Karadeniz'in dalgasını, dağların rüzgarını, elinde Bayrağı tutarken O MUHTEŞEM GURUR ile ONUR DUYMAK, milli maçlarda BÜTÜN OLMAK, İŞTE TÜRKLER BURADAYDI düşüncesini bırakmak, VATAN DENİLDİĞİNDE KURSAĞINDA DÜĞÜM OLMAK, BAYRAK DALGALANIRKEN BAKAKALIP DOYAMAMAK, ASENA gibi AT'IN üzerinde gümbür gümbür ilerlemek, hücrelerinde bunu hissetmek,
,,VATANINIMIZ İÇİNDE BULUNAN GÖLGELERİN CESUR BEDENLERİ''
Türk Halkı, Müslüman Araplarla savaşmadığı halde, İslam komutanı Kuteybe ve askerleri sırf diğerlerine örnek olsun diye 40.000 kadar kişiyi kılıçtan geçirmiş, ağaçlara asmıştır.. bütün bunlar hep İslam adına yapılmıştır."Talkan Katliamı"
Orhun abidelerinde çoğu yerde TÜRÜK olarak geçen sadece belki iki yerde TÜRK olarak geçen Ana yurdu Orta batı asya olan tarihte büyük devletler kurmuş olan bir millet
Tarihte Türk ırkı hakkında çeşitli tasvirler yapılmıştır. Çin,Latin ve Grek kaynaklarında Türkler daha çok Moğol tipinde tasvir edilmişlerdir. Bunun sebebi ise Türkler'in tarih boyunca en çok temasının Mogollar'la olmasıdır. Moğol kitleleri yıllarca Türkler'in idaresinde yaşamış,göçlere,savaşlara Türkler'le beraber katılmışlardır. Bunun sonucunda bu kaynaklar Türk ile Moğol tipini birbirine karıştırmıştır.
Son yarım asır içinde yapılan ilmi çalışmalar ve araştırmalar sonucu Türkler'in beyaz ırka mensup bulundukları, yeryüzünde mevcut üç büyük ırk grubundan 'Europid' adı verilen grubun 'Turanid' tipine mensup bulundukları anlaşılmıştır. Kafa yapıları Brakisfal (yuvarlak kafalı) dır.
Türklerin kendilerini başta 'Mongolid' Moğollar olmak üzere diğer topluluklardan ayıran antropolik çizgilere sahip oldukları tespit edilmiştir. Türkler'in hakim vasfı beyaz renk,düz burun,değirmi çene,hafif dalgalı saç,orta gürlükte sakal ve bıyıktır.
Turan tipine örnek olan Orta Asya, Maveraünehir ve diğer Yakın Doğu Türkleri beyaz tenli,koyu parlak gözlü, değirmi yüzlü,endamlı,sağlam yapılı erkek ve kadınları ile Ortaçağ kaynaklarında güzelliğin timsali olarak gösterilmiş hatta İran edebiyatında Türk sözü 'Güzel İnsan' manasında kullanılmıştır. Tevrat'ta nakledilen bir rivayette ise Türk soyunun Ham ve Sam'dan değil, Yafes'den türemiş olarak beyaz ırktan geldiği gösterilmiştir.
İnsanlari yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler' Napoleon Bonaparte - Fransız İmparatoru
'Türklerden bahsediyorum... Düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost yanında ve silahsız düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan bu yeli yıldırma, göz kamaştıran bu gölü coşkun bir denize çevirmek tabiatı da inciten bir gaflet olur.' Tasso - İtalyan Şair
'Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada tereddüt edilmeyecek olan yalnızca Türklerdir. Henüz yabancı tesiri altında kalmamış olan bir köye gidecek olursanız; gerçek misafirperverliğin ne demek olduğunu orada görüp öğrenirsiniz.' William Martin
'Irk ve millet olarak Türkler, bence geniş imparatorluklar içinde yaşayan kavimlerin en asili ve başta gelenedir. Dini, sosyal ve örfi faziletleri,tarafsız kimseler için birer takdir ve hayranlık kaynağıdır.' Lamartine-Fransız Yazar, şair ve Devlet adamı.
'Poltava'da esir oluyordum. Bu benim için bir ölümdü, kurtuldum. Buğ nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi; önümde su, ardımda düşman, tepemde cehennemler püsküren güneş... Su beni boğmak, düşman beni parçalamak, güneş beni eritmek istiyordu; yine kurtuldum. Fakat bugün esirim, Türklerin esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar bana yaptılar, esir ettiler. Yalnız ayağımda zincir yok, zindanda da değilim; istediğimi yapıyorum. Fakat bu defa da şefkatin, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar alicenap, bu kadar asil, bu kadar nazik bir milletin arasında hür bir esir olarak yaşamak, bilsen ne kadar tatlı.' Demirbaş Şarl -İsveç Kralı (Ruslardan kaçıp Osmanlıya sığınmıştır)
'Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar. Ben de ölmeyi bilen bir milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim. Burada hiç yoktan ordular kurmak ve bu orduları ölüme sürüklemek mümkün. Bu imkanlardan bol bol faydalanıyorum. Fakat, meydana getirdiğim orduları sendeleten bir engel var: Türklerin yaşayan hatıraları! Üç-dört yüzyıl önce her kudreti ve her milleti yenen Türkler, şimdi de silinmez hatıralarıyla her teşebbüsü sendeletiyorlar. Hemen her yürekte bu korkuyu seziyorum. Demek ki yalnız Türkleri değil, onların tarihini de yenmek lazım. Bu durumda ben, Türklerin düzinelerle milleti idare etmelerindeki sırrı da anlıyorum. Onlar milletleri bir kere yeniyor fakat kazandıkları zaferleri ruhlara ve nesillere nakşedebiliyorlar.' M. Montecuccoli (Avusturyalı Komutan)
'Seceat ve cesaret bakımından Türklerden üstün; büyük hedeflere ulaşmak bakımından da onlardan dirayetli hiç bir kavim yoktur. Cenab-ı Hak onları aslan sıfatında yaratmıştır.' İbn-i Hassul
Türk, asillerin asilidir. yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüce asalet ona tabiatın hediyesidir. Pierre Loti
Türklerin yalnız sonsuz bir cesareti değil, iradeleri sersemleştiren bir sihirbaz zekası vardır. İşte Türk, bu zekasıyla zafer kazanır, uygarlıklar yaratır ve insanlık dünyasında en şerefli hizmeti başarır. Zaten Avrupa'nın yarısını yüzyıllarca boyunduruk altına almak başka türlü mümkün olamazdı. Çarnayev(Rus Komutan)
Silahlı milletin en canlı örneği Türklerdir. Bu diyar köylüsünün orak, katibinin kalem ve hatta kadınlarının etek tutuşunda silaha sarılmış bir pençe kıvraklığı vardır. Türk ata biner gibi oturur, keşfe yollanan asker gibi uyanık yürür. Moltke
Türkler bir ırk ve bir millet olarak yeryüzünün en şerefli insanlarıdır. La Martine
Savaşın zevkini almak isteyen herkes Türklerle savaşmalıdır. Towsend (İngiliz Komutan)
Doğulu önderler, milletlerinin başından ayrılmayarak her hükümetin temeli olan şu iki kanunu hakkıyla yapıyorlar: iyi yola götürmek ve kötülüklerden korumak. Bu asil hareket Ruslardan fazla özellikle Türklerde göze çarpıyor. Auguste Comte
Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşlarıdır. Onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş ve kıymetlendirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır. Lady Mary Wortley Montagu
