3000 kişilk uzman görevlinin 3 gün boyunca ulaşamadığı enkaza, Üç beş köylü korucu ulaştı. Yazıklar olsun... Ne diyeyim. Muhsin başkan ve beraberindekiler, çağdaş ve büyük bir ülkede olsalardı belki şimdi yaşıyor olacaklardı. Allah rahmet etsin hepsine.
dualar gibi yükselir ümitlerim..Huzuz dolu içimde..ben sonsuzlugu düşünüyorum ey sonsuzlugun sahibi.Sana ulaşmak istiyorum..durun kapanmayın pencerelerim...beton çok soguk üşüyorum....muhteşem olmuşşşşşş...çok çok üzgünüm....Allah gani gani rahmet eylesin... sanki ölecegini hissetmişte bunları yazmış....yoksa böylesine içli bir şiiri dökülmezdi içinden...Rabbim sen çok büyüksün.....
DEVLET BÜYÜĞÜ.EVLAT BABA EŞ DAHA NE DİYEYİMKİ AMA BIRAKTI GİTTİ....
İşte Yazıcıoğlu'nun Mamak Cezaevi'ndeyken yazdığı ve okuduğu 'Üşüyorum' şiiri
Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum Gözlerim parke parke taş duvarlarda Açılıyor hayal pencerelerim Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum Kekik kokulu koyaklardan aşarak Güvercinler ülkesinde dolaşıyor Bir çeşme başı arıyorum Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp Mis gibi nane kokuları arasında Ruhumu dinlemek istiyorum Zikre dalmış her şey Güne gülümserken papatyalar Dualar gibi yükselir ümitlerim Güneşle kol kola kırlarda koşarak Siz peygamber çiçekleri toplarken Ben çeşme başında uzanmak istiyorum Huzur dolu içimde Ben sonsuzluğu düşünüyorum Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum Durun kapanmayın pencerelerim Güneşimi kapatmayın Beton çok soğuk, üşüyorum..
Sevgili dostlar, Muhsin YAZICIOĞLU’nu ve beraberindeki arkadaşlarını maalesef kaybettik. Bu helikopter kazası gösterdi ki, bazı bilgi eksikliklerimiz bize zarar veriyor. Türkcell hatlar için büyük harflerle “NEREDEYIM” yazıp 2222 ye kısa mesajla gönderin, bulunduğunuz yerle ilgili tüm bilgiler, koordinatlar cebinize mesaj olarak gelsin. Eğer İHA muhabiri bunu bilseydi ve Tukcell 2222 kısa mesajla NEREDEYIM yazıp gönderseydi gelen mesajı 112 görevlisine okusaydı yerleri hemen bulunacaktı. Onun için bu bu mesajı sevdiklerinizle paylaşın, tanıdıklarınızı bilgilendirin. Selamlar. Nusret ORHAN. http://www.Antoloji.Com/nusret_orhan
Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum Gözlerim parke parke taş duvarlarda Açılıyor hayal pencerelerim Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum Kekik kokulu koyaklardan aşarak Güvercinler ülkesinde dolaşıyor Bir çeşme başı arıyorum Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp Mis gibi nane kokuları arasında Ruhumu dinlemek istiyorum Zikre dalmış her şey Güne gülümserken papatyalar Dualar gibi yükselir ümitlerim Güneşle kol kola kırlarda koşarak Siz peygamber çiçekleri toplarken Ben çeşme başında uzanmak istiyorum Huzur dolu içimde Ben sonsuzluğu düşünüyorum Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum Durun kapanmayın pencerelerim Güneşimi kapatmayın Beton çok soğuk, üşüyorum..
muhsin oyle kolay kolay anlatılacak bir adam degildir. kendisi suanda mhp nin basıbda olan yalancı ulkuculer arasında kalmıs tek ulkucudur.. alparslan turkesten sonra kalan tek adamdır.. zaten suandada mhp nin basında olması lazım ama devlet diye bir yartık ordan inmiyor...
Muhsin Yazıcıoğlu, 1954 yılında, Sivas'ın Şarkışla ilçesi Elmalı Köyü'nde doğdu. Yazıcıoğlu, ilk ve orta öğrenimini Şarkışla'da, üniversite eğitimini Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde yaptı.
1968'de cemiyetçilik çalışmalarına başlayan Yazıcıoğlu, Şarkışla'da Genç Ülkücüler Hareketi'ne katıldı. Muhsin Yazıcıoğlu, üniversite eğitimi için 1972'de Ankara'ya geldikten sonra Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nde görev yapmaya başladı; sırasıyla Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı'nda bulundu (1977-78) . Yazıcıoğlu, 1978'de faaliyete geçen Ülkücü Gençlik Derneği'nin kurucu Genel Başkanı oldu.
