BİR ŞARKI, BIR MAKAM, BIR BESTECİ Bölüm 3: Besteci
SELAHATTİN İNAL (1924 Çankırı - 7 Mayıs 1982 Ankara)
YAŞAMI: Selahattin İnal 1924 yılında Çankırı'da doğdu. Fırıncı Hacı Şükrü Efendi ile Nafia Hanım’ın oğludur.
İlkokulu memleketinde bitirdi. Lise öğrenimini Ankara'da tamamladı.
Askerliğini yedek subay olarak yaptıktan sonra Ankara Radyosu'nun açtığı bir sınavı kazandı; keman sanatçısı olarak göreve başladı.
1949 yılında Elif Hanım ile evlenen bestecinin bu evliliğinden Şadan, Ayper, Yasemin, Nilüfer ve Gürdal dünyaya geldi.
Otuz bir yıllık hizmetin ardından 1981 yılında Ankara Radyosu'ndan emekli olan Selahattin İnal, 1982 yılında akciğer kanserinden yaşama veda etti ve Ankara Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi.
SANAT YAŞAMI: İlk musiki çalışmalarına mandolin çalarak başladı. Daha sonra kendi kendine keman çalmayı öğrendi. Lisede okuduğu yıllarda, o dönem Ankara'da bulunan Hakkı Derman'la tanıştı. Musiki çalışmalarını ciddi olarak bu yıllarda sürdürdü ve Hakkı Derman'dan ders aldı.
İlk beste denemesini 1947 yılında yaptı. Bundan sonra ölümüne kadar beste tekniği sağlam, duygulu güzel şarkılar besteledi.
Başlangıçta hocasının etkisinde kalmakla birlikte, sonraları kendine özgü bir uslub elde ederek aranan, tutulan bir keman sanatçısı oldu.
Bestelerinin hemen hepsi her dönem sevilen, plaklara okunan ve günümüzde hala ilgiyle dinlediğimiz eserlerdir.
BESTELERİNDEN: Sen hep beni mazideki halimle tanırsın (Hicaz) Sesimde şarkısı aşkın figan olup gidiyor (Hüzzam) Dertleri zevk edindim bende neşe ne arar (Kürdili Hicazkar) Gönül aşkınla gözyaşı dökmekten usandı artık (Rast) Tez geçse de her sevgide bin hatıra vardır (Hüseyni) Ahımı hicranımı sakladım gizli tuttum (Nihavend) Gözümde özleyiş gönlümde acı (Buselik) Gurbetten gelmişim yorgunum hancı (Uşşak)
HİCAZ MAKAMI: Klasik Türk müziğinde dügah perdesinde karar kılan bir makam ve perdedir. Hicaz perdesi Türk müziğinde do diyez notasını andırır. Bu perde makamın yapısındaki en karakteristik perde olduğu için, makama da adını vermiştir. Makamlar arasında 2500'ü aşkın eserle birinci sırayı alan Hicaz makamı bilinen en eski musiki makamlarından birisidir.
HICAZ'dan BAZI ŞARKI ve BESTECİLERİ:
* Sen hep beni mazideki halimle tanırsın (Selahattin İnal)
* Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek (Selahattin Pınar)
* Acaba şen misin, kederin var mı? (Bimen Şen)
* Gönlümde açmadan solan bir gülsün (Şekip Ayhan Özışık)
* Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok (Alaeddin Yavaşça)
* Ben gamlı hazan sense bahar (Melahat Pars)
* Bir gün karşılaşırsak ayrıldığımız yerde (Yusuf Nalkesen)
* Değdi saçlarıma bahar gülleri (Azeri Bekirof)
* Bir ateşim yanarım, külüm yok dumanım yok (Avni Anıl)
* Ölüyorum kederimden (Mustafa Sayan)
* Enginde yavaş yavaş günün minesi soldu (Sadettin Kaynak)
* Gittin de bıraktın beni aylarca kederde (Münir Nurettin Selçuk)
Sen hep beni mazideki halimle tanırsın Hala bilirim aşk ile bekler inanırsın Hep böyle siyah saçlı ve hülyalı sanırsın Hala bilirim aşk ile bekler inanırsın.