Türk'ün güzel yüzünü, kuvvetli endamını, pırıltılı kostümünü, zarif tavırlarını, kibar gülüşünü, aslanca kükreyişini fırçayla göstermek mümkündür. Fakat pek güç olan, Türk'ün özünü göstermektir. Bu öz, ayışığı gibi görülür fakat gösterilemez. Decamps (fransız ressam)
Türkler yaman binicidirler. Türkler hücumunda düşmanı bir yaprak gibi çevirip bozarlar. Câhiz (Arap Bilgini)
Türklerin yürekleri temizdir. Onlarda batıl fikirler, basit düşünceler yoktur. Semame İbn-i Eşreş (Arap Bilgini)
Türkler kahramandırlar. Dostlarına zarar vermezler. Fakat kazanç getirirler. Comenius (Çek Bilgini)
Türklerin biricik sevdikleri şey hak ve hakikattir. Ve hiçbir haksızlık yapmadıkları halde haksızlığa uğramışlardır. William Pitt (İngiliz Devlet Adamı)
Türk, Heredot'tan, Tevrat'tan çok eski yüzyılların tanıdığı bir ulustur. Sadelik içinde görkemi, sükunet içinde ihtişamı, tahakküm kabul etmeyen bir yüreklilik, alabildiğine geniş bir fetih aşkı, sonsuz bir teşebbüs kabiliyeti, bölgelere uymaktan çok bölgeleri kendine uydurma zevki ve alışkanlığı Türk milletinin asırlar dolduran tarihinde açıkça görülür. (Ünlü Tarihçi) Hammer
Türkler kahramadırlar, dostlarına zarar vermezler. Yüce Türk milleti tuttuğu eli bırakmaz, sözünden dönmez, iyi ve kötü günlerde dostundan ayrılmaz. Böyle bir ulusla el ele vermek yeryüzünde her zorluğu yenmek için sonsuz bir güç ve yetenek kazanmak demektir. Comenius (Çek Bilgini)
Türkler muhakkak ki Avrupa tarihinin ve yakın Asya tarihinin bildiği en halis efendi millettir. Kayzerling
Her Türk'ün bakışında silahın ruha verdiği güveni görmek mümkündür. O hayata ve olaylara güvenle bakmayı öğrenmiştir. Molkte
Kılıcı insafsız bir beceriyle kullanan Türk'ün eli, yendiği insanların yarasını sarmakta da ustadır. Lord Byron
Türk korkmaz, korkutur. Bir şey isterse onu yapmadıkça vazgeçmez. Hangi işe el atarsa başarır. Semame İbn-i Eşreş
Türkçe’yi öğrenmek benim için büyük bir mutluluk oldu. Çünkü Türk'ü anlamak için kendisiyle mutlaka tercümansız konuşmalıdır. Tercüman, ışığı örten zevksiz bir perde oluyor. Gelland (Fransız Bilgini)
Türk askeri cesurdur. Anavatanını sever ve onun için gerekirse çekinmeden canını feda eder. Albert Einstein
Artık Türklerle savaşmam. Onlar çok cesur ve iyi insanlar. Andreas Phitiades
Dünyada iki bilinmeyen vardır. Biri kutuplar, diğeri Türkler. Albert Sorel
Türk toplumunda kişisel nitelik ve değer dışında hiçbir şeye önem verilmez. Baron Büsbek
On ulusun, on yiğit adamının gücü tek bir kimsede toplansa yine bir Türk'e bedel olmaz. Türklerin en çok konuştuğu şey savaştır, zaferdir. Eğlenceleri ise attır, silahtır. Türklerin doğrulukları ve namuslulukları ne kadar övülse yeridir. Charles Mcfarlene
Türk milleti ikibin yıldır profesyonel askerdir. Bütün Türklerin mesleği askerliktir. Donaldson
Dünyanın hangi ordusuna sorarsanız sorun, Türk askerinin karşısında düşünmenin hiç de kolay olmadığını veya olamayacağını size söyler. Donaldson
Türklerle dost ol ama düşman olma. Gianni de Michelis
Dünyada, Türklerden başka hiçbir ordu bu kadar süre ayakta duramaz. Hamilton
Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker yoktur. Hamilton
Türkler devlet yıkmakta ve devlet kurmakta birinci sınıf ustadır. Ülkeleri değil kıtaları altüst etmişler ve korkunç saldırışlar arasında sarsılması hiç de kolay olmayan egemenliklerini yaratmışlardır. Tarih Türklerden çok şey öğrendi. Onların elinden çıkma öyle eserler vardır ki uygarlık için birer süs olmaktadır. Hammer
Çanakkale'de başarılı olamadık. Nasıl başarılı olurduk ki? Zira Türkler yuvasına girilmiş aslanların hiddetiyle, cüret ve cesaret kahramanlığı ile savaşıyorlardı. Böyle bir millet görmedim. Sir Julien Corbet
Türk gibi ölüme gülerek bakan bir eri başka hiçbir ulusta bulamazsınız. Yalnız ona iyi bir komutan gerektir. Mulman
Toplumsal düzenin Türkler arasında kurmuş olduğu ilişkilerin hepsinde temiz yüreklilik ve iyi niyet hakimdir. Vatandaşların birbirlerine karşı borçlu oldukları işlemleri yapma ve yerine getirmeleri için başka ülkelerde olduğu gibi senetleşmeye yani yazılı belgeye ihtiyaçları yoktur. Çünkü onların övülmeye değer hallerinden biri de verdikleri söze genellikle sadık kalmaları ve karşılarındakini aldatmaktan, güveni suistimal etmekten çekinmeleridir. Monradgea D'ohsson
Kendi ulusuna karşı bu kadar dürüst ve cömert olan müslüman Türkler hangi mezhebe bağlı olursa olsun aynı dürüstlüğü yabancılara karşı da yapar ve yerine getirirler. Bu noktada müslümanla müslüman olmayan arasında hiçbir fark gözetmezler. Monradgea D'ohsson
Türk'ü anlamamak için tarihe göz yummak gerekir. Haksız saldırılar ve adi iftiralar önünde Türk'ün vakur kalışı, kuşku yok ki körlerin gerçeği, eşyayı anlamadıklarını düşündüklerinden ve körlere acıdıklarındandır. Bu soylu davranış o adi iftiralara ne açık bir cevap oluyor. Pierre Loti
Türk'ün ahlaki seciyesi çocukluğunda aldığı iyilik telkinleriyle değil çevrelerinde fenalık görmemek suretiyle oluşur. Thomas Thorsten
'Türklerin ruhu yeniden parlayacak ve silah kullanmak için doğan bu kahraman milletin tarihi eski ışığını bulacaktır.' Feldmareşal von Moltke -Alman Genelkurmay Başkanı
Gazeteci C.E.W.Bean, 10 Kasım 1915'te defterine 'Türkler: Yaşamın Güzel Yanları' başlığıyla, siperlerdeki bu ilginç durumu şöyle anlatıyor.:
'Son zamanlarda Türklerle iyi iletişim kuruyorduk. Siperlerine, Mısır'daki Türk savaş esirlerinden gelen ve çok iyi bakıldıklarını anlatan mektuplarıyla, sağlıklı ve mutlu olduklarını gösteren fotoğraflarını atmıştık. (Gerçi bizim askerler bunu yapmamızı pek istemiyor ama...) Her neyse, karşıdan şu yanıtı aldık: 'Sadaka ile yaşayan bir adam, domuzun, lanetin tekidir. Karnımız tok olduğu gibi yedek yiyeceğimiz de bol. Ellerimizde tüfeklerle hazırız. İngilizlerin çok silah ve cephanesi olabilir. Ancak, bizim de süngülerimiz ve inancımız var. Eğer iddia ettiğiniz gibi büyük bir millet iseniz, neden üstün ilkeler doğrultusunda hareket etmiyorsunuz da, başkalarının aklını çelerek sadakatlerini bozmaya çalışıp alçalıyorsunuz? ...
