Yasemin hanım merhaba... "ATATÜRK'TEN SON MEKTUP" , Halim Yağcıoğlu'nun en sevdiğim şiiridir. Çağdışı yobazlardan ve ilkel kafatasçılardan oluşan güruhun inadına Atatürk’ü anmak için ayırdığım bu güne özel.bu seçiminizi kutlarken, paylaşımınıza da tşk ederim.
O mesajınızın, molla rejimi kurmayı amaçlayan çağdışı yobazların karanlık faaliyetlerine bilinçli veya bilinçsiz hizmet eden kadınlarımıza ders olarak okutulmasını isterdim.
Günaydın, Birkaç kelam da ben edeyim istedim. Özellikle kadınlara; Atatürk’ü sevmek; insanı sevmektir. Doğayı sevmektir. Yaşadığın coğrafyaya ihanet etmemektir. Tüm ahlaki değerlere sahip çıkmaktır. Sözde değil, özde Atatürkçü olmak ayrıcalıktır. Onu sevmek, tapınmak değildir. Ahlaklı olmaktır, akılcı olmaktır, ilkelerine sahip çıkmaktır. İleriki zamanlarda; şayet günümüze yerleşen gerci tutumlar devam ederse kaybettiğimiz değerleri objektif olarak görmeye başlayacağız. “Özellikle kadınlar “ yasalarda kadın haklarını koruyan maddeleri kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmeye başlayıp, kadınları yeniden metalaştıracak, yani; “alınıp, satılabilen” mal’a dönüştürecek. Maalesef ki hala bunları göremeyen kadınlarımız var. Dindarlık adı altında yapılan her şeyi meşru gösteren anlayışı hala göremeyenler var. Geçtiğimiz günlerde aşağıdaki yazılarda da okudum. Altı yaşında bir çocuğun para ile kadın olarak bir ite satılmasına tanık olduk. Ve asıl üzerinde durulması gereken şu anda bir takım gurupların bu çirkinliği din adı altında savunmaları ve hiç utanmadan sloganlar atarak o ite sahip çıkmalarıydı. Buradan annelere ve ileride anne olacak kızlarımıza sesleniyorum: Atatürkçülük; namusuna, şerefine, onuruna yakışır şekilde yaşamaktır. Asıl sizler sahip çıkacaksınız cumhuriyete. Atatürk ilkelerine ve inkılaplarına. Yıllar önce tüm kadınlara verilen hakları kendi ellerinizle ne olduğu belli olmayan insan müsveddelerine teslim etmeyin.. zira bu son şansımız gibi gözüküyor Yazan: Aslı Birer.
İKİ FOTOĞRAF İlki 1950'li yıllarda İngiltere'de çekilmiş. Bir İngiliz kadın eylemci elindeki pankarta şöyle yazmış: “İngiliz kadınlar Türk kadınlarından daha mı az değerlidir?..”
İngiliz kadın, bu pankartla Türkiye'deki hemcinslerinin Cumhuriyet'i kuran Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde elde ettikleri haklarını örnek gösteriyor ve o düzeye çıkmak istedikleri mesajını veriyor.
Diğer fotoğraf karesinde ise; İsrail başbakanı Netenyahu'nun faşizan yargı düzenlemesine baş kaldıran İsrailli kadınların ellerindeki pankartlarda “Sonumuzun Türkiye gibi olmasını istemiyoruz” diye yazıyor.
Türkiye, kadın hakları konusunda geçmişte tüm dünyada gıpta edilen, iyi örnek olarak gösterilen bir ülke iken, 20 yıllık akepe iktidarı eliyle getirildiğimiz noktada maalesef kötü örnekleme için kullanılıyor.
(Kaynak; Sözcü)
aGa diyor ki: Lafa gelince neymiş? "Yeni Türkiye" imişşş... Geçiniz!
ARZ-I HAL Haber göndermişsin, kırgınmışsın yazmadığım için sana "Beni unuttu" dermişsin.
Lakin önce bir bak bu yana, anlayacaksın, nedenini dinle.
Irzına geçildi bıraktıklarının, hani öpülesi ellerinle -ve silah arkadaşların, omuz omuza- var etmiştin/iz yoktan.
"Şerait" çoktan bıraktı geride 19 Mayıs 1919'u karanlık, "mütareke"den koyu, "dalalet" yine diz boyu, vaka-yı adiyeden sayılır oldu "hıyanet" "gaflet" uykusundakiler bir bilsen ne kadar çok, üstelik kavgaya öylesine uzaklar. Bir avuç yurtsever sadece, farkında çoktan çöken gecenin -ve gecede tuzaklar.- Fırtınaysa nasıl da yakında.