"..... hangi türküde sevmekten bahsedilse ben hep sen sanırdım hangi şiirde türküden bahsedilse ben hep sesin sanırdım sandığım yerden ziyan olurdum ziyan olduğum yerde boşa giderdi hüsran ve hüsran çok hicaz."
(GÖNÜL ÇALIMLI'nın "Ben Hep Sen Sanırdım" şiirinden)
İRAN'DA SON DURUM Hamaney'in Kız Kardeşinden Direnişe Destek!
İran genelinde, Ortaçağ kalıntısı rejime karşı protestolar sürerken ülkenin dini lideri Ali Hamaney'in kız kardeşi Bedri Hüseyni Hamaney, 'yönetimin halka zulmettiğini' söyleyerek Hamaney'i sert bir dille eleştirdi.
Hüseyni Hamaney "İnsani bir görev olarak toplumun haklı taleplerini yıllar önce defalarca kardeşim Ali Hamaney'e ulaştırdım. Fakat dinlemediğini, insanları öldürmede Humeyni'nin yolunu tuttuğunu gördüğümde onunla irtibatımı kestim" şeklinde konuştu. (Haberler)
SENDEN SONRA Geceleri, senin için yanardı ışıkları bu kentin... Sen gittin, teker teker söndüler.
Yağmurlar seninle düşerdi, umut gibi ince ince... Sen gidince tipiye kara çevirdi. Damlalar, pencereme vuramadan, dondular.
Sevgimi sen sulardın, gitmeden, sen büyütürdün, sevecen, incitmeden... Senin ardından, bir yağma, içimde, bir çapul, bir talan ki, çiğnendi, gülüşlerim sevinçlerim... Harabeye döndüler.
Bu can senden sonra umursamaz ve ruhsuz bir gökyüzü altında mahpus, boğulurcasına soluksuz, yüreğine kapandı, inme indi sesine, sustu... Gölgesine, -endamının senin- gömdüler. GÜVEN ANKARA
GAZETECİ TİMUR SOYKAN HEDEFTE! Sapık vakfın çocuk istismarını ortaya çıkaran gazeteci Timur Soykan, gericiler tarafından hedef alındı. Soykan, sosyal medyada hedef gösterilmesine ilişkin "Belgeli habere saldıracak kadar alçalıyorlar. Bu karanlığa karşı yazmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Gericilerin hedef aldığı Timur Soykan'a, #TimurSoykanYalnızDeğildir etiketiyle sosyal medyada destek yağmaya devam ediyor. (Haberler)
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve MÜCADELE ARKADAŞLARI, Cuma dualarında ONLARI yok sayan ulusal onurdan yoksun karanlık türlerin inadına her Cuma bu başlıkta anılmaktadır. Herkes davetlidir.
HERKESİN BİR GİDENİ VARDIR Herkesin; Bir umudu vardır, Bir savaşı, Bir kaybedişi, Bir acısı, Bir yalnızlığı, Bir hüznü… Çünkü herkesin bir gideni vardır. İçinden bir türlü uğurlayamadığı... TURGUT UYAR
Ahlaksızlık yatağı tarikattaki rezaleti ortaya çıkaran azeteci Timur Soykan, HKG.nin kardeşlerinin açıklamalarina sosyal medya hesabı üzerinden yanıt verdi.
Soykan, şunları yazdi: "Kardeşleri, H.K.G.’nin 6 yaşında imam nikahıyla 29 yaşındaki Kadir İstekli’ye teslim edilmesi gibi bir durumun olmadığını iddia ediyor. H.K.G. ise iddianamedeki ifadesinde bunu çok açık bir şekilde anlatıyor.
H.K.G., 6 yaşında imam nikahı kıyılmasıyla birlikte cinsel istismarın başladığını anlatıyor. Bunun kendisine bir oyun olarak anlatıldığını söylüyor.