Çok asilce bir cevap! Bu tür çabaları yoğunlaştırıp, Türklerin teslim olmalarını sağlayabiliriz sanıyordum. Kaldı ki onlar da -ya da Almanlar-, benzer yöntemleri bizim üzerimizde denemişlerdi.'
'Üç hafta kadar önce, Türklerin üç günlük bir bayramı vardı. Bizim siperlere, üzerine silinmez kalemle ve aceleyle şunlar yazılı iki paket sigara attılar: Prenez, fumez avec plaisir notre heureux énnemis. (Alın, afiyetle için mutlu düşmanlarımız)
Karşılığında biz de onlara, konserve sığır eti yolladık. Paketi, üzerinde 'Bully beef non' (sığır bifteği istemeyiz) mesajı yazılı olarak geri yolladılar.'
Avustralyalı bir albay ise, Ekim ayı sonunda ülkesine yolladığı mektupta, 'Siperlerdeki Yaşam ve Türkler' başlığı altında durumu şöyle dile getiriyor:
'Türkler çok dürüst savaşçılar. Kahramanlık ve cesaretleri tartışılmaz. İşkence, zulüm ve dumdum kurşunu konusundaki tüm iddialar yalandır. Geçen gün, yanlışlıkla atılan bir şarapnel ile Kızılhaç katırlarından birisini öldürdüler. Anında özür dilediler. Daha önce de yaralılarımızla ilgilendiler. Onları, kıyıya bırakıp bize haber verdiler. Burada hiçbirimizin, Türklere karşı büyük bir düşmanlık beslediğini sanmıyorum...'
Öte yandan, Çanakkale Cephesinde Müttefiklerin en çekindiği şeylerden bir, Türklerin zehirli gaz kullanma olasılığıydı. Genel olarak yüksek noktaları tuttukları için ve rüzgar da uygun estiği zaman, zehirli gaz kullanılması çok büyük can kaybına yol açabilirdi. Almanların elinde bu gazdan bulunduğu biliniyordu. Batı Cephesi'nde, Fransa'da kullanmışlardı da...Özellikle İngilizlerin, zehirli gaz kullanımından endişe ettiği ve askerlere gaz maskesi dağıtıp, olası bir tehlikede neler yapılması gerektiği konusunda özel eğitim verdiklerini öğreniyoruz.
Ancak Türk subay ve komutanları, Almanların isteğine ve önerisine karşılık bu yöntemi, 'mertçe ve adil' bulmayıp, savaş kurallarına da aykırı olacağı gerekçesiyle onaylamamış ve zehirli gazı, savaşın son gününe kadar kullanmamışlardır.
Çanakkale Cephesi'nde zehirli gaz kullanıldığına ilişkin haberlerin asılsız olduğu ve endişeye gerek bulunmadığı, Avustralya ve Yeni Zelanda basınında sık sık dile getirilmiştir. Örneğin, Wellington'da çıkan 'Otago Times' Gazetesi, 1 kasım 1915 günü, 'Savaşçı olarak Türk' başlıklı bir yazı yayınlamıştır. Yazıda aynen şunlar yer almaktadır:
'...Hastaneye ateş edilmiyor, zehirli gaz kullanılmıyor. Triumph (savaş gemisi) isabet alıp batmaya başlayınca, tekrar ateş edilmiyor. Türk, ikili oynamıyor. Bunun aksini iddia edenler Gelibolu'ya değil, en çok Mısır'a kadar gelenlerdir.
The Age adlı Avustralya gazetesi, 11 Aralık 1915'te, gene Türklerin zehirli gaz kullanması sorununu ele almış ve 'gaz bombası saldırısından korkulmuyor' başlığı altında yayınlanan yorum yazısında, cepheden gelen raporlara dayanarak konuyu şöyle değerlendirmiştir.
'...Şu ana kadar bu cephede Türklerin savaş yöntemlerinin hakça olduğunu kabul etmek dürüstlük gereğidir. Türklerle Avustralyalılar arasındaki savaş mertçeydi ve sonuna kadar öyle olacağını umuyoruz. Bu savaştan önce Türk'ü hor görüyorduk. Artık öyle bir şey söz konusu değil. O'nu yendiğimizde -ki o gün uzak değildir- hepimiz onları Almanların etkisine girmekle birlikte, ahlâksızca savaş yöntemleri kullanacak kadar tötonikleşmemiş (Almanlaşmamış) olarak hatırlamak istiyoruz.'
şu mertliği elin yabancısı gösteriyor her laflarında devlet yapsın bana ne diyen vatan hayinleri bu mertliği gösteremiyor. tabiki mertlikte asalette damarlarda akan asil kanda mevcuttur.hayinlerde olmaz
Türkler şamanlıktan sonra,farklı yer ve dönemlerde Budizm,Taoizm,Manişeizm,Hırıstıyanlık,ve Hazar imparatorluğunda topluca Yahudiliği benimsedikleri gibi,İslam adına kurdukları devletlerde de etkilenip etkilendikleri başka dinlerle birlikte yaşadılar.
“bu memleket dünyanın beklediği; asla ümit etmediği müstesna bir medeniyetin yüksel tecellisine sahne oldu. Bu sahne yedi bin senelik bir türk beşiğidir..
Beşik tabiatın rüzgarıyla sallandı, beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmuruyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; TÜRK OLDU! TÜRK budur: YILDIRIMDIR-KASIRGADIR-
DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNEŞTİR! ”
Mustafa Kemal ATATÜRK
ATAMIZ BİZİM İÇİN TÜRKLERİ TARİF ETMİŞ...O ZAMAN BİZE SUSMAK DÜŞER...
Türkler bence beyaz ırka mensup,saç ve sakal orta gürlükte,düz burunlu kişilerdir.Ama ben Türklerin kökünün nerden geldiğini merak ediyorum.Beni bu konuda aydınlatırsanız sevinirim...
Çağlara hitâb etti atalarımız hemde 600 yy.boyunca... Aslında çok değerli bir toplum..amma gönlündeki masumiyet ve iyilik olgusu onu zamanla körleştirdi... Zehiri bize şifa diye yedirdiler, şifayı ise zehir diye gösterdiler... İlk başta, bizi çadırdan saraylara taşıyan, beylikten imparatorluk yapan 'İslam'a sırt çevirdik...zaten gerisi mâlum...
