Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?

Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi

  • Ömer Altun
    Ömer Altun

    Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
    Görünmezim cismim de yok, resmim de
    Dil üzmezim, tek hece var ismimde
    Barınağım gönül denen yer benim...

    Büyük üstad ne güzel demiş...

  • Ömer Altun
    Ömer Altun

    Hasretin yarar uykusuzluğumu dağlanır ahu bakışların kirpiklerimin hürriyetine....
    " Kabuk bağlanır gözyaşı"

    Kirpiklerinin saçaklarına çaput
    b/ağladım
    Hicret kapısı aralayan bal rengine getirmeden halel, şerbet tadında ziftten güller açıyorum
    Gönlüm, gönlünün sarmaşık ezberinde, isminin bahar eteklerinin güz serpiştirisin ba/har tutkunun
    Dudaklarının kar yanığı şehri örtünür hazan matemi renginle
    Alın yazgımdır ismin, ismime ve istilacı bir hasret...

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Bugün de Cemal Safi günü olsun bakalım.

    Evimden barkımdan çözdürdü beni,
    İşimden gücümden bezdirdi beni,
    Bulutlar üstünde gezdirdi beni,
    Bastığım yıldızlar hüsrana kaydı;
    Ah şu şairliğim olmaz olaydı! ...

  • Ömer Altun
    Ömer Altun


    "Üşüyen ellerimin miracında aşk tutuştum"...
    Kendimi aralık bıraktım kendi halime
    Gönlüm laleli'n çiçeklerini mest etmekle meşgul esrarın
    Ey kıymetlim...
    Esen yel mi esti seni, sen mi esen y'eldin
    gama, neşe ettiren
    "Lütfetti geceye, hece'n hüznü"

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Aklım Almıyor

    Unutmak sevmekten kolay demiştin;
    Olmuyor sultanım, kolay olmuyor.
    Hepsi bir mevsimlik olay demiştin;
    Dolmuyor sultanım, zaman dolmuyor...

    Sen gittin kaderim düşman kesildi;
    Alnına simsiyah mührü basıldı.
    Bütün aynaların yüzü asıldı;
    Gülmüyor sultanım sensiz gülmüyor...

    Ben Allah'tan sonra seni överim
    Seninle var oldu benim değerim.
    Senden başkasını nasıl severim!
    Almıyor sultanım, aklım almıyor...

    Cemal SAFİ


  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Aklım Almıyor

    Unutmak sevmekten kolay demiştin;
    Olmuyor sultanım, kolay olmuyor.
    Hepsi bir mevsimlik olay demiştin;
    Dolmuyor sultanım, zaman dolmuyor...

    Sen gittin kaderim düşman kesildi;
    Alnına simsiyah mührü basıldı.
    Bütün aynaların yüzü asıldı;
    Gülmüyor sultanım sensiz gülmüyor...

    Ben Allah'tan sonra seni överim
    Seninle var oldu benim değerim.
    Senden başkasını nasıl severim!
    Almıyor sultanım, aklım almıyor...

    Cemal SAFİ


  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    beklediğim mevsimin İklimi şaştı
    bilmem ki hangi baharın kaçıydı?
    Farz et ki seni
    toprak gibi sevdim

    Güneşim soldu
    Mevsim hep oydu

    Yüreğimi
    Ektiğim
    Mevsim
    Bilmem hangi

    Ekimdi?

    Aslı Birer

  • Ömer Altun
    Ömer Altun

    "Yarılsa da yer
    saplasa da kalbime kadar içerisine beni
    sevdam yüreğimden usul usul çekilirken iken gözlerime
    yanaklarımdan süzülen harfsiz kelimesiz cümleler ile seveceğim seni"...

    Heyhat z'amanların zemheri rutininde avuçlarım karlı dağ soğuğu
    Damla damla donarken bakışlarım hüznünden
    Gem vurulmuş özlemlerime kirpiklerindi çığ
    Morarmış dudaklarım için için sayıklar iken ismini
    Sensiz siyaha bürünmüş gönlüm asumanında mehtaba lüzum yok
    Sağımda hasretin travmaları
    Solumda gözlerin yıldırımları
    Ey ırak ülkelerin gülü, güneşi..!
    Oysaki her iklim yüreğimde açan yediveren gülleri sendin
    Şimdileri kıraç topraklarımda sensiz, çekildi gönlüm suları…

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Kahvaltı, yaşamak’n en güzel parçası.:)

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    ?si=UZ3QL3bgHXK4d5yr

  • Firasi Firas
    Firasi Firas

    Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”
    Mustafa Kemal Atatürk-Bursa Nutku

