o gün bir kanlı şafak gökten üflenen ateş birden dağın sırtında atlılar belirecek atlılar put şehrine gediklerden girecek bir şehir ki orada insan ayak üstü leş
yalnız iman ve fikir ne sevgili ne kardeş bir akıl gelecekki akıllar delircek ve bir devrim evvela devrimi devirecek her şey birbiine denk her şey birbirine eş
fertle toplum arası kalkacak artık güreş herkes tek tek sırtına toplumu bindirecek gökler iki şakolmuş haberi bildirecek müjdeler olsun size doğdu batmayan güneş
ben artık ne şairim ne fıkra muharriri sadece beyni zonk zonk sızlayanlardan biri bakmayın tozduğuma meşhur babıalide bulmuşum rahatımı bende bir tesellide fikrin ne fahişesi oldum ne zamparası bir vicdanın bilemem kaçtır hava parası evet kafam çatlıyor guya ulvi hastalık bendedir duymadığı dertlerle kalabalık büyük meydana düştüm uçtu fildişi kulem milyonlarca ayağın altınd akaldı kellem üstün çile dev gibi gelip çattı birden tos sen cüce sanatkarlık sana büsbütün paydos caemiyet ah cemiyet yok edilen ruhiyle ve cemiyet cemiyet yok eden guruhiyle çok var ki bu hınç bende fikirdir fikirse hınç genç adam al silahı iman tılsımlı kılınç işte bütün meselem her meselenin başı ben bir genç arıyorum gençlikle köprü başı tırnağı en yırtıcı hayvanın pençesinden daha keskin eliyle başını ensesindn ayırıp o genç adam uzansa yatağına yerleştirse başını iki diz kapağına soruverse ben neyim ve bu hal neyin nesi yetiş,yetiş hey sonsuz varlık muhasebesi dışımd abir dünya var zıpzıp gibi küçülen içimde homurtular inanma diye gülen inanmıyorum ban öğretilen tarihe sebep ne mezardans abu hayatı tercihe üç katlı ahşap evin her katı ayrı alem üst kat elinde tesbih ağlıyor babaannem orta kat mavs oynayan annem ve aşıkları alt kat kızkardeşimin tamtam da çığlıkları bir kurtlu peynir gibi ortasından kestiğim buyrun ve maktaından seyredin işte evim bu ne hazin ağaçtır bütün ufkumu tutmuş kökü iffet dalalrı taklit meyvesi fuhuş rahmind ecemiyetin ben doğum sancısıyım mukaddes emanetin dönmez davacısıyım zamanı kokutanlar mürteci diyor ban yükseldik sanıyorlar alçaldıkça tabana zaman korkunç daire ilk ve son nokta nerde bazı geriden gelen binbir devir ilerde yeter senden çektiğim ey tersi dönmüş ahmak bir saman kağıdından büütn iş kopya almak ve sonra kelimeler kutlu mutlu ulusal mavalları batırdı devrim isimli masal yeni çirkine mahkum eskiis güzelelrin Allah kulun ahakim kulları heykellerin buluştururlar bizi elbet bir gün hesapta lafını çok dinledik şimdi iş inkılapta bekleyin görecekler duranlar yürüyeni sabredin gelecektir solmaz pörsümez yeni karayel bir kıvılcım simsiyah oldu ocak gün doğmakta anneler ne zaman doğuracak
