bir ilk belki... umudun rengi... ________ bir vardım bir yoktum ben doğdum selimi sâlisin köşkünde
sebepsiz hüzün hocamdı loş odalar mektebinde harem ağaları lalaydı kara sevdâma uyudum büyüdüm ve nûrusiyâha ağladım
nûrusiyâha ağladığım zaman annem sûzudilâra idi ve babam bir tambur annem sustu babam küstü ama ben niçin hâlâ nûrusiyâha ağlarım nûrusiyâaah nûrusiyâaah
SİYAH GELİNCE AKLIMA ASALET GELİR....GÜÇ, OTORİTE GELİR...veeee KABE miz gelir.... bir kara gelmez aklıma..kara ile siyah farklı şeylerdir aslında...kara kötülerin cahillerin canilerin kara vicdanlıların rengidir....... siyah ise asillerin :))
Karadelik misali beyazın içinden geçip gitmesi..... kaybolması..... Işığını yıldızlarda, iyilerde göstermesi..... Düşünce rengi..... İnsanın zihnini zorlayan gücü olan.... yokluğu beyazda var olan....
Duygusallığı ve hüznü simgeler. Gücü ve tutkuyu temsil eder. Bizde ve batıda siyah matemi temsil ederken, Japonya’da siyah mutluluktur. Siyah fonda kullanılırsa karamsarlığı çağrıştırır. Einstein konsantre olabilmek için perdeleri siyah, gün ışığı olmayan odaları tercih ederdi.
Hiçbir rengin kapatamayacağı renk ve pek çok kişiye göre asaletin rengi..kimine göre gece soğuğunun rengi..Herkese bir şeyler anlatabilen gotik,asil renk...
siyah...dikkat çekmek istemeyen insanlar siyahı çok kullanır tabi ki bu benim düşüncem..siyah; Kalbimin derinliklerine hapsettiğim anılarımın olduğu yerdir(karanlık) ..karamsarlıktır..gecedir siyah...umutsuzluktur..odalarını siyaha boyayan ünlü rock'çılarda vardır..karadır..zıttır..ama olduğu gibidir yapmacıksızdır..pembe deqğil siyah gözlük... :)
Gecenin saçları siyah, gözleri kara Bense gecenin şehrinde daha karayım...
Gülerek çıkıyorum düştüğüm uçurumdan Su beni boğmuyor bugün, ölüm korkutmuyor Alnımın değdiği yerde parıltısına taşın İçimin karanlığından ışıklar gelip geçiyor Hangi denize girsem..
Dağın küçüldüğü yerde büyüyor aşk Ya da kapladığı yerde gecenin bizi Ay ve bulut Öyle bakıp gülümsüyor Hangi denize girsem...
Bu gün bütün kapıları bir daha açtım Dağıldı göklere yorgunluklarım Büyüyorum aşk vurdukça derinden Aşk vurdukça Hangi denize girsem...
Gecenin gözleri siyah, saçları ölüm Gibi örttü üstümü, kendimi gördüm..
Kendimi gördüm ki bu gün, seninle iki fildişi Kaybolmuşuz karanlıkta Sahillere dokunarak uçuyoruz yaprak gibi Ay'ın göründüğü yerde yosunlar yutuyor bizi Hangi denize girsem...
Bir şairin esrarı geceyle açıklanır En güzel gece uyar bir güzelin aşkına İşte bu gün ay benim; bulut da ben,gece de... İçimdeki boşluğa eğilip duruyorum Yüz yüzeyim kendimle, kendimi kuruyorum Hangi denize girsem..
Hangi denize girsem boğulmak isterim ben Koyu bir karanlık gibi eritilmek, erimek... Bir şeyler akar bu gün boşluğuma gözlerinden Hep taşlara çarparım anlamını bir yüzün Karanlığım bulaşır yeryüzüne Hangi denize girsem..
Hangi denize girsen Ölümü gördüğün yerde ara beni...!