Kardeşleri, H.K.G'nin psikolojisinin bozuk olduğunu, yalan söylediğini savunuyor. Ama H.K.G. 6 yaşında başlayan istismarı kanıtlamak için Kadir İstekli ile konuşmasını kaydetti ve savcılığa sundu. H.K.G. gittiği doktorun sözlerini aktarıyor. İstekli de istismarı kabul ediyor.
H.K.G., konuşmanın devamında evde Kadir İstekli'ye "Damadım" denildiğini anlatıyor. Kendisine yetişkin gibi davranıldığını ifade ediyor. Kadir İstekli "Ufaklığın öyle geçti" diyor.
Kardeşleri, H.K.G.'nin gelinlik fotoğrafının icazet töreninden olduğunu anlatıyor. H.K.G. ifadesinde, 6 yaşında imam nikahından sonra çekilen fotoğraftan bahsediyor. Kadir İstekli'nin kendisinin fotoğraf stüdyosuna götürdüğünü anlatıyor.
Üstelik H.K.G.'nin savcılığa sunduğu tek fotoğraf bu değil. Henüz küçük bir çocukken Kadir İstekli ile çekilmiş çok sayıda fotoğrafı savcıya verdi. Kardeşleri, bu fotoğraflara bir açıklama getirmedi.
H.K.G. ifadesinde 13 yaşında törensel nişan, 14 yaşında ise düğün yapıldığını anlatıyor. Bunun fotoğrafını da savcılığa sundu. Fotoğrafta kolunda bilezikler de görünüyor.” (Haberler)
6 yaşındaki H.K.G.nin evlendirilmesi alçaklığı ile Türkiye gündemine oturan ahlaksızlık yatağı vakıf, sözde başkanları yusuf ziya gümüşel'in tüm verilerini resmi sitelerinden kaldırırken, H.K.G.nin biri erkek 3 kardeşi bir video çekip kız kardeşlerini yalanladılar.
Kardeşlerin iddiasına göre H.K.G., 2 yıl önce hamileliği beklenmedik şekilde sonlanınca bunalıma girdi ve bu iddiaları ortaya attı. (Haberler)
BU NASIL KINAMA? Bugün 24 yaşında olan ve 6 yaşından bu yana yıllarca tecavüze uğrayan H.K.G. olayı karşısında diyanet işleri başkanlığı nihayet suskunluğunu bozdu. Ancak, başkanlığın açıklamasında özel olarak H.K.G. olayına hiç değinilmediği ve "çocuk haklarının korunması ve çocuğun yararının gözetilmesi" benzeri genel ifadelerle adeta "yasak savıldığı" dikkkati çekti. Ayrıca, olaya ilişkin bugüne kadar toplumun tüm kesimlerinden gelen tepkilerin bir tekinde bile İslam'a veya Müslüman'a tek bir kelimelik satasma olmadığı halde diyanet işlerinin söz konusu bildirisinde, "Müslümanların itham edildiği bir sürece dönüştürülmesi son derecede rahatsız edicidir" denilerek konunun çarpıtılma ve hedef şaşırtma çabası içine girildiği görüldü. (Haberler)
Antoloji'de SADECE BIR AVUÇ KADIN TEPKİ KOYMUŞ 6 yaşından bu yana cinsel istismara uğrayan H.K.G olayı için...
Dikkat edilirse, kadına şiddet veya cinayet, çocuk istismarı, çocuk gelin, İran'daki kadin direnişi ve benzeri namussuzca olaylar karşısında da Antoloji kadın üyelerinin yine O BİR AVUÇ KADARI TEPKİ KOYUYOR.
Unutmayalım ki, kadın tepkileri ne kadar çok, ne kadar yoğun olursa bu namussuzlar o kadar azalır ve tükenirler. Çünkü doğanın kanunudur: Namussuzlar ödlek olur
aGa diyor ki: Çağrım, tek dertleri "iki dirhem bir çekirdek" süslenip püslenerek piyasa yapmak olan kadınlara(!) değil... Duyurulur.