1980 yılına kadar MHP'de Genel Başkan Müşavirliği görevinde bulunan Muhsin Yazıcıoğlu, 12 Eylül 1980'den sonra MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nda yargılandı. 7,5 yıl Mamak Cezaevi'nde kalan Yazıcıoğlu, bu davadan herhangi bir ceza almadı.
Yazıcıoğlu, cezaevinden çıktıktan sonra, cezaevindeki ülkücüler ve onların ailelerine yardım amacıyla kurulan Sosyal Güvenlik ve Eğitim Vakfı'nın başkanlığını yaptı.
Yazıcıoğlu, 1987'de Milliyetçi Çalışma Partisi'ne (MÇP) girdi ve Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulundu.
20 Ekim 1991 Milletvekili Genel Seçimlerinde, Refah Partisi (RP) , Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) ve Islahatçı Demokrasi Partisi'nin (IDP) oluşturduğu ittifak bünyesinde milletvekili adayı olan Muhsin Yazıcıoğlu, Sivas'tan milletvekili seçildi.
Yazıcıoğlu, 7 Temmuz 1992'de, 'içinde bulunduğu partinin siyasi anlayışıyla uyuşamadığı' gerekçesiyle 5 milletvekili arkadaşı ile beraber MÇP'den ayrıldı.
Muhsin Yazıcıoğlu, 29 Ocak 1993'de, MÇP'den ayrılan bir grup arkadaşı ile beraber Büyük Birlik Partisi'ni (BBP) kurdu ve partinin Genel Başkanı oldu.
24 Aralık 1995'te yapılan erken genel seçimlerinde ANAP-BBP ittifakından 20. Dönem Sivas milletvekili olarak yeniden parlamentoya giren Yazıcıoğlu, 28 Şubat 1996'da ANAP'tan istifa ederek, BBP'ye döndü.
Muhsin Yazıcıoğlu, 26 Nisan 1998'de yapılan 3. Büyük Kurultay ve 8 Ekim 2000 tarihindeki 4. Büyük Kurultay'da tekrar BBP Genel Başkanlığına seçildi.
Halen bu görevi sürdürmekte olan Muhsin Yazıcıoğlu, evli ve iki çocuk babasıdır.
S.A Muhsin Yazıcıoğlu demek nasırlı eller, çatallaşmış ses, işkence görmüş beden, yüce bir gönül, pes etmeyen bir inanç,sonsuza bakan ışıl ışıl bir çift göz, çelik gibi bir beden.Daha alp O, eren O,Yavuz O,Yunus O gerçek anlamda YİĞİT ADAM,ADAM GİBİ ADAM O DUALARLA VESSELAM....
Büyük Ülkü devi... ABD den icazet almayı red ettiği için barajı geçemeyen ama Türk insanının aslında tek kurtuluşu olan, diğer siyasi parti liderleri(lider demeye dilim varmıyor ama) yanına katip olarak dahi almayacak liyakatli şahsiyet, Siyasetteki tecrübesininin K.D.V sini dahi verdiği taktirde, Türkiyedeki tüm siyasi parti liderlerine ömür boyu yeter.... Tek kelime ile bir L.İ.D.E.R. Başka söze ne hacet. Emrindeyiz Genel başkanım, Başbuğum sen yeter ki emret
bir nizam ı alem ülkücüsü. ilayi kelimetullah lafzını nizam- ı aleme yaymak düşüncesini savunan biri. bu düşünceye göre sıradan ideolojilerden daha farklı bi görüşü temsil ediyor. diğerleri gibi aynı şeyleri söylemiyor. geçenlerde hükümete şunu dedi: güneydoğudaki mayınlı toprakları yahudilere ve yabancılara satacağınıza verin askeriye ye temizleyip şehit ailelerine versinler. yine daha önce de millet vekili bulundurduğu için aldığı seçim yardımını şehit ailelerine bağışlamıştır. muhsin yazıcıoğlu sıradan siyaset anlayışından farklı olarak ne din nede demokrasi tacirliği yapar. yaptığını allah rızası için yapar ama bunu kullanmaz. o 'dini kurtarmaya değil, dinle kurtulmaya bakın' diyen bir görüşü savunur. oda hacca gider, namaz kılar ama birileri gibi bunu malzeme yapmaz. oda demokrasiyi savunur ama halkı kandırmak için kullanmaz. o bir anadolu insanıdır ve her zaman anadolu insanı tarafından sevilen bir isim olmuştur. ona asla yanlız yürümeyeceksin gibi bir cümle kullanamazsınız, gerekirse yanlız yürür, yağmurda tek başına ıslanır, her sıkıntıya yanlız göğüs gerer, hiç bir zaman birileri gibi reklam yapmaz çektiği sıkıntıları hiç bir zaman kullanmaz. hiç bir suçu olmamasına rağmen 7 yıl hücrede işkencelerle dolu bir mahkumiyet hayatı vardır ama ülkesini ne avrupaya nede amerikaya şikayet etmiştir. çünkü sevdiği ülkesidir, ve sevgili her şeye rağmen her şeye bedeldir. onun gibiler az gelir,
muhsin yazıcıoğlu ilay-i kelimetullah ve nizam-ı alem görüşlerini bu gün taşıyan tek liderdir. lider olmaktan çok insanlığa hizmet için var olmuş, mecliste olduğu dönemdede halkın yanında olmuş bir siyasi parti lideridir.