... en sevdiğim renktir siyah...gecelerimin siyahı...sevdamın karası...ve gizlenmek...ve saklanmak...insanlardan...sadece rahmanın bilmesi içimi...ve güzelliğin gizi...sonsuzluktur siyah...zamana modaya insanlara meydan okumadır tekbaşına... siyah hattır... eliftir... vavdır... gerçektir siyah...tüm renklerin içinde kaybolduğu bir karadelik,tüm hepsini yutan...siyah belirsizliktir hüznü ve mutluluğu içinde boğan...tevazudur kırmızının karşısında...korkuyla durur beyazın,şeffaflığın yanında...turuncunun sevecenliğine inat soğukluktur...mavinin karşısında umutsuzca durur,yeşilin yanında ise feryad...isyandır siyah...lakin asil bir isyan...sessiz ve asil...ve en derinden... gizliden kibirdir...korkudur...insanlara tenezzül etmeme halidir...benden uzak dur mesajıdır...ben kendimim demektir...kendime aitim demektir...sana kırgınım ey aşk,ey sevgili...yıldım senden demektir...artık sarılmaz ve kanamaz yaralarım var...hüzün ve hazan daim demektir...bırak beni yalnızlığıma,kaderime demektir... ve siyah...perdedir günahıma...perdedir gözyaşlarıma...tövbeme... pişmanlığıma... siyah yoktur aslında...yalandır renk olduğu...renkler bir yanılsamadır aslında yalan değil mi hayat olduğu...hayat siyah bir boşluktur aslında içinde zamanın kaybolduğu...
rengin ve ışığın yokluğudur. kötülüğün, pasifliğin ve ıstırabın rengi olmakla birlikte aynı zamanda ilahi mevcudiyetin de rengidir çünkü tüm renklerin üzerine geçebilme hakimiyeti ondadır. kaosun karanlığındaki siyahı belirtmek için hermetistler 'siyahtan da siyah olan siyah' deyimini kullanmışlardır.
Hiç mektup yazmadım yazamadım ve ben… ben hiç böyle de aşık olmadım…Sensiz hiç kalmadım soğuk ve karanlık geceler geçirmedim sensiz,… ağlamadım ağlayamadım gidenlerin ardından.. giden olmadı… hep ben, hep ben gittim ardımda göz yaşı bırakarak.. çünkü… yanmadı yüreğim alev alev ben hiç ölmek istemedim aşk için…ama sen ve tek senin için… baksana şu halime bak…bana…. bunu sen yaptın…beni bu hale senmi getirdin? Söyle neden..neden? gitmelimiydin illaki sen benden? Sana satır satır ağladım….kalemim göz yaşı, mürekgebim kan.. göz yaşlarımdan mektuplar yazdım hepsi kıpkırmızı, hepsi alev alev…hepsi ben ve hepsi bendeki sen…
Hayata küstüm ben sensiz…biliyormusun..nefes almak istemedim sensiz…günlerce, haftalarca, aylarca hatta yıllarca….hiç gülemedim…tebesümde hep acılar saklıydı.. hep hüzün vardı gülüşlerde.. sen beni öylesine değiştirdinki, hiç bakmadı gözlerim..hiç görmedi kalbim..hiç tutmadı ellerim….…
Hatırlarmısın…senle uyanırdım ben..birlikte güneşin doğuşunu izlerdik…bizim için doğardı sanki her gün ayni saatlerde…sımsıkı sarılırdın bana..o günler hiç bırakmıycak gibi sarılırdın… sımsıkı…sımsıcak..sevgi dolu, aşk dolu…sen dolu..biz dolu aşkımız vardı…biz vardık günün o saatinde doğan yeniden.. ve her gün doğardık…hiç eskitmedik sevgimizi, doğan her güneşle…biz vardık.. sen ve ben.
Ayrılmak istemezdin yanımdan. Avuçlarmı öperdin, senin için yaptığım yemeklere aşkımı katığımı söylerdin..doymak bilmezdin bana, doymak bilmezdin…sen bize…dizinin dibinde kucağında, kollarında sana sığınabilecek heryerdeydim..hayat sendeydi.. Sen…hep kokumun üzerinde olduğunu söylerdin.. hatta.. hatta saçımın telini üzerinde bulduğunu onu atmaya kıyamadığnı söylerdin….arardın sorardın günün her saatinde…aşıktın, sende sevmiştin öyle değilmi? Söylesene?