haykırsam kollarımı makas gibi açarak durun durun bir dünya iniyor tepemizden çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden çekiyor tebeşirle yekun hattını afet alevler içinde ev üst katında ziyafet durum diye bir laf var buyrunuz size durum bu toprak çirkef oldu bu gökyüzü bodurum bir şey koptu enden her şeyi tutan bir şey benim adım bay necip babamın ki fazıl bey utanırdı burnumu göstermekten süt ninem kızımın gösterdiği kefen bezine mahrem ey tepetaklak ehram başı üstünd ebina evde cinayet tramvay arabasında zina bir kitap sarayının bin dolusu iskambil barajlar yıkan şarap sebil üstüne sebil ve ferman kumardaki dört kralın buyruğu başkentler harıtası yerde sarhoş kusmuğu geçenler geçti seni uçtu papucun dama çatla sodom gomere patla bizans ve roma
öttür yem borusunu öttür borazan bitpazarınd asattık kalkamaz artık kazan Allah ın on pulunu bekleye dursun on kul bir kişiye tam dokuz dokuz kişiye bir pul bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa yaşasın kefenimin kefili karaborsa kubur faresi hayat meselesiz gerçeksiz heykel destek üstüne benim ruhum desteksiz siyaset kavas ilim köle sanat ihtilaç serbest verem ve sıtma mahpus gümrükte ilaç bülbüllere emir var lisan öğren vakvaktan bahset tarih balığın tırmandığı kavaktan bak arslan hakikate ispinoz kafesinde tartılan vatana bak dalkavuk kesesinde mezarda kan terliyor babamın iskeleti ne yaptık ne yaptılar mukaddes emaneti ah ahşap hokkabazlık sefil aynalı dolap bir şapka bir eldiven bir maymun ve inkılap
ve gelir bu yurda her bela içinden gelir hep leri hep hiçin hiçinden gelir gelemez bir ithal malıdır akıl kafdağından çinden maçinden gelir dünkün eeş bugün küfür yobazı bütün derdi festen lapçinden gelir Allah vardır dersin sorarlar niçin sonra tokat puta niçinden gelir benim nur mayama pislik atanlar şeytan senin büyük elçinden gelir biricik selamet yolu tarihte sormayın görmeyin geçinden gelir bir gün bu gidişle çatlarsa yürek dile vurdukları perçinden gelir
yirminci asrın ablak yüzlü feza pilotu buldun mu ay yüzünde ölüme çare otu bir odun parçasına at diye binen çocuk başınd açelik külah sırtınd aplastik gocuk uzaklıkları yenmiş fatih edasındasın dipsizliğin dibini bulmak sevdasındasın Allah a dil çıkarırı gibi küstah bir yarış farkında değilsin ki ay dünyaya bir karış fezada milyarlarca ışık yılı mesafe seninki saniyelik zafer ilmi hurafe kavanozda kendini deryada sanan balık ne acı vahşet mağruru ilimdeki kabalık fezada Allah diye bir şey yok iddiası gel gör kaç füzeye denk bir müminin duası rafa kaldırmak için ruhlarını dürdüler güneş diye kalpteki güneşi söndürdüler bilmediler kalptedir kalptedir asıl feza kalptedirölümsüzlük kefili kutsi imza sayıdan sonsuzluğa sınıf geçirtecek not bizdedir ve bizdedr arş a giden astronot ve mekandan arınmış ve zamandan ilerde fezayı teslim alma sırrı bizimkilerde
bizimkiler ışığa gem vururda binerler yerden göğe çıkmazlar gökten yere inerler ...
tohum saç bitmezse toprak utansın hedefe varmayan mızrak utansın hey giid küheylen koşmana bak sen çatlarsan doğuran kısrak utansın eski çınar şimdi noel ağacı dallarda iğreti yaprak utansın ustada kalırsa bu öksüz yapı onu sürdürmeyen çırak utansın ölümden ilerde varış dediğin geride ne varsa bırak utansın ey binbir tanede solmayan tek renk bayraklaşmıyorsan bayrak utansın..
