avrupa birligi insanlar icin bir yasam standartidir. özgürlük ve kurallar ülkesidir. bütün canlilarin hak hudut yasam garantisidir..bence baliklama atlanmasi gereken bir havuz sosyal toplumun tüv ü dür. tabi ki hiristiyan toplulugudur.giremedigimiz de onun icindir.bir müslüman almanla görüsüyorum alman bana islam da daha cok hak özgürlük baris ve standartlar daha üstün niye girmeye calisiyorsunuz diyor.bende biz kopyaciyiz hazira konariz dedim alman bana islam i ahlaki eytimde vermiyormusunuz bakin islam da haram yok kul haki zina yalan yok bunlari ilk okuldan üniversdeye kadar iyi isleseniz siz bizi gecer avrupa ve dünya modeli olusunuz ve tüv ü siz verirsiniz diyor... tabi aklima eytim sistemimiz geldi biz hallen ilk okulda ögrencilerin etekleri diz üstümü olsun diz altimi olsun tartismalarindayiz evet cok aci halimiz. kendim gördüm avrupada bir kör veya engelli sabah evinden tek basina cikar ayni saglikli insanlar gibi aksam evine gelir ne güzel...türkiyede birakin körü engelliyi saglikli insanlar yürüyemiyor kaldirimlarin hali belli her yer park yeri daha neler neler saymakla bitmez. bizim neremiz eksik bizim milletimize layik deyilmi bunlar a? ama hic tahmin etmiyorum AB gibi olacagimiza saygilarimla
AB, Türkiye'ye 'Kardeşim senin coğrafyanda insan hakları ihlal ediliyor,ben seni alamam ' dediğinde,hükümet ne diyecek? 'benim gücüm orduya yetmiyor mu? Diyecek.
AB ekseninde Türkiye'nin yapması gereken tek şey vardır:72 milyon Türkiyelinin din,mezhep,ırk farkı gözetmeden tek kurucu unsur olarak kabul etmek.AB'ni istediği budur.Başka bir şey istemesi de mümkün değildir (Baskın Oran)
AB İlk görünüşüne bakıldığında Türk Alfabesinin baştan 1. - 2. harfleri.. Yada: Avrupa Birliği'nin kısatılmış adı. Türkiye'nin Avrupa Kıtası'nda bulunan bir çok avrupa ülkelerinden kat kat fazla olsa da yıllardır içerisine giremediği, yandan üye olabildiğimiz 'Hıristiyan Birliği' görünümündeki bir birlik.. Ekonomik - Politik yönden içerisinde olmamız gereken, ancak gireceğimiz an, belkide hiç gerek kalmayacak bir 'Hıristiyan Ülkeler Avrupa Birliği' Avrupa Birliği'nin kısa adı; karşısında birçok birliklerin doğuşuna neden olacak bir gösterge.
Türkiye'nin AB ile ilişkiler sürecinde,farklı sınıfsal duruşların ifadesi olarak 'iki' Avrupa açıkça görüldü.Avrupa'nın karanlık yüzü Hırıstıyanlık ve milliyetçilikle bezelidir.Aydınlık yüzü ise sosyalizm,insan hakları ve halkların kardeşliği ile yoğrulmutur.
21.Gözaltında,avukat ile görüşmenin yolu açıldı 22.A.İ.H.M kararları nedeniyle,yeniden yargılanmanın yinelenmesi olanağı tanındı 23.Toplu suçlardan gözaltı süresi 4 güne ındirildi 24.Ergenekon(?) 25.301'de (Türklüğe hakaret,dünyanın nersinde olursa olsun) top adalet bakanlığında
21.İlçelerde kaymakamlığa,jandarma,astsubay ve subayların vekalet etmesi sona erdi 22.Düşünca ve ifade özgürlüğünün sınırları ganişletildi 23.Bütün dillerde radyo ve televizyon yasağı kaldırıldı VS.VS. VS
12.Cemaat vakıflarınınmülk edeimesinin yolu açıldı 13.Genelkurmay başkanı yargılanabilecek 14.Basın suçlarına hapis cezası kaldırıldı(!) 15.Devlet görevlilerine hakaret1 yıldan 6 aya indirildi 16.Farklı dil ve lehçeler için kurslar açılabilecek 17.Sayıştay TSK'nı bütçesini ddenetleğebilecek 18.Miting,basın açıklaması,yayın yoluyla yapılan düşünceler için 'Terör örgütüne yardım ve yataklık suçundan ceza verilemeyecek. 19.Trafik tescil belgeleri değişecek 20.Jandarma iç işlerine bağlanacak
Mürit yokluğundan kilise binaları diskoteklere hatta camilere çevrildiği AB ülkelerinde Müslüman/Türkler'e karşı oluşan tepki dini değil siyasi ve kültüreldir.
niye bizi almaları için zorluyoruz ki insanlar suratımıza söylüyo almiycaklarını bizim dev.büyüklerimizde inadına türkiyenin gururunu hiçe sayarak hala daha inatla girmeye çalışıyorlar...............
biz kıvama gelmeden almazlar bizi. yani ben küpe takmadıkça,rap rup, rock mock müzik dinlemedikçe al-maz-lar.haçlıya katılmak için hristiyan olmak lazım sayın abim!