Düşün sen, artık varmı bundan sonra benim için yaşam varmı hayatın güzeliği. Sen gittin ya ben hiç açmadım perdeleri bakmadım güneşe..hiç günün doğuşunu izleyemedim senden sonra…gülen gözlerimle kumsalda yürümedim denizin kokusunu içime doya doya çekmedim….gitti bendeki delilik, gitti bendeki heyecan…sen giderken götürdün…aldın sen beni benden…hani pervasızca yaşardım hep…dağı, denizi, güneşi, ayı, yıldızı, bir çiçeği.. gülleri severdim… en sevdiğim kara güllerdi…ne tuaf…o güller soldu hiç açmıyor şimdi…
Sen gittin ya ben hiç kendime gelemedim. Bu satırlar sana beni anlatsın benim sana anlatamadıklarımı söylesin..anlatsın sana benim hiç bir zaman anlatamadıklarımı…anlatsın sana içimde köpüren sevda denizini... Şimdi kim bilir nerdesin kimlesin…şimdi kim bilir mutlumusun.. Acaba sende beni düşünüyormusun…hiç anıyormusun ikimizi.. hiç dudaklarında ismim, yastığında kokum, teninde dokunuşumu düşünüp sende beni..sende biraz olsun beni anımsıyormusun… ben hep seni.. hep seni düşünüyorum hep sana ağlıyorum ben senin açını yüreğime resmini bastırıp avunuyorum….. Bu gidiş öyle bir gidiş ki artık ben hiç yaşayamıyorum aldığım nefes sadece hayatta kalabilmek için…anlayamıyorum..yok bu acının ilacı…
Yokluğun çok zor…çok... Dön gel demeyi çok istedim gitme demeyide ama…benim ne yaptırımım vardı ki kaderin karşısında… Dilimi bağladılar haykıramadım..boğazım düğümlendi konuşamadım….sanki, gözyaşım sel, bağrım taş…beynim duman oldu, ardından sustum gözyaşlarım sevgim yetmedi seni durduramadım…gittin sen …sevgim yetmedi sana gitme diyemedi….
Hatırlarmısın son gecemizi…ellerin avucumdaydı….sımsıkı tuttun parmaklarımı..hep bir ümit vardı bende… ‘döneceğim birgün dedin bekle geleceğim yanına’ dedin ve götürdüler seni…ne bilirdim hiç gelmiyeceğini…
Sen gideli çok zaman geçti ben hala aynı yerdeyım ama..ama ….hiç değişmedim diyemiyorum, çok değiştim senden sonra…dönsende tanımazsın..belkide tanımak bile istemezsin beni…yok artık Güla Reş…kopardılar dalından…yapraklarım ayaklar altında…dikenlerim her zamankinden sivri ve artık zehirli…
Artık rüyamda bile göremiyorum seni… ne de bir haber var senden..nede bir sesleniş.. ben hala seni anıyorum biliyorum gelmeyeceksin ama kendimi avutuyorum…
Yüzümdeki tebesüm yanlız seni anarken gerçek…dalıyorsam uzaklara bilki sana gelmişim…bilki senleyim….Çok şey öğrettin bana sevmeyi ağlamayı, bakmayı…görmeyi…yürümeyi…koşmayı…coşmayı…cesareti.. davamızı..beklemeyi…sabretmeyi ama….ama seni unutmayı öğretmedin
Ama… ben senden sonra birşeyi öğrendim ayrılığın zaten ölümün ilk adı olduğunu…Güla Reş’in artık hiç bir avuca sığmadığını…ve siyah gülleri artık hiç sevmediğmi…
Yaşamıyorum ben sensiz… mezarım yok…olsaydı taşının yazdığımız son mektup olduğunu anlardın…. Kefenim yok…olsaydı giydiğim son gecelik olduğunu….toprağımında kapanan son sayfa olduğunu görürdün…rahat ol sevdiğim.. Artık hiç sevmediğim…siyah güller süslesin mekanını…ve bilki o güller sadece sana açtı..sende yaşadı..sende var oldu..
Usul usul intizarı çürüten bu hercai diken,bu çılgın arzu sürüklüyor imkansız muştuların eşiğine gönül vadilerini bir ağaçtan düşen yapraklar gibi düşüyorum tanyerine ya topla yaralı kırlangıçları ya da bu vefasız şarkıyı bitir özgürlüğe giden tutsaklar gibi siyah gözlerine beni de götür.
fizik bilimine göre siyah olmayan renktir..görünmeyen renktir..tüm renkleri yutan renktir..göremediklerimize siyah deriz..bu yüzden karanlık bilinmezlikleri temsil eder..
siyah bence toplumların kültürlerine göre anlam kazanmış bir renktir.tıpkı beyaz,mavi...gibi insan hangi renkte olursa olsun bundan ötürü ayıplanmamalı çünkü bu onların tercihi değil
Samimidir bi kere..sonra merhametlidir..en fazlada yüreklidir...
sevmelere doyulmaz..
