katletmişken, bu oyunu durup durup oynarken,Uygar batı! seyrederken,
    Katil ABD destek çıkarken,
    DİNLER ARASI DİYALOG NASIL GERÇEKLEŞİR.
    HALA DİYALOG DİYE ABD,AB,İSRAİLİN KAPISINI AŞINDIRAN SÖZDE MÜSLÜMANLARA YAZIKLAR OLSUN,
    YAZIKLAR OLSUN,
    YAZIKLAR OLSUN.

  • Nusret Orhan
    Nusret Orhan

    Haçlı seferleri: hala devam ederken, asla bitmeyecekken,
    Hedefleri İslamın tasfiyesi, Türk'lerin Anadolu'dan sürülmesi iken,Ortadoğuda daha dün köpek İsrailin 350 insanı katletmişken, bu oyunu durup durup oynarken,Uygar batı! seyrederken,
    Katil ABD destek çıkarken,
    DİNLER ARASI DİYALOG NASIL GERÇEKLEŞİR.
    HALA DİYALOG DİYE ABD,AB,İSRAİLİN KAPISINI AŞINDIRAN SÖZDE MÜSLÜMANLARA YAZIKLAR OLSUN,
    YAZIKLAR OLSUN,
    YAZIKLAR OLSUN.

  • Sefa Genç
    Sefa Genç

    'ALLAH KATINDA DİN İSLAMDIR'
    'TEK BİR AYETİ KERİME-İ İNKAR EDEN KAFİRDİR'
    'İMANSIZ VATAN VATANSIZ İMAN MUHAFAZA EDİLEMEZ'

  • Sefa Genç
    Sefa Genç

    ahmet_er76 sakaryadan abi mize selamlar
    allah razı olsun bunlar hep ilahi hüküm duyurana gösterene
    dinler arası diyaloğun bir küfür olduğunu hatem-i veli (k.s) hazretleri
    zaten çok güzel buyur muş allah bizi onun bayrağı altından ayırmasın
    bu arada ben ist deN
    SELAM OLSUN HİDAYETE TABİ OLANLARA

  • Ömer Tan
    Ömer Tan

    Sevgili Peygamberimiz hz. Muhammet S.A.V.dinler arası dialoglamı islamiyeti yaydı islamiyette zaten dialog var sen dinler arası dialogdersen onların batıl inançda olduğunu inkar etmiş olursunonlarda kendi dinlerini hak din olarak görürler
    o zaman diyeceklerki bizim inandığımız sapkınlık deilde dinse başka dine neden ihtiyaç duyalım

  • Zilan
    Zilan

    Müslümanlar olarak biz uzlaşı içerisindeyiz zaten...

    Musa (a.s.) ve İsa (a.s.) ' a peygamber kâbul ederek inanmış, onların getirdiklerini kabullenmeyen kişileri ise ' kâfir ' olarak tanımış olmaktayız..

    Ya peki...? ? ...Hz.Muhammed MUSTAFA (s.a.v.) efendimizi peygamber olarak görmeyip, diyalog'dan dem vuran insanlar ne derece uzlaştırıcı..? ? ?

  • Gökhan Akgün
    Gökhan Akgün

    Ilımlı ve kontrol edilebilir islam yaratma çabaları.
    Uluslararası siyasette bir söz vardır 'en iyi barış şahinlerle yapılır' siz bir toplumda bir konuda tavizi o konuya en duyarlı insanlardan koparırsanız toplumun ortaya çıkabilecek reaksiyonunu daha oluşmadan yokedersiniz.
    Amentü birliğimiz olduğu gibi koskoca bir yalana kadar götürdüler işi.
    (Din tacirlerine dikkat)

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    'Nitekim kalplerinde hastalık olanların 'ne yapalım,başımıza bir felaket gelmesinden korkuyoruz' diyerek o yahudi ve hıristiyanların arasında koşturup durduklarını görürsün.(Onlar) dünyada rezil,ahirette de büyük bir azaba düçar olarak hüsrana uğramışlardır.'

    MAİDE SURESİ 52. AYET

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    'Maalesef bugün müslüman geçinen bir takım kimselerin papanın elini öpüp kilise yaptırdıkları duyulmaktadır.Onlar yahudi ve hıristiyanlardan sayılmakta olup,bu yaptıklarından tövbe edip iman tazelemedikçe müslüman sayılmaları imkansızdır.'

    (Ruhu'l Furkan Tefsiri, Mahmut Ustaosmanoğlu K.S., c.7, s.189)

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    '...ABD'nin yıllar önce yeşil kuşak projesinin eleğinden ve mektebinden geçen bu cemaatler,iki kutuplu dünyanın soğuk savaş yıllarında ABD'nin SSCB işgaline karşı olan tüm politikalarının arkasında yer almışlardı...Bu cemaatler SSCB işgaline karşı direnen Afgan halkının direnişine 'maddi ve manevi' destek vermişler hatta yayın organlarında,mücahidleri yere göğe sığdıramayan haberlere yer vermişlerdi...Özellikle Gülen cemaatinin,baştan aşağı sıkıntı menşeli dergisi SIZINTI'nın 1985-87 yılları arasındaki sayılarında mücahidlere sık sık yer vermiş,onları özlü sözlerle yücelterek ön ve arka kapaklarına taşımışlardı...SSCB'ye karşı direnen mücahidlerin cephesi,bugün ABD'ye karşı yönelince,aynı cemaatin yayın organları başta Zaman gazetesi olmak üzere mücahidleri terörist ilan ettiler...Benzer fraksiyona sahip cemaatlerde aynı tutumu sergilediler...Zira ılımlı İslam patentini aldıkları patronları Washington,yeni düşmanını SSCB'den sonra Müslümanlar olarak tayin etmişti...Fethullah Gülen ve cemaati komprador bir tavırla Filistin ve Irak meselesi karşısında da aynı tavrı sergilemiş,direniş gösteren mücahileri 'bir avuç terörist ve kendini bilmezler' olarak tasvir etmiştir...Yine Beyazıt meydanlarında müslüman bacımın tesettürü için eylem yapan,duyarlı müslüman gençliğe 'sarhoş kılıklılar' diyen aynı adamdır ki bu belleğimizden asla silinmeyecek! F.Gülen,Clinton'un yukarıdaki ifadesinde yerini bulan,hıristiyanların papasına karşın,İslam dünyası için tüm Müslümanları zapt ve teshir altına alma selahiyetine sahip olarak Washingtonca tayin edilmiş,10 yıldır hilafet eğitimi aldığı ABD'den yeni halifeliğinin merkezine ineceği günü beklemekte...Halifeliğinin ilk nüvelerini dinler arası diyalog safsatasıyla başlatan bu adam ilk ziyaretini Papa'ya yaptı...Ahmet Yasin ve Üsame Bin Ladin gibi Müslüman şahsiyetler karşısında yakın dostu Bülent Ece-bit'in Merve Kavakçı'ya olan kuduzluğu misali kin ve öfke kusan bu adam,Papa kafirinin karşısında saygı ve muhabbetten kırılacak kadar hassastı...'