yapılan yorumların, 'bizi bölecek, vay efendim biz onlardan zamanında iyiydik, doğuya yönelelim, hıristiyan kulubu' türünden olması beni karamsarlığa itti. böyle önemli bir konuda 'genç bakış'ın okuduğu kitaplara dayanarak değilde paranoya kültürünün etkisiyle konuşması beni üzdü. sanırım ab den önce kendimizi sorgulamayız.
bundan yüzyıllar öncesine baktığımzda evet,zenginlik doğuda denilirdi..hatta batı skolastik dönemi yaşarken türkler teknolojide oldukça ilerlemişlerdi..osmanlının devlet yapısına bakıldığında azınlıklara öyle haklar tanınmıştı ki,öyle yetkiler verilmişti ki dünyada bir benzeri daha yoktu..siyasal açıdan en düzenli devletti..peki ne zamana kadar? işin içine taht sevdası,para girince devleti hatırlayan olmadı..belkide en büyük hata azınlıklara fazlasıyla değer verilmesiydi.. eğer türkiye şu anda abd gibi dünyanın en gelişmiş ekonomisine sahip olsaydı,mükkemel teknolojik yapıya sahip olsaydı zaten dediğiniz yapılaşma olmuş olacaktı.çünkü işin içinde para! ! ve güç olmuş olacaktı.türkiyenin böyle bir olanağı var mı? şimdi gidin ve doğu ülkelerine diyin ki bizim kültürümüz böyleydi hadi gelin birleşelim hangisi yanaşır? hangisi korkalığından vazgeçer? peki kapitalist ülkeler böyle bir yapılaşmaya izin verecek kadar ahmak mı gözüküyorlar? bü dünyada her ülke yanlız kimse kimseye dost değil..ki dediğiniz doğu ülekelri kurtuluş savaşı olduğunda sarıkamış'da türk askerini sırtından vurdu..dediğiniz kürtler şu anda %85 oranla ab ye sadece azınlık hakları için girmek istiyor..bizim dostumuz kim? nerede? bu dünyada sadece çıkarlar söz konusu..türkiye ab ye girince ne kültürü kaybolacak ne de dini..tam tersine onlar bizim kültürümüzden etkilenecekler dediğiniz gibi..unutmayalım ki avrupalılar tuvalet kültürünü bile bizden öğrendiler..
herkes batı sömürüsünün farkında artık....bugün ırakta yaşananlar iranın nükleer silahlanma çabası hepsi batı bombalarının önüne atıyor kendini.Bugün mısır a gidince(piramitlerden değil gerçek mısırdan bahsediyorum) Türk olduğunu söylersen sana otelin en iyi odasını veriyorlar.Bizi abi olarak görüyorlar.Dediğin gibi devletlerin başındakiler(örn:suud ailesi) ABD himayesinde olabilirler ancak halkları isyan halinde...Bunu gazetelerden anlayamazsın gidip görmen gerekir...
Türkiye’nin AB macerası uzun ince bir yol ya da bir yılan hikayesi.Dimyata pirince gitmek gibi bir şey. Evdeki bulgurdan yani doğudaki kültürel kardeşlerimizden olmakta cabası.Bakın burada sadece türk ve müslümanları kast etmiyorum tibette nijeryada kamerunda buna dahil.Batının bombalarının düştüğü her yere sığınak olmalıyız.Tarihi sorumluluğumuz bunu gerektirir....
Türkiye hiçbir zaman renksiz kokusuz homojen olmadı.Mayası muhteşemdi biricikti halen de öyledir. Farklı etnisiteler inançlar kültürler bu coğrafyada insanlığın büyük sentezlerinden birini yarattı.Türkiye bu büyük sentezin merkezidir.Türkiyenin tarihsel ve metafizik oluşu buydu ve budur.ABnin bütün yaptığı zenginliğimizi bize sorunmuş gibi normal dışıymış gibi algılatmaya çalışmaktır. Batı insanlığın bu topraklardaki beşeri zenginliğinden hep ürktü hep korktu. Çünkü bu topraklar eşitlikçi dayanışmacı demokratik adil bir toplum modeli yaratabilirdi ve halen de yaratma potansiyeline sahiptir. Bir yandan sürekli bize farklılık diye ortak kimyamızın farklı elementlerini hatırlatıyorlar.Öte yandan korktukları tam da bu.Bu ortak kimya son bileşenine kadar ayrıştırılamaz da evrensel bir toplum modeli olarak yeniden dirilirse.Tıpkı osmalı gibi yeniden tek vücut olabilirse.Korku bu işte.Bu milletten bu coğrafyadan bu tarihten ürkmelerinin nedeni tam da bu. Onun için ortak kimyamızın farklılıklarını sivriltiyor birbirine düşman hale getirmeye gayret ediyorlar.İç çatışma başlasın ki bu kimya içinden dağılıp gitsin diye.Bizimde buna çomak tuttuğumuz söylenebilir.Bakarsak en basitinde bu sitedeki büyük bir çoğunluk kürt kardeşlerimizden nefret ediyor.Oysaki çok değil bundan 80 yıl önce kurtuluş savşında cephede onlarla birlikte savaşıyorduk.