.........
Siyah sizin için mâtem olabilir,
Bizim için Rahmettir Aşk'tır.
Hükmü bütün renklerin üstünde olan SiyaH son sözü söylerdi daima...
(Nazan Bekiroğlu)
bir ilk belki... umudun rengi...
________
bir vardım
bir yoktum
ben doğdum
selimi sâlisin köşkünde
sebepsiz hüzün hocamdı
loş odalar mektebinde
harem ağaları lalaydı
kara sevdâma
uyudum
büyüdüm
ve nûrusiyâha ağladım
nûrusiyâha ağladığım zaman
annem sûzudilâra idi
ve babam bir tambur
annem sustu
babam küstü
ama ben niçin hâlâ nûrusiyâha ağlarım
nûrusiyâaah
nûrusiyâaah
_____ Asaf Halet Çelebi
Yine büründüm siyaha, dokunmayın yara benim...
SİYAH GELİNCE AKLIMA ASALET GELİR....GÜÇ, OTORİTE GELİR...veeee KABE miz gelir.... bir kara gelmez aklıma..kara ile siyah farklı şeylerdir aslında...kara kötülerin cahillerin canilerin kara vicdanlıların rengidir.......
siyah ise asillerin :))
vazgeçilmezim
En sevdiğim renk. Umut güzellik mutluluk veriyor bana. Bazıları için karanlığın kötünün simgesi olsa da benim için gücün asaletin simgesi..
Karadelik misali beyazın içinden geçip gitmesi..... kaybolması.....
Işığını yıldızlarda, iyilerde göstermesi.....
Düşünce rengi.....
İnsanın zihnini zorlayan gücü olan....
yokluğu beyazda var olan....
Duygusallığı ve hüznü simgeler. Gücü ve tutkuyu temsil eder. Bizde ve batıda siyah matemi temsil ederken, Japonya’da siyah mutluluktur. Siyah fonda kullanılırsa karamsarlığı çağrıştırır. Einstein konsantre olabilmek için perdeleri siyah, gün ışığı olmayan odaları tercih ederdi.
benim rengim :)
siyah bence asillği,duyqusuzluğu,korkusu olmayan renqtir
Hiçbir rengin kapatamayacağı renk ve pek çok kişiye göre asaletin rengi..kimine göre gece soğuğunun rengi..Herkese bir şeyler anlatabilen gotik,asil renk...
siyah...dikkat çekmek istemeyen insanlar siyahı çok kullanır tabi ki bu benim düşüncem..siyah; Kalbimin derinliklerine hapsettiğim anılarımın olduğu yerdir(karanlık) ..karamsarlıktır..gecedir siyah...umutsuzluktur..odalarını siyaha boyayan ünlü rock'çılarda vardır..karadır..zıttır..ama olduğu gibidir yapmacıksızdır..pembe deqğil siyah gözlük... :)
Sular Birleştirir Bizi
Bu gün hangi denize girsem? ..
Gecenin saçları siyah, gözleri kara
Bense gecenin şehrinde daha karayım...
Gülerek çıkıyorum düştüğüm uçurumdan
Su beni boğmuyor bugün, ölüm korkutmuyor
Alnımın değdiği yerde parıltısına taşın
İçimin karanlığından ışıklar gelip geçiyor
Hangi denize girsem..
Dağın küçüldüğü yerde büyüyor aşk
Ya da kapladığı yerde gecenin bizi
Ay ve bulut
Öyle bakıp gülümsüyor
Hangi denize girsem...
Bu gün bütün kapıları bir daha açtım
Dağıldı göklere yorgunluklarım
Büyüyorum aşk vurdukça derinden
Aşk vurdukça
Hangi denize girsem...
Gecenin gözleri siyah, saçları ölüm
Gibi örttü üstümü, kendimi gördüm..