Avrupa Birliğine girmek için bir taraflarını yırtarken diğer taraflarındanda Avrupa birliğine yalakalık yapıyorlar die başkalarını eleştirebilen insanların mensup olduğu, iyisininde bulunduğu ama kötülerinin ön plana çıktığı bir millet.
kim çarptı lan gemiyi. -ya abi selim artistlik yapcam diye çarptı, çok yakın girdi buzdağlarına, ya üf ya. -allah belanızı versin lan sizin, iki dakika aşşağıya indik, batırıdınz caanım gemiyi
_____________________________
lan selçuk gel lan, gel lan çabuk. -oldu lan? -olum sarı *****le hatuna bak nasıl sevişiyor. -anaaa, çıkar cep telefonunu çabuk, hadi lan internete koyarız. -benimkisi 3310, o zaman kağıt kalem çıkar, çiziyoruz. ________________
evet sayın yolcularımız on kalem sadece bir milyon bitti mi bitmedi, yanında da dikiş ipliği. şimdi sorabilirsiniz okyanusun ortasında ne işimize yarayacak bunlar diye. __________________
-kaptan napıyorsun lan geniş alsana şu vapuru. -vapur değil hayvan, ulan titanic lan bu. batmaz, bak nasıl makas atcam şu buzdağlarının arasından hehehe. -olm dikkat et, bak şu kadar insanın vebali üstümüze. aannnanı. -yok bir şey azıcık sürttü yandan, sanayi de pasta atarlar geçer. _____________
-sadece kadınlar ve çocuklar, zorlamayın lan, sadece kadınlar ve çocuklar. huoop ne diyom lan ben, nereye. -abi arkadaş vardı, bakım çıkacağım ben. -ağzını kırarım. ____________
kaptan aşşağıda baya büyük bir delik var, su alıyoruz. -şurda beyaz çimento var, onunla kapatın şimdilik, sonraki limana kadar idare edelim, sonra sanayiye ****ürürüz. ______________
abi buzdagi geliyo be - ööf öf - neresinden baksan 4 trilyon eder bu gemi.. tam gobekten carpacak ba ba ba. tersanede de dogrultamazlar bunu. - sigortasi bi$eyi vardir abi.. kamaraya gidiyorum cuzdani telefonu alayim - bizim gocuklari al gel de u$umeyelim.. valizleri neden almiyorlar sandala anlamadim ki
___________
kaptan gemi batıyor napıcaz -oğlum önce kadınlar ve çocuklar -abi boşver ben 2 flika ayarladım birinde sen birinde ben arazi olucaz -lan ********* o filikalar 60 kişi alıyor -olsun abi rahat rahat gideriz mehtaba karşı ________
valla nasıl oldu um, ordan birden bir buzdağı çıktı, ortadan girdi. ben kendi yolumda ilerliyordum. -tamam abi sakin ol, su getirin, ne bakıyorsunuz lan, dağılın işte, çarpmış adam olmuş bitmiş. -nerden geldi nasıl geldi allah allah. -tamam abi sakin, fazla zarar yok zaten, iki çizik var. -onca yıllık kaptanım, allah allah, nerden çıktı... ____________________________________________
ulan oluyo, anaa, ulan anaa, yardık ya gövdeyi. -kaptan iki saattir yırtıyorum bi taraflarımı. -ne dedin lan, ne dedin uyarır insan. -abi insaf yaaa, iki saattir aysberg var diyorum. -ulan aysberg ne lan, aysberg saysberg diye zırlıyor dibimde. ne biliim lan ben aysberg ne, buzdağı desene şuna, ben de aysberg deyince ufak bir şey sandım, britanyanın köpeği. öysbörgmiş. cibilliyetsiz ___________________
-hoop, nereye. -biz de bineceedik. -dingonun ahırı mı lan burası. titanic bu, turyol motoru değil. -akbil vardı. -hadi ikile. -para geçiyor mu? -allah allah. -biletini nerden alabilirim. -bela mısın? -karı kız ortamı iyidir dediler de bana. -yok full erkek burası. -ama yalan söylemeyin lütfen bakın orda bir sarı çocukla bir kız sevişiyor. -kardeşim gider misin? kapama titanic'in önünü -------- çalıntı tabee.......- ;))) .Pp
ne gerçek manada batılı olabılmış nede doğulu kendinden bı haber tarihinden kopmuş inaçlarindan vazgeçmış dünyasindan bezmış bir millet...(anadolu insanı)
ne gerçek manada batılı olabılmış nede doğulu kendinden bı haber tarihinden kopmuş inaçlarindan vazgeçmış dünyasindan bezmış bir millet...(anadolu insanı)
Bir Japon, Istanbul'da geçirdigi bir haftanin sonunda fikri soruldugunda sunlari söylüyor:
Türkler'in evine gittiginizde, tanimasalar da buyur ediyorlar. Siz oturmadan kimse oturmuyor. Siz sofraya geçmeden kimse geçmiyor. En iyi yere sizi oturtuyorlar. Siz yemege baslamadan kimse baslamiyor. Zorla her yemekten tattiriyorlar. Siz kalkmadan kimse, evin çocugu bile sofradan kalkmiyor. Çay, kahve, meyve, ikram bitmiyor. Herkes sizi rahat ettirmek için ugrasiyor. Kumandayi elinize veriyorlar. Sirtiniza, altiniza yastik konuyor. Yorgunluktan ölseler bile siz kalkmadan kimse gidip yatmiyor. Gitmeye yeltendiginizde bu kez birakmiyorlar. Yataklarini veriyorlar, kendileri kanepede, koltukta yatiyor. Sonra evden çikiyorsunuz ayni adamlar 180 derece degisiveriyor. Herkes arabasini üstünüze sürüyor. Arabanin burnunu çikarmazsaniz kimse yol vermiyor. Kornalar, küfürler.
Serit degistirmek bile mümkün degil. Yayaysaniz isik olmayan bir geçitten mümkünü yok geçemezsiniz.
Evde öyle, arabada böyle, nasil oluyor? Bu isi çözemedim.
“bu memleket dünyanın beklediği; asla ümit etmediği müstesna bir medeniyetin yüksel tecellisine sahne oldu. Bu sahne yedi bin senelik bir türk beşiğidir..
Beşik tabiatın rüzgarıyla sallandı, beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmuruyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; TÜRK OLDU! TÜRK budur: YILDIRIMDIR-KASIRGADIR-
DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNEŞTİR! ”
Mustafa Kemal ATATÜRK
ATAMIZ BİZİM İÇİN TÜRKLERİ TARİF ETMİŞ...O ZAMAN BİZE SUSMAK DÜŞER...
'...türkler atının üstünde vahşi hayvana,kuşa,insana hatta avının üzerine pike yapan kartala dahi ok atar.o atını hızlı sürdüğü halde öne, arkaya,sağa, sola, yukarı ve aşağı ok atar.bir dağdan inerken veya bir çukur vadinin içine girerken atını düz yerde sürenlerden daha hızlı sürer.atını kendisi yetiştirir tay iken kendisi eğitir atının adını söylerse atı onu takip eder o koşarsa atı arkasından koşar.türkün ömrü atının üstünde geçer.hem çoban hem seyis hem cambaz hem baytar hemde süvaridir bir türk...' bu bilgiler dünyada kabul gören ünlü coğrafyacı El-Cahiz'in 9. yüzyılın ortalarında yazdığı bir yazıdan alınmıştır...
Karadeniz'in dalgasını, dağların rüzgarını, elinde Bayrağı tutarken O MUHTEŞEM GURUR ile ONUR DUYMAK, milli maçlarda BÜTÜN OLMAK, İŞTE TÜRKLER BURADAYDI düşüncesini bırakmak, VATAN DENİLDİĞİNDE KURSAĞINDA DÜĞÜM OLMAK, BAYRAK DALGALANIRKEN BAKAKALIP DOYAMAMAK, ASENA gibi AT'IN üzerinde gümbür gümbür ilerlemek, hücrelerinde bunu hissetmek,
,,VATANINIMIZ İÇİNDE BULUNAN GÖLGELERİN CESUR BEDENLERİ''
Gökhan Bey memleket nere?