Büyük Birlik Partisi (BBP) de darbecilerin yargılanması için ayrı bir kampanyaya imza atıyor. BBP’liler 12 Eylül’de açıklanacak deklarasyonun ardından, ‘mağdur’ ülkücüler için iade-i itibar, tazminat ve af için TBMM’ye başvuracak.
Kampanyayı Zaman’a değerlendiren BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Türkiye’yi çatışma ortamına sürükleyen ve demokrasiye ara verenlerin yargılanmasını istedi. İhtilalin faturasının bir avuç gence çıkarıldığına işaret eden Yazıcıoğlu, şöyle konuştu: “Bu gençler, canlarını ve hürriyetlerini kaybetti. Ancak, ülkeyi o noktaya getirenlere bir şey olmadı. Darbe yaparak demokrasiye ara verilmesine sebep olanlar, bunun hesabını vermelidir. 12 Eylül’e güle oynaya gelinmedi. Askerler kadar siyasetçilerin de sorumluluğu var. Her tarafta bir çatışma ve bir kan gölü vardı. Her kesimden insanın istediği, dökülen bu kanın durdurulmasıydı. Sonra da ordu müdahale etti. Çatışma ortamının oluşturulmasında dönemin siyasetçileri de sorumludur.” BBP İstanbul İl Başkanı Emin Emir ise, 12 Eylül’ün ardından Türkiye’de birçok kesimin haksızlığa uğradığına dikkat çekti. “Bunlar arasında birçok ülkücü de var. Biz bu kişilerin mağduriyetlerinin artık giderilmesi için uğraş vermeye kararlıyız.” diyen Emir, tüm ilçelerde başlatacakları imza kampanyalarıyla toplumun dikkatini konuya çekmeye çalışacaklarını ifade etti. Şu anda ülkeye giriş yasakları bulunduğu için 20’ye yakın ülkücünün yurtdışında yaşamak zorunda olduğunu belirten Emir, teröristlerin bile affedildiği bir ortamda halen hapis yatan ülkücülerin bulunmasının haksızlık olduğunu dile getirdi.
Devlet özür dilesin
Amaçlarının 12 Eylül cuntasının hukuksuz uygulamalarını hüküm ve sonuçlarıyla ortadan kaldırmak olduğunu kaydeden İstanbul İl Sekreteri avukat Abdullah Eren de devletin mağdur ülkücülerden özür dilemesi gerektiğini savundu. Eren, taleplerini ise şöyle sıraladı: “12 Eylül mahkemelerinin tüm kararları ortadan kaldırılmalı, 12 Eylül uygulamalarının tamamı yok hükmünde sayılıp tüm mağdurların hakları re’sen iade edilmelidir. Öncelikle derhal cezaevinde yatmakta olan ülküdaşlarımız serbest bırakılmalı, yurtdışında yaşayan sürgündeki ülküdaşlarımızın sürgünlerine son verilmeli, milletin kanayan yarası durdurulmalıdır. Devlet, ülkücülerin tüm haklarını ve itibarını acilen iade etmelidir.”
İşkenceci komiser, Yazıcıoğlu’ndan af dilemiş
12 Eylül darbesinden sonra idamla yargılanan Ülkü Ocakları eski Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl cezaevinde yattı. 1981 yılında askerî mahkemede başlayan yargılamada ‘anayasal düzeni zorla değiştirmek”le suçlandı. Ancak dava 1992’de zaman aşımından düştü. Yazıcıoğlu, tutukluluk döneminde 26 gün işkence gördüğünü belirtiyor.. BBP lideri, kendisine işkence yapan komiser Zeki Kaman’ın daha sonra ‘Bizi affetsinler’ mesajı gönderdiğini ifade ediyor. Yazıcıoğlu, Kaman’la aralarında geçen diyaloğu ise şöyle aktarıyor: “Milletvekili olduktan sonra, beni aradı. Çocuklarının başına okulda bir şey gelmesinden korktuğunu dile getirdi. Ben de ‘Rahatsızlık duymanı gerektirecek bir şey yok. Biz, hiç kimsenin hatasından dolayı çocuklarının ceza çekmesini istemeyiz.’ dedim. Ondan sonra rahatladı.”