İşte böyle "ahval"
Anladın değil mi nedendir, anladın değil mi, yüzüm yok, utanıyorum Mustafa Kemal sana yazmayışım ondandır.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve MÜCADELE ARKADAŞLARI'nı ANIYORUZ...
Bağımsızlık Savaşı Kahramanı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Mücadele Arkadaşları'nı Cuma dualarinda yok sayan ve molla rejimine programlanmış ne idüğü belirsiz karanlık ortaçağ kalıntılarının...
Emperyalizmin maşalığını gönüllü olarak üstlenip, yalan ve inkara dayalı girişimlerini her alanda sürdürerek Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Mücadele Arkadaşları'nı karalamak için kendi çamurlarında debelenen ayrılıkçı terörist ihanet çetesinin uzantısı oldukları, paylaşımlarıyla apaçık ortadayken utanmadan mağduru(!) oynayarak içlerindeki hastalıklı irini kusan etnik kafatasçı güruhun...
Her iki grubun veya bulanık üçüncü grupların borazanlığına soyunarak tarihi olayları çarpıtıp Cumhuriyetimizin Kuruluş Felsefesi ile Değerleri'nin yanısıra Aydınlanma Devrimi'ne ve dolayısıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Mücadele Arkadaşları'na bulaşmak cüret ve hadsizliğini gösteren çapsızların, II. cumhuriyetcilerin, "yetmez ama evet"çilerin...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Mücadele Arkadaşları'nın adlarına bile tahammul edemediğini gizlemek için her yöne mavi boncuk dağıtıp şirin gözükmeye çalışan edepsiz ve düzeysiz şarlatanlar ile bu şarlatanlara "ha ha'lı hi hi'li" mimiklerle yaranmaya çalışan kişilik yoksunu sinsi sırnaşık zavallıların...
Tüm bu ulusal onurdan yoksun değersizliklere, seyretmek dışında tepki vermeyen duyarsızların...
... inadına,
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve MÜCADELE ARKADAŞLARI her Cuma bu başlıkta anılmaktadır.
UTANÇ YUVASI hiranur vakfının kaçak binası YIKILDI !
Türkiye’yi sarsan, "6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesi namussuzluğu" ile gündeme gelen hiranur vakfının Sancaktepe’deki külliyesinin ruhsata aykırı olarak yapılan yaklaşık 4 bin 500 metrekarelik kaçak bölümü, hukuki sürecin tamamlanmasının ardından yıkıldı. Yıkım sırasında cemaat mensupları ile İBB ekipleri arasında zaman zaman gerginlik yaşandı. (Ayrıntılar gazetelerde)
BUL KAROYU AL PARAYI ! Cumhur ittifakına katılan hüda-par sözcüsü serkan diye biri verdiği röportajda “biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almış bir partiyiz” demiş. (Haberler)
aGa diyor ki: Aşağıdaki şıkları inceleyerek bulun bakalım, bu cümleyi daha önce kimin söylediğini...
Bulduğunuzda, Cumhuriyet düşmanı hüda-par’ın cumhur ittifakı’na nasıl böyle kolayca kabul edildiğini anlayacaksınız.
ÇOCUK Öyle güzel gülerdin ki; ÇOCUK Gökyüzü kapıları açılır, güneş kalbimi yıkardı. Öyle güzel gülerdin ki; ÇOCUK Gözlerimin gördüğü her yeri yemyeşil ağaçlar sarardı. Öyle güzel gülerdin ki; ÇOCUK Gemilerim masmavi bir yolculuğa çıkardı. Öyle güzel gülerdin ki; ÇOCUK Güldüğün her yeri yüreğim vatanım bilir cennet sayardı...
TOMASO ALBİNONİ III (Eserlerinden) Op. 1 : 12 Suonate a tre 1694 Op. 3 : 12 Baletti a tre 1701 Op. 5 : 12 Concerti a cinque (& B.C.) 1707 Op. 7 : 12 Concerti a cinque pour un ou deux hautbois & cordes 1715 Op. 8 : 6 Balletti e 6 Sonate a tre 1722 Op. 9: Concerto for 2 oboes in F major 1722
Barok dönemi bestecileri arasında saygın bir yere sahip müzisyenlerin başında gelen klasik müziğin bu ünlü bestecisi, kendine özgü lirizmiyle adını ölümsüzleştiren sanatçının el yazısı halinde saklanan eserleri de mevcuttur.