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Atatürk’ün yurtta sulh cihanda sulh ilkesi sadece bir slogan değildir. Koskoca bir hukuk kuralıdır.
    Bir gün gelecek düşman gibi gördüğünüz ve öldürdüğünüz Türk milletinin ve insanının dünyadaki tek dostunuz olduğunu anlayacaksınız ama vakit çok geç olacaktır çünkü o gün geldiğinde bir vatanınız olmayacak.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Tarih, iyi ya da kötü tarih olarak ayırt edilmez. Olduğu gibi belgelenir. Öyle olması gerekir. Yoksa sonraki nesillere tarih notlarını objektif tuttmaları gerektiğini nasıl açıklayacağız? Tarih notları yalandan mı ibaret olsun. Kötüyü göstermek ve tekrarına girmemek için tarih nesillere olduğu gibi aktarılır.

    Elmalarla armutları ayırt edersek bütünlüğün içinde seçim yapmak zor değildir.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Ve ilave etmek istiyorum ki tarih bizim tarihimiz ve sahip çıkmak devlet olarak bizim görevimiz. Eğer dinden imandan bahsedeceksek önce tarihimize saygı gösterelim sahip çıkalım. ( inancımız ne olursa olsun)

    “Tarihi ve dilidir bir ülkenin vitrini”

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Bu güzel güne yakışacağını düşündüğüm şiir ve bilgileri aşağıda okurlara sunuyorum.

    Edebiyatımızın büyük şairlerinden Süleyman Nâbî, Sultan 4. Mehmet döneminde önemli devlet adamlarıyla birlikte hacca gider. Her Müslüman şair için hac ibadeti, olağan üstü bir olaydır; çünkü metafizik gerilime düşen şair, en yüksek estetik tecrübeyi edinmektedir.

    Hiç şüphesiz Nabi için Medine’ye gidip Hz. Peygamber’in kabr-i şeriflerini ziyaret , Mekke’de Kabe-i Muzzama’da tavaf etmek çok heyecan verici bir olaydır. Dolayısıyla hac kafilesinin Medine’ye yaklaştığı sırada şair Nabi’nin sözkonusu heyecanı doruk noktasına ulaşır.

    Kafile şafak vakti Medine-i Münevvere’ye girmektedir. Ravza-i Mutahhara’nın minarelerinden sabah ezanı okunmaktadır. Müezzin, ezanın ardından Türkçe bir kaside okumaya başlar.

    “Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâdır bu
    Nazargâh-ı ilâhidir Makâm-ı Mustafa’dır bu”

    Nâbi ve hac kafilesinde bulunanlar, Mescid-i Nebi minarelerinden Türkçe şiir okunması karşısında hayrette kalırlar. Nâbî, dikkat eder, okunan kendi şiiridir. İşin ilginç yanı bu naat, Nâbi’nin o gece, yani birkaç saat önce yazdığı şiirdir.

    Namaz bitip Mescid-i Nebi’de yavaş yavaş cemaat dağılırken, Nâbi birkaç arkadaşıyla birlikte heyecan içinde müezzinlerin yanına varır. Müezzinlerden okudukları Türkçe naatın kimin olduğunu ve nerden öğrendiklerini sorarlar. Müezzinler, konunun kendileri için bir sır olduğunu düşünerek önce cevap vermek istemezler.

    Fakat Nâbi, ısrar eder, bu Türkçe naatı o gece kendisinin yazdığını belirtir. Bu kez de müezzinler heyecanlanır. “Senin ismin Nâbi mi?” diye sorarlar şaire...”Evet” cevabını alınca ellerine kapanırlar. Nabi de müezzinlerin boyunlarına sarılır tek tek.

    Müzzinler, Mescid-i Nebi minarelerinden Türkçe şiir okunması olayının açıklamasını şöyle yapar: “Bu gece Allah Rasulü rüyamızda bize, ‘Ümmetimden Nâbi isimli bir şair, beni ziyarete geliyor. Bu zat, bana karşı son derece büyük bir sevgi ile doludur. Bu aşkını ifade için şöyle bir naat yazmıştır. Siz, bu natı, bu sabah minarelerden onun buraya beni ziyarete gelişi şerefine okuyun.”

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    BÜYÜK ŞAİRİMİZ YUSUF NABİ

    Asıl adı Yusuf olan şair, onun “hiçlik-yokluk” anlamına gelen “Nâbi” mahlasını kullanarak, ki “Na” ve “Bi” kelimeleri Arapça ve Farsça’da “yok” anlamına gelmektedir, varlık kapısına ulaşmak ve lütufla muamele görmek için insanın önce “yokluk” elbisesini giymesi gerektiğini ifade etmiş olmaktadır.