Sorunlarımızın dertlerimizin çaresini AB raporlarında arayamayız.Kaderimizi ABnin kurumlarının ve liderlerinin ellerine teslim edemeyiz.Biz aldığımız onca yara bereye atlattığımız binlerce badireye rağmen büyük bir coğrafyanın çocuklarıyız.Her şeye rağmen dimdik ayaktayız.Bizbatıda yaşayan doğulularız.Ananelerimiz ninelerimiz başına yaşmak örttüğü sürecede öyle kalacağız.Modern çağlar bize felaketler yenilgiler acılarla geldi.Her zor zamanda yeni ufuklara yelken açacak gücü toparlayabildik.Ama bu kadar gaflet uykusu yeter.Bazı şeyleri kendi gücümüzle kendi aklımızla değiştirmenin kaderimize yani doğuya sahip çıkmanın zamanı geldi geçiyor....
40 yıllık bir başvuru sürecinin olduğu bir gerçek ama bu kırk yıllık surecte turkıye nın yaşadıkları da az değildir doğrusu..80 lerden sonra ancak demokratık ve serbest pıyasa ekonomısıne geçmeyi başarabilmiştir..avrupa ise kendi içinde çelişkiler taşıyan bir toplum..bir yanda çok demokrat yanı bir yanda ise en acımasız katliamlara neden olan yanı bulunmaktadır.en guzel örneği ab parlamentosunun en son söz sahibi olabilmesidir.. ancak osmanlı devleti bütün bu kargaşaların içinde bile kendi düşüncelerini savunarak 700 yıl ayakta durabilmiştir.yeni bir topluluktan bahsediyorsunuz kiminle hangi doğu ülkesiyle? arap ülkelerine baktığınızda hepsi abd sömürgesinde keyiflerini sürmekteler sömürüldüklerini farketmeden! ! bence türkiyenin tek yapması gereken gözünü iyi açmak ve köle olmadan pazarlık yapmaktır..
AB masalarından kurtulmalıyız....artık AB deyince aklımıza amerikan bilardo falan gelmeli....onlar bizi almaya meraklı değil zaten bizim kurtuluşumuzda onlarda değil...
Türkiye, 1963'te AB'ye (o zamanki adıyla AET'ye) girme başvurusu yapan ve bunu anlaşmaya bağlayan ilk Avrupa ülkesidir.40 yıldan bahsediyoruz burada.Sizcede pek istekli mi değiller bana mı öyle geliyor yoksa?
AB yandaşlarının dediğine göre tarama süreci bittiğinde tam üyelik müzakereleri başlayacak ve Türkiyede artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Donla denize girilmeyecek kokoreç yenmeyecek, açıkta yiyecek satılmayacak yerlere tükürülmeyecek düşünce ve örgütlenme özgürlüğü genişleyecek kayıt dışı ekonomi son bulacak filan...
Bunlar ufak ve gereksiz bir kısım size asıl neler olacağını anlatayım..Türkiye’ye yabancı sermayenin giriş koşullarını tartışacaklar. Pazarlık Türkiyede işçi ücretlerinin ne ölçüde ve nasıl düşürüleceği üzerine de sürecek. Sosyal güvenlik emeklilik haklarının nasıl budanacağı milyonlarca köylü nüfusun topraktan nasıl kovulacağı tartışılacak. Yabancı sermayenin gelmesi ve Türk sermayesinin büyümesi için tek temel yol budur Türkiyeyi bu yirmi yıl boyunca topraklarından kovulmuş milyonlarca köylünün işgücü pazarındaki rekabetiyle yeni sömürü yöntemleriyle ucuz işgücü cenneti yapmak! ! ! ! AB’ye evet! diyenler işçilerin 20 yıl boyunca bugünkünden de düşük ücretlerle budanmış haklarla yaşamaya ne diyorlar?
Müzakere sürecinin sonuçlanması Orta Doğuda ve Kafkasyada emperyalist devletlerin paylaşım savaşları sona ermeden bölgede halkları yenik düşüren bir emperyalist barış sağlanmadan gerçekleşemez. Çünkü AB, Türkiye’yi saflarına katarak bu savaş bölgesiyle sınırdaş olmayı kabul etmez. ABye evet diyen Müslümanlar AB’ye üye olabilmek için Orta Doğu ve Kafkas halklarının ABD emperyalizminin boyunduruğuna girmesini kabul edebilirler mi? Şahsen ben edemem ve burada yani ortadoğuda yani kapımızda savaşlar olduğu sürecede bizi oraya almazlar...