Kendimi gördüm ki bu gün, seninle iki fildişi
Kaybolmuşuz karanlıkta
Sahillere dokunarak uçuyoruz yaprak gibi
Ay'ın göründüğü yerde yosunlar yutuyor bizi
Hangi denize girsem...
Bir şairin esrarı geceyle açıklanır
En güzel gece uyar bir güzelin aşkına
İşte bu gün ay benim; bulut da ben,gece de...
İçimdeki boşluğa eğilip duruyorum
Yüz yüzeyim kendimle, kendimi kuruyorum
Hangi denize girsem..
Hangi denize girsem boğulmak isterim ben
Koyu bir karanlık gibi eritilmek, erimek...
Bir şeyler akar bu gün boşluğuma gözlerinden
Hep taşlara çarparım anlamını bir yüzün
Karanlığım bulaşır yeryüzüne
Hangi denize girsem..
Hangi denize girsen
Ölümü gördüğün yerde ara beni...!
renkten öte..
Siyah daha koyudur ve en dürüst. Neden?
Çünkü kendidir, sadece siyah.
siyah kapkara bir asalettir,sapasaglam bir dost hic bir zaman sir vermeyen,siyah insanin kendidir beyazi ararken ihmal ettiyi benliyi
...
en sevdiğim renktir siyah...gecelerimin siyahı...sevdamın karası...ve gizlenmek...ve saklanmak...insanlardan...sadece rahmanın bilmesi içimi...ve güzelliğin gizi...sonsuzluktur siyah...zamana modaya insanlara meydan okumadır tekbaşına... siyah hattır... eliftir... vavdır... gerçektir siyah...tüm renklerin içinde kaybolduğu bir karadelik,tüm hepsini yutan...siyah belirsizliktir hüznü ve mutluluğu içinde boğan...tevazudur kırmızının karşısında...korkuyla durur beyazın,şeffaflığın yanında...turuncunun sevecenliğine inat soğukluktur...mavinin karşısında umutsuzca durur,yeşilin yanında ise feryad...isyandır siyah...lakin asil bir isyan...sessiz ve asil...ve en derinden...
gizliden kibirdir...korkudur...insanlara tenezzül etmeme halidir...benden uzak dur mesajıdır...ben kendimim demektir...kendime aitim demektir...sana kırgınım ey aşk,ey sevgili...yıldım senden demektir...artık sarılmaz ve kanamaz yaralarım var...hüzün ve hazan daim demektir...bırak beni yalnızlığıma,kaderime demektir...
ve siyah...perdedir günahıma...perdedir gözyaşlarıma...tövbeme... pişmanlığıma...
siyah yoktur aslında...yalandır renk olduğu...renkler bir yanılsamadır aslında yalan değil mi hayat olduğu...hayat siyah bir boşluktur aslında içinde zamanın kaybolduğu...
temmuz
SiYAH benCE sOnsuzluktur bıkere daldınmı cıkmassın baktıkca batarsın vazGeCILmez tutkuldur sıyaha (renk) dıyemeyckadar sıyahtır bataklık gıbı uzzuunn bı kuyu gıbı...
yillar sonra insanin aklina dusen ve 'bir kez daha okumaliyim' dedirten basucu kitabi. icindeki siyah'i ozleyenlere..
gerçeğin * rengidir siyah, pembenin * yalancılığından bihaber. suistimale kapalıdır. görmek isteyene gerçeği gösterir, yanında ışık olmasa da insanın.
ben siyaha rengini verdim, siyah bana gönlünü
rengin ve ışığın yokluğudur. kötülüğün, pasifliğin ve ıstırabın rengi olmakla birlikte aynı zamanda ilahi mevcudiyetin de rengidir çünkü tüm renklerin üzerine geçebilme hakimiyeti ondadır. kaosun karanlığındaki siyahı belirtmek için hermetistler 'siyahtan da siyah olan siyah' deyimini kullanmışlardır.
..tüm allı morlu yanlarına rağmen en belirgin noktasıdır insanın..
asaleti KARANLIK oluşundan...! ! !
derinlik,... gizem,.... umutsuzluk,... çıkmaz,... yarasa,... örümcek ağı,... düşünce,....bilinmez,...v.s..
bütün umutların tükendiğinin en güzel ifadesi..
insanlar sihay ta çirkinlikler gözükmüyo sana dursunlar bakalım..!