Albinoni birçok eserine rağmen, “Adagio in G minor“ eseriyle hatırlanır. Melodisi dillerden düşmeyen bu başyapıt (yukarıda), İkinci Dünya Savaşı’nda çıkan bir yangında müzikolog Remo Giazotto tarafından kurtarılmış ve tamamlanmıştı.
TOMASO ALBİNONİ II (Sanatı) Albinoni, geleneğe bağlı klasik keman okulunun kurucusu Corelli ve hayranlık duyduğu Vivaldi’den etkilendi.
Biçim alanında getirdiği yeniliklerle senfoni üslubunun hazırlayıcıları arasında sayılmıştır. Temaları, kıvrak ve hareketlidir. Bu yanıyla Vivaldi’yi andırır. Yapıtlarında, romantizme dair kimi özellikler vardır.
Yaşadığı dönemde sahne yapıtları çok beğenilen Albinoni’nin, daha sonra ise, çalgı müziği alanında verdiği sayıca az ama seçkin örnekler, asıl önemli ürünleri olarak değerlendirilmiştir.
TOMASO ALBİNONİ I (Yaşamı) Barok döneminin bestecisi ve kemancısıdır.
Yaşamı hakkında çok az bilgi bulunan Albinoni 8 Haziran 1671’de Venedik’te doğdu. Varlıklı aristokrat bir ailenin oğluydu.
Müziği çok seven babası, oğlunun o dönemin ünlü Venedikli kemancıları ile çalışmasını sağladı. Bunun sonucunda Albinoni kemanda yavaş yavaş gerçek bir virtüöz ustalığına erişti.
Kariyeri hızla gelişti. 1794'te yirmi üç yaşında.Opus No.1'i 1701'de ise ünlü Opus No.3'ü besteledi.
Artık sadece İtaya'da değil, diğer Avrupa ülkelerinde de ün kazanmaya başladı. Operalar için müziğin yanı sıra keman veya obua için sonatlar, konçertolar da besteliyordu.
1705 yılında evlendiği opera sanatçısı Margherita Raimondi'yi 1721 yılında kaybetti.
Karısının ölümünden sonra uzun süre Venedik'te yalnız yaşadı, kimseyle iletişim kurmadı.
1722’den 1740’a değin yalnızca opera besteledi, ardında 48 opera bıraktı. Bazıları ise günümüze ulaşamadı.
Tomaso Albinoni 17 Ocak 1751’de Venedik’te yaşama veda etti.
MUHARREM İNCE'nin HEDEFİ? Muharrem İnce ilk 3 gün 100 bin imzaya ulaşamayınca reYizin talimatıyla akepe teşkilatları otobüslerle kalabalıkları taşıdılar ve imzaları tamamladılar.
Böylece İnce, 4'üncü gün akepe'den gelen destek imzalarla 100 bin imzayı tamamlayarak cumhurbaşkanı adayı oldu.
Ancak, adaylığından daha çok “bir bölen” olması tartışılıyor... Yurt dışında bile !
Mesela AFP'nin (Fransız Haber Ajansı) ilginç yorumu özetle şöyle: "Muharrem İnce, Erdoğan'a karşı olduğunu söylüyor. Kılıçdaroğlu'na da karşı…
Peki, neyi temsil ediyor, belli değil! Bunu kimse bilmiyor..İnce'nin, AKP'den oy çalması pek mümkün değil. Onun adaylığı en çok kime hizmet eder? Erdoğan'a.” (Haberler)
Türk sporcuların 2022'de Dünya şampiyonalarında kazandığı 551 madalyanın 337'sini, yani yüzde 61'ini kadın sporcular almıştı.
Bu göz kamaştırıcı başarılar 2023'te de sürüyor. Bunlardan birkaçı aşağıda...
Örneğin, Milli sporcu Defne Çiğdem, İtalya'nın Torino kentinde düzenlenen Kısa Kulvar Sürat Pateni 2023 Avrupa Kupası Finalleri'nde bronz madalya kazandı. Bize yaşattığı Ulusal sevinç için Çiğdem'e teşekkür ediyoruz.
Bir başka örnek: Dünya Badminton Federasyonu (BWF) tarafından düzenlenen Polonya Açık Badminton Turnuvası'nda milli sporcu Neslihan Yiğit, 2. oldu. Neslihan Yiğit, 2022'de ise ALTIN madalya kazanmıştı. Sayesinde gururlandık, gururlanmayı sürdürüyoruz.