Birileri ülkeyi yine iç kargaşaya götürüyor
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, son günlerde çeşitli şehirlerde yaşanan provokatif olaylara dikkat çekerek, “Birileri Türkiye’yi iç kargaşaya sürüklemeye çalışıyor diye endişeliyim.” dedi. Muhsin Yazıcıoğlu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde dün düzenlenen kahvaltılı sohbet toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan BBP lideri, Maçka ve Seferihisar’da yaşanan linç girişimlerine vurgu yaptı. Olaylara jandarma ve polisin yerine halkın müdahale etmesini ‘tehlikeli’ bulan Yazıcıoğlu, ‘birileri’nin tetiklemesiyle, olayların büyüyebileceği uyarısında bulundu. Muhsin Yazıcıoğlu, devletin terör karşısında zafiyet göstermemesini de istedi. Özellikle PKK’nın muhatap kabul edilmesinin toplumda derin yaralar açacağını vurguladı.
8 bin yıllık geçmişi ile dünyanın en köklü milletlerinden biri olan Türklerin tarihi şanlı sayfalarla doludur. Bu şanlı sayfalarda Ağustos ayının yeri bambaşkadır. Büyük Selçuklu İmparatorluğu ile Anadolu’yu vatan edinmek için gelen Türkler, 1041 yılında Dandanakan Savaşı ile Anadolu’nun kapısını açmış, Malazgirt Savaşı ile Anadolu’ya girmiş, Kösedağ Savaşı ile Anadolu’ya sahip çıkmış, Anadolu’yu vatan edinmiştir. Yaklaşık 850 yıl düşman çizmesi görmeyen Anadolu, Birinci Dünya Savaşı’nda düşman işgaline uğramış, Türklerin ölüm-kalım mücadelesi olan İstiklal Savaşı sonucu Anadolu Türklere vatan olmaya devam etmiştir. Türk Milleti tarihi boyunca birçok zaferler kazanmıştır. Ancak bunların arasında 22 Ağustos 1922 tarihinde başlayıp 9 Eylül 1922 günü Yunan ordularının denize dökülmesiyle sonuçlanan “Büyük Zafer”in Türk Milleti için ayrı bir yeri ve önemi bulunmaktadır. Türkleri Anadolu’dan atmak isteyen işgal kuvvetlerine karşı Anadolu’nun bir ‘Türk Vatanı’ olduğunu bir kez daha haykırmıştır. Bundan tam 83 yıl önce kazandığımız Büyük Zafer Türk’ün güçlü beka duygusunun ve köklü bir medeniyetin sonucudur. Türk Milleti’nin sonsuza kadar yaşayacak olan bağımsızlığının sembolü Türkiye Cumhuriyeti, bölünmez vatan toprağı Türkiye’nin temeli Büyük Zaferle atılmıştır. ‘Yüce Türk Milleti’, Türkiye’nin sınırlarını kanıyla, canıyla çizmiştir. Türklerin Anadolu’yu vatan edindiği tarihten günümüze kadar Türkleri Anadolu’dan atıp Orta Asya’ya göndermek isteyen, “Şark Meselesi” adı altında bunu asırlardır uygulamaya çalışan emperyalist devletlerin hesapları günümüzde de devam etmektedir. Bugün Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren bu gafillerin Türkiye üzerindeki oyunları sürmektedir. Üstelik bu devletler, yurt içerisinden kendilerine destek veren hainleri bulmakta da hiç zorlanmamaktadır. Milli gurur ve onurunu her şeyin üzerinde tutan ‘Türk Milleti’ gaflet içerisinde ihanete sürüklenen bu kişilere gereken cevabı vermesini bilecek kadar sağduyu sahibidir. Anadolu’nun tapusunun Türk Milleti’ne ait olduğunu bütün dünyaya ilan eden kutlu ‘Büyük Taarruzun 83ncü Yıldönümü’nde, vatanı, milleti, bayrağı, devleti ve kutsal değerleri için gözünü kırpmadan ölüme koşan şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyor, mekanları cennet olsun diyorum. Anadolu’nun kapısını açan Sultan Alpaslan ve Kurtuluş Savaşımızın Eşsiz Komutanı Mustafa Kemal ATATÜRK başta olmak üzere, Türk Milleti’nin bağımsızlığı için mücadele veren Türk Destanı’nın kahramanlarına Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Yüce Türk Milleti’nin 30 Ağustos Zaferi’nin 83ncü yıldönümünü tebrik ediyor, Türk’ün vatanı, milleti ve devletiyle bölünmez bir bütün olarak bağımsız ve şanlı bayrağı altında sonsuza kadar yaşayacağına olan inancımı bir kez daha tekrarlıyorum.
Allah affetsin
3000 kişilk uzman görevlinin 3 gün boyunca ulaşamadığı enkaza,
Üç beş köylü korucu ulaştı.
Yazıklar olsun...
Ne diyeyim. Muhsin başkan ve beraberindekiler, çağdaş ve büyük bir ülkede olsalardı belki şimdi yaşıyor olacaklardı.
Allah rahmet etsin hepsine.
neden hep değerli olanları ansızın kaybediyoruz?
alnımızda yazılı olanları yaşıyoruz tek cevapta bu olmalı...
kendisine ve beraberinde hayatlarını kaybeden insanlara Allah'tan rahmet diliyorum...