ANLAMLI(!) SUSKUNLUK DEVAM EDİYOR Diyanet işlerinin ali erbaş adlı başkanı(!) bilmem ne cemaatine bağlı bilmem ne vakfı kurucusu herifin kızı H.K.G.'nin 6 yaşında imam nikâhı ile evlendirilmesi namussuzluğuna karşı hala sessiz...
Kendisini ilgilendirmeyen birçok konuya, hatta şarkıcıların sahne kiyafetleri konusuna bile burnunu sokan ama her ulusal bayramda ve 10 Kasım'da yaptığı gibi bu vakfın rezilliği karşısında da ortalıktan toz olan ali erbaş denen bu adamın bu namussuzluğu yapanlar ve örtbas edenler hakkındaki sessizliği, kafalarda soru işaretleri oluşturmayı sürdürüyor. (Haberler)
ANLAMLI(!) SESSİZLİK Dış kapının mandalı olduğu her konuya balıklama dalan, elinde palayla Laik Cumhuriyet'e meydan okuyarak sahibinin sesi görevini başarıyla(!) yerine getiren diyanet işleri başkanı olacak adam(!) ismailağa cemaatine bağlı hiranur vakfında 6 yaşında bir kız çocuğuna yıllardan beri uygulanan NAMUSSUZLUK karşısında NEDENSE dilini yutmuş gibi SESSİZ.
"Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk Gece trenlerine binme kaybolursun Sokaklarda mızıka çalma çocuk Vurulursun Korkusu kalmış içimizde terkedilmiş çocukların Yitik yüzlü fotoğraflar duruyor siyah-beyaz Kırık bir vazo masanın ortasında Yıkık dökük odada Susuz ve çiçeksiz" (ATİLLA İLHAN'ın "MIZIKACI ÇOCUK" şiirinden)
İsmailağa cemaatine bağlı hiranur vakfı kurucusu yusuf ziya gümüşel’in kızı HKG, babasının kendisini 6 yaşındayken 29 yasindaki müridiyle imam nikahıyla evlendirdiğini(!) ve çocukluğu boyunca her gün cinsel istismara uğradığını anlatarak şikâyetçi oldu. HKG'nin uzun süren adalet mücadelesinin sonucunda dava açıldı. (Ayrıntılar gazetelerde)
BİR ŞARKI, BIR MAKAM, BIR BESTECİ
Bölüm 3: Besteci
SELAHATTİN İNAL
(1924 Çankırı - 7 Mayıs 1982 Ankara)
YAŞAMI:
Selahattin İnal 1924 yılında Çankırı'da doğdu. Fırıncı Hacı Şükrü Efendi ile Nafia Hanım’ın oğludur.
İlkokulu memleketinde bitirdi.
Lise öğrenimini Ankara'da tamamladı.
Askerliğini yedek subay olarak yaptıktan sonra Ankara Radyosu'nun açtığı bir sınavı kazandı; keman sanatçısı olarak göreve başladı.
1949 yılında Elif Hanım ile evlenen bestecinin bu evliliğinden Şadan, Ayper, Yasemin, Nilüfer ve Gürdal dünyaya geldi.
Otuz bir yıllık hizmetin ardından 1981 yılında Ankara Radyosu'ndan emekli olan Selahattin İnal, 1982 yılında akciğer kanserinden yaşama veda etti ve Ankara Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi.
SANAT YAŞAMI:
İlk musiki çalışmalarına mandolin çalarak başladı. Daha sonra kendi kendine keman çalmayı öğrendi. Lisede okuduğu yıllarda, o dönem Ankara'da bulunan Hakkı Derman'la tanıştı. Musiki çalışmalarını ciddi olarak bu yıllarda sürdürdü ve Hakkı Derman'dan ders aldı.
İlk beste denemesini 1947 yılında yaptı. Bundan sonra ölümüne kadar beste tekniği sağlam, duygulu güzel şarkılar besteledi.
Başlangıçta hocasının etkisinde kalmakla birlikte, sonraları kendine özgü bir uslub elde ederek aranan, tutulan bir keman sanatçısı oldu.
Bestelerinin hemen hepsi her dönem sevilen, plaklara okunan ve günümüzde hala ilgiyle dinlediğimiz eserlerdir.