Ve takım sporunda yıllardır başarıdan başarıya koşan kadınlarımıza bir örnek: Avrupa’nın kulüpler düzeyindeki en prestijli organizasyonu olan CEV Şampiyonlar Ligi’nde mücadele eden Kadın Temsilcilerimiz VakıfBank Eczacıbaşı Dynavit ve Fenerbahçe Opet yarı finale yükseldi.
Bir şampiyonanın yarı finalindeki 4 takımdan 3'ünün TÜRK takımları olması Dünya spor kamuoyu gündeminin en ön sırasında yer alarak göğsümüzü kabarttı.
Kadınların arkasından nal toplayan biz erkeklere yakında herhalde çaylı, kurabiyeli "kabul günleri" düzenleyip mahallenin dedikodusunu yapmak kalacak... Azzz sonra !
ANLAYANA... Fazıl Say, cumhurbaşkanlığı adaylığı için 100 bin oya ulaşan Muharrem İnce'ye, "Kore'deki Goril’in şartları düzelsin diye 130 bin imza var" göndermesinde bulunmuş. (Haberler)
KAFATASI ve BEYİN başlıklı 28 03 2023 - 12:29 mesajınmın 2.paragraf 2.satırındaki cümle, "beyin varmış ama asla çalışMıyormuş" olacaktır. Düzeltiyorum.
Olabilir siyasette böyle işler beyinli ya da beyinsiz faaliyetler ileriki zamanlarda göreceğiz hep birlikte salatayı kim karıştıracak. Masadan salatayı yemeden kalkıp sonra bir köşesinden dişlemek için oturmakta beynin işlevselliğini gösteriyordu sanırım(!) Beynin işlevselliğini göreceğiz MR çekildi sonuçları beklemek daha akıllıca afaki konuşmanın tedaviye faydası yok. İyimser düşünüyorum sadece. Zamanı gelince kendilerine sorarız nedenleri niçinleri.
KAFATASI ve BEYİN En kıymetli beyin "sinsi etnik kafatasçıların" beyni imiş. Çünkü asırlarca sürü halinde tıbbi kontrolden geçirilen bu güruhtan sadece birinde beyin çıkmış.
Bur başka araştırma sonucuna göre ise, beyin varmış ama asla çalışıyormuş. Bu nedenle, kimi içkili li lokantalarda masaları meze olarak süsleyen(!) beyin salataların, "sinsi etnik kafatasçıların" beyinleri olduğu söylenir. Başka bi "the book"a yaramıyormuş da...
Muharrem inceyi uzun yıllardır takip ediyorum, geçmişten bildiğim bazı düşüncelerinde bugün yanılmadığını ve nokta atışları yaptığını bizzat tespit ettim. Muharrem İncenin çok Zeki biri olduğunu düşünüyorum. Bu kadar zeki bir adamın bugün yaptığı hataya hırsları İçin yenik düşeceğine hala inanmak istemiyorum. Kırgınlığını böyle bir taktik uygulayarak onunla görüşmelerini sağlamak istediğini bunu başaracağını ve yine CHP çatısı altına gireceğini düşünüyorum. İnşallah öyledir. Yoksa olay göründüğü gibiyse çok çirkin.
Yasemin hanım merhaba...
"ATATÜRK'TEN SON MEKTUP" , Halim Yağcıoğlu'nun en sevdiğim şiiridir. Çağdışı yobazlardan ve ilkel kafatasçılardan oluşan güruhun inadına Atatürk’ü anmak için ayırdığım bu güne özel.bu seçiminizi kutlarken, paylaşımınıza da tşk ederim.
Saygılarımla...
Aslı hanım merhaba...
31 03 2033/10:24 mesajınız ibretlik ağırlıktaydı. Kutlarım.
O mesajınızın, molla rejimi kurmayı amaçlayan çağdışı yobazların karanlık faaliyetlerine bilinçli veya bilinçsiz hizmet eden kadınlarımıza ders olarak okutulmasını isterdim.
Paylaşım için teşekkür ve saygılar...
