Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Yıllarca kuranın metafizikle açıklamaya kalktılar. En büyük yanlış burada yapıldı. İnsanlar kafa karışıklığından dinden soğudu. Bugün ABD ya da diğer büyük devletler bunun farkındalar kuran rasyoneldir. diyalektik ile ancak yorumlanabilir. kısmen Metafizik ile açıklanabilecek bazı ayetlerin dışında Kuranın Felsefesi rasyoneldir.
"Bir Türk dünyaya bedeldir" neden rasyonel bakış açısı benimsenmesin. Tek yapılması gereken Dİn ile rasyonalizmin olmayacağı inancını yıkmaktır Türkiyede : Aslı' lar da bunu başarabilir pekala ben bir Türküm ve doğru bilinci elimden geldiğince anlatıyorum benim gibi niceleri var. Yeter ki niyet bilge ve olumlu art niyetsiz olsun. Hiç de kasmıyorum gerçekleri dile getiriyorum.
"gelişim tamamlanan bi süreç değildir."
Bilgi gibi gelişim de tamamlanan bir şey değildir elbette ben böyle bir şey iddia etmedim ki. geriden gelirken ileri medeniyetler ve küresel değişime ayak uydurmak için gelişimi yakalayabileceğimizi söyledim.
"Önce akılcılık ile yapılacak işleri sırasıyla organizasyon ve koordinasyon planlarını yapıp hazır olmak
Afet sırasında da yapılması gerekenlere start vermek. yapılması gereken buydu. dedin ya işte mesele bu.. türkler araplar afrikalılar, latin amerikalılar. bu tip toplulukların yapabileceği bi şey değil. bunlar başkalarının iteklemesiyle ilerleyen topluluklar. bizler felaket öncesi tedbir alan değil, felaket sonrası ağlaşan bir topluluk olmayı seçtik. yeni bi depremde yine aynı senaryo yaşanacak..yüz deprem de olsa asla değişmez bu topluluk..çünkü bunun kaderle alakalı olduğunu sanıyor insanlar."
Daha en baştan biz yapamayız'ı kabullenmek yanlış düşünce şekli. Ve ben bunu kabul etmiyorum. değişen dünya içinde sömürülmüş toplumlarda uyanacaktır çünkü teknoloji artık her kapıyı çalıyor. Eskisi gibi körü körüne bağımlılıkların önüne bilginin öğretisiyle geçilecek. (Devletlerin karışması da bunun göstergesidir, çünkü halklar uyanıyor) her bireye ulaşılacak. Hele hele de Türkiye gibi yıllardır sizin söylediğiniz sebeplerden dolayı bir türlü gelişimini tamamlayamayan bir ülke. Gençleri uyanmış bir ülke mutlaka doğru bilgiye ulaşacak ve benimseyecek. Demokrasiyi seçerek doğru yönetim anlayışını demokratik düzenlerin içinden hatta en iyisini seçecek. Ben buna inanıyorum.
Önce akılcılık ile yapılacak işleri sırasıyla organizasyon ve koordinasyon planlarını yapıp hazır olmak
Afet sırasında da yapılması gerekenlere start vermek. yapılması gereken buydu.
halkın birleşmesi önemli değil demişsiniz. Önemli hem de çok önemli. Ama planlanmış bir afet yönetiminden daha etkili değil tabii ki. İşte biz halk olarak maalesef ki yetersiz kalan yönetim sistemini tamamlamak zorunda kaldık. Oysaki halkın görevi : Devlet tarafından göçükte kalan insanların ivedilikle çıkarılması, hasta hane organizasyonları, deprem zedeler için açıkta kalmamaları için barınma ihtiyaçları giderildikten sonra kalan ufak tefek işleri tamamlamak olmalıydı.
Bizim halkımız coşkuludur, merhametlidir, birlik olmayı bilir. ve bu bizi çok güçlü kılar. Birlikten kuvvet doğar çünkü. bu refleksler halkları güçlü kılar.