'kar', bir yüzü saf, bir yüzü ölümse; o kadar masum değil...
üşüyorum...
dualar gibi yükselir ümitlerim..Huzuz dolu içimde..ben sonsuzlugu düşünüyorum ey sonsuzlugun sahibi.Sana ulaşmak istiyorum..durun kapanmayın pencerelerim...beton çok soguk üşüyorum....muhteşem olmuşşşşşş...çok çok üzgünüm....Allah gani gani rahmet eylesin... sanki ölecegini hissetmişte bunları yazmış....yoksa böylesine içli bir şiiri dökülmezdi içinden...Rabbim sen çok büyüksün.....
DEVLET BÜYÜĞÜ.EVLAT BABA EŞ DAHA NE DİYEYİMKİ AMA BIRAKTI GİTTİ....
İşte Yazıcıoğlu'nun Mamak Cezaevi'ndeyken yazdığı ve okuduğu 'Üşüyorum' şiiri
Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum..
Muhsin YAZICIOĞLU
Sevgili dostlar,
Muhsin YAZICIOĞLU’nu ve beraberindeki arkadaşlarını maalesef kaybettik.
Bu helikopter kazası gösterdi ki, bazı bilgi eksikliklerimiz bize zarar veriyor.
Türkcell hatlar için büyük harflerle “NEREDEYIM” yazıp 2222 ye kısa mesajla gönderin, bulunduğunuz yerle ilgili tüm bilgiler, koordinatlar cebinize mesaj olarak gelsin.
Eğer İHA muhabiri bunu bilseydi ve Tukcell 2222 kısa mesajla NEREDEYIM yazıp gönderseydi gelen mesajı 112 görevlisine okusaydı yerleri hemen bulunacaktı.
Onun için bu bu mesajı sevdiklerinizle paylaşın, tanıdıklarınızı bilgilendirin.
Selamlar. Nusret ORHAN. http://www.Antoloji.Com/nusret_orhan
Ya Rab!
Her sonucu kendisi ve millet için hayırlı kıl
Peygamber; 'Çiçeği'
Millet; 'gülü'
Kalbimizdesin
Sen üşüyorsun, sevenlerinin yüreğini yanıyor güzel insan...:((
Muhis başkana ulaşılamıyor,
Umutlar azaldı,
30 saattir ulaşılamıyor
bu ne biçim iştir
Allah yardım etsin
Allah yar ve yardımcın olsun...
üşümüyor olmanı diliyorum...
Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum..
Muhsin YAZICIOĞLU
BiBiiip BiBiiiP..........
sinyaller pek zayıf
Dularımız seninle Muhsin Başkan...
:((
Samimi olarak Türk-İslam idealine sahip.mhpyi bu davaya yakın görmediği için ayrılıp Büyük Birlik Partisini kuran şuanda da milletvekili olan kişi.
Türk-İslam aleminin emiri
temiz siyasetçi cefakar insan doğru bildiği yolda karşısında kimseyi tanımayan insan
Allah onu başımzdan ayırmasın
muhsin oyle kolay kolay anlatılacak bir adam degildir. kendisi suanda mhp nin basıbda olan yalancı ulkuculer arasında kalmıs tek ulkucudur.. alparslan turkesten sonra kalan tek adamdır.. zaten suandada mhp nin basında olması lazım ama devlet diye bir yartık ordan inmiyor...
Değerli bir ülkücü. Diğer Türk milliyetçileri ile bir bütün olmalı.
Muhsin Yazıcıoğlu, 1954 yılında, Sivas'ın Şarkışla ilçesi Elmalı Köyü'nde doğdu. Yazıcıoğlu, ilk ve orta öğrenimini Şarkışla'da, üniversite eğitimini Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde yaptı.
1968'de cemiyetçilik çalışmalarına başlayan Yazıcıoğlu, Şarkışla'da Genç Ülkücüler Hareketi'ne katıldı. Muhsin Yazıcıoğlu, üniversite eğitimi için 1972'de Ankara'ya geldikten sonra Ülkü Ocakları Genel Merkezi'nde görev yapmaya başladı; sırasıyla Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı'nda bulundu (1977-78) . Yazıcıoğlu, 1978'de faaliyete geçen Ülkücü Gençlik Derneği'nin kurucu Genel Başkanı oldu.
1980 yılına kadar MHP'de Genel Başkan Müşavirliği görevinde bulunan Muhsin Yazıcıoğlu, 12 Eylül 1980'den sonra MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nda yargılandı. 7,5 yıl Mamak Cezaevi'nde kalan Yazıcıoğlu, bu davadan herhangi bir ceza almadı.
Yazıcıoğlu, cezaevinden çıktıktan sonra, cezaevindeki ülkücüler ve onların ailelerine yardım amacıyla kurulan Sosyal Güvenlik ve Eğitim Vakfı'nın başkanlığını yaptı.