Türk Halkı, Müslüman Araplarla savaşmadığı halde, İslam komutanı Kuteybe ve askerleri sırf diğerlerine örnek olsun diye 40.000 kadar kişiyi kılıçtan geçirmiş, ağaçlara asmıştır.. bütün bunlar hep İslam adına yapılmıştır."Talkan Katliamı"
Orhun abidelerinde çoğu yerde TÜRÜK olarak geçen sadece belki iki yerde TÜRK
olarak geçen Ana yurdu Orta batı asya olan tarihte büyük devletler kurmuş olan bir millet
Tarihte Türk ırkı hakkında çeşitli tasvirler yapılmıştır. Çin,Latin ve Grek kaynaklarında Türkler daha çok Moğol tipinde tasvir edilmişlerdir. Bunun sebebi ise Türkler'in tarih boyunca en çok temasının Mogollar'la olmasıdır. Moğol kitleleri yıllarca Türkler'in idaresinde yaşamış,göçlere,savaşlara Türkler'le beraber katılmışlardır. Bunun sonucunda bu kaynaklar Türk ile Moğol tipini birbirine karıştırmıştır.
Son yarım asır içinde yapılan ilmi çalışmalar ve araştırmalar sonucu Türkler'in beyaz ırka mensup bulundukları, yeryüzünde mevcut üç büyük ırk grubundan 'Europid' adı verilen grubun 'Turanid' tipine mensup bulundukları anlaşılmıştır. Kafa yapıları Brakisfal (yuvarlak kafalı) dır.
Türklerin kendilerini başta 'Mongolid' Moğollar olmak üzere diğer topluluklardan ayıran antropolik çizgilere sahip oldukları tespit edilmiştir. Türkler'in hakim vasfı beyaz renk,düz burun,değirmi çene,hafif dalgalı saç,orta gürlükte sakal ve bıyıktır.
Turan tipine örnek olan Orta Asya, Maveraünehir ve diğer Yakın Doğu Türkleri beyaz tenli,koyu parlak gözlü, değirmi yüzlü,endamlı,sağlam yapılı erkek ve kadınları ile Ortaçağ kaynaklarında güzelliğin timsali olarak gösterilmiş hatta İran edebiyatında Türk sözü 'Güzel İnsan' manasında kullanılmıştır. Tevrat'ta nakledilen bir rivayette ise Türk soyunun Ham ve Sam'dan değil, Yafes'den türemiş olarak beyaz ırktan geldiği gösterilmiştir.
İnsanlari yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler'
Napoleon Bonaparte - Fransız İmparatoru
'Türklerden bahsediyorum... Düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost yanında ve silahsız düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan bu yeli yıldırma, göz kamaştıran bu gölü coşkun bir denize çevirmek tabiatı da inciten bir gaflet olur.'
Tasso - İtalyan Şair
'Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada tereddüt edilmeyecek olan yalnızca Türklerdir. Henüz yabancı tesiri altında kalmamış olan bir köye gidecek olursanız; gerçek misafirperverliğin ne demek olduğunu orada görüp öğrenirsiniz.'
William Martin
'Irk ve millet olarak Türkler, bence geniş imparatorluklar içinde yaşayan kavimlerin en asili ve başta gelenedir. Dini, sosyal ve örfi faziletleri,tarafsız kimseler için birer takdir ve hayranlık kaynağıdır.'
Lamartine-Fransız Yazar, şair ve Devlet adamı.
'Poltava'da esir oluyordum. Bu benim için bir ölümdü, kurtuldum. Buğ nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi; önümde su, ardımda düşman, tepemde cehennemler püsküren güneş... Su beni boğmak, düşman beni parçalamak, güneş beni eritmek istiyordu; yine kurtuldum. Fakat bugün esirim, Türklerin esiriyim. Demirin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar bana yaptılar, esir ettiler. Yalnız ayağımda zincir yok, zindanda da değilim; istediğimi yapıyorum. Fakat bu defa da şefkatin, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni işte bu elmas bağa sardılar. Bu kadar alicenap, bu kadar asil, bu kadar nazik bir milletin arasında hür bir esir olarak yaşamak, bilsen ne kadar tatlı.'
Demirbaş Şarl -İsveç Kralı (Ruslardan kaçıp Osmanlıya sığınmıştır)
'Türkler ölmeyi biliyorlar, hem de iyi biliyorlar. Ben de ölmeyi bilen bir milletin yenilmeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim. Burada hiç yoktan ordular kurmak ve bu orduları ölüme sürüklemek mümkün. Bu imkanlardan bol bol faydalanıyorum. Fakat, meydana getirdiğim orduları sendeleten bir engel var: Türklerin yaşayan hatıraları!
Üç-dört yüzyıl önce her kudreti ve her milleti yenen Türkler, şimdi de silinmez hatıralarıyla her teşebbüsü sendeletiyorlar. Hemen her yürekte bu korkuyu seziyorum. Demek ki yalnız Türkleri değil, onların tarihini de yenmek lazım. Bu durumda ben, Türklerin düzinelerle milleti idare etmelerindeki sırrı da anlıyorum. Onlar milletleri bir kere yeniyor fakat kazandıkları zaferleri ruhlara ve nesillere nakşedebiliyorlar.'
M. Montecuccoli (Avusturyalı Komutan)
'Seceat ve cesaret bakımından Türklerden üstün; büyük hedeflere ulaşmak bakımından da onlardan dirayetli hiç bir kavim yoktur. Cenab-ı Hak onları aslan sıfatında yaratmıştır.'
İbn-i Hassul
Türk, asillerin asilidir. yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüce asalet ona tabiatın hediyesidir.
Pierre Loti
Türklerin yalnız sonsuz bir cesareti değil, iradeleri sersemleştiren bir sihirbaz zekası vardır. İşte Türk, bu zekasıyla zafer kazanır, uygarlıklar yaratır ve insanlık dünyasında en şerefli hizmeti başarır. Zaten Avrupa'nın yarısını yüzyıllarca boyunduruk altına almak başka türlü mümkün olamazdı.
Çarnayev(Rus Komutan)
Silahlı milletin en canlı örneği Türklerdir. Bu diyar köylüsünün orak, katibinin kalem ve hatta kadınlarının etek tutuşunda silaha sarılmış bir pençe kıvraklığı vardır. Türk ata biner gibi oturur, keşfe yollanan asker gibi uyanık yürür.
Moltke
Türkler bir ırk ve bir millet olarak yeryüzünün en şerefli insanlarıdır.
La Martine
Savaşın zevkini almak isteyen herkes Türklerle savaşmalıdır.
Towsend (İngiliz Komutan)
Doğulu önderler, milletlerinin başından ayrılmayarak her hükümetin temeli olan şu iki kanunu hakkıyla yapıyorlar: iyi yola götürmek ve kötülüklerden korumak. Bu asil hareket Ruslardan fazla özellikle Türklerde göze çarpıyor.
Auguste Comte
Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşlarıdır. Onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş ve kıymetlendirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır.
Lady Mary Wortley Montagu
Türk'ün güzel yüzünü, kuvvetli endamını, pırıltılı kostümünü, zarif tavırlarını, kibar gülüşünü, aslanca kükreyişini fırçayla göstermek mümkündür. Fakat pek güç olan, Türk'ün özünü göstermektir. Bu öz, ayışığı gibi görülür fakat gösterilemez.
Decamps (fransız ressam)
Türkler yaman binicidirler. Türkler hücumunda düşmanı bir yaprak gibi çevirip bozarlar.
Câhiz (Arap Bilgini)
Türklerin yürekleri temizdir. Onlarda batıl fikirler, basit düşünceler yoktur.