Almasınlarda zaten...çünkü türkienin kurtuluşu bambaşka bir yerdedir....sultan galiyevin türkiye ile ilgili görüşlerine bir bakalım: Türkiye: Bu ülkede olup bitenler, çilekeş Türk Ulusu’nun en azılı düşmanlarınca dahi yakından bilinmektedir. Bu ülkede yeni baştan sağlıklı bir ulusal canlanma süreci yaşanmaktadır. Bu sürece inanmayanlar veya kuşku ile bakanlar, sonuçlarını kendi içlerinde denemiş oldular. Türkiye’nin ulusal kalkınmasına gönül vermiş olan Türk işçi ve köylülerinin, ilerici Türk aydınlarının süngüleri, gereken kişilere gereken dersleri vererek nasıl düşünmek gerektiğini öğrettiler. Eğer, 400 yıl önce Rus Çarları, Kazan’ı, Kuzey Türklüğü’nün bu kalesini düşürmeyi ve yalnız Tatar savaşçılarının cesetleri üzerinden geçerek Doğu’ya doğru ilerlemeyi başarmışlarsa, bugün için de Batı Avrupalı emperyalistler yine Doğu’ya doğru kendilerine yol açabilmek için Güney Türkleri -Osmanlıları- yenmek zorundalar. Batılı halkların doğuya yayılmaları öncesinde, Türkiye, onların çılgınca saldırılarına maruz kalmadı mı? .. Batılı halklar, Asya ve Afrika’daki durumu gerçek anlamda kontrol altına alabilmek için Türk-Osmanlı savaşçılarının cesetlerinin üzerinden geçmek zorundalar. Kazan’ın Rus saldırıları karşısında düşüşü de bir gün içinde gerçekleşmiş değildir. Ruslar, buraya onlarca kez saldırdılar. Tataristan’ın işgaline kadar, dönemin iki kuzeyli devi Moskova ile Kazan arasındaki mücadele, on yıllar boyunca sürüp gitti. Bu zaferi sağlama almak, galip taraf için de pek kolay olmadı. Yenilenler ile yenenler arasında acımasız katliamlar ve kıyımlarla dolu bir gerilla savaşı, on yıllarca devam etti. Bundan sonra, yenilenlerin azimleri kırıldı. Türkleri zayıflatmak; Balkanlar’ı, Mısır’ı, Arabistan’ı, Mezopotamya’yı Türklerin ellerinden almak için Avrupa yüzyıllar boyunca mücadele vermek zorunda kaldı. Avrupalı hükümdarlara Türkiye’yi sindirmek kısmet olamadı. Olamayacaktır da... Türkiye yaşıyor ve yaşayacaktır. Türkiye, yalnızca kendisi yaşamakla yetinmeyecek ve Avrupa tarafından zorla kopartılmış olan kendi eski parçalarına ve geri kalan tüm Orta Doğu’ya da hayat verecektir.
Bu ne demek? kurtuluş doğuda demek.arkadaşlar doğu batının bombalarının düştüğü her yerdir...bu mazlum ırklar birleşmeli ve dünyaya yeni bir düzen getirmelidir ve Türkiyede bu yoldaki öncü devlet olmalıdır....
en başarılı ekonomik enregrasyon örneğidir..ab yle pazarlık olmaz diyenlere bakmayın eğer elimizdeki kaynakların değerini bilirsek çok güzel bir fırsat..inanıyorum ki er yada geç ab türkiyeyi kabul edecektir..
Türkiye'nin 2014'ten önce üye olmasının imkansız olduğu, 2014'ten sonra ise ancak özel statülü üyelik sıfatını taşıyacağı, ve gerçeklerin şaşılacak derecede gözardı edildiği, yönetenlerin ve maalesef halkın da çok matah bir şey sandığı, serbest dolaşım hakkı konusunda ikinci sınıf muamele yapılan ve bunun gerekçesi olarak da nüfus, istihdam ve din sorunlarının varlığını kafalarının içinde barındırdıkları kulüpcük anlamına gelir:P
avrupa birligi insanlar icin bir yasam standartidir. özgürlük ve kurallar ülkesidir.
bütün canlilarin hak hudut yasam garantisidir..bence baliklama atlanmasi gereken bir havuz sosyal toplumun tüv ü dür.
tabi ki hiristiyan toplulugudur.giremedigimiz de onun icindir.bir müslüman almanla görüsüyorum alman bana islam da daha cok hak özgürlük baris ve standartlar daha üstün niye girmeye calisiyorsunuz diyor.bende biz kopyaciyiz hazira konariz dedim
alman bana islam i ahlaki eytimde vermiyormusunuz bakin islam da haram yok kul haki zina yalan yok bunlari ilk okuldan üniversdeye kadar iyi isleseniz siz bizi gecer avrupa ve dünya modeli olusunuz ve tüv ü siz verirsiniz diyor... tabi aklima eytim sistemimiz geldi biz hallen ilk okulda ögrencilerin etekleri diz üstümü olsun diz altimi olsun tartismalarindayiz evet cok aci halimiz.
kendim gördüm avrupada bir kör veya engelli sabah evinden tek basina cikar ayni saglikli insanlar gibi aksam evine gelir ne güzel...türkiyede birakin körü engelliyi saglikli insanlar yürüyemiyor kaldirimlarin hali belli her yer park yeri daha neler neler saymakla bitmez. bizim neremiz eksik bizim milletimize layik deyilmi bunlar a? ama hic tahmin etmiyorum AB gibi olacagimiza
saygilarimla
AB, Türkiye'ye 'Kardeşim senin coğrafyanda insan hakları ihlal ediliyor,ben seni alamam ' dediğinde,hükümet ne diyecek? 'benim gücüm orduya yetmiyor mu? Diyecek.