Yazıcıoğlu, 1987'de Milliyetçi Çalışma Partisi'ne (MÇP) girdi ve Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulundu.
20 Ekim 1991 Milletvekili Genel Seçimlerinde, Refah Partisi (RP) , Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) ve Islahatçı Demokrasi Partisi'nin (IDP) oluşturduğu ittifak bünyesinde milletvekili adayı olan Muhsin Yazıcıoğlu, Sivas'tan milletvekili seçildi.
Yazıcıoğlu, 7 Temmuz 1992'de, 'içinde bulunduğu partinin siyasi anlayışıyla uyuşamadığı' gerekçesiyle 5 milletvekili arkadaşı ile beraber MÇP'den ayrıldı.
Muhsin Yazıcıoğlu, 29 Ocak 1993'de, MÇP'den ayrılan bir grup arkadaşı ile beraber Büyük Birlik Partisi'ni (BBP) kurdu ve partinin Genel Başkanı oldu.
24 Aralık 1995'te yapılan erken genel seçimlerinde ANAP-BBP ittifakından 20. Dönem Sivas milletvekili olarak yeniden parlamentoya giren Yazıcıoğlu, 28 Şubat 1996'da ANAP'tan istifa ederek, BBP'ye döndü.
Muhsin Yazıcıoğlu, 26 Nisan 1998'de yapılan 3. Büyük Kurultay ve 8 Ekim 2000 tarihindeki 4. Büyük Kurultay'da tekrar BBP Genel Başkanlığına seçildi.
Halen bu görevi sürdürmekte olan Muhsin Yazıcıoğlu, evli ve iki çocuk babasıdır.
'Şehidin hakkından şehidin ailesinden, kolunu bacağını kaybeden gazinin hakkından bahseden kimse yok.”
MUHSİN YAZICIOĞLU
şehit kanları üzerinden politika yapmak...! ! ! ? ? ? ...hiç vazgeçmediler kii...
ideoloji kabızlığı bööle bişey zaten. ;)
seviyoruz seviliyoruz bundan gayrı söze ne hacet
S.A Muhsin Yazıcıoğlu demek nasırlı eller, çatallaşmış ses, işkence görmüş beden, yüce bir gönül, pes etmeyen bir inanç,sonsuza bakan ışıl ışıl bir çift göz, çelik gibi bir beden.Daha alp O, eren O,Yavuz O,Yunus O gerçek anlamda YİĞİT ADAM,ADAM GİBİ ADAM O DUALARLA VESSELAM....
Büyük Ülkü devi... ABD den icazet almayı red ettiği için barajı geçemeyen ama Türk insanının aslında tek kurtuluşu olan, diğer siyasi parti liderleri(lider demeye dilim varmıyor ama) yanına katip olarak dahi almayacak liyakatli şahsiyet,
Siyasetteki tecrübesininin K.D.V sini dahi verdiği taktirde, Türkiyedeki tüm siyasi parti liderlerine ömür boyu yeter....
Tek kelime ile bir L.İ.D.E.R. Başka söze ne hacet.
Emrindeyiz Genel başkanım, Başbuğum sen yeter ki emret
Ülkücülerin tek ve tartışmasız lideri.
Çileli bir davanın neferi...
Türk Dünyasının Başbuğu...
İslam aleminin emiri...
Türk-İslam Aleminin Lideri
bir nizam ı alem ülkücüsü. ilayi kelimetullah lafzını nizam- ı aleme yaymak düşüncesini savunan biri. bu düşünceye göre sıradan ideolojilerden daha farklı bi görüşü temsil ediyor. diğerleri gibi aynı şeyleri söylemiyor.
geçenlerde hükümete şunu dedi:
güneydoğudaki mayınlı toprakları yahudilere ve yabancılara satacağınıza verin askeriye ye temizleyip şehit ailelerine versinler.
yine daha önce de millet vekili bulundurduğu için aldığı seçim yardımını şehit ailelerine bağışlamıştır.
muhsin yazıcıoğlu sıradan siyaset anlayışından farklı olarak ne din nede demokrasi tacirliği yapar. yaptığını allah rızası için yapar ama bunu kullanmaz. o 'dini kurtarmaya değil, dinle kurtulmaya bakın' diyen bir görüşü savunur.
oda hacca gider, namaz kılar ama birileri gibi bunu malzeme yapmaz. oda demokrasiyi savunur ama halkı kandırmak için kullanmaz. o bir anadolu insanıdır ve her zaman anadolu insanı tarafından sevilen bir isim olmuştur. ona asla yanlız yürümeyeceksin gibi bir cümle kullanamazsınız, gerekirse yanlız yürür, yağmurda tek başına ıslanır, her sıkıntıya yanlız göğüs gerer, hiç bir zaman birileri gibi reklam yapmaz çektiği sıkıntıları hiç bir zaman kullanmaz. hiç bir suçu olmamasına rağmen 7 yıl hücrede işkencelerle dolu bir mahkumiyet hayatı vardır ama ülkesini ne avrupaya nede amerikaya şikayet etmiştir. çünkü sevdiği ülkesidir, ve sevgili her şeye rağmen her şeye bedeldir.
onun gibiler az gelir,
muhsin yazıcıoğlu ilay-i kelimetullah ve nizam-ı alem görüşlerini bu gün taşıyan tek liderdir. lider olmaktan çok insanlığa hizmet için var olmuş, mecliste olduğu dönemdede halkın yanında olmuş bir siyasi parti lideridir.