Günaydın,
Birkaç kelam da ben edeyim istedim. Özellikle kadınlara;
Atatürk’ü sevmek; insanı sevmektir. Doğayı sevmektir. Yaşadığın coğrafyaya ihanet etmemektir. Tüm ahlaki değerlere sahip çıkmaktır. Sözde değil, özde Atatürkçü olmak ayrıcalıktır. Onu sevmek, tapınmak değildir. Ahlaklı olmaktır, akılcı olmaktır, ilkelerine sahip çıkmaktır. İleriki zamanlarda; şayet günümüze yerleşen gerci tutumlar devam ederse kaybettiğimiz değerleri objektif olarak görmeye başlayacağız. “Özellikle kadınlar “ yasalarda kadın haklarını koruyan maddeleri kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmeye başlayıp, kadınları yeniden metalaştıracak, yani; “alınıp, satılabilen” mal’a dönüştürecek. Maalesef ki hala bunları göremeyen kadınlarımız var. Dindarlık adı altında yapılan her şeyi meşru gösteren anlayışı hala göremeyenler var. Geçtiğimiz günlerde aşağıdaki yazılarda da okudum. Altı yaşında bir çocuğun para ile kadın olarak bir ite satılmasına tanık olduk. Ve asıl üzerinde durulması gereken şu anda bir takım gurupların bu çirkinliği din adı altında savunmaları ve hiç utanmadan sloganlar atarak o ite sahip çıkmalarıydı.
Buradan annelere ve ileride anne olacak kızlarımıza sesleniyorum: Atatürkçülük; namusuna, şerefine, onuruna yakışır şekilde yaşamaktır. Asıl sizler sahip çıkacaksınız cumhuriyete. Atatürk ilkelerine ve inkılaplarına. Yıllar önce tüm kadınlara verilen hakları kendi ellerinizle ne olduğu belli olmayan insan müsveddelerine teslim etmeyin.. zira bu son şansımız gibi gözüküyor
Yazan: Aslı Birer.
İKİ FOTOĞRAF
İlki 1950'li yıllarda İngiltere'de çekilmiş.
Bir İngiliz kadın eylemci elindeki pankarta şöyle yazmış: “İngiliz kadınlar Türk kadınlarından daha mı az değerlidir?..”
İngiliz kadın, bu pankartla Türkiye'deki hemcinslerinin Cumhuriyet'i kuran Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde elde ettikleri haklarını örnek gösteriyor ve o düzeye çıkmak istedikleri mesajını veriyor.
Diğer fotoğraf karesinde ise; İsrail başbakanı Netenyahu'nun faşizan yargı düzenlemesine baş kaldıran İsrailli kadınların ellerindeki pankartlarda “Sonumuzun Türkiye gibi olmasını istemiyoruz” diye yazıyor.
Türkiye, kadın hakları konusunda geçmişte tüm dünyada gıpta edilen, iyi örnek olarak gösterilen bir ülke iken, 20 yıllık akepe iktidarı eliyle getirildiğimiz noktada maalesef kötü örnekleme için kullanılıyor.
(Kaynak; Sözcü)
aGa diyor ki:
Lafa gelince neymiş? "Yeni Türkiye" imişşş...
Geçiniz!
ARZ-I HAL
Haber göndermişsin,
kırgınmışsın yazmadığım için sana
"Beni unuttu" dermişsin.
Lakin
önce bir bak bu yana,
anlayacaksın,
nedenini dinle.
Irzına geçildi
bıraktıklarının,
hani öpülesi ellerinle
-ve silah arkadaşların, omuz omuza-
var etmiştin/iz yoktan.
"Şerait" çoktan
bıraktı geride 19 Mayıs 1919'u
karanlık, "mütareke"den koyu,
"dalalet" yine diz boyu,
vaka-yı adiyeden sayılır oldu "hıyanet"
"gaflet" uykusundakiler
bir bilsen ne kadar çok,
üstelik kavgaya öylesine uzaklar.
Bir avuç yurtsever sadece, farkında
çoktan çöken gecenin
-ve gecede tuzaklar.-
Fırtınaysa nasıl da yakında.
İşte böyle "ahval"
Anladın değil mi nedendir,
anladın değil mi, yüzüm yok,
utanıyorum Mustafa Kemal
sana yazmayışım ondandır.
GÜVEN ANKARA
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
ve
MÜCADELE ARKADAŞLARI'nı ANIYORUZ...
Bağımsızlık Savaşı Kahramanı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Mücadele Arkadaşları'nı Cuma dualarinda yok sayan ve molla rejimine programlanmış ne idüğü belirsiz karanlık ortaçağ kalıntılarının...
Emperyalizmin maşalığını gönüllü olarak üstlenip, yalan ve inkara dayalı girişimlerini her alanda sürdürerek Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Mücadele Arkadaşları'nı karalamak için kendi çamurlarında debelenen ayrılıkçı terörist ihanet çetesinin uzantısı oldukları, paylaşımlarıyla apaçık ortadayken utanmadan mağduru(!) oynayarak içlerindeki hastalıklı irini kusan etnik kafatasçı güruhun...