başıboş vatanımd asular akar başıboş herkes birbirini kakar başıboş bozkırlardan topal bir tren geçer çocuk merkep öküz bakar başıboş yanmazda yürekler güneşe atsan bir kibrit bir orman yakar başıboş tarih kutuplara kaçmış bir fener buz denizlerinde çakar başıboş yirmi dokuz harflik sözde aydınlar yafta yazar isim takar başıboş Allahım sen acı bu saf millete akşam yatar sabah kalkar başıboş
aman aman efendim aman galiba ahir zaman manzarası yurdumun tufan gününden yaman göz görme zaydınlıkta asümana denk duman yer dumanmış ne çıkar duman dolu asüman türk evi delik deşik yıkık dökük hanüman duraksız itiş kakış süresiz karman çorman anne çocuk doğurur köpek soyundan azman beyinler zıpzpı kadar mideler koskocaman aziz fikir buğdayı katıra mahsus saman boş laf hep dalga dalga uöçsuz bucaksız umman hayvanlık orkestrası eşek birinci keman orman keleş nebat kel nebat adamlar orman midelerde ihracat günde beş milyon batman milli servet matbaa bilmem kaç milyar harman yangın evinde satranç plan reform uzman tam bir buçuk asırdır maymunlardan elaman bizdeki hale nispet maymun taklitten pişman hangi yol türke uygun hangi parti tercüman çıkamaz meydanlara camide mahpus iman silah küfrün belinde küfrün elinde ferman cehle sorarsan ilim zehre sorarsan derman rahmet meçhul kelime bilinmez isim rahman kutsal kitaptır fuhuş ahlak okunmaz roman tarih kontra gerçeğe hürriyet hakka düşman millete kastedenin ismi milli kahraman yere batsın bu dünya bu dünyadan hayr uman genç adam at yorganı sana haram uyuman aman efendim aman efendim aman aman
kabus zamanın tıktakları güder yaratıkları kan sızan pençesinde beyninin yırtıkları hayal dalgıç ki arar denizde batıkları bu ne dünya ne dünya çerçöpten çattıkları bak şu maymun soyuna ortaya attıkları aziz ekmek fikirde teneke artıkları ve evlerde baş köşe batının pırtıkları görünmezi görmeye eremez mantıkları ya şu sözde müminler şiltenin kıtıkları yetmez mi bunca zaman yan gelip yattıkları bir nesil özlüyorum doğrultsun yatıkları somunları taş olsun zehirde katıkları yorganları devirsin dişlesin yastıkları bir damla gözyaşına sonsuzluk sattıkları hakka dönünüz hakkın hakkın yaratıkları
müjde
o gün bir kanlı şafak gökten üflenen ateş
birden dağın sırtında atlılar belirecek
atlılar put şehrine gediklerden girecek
bir şehir ki orada insan ayak üstü leş
yalnız iman ve fikir ne sevgili ne kardeş
bir akıl gelecekki akıllar delircek
ve bir devrim evvela devrimi devirecek
her şey birbiine denk her şey birbirine eş
fertle toplum arası kalkacak artık güreş
herkes tek tek sırtına toplumu bindirecek
gökler iki şakolmuş haberi bildirecek
müjdeler olsun size doğdu batmayan güneş
muhasebe
ben artık ne şairim ne fıkra muharriri
sadece beyni zonk zonk sızlayanlardan biri
bakmayın tozduğuma meşhur babıalide
bulmuşum rahatımı bende bir tesellide
fikrin ne fahişesi oldum ne zamparası
bir vicdanın bilemem kaçtır hava parası
evet kafam çatlıyor guya ulvi hastalık
bendedir duymadığı dertlerle kalabalık
büyük meydana düştüm uçtu fildişi kulem
milyonlarca ayağın altınd akaldı kellem
üstün çile dev gibi gelip çattı birden tos
sen cüce sanatkarlık sana büsbütün paydos
caemiyet ah cemiyet yok edilen ruhiyle
ve cemiyet cemiyet yok eden guruhiyle
çok var ki bu hınç bende fikirdir fikirse hınç
genç adam al silahı iman tılsımlı kılınç
işte bütün meselem her meselenin başı
ben bir genç arıyorum gençlikle köprü başı
tırnağı en yırtıcı hayvanın pençesinden
daha keskin eliyle başını ensesindn
ayırıp o genç adam uzansa yatağına
yerleştirse başını iki diz kapağına
soruverse ben neyim ve bu hal neyin nesi
yetiş,yetiş hey sonsuz varlık muhasebesi