    Nabi , 1642 yılında Urfa’da doğar.Urfa’nın tanınmış ailelerindendir. Iyi bir eğitim görmüştür. Arapça’yı ve Farsça’yı çok iyi bilir. Devrinde “ Sultanü’ş-Şuara “ diye anılmıştır.

    Tasavvuf terbiyesi de görmüş olan Peygamber âşığı Nâbî, altı Osmanlı padişahının hükümdarlığına tanıklık etmiş ve tüm bu padişahlar tarafından sevilip desteklenmiştir.

    Halep Valisi Baltacı Mehmet Paşa, sadrazam olunca Nâbi'yi yanına alır. Şair 1666 yılında 24 yaşındayken İstanbul'a gelir. Bu dönemlerde Nâbi Darphane Eminliği, Başmukabelecilik gibi görevlerde bulunur.

    Nâbi sadece iyi bir şair değil, çok güzel bir sese de sahiptir ve 'Seyid Nuh' mahlasıyla besteler yapmıştır.

    Eserlerinin büyük kısmını Halep'de kaleme alan Nâbî, toplumsal ve sosyal hayatı eleştiren, didaktik şiirler yazar. Eserlerinde Osmanlı'nın duraklama devrinde yönetim ve toplumun içerisine düştüğü dejenerasyona vurgu yaparak sert eleştiriler getirir.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    NABİ’NİN NATI

    Nabi’nin ziyareti şerefine Hz.Peygamber’in (s.a.v.) mescidinde okuttuğu Türkçe şiirin dizelerinden gönülleri kanatlandırabiliyoruz artık:

    Sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı Hudâdır bu
    Nazargâh-ı ilâhidir Makâm-ı Mustafa’dır bu

    (Cenab-ı Hakk’ın nazargâhı ve O’nun sevgili peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’nın makamı ve beldesi olan bu yerde edebe riayetsizlikten sakın.)

    Felekte mâh-i nev Bâbü’s-selâm’ın sîne-çâkidir
    Bunun kandili Cevzâ matlâ-i nûr-i ziyâdır bu

    (Gökyüzünde hilâl, O’nun selâm kapısının yüreği yaralı âşığıdır. Semadaki Cevza(ikizler burcu)nın nur ve ışık kaynağı O’dur )

    Habîb-i kibriyâ’nın hâbgâhıdır fazilette
    Teveffuk kerde-i arş-ı Cenâb-ı Kibriyâdır bu

    (Burası, Allah (cc)’ın sevgilisinin ebedî istirahatgâhının, türbesinin bulunduğu yerdir ve fazilet bakımından Cenâb-ı Hakk’ın arşının bile üstündedir.)

    Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-ı adem zâil
    Amâdan açtı muvcûdat çeşmin tûtiyâdır bu

    (Bu mübarek toprağın ziyasından yokluk karanlığı sona erdi. Varlık âlemi, körlük ve yokluktan gözünü onun sürmesiyle açtı.)

    Mürâât-i edeb şartıyla gir Nabî bu dergâha
    Metâf-i kudsiyândır bûse-gâh-ı enbiyâdır bu

    (Ey Nâbi, bu dergâha edep kurallarına uyarak gir. Zira; burası meleklerin etrafında pervane gibi döndüğü, peygamberlerin hürmetle öptüğü mübarek bir makamdır.)

    Nabi, sözkonusu iltifata, Peygamber Efendimiz’e duyduğu muhabbetten ve gösterdiği edepten dolayı nâil olmuştur. Hz.Mevlânâ’ya göre “edep, insanın bedenindeki ruhtur, enbiyâ ve evliyânın göz ve gönül nurudur, şeytanın katilidir, insanla hayvanı birbirinden ayıran en önemli vasıftır.” Erzurumlu İbrahim Hakkı, “Edep bir tâc imiş nûr-i Hüdâdan / Giy ol tâcı, emin ol her belâdan.” dizelerinde ne kadar haklıdır. Allah ve Rasulü’ne yükselen merdivenin basamakları, ancak edeple çıkılır..

    NABİ’NİN MEZARI ARTIK YOK..

    Edep timsali Nabi’nin biz evlatları oldukça edepten uzaklaşmış olmalıyız ki Nabi'nin Karacaahmet'teki mezarı artık yok; çünkü üzerine başkaları defnedilmiş ve mezar taşı bir kenara konulmuş. Bunun düzeltilmesi gerekiyor. Büyük şaire büyük bir ayıp.