Semame İbn-i Eşreş (Arap Bilgini)
Türkler kahramandırlar. Dostlarına zarar vermezler. Fakat kazanç getirirler.
Comenius (Çek Bilgini)
Türklerin biricik sevdikleri şey hak ve hakikattir. Ve hiçbir haksızlık yapmadıkları halde haksızlığa uğramışlardır.
William Pitt (İngiliz Devlet Adamı)
Türk, Heredot'tan, Tevrat'tan çok eski yüzyılların tanıdığı bir ulustur.
Sadelik içinde görkemi, sükunet içinde ihtişamı, tahakküm kabul etmeyen bir
yüreklilik, alabildiğine geniş bir fetih aşkı, sonsuz bir teşebbüs kabiliyeti, bölgelere uymaktan çok bölgeleri kendine uydurma zevki ve alışkanlığı Türk milletinin asırlar dolduran tarihinde açıkça görülür.
(Ünlü Tarihçi) Hammer
Türkler kahramadırlar, dostlarına zarar vermezler. Yüce Türk milleti tuttuğu eli bırakmaz, sözünden dönmez, iyi ve kötü günlerde dostundan ayrılmaz. Böyle bir ulusla el ele vermek yeryüzünde her zorluğu yenmek için sonsuz bir güç ve yetenek kazanmak demektir.
Comenius (Çek Bilgini)
Türkler muhakkak ki Avrupa tarihinin ve yakın Asya tarihinin bildiği en halis efendi millettir.
Kayzerling
Her Türk'ün bakışında silahın ruha verdiği güveni görmek mümkündür. O hayata ve olaylara güvenle bakmayı öğrenmiştir.
Molkte
Kılıcı insafsız bir beceriyle kullanan Türk'ün eli, yendiği insanların yarasını sarmakta da ustadır.
Lord Byron
Türk korkmaz, korkutur. Bir şey isterse onu yapmadıkça vazgeçmez. Hangi işe el atarsa başarır.
Semame İbn-i Eşreş
Türkçe’yi öğrenmek benim için büyük bir mutluluk oldu. Çünkü Türk'ü anlamak için kendisiyle mutlaka tercümansız konuşmalıdır. Tercüman, ışığı örten zevksiz bir perde oluyor.
Gelland (Fransız Bilgini)
Türk askeri cesurdur. Anavatanını sever ve onun için gerekirse çekinmeden canını feda eder.
Albert Einstein
Artık Türklerle savaşmam. Onlar çok cesur ve iyi insanlar.
Andreas Phitiades
Dünyada iki bilinmeyen vardır. Biri kutuplar, diğeri Türkler.
Albert Sorel
Türk toplumunda kişisel nitelik ve değer dışında hiçbir şeye önem verilmez.
Baron Büsbek
On ulusun, on yiğit adamının gücü tek bir kimsede toplansa yine bir Türk'e bedel olmaz. Türklerin en çok konuştuğu şey savaştır, zaferdir. Eğlenceleri ise attır, silahtır. Türklerin doğrulukları ve namuslulukları ne kadar övülse yeridir.
Charles Mcfarlene
Türk milleti ikibin yıldır profesyonel askerdir. Bütün Türklerin mesleği askerliktir.
Donaldson
Dünyanın hangi ordusuna sorarsanız sorun, Türk askerinin karşısında düşünmenin hiç de kolay olmadığını veya olamayacağını size söyler.
Donaldson
Türklerle dost ol ama düşman olma.
Gianni de Michelis
Dünyada, Türklerden başka hiçbir ordu bu kadar süre ayakta duramaz.
Hamilton
Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker yoktur.
Hamilton
Türkler devlet yıkmakta ve devlet kurmakta birinci sınıf ustadır. Ülkeleri değil kıtaları altüst etmişler ve korkunç saldırışlar arasında sarsılması hiç de kolay olmayan egemenliklerini yaratmışlardır.
Tarih Türklerden çok şey öğrendi. Onların elinden çıkma öyle eserler vardır ki uygarlık için birer süs olmaktadır.
Hammer
Çanakkale'de başarılı olamadık. Nasıl başarılı olurduk ki? Zira Türkler yuvasına girilmiş aslanların hiddetiyle, cüret ve cesaret kahramanlığı ile savaşıyorlardı. Böyle bir millet görmedim.
Sir Julien Corbet
Türk gibi ölüme gülerek bakan bir eri başka hiçbir ulusta bulamazsınız. Yalnız ona iyi bir komutan gerektir.
Mulman
Toplumsal düzenin Türkler arasında kurmuş olduğu ilişkilerin hepsinde temiz yüreklilik ve iyi niyet hakimdir. Vatandaşların birbirlerine karşı borçlu oldukları işlemleri yapma ve yerine getirmeleri için başka ülkelerde olduğu gibi senetleşmeye yani yazılı belgeye ihtiyaçları yoktur. Çünkü onların övülmeye değer hallerinden biri de verdikleri söze genellikle sadık kalmaları ve karşılarındakini aldatmaktan, güveni suistimal etmekten çekinmeleridir.
Monradgea D'ohsson
Kendi ulusuna karşı bu kadar dürüst ve cömert olan müslüman Türkler hangi mezhebe bağlı olursa olsun aynı dürüstlüğü yabancılara karşı da yapar ve yerine getirirler. Bu noktada müslümanla müslüman olmayan arasında hiçbir fark gözetmezler.
Monradgea D'ohsson
Türk'ü anlamamak için tarihe göz yummak gerekir. Haksız saldırılar ve adi iftiralar önünde Türk'ün vakur kalışı, kuşku yok ki körlerin gerçeği, eşyayı anlamadıklarını düşündüklerinden ve körlere acıdıklarındandır. Bu soylu davranış o adi iftiralara ne açık bir cevap oluyor.
Pierre Loti
Türk'ün ahlaki seciyesi çocukluğunda aldığı iyilik telkinleriyle değil çevrelerinde fenalık görmemek suretiyle oluşur.
Thomas Thorsten
'Türklerin ruhu yeniden parlayacak ve silah kullanmak için doğan bu kahraman milletin tarihi eski ışığını bulacaktır.'
Feldmareşal von Moltke -Alman Genelkurmay Başkanı
Gazeteci C.E.W.Bean, 10 Kasım 1915'te defterine 'Türkler: Yaşamın Güzel Yanları' başlığıyla, siperlerdeki bu ilginç durumu şöyle anlatıyor.:
'Son zamanlarda Türklerle iyi iletişim kuruyorduk. Siperlerine, Mısır'daki Türk savaş esirlerinden gelen ve çok iyi bakıldıklarını anlatan mektuplarıyla, sağlıklı ve mutlu olduklarını gösteren fotoğraflarını atmıştık. (Gerçi bizim askerler bunu yapmamızı pek istemiyor ama...) Her neyse, karşıdan şu yanıtı aldık: 'Sadaka ile yaşayan bir adam, domuzun, lanetin tekidir. Karnımız tok olduğu gibi yedek yiyeceğimiz de bol. Ellerimizde tüfeklerle hazırız. İngilizlerin çok silah ve cephanesi olabilir. Ancak, bizim de süngülerimiz ve inancımız var. Eğer iddia ettiğiniz gibi büyük bir millet iseniz, neden üstün ilkeler doğrultusunda hareket etmiyorsunuz da, başkalarının aklını çelerek sadakatlerini bozmaya çalışıp alçalıyorsunuz? ...
Çok asilce bir cevap! Bu tür çabaları yoğunlaştırıp, Türklerin teslim olmalarını sağlayabiliriz sanıyordum. Kaldı ki onlar da -ya da Almanlar-, benzer yöntemleri bizim üzerimizde denemişlerdi.'