Afet Allahtan dedik. Hangi zaviye, tekke ya da Diyanet işlerini yükümlü tuttuk? bütün devlet birimleriyle halk gücünü birleştirmedi mi? bu laiklik anlayışı değil de nedir?
Afetleri yönetmek devletlerin işidir bu işi partilere indirmek doğru değil. devlet yönetimine hangi parti seçilmişse o parti görevlidir. Ne yapılması gerekiyorsa onlar yaparlar. Buna rağmen tüm eksikleri kapattık. halk ve muhalefet partileri herkes tek yürek olmadı mı?
Sosyal medyada depremzedeler için çirkin söylemler yapılmış. bunu kullanıp kara propaganda yapılması çok gülünç. madem bu kadar ciddiye alınıyorsa o zaman deprem günlerine dönelim. insanlar nasıl göçük altında can mücadelesi verirken pişmiş kelle gibi sırıtanlar da unutulmaz değil mi?
Machiavelli’ye göre,
Ortaçağ’da olduğu gibi, din
kendi başına bir amaç olamaz.
Bunun yerine devletin varlığı
uğruna siyasal yöneticiler için
yalnızca bir araçtır. Her tür
siyasal mücadelede ancak bir
silah olarak kullanılabilir.
Bunun kanıtı da insanın siyasal yaşamının kendisidir. Ortaçağ’ın Tanrı merkezli
düşüncesine karşı siyasal olguların doğasını ortaya koymak yeterlidir. Dolayısıyla
Machiavelli’nin temel ilgisini laik “yeryüzü devleti” oluşturmaktadır. Machiavelli’ye
göre dinin değeri bile siyasal yaşama katkıda bulunduğu ölçüde ve büyüklüktedir.
Böylece Machiavelli laik devletin kuramsal temelini atmış bir düşünür olarak
karşımıza çıkar. Machiavelli’den önce de laik devletler İtalya’nın güneyinde ve çe
şitli yerlerde ortaya çıkmıştır. Machiavelli’nin tek yaptığı bu laik devletlerin hu
kuksal ve düşünsel temelini oluşturan bir siyaset kuramı ortaya koymak olmuştur.
Varolan yeni ulusal devlet yapısına kuramsal bir temellendirme getirmiştir.
Jean Bodin’in Doğal Adalet Anlayış
Bir insanı, ancak gerçekten uyuyorsa uyandırmak mümkündür. Ama, eğer uyumuyor, uyku taklidi yapıyorsa, dünyanın bütün gayretlerini sarf etseniz, nafiledir.
Mahatma Gandhi
öyle değil mi? çıkar uğruna bariz gerçekleri görmüyorsa bir insan bu gerçeği ona itiraf ettiremez hiç kimse. Ve herkes bu adaletsiz durumu görür. Ancak ilkesi dürüstlük olan insanlar gerçeği dile getirir.
Machiavelli’ye göre,
Ortaçağ’da olduğu gibi, din
kendi başına bir amaç olamaz.
Bunun yerine devletin varlığı
uğruna siyasal yöneticiler için
yalnızca bir araçtır. Her tür
siyasal mücadelede ancak bir
silah olarak kullanılabilir.
bugün öyle değil mi?
alıntı
"Toplum ve Devlet Öğretileri-II: Rönesans ve Modern Felsefenin Toplum ve Devlet Öğretileri"
KORKMA DUYGULARINDAN
Korkma duygularından sakın korkma
Sen, makam-ı insan isen şayet
Ruhun müziklerle müsemma
Bir çiçek kadar narinsin aslında korkma
Baharda açman gerek
Yağmurda ıslanmalı yaprakların
Toprak çamur olsun korkma
Güneş açar üzerinden dökülür
her bir çiy tanesi gülümseyince korkma
Haydi bırak ruhunu kanun' un rüzgarına
şiir olsun aksın kulağından kaleminin ucuna
Bırak damlasın şiir özgürce
Aklının yolaklarından, korkma! :)
Ata Kızı
Dinle ve şiirler yaz sonuna kadar dinle ritmin şahane ilhamına kaptır kendini şair...