AB ekseninde Türkiye'nin yapması gereken tek şey vardır:72 milyon Türkiyelinin din,mezhep,ırk farkı gözetmeden tek kurucu unsur olarak kabul etmek.AB'ni istediği budur.Başka bir şey istemesi de mümkün değildir (Baskın Oran)
AB
İlk görünüşüne bakıldığında Türk Alfabesinin baştan 1. - 2. harfleri.. Yada: Avrupa Birliği'nin kısatılmış adı.
Türkiye'nin Avrupa Kıtası'nda bulunan bir çok avrupa ülkelerinden kat kat fazla olsa da yıllardır içerisine giremediği, yandan üye olabildiğimiz 'Hıristiyan Birliği' görünümündeki bir birlik..
Ekonomik - Politik yönden içerisinde olmamız gereken, ancak gireceğimiz an, belkide hiç gerek kalmayacak bir 'Hıristiyan Ülkeler Avrupa Birliği'
Avrupa Birliği'nin kısa adı; karşısında birçok birliklerin doğuşuna neden olacak bir gösterge.
avrupa birliği
AB sürecinde değişen anayasa maddeleri:
1.İdam cezasının kaldırılması
2.Yabancıya mülk satışının kanunlaşması
3.terör örgütüne yardım konusunun daraltılması
4.Zina yasasının kaldırılması
5.Parti kapatmanın zorlaştırılması
6.Ordu’ya ait arazilerin satışının kanunlaşması
7.Askere gitmeyenler TC. vatandaşlığından çıkartılması
8.SİGARA YASAĞININ UYGULANMASI
9.Kitap yakılmasına son verilmesi
10.İsim koymanın önündeki engellerin kaldırılması
11.Gözaltı süresinin 4 günle sınırlandırılması
12.Miting,basın açıklaması,yayın yoluyla yapılan düşünceler için
“terör örgütüne yardım ve yataklık suçundan ceza verilemeyece
13.Danıştay,TSK bütçesini denetleyebilecek
14.Türklüğe hakaret cezası azaltıldı
15.Devlet görevlilerine hakaret 1 yıldan 6 aya indirildi
16.İşkence davaları 30 günden fazla ertelenemeyecek
17Trafik tescil belgeleri değişecek
18 Jandarma içişleri bakanlığına bağlanacak
19.İlçelerde Kaymakamlığa,jandarma,astsubay ve subaylar vekalet edemeyecek
20.301’de, top adalet bakanlığında
21.Genelkurmay başkanları yargılanabilecek
22.Terör örgütüne yardım konusu daraltıldı
23.Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlar genişletildi (? !)
24.Farklı dillerde yayınlar serbest bırakıldı.
25.Basın uçlarına hapis cezası kaldırıldı (?)
VS.VS.VS.
Türkiye'nin AB ile ilişkiler sürecinde,farklı sınıfsal duruşların ifadesi olarak 'iki' Avrupa açıkça görüldü.Avrupa'nın karanlık yüzü Hırıstıyanlık ve milliyetçilikle bezelidir.Aydınlık yüzü ise sosyalizm,insan hakları ve halkların kardeşliği ile yoğrulmutur.
Uyum yasaları gereğince 'devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldirilmasinin istendiğini' biliyor muydunuz?
......
...
21.Gözaltında,avukat ile görüşmenin yolu açıldı
22.A.İ.H.M kararları nedeniyle,yeniden yargılanmanın yinelenmesi olanağı tanındı
23.Toplu suçlardan gözaltı süresi 4 güne ındirildi
24.Ergenekon(?)
25.301'de (Türklüğe hakaret,dünyanın nersinde olursa olsun) top adalet bakanlığında
21.İlçelerde kaymakamlığa,jandarma,astsubay ve subayların vekalet etmesi sona erdi
22.Düşünca ve ifade özgürlüğünün sınırları ganişletildi
23.Bütün dillerde radyo ve televizyon yasağı kaldırıldı
VS.VS. VS
12.Cemaat vakıflarınınmülk edeimesinin yolu açıldı
13.Genelkurmay başkanı yargılanabilecek
14.Basın suçlarına hapis cezası kaldırıldı(!)
15.Devlet görevlilerine hakaret1 yıldan 6 aya indirildi
16.Farklı dil ve lehçeler için kurslar açılabilecek
17.Sayıştay TSK'nı bütçesini ddenetleğebilecek
18.Miting,basın açıklaması,yayın yoluyla yapılan düşünceler için 'Terör örgütüne yardım ve yataklık suçundan ceza verilemeyecek.
19.Trafik tescil belgeleri değişecek
20.Jandarma iç işlerine bağlanacak
AB sürecinde.
