Uyum: Toplum tarafından benimsenmiş kurallara yakışır şekilde davranmak ve bu kuralları kabullenme olgusuna ve ya bir bütünü oluşturan parçalar arasında sağlanan düzenli çalışma olgusuna uyum denir.................
Dünyanın bütün renkleri bir gün bir araya toplanmışlar ve hangi rengin en önemli en özel olduğunu tartışmaya başlamışlar:
YEŞİL demiş ki:
^^Elbette en önemli renk benim..ben hayatın ve umudun rengiyim. Çimenler, ağaçlar, yapraklar için seçilmişim. Şöyle bir yeryüzüne bakın, her taraf benim rengimle kaplı...^^
MAVİ hemen atılmış:
^^Sen sadece yeryüzünün rengisin, ya ben? Ben hem gökyüzünün hem denizin rengiyim. Gökyüzünün mavisi insanlara huzur verir, ve huzur olmadan siz hiçbir işe yaramazsınız^^
SARI söz almış:
^^Siz dalga mı geçiyorsunuz? Ben bu dünyaya sıcaklık veren rengim. Güneşin rengiyim, ben olmazsam soğuktan donarsınız hepiniz^^
TURUNCU onun sözünü kesmiş:
^^Ya ben? Ben sağlık ve direncin rengiyim. İnsan yaşamı için gerekli vitaminler hep benim rengimde bulunur. Portakalı, havucu düşünün. Ben pek ortalarda görünen bir renk olmayabilirim ama güneş doğarken ve batarken gökyüzüne o güzel rengi veren de benim unutmayın^^
KIRMIZI daha fazla dayanamamış:
^^Ben hepinizden üstünüm. Ben kan rengiyim. Kan olmadan hayat olur mu? Ben tehlike ve cesaretin rengiyim. Savaşın ve ateşin rengiyim. Aşkın ve tutkunun rengiyim. Bensiz bu dünya bomboş olurdu! ..^^
MOR ayağa kalkmış:
^^Hepinizden üstün benim. Ben asalet ve gücün rengiyim. Bütün krallar, liderler beni seçmişlerdir. Ben otorite ve bilgeliğin rengiyim, insanlar beni sorgulamaz. Dinler ve itaat ederler^^
ve bütün renkler hep bir ağızdan kavgaya tutuşmuşlar. Her biri diğerini itip kakıyor ^^EN BÜYÜK BENİM^^ diyormuş. Derken, bir anda şimşekler çakmış ve yağmur damlacıkları gökten düşmeye başlamış. Bütün renkler neye uğradıklarını şaşırmış, korkuyla birbirlerine sarılmışlar.
ve YAĞMUR'un sesi duyulmuş...
^^Sizi aptal renkler, bu kavganızın anlamı ne, bu üstünlük çabanız neden? Siz bilmiyor musunuz ki her biriniz farklı bir görev için yaratıldınız, birbirinizden farklısınız ve her biriniz kendinize özelsiniz. Şimdi el ele tutuşun ve bana gelin^^
Renkler bunun üzerine kendilerinden çok utanmışlar, el ele tutuşup birlikte gökyüzüne havalanmışlar ve bir yay seklini almışlar.
Yağmur onlara ^^Bundan böyle^^ demiş. ^^Her yağmur yağdığında siz birleşip bir renk cümbüşü halinde gökyüzünden yeryüzüne uzanacaksınız ve insanlar sizi gördükçe huzur duyacaklar, güç bulacaklar. İnsanlara yarınlar için umut olacaksınız. Gökyüzünü bir kuşak gibi saracaksınız ve size G Ö K K U Ş A Ğ I diyecekler. Anlaştık mı? ^^
Bu yüzden ne zaman dünyamız yağmurla yıkansa, ardından gökyüzünde G Ö K K U Ş A Ğ I belirir.
Biz de gökkuşağındaki o renkler gibi birbirimizden farklıyız ve hepimiz özeliz. Bunu bilerek etrafımızla uyum içinde yaşamalıyız.
tabii ki senkron demek...nasıl ki tv de yabancı dizi ve filmlere türkçe seslendirme yapıldığında, dudak hareketlerine türkçe kelimelerin uyması sağlanıyorsa(zamanlama da dahil) , insanlar arasinda da; kaba tabiriyle, birinin akım dediğine diğerinin b.k.m dememesidir...kibarca da; birlikteliklerde, bir elmanın, bir karpuzun veya bir üzümün iki yarısının yaşamı paylaşmasıdır...fakat bu da imkansız olduğundan; hiç değilse biri amasya elmasının yarısı ise, diğeri sarı elmanın yarısı olmalıdır...biri elma yarısı, diğeri de nasıl olsa o da meyvedir diye, muzun yarısı ise, bu birliktelikte UYUM yoktur,beraberlik sürmez......
isim olarak da kullanılmakta; her ne kadar ilk duydugumda uzerimde hiç de isim olacak bir intiba uyandırmamışsa da, hala da uyandırmamakta... uyum, isme bak saat ayarla
Uyum, insanın idraki nispetinde yaratılışını anlama ve ayan-ı sabitesi....
Uyum:
Toplum tarafından benimsenmiş kurallara yakışır şekilde davranmak ve bu kuralları kabullenme olgusuna ve ya bir bütünü oluşturan parçalar arasında sağlanan düzenli çalışma olgusuna uyum denir.................