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    Yıl 1987’dir.
    İlker Çınar 17 yaşında Müslüman bir Türk çocuğudur ve bir gazetede gördüğü, “Ücretsiz İncil gönderilir” ilânı ile Türkiye’de faaliyet gösteren misyonerlerin tuzağına düşer; bir müddet sonra da Hıristiyan olur. Yıllar içerisinde Papaz ve Başpapazlık konumuna yükselir. Türkiye’nin her yerinde misyonerlik faaliyetlerinde bulunur, Hıristiyanlığa ettiği hizmeti ile şöhreti Avrupa’ya, İngiltere’ye, Amerika’ya kadar uzanır.
    37 yaşına geldiğinde, yaptıklarından pişman olur; tövbe eder, tekrar İslâm’a döner. Yıllar içerisinde şahit olduğu misyonerlik ihanetlerini, “Ben bir misyonerdim” üst başlığı ile, “Şifre Çözüldü” isimli bir kitapta toplar (Ozan Yayıncılık) . Her Türk evladının bence mutlaka okuması gereken bu kitabın, “Derslerde Bölücü ve Yıkıcı Sözler (s,30) ” ara başlığı altında yer alan, “Misyoner öğretmenlerin sloganları arasında; ‘Türkiye’nin Yeni İsrail halkı olması gerekiyor’ sözleri hep vardır.” Ve, “Hıristiyanlığı kabul eden her kişiye, ‘sen Yeni İsrail halkından oldun’ sözü söylenir (s,31) ” satırlarını okuduğumda, doğrusu pek bir şey anlayamamış; “Misyonerlik faaliyetleri ile İsrail’in bu kadar doğrudan ne ilgisi var? ” diye düşünmeye başlamıştım.
    Elbette Evangelistlerle falan ilgi kuruyordum amma, hakikati konuşmak gerekirse, Türkiye’deki misyonerlerin Hıristiyanlaştırdıkları her Müslüman Türk evladına, “Sen Yeni İsrail Halkından oldun” demelerindeki “hikmetin” doğrusu Vatikan’la ve tabii bir “Vatikan Projesi” olan “Dinlerarası Diyalog” la bir ilgisi olabileceğini hiç aklıma getirmemiştim.
    Biz böylesi bir tuzağın Vatikan’dan ve “Dinlerarası Diyalog” tan rotalandığını nereden bilebilirdik ki.. Bir şeyler sezip şüphelerimizi sizlerle paylaşsak, yazdıklarımızı da, 20 yılını misyonerler içerisinde Hıristiyanlığa hizmet ederek Başpapazlığa kadar yükselmiş İlken Çınar’ın yazdıkları ile desteklesek, ihanet ve fitnelerinin fark edilmesinden rahatsız olan misyonerler ve Türkiye’deki misyonerlik faaliyetlerini karartmayı “Diyalog” un gereği gören kimi akıl ve kalemler, her zaman yaptıklarını yapar, bizi meseleyi abartmak ve komplo teorilerimize eski bir papazdan delil getirmekle itham ederlerdi..
    Amma Allah yapacak, bizi ve tabii eski Başpapaz İlker Çınar’ı, tuttu Vatikan doğruladı. Evet, Bologna Başpiskoposu Kardinal Carlo Caffara’nın 14 Aralık 2006 tarihli Corriere della Sera gazetesinde tam sayfa yer alan demecinde söylediklerini kastediyorum. Bu demecinde 68 yaşındaki Kardinal Carlo Caffara, “Dinlerarası diyalog sadece Yahudilikle mümkündür. İslam ile ancak makuliyet ve eğitim düzlemlerinde görüşebiliriz” dedi ve ardından, “Benim bir Hıristiyan olarak İsrail ile olan bağlarım, diğer dinlerle kurabileceğim ilişkiyle hiçbir suretle kıyaslanamaz” deyiverdi..
    Eski Başpapaz İlker Çınar bahsettiğimiz kitabında Türkiye’de faaliyet gösteren misyonerlerin Aleviler ve Kürtlerle özel olarak ilgilendiklerinin de altını çiziyor ve, “Genellikle Diyarbakır’da bir araya geliyor; her konuda işbirliği yapıyor ve devlet tarafından gelecek engellemelere karşı stratejiler geliştiriyorduk. Bu çalışmalarımız sırasında karşılaşacağımız problemlere çözüm getirebileceğini söyleyen bir de konsolos devreye girmişti. Konsolos eğer bizim karşılaşacağımız bir sorun olursa kendilerine hemen haber verildiği takdirde bize yardımcı olabileceklerini söylüyordu” diyor.
    Peki, kim bu konsolos?
    Bu sorunu cevabını da eski Başpapaz İlker Çınar’ın kitabından öğreniyoruz:
    “- Bu konsolos Adana ABD Başkonsolosuydu.”
    Görüyorsunuz, “Diyalog” diye, bu toprağın çocuğu tek Allah’tan teslise, Kur’an’dan, tahrif edilmiş İncil’e, Hz. Muhammed(s) ’ten, “Allah’ın oğlu” iftirası atılan İsâ’ya çalınıyor. Yetmiyor; ‘sen artık Yeni İsrail vatandaşı oldun’ denilerek, milli kimliğine de sırt çevrilmesi sağlanıyor..
    İşte Vatikan..
    İşte “diyalog”..
    Ve işte “Dost ve Müttefik ABD” konsolosu...