Her iki grubun veya bulanık üçüncü grupların borazanlığına soyunarak tarihi olayları çarpıtıp Cumhuriyetimizin Kuruluş Felsefesi ile Değerleri'nin yanısıra Aydınlanma Devrimi'ne ve dolayısıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Mücadele Arkadaşları'na bulaşmak cüret ve hadsizliğini gösteren çapsızların, II. cumhuriyetcilerin, "yetmez ama evet"çilerin...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Mücadele Arkadaşları'nın adlarına bile tahammul edemediğini gizlemek için her yöne mavi boncuk dağıtıp şirin gözükmeye çalışan edepsiz ve düzeysiz şarlatanlar ile bu şarlatanlara "ha ha'lı hi hi'li" mimiklerle yaranmaya çalışan kişilik yoksunu sinsi sırnaşık zavallıların...
Tüm bu ulusal onurdan yoksun değersizliklere, seyretmek dışında tepki vermeyen duyarsızların...
... inadına,
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
ve
MÜCADELE ARKADAŞLARI
her Cuma bu başlıkta anılmaktadır.
Herkes davetlidir.
UTANÇ YUVASI
hiranur vakfının kaçak binası
YIKILDI !
Türkiye’yi sarsan, "6 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilmesi namussuzluğu" ile gündeme gelen hiranur vakfının Sancaktepe’deki külliyesinin ruhsata aykırı olarak yapılan yaklaşık 4 bin 500 metrekarelik kaçak bölümü, hukuki sürecin tamamlanmasının ardından yıkıldı. Yıkım sırasında cemaat mensupları ile İBB ekipleri arasında zaman zaman gerginlik yaşandı. (Ayrıntılar gazetelerde)
İFTARA NE YİYECÜZ LEN GARI?
Gravyer ezmeli bolonez
Çıtır parmesanlı tortellin
Hıyar turşusu
Hurma
BEBEĞİNİZE İSİM ÖNERİSİ
Erkek olursa: ŞEMSİ
Kız olursa : ŞEMSİYE
BUL KAROYU AL PARAYI !
Cumhur ittifakına katılan hüda-par sözcüsü serkan diye biri verdiği röportajda “biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almış bir partiyiz” demiş. (Haberler)
aGa diyor ki:
Aşağıdaki şıkları inceleyerek bulun bakalım, bu cümleyi daha önce kimin söylediğini...
Bulduğunuzda, Cumhuriyet düşmanı hüda-par’ın cumhur ittifakı’na nasıl böyle kolayca kabul edildiğini anlayacaksınız.
a) Napolyon
b) Kılıçdaroğlu
c) Bahçeli
d) reYiz
"Mezhebimizde şarap helaldir; ama ey gül fidanı gibi ince, selvi boylu güzel, sen olmazsan haramdır." (Hafız-ı Şirazi)
ÇOCUK
Öyle güzel gülerdin ki; ÇOCUK
Gökyüzü kapıları açılır, güneş kalbimi yıkardı.
Öyle güzel gülerdin ki; ÇOCUK
Gözlerimin gördüğü her yeri
yemyeşil ağaçlar sarardı.
Öyle güzel gülerdin ki; ÇOCUK
Gemilerim masmavi bir yolculuğa çıkardı.
Öyle güzel gülerdin ki; ÇOCUK
Güldüğün her yeri
yüreğim vatanım bilir cennet sayardı...
TUBA YILDIRIM
TOMASO ALBİNONİ III (Eserlerinden)
Op. 1 : 12 Suonate a tre 1694
Op. 3 : 12 Baletti a tre 1701
Op. 5 : 12 Concerti a cinque (& B.C.) 1707
Op. 7 : 12 Concerti a cinque pour un ou deux hautbois & cordes 1715
Op. 8 : 6 Balletti e 6 Sonate a tre 1722
Op. 9: Concerto for 2 oboes in F major 1722
Barok dönemi bestecileri arasında saygın bir yere sahip müzisyenlerin başında gelen klasik müziğin bu ünlü bestecisi, kendine özgü lirizmiyle adını ölümsüzleştiren sanatçının el yazısı halinde saklanan eserleri de mevcuttur.
Albinoni birçok eserine rağmen,
“Adagio in G minor“ eseriyle hatırlanır. Melodisi dillerden düşmeyen bu başyapıt (yukarıda), İkinci Dünya Savaşı’nda çıkan bir yangında müzikolog Remo Giazotto tarafından kurtarılmış ve tamamlanmıştı.
(Derlemedir)
BİTTİ
TOMASO ALBİNONİ II (Sanatı)
Albinoni, geleneğe bağlı klasik keman okulunun kurucusu Corelli ve hayranlık duyduğu Vivaldi’den etkilendi.