BESTELERİNDEN:
Sen hep beni mazideki halimle tanırsın (Hicaz)
Sesimde şarkısı aşkın figan olup gidiyor (Hüzzam)
Dertleri zevk edindim bende neşe ne arar (Kürdili Hicazkar)
Gönül aşkınla gözyaşı dökmekten usandı artık (Rast)
Tez geçse de her sevgide bin hatıra vardır (Hüseyni)
Ahımı hicranımı sakladım gizli tuttum (Nihavend)
Gözümde özleyiş gönlümde acı
(Buselik)
Gurbetten gelmişim yorgunum hancı
(Uşşak)
KAYNAK: besteciler.com & YouTube
BİR ŞARKI, BIR MAKAM, BİR BESTECİ
Bölüm 2: Makam
HİCAZ MAKAMI:
Klasik Türk müziğinde dügah perdesinde karar kılan bir makam ve perdedir. Hicaz perdesi Türk müziğinde do diyez notasını andırır. Bu perde makamın yapısındaki en karakteristik perde olduğu için, makama da adını vermiştir.
Makamlar arasında 2500'ü aşkın eserle birinci sırayı alan Hicaz makamı bilinen en eski musiki makamlarından birisidir.
HICAZ'dan BAZI ŞARKI ve BESTECİLERİ:
* Sen hep beni mazideki halimle tanırsın
(Selahattin İnal)
* Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek (Selahattin Pınar)
* Acaba şen misin, kederin var mı?
(Bimen Şen)
* Gönlümde açmadan solan bir gülsün
(Şekip Ayhan Özışık)
* Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok (Alaeddin Yavaşça)
* Ben gamlı hazan sense bahar
(Melahat Pars)
* Bir gün karşılaşırsak ayrıldığımız yerde (Yusuf Nalkesen)
* Değdi saçlarıma bahar gülleri
(Azeri Bekirof)
* Bir ateşim yanarım, külüm yok dumanım yok
(Avni Anıl)
* Ölüyorum kederimden
(Mustafa Sayan)
* Enginde yavaş yavaş günün minesi soldu
(Sadettin Kaynak)
* Gittin de bıraktın beni aylarca kederde (Münir Nurettin Selçuk)
* Gülünce gözlerinin içi gülüyor (İrfan Özbakır)
* Kader kime şikayet edeyim seni, bilemem (Avni Anıl)
* Madem ki gidiyorsun bırakıp burda beni (Muzaffer İlkar)
* Söyleyemem derdimi kimseye
(Şükrü Tunar)
* Yalancının birine kapıldı kaldı gönül
(Necdet Tokatlıoğlu)
* Anlatılmaz bin dert ile geçiyor çileli ömrüm
(Erdoğan Yıldızel)
* Aldattın beni seviyorum diyerek
(Zeki Müren)
Aşağıda: Hicaz taksim (kanunla)
KAYNAK: makamlar.net & YouTube
BİR ŞARKI, BIR MAKAM, BIR BESTECİ
Bölüm 1: Şarkı
Sen hep beni mazideki halimle tanırsın
Hala bilirim aşk ile bekler inanırsın
Hep böyle siyah saçlı ve hülyalı sanırsın
Hala bilirim aşk ile bekler inanırsın.
Beste: Selahattin İnal
Güfte: Hikmet Şinasi Önol
Makam: Hicaz
AÇIKLAMA:
Şarkının makamı ile bestecisine
dair bilgiler sonraki mesajlardadır.
".....
hangi türküde sevmekten bahsedilse
ben hep sen sanırdım
hangi şiirde türküden bahsedilse
ben hep sesin sanırdım
sandığım yerden ziyan olurdum
ziyan olduğum yerde
boşa giderdi hüsran
ve hüsran
çok hicaz."
(GÖNÜL ÇALIMLI'nın "Ben Hep Sen Sanırdım" şiirinden)
Allah DÜŞÜRMESİN...
Çünkü düşüşün sonu yoktur.
Düştükçe düşersin
Bu arada, günaydın Elif hanım.
