Teknik buralarda çok şey söyleyebilir, ama, sonsuzluk da söyleyebileceği hiçbir şey yoktur, oraya yüksek ahlakın ağır çilesini göze alarak girilebilir, vaatler onun üzerinden tarif edilmiştir, ve bunun kavgasını vermeyene de bir vaat den bahsetmez, dedelerimiz neden kelle koltukta ön saftaydı bir dana düşünün, bugünün rasyonalitesi, o ihtiyacı karşılayabilecek mi, ya da bugün kendini yakacak kadar tepki verip, günün akışına uymayan bir isyan bireyi, gerçekten enayi mi, ya da dedelerimiz, gerçekten dünya bir gübrelik mi, yoksa sonsuzluk da çok da cılız bir durak, bir elini görelim noktası mı, size kalmış, bu tercihle yerinin manzarası da yavaştan görünmeye başlayacaktır, anka kuşunu gören yoktur, ama, kuş vardır ve uçmaktadır, o yola, çileye girmeden de görünmeyecektir, kendi yörüngesinde uçacaktır hep, sen le bağı da hiç olmayacaktır, yani emeksiz kuşun kanatlarından fayda gelmeyecektir.
Hiçbir kuş kendi kanatlarıyla fazla yükselemez. - William BLAKE, İngiliz Mistik ŞAİR, 1757, aynı sene İstanbul da da, Şeyh GALİB doğar.
Bağlantı kurulmaz, bağlantıyı kurar, cana düşen, nüveyi yetiştirmektir, bir gülü su verir gibi, tarayıcıda görünür olmak için, rehberi ondan ihmat etmemeli, iyi anlayarak. Her şeyin ölümü, ezberdir.
Sen sonsuzun dışındasın. - Sühreverdi, 12. yüzyıl, ilk kez net bir dille telaffuz eder, 1820 lerde panenteism kavramı daha yaygın olur, özellikle batı düşüncesinde.
Vücutta meydana gelen bir yara kapanıyor; kabuk bağlıyor ve sonra o kabuğu da atmak suretiyle kendi kendini tamir ediyorsa bu, o yaranın meydana geldiği uzuvdaki canlılığa delâlet eder. Meyve, meyveyi yetiştiren ağacı gösterir... Yoldaki izler, yürüyeni ele verir. Gezip tozduğumuz yerde su sızıntıları varsa, orada su cetvelleri var demektir. İnsanda da öyle izler öyle sızıntılar ve tamirler var ki, ona bakanın âhireti görmemesi mümkün değildir. Sınırlı ve mahdut kalıplar içerisine sıkışmış bir insana bu sonsuzluk fikri nereden geldi? Onun böyle bir düşünceye kendi kendine sahip olduğu söylenemez. Bu âlemde, ona böyle bir ilham verecek varlık da yoktur. Öyle ise ondaki bu duygu esasen başka âlemden gönderilen mesajlardan ibarettir. Su sızıntılarının su cetvellerine delâleti nasıl kat’î ise; ebediyet sızıntılarının da ebedî âlemlere delâleti o kat’iyet-tedir. İnsan iç âlem ledünniyatıyla, maddî âlemde elde edemediği semereleri elde eder. İnsan öyle coşar, dünya ve mâfihaya öyle sırt çevirir ve mâsivanın üstüne çıkar ki, bu hal ve keyfiyet onun şu imkân âleminin üstünde mümkün olmayan bir varlıkla münasebetini anlatır. Şu sınırlı, yıkılan ve yapılmayan ve yapılmayacak olan dünya dahi, hiç yıkılmayacak bir yurdun olacağına delâlet eder. Bu vaziyetiyle her varlık, bir yönüyle sahibini gösterirken; diğer yönüyle öbür âlemdeki mazhariyetlerine işaret etmektedir.
Sonsuzluk,pek kısa bir son olan zaman ve yine pek kısa bir son olan mekan içinde anlaşılamaz ve anlatılamaz.Bizler ancak öldükten sonra onu anlayabilir ve anlatabiliriz.Çünkü yaşarken zaman ve mekanla sınırlıyız.Sınırsızlık,sınırlılık içinde kavranamaz.
Bir şeye kendisinin yarısı ve sonra da hep son ilâve edilenin yarısı ilâve edilirse, o şeyin iki katına sürekli yaklaşılır ve hiçbir zaman ulaşılamaz. Sonsuzda ulaşılacağını söylüyorlar, halbuki yanlıştır. Sonsuz adet ilâve de yapılsa, geride ilâve edilmesi gereken sonsuz küçük bir miktâr kalmaktadır. Sonsuz küçüğün sıfır olduğunu söylüyorlar, fakat sonsuz küçük “sonsuz küçüktür”, sıfır değildir. Sonsuz küçüğü sıfır kabul etmek bir ihmâldir ve ihmâl ile bulunan şeye “gerçek” denmez, “yaklaşım” denir.
sonsuzluk war mı yok mu bizim için bilemeyiz.tanrı için geçerlidir.ama eş anlamlısının halit anlamına gediğini biliyorum.sonsuzluk halit demektir.eşimin adından dolayı bunu öğrendim.eşimi çok seviyorum.ismini de çok seviyorum anlamından dolayı.saygılarımla.