ANADOLUNUN REFLEKSİ BBP'nin Genel Başkanı
Büyük Birlik Partisi (BBP) de darbecilerin yargılanması için ayrı bir kampanyaya imza atıyor. BBP’liler 12 Eylül’de açıklanacak deklarasyonun ardından, ‘mağdur’ ülkücüler için iade-i itibar, tazminat ve af için TBMM’ye başvuracak.
Kampanyayı Zaman’a değerlendiren BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Türkiye’yi çatışma ortamına sürükleyen ve demokrasiye ara verenlerin yargılanmasını istedi. İhtilalin faturasının bir avuç gence çıkarıldığına işaret eden Yazıcıoğlu, şöyle konuştu: “Bu gençler, canlarını ve hürriyetlerini kaybetti. Ancak, ülkeyi o noktaya getirenlere bir şey olmadı. Darbe yaparak demokrasiye ara verilmesine sebep olanlar, bunun hesabını vermelidir. 12 Eylül’e güle oynaya gelinmedi. Askerler kadar siyasetçilerin de sorumluluğu var. Her tarafta bir çatışma ve bir kan gölü vardı. Her kesimden insanın istediği, dökülen bu kanın durdurulmasıydı. Sonra da ordu müdahale etti. Çatışma ortamının oluşturulmasında dönemin siyasetçileri de sorumludur.” BBP İstanbul İl Başkanı Emin Emir ise, 12 Eylül’ün ardından Türkiye’de birçok kesimin haksızlığa uğradığına dikkat çekti. “Bunlar arasında birçok ülkücü de var. Biz bu kişilerin mağduriyetlerinin artık giderilmesi için uğraş vermeye kararlıyız.” diyen Emir, tüm ilçelerde başlatacakları imza kampanyalarıyla toplumun dikkatini konuya çekmeye çalışacaklarını ifade etti. Şu anda ülkeye giriş yasakları bulunduğu için 20’ye yakın ülkücünün yurtdışında yaşamak zorunda olduğunu belirten Emir, teröristlerin bile affedildiği bir ortamda halen hapis yatan ülkücülerin bulunmasının haksızlık olduğunu dile getirdi.
Devlet özür dilesin
Amaçlarının 12 Eylül cuntasının hukuksuz uygulamalarını hüküm ve sonuçlarıyla ortadan kaldırmak olduğunu kaydeden İstanbul İl Sekreteri avukat Abdullah Eren de devletin mağdur ülkücülerden özür dilemesi gerektiğini savundu. Eren, taleplerini ise şöyle sıraladı: “12 Eylül mahkemelerinin tüm kararları ortadan kaldırılmalı, 12 Eylül uygulamalarının tamamı yok hükmünde sayılıp tüm mağdurların hakları re’sen iade edilmelidir. Öncelikle derhal cezaevinde yatmakta olan ülküdaşlarımız serbest bırakılmalı, yurtdışında yaşayan sürgündeki ülküdaşlarımızın sürgünlerine son verilmeli, milletin kanayan yarası durdurulmalıdır. Devlet, ülkücülerin tüm haklarını ve itibarını acilen iade etmelidir.”
İşkenceci komiser, Yazıcıoğlu’ndan af dilemiş
12 Eylül darbesinden sonra idamla yargılanan Ülkü Ocakları eski Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl cezaevinde yattı. 1981 yılında askerî mahkemede başlayan yargılamada ‘anayasal düzeni zorla değiştirmek”le suçlandı. Ancak dava 1992’de zaman aşımından düştü. Yazıcıoğlu, tutukluluk döneminde 26 gün işkence gördüğünü belirtiyor.. BBP lideri, kendisine işkence yapan komiser Zeki Kaman’ın daha sonra ‘Bizi affetsinler’ mesajı gönderdiğini ifade ediyor. Yazıcıoğlu, Kaman’la aralarında geçen diyaloğu ise şöyle aktarıyor: “Milletvekili olduktan sonra, beni aradı. Çocuklarının başına okulda bir şey gelmesinden korktuğunu dile getirdi. Ben de ‘Rahatsızlık duymanı gerektirecek bir şey yok. Biz, hiç kimsenin hatasından dolayı çocuklarının ceza çekmesini istemeyiz.’ dedim. Ondan sonra rahatladı.”