Nasılsınız, nasil geçiyor hafta sonu?
Başımıza ne geliyorsa İnsan 'dan
İNSAN düşmüş ,
Düşüren. İNSAN ,
...
Doldurmak insanlara düşer :)) Düşmez mi?
Hihh .....
Adı üstünde gün olsun diye...
Ehh ...
İşte kutlama için
İştee....
Bomboş işte ...
:))
10 Aralik 1948
Birleşmiş Milletler Meclisi, İnsan Hakları Bildirgesini kabul etti. Türkiye kabul oyu verdi.
Kadınların acımasızca katledilmediği ve Çocukların namussuzlar tarafından istismar edilmediği günlere ulaşmak umuduyla İnsan Hakları Günü kutlu olsun.
İRAN'DA SON DURUM
Hamaney'in Kız Kardeşinden Direnişe Destek!
İran genelinde, Ortaçağ kalıntısı rejime karşı protestolar sürerken ülkenin dini lideri Ali Hamaney'in kız kardeşi Bedri Hüseyni Hamaney, 'yönetimin halka zulmettiğini' söyleyerek Hamaney'i sert bir dille eleştirdi.
Hüseyni Hamaney "İnsani bir görev olarak toplumun haklı taleplerini yıllar önce defalarca kardeşim Ali Hamaney'e ulaştırdım. Fakat dinlemediğini, insanları öldürmede Humeyni'nin yolunu tuttuğunu gördüğümde onunla irtibatımı kestim" şeklinde konuştu. (Haberler)
"kararmışsa için,
aydınlatmıyorsa yıldızlar seni,
güneşe türküler yakma boşuna,
gecesin sen zaten." (alıntı)
SENDEN SONRA
Geceleri,
senin için yanardı
ışıkları bu kentin...
Sen gittin,
teker teker
söndüler.
Yağmurlar
seninle düşerdi,
umut gibi
ince ince...
Sen gidince
tipiye kara çevirdi.
Damlalar,
pencereme vuramadan,
dondular.
Sevgimi
sen sulardın, gitmeden,
sen büyütürdün,
sevecen, incitmeden...
Senin ardından,
bir yağma, içimde,
bir çapul, bir talan
ki, çiğnendi,
gülüşlerim sevinçlerim...
Harabeye
döndüler.
Bu can
senden sonra
umursamaz ve ruhsuz
bir gökyüzü altında mahpus,
boğulurcasına soluksuz,
yüreğine kapandı,
inme indi sesine,
sustu...
Gölgesine,
-endamının senin-
gömdüler.
GÜVEN ANKARA
Yasemin hanim merhaba :))
Çok değerli bir katkı olmuş, üstelik gerektiğinde yararlanilabilecek bir katkı... Teşekkür ederim.
GAZETECİ TİMUR SOYKAN HEDEFTE!
Sapık vakfın çocuk istismarını ortaya çıkaran gazeteci Timur Soykan, gericiler tarafından hedef alındı. Soykan, sosyal medyada hedef gösterilmesine ilişkin "Belgeli habere saldıracak kadar alçalıyorlar. Bu karanlığa karşı yazmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Gericilerin hedef aldığı Timur Soykan'a, #TimurSoykanYalnızDeğildir etiketiyle sosyal medyada destek yağmaya devam ediyor. (Haberler)
Sadece bir kez yaşıyoruz Elif hanım...
Ve doğru yaşarsak bir kez de olsa bu yeter.
Yetmez mi? :))
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
ve
MÜCADELE ARKADAŞLARI,
Cuma dualarında ONLARI yok sayan ulusal onurdan yoksun karanlık türlerin inadına her Cuma bu başlıkta anılmaktadır. Herkes davetlidir.
.....idare edip gidiyoruz. Hep yaşayıp gidiyoruz, çünkü sağ kalmayı öğrendik...
HERKESİN BİR GİDENİ VARDIR
Herkesin;
Bir umudu vardır,
Bir savaşı,
Bir kaybedişi,
Bir acısı,
Bir yalnızlığı,
Bir hüznü…
Çünkü herkesin bir gideni vardır.