1.Zina yasası kajdırıldı
2.İdam cezası kaldırıldı
3.Sigara yasağı getirildi
4.Yababcıya mülk satışı kanunlaştı
5.Ordu'ya aiı arazilerin satışı kanunlaştı
6.Parti kapatmak zorlaştırıldı
7.Türklüğe hakaret cezası hafiflatildiğ
8.Askere gitmeyenler vatandaşlıktan çıkarılmayacak
9.Terör örgütüne yarsım konusudaraltıldı
10.Devletin bölünmez bütünlüğü eleyhinde propogandası başlıklı 8. madde yürürlükten kaldırıldı
11.Nüfusta isim koyma önündeki engeller kaldırıldı
Mürit yokluğundan kilise binaları diskoteklere hatta camilere çevrildiği AB ülkelerinde Müslüman/Türkler'e karşı oluşan tepki dini değil siyasi ve kültüreldir.
Aydınlanma..
Avrupa birliği sürecinde resmi ideolojinin belirleyici ve yönlendirici niteliğini koruması gittikçe zorlaşmaktadır.
Bence ab farısça bir söcüktür anlamıda su demektir.
biz neden ab ye girmek için uğraşıyoruzki..neden ab yerine tb yani türk birliği kurmak için uğraşmıyoruz! ! ! !
niye bizi almaları için zorluyoruz ki insanlar suratımıza söylüyo almiycaklarını bizim dev.büyüklerimizde inadına türkiyenin gururunu hiçe sayarak hala daha inatla girmeye çalışıyorlar...............
Avrupa Birliği demek, ya da eski dilde (su) anlamına gelir.
Bana insan olduğumu tekrar hatırlatan bir birlik.
Ben küpe taktım. Sadece abd kaynaklı heavy metal değil aynı zamanda hiphop, tekno trans vs de dinliyorum. Ateistte sayılırım umarım alırlar artık :)
biz kıvama gelmeden almazlar bizi. yani ben küpe takmadıkça,rap rup, rock mock müzik dinlemedikçe al-maz-lar.haçlıya katılmak için hristiyan olmak lazım sayın abim!
yapılan yorumların, 'bizi bölecek, vay efendim biz onlardan zamanında iyiydik, doğuya yönelelim, hıristiyan kulubu' türünden olması beni karamsarlığa itti. böyle önemli bir konuda 'genç bakış'ın okuduğu kitaplara dayanarak değilde paranoya kültürünün etkisiyle konuşması beni üzdü. sanırım ab den önce kendimizi sorgulamayız.
bundan yüzyıllar öncesine baktığımzda evet,zenginlik doğuda denilirdi..hatta batı skolastik dönemi yaşarken türkler teknolojide oldukça ilerlemişlerdi..osmanlının devlet yapısına bakıldığında azınlıklara öyle haklar tanınmıştı ki,öyle yetkiler verilmişti ki dünyada bir benzeri daha yoktu..siyasal açıdan en düzenli devletti..peki ne zamana kadar? işin içine taht sevdası,para girince devleti hatırlayan olmadı..belkide en büyük hata azınlıklara fazlasıyla değer verilmesiydi..
eğer türkiye şu anda abd gibi dünyanın en gelişmiş ekonomisine sahip olsaydı,mükkemel teknolojik yapıya sahip olsaydı zaten dediğiniz yapılaşma olmuş olacaktı.çünkü işin içinde para! ! ve güç olmuş olacaktı.türkiyenin böyle bir olanağı var mı? şimdi gidin ve doğu ülkelerine diyin ki bizim kültürümüz böyleydi hadi gelin birleşelim hangisi yanaşır? hangisi korkalığından vazgeçer? peki kapitalist ülkeler böyle bir yapılaşmaya izin verecek kadar ahmak mı gözüküyorlar?
bü dünyada her ülke yanlız kimse kimseye dost değil..ki dediğiniz doğu ülekelri kurtuluş savaşı olduğunda sarıkamış'da türk askerini sırtından vurdu..dediğiniz kürtler şu anda %85 oranla ab ye sadece azınlık hakları için girmek istiyor..bizim dostumuz kim? nerede?
bu dünyada sadece çıkarlar söz konusu..türkiye ab ye girince ne kültürü kaybolacak ne de dini..tam tersine onlar bizim kültürümüzden etkilenecekler dediğiniz gibi..unutmayalım ki avrupalılar tuvalet kültürünü bile bizden öğrendiler..
herkes batı sömürüsünün farkında artık....bugün ırakta yaşananlar iranın nükleer silahlanma çabası hepsi batı bombalarının önüne atıyor kendini.Bugün mısır a gidince(piramitlerden değil gerçek mısırdan bahsediyorum) Türk olduğunu söylersen sana otelin en iyi odasını veriyorlar.Bizi abi olarak görüyorlar.Dediğin gibi devletlerin başındakiler(örn:suud ailesi) ABD himayesinde olabilirler ancak halkları isyan halinde...Bunu gazetelerden anlayamazsın gidip görmen gerekir...
Türkiye’nin AB macerası uzun ince bir yol ya da bir yılan hikayesi.Dimyata pirince gitmek gibi bir şey. Evdeki bulgurdan yani doğudaki kültürel kardeşlerimizden olmakta cabası.Bakın burada sadece türk ve müslümanları kast etmiyorum tibette nijeryada kamerunda buna dahil.Batının bombalarının düştüğü her yere sığınak olmalıyız.Tarihi sorumluluğumuz bunu gerektirir....