'Üç hafta kadar önce, Türklerin üç günlük bir bayramı vardı. Bizim siperlere, üzerine silinmez kalemle ve aceleyle şunlar yazılı iki paket sigara attılar: Prenez, fumez avec plaisir notre heureux énnemis. (Alın, afiyetle için mutlu düşmanlarımız)
Karşılığında biz de onlara, konserve sığır eti yolladık. Paketi, üzerinde 'Bully beef non' (sığır bifteği istemeyiz) mesajı yazılı olarak geri yolladılar.'
Avustralyalı bir albay ise, Ekim ayı sonunda ülkesine yolladığı mektupta, 'Siperlerdeki Yaşam ve Türkler' başlığı altında durumu şöyle dile getiriyor:
'Türkler çok dürüst savaşçılar. Kahramanlık ve cesaretleri tartışılmaz. İşkence, zulüm ve dumdum kurşunu konusundaki tüm iddialar yalandır. Geçen gün, yanlışlıkla atılan bir şarapnel ile Kızılhaç katırlarından birisini öldürdüler. Anında özür dilediler. Daha önce de yaralılarımızla ilgilendiler. Onları, kıyıya bırakıp bize haber verdiler. Burada hiçbirimizin, Türklere karşı büyük bir düşmanlık beslediğini sanmıyorum...'
Öte yandan, Çanakkale Cephesinde Müttefiklerin en çekindiği şeylerden bir, Türklerin zehirli gaz kullanma olasılığıydı. Genel olarak yüksek noktaları tuttukları için ve rüzgar da uygun estiği zaman, zehirli gaz kullanılması çok büyük can kaybına yol açabilirdi. Almanların elinde bu gazdan bulunduğu biliniyordu. Batı Cephesi'nde, Fransa'da kullanmışlardı da...Özellikle İngilizlerin, zehirli gaz kullanımından endişe ettiği ve askerlere gaz maskesi dağıtıp, olası bir tehlikede neler yapılması gerektiği konusunda özel eğitim verdiklerini öğreniyoruz.
Ancak Türk subay ve komutanları, Almanların isteğine ve önerisine karşılık bu yöntemi, 'mertçe ve adil' bulmayıp, savaş kurallarına da aykırı olacağı gerekçesiyle onaylamamış ve zehirli gazı, savaşın son gününe kadar kullanmamışlardır.
Çanakkale Cephesi'nde zehirli gaz kullanıldığına ilişkin haberlerin asılsız olduğu ve endişeye gerek bulunmadığı, Avustralya ve Yeni Zelanda basınında sık sık dile getirilmiştir. Örneğin, Wellington'da çıkan 'Otago Times' Gazetesi, 1 kasım 1915 günü, 'Savaşçı olarak Türk' başlıklı bir yazı yayınlamıştır. Yazıda aynen şunlar yer almaktadır:
'...Hastaneye ateş edilmiyor, zehirli gaz kullanılmıyor. Triumph (savaş gemisi) isabet alıp batmaya başlayınca, tekrar ateş edilmiyor. Türk, ikili oynamıyor. Bunun aksini iddia edenler Gelibolu'ya değil, en çok Mısır'a kadar gelenlerdir.
The Age adlı Avustralya gazetesi, 11 Aralık 1915'te, gene Türklerin zehirli gaz kullanması sorununu ele almış ve 'gaz bombası saldırısından korkulmuyor' başlığı altında yayınlanan yorum yazısında, cepheden gelen raporlara dayanarak konuyu şöyle değerlendirmiştir.
'...Şu ana kadar bu cephede Türklerin savaş yöntemlerinin hakça olduğunu kabul etmek dürüstlük gereğidir. Türklerle Avustralyalılar arasındaki savaş mertçeydi ve sonuna kadar öyle olacağını umuyoruz. Bu savaştan önce Türk'ü hor görüyorduk. Artık öyle bir şey söz konusu değil. O'nu yendiğimizde -ki o gün uzak değildir- hepimiz onları Almanların etkisine girmekle birlikte, ahlâksızca savaş yöntemleri kullanacak kadar tötonikleşmemiş (Almanlaşmamış) olarak hatırlamak istiyoruz.'
şu mertliği elin yabancısı gösteriyor her laflarında devlet yapsın bana ne diyen vatan hayinleri bu mertliği gösteremiyor. tabiki mertlikte asalette damarlarda akan asil kanda mevcuttur.hayinlerde olmaz
Türkler defalarca Osmanlıya baş kaldırmışlardır,bu başkaldırmaların en ünlüleri taeihe celeli isyanları olarak geçmiştir.
Türkler şamanlıktan sonra,farklı yer ve dönemlerde Budizm,Taoizm,Manişeizm,Hırıstıyanlık,ve Hazar imparatorluğunda topluca Yahudiliği benimsedikleri gibi,İslam adına kurdukları devletlerde de etkilenip etkilendikleri başka dinlerle birlikte yaşadılar.
Antoloji.com,biz Türk'lerle ilgili tenkitlere fazla kapı açmıyor.Oto-sansür uygulamak mecburiyetinde kalıyoruz.Umarım bu ileti yayimlanır.
türkler
“bu memleket dünyanın beklediği; asla ümit etmediği müstesna bir medeniyetin yüksel tecellisine sahne oldu.
Bu sahne yedi bin senelik bir türk beşiğidir..
Beşik tabiatın rüzgarıyla sallandı, beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmuruyla yıkandı.
O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu;
TÜRK OLDU! TÜRK budur:
YILDIRIMDIR-KASIRGADIR-
DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNEŞTİR! ”
Mustafa Kemal ATATÜRK
ATAMIZ BİZİM İÇİN TÜRKLERİ TARİF ETMİŞ...O ZAMAN BİZE SUSMAK DÜŞER...
Türkler bence beyaz ırka mensup,saç ve sakal orta gürlükte,düz burunlu kişilerdir.Ama ben Türklerin kökünün nerden geldiğini merak ediyorum.Beni bu konuda aydınlatırsanız sevinirim...
dünyanın en asil, en soylu, en büyük, hatta tek büyük ırkı
Türkler yeri geldiğinde çılgın savaşçılar yeri geldiğinde şefkatli ana-babalar olabiliyor. o yüzden türklük yücedir.
türk bana bağımsızlığı, müthiş insanları ve savaşı çağrıştırıyor
1000 yıl şeriatla yönetilmiş,83 yıldır laik cumhuriyet rejimiyle yönetilen,
ciddi ciddi kafası karışmış,
padişahlıkla yönetilen bi arap toplumu mu, cumhuriyetle yönetilen uygar bi toplum mu olacağına HALA karar verememiş
kafası karışık toplum.islam dünyasının tek demokrasisine sahip en medeni halkıdır.kimsenin zoruna gitmesin.
Çağlara hitâb etti atalarımız hemde 600 yy.boyunca...
Aslında çok değerli bir toplum..amma gönlündeki masumiyet ve iyilik olgusu onu zamanla körleştirdi...
Zehiri bize şifa diye yedirdiler, şifayı ise zehir diye gösterdiler...
İlk başta, bizi çadırdan saraylara taşıyan, beylikten imparatorluk yapan 'İslam'a sırt çevirdik...zaten gerisi mâlum...
Avrupa Birliğine girmek için bir taraflarını yırtarken diğer taraflarındanda Avrupa birliğine yalakalık yapıyorlar die başkalarını eleştirebilen insanların mensup olduğu, iyisininde bulunduğu ama kötülerinin ön plana çıktığı bir millet.