  • Savt-ı Dicle
    Savt-ı Dicle

    Üç kişi bir sohbette konuşuyor.Bunlardan biri Müslüman,biri hristiyan, biri de musevi.Bu üç vatandaş dinler arası diyaloga en kalbi duygularıyla inanırmış! ...
    Derken içeriye bir Budist girer ve bu kalbleri ağ bağlantılı olan üç zâta sorar:'Ben bir Budistim, ama artık semavî dinlerden birini seçmek istiyorum.Lütfen bu konuda bana yardımcı olun.Acaba hangi dini bana tavsiye edersiniz.' der.
    Acaba bu soruya söz konusu üç kişiden hangisi veya hangileri cevap verir.Çıkan cevap sonunda diyaloga müracaat ederler mi? Yoksa bir eleman kazanırız mantığıyla hareket edilip başlarını taşla mı yararlar.....

  • Bilal Büyükılgaz
    Bilal Büyükılgaz

    1.Diyalog sitesindekiler Diyor ki Hristiyanlar Kafir değilmiş.Ama Hz.ALLAH onlara da kafir buyuruyor.Delili ise Maide 72 ayeti 'Andolsun ki Meryemoğlu Mesihtir diyenler gerçekten kafir olmuşlardır.'
    2.Diyalog sitesindekiler Diyor ki Said-i Nursi Hazretleri de hristiyan ve yahudileri hoşgörürmüş.Asla hoşgörmezdi hatta onlara benzemeyin demiştir.Delili: Ecnebilerin tâğutlarıyla ve fünun-u tabiiyeleriyle (tabiat fenleriyle) dalâlete gidenlere ve onları körü körüne taklit edip ittibâ edenlere binler nefrin (lânet) ve teessüfler!

    Ey bu vatan gençleri! Frenkleri (Avrupalıları) taklide çalışmayınız!

    Ãyâ (acaba) Avrupa’nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adâvetten (düşmanlıktan) sonra, hangi akılla onların sefahet (akılsızlık) ve bâtıl efkârlarına (fikirlerine) ittibâ edip emniyet ediyorsunuz? Yok yok! Sefihâne (akılsızca) taklit edenler, ittiba değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip (dahil olup) kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz (yok ediyorsunuz) .

    Âgâh (uyanık) olunuz ki, siz ahlâksızcasına ittiba ettikçe (uydukça) , hamiyet (iman ve İslâm’ı savunma) dâvâsında yalancılık ediyorsunuz. Çünkü şu surette ittibânız, milliyetinize karşı bir istihfattır (küçük görmedir) ve millete bir istihzâdır (alay etmedir) .

    (.......)

    İşte muzır (zararlı) kâfirler ve kâfirlerin yolunda giden sefihler (akılsızlar) , Cenâb-ı Hakk’ın hayvanâtından bir nevi habistirler (pistirler) .” (Lem’alar)
    3.“İyi bilin ki, yaratmak da emretmek de O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın şânı ne yücedir! ” (A’raf: 54) Hüküm onundur.
    Ey inananlar! Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmeyin. Allah’ın aleyhinize apaçık ferman vermesini mi istersiniz? ” (Nisâ: 144)
    “Müminler müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa, Allah ile bir dostluğu kalmaz.” (Âl-i imran: 28)
    “Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin.” (Mümtehine: 1)
    Eğer onlar Allah’a, Peygamber’e ve ona indirilen Kur’an’a inanmış olsalardı, onları dost edinmezlerdi.

    Fakat onların çoğu yoldan çıkmışlardır.” (Mâide: 81)
    “Sen onların dinine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar senden aslâ hoşnut olmazlar.” (Bakara: 120 Kim bu ayetlere ters şey söylerse
    İslam dininden olmadığını bilsin.Hep ayet. Lafla olan cevaplar kabul edilmez.

  • Bilal Büyükılgaz
    Bilal Büyükılgaz

    İbrahim Aleyhisselâm ne yahudi, ne de hıristiyandı. O Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı.

    Asr-ı saâdet’te Medine'deki yahudi ve hıristiyanlar İbrahim Aleyhisselâm'ın dini hakkında münakaşaya tutuşmuşlardı. Her grup en iyi 'İbrahimî Din'in kendi dîni olduğunu iddiâ ediyordu. Durumu Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-e götürdüler. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onların bu iddiâlarını dinledi ve:

    “Hiçbirinizin dini İbrahimî değildir! ” cevâbını verdi.

    Resulullah'ın bu cevabını beğenmeyen yahudi ve hıristiyanların, buna itirâza kalkışıp;

    “Verdiğin bu hükmü kabul etmiyoruz, dînine de inanmıyoruz! ”

    Demeleri üzerine Allah-u Teâlâ:

    “Yoksa onlar Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? ” (Âl-i İmrân: 83)

    Âyet-i kerîme'sini inzâl buyurdu. (Kurtubî, “Ahkâmü'l-Kur’an, c. 3, s. 82.)

    Nitekim Allah-u Teâlâ diğer bir Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurmuştur:

    “İbrahim ne yahudi, ne de hıristiyandı. O Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı, müşriklerden de değildi.” (Âl-i imrân: 67)



    İman Birliği Başka, Akrabalık Başka Şeydir!