Dünyamızın ay ve yıldızların ve güneşinde içinde yer aldığı bizim gezegenimiz SAMANYOLU gezegeninde 100.000.000 (yüz Milyar) adet yıldızlar topluluğu vardır. Ve her birinin bir birine uzaklığı milyonlarca kilometredir. Işık hızı mesafesindedirler ki, bir ışık yılı yaklaşık olarak on trilyon kilometredir. Samanyolu galaksimize en yakın galaksi Andromeda'dır; bizim galaksimize mesafesi 2 milyon ışık yılıdır. oda Samanyolu gibi milyarlarca yıldız barındırır. Samanyolu ve Andromeda gibi daha milyarlarca galaksi vardır, her bir galaksidede bizim galaksimizdeki gibi milyarlarca yıldız ucsuz bucaksız evrende milyarlarca yıldız adeta raks eder dururlar, hemde ahenk içinde, itaatkar biçimde.. . Evren bunları tek başına milimetrik saniyelerde yapacak kadar akıllı bir varlıkmıdır, bunun cevabınıda evrimciler ve atesitler vermelidirler. .
anlaşılmaya en çok yaklaşıldığı anlar büyük boşluklar (hani o hiç bitmeyecek zannedilenler) içinde kaybolmuş olma hissinin uyandığı zamanlar olandır...bu nedenle olsa gerek o anlarda hayatı anlama çırpınışlarında bir artış olur, ve bir adım atmış olmanın gayretiyle belki, yeni sorular gelir akla. bir şeyleri anladığını sandıkça soru havuzu bir bakmışsın okyanus olmuştur..
işte bu yüzden, sonsuzluk kavramını anlamaya başlayanlara hem gıpta ile bakıp hem de sabır dilemektir sanki elimizden tek gelebilen...
hic sonsuzlugu dusunurken cok kolay delirebileceginizi hissettiniz mi?
nasıl bişey oldugunu tahmin bile edemezken, bu kelimeyi nasıl tarif edebilmişler hayret ederim.. hangi akıl çıkarmış ki tarif edemediğimiz şeye sonsuzluk diyelim diye...yada tarif edemediğini nasıl tarif ettin sen.. tamam sustum.. ..
Sana sonsuzluk vermek gibisi varya; Bizbizeyiz artık,dilediğince oyna. yani sevmek ve onu yaşayabilmektir sonsuzluk,hatta kendini unutarak da olsa.....
Sonsuz maddeden bağımsız, geleceği ve geçmişinin sonu olmayandır. zamana bağlı olmayıp zamanı yaratan, akılların bulamadığı bir GERÇEK'TİR ki, İmandan gelir, o GERÇEĞİN sıfatlarından biridir..
sonsuzluk bile mesafesini bilenler için dört duvardır sonsuzluğun duvarları kanatlarımı yaralıyor sonsuzluk bu dünyanı en büyük kelimesidir benimse yeni başlayan bir serüvenimdir sonsuzluk benimdir
Hissettiğin ama anlatamadığın,içinde kaybolduğun ve yolunu bulamadığın,bulamaya çalıştıkça daha da bilinmez yollara girip kaybolduğun ama gerçek sonsuzluğu kavramaya başladığında ise gerçek kurtuluşa erdiğin,işte bunları hissettiğin tamda o yer
bence sonsuzluk yoktur sonsuz ve ilahi olarak tanımlanan allah ise ondan başka sonsuz olamaz birde sonsuzluğun sonu mutlaka bir şeyin başlangıcıdır ama şu anda bilemiyoruz ve bilinmeside imkansızdır bence
Teknik buralarda çok şey söyleyebilir, ama, sonsuzluk da söyleyebileceği hiçbir şey yoktur, oraya yüksek ahlakın ağır çilesini göze alarak girilebilir, vaatler onun üzerinden tarif edilmiştir, ve bunun kavgasını vermeyene de bir vaat den bahsetmez, dedelerimiz neden kelle koltukta ön saftaydı bir dana düşünün, bugünün rasyonalitesi, o ihtiyacı karşılayabilecek mi, ya da bugün kendini yakacak kadar tepki verip, günün akışına uymayan bir isyan bireyi, gerçekten enayi mi, ya da dedelerimiz, gerçekten dünya bir gübrelik mi, yoksa sonsuzluk da çok da cılız bir durak, bir elini görelim noktası mı, size kalmış, bu tercihle yerinin manzarası da yavaştan görünmeye başlayacaktır, anka kuşunu gören yoktur, ama, kuş vardır ve uçmaktadır, o yola, çileye girmeden de görünmeyecektir, kendi yörüngesinde uçacaktır hep, sen le bağı da hiç olmayacaktır, yani emeksiz kuşun kanatlarından fayda gelmeyecektir.