dışımd abir dünya var zıpzıp gibi küçülen
içimde homurtular inanma diye gülen
inanmıyorum ban öğretilen tarihe
sebep ne mezardans abu hayatı tercihe
üç katlı ahşap evin her katı ayrı alem
üst kat elinde tesbih ağlıyor babaannem
orta kat mavs oynayan annem ve aşıkları
alt kat kızkardeşimin tamtam da çığlıkları
bir kurtlu peynir gibi ortasından kestiğim
buyrun ve maktaından seyredin işte evim
bu ne hazin ağaçtır bütün ufkumu tutmuş
kökü iffet dalalrı taklit meyvesi fuhuş
rahmind ecemiyetin ben doğum sancısıyım
mukaddes emanetin dönmez davacısıyım
zamanı kokutanlar mürteci diyor ban
yükseldik sanıyorlar alçaldıkça tabana
zaman korkunç daire ilk ve son nokta nerde
bazı geriden gelen binbir devir ilerde
yeter senden çektiğim ey tersi dönmüş ahmak
bir saman kağıdından büütn iş kopya almak
ve sonra kelimeler kutlu mutlu ulusal
mavalları batırdı devrim isimli masal
yeni çirkine mahkum eskiis güzelelrin
Allah kulun ahakim kulları heykellerin
buluştururlar bizi elbet bir gün hesapta
lafını çok dinledik şimdi iş inkılapta
bekleyin görecekler duranlar yürüyeni
sabredin gelecektir solmaz pörsümez yeni
karayel bir kıvılcım simsiyah oldu ocak
gün doğmakta anneler ne zaman doğuracak
çırpınır
dinle kulağını ver de mezara
ölüler evlattan yana çırpınır
nesiller aarsı korkunç manzara
domuz yavrulayan ana çırpınır
kalpten kazıdılar iman sırrını
hergünün bugünden beter yarını
acı rüzgarlara vermiş bağrını
türk bayrağı yana yana çırpınır
destan
durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak
haykırsam kollarımı makas gibi açarak
durun durun bir dünya iniyor tepemizden
çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden
çekiyor tebeşirle yekun hattını afet
alevler içinde ev üst katında ziyafet
durum diye bir laf var buyrunuz size durum
bu toprak çirkef oldu bu gökyüzü bodurum
bir şey koptu enden her şeyi tutan bir şey
benim adım bay necip babamın ki fazıl bey
utanırdı burnumu göstermekten süt ninem
kızımın gösterdiği kefen bezine mahrem
ey tepetaklak ehram başı üstünd ebina
evde cinayet tramvay arabasında zina
bir kitap sarayının bin dolusu iskambil
barajlar yıkan şarap sebil üstüne sebil
ve ferman kumardaki dört kralın buyruğu
başkentler harıtası yerde sarhoş kusmuğu
geçenler geçti seni uçtu papucun dama
çatla sodom gomere patla bizans ve roma
öttür yem borusunu öttür borazan
bitpazarınd asattık kalkamaz artık kazan
Allah ın on pulunu bekleye dursun on kul
bir kişiye tam dokuz dokuz kişiye bir pul
bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa
yaşasın kefenimin kefili karaborsa
kubur faresi hayat meselesiz gerçeksiz
heykel destek üstüne benim ruhum desteksiz
siyaset kavas ilim köle sanat ihtilaç
serbest verem ve sıtma mahpus gümrükte ilaç
bülbüllere emir var lisan öğren vakvaktan
bahset tarih balığın tırmandığı kavaktan
bak arslan hakikate ispinoz kafesinde
tartılan vatana bak dalkavuk kesesinde
mezarda kan terliyor babamın iskeleti
ne yaptık ne yaptılar mukaddes emaneti
ah ahşap hokkabazlık sefil aynalı dolap
bir şapka bir eldiven bir maymun ve inkılap
gelir
pervane dediğin çerağa gelir
sular kıvrım kıvrım ırmağa gelir
bülbül kovuldu mudil bahçesinden
gak gak karga vak vak kurbağa gelir
o yön ki ezlle ebed arası
ne sola kıvrılır ne sağa gelir
gam çekme böyle gitmez bu devran
nihayet sonuncu durağa gelir
hasretle beklenen gelir mutlaka
sultan fikir şanlı otağa gelir
yırtılır güneşin kapkara zarı
dünyamız yepyeni bir çağa gelir
füzeler kağnıya döner ve nöbet
ışıktan da hızlı burağa gelir
gökyüzü yeryüzü helalleşirler
nur kaçtığı yerden toprağa gelir
birleşir kupkuru dalla yanık kök