GÖKKUŞAĞI
Dünyanın bütün renkleri bir gün bir araya toplanmışlar ve hangi rengin en önemli en özel olduğunu tartışmaya başlamışlar:
YEŞİL demiş ki:
^^Elbette en önemli renk benim..ben hayatın ve umudun rengiyim. Çimenler, ağaçlar, yapraklar için seçilmişim. Şöyle bir yeryüzüne bakın, her taraf benim rengimle kaplı...^^
MAVİ hemen atılmış:
^^Sen sadece yeryüzünün rengisin, ya ben? Ben hem gökyüzünün hem denizin rengiyim. Gökyüzünün mavisi insanlara huzur verir, ve huzur olmadan siz hiçbir işe yaramazsınız^^
SARI söz almış:
^^Siz dalga mı geçiyorsunuz? Ben bu dünyaya sıcaklık veren rengim. Güneşin rengiyim, ben olmazsam soğuktan donarsınız hepiniz^^
TURUNCU onun sözünü kesmiş:
^^Ya ben? Ben sağlık ve direncin rengiyim. İnsan yaşamı için gerekli vitaminler hep benim rengimde bulunur. Portakalı, havucu düşünün. Ben pek ortalarda görünen bir renk olmayabilirim ama güneş doğarken ve batarken gökyüzüne o güzel rengi veren de benim unutmayın^^
KIRMIZI daha fazla dayanamamış:
^^Ben hepinizden üstünüm. Ben kan rengiyim. Kan olmadan hayat olur mu? Ben tehlike ve cesaretin rengiyim. Savaşın ve ateşin rengiyim. Aşkın ve tutkunun rengiyim. Bensiz bu dünya bomboş olurdu! ..^^
MOR ayağa kalkmış:
^^Hepinizden üstün benim. Ben asalet ve gücün rengiyim. Bütün krallar, liderler beni seçmişlerdir. Ben otorite ve bilgeliğin rengiyim, insanlar beni sorgulamaz. Dinler ve itaat ederler^^
ve bütün renkler hep bir ağızdan kavgaya tutuşmuşlar. Her biri diğerini itip kakıyor ^^EN BÜYÜK BENİM^^ diyormuş. Derken, bir anda şimşekler çakmış ve yağmur damlacıkları gökten düşmeye başlamış. Bütün renkler neye uğradıklarını şaşırmış, korkuyla birbirlerine sarılmışlar.
ve YAĞMUR'un sesi duyulmuş...
^^Sizi aptal renkler, bu kavganızın anlamı ne, bu üstünlük çabanız neden? Siz bilmiyor musunuz ki her biriniz farklı bir görev için yaratıldınız, birbirinizden farklısınız ve her biriniz kendinize özelsiniz. Şimdi el ele tutuşun ve bana gelin^^
Renkler bunun üzerine kendilerinden çok utanmışlar, el ele tutuşup birlikte gökyüzüne havalanmışlar ve bir yay seklini almışlar.
Yağmur onlara ^^Bundan böyle^^ demiş. ^^Her yağmur yağdığında siz birleşip bir renk cümbüşü halinde gökyüzünden yeryüzüne uzanacaksınız ve insanlar sizi gördükçe huzur duyacaklar, güç bulacaklar. İnsanlara yarınlar için umut olacaksınız. Gökyüzünü bir kuşak gibi saracaksınız ve size G Ö K K U Ş A Ğ I diyecekler. Anlaştık mı? ^^
Bu yüzden ne zaman dünyamız yağmurla yıkansa, ardından gökyüzünde G Ö K K U Ş A Ğ I belirir.
Biz de gökkuşağındaki o renkler gibi birbirimizden farklıyız ve hepimiz özeliz. Bunu bilerek etrafımızla uyum içinde yaşamalıyız.
ALINTI
uyumsuzları dışlamak için uydurulmuş bir kavram
tabii ki senkron demek...nasıl ki tv de yabancı dizi ve filmlere türkçe seslendirme yapıldığında, dudak hareketlerine türkçe kelimelerin uyması sağlanıyorsa(zamanlama da dahil) , insanlar arasinda da; kaba tabiriyle, birinin akım dediğine diğerinin b.k.m dememesidir...kibarca da; birlikteliklerde, bir elmanın, bir karpuzun veya bir üzümün iki yarısının yaşamı paylaşmasıdır...fakat bu da imkansız olduğundan; hiç değilse biri amasya elmasının yarısı ise, diğeri sarı elmanın yarısı olmalıdır...biri elma yarısı, diğeri de nasıl olsa o da meyvedir diye, muzun yarısı ise, bu birliktelikte UYUM yoktur,beraberlik sürmez......
anının yaşandığı mekan... ;)
uyumsuzluk bana özel sanırdım oysa uyuşacak birini bulmakmış derdim.. boyu boyuma huyu huyuma.. :)
canlı yada cansız bir maddenin bulunduğu ortamla bütünlük oluşturması
sonundaki harf ş olursa benim halim insanlara uyumlu geliyor.. ben hala onlar hakkında sonuna z koyuyorum..
Ahenk..
isim olarak da kullanılmakta; her ne kadar ilk duydugumda uzerimde hiç de isim olacak bir intiba uyandırmamışsa da, hala da uyandırmamakta...
uyum, isme bak saat ayarla
Sivri yanları törpülemek, köreltmek.
Noksan yanları tamamlamak.
Fazlalıkları abartısı gözükmeyecek şekilde dağıtmak.
bi bana uy gerisini koy gitsin zaten...
bu konuda çok büyük sorunlarım var...