Biçim alanında getirdiği yeniliklerle senfoni üslubunun hazırlayıcıları arasında sayılmıştır. Temaları, kıvrak ve hareketlidir. Bu yanıyla Vivaldi’yi andırır. Yapıtlarında, romantizme dair kimi özellikler vardır.
Yaşadığı dönemde sahne yapıtları çok beğenilen Albinoni’nin, daha sonra ise, çalgı müziği alanında verdiği sayıca az ama seçkin örnekler, asıl önemli ürünleri olarak değerlendirilmiştir.
(Derlemedir)
DEVAM EDECEK...
TOMASO ALBİNONİ I (Yaşamı)
Barok döneminin bestecisi ve kemancısıdır.
Yaşamı hakkında çok az bilgi bulunan Albinoni 8 Haziran 1671’de Venedik’te doğdu.
Varlıklı aristokrat bir ailenin oğluydu.
Müziği çok seven babası, oğlunun o dönemin ünlü Venedikli kemancıları ile çalışmasını sağladı. Bunun sonucunda Albinoni kemanda yavaş yavaş gerçek bir virtüöz ustalığına erişti.
Kariyeri hızla gelişti.
1794'te yirmi üç yaşında.Opus No.1'i
1701'de ise ünlü Opus No.3'ü besteledi.
Artık sadece İtaya'da değil, diğer Avrupa ülkelerinde de ün kazanmaya başladı. Operalar için müziğin yanı sıra keman veya obua için sonatlar, konçertolar da besteliyordu.
1705 yılında evlendiği opera sanatçısı Margherita Raimondi'yi 1721 yılında kaybetti.
Karısının ölümünden sonra uzun süre Venedik'te yalnız yaşadı, kimseyle iletişim kurmadı.
1722’den 1740’a değin yalnızca opera besteledi, ardında 48 opera bıraktı. Bazıları ise günümüze ulaşamadı.
Tomaso Albinoni 17 Ocak 1751’de Venedik’te yaşama veda etti.
(Derlemedir)
DEVAM EDECEK...
RAKI, hikayesi yarım kalanlar içinmiş; ŞARAP ise yaşayanlar için... Öyle diyo'lar
AH TL VAH TL :((
İlk dolaşıma çıktığı 2009'da 200 lira =:131 dolardı… Şu anda ise 200 lira = 10.5 dolar civarında !
Oturup ağlayacağınıza daha neyin nesini savunuyorsunuz ki?!
MUHARREM İNCE'nin HEDEFİ?
Muharrem İnce ilk 3 gün 100 bin imzaya ulaşamayınca reYizin talimatıyla akepe teşkilatları otobüslerle kalabalıkları taşıdılar ve imzaları tamamladılar.
Böylece İnce, 4'üncü gün akepe'den gelen destek imzalarla 100 bin imzayı tamamlayarak cumhurbaşkanı adayı oldu.
Ancak, adaylığından daha çok “bir bölen” olması tartışılıyor... Yurt dışında bile !
Mesela AFP'nin (Fransız Haber Ajansı) ilginç yorumu özetle şöyle: "Muharrem İnce, Erdoğan'a karşı olduğunu söylüyor. Kılıçdaroğlu'na da karşı…
Peki, neyi temsil ediyor, belli değil!
Bunu kimse bilmiyor..İnce'nin, AKP'den oy çalması pek mümkün değil. Onun adaylığı en çok kime hizmet eder? Erdoğan'a.” (Haberler)
YÜZ AKI
KADINLARIMIZA/KIZLARIMIZA
SELAM OLSUN !
Türk sporcuların 2022'de Dünya şampiyonalarında kazandığı 551 madalyanın 337'sini, yani yüzde 61'ini kadın sporcular almıştı.
Bu göz kamaştırıcı başarılar 2023'te de sürüyor. Bunlardan birkaçı aşağıda...
Örneğin, Milli sporcu Defne Çiğdem, İtalya'nın Torino kentinde düzenlenen Kısa Kulvar Sürat Pateni 2023 Avrupa Kupası Finalleri'nde bronz madalya kazandı. Bize yaşattığı Ulusal sevinç için Çiğdem'e teşekkür ediyoruz.
Bir başka örnek: Dünya Badminton Federasyonu (BWF) tarafından düzenlenen Polonya Açık Badminton Turnuvası'nda milli sporcu Neslihan Yiğit, 2. oldu. Neslihan Yiğit, 2022'de ise ALTIN madalya kazanmıştı.
Sayesinde gururlandık, gururlanmayı sürdürüyoruz.