Teşekkürler katkınızdan dolayı Mehmet bey.
Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar ağarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!
Y.K. Beyatlı
(oysa ilk dörtlük anlatır tüm şiiri) anlamadılar...
KÖPRÜ OLABİLMEK
köprü kurmak; yıllar önce insanı köprüye benzetmiştim. bunu şiir ile dile getirdim. "şiir gönülden gönüle köprüdür"
demiştim.
Bugün görüyorum ki, doğru düzgün köprüler olamamışız. engeller dediğimiz karşıt fikirlerde boğulmuş dereyi geçememişiz. köprüye bir tahta ekleyip bir diğerinin us' una yaklaşmak yerine yıkıp düşman olmayı seçmişiz.
Biz köprüler kuramamışız.
düzenlerin karmaşalardan doğabileceğini unutup karmaşıklığa bir düğüm daha eklemişiz. yollar, köprülerle birbirine bağlanır, denizler karşı kıyıya köprülerle bağlanır. insanın ise kendisi köprüdür akıldan akla. fikirden fikre. köprüdür insan.
Yaşamak zor iş anlaşılmayınca
Anlaşılmak zor iş dinleyen olmayınca
Dinlemek zor iş fikirler uymayınca
Köprü olmak zor iş ön görü hoş olmayınca
Ata kızı
Çok doğru, gerçek vicdan, olaya, eyleme göre harekete geçer. Kişiye göre değişmez. Yapılan iyilik adı altında çoğu iş bugün ego tatmininden öteye geçmez.
Kurmadan incitmeden kurtulmak çabası yoruyor zaten.
“ işte öyle bir şey “ ne güzel bir cümle.
Uzaya otoban olacakmış ya hani sen karayoluyla daha rahat gidersin.
Hayatım boyunca kimseyi kendime rakip görmedim. Hep bir adım gerideki kendime baktım. Bir yıl önceki hatalarıma, bir ay önceki eksikliklerime, bir hafta önceki yaptıklarıma ve bir gün önce ne yaptığıma .. ne kendimden ders çıkarırken ne yapabilirdim etrafımdakilere. Yanlışı da kendimde aradım, doğruyu da.
bir yandan da iyi bir gözlemciyim kimin ne istediğini ne yapmaya çalıştığını, karşılıklı konuşurken mimiklerinden anlarım niyetini. Ama susarım. şimdiye kadar en çokta zarar vermemek için sustum. bunun adı yorgunluk galiba.
insan koştuğunda değil, sustuğunda yoruluyor asıl.
Onur, için savaşılmaz. çünkü o zaten insanda mevcuttur. onursuzluk için savaşılır! çünkü insana yakışır ve insanda olması gerekir. bunun için savaşılır. öyle topla tüfekle değil, kitap ve kalemle...
Ata Kızı
... ve “Kimseyle hiçbir konuda yarış halinde değilim. Kimseden akıllı, kimseden güzel, kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok. Kimse için en değilim. Daha değilim. Bu devasa iddiasızlığın bana verdiği özgürlüğün hastasıyım”
Prof. Dr. Güner Sönmez: “Kimseyle hiçbir konuda yarış halinde değilim. Kimseden akıllı, kimseden güzel, kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok. Kimse için en değilim, daha değilim. Bu devasa iddiasızlığın verdiği özgürlüğün hastasıyım. Sabahattin Ali”
Levent Gültekin: “Hocam bu söz Sebahattin Ali’nin değil, öyle biliniyor ama”
Prof. Dr. Güner Sönmez: “Kürk Mantolu Madonna kitabında geçiyor diye biliyorum ama Frida Kahlo’ya atfedenler de var.”