Simsiyah bir geceydi...
Sİmsiyah bakışların...
Yüreğimi seni yutan karanlığa bıraktım..
Güla Reş…
Hiç mektup yazmadım yazamadım ve ben… ben hiç böyle de aşık olmadım…Sensiz hiç kalmadım soğuk ve karanlık geceler geçirmedim sensiz,… ağlamadım ağlayamadım gidenlerin ardından.. giden olmadı… hep ben, hep ben gittim ardımda göz yaşı bırakarak.. çünkü… yanmadı yüreğim alev alev ben hiç ölmek istemedim aşk için…ama sen ve tek senin için…
baksana şu halime bak…bana…. bunu sen yaptın…beni bu hale senmi getirdin? Söyle neden..neden? gitmelimiydin illaki sen benden?
Sana satır satır ağladım….kalemim göz yaşı, mürekgebim kan.. göz yaşlarımdan mektuplar yazdım hepsi kıpkırmızı, hepsi alev alev…hepsi ben ve hepsi bendeki sen…
Hayata küstüm ben sensiz…biliyormusun..nefes almak istemedim sensiz…günlerce, haftalarca, aylarca hatta yıllarca….hiç gülemedim…tebesümde hep acılar saklıydı.. hep hüzün vardı gülüşlerde.. sen beni öylesine değiştirdinki, hiç bakmadı gözlerim..hiç görmedi kalbim..hiç tutmadı ellerim….…
Hatırlarmısın…senle uyanırdım ben..birlikte güneşin doğuşunu izlerdik…bizim için doğardı sanki her gün ayni saatlerde…sımsıkı sarılırdın bana..o günler hiç bırakmıycak gibi sarılırdın… sımsıkı…sımsıcak..sevgi dolu, aşk dolu…sen dolu..biz dolu aşkımız vardı…biz vardık günün o saatinde doğan yeniden.. ve her gün doğardık…hiç eskitmedik sevgimizi, doğan her güneşle…biz vardık..
sen ve ben.
Ayrılmak istemezdin yanımdan. Avuçlarmı öperdin, senin için yaptığım yemeklere aşkımı katığımı söylerdin..doymak bilmezdin bana, doymak bilmezdin…sen bize…dizinin dibinde kucağında, kollarında sana sığınabilecek heryerdeydim..hayat sendeydi.. Sen…hep kokumun üzerinde olduğunu söylerdin.. hatta.. hatta saçımın telini üzerinde bulduğunu onu atmaya kıyamadığnı söylerdin….arardın sorardın günün her saatinde…aşıktın, sende sevmiştin öyle değilmi? Söylesene?
Düşün sen, artık varmı bundan sonra benim için yaşam varmı hayatın güzeliği. Sen gittin ya ben hiç açmadım perdeleri bakmadım güneşe..hiç günün doğuşunu izleyemedim senden sonra…gülen gözlerimle kumsalda yürümedim denizin kokusunu içime doya doya çekmedim….gitti bendeki delilik, gitti bendeki heyecan…sen giderken götürdün…aldın sen beni benden…hani pervasızca yaşardım hep…dağı, denizi, güneşi, ayı, yıldızı, bir çiçeği.. gülleri severdim… en sevdiğim kara güllerdi…ne tuaf…o güller soldu hiç açmıyor şimdi…
Sen gittin ya ben hiç kendime gelemedim. Bu satırlar sana beni anlatsın benim sana anlatamadıklarımı söylesin..anlatsın sana benim hiç bir zaman anlatamadıklarımı…anlatsın sana içimde köpüren sevda denizini...
Şimdi kim bilir nerdesin kimlesin…şimdi kim bilir mutlumusun.. Acaba sende beni düşünüyormusun…hiç anıyormusun ikimizi.. hiç dudaklarında ismim, yastığında kokum, teninde dokunuşumu düşünüp sende beni..sende biraz olsun beni anımsıyormusun… ben hep seni.. hep seni düşünüyorum hep sana ağlıyorum ben senin açını yüreğime resmini bastırıp avunuyorum…..