Türkiye hiçbir zaman renksiz kokusuz homojen olmadı.Mayası muhteşemdi biricikti halen de öyledir. Farklı etnisiteler inançlar kültürler bu coğrafyada insanlığın büyük sentezlerinden birini yarattı.Türkiye bu büyük sentezin merkezidir.Türkiyenin tarihsel ve metafizik oluşu buydu ve budur.ABnin bütün yaptığı zenginliğimizi bize sorunmuş gibi normal dışıymış gibi algılatmaya çalışmaktır. Batı insanlığın bu topraklardaki beşeri zenginliğinden hep ürktü hep korktu. Çünkü bu topraklar eşitlikçi dayanışmacı demokratik adil bir toplum modeli yaratabilirdi ve halen de yaratma potansiyeline sahiptir. Bir yandan sürekli bize farklılık diye ortak kimyamızın farklı elementlerini hatırlatıyorlar.Öte yandan korktukları tam da bu.Bu ortak kimya son bileşenine kadar ayrıştırılamaz da evrensel bir toplum modeli olarak yeniden dirilirse.Tıpkı osmalı gibi yeniden tek vücut olabilirse.Korku bu işte.Bu milletten bu coğrafyadan bu tarihten ürkmelerinin nedeni tam da bu. Onun için ortak kimyamızın farklılıklarını sivriltiyor birbirine düşman hale getirmeye gayret ediyorlar.İç çatışma başlasın ki bu kimya içinden dağılıp gitsin diye.Bizimde buna çomak tuttuğumuz söylenebilir.Bakarsak en basitinde bu sitedeki büyük bir çoğunluk kürt kardeşlerimizden nefret ediyor.Oysaki çok değil bundan 80 yıl önce kurtuluş savşında cephede onlarla birlikte savaşıyorduk.
Sorunlarımızın dertlerimizin çaresini AB raporlarında arayamayız.Kaderimizi ABnin kurumlarının ve liderlerinin ellerine teslim edemeyiz.Biz aldığımız onca yara bereye atlattığımız binlerce badireye rağmen büyük bir coğrafyanın çocuklarıyız.Her şeye rağmen dimdik ayaktayız.Bizbatıda yaşayan doğulularız.Ananelerimiz ninelerimiz başına yaşmak örttüğü sürecede öyle kalacağız.Modern çağlar bize felaketler yenilgiler acılarla geldi.Her zor zamanda yeni ufuklara yelken açacak gücü toparlayabildik.Ama bu kadar gaflet uykusu yeter.Bazı şeyleri kendi gücümüzle kendi aklımızla değiştirmenin kaderimize yani doğuya sahip çıkmanın zamanı geldi geçiyor....
40 yıllık bir başvuru sürecinin olduğu bir gerçek ama bu kırk yıllık surecte turkıye nın yaşadıkları da az değildir doğrusu..80 lerden sonra ancak demokratık ve serbest pıyasa ekonomısıne geçmeyi başarabilmiştir..avrupa ise kendi içinde çelişkiler taşıyan bir toplum..bir yanda çok demokrat yanı bir yanda ise en acımasız katliamlara neden olan yanı bulunmaktadır.en guzel örneği ab parlamentosunun en son söz sahibi olabilmesidir..
ancak osmanlı devleti bütün bu kargaşaların içinde bile kendi düşüncelerini savunarak 700 yıl ayakta durabilmiştir.yeni bir topluluktan bahsediyorsunuz kiminle hangi doğu ülkesiyle?
arap ülkelerine baktığınızda hepsi abd sömürgesinde keyiflerini sürmekteler sömürüldüklerini farketmeden! ! bence türkiyenin tek yapması gereken gözünü iyi açmak ve köle olmadan pazarlık yapmaktır..
AB masalarından kurtulmalıyız....artık AB deyince aklımıza amerikan bilardo falan gelmeli....onlar bizi almaya meraklı değil zaten bizim kurtuluşumuzda onlarda değil...
Türkiye, 1963'te AB'ye (o zamanki adıyla AET'ye) girme başvurusu yapan ve bunu anlaşmaya bağlayan ilk Avrupa ülkesidir.40 yıldan bahsediyoruz burada.Sizcede pek istekli mi değiller bana mı öyle geliyor yoksa?
AB yandaşlarının dediğine göre tarama süreci bittiğinde tam üyelik müzakereleri başlayacak ve Türkiyede artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Donla denize girilmeyecek kokoreç yenmeyecek, açıkta yiyecek satılmayacak yerlere tükürülmeyecek düşünce ve örgütlenme özgürlüğü genişleyecek kayıt dışı ekonomi son bulacak filan...
Bunlar ufak ve gereksiz bir kısım size asıl neler olacağını anlatayım..Türkiye’ye yabancı sermayenin giriş koşullarını tartışacaklar. Pazarlık Türkiyede işçi ücretlerinin ne ölçüde ve nasıl düşürüleceği üzerine de sürecek. Sosyal güvenlik emeklilik haklarının nasıl budanacağı milyonlarca köylü nüfusun topraktan nasıl kovulacağı tartışılacak. Yabancı sermayenin gelmesi ve Türk sermayesinin büyümesi için tek temel yol budur Türkiyeyi bu yirmi yıl boyunca topraklarından kovulmuş milyonlarca köylünün işgücü pazarındaki rekabetiyle yeni sömürü yöntemleriyle ucuz işgücü cenneti yapmak! ! ! ! AB’ye evet! diyenler işçilerin 20 yıl boyunca bugünkünden de düşük ücretlerle budanmış haklarla yaşamaya ne diyorlar?