yemyeşil bir ışık yaprağa gelir
kal anın burcunda çakar işaret
millet dalga dalga bayrağa gelir
ve gelir
bu yurda her bela içinden gelir
hep leri hep hiçin hiçinden gelir
gelemez bir ithal malıdır akıl
kafdağından çinden maçinden gelir
dünkün eeş bugün küfür yobazı
bütün derdi festen lapçinden gelir
Allah vardır dersin sorarlar niçin
sonra tokat puta niçinden gelir
benim nur mayama pislik atanlar
şeytan senin büyük elçinden gelir
biricik selamet yolu tarihte
sormayın görmeyin geçinden gelir
bir gün bu gidişle çatlarsa yürek
dile vurdukları perçinden gelir
feza pilotu
yirminci asrın ablak yüzlü feza pilotu
buldun mu ay yüzünde ölüme çare otu
bir odun parçasına at diye binen çocuk
başınd açelik külah sırtınd aplastik gocuk
uzaklıkları yenmiş fatih edasındasın
dipsizliğin dibini bulmak sevdasındasın
Allah a dil çıkarırı gibi küstah bir yarış
farkında değilsin ki ay dünyaya bir karış
fezada milyarlarca ışık yılı mesafe
seninki saniyelik zafer ilmi hurafe
kavanozda kendini deryada sanan balık
ne acı vahşet mağruru ilimdeki kabalık
fezada Allah diye bir şey yok iddiası
gel gör kaç füzeye denk bir müminin duası
rafa kaldırmak için ruhlarını dürdüler
güneş diye kalpteki güneşi söndürdüler
bilmediler kalptedir kalptedir asıl feza
kalptedirölümsüzlük kefili kutsi imza
sayıdan sonsuzluğa sınıf geçirtecek not
bizdedir ve bizdedr arş a giden astronot
ve mekandan arınmış ve zamandan ilerde
fezayı teslim alma sırrı bizimkilerde
bizimkiler ışığa gem vururda binerler
yerden göğe çıkmazlar gökten yere inerler
...
şarkımız
kırılırda bir gün bütün dişliler
döner şanlı şanlı çarkımız bizim
gökten bir el yaşlı gözleri siler
şenlenir evimiz barkımız bizim
yokuşlar kaybolur çıkarız düze
kavuşuruz sonu gelmez gündüze
sapan taşlarının yanınd afüze
başka alemlerle farkımız biizm
kurtulur dil tarih ahlak ve iman
görürler nasılmış neymiş kahraman
yer ve gök su vermem dediğ zaman
her tarlayı sular arkımız bizim
gideriz nur yolu izde gideriz
taş bağırda sular dizde gideriz
bir gün akşam olur biz de gideriz
kalır dudaklard aşarkımız bizim..
Bİr Necip Fazıl daha gelmez bu ülkeye.......
utansın
tohum saç bitmezse toprak utansın
hedefe varmayan mızrak utansın
hey giid küheylen koşmana bak sen
çatlarsan doğuran kısrak utansın
eski çınar şimdi noel ağacı
dallarda iğreti yaprak utansın
ustada kalırsa bu öksüz yapı
onu sürdürmeyen çırak utansın
ölümden ilerde varış dediğin
geride ne varsa bırak utansın
ey binbir tanede solmayan tek renk
bayraklaşmıyorsan bayrak utansın..
davetiye
telli pullu anlı şanlı bir gelin
aynalar gelin
bir güzel ki en güzeli güzelin
gönüller gelin
sonsuz gerçek habercisi ecelin
kitaplar gelin
şarkı bizde şeytan yeter gazelin
nağmeler gelin
ey karanlık gelmektedir ecelin
ışıklar gelin
toplanıp hep derlenin hep düzelin
yığınlar gelin
en güzeli en güzeli güzelin
habercisi habercisi ezelin
tellerinde şafak söken bir gelin
anneler,bablar,çocuklar gelin...
aç kapıyı
aç kapıyı haber var
ötenin öetesinden
dudaklarda şarkılar
krtuluş bestesinden
bize geldik bilen bilsin
gönül gönül girilsin
insanlar devşirilsin
sonsuzluk destesinden
babadan oğula
eve dönmez bir akşam
ve gün yüzlü çocuğu
sorar nerede babam
bakarlar oldu bitti
gelir derler çocuğa
baban attaya gitti
uzar gider bu atta
ve neler neler olmaz
ve kimbilir ve hatta
bir mahşer gerisinde
babası döner bir gün
oğlunun derisinde..
hayat mamat
hayat mayat diyorlar
benim gözüm mayatta
hayatın eksiği var
hayat eksik hayatta
takınsam kanat manat
kuş uş olsam seğirtsem
bomboş vatana inat
matana doğru gitsem
..
dua
bıçak soksan gölgeme
sıcacık kanım damlar
gir de bir bak ülkeme
başsız başsız adamalr...