    Kureyş’in reisi Ebu Süfyân, Hudeybiye anlaşmasının müddetini uzatmak için Medine-i münevvere’ye gelmişti. Ancak Resulullah Aleyhisselâm'la doğrudan görüşmeye cesaret edemiyordu. Ne yapacağını düşünürken, daha önce iman edip Resulullah Aleyhisselâm'la evlenen kızı Ümmü Habîbe -radiyallâhu anhâ-nın yanına gitti. Ondan Resulullah Aleyhisselâm'la kendisi arasında aracılık yapmasını isteyecekti.

    Ümmü Habîbe -radiyallâhu anhâ- babasını karşıladı, içeriye aldı. Fakat Resulullah Aleyhisselâm'ın oturduğu yere onu oturtmak istemediği için, minderi toplayıp kaldırdı. Bunun farkına varan Ebu Süfyan içerleyerek: “Kızım, minderi mi bana, beni mi mindere lâyık görmedin? ” diye sordu.

    Ümmü Habibe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz: “O Resulullah'a âittir. Sen ise müşriksin, pissin. O mindere oturmaya lâyık değilsin! ” diye cevap verdi. Çünkü bir müslümana göre akrabalık başka şey, iman birliği daha başka şeydi.

    Kızının bu davranışı karşısında Ebu Süfyan: “Vallâhi kızım, bizden ayrılalı sana bir hâl olmuş, sen çok değişmişsin! ” demek zorunda kaldı.



    'Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin.'

    İbn Sîrîn -rahmetullâhi aleyh- Hazretleri'ne evini kilise yapılmak üzere hıristiyanlara satan bir adamın hâli sorulduğunda, soranlara: 'Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin.' Âyet-i kerimesini okuyarak cevap vermişti. (Taberî, “Tefsîr-i Taberî”, c. 4, s. 618)

    İsmâil Hakkı Bursevî -kuddise sırruh- Hazretleri 'Rûhu'l-Beyân Tefsiri”nde bu Âyet-i kerime'yi şöyle tefsir etmiştir:

    'Bil ki nefis, şeytan ve insan vücudunda bulunan diğer şerler, yahudi ve hıristiyanlar gibidir. Nasıl ki yahudi ve hıristiyanlarla dost olmamak, onlardan uzak durmak gerekiyorsa; aynı şekilde nefis ve yarımcılarıyla dostluk da câiz değildir. Çünkü onların arzularına uymak, hem cehennem ateşine, hem de Allah'tan uzaklık ateşine sevkeder. Mü'min kim olursa olsun Allah'ın düşmanlarına düşman olmakla memurdur; yoksa imânı aslâ geçerli olmaz! ”



    Gerçek İman

    Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-ine hitap ederek onun şahsında bütün beşeriyete şu gerçeği ferman buyurmaktadır:

    “Allah’a ve ahiret gününe inanan bir milletin; babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa, Allah’a ve Peygamber’ine muhalefet eden kimselere sevgi beslediklerini göremezsin.” (Mücâdele: 22)

    Gerçek iman budur, bu İslâm dinine göredir.

    Görülüyor ki Âyet-i kerime, iman yakınlığı olmayan akrabalıkları kökünden yıkmış oluyor.

    İslâm tarihinde bunun birçok canlı örnekleri vardır. Şöyle ki:

    Ebu Ubeyde -radiyallahu anh- Bedir savaşında babası Cerrah’ı, Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- dayısı As bin Hişam’ı, Hazret-i Ali -radiyallahu anh- ve Hazret-i Hamza -radiyallahu anh- de yakın akrabalarını katletmişlerdi. Mus’ab -radiyallahu anh- ise Uhud savaşında kardeşi Ubeyd’i öldürmüştü.

    Bu gibi kimselere sevgi göstermek, Allah’a ve ahiret gününe inanmanın gerekleriyle taban tabana zıttır. Zira onlarla dostluk kurmak, küfre sevgi göstermektir. Kim Allah’ı severse, O’nun düşmanlarına düşman olur. Nur ile karanlık bir araya gelmediği gibi; bir kalpte hem Allah sevgisi, hem de O’nun düşmanlarının sevgisi beraber bulunmaz. Küfre muhabbet ile iman bir arada barınmaz. Bir kimseyi sevenin, onun düşmanını sevmesi mümkün değildir. Bu iki şey kalpte birleşmez. Kalpte Allah düşmanlarının sevgisi yerleşince orada iman bulunmaz. Binaenaleyh hiçbir müminin hiçbir halde onlarla dostluk kurmasına cevaz yoktur.



    “İnşâallah Müşriklerle Oturup Kalkmıyorsunuzdur? ”

    Rivâyete göre Hâris bin Muâviye Medine’ye, Hazret-i Ömer -radiyallâhu anh-in yanına geldiğinde aralarında şöyle bir konuşma geçmişti:

    — Şam’da durum nasıl?

    — Allah’a hamdolsun iyi!

    — İnşâallah müşriklerle oturup kalkmıyorsunuzdur?

    — Hayır ey müminlerin emîri!

    — Eğer sizler müşriklerle hemhâl olursanız, bunun neticesinde çok sürmez onlarla berâber yemek de yer, içecek de içersiniz! Onlarla-oturup kalkmadığınız müddetçe bilin ki dâima hayır içinde olursunuz! ” (Kandehlevî, “Hayâtü's-Sahâbe”, c. 3, s. 259.)



    Hakk’a Yönelen Bir Müslüman Kâtip Edinseydin Ya!

    Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- in hilâfeti yıllarında Basra vâlisi Ebu Musa el-Eş'arî -radiyallahu anh- bazı mühim hususları görüşmek üzere Medine-i münevvere'ye gelmişti. Bir ara kayıtların nasıl tutulduğu, işlerin nasıl düzenlendiği mevzu edilirken dedi ki:

    'Yâ Emirel-müminin! Hıristiyan bir kâtibim var, işlerimi kolaylaştırıyor, kayıtları düzenli bir biçimde tutuyor.'