Levent Gültekin: “Ben biraz araştırdım değil diye biliyorum bir genç yazmış diye okudum bir yerde”
Bir Vecize Ya da Şiirin Sahibini Tespit İçin İzlenebilecek Adımlar başlıklı yazımızda aktardığımız adımları bahsi geçen vecize için izleyelim…
Yaygın şekilde bu sözün Kürk Mantolu Madonna adlı romanda geçtiğinin iddia edildiği görülüyor. Ancak, Sabahattin Ali’nin basılı eserleri tarandığında bu sözün hiçbirinde geçmediği anlaşılıyor.
Sözün 2020 yılıyla birlikte Sabahattin Ali imzasıyla aktarıldığı tespit edildiği görülüyor. Öncesinde Frida Kahlo’ya ait olduğu da ileri sürülmüş. “Frida Kahlo şu muazzam cümleyi kurmuş” ifadesini taşıyan paylaşımların yerini zaman içerisinde “Sabahattin Ali şu muazzam cümleyi kurmuş” ifadeliler almış.
Sözün Kahlo tarafından dile getirildiğine dair bir delile rastlayamadık.
2019 yılı öncesinde bu vecizenin anonim şekilde sosyal medya platformlarında paylaşıldığı görülüyor.
Taramamızı sürdürdüğümüzde sözün asıl sahibinin “simone ve bitmek bilmeyen tivitleri” adlı “@pekgizlikadin” uzantılı Twitter hesabının olduğunu tespit ettik.
Bahsi geçen profilin 20 Ağustos 2018 günü attığı “Kimseyle hiçbir konuda yarış halinde değilim. Kimseden akıllı, kimseden güzel, kimseden iyi olma gibi bir iddam yok. Kimse için en değilim. Daha değilim. Bu devasa iddasızlığın bana verdiği özgürlüğün hastasıyım” tweeti, zaman içerisinde ünlü isimlerin imzasıyla paylaşılır hâle gelmiş.
belki kalbin çürük. Belki bir yerlerde düşürmüşsün. İnsanları özlüyorsun ve onları merak ediyorsun. Solunda sürekli devam eden can sıkıcı bir ağrı var. eninde sonunda bulutlar açılacak. tamamen kaybettiğini sandığın güneş yeniden parlayacak. Belik bugün değil. Belki yarın değil. Belki de istediğin kadar hızlı değil ama iyi olacaksın. İnsan gücünü hafife alma. Sen sandığından daha güçlüsün. Unutma kötü günler sonsuza kadar kalmaz. İyi olacaksın. Yeniden deneyeceğiz ve belki bu kez daha çok acıtacak ama yeniden deneyeceğiz. Bazen bir bütün olmak için paramparça olmamız gerekir. Yeniden deneyeceğiz ve küllerimizden doğar gibi bir daha birleşeceğiz.
(alıntı)
Selam Mehmet bey,
elbette edebiyattan ve felsefeden geçecek değilim, güncel olaylardan dolayı şu an susmak ve herkesin bazı gerçekleri görmesini beklemek daha uygun diyorum sadece. bir de ruhun inceliğini görebilen dostlar sağ olsunlar görmeyenin ne işi var benim gönül soframda.
Yok denecek kadar varım ruhumla aklımın arasında sıkışıp kalan kimligim...
Evinden çıkman gerekmez. Masandan kalkma ve dinle. Hatta dinleme, yalnızca bekle. Hatta bekleme bile, tamamen sessiz ve yalnız ol.
Dünya, maskesini düşüresin diye, gelip kendini sunacaktır sana, başka türlü olamaz; kendinden geçmiş bir halde kıvranacaktır önünde.
Kafka
Aradığın seni arayandır.
Mevlânâ
Sirius taht kurmuştu dağımın zirvesine
Nasılda kör olmuş parıltısından ayn
Deniz bürünmüş matemime
Yakamozlar göz kırpmıyor eskisi gibi