  • Ömer Altun
    Ömer Altun

    Bakışlarımız yaktı ruhlarımızı küllenen bedenlerimiz gül yuvası
    ve sonra dilsiz kar tanelerinde buluştu ellerimiz…

    Kıpırtısız bakışlarım uzun uzun düşler yoğurdukça kirpiklerin hudutlarına
    Umut vaatli gamzelerin gülüşlerimde çığlandı
    Giyindikçe bakışlarının güzelliğini
    Efil efil bahar yelleri karşıladı yüreğimi
    Kavradıkça parmaklarını bölündü u'mutsuzluğum
    Ey gündüz rüyam, gece sırdaşım!
    Şafağı sensin alacakaranlık hüznümün
    Dokun artık gönlüm çorak topraklarına
    Ey güz güzeli, düş gamzeli!..
    Sen ruhuma sirayet eden gelincik çiçeğimin kokusu
    Ben gül dikenin
    Bitir artık bu yangını…

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Bu gece siyah güle benziyor, karanlık ama bir o kadar da eşsiz güzellikte,
    Kapanmasın seher yeli vursun kirpiklere
    İçinden geçen bir ben var.
    Aslı Birer

  • Ömer Altun
    Ömer Altun

    Kıpırtısız bakışlarım uzun düşler yoğurur kirpiklerin hudutlarına
    Umut vaatli gamzelerin sıska gülüşlerimde çığlanır
    Giyindikçe bakışlarının güzelliğini efil efil bahar yelleri karşılar yüreğimi
    Kavradıkça parmaklarını u'mutsuzluğum bölünür
    Ey gündüz rüyam, gece sırdaşım
    Sensin hüznüm, gülüşüm...



  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Belki de altın tokalardı kadının saçlarına ket vuran.

    Aslı Birer

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Naif ve çekimser durdu oracıkta çocuk, yanakları kazarmıştı yaptığı hatadan. Ama annesi o her zamanki nahif dokunuşuyla hem uyarıp hem de o narin yüreğini kırmadan göstermişti ona… aslında geleceğin o güpgüzel yetişkinlik inşaasına bir tuğla daha örmüştü kadın…

    Aslı Birer

  • Ömer Altun
    Ömer Altun

    Hayırlı sabahlar Aslı hanım .
    Teşekkür ederim naif yorumunuza.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Günaydın,
    Ömer bey, sabah bu güzel şiirle sayfayı okumak çok güzeldi bu keyfi bize yaşattığınız için teşekkür ederim.
    Şiir de yorum da çok güzel olmuş yüreğinize emeğinize sağlık. Umarım şiir sever tüm dostlara ulaşsın.

    Başarılar diliyorum
    Gönülden tebrikler.

  • Ömer Altun
    Ömer Altun


    Ve tükendi mürekkebi kalemimin
    Gönlüm kâğıtları kapıldı rüzgârlara
    Yağmur damlalarında dağılırken yürek kıyımlarım
    Avuçlarımda birikti yüzün
    İsminin anız baharında filizlerim köklendi
    Firari hislerin bağ bozumunda hasretini yüklendiğim gün düştüm toprağına
    Uzun metrajlı bir yaşamın fragmanıydı hüznün
    Önceleri boğazı kasıp kavuran kan pıhtısı öksürük geçitleri
    Sonra avuçlar dolusu hasret morardı gözkapaklarımda…


    Ve arşivi dağıldı gönlüm mısralarının, afakım kirpiklerinde darmadağın
    Gönlün avlusunda mecalsiz şiirlerim sana muhtaç, yalın ayak yasta
    Gözlerin yokluğunda yüreğin adaklı yüreğim kupkuru ve hasta
    Amade bir ömrün gül çağında tutulmuştum kahrına
    Şerit şerit ömrümden geçtikçe hayalin gözlerim kırgın, ruhun ruhuma çıra
    Kölelik tutsaklık ikileminde yaz güneşi kar eriyişimde gün sayıyorum
    Tuzlu raflar arasında hasretliğinin hasat vaktinde kirpiklerimden döküyorum sana
    Engebeli bir sevdanın engin vadilerinde çorak kaldı yüreğim bir bakışına
    Ey gönül emaneti, sevda rengi…!
    Hadi dindir yürek ağrılarımı, sevdadan fısılda…


    Gönlün gülizarlığında mevsim turuncu, sarı ve beyaz renkler
    Yardıkça kalbimden ismini taştı nil, yarıldı deniz
    İkimiz hudutları bir olan karışmaya cüret edemeyen iki ayrı deniziz
    Sen sevda makamından sılam türküleri
    Ben firaktan içlenmiş sararmış gül yaprağı
    Ey benim dudaklarımda yerleşke kurmuş hüzün gülüşüm
    Yanaklarımdan süzülen son sevinç gözyaşım
    Silme yüreğinden gönlüm izlerini
    Unutma beni…