    O anda halifenin rengi birden değişiverdi. Şöyle konuştular:

    - Allah cezanı versin! Hakk'a yönelen bir müslüman kâtip edinseydin ya! Allah'ın şu buyruğunu işitmedin mi?

    ‘Ey inananlar! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin! ’ (Mâide: 51)

    - Onun dini ona, kâtipliği bana.

    - Allah'ın aşağıladığına ikram etme, Allah'ın hor gördüğünü aziz ve şerefli kılma, Allah'ın uzaklaştırdığını yaklaştırma.

    - Ne yapalım! Basra'nın yazı işleri ancak onunla yoluna giriyor.

    - Farzedelim ki hıristiyan kâtip öldü, o zaman ne yapacaksın? ' (Mefâtihü’l-gayb)

    Onlarla hala hoşgörü yapan birlikte ramazan sofralarında oturan diyalogçu münafıkların işini bu ayet ve hadisler bitirir.Cevap verecekseler ayet ve hadisle cevap versinler.Kendi zanlarıyla değil. (18.10.2006 17:30)

  • Korkut Orhan
    Korkut Orhan

    fatih üniversitesi, son dönemlerinde dinler arası diyalog çağrıları ile anılan Fettullah Gülen adına, amerika'daki bir misyonerlik kurumuna iki (2) milyon dolar bağışlamış.(bu gün medyanın flaş haberi)

    din savaşları olmasın derken, vatan topraklarından da olacakmışız gibi bir durum var ortada...vatana millete hayırlı olsun ;)

  • Harun İşlek
    Harun İşlek

    Ne yahudilerin nede hırıstiyanların, bizim dinimize diyalog ile bile olsa, yaklaşacağına ve yakın davranacağına asla ve asla inanamam...

    Öncelikle diyalog kurulmasını istiyorlarsa, İslam dininin özelliklerinin kendi dinlerinde de olması lazım...

    Bozulmamış bir kitap ve din, gerçek öğretiler ve hurafadan uzak bir inanış...

    eee bunlarda kendilerinde olmadığınıa göre, bu diyaloğun getireceği hiç bir getiri yoktur...Papa denen kişi yine bildiğini okur, okududa...

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    'Bir meseleye dikkat çekmek istiyoruz: her şeye sahtesi musallat olduğu gibi,müslüman olmuş Batılılar veya onların İslam'ı takdir etmeleri hususu da,İslami mücadelenin haklılığına dair ve şevk verici bir unsur olmak yerine,bazı pasifist hainler tarafından bizzat İslam aksiyonunu baltalayıcıbir niyetle kullanılıyor.Bu çevreler,kendi güçsüzlüğünü İslam'ın tavrı gibi göstermeye yeltenen kıskanç 'teyze adam' tipleri,İslam'ı mevcut rejim içinde tatlı ticaret metaı olarak değerlendiren mamacılar ve içinde yaşanılan memleket ve idaresi altında bulunan hükümet hangi ölçü ve kanuna bağlıysa İslamiyet'in de onlara baş eğeceğini iddiaya kadar giden çeşitli pis çevrelerdir.Dikkat edilmesi gereken başlıca mesele,bir takım gelişmelere alkış tutma değil,İslam'ı yaşamanın başlıca yönü olan 'Allah ve Resulü'nün hükümlerini hakim kılma' mecburiyetinde olduğumuzdur; yani rejim planına geçmek,bunun için mevcudu yıkmak,müslümanlar için bir İMAN ZORUNULULUĞUDUR! '

  • Fatih Yılmaz
    Fatih Yılmaz

    'Ne diyaloğu be yahu? Diyalog belli başlı bir anlayış kökünde beraber olup da dallarda ayrı olanlar arasında düşünülebilir...Toprakta,kökte,dallarda,meyvede,sulamada,yetiştirmede ayrı ağaçlar arasında tutturulabilecek hangi aşı olabilir? Her birinin ne yediği ve ne ile beslendiği malum,kartalla karga nasıl diyaloğa girebilir? '

    NFK

  • Ahmet Er
    Ahmet Er

    HIRİSTİYAN HAÇLI PAPASI DİNİMİZE,
    PEYGAMBER -sallallahu aleyhi ve sellem- EFENDİMİZ'E DİL UZATTI.
    NECASETİNİ ORTAYA KOYDU, İÇİNDEKİ PİSLİĞİ DIŞARIYA ÇIKARTTI.
    KOKUSU BÜTÜN DÜNYAYA YAYILDI.

    'Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir necis (pislik) tir.'
    (Tevbe: 28)
    'Artık onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardır.'
    (Tevbe: 95)
    'Nihayet murdarı temizden ayıracaktır.'
    (Âl-i imrân: 179)
    'O murdarlığı aklını kullanmayanlara verir.'
    (Yunus: 100)
    'Şüphesiz ki ehl-i kitaptan olsun müşriklerden olsun inkâr edenler cehennem ateşindedirler.
    Orada ebedî kalacaklardır. Onlar yaratıkların en şerlileridirler.'
    (Beyyine: 6)

    GÖRÜYORSUNUZ BUNLAR PİSTİR, NECİSTİR, MURDARDIR.
    ALLAH VE RESUL'ÜNÜN DİNİNİ BIRAKIP
    BUNLARLA HOŞGÖRÜ, DİYALOG KURANLAR,
    BU NECİS MURDAR PİS KÂFİRLERİ VE ONLARIN KÜFRÜNÜ
    HOŞ GÖRÜP ONLARLA İŞBİRLİĞİ YAPANLAR DA
    BU KÜFRE ORTAKTIR.

    'Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin.
    Onlar birbirinin dostudurlar.
    Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır.'
    (Mâide: 51)
    'İnkâr edip de insanları Allah'ın yolundan alıkoyanlara,
    fesat çıkarmaları yüzünden, azap üstüne azap vereceğiz.'
    (Nahl: 88)

    KÜFRÜ HOŞ GÖREN, DİNİNE VE VATANINA İHANET EDEN
    SAHTE KAHRAMANLAR!



    'Hıristiyanlar tarihten gelen haçlı zihniyetini, barbarlığını, kinini, katliam ve işkencelerini günümüzde Irak'ta, Afganistan'da ve daha birçok yerde sürdürürken, Papa'nın bu açıklamaları yeni katliamların, savaşların habercisidir.

    Papa'nın Peygamber'imize hakareti, İslâm'ı akıl dışı din diye ilân etmesi, iftira ve yalanlara hakikati örtmeye çalışması köhne karanlık ortaçağ zihniyetinin tezahürüdür. Bugünün papazları aynı papazlar!

    'Aklını kilisenin kapısında bırak içeri öyle gir.' sözünü kilise amentüsü haline getiren bu papa ve papazlar böylece akıl almaz vicdana sığmaz işlerine karışılmasını, konuşulmasını engellemek isterler.

    1) Üç ilâh olur mu? İnsandan Allah olur mu? Bundan büyük akılsızlık olur mu? Papazları ilâhlaştıran da siz değil misiniz?

    2) Cennet-i âlâ satılır mı? Kimin malını kime satıyorsun? Bundan büyük ahmaklık olur mu?

    3) Yeni doğan çocukların vaftiz edilmeyenlerini cehehneme gönderiyorsunuz. Böyle bağnazlık, böyle vahşilik olur mu?

    4) Yüzyıllardır yaptığınız insanlık dışı katliamları hangi vicdana sığdırdınız? 6 milyon endülüslü müslümanı, Sicilya'yı, Kudüs'ü, Amerikalı yerlileri, Bosnayı nasıl izah edeceksiniz? Bu akıl işi değildir.

    5) Kilisenin gelirlerinin çoğalması için yaptığınız entrikaları, kendi papazlarınız açıklıyor. Her türlü gayr-i meşru işin altından kilise ve papazlar çıkmaktadır.

    Siz din adamı mısınız, mafya mısınız?






    Küfür Tek Millettir:

    Bağnazlığın, vahşetin, kinin, katliamın, işkencenin, soykırımın, engizisyonun, bilim düşmanlığının, medeniyetsizliğin, bilimum insanlık suçlarının, küfrün, hak ve hakikat düşmanlığının temsilcisi; haçlı sürülerinin kışkırtıcısı; faşist Avrupa'nın destekçisi kilisenin bugünkü önderi de tarihin karanlık sayfalarından çıkmış bir ortaçağ fanatiği gibi konuşmaya devam ediyor.

    Hakk Celle ve Alâ Hazretleri bu kâfirlerin İslâm'a düşmanlıklarının tıynetlerinin bir gereği olduğunu Kur'an-ı kerim'de haber veriyor:

    'Şüphesiz ki kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır.' (Nisâ: 101)

    Hıristiyan papası; kâinatın nûru, âlemlerin gurur ve süruru, rahmet ve merhamet peygamberi Muhammed Mustafa -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e alçakça hakaret ve iftiralarda bulunuyor. 'Şerden başka hiçbir şey bırakmamıştır.' diyor. Kendi şerrini ortaya koyuyor.

    'Öfkeleri ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinin gizledikleri ise daha büyüktür.' (Âl-i imrân: 118)

    Hıristiyan Haçlılar'ın, âlemlere rahmet olan Resulullah Aleyhisselâm Efendimiz'e her fırsatta çirkin iftira ve yakıştırmalar yapmaları nasıl bir küfür içinde olduklarının en büyük delilidir.

    'Allah çocuk edindi' diyerek en büyük yalanı uyduran bu kâfirlerden, başka ne beklenebilirdi?

    'Ağızlarından ne büyük söz çıkıyor! Onlar yalnız ve yalnız yalan söylerler.' (Kehf: 5)

    Böyle bir yalan ve hakaret ancak bunun gibi necis bir kâfire yakışırdı.

    Hakk Celle ve Alâ Hazretleri bunların pis olduğunu, necis olduğunu, murdar olduğunu beyan ediyor. Bu da necasetini ortaya koydu. Bütün kokusu dünyaya yayıldı. İçindeki pisliği dışarı çıkarttı.

    'Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir necis (pislik) tir.' (Tevbe: 28)

    'Artık onlardan yüz çevirin. Çünkü onlar murdardır.' (Tevbe: 95)

    'Nihayet murdarı temizden ayıracaktır.' (Âl-i imrân: 179)

    'Allah kime hidayet etmek isterse, onun göğsünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe yükseliyormuş gibi iyice daraltır.

    Allah inanmayanların üzerine işte böyle murdarlık indirir.' (En'âm: 125)

    'De ki: 'Murdarla temiz bir olmaz, murdarın çokluğu hoşuna gitse de bu böyledir.'' (Mâide: 100)

    'O murdarlığı aklını kullanmayanlara verir.' (Yunus: 100)

    'Şüphesiz ki ehl-i kitaptan olsun müşriklerden olsun inkâr edenler cehennem ateşindedirler. Orada ebedî kalacaklardır. Onlar yaratıkların en şerlileridirler.' (Beyyine: 6)

    Bunlar pistir, murdardır, necistir. Bunu Allah-u Teâlâ buyuruyor.

    Bunun sebebi nedir? Hazret-i Allah'ın birliğine iman etmezler, üç ilâh kabul ederler. O'nun son peygamberi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e iman etmezler. Hakaret ve iftira ederler. Dolayısıyla pis ve murdar olmuş oluyorlar.