Müzakere sürecinin sonuçlanması Orta Doğuda ve Kafkasyada emperyalist devletlerin paylaşım savaşları sona ermeden bölgede halkları yenik düşüren bir emperyalist barış sağlanmadan gerçekleşemez. Çünkü AB, Türkiye’yi saflarına katarak bu savaş bölgesiyle sınırdaş olmayı kabul etmez. ABye evet diyen Müslümanlar AB’ye üye olabilmek için Orta Doğu ve Kafkas halklarının ABD emperyalizminin boyunduruğuna girmesini kabul edebilirler mi? Şahsen ben edemem ve burada yani ortadoğuda yani kapımızda savaşlar olduğu sürecede bizi oraya almazlar...
Almasınlarda zaten...çünkü türkienin kurtuluşu bambaşka bir yerdedir....sultan galiyevin türkiye ile ilgili görüşlerine bir bakalım:
Türkiye: Bu ülkede olup bitenler, çilekeş Türk Ulusu’nun en azılı düşmanlarınca dahi yakından bilinmektedir. Bu ülkede yeni baştan sağlıklı bir ulusal canlanma süreci yaşanmaktadır. Bu sürece inanmayanlar veya kuşku ile bakanlar, sonuçlarını kendi içlerinde denemiş oldular. Türkiye’nin ulusal kalkınmasına gönül vermiş olan Türk işçi ve köylülerinin, ilerici Türk aydınlarının süngüleri, gereken kişilere gereken dersleri vererek nasıl düşünmek gerektiğini öğrettiler. Eğer, 400 yıl önce Rus Çarları, Kazan’ı, Kuzey Türklüğü’nün bu kalesini düşürmeyi ve yalnız Tatar savaşçılarının cesetleri üzerinden geçerek Doğu’ya doğru ilerlemeyi başarmışlarsa, bugün için de Batı Avrupalı emperyalistler yine Doğu’ya doğru kendilerine yol açabilmek için Güney Türkleri -Osmanlıları- yenmek zorundalar. Batılı halkların doğuya yayılmaları öncesinde, Türkiye, onların çılgınca saldırılarına maruz kalmadı mı? .. Batılı halklar, Asya ve Afrika’daki durumu gerçek anlamda kontrol altına alabilmek için Türk-Osmanlı savaşçılarının cesetlerinin üzerinden geçmek zorundalar. Kazan’ın Rus saldırıları karşısında düşüşü de bir gün içinde gerçekleşmiş değildir. Ruslar, buraya onlarca kez saldırdılar. Tataristan’ın işgaline kadar, dönemin iki kuzeyli devi Moskova ile Kazan arasındaki mücadele, on yıllar boyunca sürüp gitti. Bu zaferi sağlama almak, galip taraf için de pek kolay olmadı. Yenilenler ile yenenler arasında acımasız katliamlar ve kıyımlarla dolu bir gerilla savaşı, on yıllarca devam etti. Bundan sonra, yenilenlerin azimleri kırıldı. Türkleri zayıflatmak; Balkanlar’ı, Mısır’ı, Arabistan’ı, Mezopotamya’yı Türklerin ellerinden almak için Avrupa yüzyıllar boyunca mücadele vermek zorunda kaldı. Avrupalı hükümdarlara Türkiye’yi sindirmek kısmet olamadı. Olamayacaktır da... Türkiye yaşıyor ve yaşayacaktır. Türkiye, yalnızca kendisi yaşamakla yetinmeyecek ve Avrupa tarafından zorla kopartılmış olan kendi eski parçalarına ve geri kalan tüm Orta Doğu’ya da hayat verecektir.
Bu ne demek? kurtuluş doğuda demek.arkadaşlar doğu batının bombalarının düştüğü her yerdir...bu mazlum ırklar birleşmeli ve dünyaya yeni bir düzen getirmelidir ve Türkiyede bu yoldaki öncü devlet olmalıdır....
en başarılı ekonomik enregrasyon örneğidir..ab yle pazarlık olmaz diyenlere bakmayın eğer elimizdeki kaynakların değerini bilirsek çok güzel bir fırsat..inanıyorum ki er yada geç ab türkiyeyi kabul edecektir..
Türkiye'nin 2014'ten önce üye olmasının imkansız olduğu, 2014'ten sonra ise ancak özel statülü üyelik sıfatını taşıyacağı, ve gerçeklerin şaşılacak derecede gözardı edildiği, yönetenlerin ve maalesef halkın da çok matah bir şey sandığı, serbest dolaşım hakkı konusunda ikinci sınıf muamele yapılan ve bunun gerekçesi olarak da nüfus, istihdam ve din sorunlarının varlığını kafalarının içinde barındırdıkları kulüpcük anlamına gelir:P
ne mi:pandoranın kutusunu...yazık ki hala boyun eğdiriliyoruz