Titanicde türkler olsaydı? ? ? ? ? ?
kim çarptı lan gemiyi.
-ya abi selim artistlik yapcam diye çarptı, çok yakın girdi buzdağlarına,
ya üf ya. -allah belanızı versin lan sizin, iki dakika aşşağıya indik,
batırıdınz caanım gemiyi
_____________________________
lan selçuk gel lan, gel lan çabuk.
-oldu lan?
-olum sarı *****le hatuna bak nasıl sevişiyor.
-anaaa, çıkar cep telefonunu çabuk, hadi lan internete koyarız.
-benimkisi 3310, o zaman kağıt kalem çıkar, çiziyoruz.
________________
evet sayın yolcularımız on kalem sadece bir milyon bitti mi bitmedi,
yanında da dikiş ipliği. şimdi sorabilirsiniz okyanusun ortasında ne
işimize yarayacak bunlar diye.
__________________
-kaptan napıyorsun lan geniş alsana şu vapuru.
-vapur değil hayvan, ulan titanic lan bu. batmaz, bak nasıl makas atcam şu
buzdağlarının arasından hehehe.
-olm dikkat et, bak şu kadar insanın vebali üstümüze. aannnanı.
-yok bir şey azıcık sürttü yandan, sanayi de pasta atarlar geçer.
_____________
-sadece kadınlar ve çocuklar, zorlamayın lan, sadece kadınlar ve çocuklar.
huoop ne diyom lan ben, nereye.
-abi arkadaş vardı, bakım çıkacağım ben.
-ağzını kırarım.
____________
kaptan aşşağıda baya büyük bir delik var, su alıyoruz.
-şurda beyaz çimento var, onunla kapatın şimdilik, sonraki limana kadar
idare edelim, sonra sanayiye ****ürürüz.
______________
abi buzdagi geliyo be
- ööf öf
- neresinden baksan 4 trilyon eder bu gemi.. tam gobekten carpacak ba ba
ba. tersanede de dogrultamazlar bunu.
- sigortasi bi$eyi vardir abi.. kamaraya gidiyorum cuzdani telefonu alayim
- bizim gocuklari al gel de u$umeyelim.. valizleri neden almiyorlar
sandala anlamadim ki
___________
kaptan gemi batıyor napıcaz
-oğlum önce kadınlar ve çocuklar
-abi boşver ben 2 flika ayarladım birinde sen birinde ben arazi olucaz
-lan ********* o filikalar 60 kişi alıyor -olsun abi rahat rahat gideriz
mehtaba karşı ________
valla nasıl oldu um, ordan birden bir buzdağı çıktı, ortadan girdi. ben
kendi yolumda ilerliyordum.
-tamam abi sakin ol, su getirin, ne bakıyorsunuz lan, dağılın işte,
çarpmış adam olmuş bitmiş.
-nerden geldi nasıl geldi allah allah.
-tamam abi sakin, fazla zarar yok zaten, iki çizik var.
-onca yıllık kaptanım, allah allah, nerden çıktı...
____________________________________________
ulan oluyo, anaa, ulan anaa, yardık ya gövdeyi.
-kaptan iki saattir yırtıyorum bi taraflarımı.
-ne dedin lan, ne dedin uyarır insan.
-abi insaf yaaa, iki saattir aysberg var diyorum.
-ulan aysberg ne lan, aysberg saysberg diye zırlıyor dibimde. ne biliim
lan ben aysberg ne, buzdağı desene şuna, ben de aysberg deyince ufak bir
şey sandım, britanyanın köpeği. öysbörgmiş.
cibilliyetsiz
___________________
-hoop, nereye.
-biz de bineceedik.
-dingonun ahırı mı lan burası. titanic bu, turyol
motoru değil.
-akbil vardı.
-hadi ikile.
-para geçiyor mu?
-allah allah.
-biletini nerden alabilirim.
-bela mısın?
-karı kız ortamı iyidir dediler de bana.
-yok full erkek burası.
-ama yalan söylemeyin lütfen bakın orda bir sarı
çocukla bir kız sevişiyor.
-kardeşim gider misin? kapama titanic'in önünü
--------
çalıntı tabee.......- ;))) .Pp
ne gerçek manada batılı olabılmış nede doğulu kendinden bı haber tarihinden kopmuş inaçlarindan vazgeçmış dünyasindan bezmış bir millet...(anadolu insanı)
ne gerçek manada batılı olabılmış nede doğulu kendinden bı haber tarihinden kopmuş inaçlarindan vazgeçmış dünyasindan bezmış bir millet...(anadolu insanı)
bir japon tespitidir:
Bir Japon, Istanbul'da geçirdigi bir haftanin sonunda fikri soruldugunda sunlari söylüyor:
Türkler'in evine gittiginizde, tanimasalar da buyur ediyorlar. Siz oturmadan kimse oturmuyor. Siz sofraya geçmeden kimse geçmiyor. En iyi yere sizi oturtuyorlar. Siz yemege baslamadan kimse baslamiyor. Zorla her yemekten tattiriyorlar. Siz kalkmadan kimse, evin çocugu bile sofradan kalkmiyor. Çay, kahve, meyve, ikram bitmiyor. Herkes sizi rahat ettirmek için ugrasiyor. Kumandayi elinize veriyorlar. Sirtiniza, altiniza yastik konuyor. Yorgunluktan ölseler bile siz kalkmadan kimse gidip yatmiyor. Gitmeye yeltendiginizde bu kez birakmiyorlar. Yataklarini veriyorlar, kendileri kanepede, koltukta yatiyor. Sonra evden çikiyorsunuz ayni adamlar 180 derece degisiveriyor. Herkes arabasini üstünüze sürüyor. Arabanin burnunu çikarmazsaniz kimse yol vermiyor. Kornalar, küfürler.
Serit degistirmek bile mümkün degil. Yayaysaniz isik olmayan bir geçitten mümkünü yok geçemezsiniz.
Evde öyle, arabada böyle, nasil oluyor? Bu isi çözemedim.
:))
“bu memleket dünyanın beklediği; asla ümit etmediği müstesna bir medeniyetin yüksel tecellisine sahne oldu.
Bu sahne yedi bin senelik bir türk beşiğidir..
Beşik tabiatın rüzgarıyla sallandı, beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmuruyla yıkandı.
O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu;
TÜRK OLDU! TÜRK budur:
YILDIRIMDIR-KASIRGADIR-
DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNEŞTİR! ”
Mustafa Kemal ATATÜRK
ATAMIZ BİZİM İÇİN TÜRKLERİ TARİF ETMİŞ...O ZAMAN BİZE SUSMAK DÜŞER...
'...türkler atının üstünde vahşi hayvana,kuşa,insana hatta avının üzerine pike yapan kartala dahi ok atar.o atını hızlı sürdüğü halde öne, arkaya,sağa, sola, yukarı ve aşağı ok atar.bir dağdan inerken veya bir çukur vadinin içine girerken atını düz yerde sürenlerden daha hızlı sürer.atını kendisi yetiştirir tay iken kendisi eğitir atının adını söylerse atı onu takip eder o koşarsa atı arkasından koşar.türkün ömrü atının üstünde geçer.hem çoban hem seyis hem cambaz hem baytar hemde süvaridir bir türk...'
bu bilgiler dünyada kabul gören ünlü coğrafyacı El-Cahiz'in 9. yüzyılın ortalarında yazdığı bir yazıdan alınmıştır...
ah şu çılgın türkler...