Bu gidiş öyle bir gidiş ki artık ben hiç yaşayamıyorum aldığım nefes sadece hayatta kalabilmek için…anlayamıyorum..yok bu acının ilacı…
Yokluğun çok zor…çok... Dön gel demeyi çok istedim gitme demeyide ama…benim ne yaptırımım vardı ki kaderin karşısında… Dilimi bağladılar haykıramadım..boğazım düğümlendi konuşamadım….sanki, gözyaşım sel, bağrım taş…beynim duman oldu, ardından sustum gözyaşlarım sevgim yetmedi seni durduramadım…gittin sen …sevgim yetmedi sana gitme diyemedi….
Hatırlarmısın son gecemizi…ellerin avucumdaydı….sımsıkı tuttun parmaklarımı..hep bir ümit vardı bende… ‘döneceğim birgün dedin bekle geleceğim yanına’ dedin ve götürdüler seni…ne bilirdim hiç gelmiyeceğini…
Sen gideli çok zaman geçti ben hala aynı yerdeyım ama..ama ….hiç değişmedim diyemiyorum, çok değiştim senden sonra…dönsende tanımazsın..belkide tanımak bile istemezsin beni…yok artık Güla Reş…kopardılar dalından…yapraklarım ayaklar altında…dikenlerim her zamankinden sivri ve artık zehirli…
Artık rüyamda bile göremiyorum seni… ne de bir haber var senden..nede bir sesleniş.. ben hala seni anıyorum biliyorum gelmeyeceksin ama kendimi avutuyorum…
Yüzümdeki tebesüm yanlız seni anarken gerçek…dalıyorsam uzaklara bilki sana gelmişim…bilki senleyim….Çok şey öğrettin bana sevmeyi ağlamayı, bakmayı…görmeyi…yürümeyi…koşmayı…coşmayı…cesareti.. davamızı..beklemeyi…sabretmeyi ama….ama seni unutmayı öğretmedin
Ama… ben senden sonra birşeyi öğrendim ayrılığın zaten ölümün ilk adı olduğunu…Güla Reş’in artık hiç bir avuca sığmadığını…ve siyah gülleri artık hiç sevmediğmi…
Yaşamıyorum ben sensiz… mezarım yok…olsaydı taşının yazdığımız son mektup olduğunu anlardın…. Kefenim yok…olsaydı giydiğim son gecelik olduğunu….toprağımında kapanan son sayfa olduğunu görürdün…rahat ol sevdiğim..
Artık hiç sevmediğim…siyah güller süslesin mekanını…ve bilki o güller sadece sana açtı..sende yaşadı..sende var oldu..
Güla Reş...
Renkler aleminde diğer renkleri bile öldüren, yiyen, yutan renk. (fiziki olarak) . Öümün giriş kapısındaki renkte bu bence. gerisi aydınlıktır ama...
Asil bir renk...
a boyalı saçlar.. :))
renklerin en asili
Usul usul intizarı çürüten
bu hercai diken,bu çılgın arzu
sürüklüyor imkansız muştuların
eşiğine gönül vadilerini
bir ağaçtan düşen yapraklar gibi
düşüyorum tanyerine
ya topla yaralı kırlangıçları
ya da bu vefasız şarkıyı bitir
özgürlüğe giden tutsaklar gibi
siyah gözlerine beni de götür.
Nurullah Genç
....ah muhteşem şiirdir....
ne komik en çok siyahı severim renklerden...hüznümü hatırlatsa da....
resimde boslugun rengi
siyah bence bir noktanın arkasına gizlenen sonsuz hiçliktir
fizik bilimine göre siyah olmayan renktir..görünmeyen renktir..tüm renkleri yutan renktir..göremediklerimize siyah deriz..bu yüzden karanlık bilinmezlikleri temsil eder..
siyah bence toplumların kültürlerine göre anlam kazanmış bir renktir.tıpkı beyaz,mavi...gibi insan hangi renkte olursa olsun bundan ötürü ayıplanmamalı çünkü bu onların tercihi değil
Bambaşka bir anlam kısaca şöyle desek... Damatlıkların ana rengi.. (ne hikmetse.. :)
siyah renk neyi cağrıştırıyo
siyah beyaz bizimkisi bir aşk..
asalet..
dışavurumcu zifir ve seni seviyorum(küçük iskender)
ve tabii ki; AŞK......................
babamin anemle evlenmeden önceki sac rengi :-)))
SONSUZLUK
İYİLER SİYAH GİYER
Karamsarlık, gizlilik, kötülük, bilinmezlik...