Hiçbir kuş kendi kanatlarıyla fazla yükselemez. - William BLAKE, İngiliz Mistik ŞAİR, 1757, aynı sene İstanbul da da, Şeyh GALİB doğar.
Bağlantı kurulmaz, bağlantıyı kurar, cana düşen, nüveyi yetiştirmektir, bir gülü su verir gibi, tarayıcıda görünür olmak için, rehberi ondan ihmat etmemeli, iyi anlayarak. Her şeyin ölümü, ezberdir.
Nerende taşır büyütürsün, nerende, sonsuz gelecekleri. - Turgut UYAR, 1985
Sen sonsuzun dışındasın. - Sühreverdi, 12. yüzyıl, ilk kez net bir dille telaffuz eder, 1820 lerde panenteism kavramı daha yaygın olur, özellikle batı düşüncesinde.
'Sonsuza kadar mutlu yaşadılar, ama ayrı ayrı'
Vücutta meydana gelen bir yara kapanıyor; kabuk bağlıyor ve sonra o kabuğu da atmak suretiyle kendi kendini tamir ediyorsa bu, o yaranın meydana geldiği uzuvdaki canlılığa delâlet eder.
Meyve, meyveyi yetiştiren ağacı gösterir... Yoldaki izler, yürüyeni ele verir. Gezip tozduğumuz yerde su sızıntıları varsa, orada su cetvelleri var demektir. İnsanda da öyle izler öyle sızıntılar ve tamirler var ki, ona bakanın âhireti görmemesi mümkün değildir.
Sınırlı ve mahdut kalıplar içerisine sıkışmış bir insana bu sonsuzluk fikri nereden geldi? Onun böyle bir düşünceye kendi kendine sahip olduğu söylenemez. Bu âlemde, ona böyle bir ilham verecek varlık da yoktur. Öyle ise ondaki bu duygu esasen başka âlemden gönderilen mesajlardan ibarettir. Su sızıntılarının su cetvellerine delâleti nasıl kat’î ise; ebediyet sızıntılarının da ebedî âlemlere delâleti o kat’iyet-tedir.
İnsan iç âlem ledünniyatıyla, maddî âlemde elde edemediği semereleri elde eder. İnsan öyle coşar, dünya ve mâfihaya öyle sırt çevirir ve mâsivanın üstüne çıkar ki, bu hal ve keyfiyet onun şu imkân âleminin üstünde mümkün olmayan bir varlıkla münasebetini anlatır. Şu sınırlı, yıkılan ve yapılmayan ve yapılmayacak olan dünya dahi, hiç yıkılmayacak bir yurdun olacağına delâlet eder. Bu vaziyetiyle her varlık, bir yönüyle sahibini gösterirken; diğer yönüyle öbür âlemdeki mazhariyetlerine işaret etmektedir.
Sonsuzluk,pek kısa bir son olan zaman ve yine pek kısa bir son olan mekan içinde anlaşılamaz ve anlatılamaz.Bizler ancak öldükten sonra onu anlayabilir ve anlatabiliriz.Çünkü yaşarken zaman ve mekanla sınırlıyız.Sınırsızlık,sınırlılık içinde kavranamaz.
Bir şeye kendisinin yarısı ve sonra da hep son ilâve edilenin yarısı ilâve edilirse, o şeyin iki katına sürekli yaklaşılır ve hiçbir zaman ulaşılamaz. Sonsuzda ulaşılacağını söylüyorlar, halbuki yanlıştır. Sonsuz adet ilâve de yapılsa, geride ilâve edilmesi gereken sonsuz küçük bir miktâr kalmaktadır. Sonsuz küçüğün sıfır olduğunu söylüyorlar, fakat sonsuz küçük “sonsuz küçüktür”, sıfır değildir. Sonsuz küçüğü sıfır kabul etmek bir ihmâldir ve ihmâl ile bulunan şeye “gerçek” denmez, “yaklaşım” denir.
sonsuzluk war mı yok mu bizim için bilemeyiz.tanrı için geçerlidir.ama eş anlamlısının halit anlamına gediğini biliyorum.sonsuzluk halit demektir.eşimin adından dolayı bunu öğrendim.eşimi çok seviyorum.ismini de çok seviyorum anlamından dolayı.saygılarımla.
Dünyamızın ay ve yıldızların ve güneşinde içinde yer aldığı bizim gezegenimiz SAMANYOLU gezegeninde 100.000.000 (yüz Milyar) adet yıldızlar topluluğu vardır.