ağlayın su yükselsin
belki kurtulur gemi
anne seccaden gelsin
bize dua et emi
ihtilal
ortalık mahşer gibi
kim buranın sahibi
kimlerin düğünü var
güneş batan bir bayrak
şu kıpkızıl ufka bak
ana baba günü var....
zindandan mehmed e mektup
zindan iki hece mehmedim lafta
baba katiliyle baban bir safta
birde geri adam boynunda yafta
halimi düşünüp yanma mehmedim
kavuşmak mı..belki..daha ölmedim
avlu...bir uzun yol..tuğla döşeli
kırmızı tuğlalar altı köşeli
bu yolda tutuktur hapse düşeli
git ve gel...yüz adım..bin yıllık konak
ne ayak dayanır buna ne tırnak
bir alem ki gökler boru içinde
akıl olmazların zoru içinde
üstüste sorular soru içinde
düşün mü,konuş mu,sus mu unut mu
buradan insan mı çıkar tabut mu
bir idamlık ali vardı asıldı
kaydını düştüler mühür basıldı
geçti gitti bir kaç günlük fasıldı
ondan kalan boynu bükük ve sefil
bahçeye diktiği üç beş karanfil..
müdür bey dert dinler bugün maruzat
çatık kaş hükümet dedikleri zat
beni Allah tutmuş kim eder azat
anlamaz yazısız pulsuz dilekçem
anlamaz ruhuma geçti bilekçem
saat beş dedimi bir yırtıcı zil
sayım var maltada hızaa dizil
tek yekun içinde yazıl ve çizil
insanlar zindanda birer kemmiyet
urbalarla kemik mintanlarla et
somurtmuş ki bıçak nara ki tokat
zift dolu gözlerde karanlık kat kat
yalnız seccademin yününde şefkat
beni kimsecikler okşamaz madem
öp beni alnımdan sen öp seccadem
çaycı getir ilaç kokulu çaydan
dakika düşelim senelik paydan
zindanda dakika farksızdır aydan
karıştır çayını zamna erisin
köpük köpük duman duman erisin
peykeler duvara mıhlı peykeler
duvarda başlardan yağlı lekeler
gömülmüş duvara baş baş gölgler
duvar katil duvar yolumu biçtin
kanla dolu sünger beynimi içtin
sükut..kıvrım kıvrım uzaklık uzar
tek nokta seçemez dünyadan nazar
yerinde mi acep ölü ve mezar
yeryüzü boşaldı habersiz miyiz
güneşe göç varda kaln biz miyiz...
ses demir,su demir ve ekmek demir
istersen demirde muhali kemir
ne gelir ki elden kader bu,emir
garip pencerecik küçük daracık
dünyaya kapalı Allah a açık..
dua dua eller karıncalanmış
yıldızlar avuçta gök parçalanmış
göz yaşı bir tarla hep yoncalanmış
bir soluk bir tütsü bir uçan buğu
iplik ki incecik örer boşluğu.
ana rahmi zahir şu bizim koğuş
karanlığınd anur yeniden doğuş
sesler duymakytayım davran ve boğuş
sen bir devsin yükü ağırdır devin
kalk ayağa dimdik doğrul ve sevin
mehmed im sevinin başlar yüksekte
ölsek de sevinin eve dönsek de
sanma bu tekerlek kalır tümsekte
yarın elbet bizim elbet bizimdir
gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir....
çek perdeyi
evler döşemekti bendeki tasa
yaptım ettim nöbet mezara gekldi
yeter ban üçbeş arşın bez olsa
beklenmeik mallar pazara geldi
penceremde bir gün günlerden birgün
ses baygın renk dalgın ve ışık süzgün
belirsiz bir semte insanlık sürgün
çek perdeyi güneş nazara geldi...
başıboş
vatanımd asular akar başıboş
herkes birbirini kakar başıboş
bozkırlardan topal bir tren geçer
çocuk merkep öküz bakar başıboş
yanmazda yürekler güneşe atsan
bir kibrit bir orman yakar başıboş
tarih kutuplara kaçmış bir fener
buz denizlerinde çakar başıboş
yirmi dokuz harflik sözde aydınlar
yafta yazar isim takar başıboş
Allahım sen acı bu saf millete
akşam yatar sabah kalkar başıboş
...