Ve takım sporunda yıllardır başarıdan başarıya koşan kadınlarımıza bir örnek:
Avrupa’nın kulüpler düzeyindeki en prestijli organizasyonu olan CEV Şampiyonlar Ligi’nde mücadele eden Kadın Temsilcilerimiz VakıfBank Eczacıbaşı Dynavit ve Fenerbahçe Opet yarı finale yükseldi.
Bir şampiyonanın yarı finalindeki 4 takımdan 3'ünün TÜRK takımları olması Dünya spor kamuoyu gündeminin en ön sırasında yer alarak göğsümüzü kabarttı.
Kadınların arkasından nal toplayan biz erkeklere yakında herhalde çaylı, kurabiyeli "kabul günleri" düzenleyip mahallenin dedikodusunu yapmak kalacak... Azzz sonra !
VEDA
Geleceğim bazen uykudayken sen
Beklenmedik, uzak bir konuk gibi
Sokakta bir başıma koyma beni
Kapıyı sürgüleme üstümden.
Usulca girecek, bir yere ilişeceğim
Bir zaman, karanlıkta, bakacağım yüzüne.
Görüntün doyasıya dolacak gözlerime
Seni kucaklayacak ve çıkıp gideceğim.
NIKOLA VAPTSAROV
(Şairin eşine yazdığı bu şiirin çevirisini Ataol Behramoğlu yapmıştır. )
Dahiden dahice bir yorum
Alkışladım Sevgili Fazıl Say üstadı :))
ANLAYANA...
Fazıl Say, cumhurbaşkanlığı adaylığı için 100 bin oya ulaşan Muharrem İnce'ye, "Kore'deki Goril’in şartları düzelsin diye 130 bin imza var" göndermesinde bulunmuş. (Haberler)
aGa diyor ki:
Yorum serbest !
DÜZELTME
KAFATASI ve BEYİN başlıklı 28 03 2023 - 12:29 mesajınmın 2.paragraf 2.satırındaki cümle,
"beyin varmış ama asla çalışMıyormuş" olacaktır. Düzeltiyorum.
Olabilir siyasette böyle işler beyinli ya da beyinsiz faaliyetler ileriki zamanlarda göreceğiz hep birlikte salatayı kim karıştıracak. Masadan salatayı yemeden kalkıp sonra bir köşesinden dişlemek için oturmakta beynin işlevselliğini gösteriyordu sanırım(!)
Beynin işlevselliğini göreceğiz MR çekildi sonuçları beklemek daha akıllıca afaki konuşmanın tedaviye faydası yok.
İyimser düşünüyorum sadece. Zamanı gelince kendilerine sorarız nedenleri niçinleri.
KAFATASI ve BEYİN
En kıymetli beyin "sinsi etnik kafatasçıların" beyni imiş. Çünkü asırlarca sürü halinde tıbbi kontrolden geçirilen bu güruhtan sadece birinde beyin çıkmış.
Bur başka araştırma sonucuna göre ise,
beyin varmış ama asla çalışıyormuş. Bu nedenle, kimi içkili li lokantalarda masaları meze olarak süsleyen(!) beyin salataların, "sinsi etnik kafatasçıların" beyinleri olduğu söylenir. Başka bi "the book"a yaramıyormuş da...
aGa diyor ki:
Lafım meclisten içeri :)))
Günaydın Ata Kızı :))
Mesajınızda doğru saptadığınız noktalar da var ama sırf görüşme başlatmak için bir taktikse, yanlış bir taktik değil mi?
Cumhur İttifakı’na ve yandaşlarına keyifli kahkahalar attırdığını farketmiyor mu?
Daha sonra CHP'nin ve daha da önemlisi muhalif yurttaşın yüzüne nasıl bakacağını hesap etti mi?
Günaydın,
“MUHARREM İNCE'ye TEPKİLER ÇIĞ GİBİ / 2”
Muharrem inceyi uzun yıllardır takip ediyorum, geçmişten bildiğim bazı düşüncelerinde bugün yanılmadığını ve nokta atışları yaptığını bizzat tespit ettim. Muharrem İncenin çok Zeki biri olduğunu düşünüyorum. Bu kadar zeki bir adamın bugün yaptığı hataya hırsları İçin yenik düşeceğine hala inanmak istemiyorum. Kırgınlığını böyle bir taktik uygulayarak onunla görüşmelerini sağlamak istediğini bunu başaracağını ve yine CHP çatısı altına gireceğini düşünüyorum. İnşallah öyledir. Yoksa olay göründüğü gibiyse çok çirkin.
POPÇU(!) MUHARREM :))