İçinden bir türlü uğurlayamadığı...
TURGUT UYAR
Oooo bu ne sürpriz Elif hanım :)))
Hoş geldiniz. Nasılsıniz?
Ş O K ...!
Ş O K .....!
Ş O K.............!
SIRA SIRA , SIRADAĞ haberler .....
KARDEŞLERİN İNKARINA GAZETECİDEN YANIT !
Ahlaksızlık yatağı tarikattaki rezaleti ortaya çıkaran azeteci Timur Soykan, HKG.nin kardeşlerinin açıklamalarina sosyal medya hesabı üzerinden yanıt verdi.
Soykan, şunları yazdi:
"Kardeşleri, H.K.G.’nin 6 yaşında imam nikahıyla 29 yaşındaki Kadir İstekli’ye teslim edilmesi gibi bir durumun olmadığını iddia ediyor. H.K.G. ise iddianamedeki ifadesinde bunu çok açık bir şekilde anlatıyor.
H.K.G., 6 yaşında imam nikahı kıyılmasıyla birlikte cinsel istismarın başladığını anlatıyor. Bunun kendisine bir oyun olarak anlatıldığını söylüyor.
Kardeşleri, H.K.G'nin psikolojisinin bozuk olduğunu, yalan söylediğini savunuyor. Ama H.K.G. 6 yaşında başlayan istismarı kanıtlamak için Kadir İstekli ile konuşmasını kaydetti ve savcılığa sundu. H.K.G. gittiği doktorun sözlerini aktarıyor. İstekli de istismarı kabul ediyor.
H.K.G., konuşmanın devamında evde Kadir İstekli'ye "Damadım" denildiğini anlatıyor. Kendisine yetişkin gibi davranıldığını ifade ediyor. Kadir İstekli "Ufaklığın öyle geçti" diyor.
Kardeşleri, H.K.G.'nin gelinlik fotoğrafının icazet töreninden olduğunu anlatıyor. H.K.G. ifadesinde, 6 yaşında imam nikahından sonra çekilen fotoğraftan bahsediyor. Kadir İstekli'nin kendisinin fotoğraf stüdyosuna götürdüğünü anlatıyor.
Üstelik H.K.G.'nin savcılığa sunduğu tek fotoğraf bu değil. Henüz küçük bir çocukken Kadir İstekli ile çekilmiş çok sayıda fotoğrafı savcıya verdi. Kardeşleri, bu fotoğraflara bir açıklama getirmedi.
H.K.G. ifadesinde 13 yaşında törensel nişan, 14 yaşında ise düğün yapıldığını anlatıyor. Bunun fotoğrafını da savcılığa sundu. Fotoğrafta kolunda bilezikler de görünüyor.” (Haberler)
KARDEŞLER DE UTANMAZLIĞA ORTAK !
6 yaşındaki H.K.G.nin evlendirilmesi alçaklığı ile Türkiye gündemine oturan ahlaksızlık yatağı vakıf, sözde başkanları yusuf ziya gümüşel'in tüm verilerini resmi sitelerinden kaldırırken, H.K.G.nin biri erkek 3 kardeşi bir video çekip kız kardeşlerini yalanladılar.
Kardeşlerin iddiasına göre H.K.G., 2 yıl önce hamileliği beklenmedik şekilde sonlanınca bunalıma girdi ve bu iddiaları ortaya attı. (Haberler)
BU NASIL KINAMA?
Bugün 24 yaşında olan ve 6 yaşından bu yana yıllarca tecavüze uğrayan H.K.G. olayı karşısında diyanet işleri başkanlığı nihayet suskunluğunu bozdu.
Ancak, başkanlığın açıklamasında özel olarak H.K.G. olayına hiç değinilmediği ve "çocuk haklarının korunması ve çocuğun yararının gözetilmesi" benzeri genel ifadelerle adeta "yasak savıldığı" dikkkati çekti.