    Diğer bir Âyet-i kerime'sinde ise şöyle buyurur:

    'Şüphesiz ki Allah katında, yeryüzünde yürüyen canlıların en kötüsü kâfir olanlardır. Artık onlar iman etmezler.' (Enfâl: 55)

    Zira Allah-u Teâlâ'ya şirk koşmuştur.

    Allah-u Teâlâ'nın nuruna hakaret ancak bu necislere yakışırdı. Kendisine yakışanı yaptı. Kendi şerrini ortaya koydu.

    Bu çirkeflerin yaptıkları çirkefliklerinin icabındandır. Yoksa kişi güneşe tükürmekle, güneşe bir zarar vemiş olmaz, tükürüğü ancak kendisine döner.

    Bunlara hiç şaşmayın! İçlerindeki necaseti dışarıya atıyorlar, murdarlıklarını ortaya dökmüşler. Çünkü onlar İslâm'ı küçük düşürmek için böyle yaptılar.

    Allah-u Teâlâ'nın 'Pistir murdardır, necistir.' diye tarif ettiği bu pis adam nura nasıl tecavüz edebilir?

    O ancak içindeki pisliğini dışarıya dökebilir. Döküyor ve rezaletini ortaya koyuyor. Oysa onlar üç ilâh kabul ediyorlar.

    İslâm âleminde müslümanlar bir tek Allah'ı kabul ederler, onlar üç kabul ediyorlar. Adamdan Allah olur mu? Bu en büyük bir sapıklık değil midir? Kalkmış 'Akıl'dan bahsediyor. Bu en büyük akılsızlık değil midir?

    Onlar üç tanrı tanıyorlar. Hangi tanrıdan bahsediyorlar? Bu ayıp değil midir? Oysa İslâm bir tek Allah'tan bahseder.

    'De ki: O Allah bir tektir. Allah Samed'dir. Doğurmamış, doğurulmamıştır.' (İhlâs: 1-3)

    Üç tanrı olur mu? İnsandan ilah olur mu? Bundan büyük aptallık olur mu? Ne kadar da aptallar! Çocuk dahi kafasını çalıştırsa bunu reddeder. Hidayet olmayınca böyle olur. Küfrün durumu budur. İşte kâfir bu kadar aptaldır!

    ''İlâh Meryem oğlu Mesih'tir.' diyenler andolsun ki kâfir olmuşlardır.' (Mâide: 17)

    Bundan daha iğrenç bir inkâr düşünülebilir mi?

    'Onlar O Rahman olan Allah'a çocuk iddia ettiler diye, bu sözden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar dağılıp çökecekti.' (Meryem: 90-91)

    Resulullah Aleyhisselâm bütün insanlığa rahmet olarak gönderilmiş bir peygamber, bugünkü medeniyetin ve uygarlığın temelini atmış eşsiz bir önderdir.

    Allah-u Teâlâ ona yapılan muhalefeti kendisine yapılan muhalefet gibi saymıştır.

    'Allah'a ve Peygamber'e muhalefet edenler, işte onlar en aşağılık kimseler arasındadırlar.' (Mücâdele: 20)

    Binaenaleyh bunlar hem kâfir hem de en aşağılık kimselerdir. Bunu Allah-u Teâlâ buyuruyor.

    Resulullah Aleyhisselâm'a hakareti bunlar siyaset haline getirmiştir. Böylece nurun, imanın yayılmasını engellemeye çalışırlar. Bunlar bu kadar kâfirdir, bağnazdır.

    Bu papazlar kendilerini ilâh yerine koymuştur.

    Nitekim Allah-u Teâlâ bir Âyet-i kerime'sinde şöyle buyuruyor:

    'Onlar Allah'ı bırakıp hahamlarını, rahiplerini rableri olarak kabul ettiler.' (Tevbe: 31)

    Cenneti satarlar. Her türlü günahı para karşılığı affederler.

    Cennet satılır mı? Bu kadar aptallık olur mu? Bir de akıldan bahsediyor. Üstelik bu bir allahlık dâvâsıdır. Cennet Allah-u Teâlâ'ya mahsustur. Onlar ise cenneti satıyorlar. Olur mu? Allahlık davası yapıyorlar. Papa allah kesilmiş, amma halk uyanmıyor.

    Allah-u Teâlâ Kitabullah'ta onların aklını kullanmadıklarını, murdar olduğunu beyan ediyor.

    'O, murdarlığı akıllarını kullanmayanlara verir.' (Yunus: 100)

    Geçtiğimiz ay Almanya'da ana caddelerde büyük afişler vardı. Başlık 'Kiliseden kurtulun.'



    'Kilise'nin Milyonlarca Mağdurları İçin İnisiyatif'adı altında örgütlenerek insanları bilinçlendirmeye çalışan, aralarında eski papazların da olduğu bir grup hıristiyan, paneller düzenleyerek, kitapçıklar basarak halkı kiliseye karşı uyandırmaya çalışıyorlar. Kilisenin milyarlarca dolarlık servetine dikkat çeken araştırmayı hazırlayanlar kiliseden kaydınızı sildirin ve kiliseye yardım etmeyin diyorlar. Ve hazırladıkları kitapçıkta İncil'den alıntılar yapıp, kilisenin icraatlarının İncil'e aykırı olduğunu, en büyük sahtekârların papazlar olduğunu belirtiyorlar ve bunların İsa Aleyhisselâm'ın yolundan gitmediklerini yazıyorlar. İsa Aleyhisselâm'ın ve onu takip eden ilk üç yüzyıldaki hıristiyanların yaşantısı ile bugünkü papazların yaşantısının kesinlikle farklı olduğunu, hatta Hazret-i İsa'nın papaz, papa gibi şeyler bırakmadığını söylüyorlar. 'Tanrıya evet, kiliseye hayır! ' diyorlar. Papazların zina mahsulü çocuk sahibi olduğunu, kilisenin sahte evrak düzenlemek, kara para aklamak, silah ticareti yapmak gibi yollarla büyük gelirler elde ettiğini, medyada parmağı olduğunu yazmaktadırlar. Gerçekten bunlar doğru. Gerçekten bunlar doğru söylüyor.