Ve her birinin bir birine uzaklığı milyonlarca kilometredir.
Işık hızı mesafesindedirler ki, bir ışık yılı yaklaşık olarak on trilyon kilometredir.
Samanyolu galaksimize en yakın galaksi Andromeda'dır; bizim galaksimize mesafesi 2 milyon ışık yılıdır. oda Samanyolu gibi milyarlarca yıldız barındırır. Samanyolu ve Andromeda gibi daha milyarlarca galaksi vardır, her bir galaksidede bizim galaksimizdeki gibi milyarlarca yıldız ucsuz bucaksız evrende milyarlarca yıldız adeta raks eder dururlar, hemde ahenk içinde, itaatkar biçimde..
.
Evren bunları tek başına milimetrik saniyelerde yapacak kadar akıllı bir varlıkmıdır,
bunun cevabınıda evrimciler ve atesitler vermelidirler.
.
sonsuzluk bence s(onsuzlukkk...)
sonsuzluk; zaman ve mekandan arınmaktır...
anlaşılmaya en çok yaklaşıldığı anlar büyük boşluklar (hani o hiç bitmeyecek zannedilenler) içinde kaybolmuş olma hissinin uyandığı zamanlar olandır...bu nedenle olsa gerek o anlarda hayatı anlama çırpınışlarında bir artış olur, ve bir adım atmış olmanın gayretiyle belki, yeni sorular gelir akla. bir şeyleri anladığını sandıkça soru havuzu bir bakmışsın okyanus olmuştur..
işte bu yüzden, sonsuzluk kavramını anlamaya başlayanlara hem gıpta ile bakıp hem de sabır dilemektir sanki elimizden tek gelebilen...
hic sonsuzlugu dusunurken cok kolay delirebileceginizi hissettiniz mi?
Bazı şeylerin ölçüsü olmamalı.
insanlık için iyi birşey yapabilmekten geçer...
Sevmek sonsuzluktur
Sonsuzluk bir taraftan zorluktur
Sonsuzluğu sonsuz olanlar seçerler
nasıl bişey oldugunu tahmin bile edemezken, bu kelimeyi nasıl tarif edebilmişler hayret ederim.. hangi akıl çıkarmış ki tarif edemediğimiz şeye sonsuzluk diyelim diye...yada tarif edemediğini nasıl tarif ettin sen..
tamam sustum..
..
Sana sonsuzluk vermek gibisi varya;
Bizbizeyiz artık,dilediğince oyna.
yani sevmek ve onu yaşayabilmektir sonsuzluk,hatta kendini unutarak da olsa.....
Sonsuz maddeden bağımsız, geleceği ve geçmişinin sonu olmayandır. zamana bağlı olmayıp zamanı yaratan, akılların bulamadığı bir GERÇEK'TİR ki, İmandan gelir, o GERÇEĞİN sıfatlarından biridir..
sonsuzluk bile
mesafesini bilenler için
dört duvardır
sonsuzluğun duvarları
kanatlarımı yaralıyor
sonsuzluk
bu dünyanı
en büyük kelimesidir
benimse
yeni başlayan bir serüvenimdir
sonsuzluk benimdir
Sonsuzluk Kervanı, 'peşinizde ben,
Üc ayakla seken topal köpeğim! '
Bastığınız yeri taş taş öpeyim.
Bir kırıntı yeter, kereminizden!
Sonsuzluk Kervanı, peşinizde ben...
ah yine üstâd Necip Fazıl...
bir bilmece çözebilene helal olsun
'zaman ki sonsuzdur
bitmemiş şiirler gibidir
bazı hüzünleri
bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir...'
ilhan berk
'an ki fıskiyesi sonsuzluğun
keşke yalnız bunun için sevseydim seni '
cemal süreya
Hissettiğin ama anlatamadığın,içinde kaybolduğun ve yolunu bulamadığın,bulamaya çalıştıkça daha da bilinmez yollara girip kaybolduğun ama gerçek sonsuzluğu kavramaya başladığında ise gerçek kurtuluşa erdiğin,işte bunları hissettiğin tamda o yer
başını ve sonunu bilmediğin her yer ve herşey
sonusuzluğu insanın aklı almaz alamaz yetmez insanın bir sınırı var
sonsuzluk bana göre derin bi uykuyu çağrıştırıyor,nefes yok,kımıldama yok vs vs yani hayatın kainatın durması demek
bence sonsuzluk yoktur
sonsuz ve ilahi olarak tanımlanan allah ise ondan başka sonsuz olamaz
birde sonsuzluğun sonu mutlaka bir şeyin başlangıcıdır ama
şu anda bilemiyoruz ve bilinmeside imkansızdır bence
hiçbirşey sonsuz değildir sadece ona ulaşma hızına sahip değiliz