  • Ömer Altun
    Ömer Altun


    Ve tükendi mürekkebi kalemimin
    Gönlüm kâğıtları kapıldı rüzgârlara
    Yağmur damlalarında dağılırken yürek kıyımlarım
    Avuçlarımda birikti yüzün
    İsminin anız baharında filizlerim köklendi
    Firari hislerin bağ bozumunda hasretini yüklendiğim gün düştüm toprağına
    Uzun metrajlı bir yaşamın fragmanıydı hüznün
    Önceleri boğazı kasıp kavuran kan pıhtısı öksürük geçitleri
    Sonra avuçlar dolusu hasret morardı gözkapaklarımda…


    Ve arşivi dağıldı gönlüm mısralarının, afakım kirpiklerinde darmadağın
    Gönlün avlusunda mecalsiz şiirlerim sana muhtaç, yalın ayak yasta
    Gözlerin yokluğunda yüreğin adaklı yüreğim kupkuru ve hasta
    Amade bir ömrün gül çağında tutulmuştum kahrına
    Şerit şerit ömrümden geçtikçe hayalin gözlerim kırgın, ruhun ruhuma çıra
    Kölelik tutsaklık ikileminde yaz güneşi kar eriyişimde gün sayıyorum
    Tuzlu raflar arasında hasretliğinin hasat vaktinde kirpiklerimden döküyorum sana
    Engebeli bir sevdanın engin vadilerinde çorak kaldı yüreğim bir bakışına
    Ey gönül emaneti, sevda rengi…!
    Hadi dindir yürek ağrılarımı, sevdadan fısılda…


    Gönlün gülizarlığında mevsim turuncu, sarı ve beyaz renkler
    Yardıkça kalbimden ismini taştı nil, yarıldı deniz
    İkimiz hudutları bir olan karışmaya cüret edemeyen iki ayrı deniziz
    Sen sevda makamından sılam türküleri
    Ben firaktan içlenmiş sararmış gül yaprağı
    Ey benim dudaklarımda yerleşke kurmuş hüzün gülüşüm
    Yanaklarımdan süzülen son sevinç gözyaşım
    Silme yüreğinden gönlüm izlerini
    Unutma beni…



  • Ömer Altun
    Ömer Altun

    Körebe sevme hayıflanmalarında kirpiklerinde kaldı avuç sıcaklığım
    Yırtıldı hasretinden yürek zarı, dil per perişan…

    Gönlün simasına kapanınca kapılar tutuştu ruhum sevdandan
    Talimi yok avuç avuç gönlüme bıraktığın yalnızlığın
    Esaretin gül hazanında hasretindir durup durup lâl ve ahraz bırakan
    Kilitlenince göz kapaklarım zemheri ikliminde düş baharına
    Kırıldı dil kemiklerim yaban sayhalarla karıştı asumana
    Ey ahudan narin..!
    Yoktur talebi hasretliğin
    İcra etti mi bir kez gönlün arşına
    Parça parça levm eritir seni sana…

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    İkircikli, bulutlu ve o kadar da suskun. Kararmış ama gök gürültüsüz, kırmızı dudaklı bir havada beyaz mantolu yerde yürümekle durmak arası ayakları üzerinde kız. Bir de kardan Adamın ayak izleri.
    Aslı Birer

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Güzel bir Neruda şiiri gelsin ve müzik olmazsa olmaz.

    Gözlerin ayın rengini barındırmasaydı
    ve balçıktan günleri, çalışmayı ve ateşi,
    ve yakalayamadığın havanın esnekliğini,
    kehribar olmasaydın bir hafta uzunluğunda,

    ve sonbaharın boru çiçekleri arasında yükselen
    o sarı an olmasaydın
    ve uğraşarak gökteki unun arasında
    pırıltısında ayın yaptığı ekmek de olmasaydın,

    sevmezdim seni o zaman, ey çok sevdiğim!
    Kollarında kucaklarım var olan her şeyi,
    kumu, zamanı, yağmurun ağacını,

    ve her şey yaşar ben yaşayayım diye:
    mesafesiz görürüm her şeyi:
    senin hayatında duyumsarım yaşayan her şeyi.
    ?si=y_d_JdXENgGo75yH

  • Ömer Altun
    Ömer Altun

    Gül ben isem toprağım köküm sen
    Hasretin diken ise zarafetim, kokum sen
    Bedenim ben ise ruhum sadece sen
    Evvelimsin ahirim hiç bitmeyen sevdamsın Sen...