    Bu kilise dedikleri papazlar; İslâm dininin o devirdeki bölücülerinin devamıdır. Zira İsa Aleyhisselâm İslâm dinini tebliğ etmiştir. Ahir son zamanda gelecek Muhammed Aleyhisselâm'ı müjdelemiştir. Bugünkü İncil'de bile bu müjdeye dair ifadeler vardır.

    Ancak daha sonra gelen din kurucu bölücü papazlar onun tebliğinde olmayan şeyleri dindenmiş gibi göstererek yeni bir din kurmuşlardır. 'Hıristiyan' ismini de bunlara kendileri vermiştir.

    ''Biz Hıristiyanız' diyenlerden de söz almıştık.' (Mâide: 14)

    Bu ilâhi beyanda: 'Hıristiyanlardan' ifadesi yerine: 'Biz hıristiyanız diyenlerden.' ifadesinin kullanılmasının sebebi; bu ismi onların kendi kendilerine verdiklerine işaret etmek içindir.

    Nitekim havarilerin 'Müslüman' olduklarına Âyet-i kerime'de şöyle işaret ediliyor:

    'Havârîlere: 'Bana ve Peygamber'ime iman edin! ' diye vahyetmiştim (ilham etmiştim) . Onlar da: 'İman ettik, bizim müslümanlar olduğumuza şâhit ol! ' demişlerdi.' (Mâide: 111)

    Bu papazların ise bütün maksatları kendi kurdukları dinin, para düzeninin devam etmesidir. Hakikatin ortaya çıkmasını istemezler. Her fırsatta iftira etmekten çekinmezler.

    Bugün nasıl İslâm dininin bölücülerinin en büyük icraatı para toplamaksa bu kiliselerin de en büyük icraatı para toplamaktır. Çok büyük paralara hükmederler. Küresel ekonomide sözü geçecek derecede Karun gibi büyük servetlere sahiptirler.

    Dikkat ederseniz bu murdar kâfirlerin küfrünü hoş gören bugünkü İslâm dininin bölücüleri de en büyük parayı toplarlar. Banka kurarlar.

    'Kalpleri ne kadar da birbirine benzemiş! ' (Bakara: 118)

    Ey müslüman!

    Bu kâfirlerin küfrünün, Resulullah Aleyhisselâm'a yaptıkları iftiraların Allah katında ne kadar büyük bir zulüm olduğunu bil!

    Görüyorsunuz, zira Allah-u Teâlâ bunları en aşağılık kimseler olmakla damgalıyor!

    Bu aşağılık kimselerin küfrünü hoş gösterip, İslâm dini ile bunların küfrünü müsavi göstermeye çalışanlar da apaçık kâfir olmuşlardır.

    'Onlar müminleri bırakıp kâfirleri dost edinirler. Onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Bilsinler ki şeref ve kudret tamamen Allah'a âittir.' (Nisâ: 139)

    'Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır.' (Mâide: 51)

    'Sen onların dinine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar senden aslâ hoşnut olmazlar.' (Bakara: 120)

  • Savt-ı Dicle
    Savt-ı Dicle

    Dinler arası diaylogdan bahsedilemez. Dinler arası diyalog çalışmaları sadece bir fiyaskodan ibarettir.Bir misal verecek olursak:Diyelim ki bütün semavi dinler bir şekilde temel noktalarda anlastı ve diyalog süreci istenir seviyeye geldi.Sonra üç semavi dinin temsilcilerinin birlikte oldugu bir sohbete her şey tamtakır giderken,bir Budist'in içeri girdigini farz edelim.Bu Budist, üç semavi dinden birine geçmek istedigini belirtsin diyeli, o vakit ne olacak diaylog, her kes kendi dinini bir şekilde bütün dinlerin en iyisi olarak tanıtmayacak mı, kim, kime bu Budisti ikram edecek,o zaman en sahih din hangisi olacak,Diyalog tarumar olmayacak mı bana söyler msisniz arkadaşalrım

  • Azra
    Azra

    bu farklı bence...
    diyalog söz konusu değil..zaten bilmezmiyiz bu tarz şeylerin çoğu oyun dahilindendir..yani mevlananın o sözüyle bağdaştırmak pekte mantıklı olmaz gibi..

  • gel her ne olursan ol yine gel ister kafir ister mecusi ister put perest sen yine gel...
    sonra bakarım icabina

    izlenilecek yol budur.... :)

  • Azra
    Azra

    mümkün değildir..çünkü tahrif olmayan tek din olduğu için dinler söz konusu değildir..

  • bence şart diyalog kurmadan nasıl olacak bu iş ? yani tebliğ? mail lemi sınırlı kalsın ? ? ?

  • Suna Sarılale
    Suna Sarılale

    ilk bakışta kulağa hoş geliyor tabee ;)

    amaaa,

    'büyük balık, küçük balığı yutar ' deyimi, kıllanmamıza neden oluyor ;)

    ince hesaplar olduğu gün gibi aşikâr...

    bknz...bazı değerli (!) şahsiyetlerin 'siyonist' diye tanımladıkları ülkelerde baş tacı edilmesi....

  • Fatih Karakaş
    Fatih Karakaş

    Haydar başçılar şiddetle karşı çıkıyor bu konuya.ve vatikanın gizli oyunu projesi diyorlar.Aklıma bişey takıldı madem bu vatikanın planıydı.Vatikanın en merkezinde bulunan papa tamda diyalog olayı böle güzel giderken neden bu işi bozdu böle açıklama yaparmıydı.Papanın açıklamalarından sonra bunun vatikanın bir oyunu falan olmadığı kanaatine vardım.