Ayrıca, olaya ilişkin bugüne kadar toplumun tüm kesimlerinden gelen tepkilerin bir tekinde bile İslam'a veya Müslüman'a tek bir kelimelik satasma olmadığı halde diyanet işlerinin söz konusu bildirisinde, "Müslümanların itham edildiği bir sürece dönüştürülmesi son derecede rahatsız edicidir" denilerek konunun çarpıtılma ve hedef şaşırtma çabası içine girildiği görüldü. (Haberler)
Antoloji'de SADECE BIR AVUÇ KADIN TEPKİ KOYMUŞ 6 yaşından bu yana cinsel istismara uğrayan H.K.G olayı için...
Dikkat edilirse, kadına şiddet veya cinayet, çocuk istismarı, çocuk gelin, İran'daki kadin direnişi ve benzeri namussuzca olaylar karşısında da Antoloji kadın üyelerinin yine O BİR AVUÇ KADARI TEPKİ KOYUYOR.
Unutmayalım ki, kadın tepkileri ne kadar çok, ne kadar yoğun olursa bu namussuzlar o kadar azalır ve tükenirler. Çünkü doğanın kanunudur: Namussuzlar ödlek olur
aGa diyor ki:
Çağrım, tek dertleri "iki dirhem bir çekirdek" süslenip püslenerek piyasa yapmak olan kadınlara(!) değil... Duyurulur.
ANLAMLI(!) SUSKUNLUK DEVAM EDİYOR
Diyanet işlerinin ali erbaş adlı başkanı(!)
bilmem ne cemaatine bağlı bilmem ne vakfı kurucusu herifin kızı H.K.G.'nin 6 yaşında imam nikâhı ile evlendirilmesi namussuzluğuna karşı hala sessiz...
Kendisini ilgilendirmeyen birçok konuya, hatta şarkıcıların sahne kiyafetleri konusuna bile burnunu sokan ama her ulusal bayramda ve 10 Kasım'da yaptığı gibi bu vakfın rezilliği karşısında da ortalıktan toz olan ali erbaş denen bu adamın bu namussuzluğu yapanlar ve örtbas edenler hakkındaki sessizliği, kafalarda soru işaretleri oluşturmayı sürdürüyor. (Haberler)
ANLAMLI(!) SESSİZLİK
Dış kapının mandalı olduğu her konuya balıklama dalan, elinde palayla Laik Cumhuriyet'e meydan okuyarak sahibinin sesi görevini başarıyla(!) yerine getiren diyanet işleri başkanı olacak adam(!) ismailağa cemaatine bağlı hiranur vakfında 6 yaşında bir kız çocuğuna yıllardan beri uygulanan NAMUSSUZLUK karşısında NEDENSE dilini yutmuş gibi SESSİZ.
Ali Erbaş ses veeerrrr !!!
ÇOCUĞA AĞIT
"Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk
Gece trenlerine binme kaybolursun
Sokaklarda mızıka çalma çocuk
Vurulursun
Korkusu kalmış içimizde terkedilmiş çocukların
Yitik yüzlü fotoğraflar duruyor siyah-beyaz
Kırık bir vazo masanın ortasında
Yıkık dökük odada
Susuz ve çiçeksiz"
(ATİLLA İLHAN'ın "MIZIKACI ÇOCUK" şiirinden)
MOLLA REJİMLERİNİN DEĞİRMENİNE BİLEREK YA DA BİLMEYEREK SU TAŞIYAN KADINLARA KISSADAN HİSSELER / 2
DİN İSTİSMARCILARININ İĞRENÇ YÜZÜ:
6 YAŞINDAKİ KIZINI MÜRİDİYLE EVLENDİRDİ!
İsmailağa cemaatine bağlı hiranur vakfı kurucusu yusuf ziya gümüşel’in kızı HKG, babasının kendisini 6 yaşındayken 29 yasindaki müridiyle imam nikahıyla evlendirdiğini(!) ve çocukluğu boyunca her gün cinsel istismara uğradığını anlatarak şikâyetçi oldu. HKG'nin uzun süren adalet mücadelesinin sonucunda dava açıldı. (Ayrıntılar gazetelerde)