Birileri ülkeyi yine iç kargaşaya götürüyor
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, son günlerde çeşitli şehirlerde yaşanan provokatif olaylara dikkat çekerek, “Birileri Türkiye’yi iç kargaşaya sürüklemeye çalışıyor diye endişeliyim.” dedi. Muhsin Yazıcıoğlu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde dün düzenlenen kahvaltılı sohbet toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan BBP lideri, Maçka ve Seferihisar’da yaşanan linç girişimlerine vurgu yaptı. Olaylara jandarma ve polisin yerine halkın müdahale etmesini ‘tehlikeli’ bulan Yazıcıoğlu, ‘birileri’nin tetiklemesiyle, olayların büyüyebileceği uyarısında bulundu. Muhsin Yazıcıoğlu, devletin terör karşısında zafiyet göstermemesini de istedi. Özellikle PKK’nın muhatap kabul edilmesinin toplumda derin yaralar açacağını vurguladı.
8 bin yıllık geçmişi ile dünyanın en köklü milletlerinden biri olan Türklerin tarihi şanlı sayfalarla doludur. Bu şanlı sayfalarda Ağustos ayının yeri bambaşkadır. Büyük Selçuklu İmparatorluğu ile Anadolu’yu vatan edinmek için gelen Türkler, 1041 yılında Dandanakan Savaşı ile Anadolu’nun kapısını açmış, Malazgirt Savaşı ile Anadolu’ya girmiş, Kösedağ Savaşı ile Anadolu’ya sahip çıkmış, Anadolu’yu vatan edinmiştir.
Yaklaşık 850 yıl düşman çizmesi görmeyen Anadolu, Birinci Dünya Savaşı’nda düşman işgaline uğramış, Türklerin ölüm-kalım mücadelesi olan İstiklal Savaşı sonucu Anadolu Türklere vatan olmaya devam etmiştir.
Türk Milleti tarihi boyunca birçok zaferler kazanmıştır. Ancak bunların arasında 22 Ağustos 1922 tarihinde başlayıp 9 Eylül 1922 günü Yunan ordularının denize dökülmesiyle sonuçlanan “Büyük Zafer”in Türk Milleti için ayrı bir yeri ve önemi bulunmaktadır. Türkleri Anadolu’dan atmak isteyen işgal kuvvetlerine karşı Anadolu’nun bir ‘Türk Vatanı’ olduğunu bir kez daha haykırmıştır. Bundan tam 83 yıl önce kazandığımız Büyük Zafer Türk’ün güçlü beka duygusunun ve köklü bir medeniyetin sonucudur.
Türk Milleti’nin sonsuza kadar yaşayacak olan bağımsızlığının sembolü Türkiye Cumhuriyeti, bölünmez vatan toprağı Türkiye’nin temeli Büyük Zaferle atılmıştır. ‘Yüce Türk Milleti’, Türkiye’nin sınırlarını kanıyla, canıyla çizmiştir.
Türklerin Anadolu’yu vatan edindiği tarihten günümüze kadar Türkleri Anadolu’dan atıp Orta Asya’ya göndermek isteyen, “Şark Meselesi” adı altında bunu asırlardır uygulamaya çalışan emperyalist devletlerin hesapları günümüzde de devam etmektedir. Bugün Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren bu gafillerin Türkiye üzerindeki oyunları sürmektedir. Üstelik bu devletler, yurt içerisinden kendilerine destek veren hainleri bulmakta da hiç zorlanmamaktadır.
Milli gurur ve onurunu her şeyin üzerinde tutan ‘Türk Milleti’ gaflet içerisinde ihanete sürüklenen bu kişilere gereken cevabı vermesini bilecek kadar sağduyu sahibidir.
Anadolu’nun tapusunun Türk Milleti’ne ait olduğunu bütün dünyaya ilan eden kutlu ‘Büyük Taarruzun 83ncü Yıldönümü’nde, vatanı, milleti, bayrağı, devleti ve kutsal değerleri için gözünü kırpmadan ölüme koşan şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyor, mekanları cennet olsun diyorum.
Anadolu’nun kapısını açan Sultan Alpaslan ve Kurtuluş Savaşımızın Eşsiz Komutanı Mustafa Kemal ATATÜRK başta olmak üzere, Türk Milleti’nin bağımsızlığı için mücadele veren Türk Destanı’nın kahramanlarına Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.
Yüce Türk Milleti’nin 30 Ağustos Zaferi’nin 83ncü yıldönümünü tebrik ediyor, Türk’ün vatanı, milleti ve devletiyle bölünmez bir bütün olarak bağımsız ve şanlı bayrağı altında sonsuza kadar yaşayacağına olan inancımı bir kez daha tekrarlıyorum.
Muhsin YAZICIOĞLU
BBP Genel Başkanı