bayrak ve sultan
baktım renk yağarken akşam üzeri
her şey ölü yüzde düzgün ve boya
nesi varsa yoksa bu harap dünya
bir büyük hayalin sade benzeri
her şey bir gölgecik o görünmezden
visal başlayınca ölüyor visal
vatan bir hatıra kadın bir misal
sen ulaşmaya bak sonsuza tezden
ey insan sığdığın çizgiden utan
başlangıç noktası birde son durak
her zerrecik ondan arma ve bayrak
bayraklar topluma banada sultan
aman
aman efendim aman
galiba ahir zaman
manzarası yurdumun
tufan gününden yaman
göz görme zaydınlıkta
asümana denk duman
yer dumanmış ne çıkar
duman dolu asüman
türk evi delik deşik
yıkık dökük hanüman
duraksız itiş kakış
süresiz karman çorman
anne çocuk doğurur
köpek soyundan azman
beyinler zıpzpı kadar
mideler koskocaman
aziz fikir buğdayı
katıra mahsus saman
boş laf hep dalga dalga
uöçsuz bucaksız umman
hayvanlık orkestrası
eşek birinci keman
orman keleş nebat kel
nebat adamlar orman
midelerde ihracat
günde beş milyon batman
milli servet matbaa
bilmem kaç milyar harman
yangın evinde satranç
plan reform uzman
tam bir buçuk asırdır
maymunlardan elaman
bizdeki hale nispet
maymun taklitten pişman
hangi yol türke uygun
hangi parti tercüman
çıkamaz meydanlara
camide mahpus iman
silah küfrün belinde
küfrün elinde ferman
cehle sorarsan ilim
zehre sorarsan derman
rahmet meçhul kelime
bilinmez isim rahman
kutsal kitaptır fuhuş
ahlak okunmaz roman
tarih kontra gerçeğe
hürriyet hakka düşman
millete kastedenin
ismi milli kahraman
yere batsın bu dünya
bu dünyadan hayr uman
genç adam at yorganı
sana haram uyuman
aman efendim aman
efendim aman aman
son sığınak
hayat perdenin arkasında
hayatın öte yakasında
şu gaflet yükü insana bak
kendinden varlık cakasında
ve aşksız yobaz işi gücü
namazla cennet takasında
tam dört asırdır müslümanlık
cansız etiket markasında
kur an kalbi kör ezbercide
din üfürükçü musksaında
batı batı der çırpınırlar
batı tükürük hokkasında
makine dimdik demirden put
insanoğğlu ruh laçkasında
hürriyet nerde söyleyeyim
hakka esaret halkasında
zamanla her şey kopuk kesik
biçkisi kader makasında
ey insan sana son sığınak
son peygamberin hırkasında
kabus
zamanın tıktakları
güder yaratıkları
kan sızan pençesinde
beyninin yırtıkları
hayal dalgıç ki arar
denizde batıkları
bu ne dünya ne dünya
çerçöpten çattıkları
bak şu maymun soyuna
ortaya attıkları
aziz ekmek fikirde
teneke artıkları
ve evlerde baş köşe
batının pırtıkları
görünmezi görmeye
eremez mantıkları
ya şu sözde müminler
şiltenin kıtıkları
yetmez mi bunca zaman
yan gelip yattıkları
bir nesil özlüyorum
doğrultsun yatıkları
somunları taş olsun
zehirde katıkları
yorganları devirsin
dişlesin yastıkları
bir damla gözyaşına
sonsuzluk sattıkları
hakka dönünüz hakkın
hakkın yaratıkları
o gelsin
akan sualrı çevir
sıra dağları devir
o gelsin
gönüllerde bir tasvir
güneşi batmaz devir
o gelsin...
fikir sancısı
lafımın dostusunuz çilemin yabancısı
yokmudur sizin köyde çeken fikir sancısı
kervan
yedi renkli peygamber kuşağının altında
kervanım yola çıktı öncüsü kır atında
manzara
bütün manzara ucuz bir dekor muşambası
kurtuluş günü çıkmaz ayın son çarşambası
1000 yıl sonra tarih
bin sene evvel iğne ucu ile delindi zar
resülden haber geldi mezarsız öldü sezar
surda açılan gedik
surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes
ey kahbe rüzgar artık ne yandan esersen es
DÜŞMANIMA
ey düşmanım sen benim ifadem ve hızımsın
gündüz geceye muhtaç banada sen lazımsın