Bir Tiranın günahlarıyla, sevaplarıyla (varsa tabi) yeryüzünden silindiği an... Zulüm ile abad olan ancak zulmet ile ölür... Binlerce evladını yitiren ananın, binlerce babasını yitiren öksüzün beddualarının sonucu bu olsa gerek...Ancak içimi acıtan bir hadise vardır ki oda bu işi şerefsiz ve satılık eller değilde gerçek Irak halkı yapsa idi...Tiranlarını kendileri elleriyle boğsa idi...
herkes 'iyi mi oldu, kötü mü? ' konusunda yeterince fikir beyan etmiş zaten. ben, çocukların uyanık olduğu ana haber bültenleri saatlerinde idamı an be an, hiç çekinmeden gösteren tv lere takıldım! çocuklarını tv karşısından uzaklaştırmayı kaç aile akıl edebildi acaba? ?
'kurtlar vadisi' belasından sonra okullarda yaşanan olayları hepimiz gördük. şimdi de ipte sallandırılmış lise öğrencilerimi bulacağız köşelerde!
uyan türkiyem uyan! ! ! uyan müslüman kardeşim uyan! ! ! bugün,bir şeylerin farkına (artık) varma günüdür! ! ! ! Büyük Ordadoğu projesi... sıra bize geliyor. İran-Irak savaşının yapılmasını isteyen, görünürde olmayan ama savaşı elinde (gizli kollarla) oynatan ABD nin amacı önce bizleri birbirimize katıp zayıflatmak,sonra içimizde kargaşa yaratıp güçsüz bırakmaktı...devamı var elbette. nitekim başlangıç güzel oldu, ırağı zayıflattı,saddamın idamıyla ülkeyi ikiye bölüp iç savaşı başlattı, çok değil, bir kaç zaman sonra tamamıyla elinde olacak ırak...Şii'ler, çok sevinmeyin, bu sizin için pek iyi olmadı,pişman olup arayacaksınız saddamı da çok geç olacak... sonra iran sonra..... türkiye en sona kalsa bile mutlaka kendine düşen payı alacaktır.eğer biz hala salak salak tv başına gömülüp uyursak; uyanınca tepemizde şerefsiz bi ABD askeri görünce şaşırmayalım....
Independent gazetesi yazarı Robert Fisk, devrik liderin ABD ve İngiltere’yi ele vermemesi için apar topar idam edildiği görüşünde. Tüm gazeteler, Irak’tan idama gelen farklı tepkilerin ülkenin bölünmüşlüğünü gözler önüne serdiği konusunda hemfikir.
Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in idam edilmesi, dünya basınının manşetlerindeydi. İngiliz Independent gazetesi yazarı Robert Fisk, “Sırlarını mezara götürdü. Suç ortaklığımız da onunla öldü” başlıklı yazısında, idamdan ABD ve İngiltere’yi sorumlu tuttu.
Merak edilmesin gerek Güney Kürdistan gerek Kuzey Kürdistan ve gerekse Doğu ve Batı Kürdistan illerinde yaşayan ve tarihinde uğradığı ihanetlerden haberi olan her Kürt evladı hiç bir ülkenin ve hiç bir adem oğlunun Kürtlere kara kaşlarının kara gözlerinin hatırı için destek vermeyeceğini gayet iyi bilmektedir, ne varki uluslar arası arenada söz sahibi olmak ve hedeflere ulaşmak için gerektiğinde başka ülkeler ile menfaatler oranında işbirliği yapılır.. Bknz: Kurtuluş savaşı sırasında Komünist Rusya'dan İngiltere ve müttefiklerine karşı kullanmak üzere silah yardımı alan Türkiye örneği...
kelime i şahadet i dahi tamamlamasına izin verilmeden asıldı...
önceki yazımda belirtmiştim ortadoğuda bi kahraman doğuyor..(hiç hak etmediği halde kahraman olacak) ya bugünün bilançosu 103 ü sivil 5 i amerikan askeri olmak üzere toplam 108 insan... zaten kan gölüne dönmüş ırakın kan denizine dönüştürecek bi eyleme imza attılar saddamı asmakla...
saddam ölümü hak etmişti de böyle olmamalıydı geçmişte yaşanan olayların perde arkasida saddam la birlikte toprağa girdi....
Öyle ki Abdullah Ocalan elimizde koz olarak kullanılabilirdi..Kıssasa kıssas denilebilirdi..Biz sahip cıkabilirdik..Öyleki öldürdüğü katlettiği insanların sayısını bilmeyen.............ler ellerini kollarını sallaya sallaya dolasıp yedirilip beslenirken..Ve nice şehit evlatlarımızın arkasından vatan sağolsun diyen agızlar buna sus derken daha neler neler olur..ALLAH bilir..
Böyle bir devlet erkanına böyle bir diktatöre ve böyle bir şahsiyete bu ölüm yakısmadı..Irak'ın sonu pek hayır gözükmüyor..Öyle ki böyle bir milletle ancak ve ancak o başa cıkabilirdi..Dünya büyük bir ayıpla büyük bir kayıp verdi..Eminim ki onun ölümünün kurban bayramına denk gelmesi bir tevavfuktur.O bir şehittir ve milletinin kurbanı olmuştur..
AVRUPA BİRLİĞİ AVRUPA BİRLİĞİ diye can atanlar...bu mu AVRUPA BİRLİĞİ? Böyle mi AVRUPA BİRLİĞİ? ? ? AVRUPA BİRLİĞİNde adam asmak var mı? Onu bırakın DİKTATÖR asmak var mı? hem de 24 yıllık....YAZAIKLAR OLSUN böyle Dünya'ya...AVRUPA BİRLİĞİ kınıyoruz dedi! ! ! kınamadan önce karşı çıksaydılar! ! ! (işlerine gelmiyor tabi) ABDULLAH ÖCALAN denen o ş....... niye idam edilmiyor? ? ? TÜRKİYE GÖZÜNÜ AÇ SIRA BİZE DE GELECEK.....
Yaptığı yanlış işler herkes tarafından kınanıyor olabilir, nitekim cezasını buldu... 'Milyonlarca cana kıydı' diye bilinçsizce eleştiriliyor. Abdullah Öcalan’ın yaptığı neydi? Peki Bush’un ve İsrail’in hala yapmakta oldukları ne? ? ? Onların idamını kim ve ne zaman yapacak? ? ? ... Sonradan pişman olmuş olabilir; ama bu idamının önüne geçemedi. Son sözleri: 'Birlik içinde olun' du. Bunun farkında olan ve son anında söyleme gereği duyan düşünceli biriymiş... Elinden Kuran-ı Kerim'i düşürmezmiş... Böyle birine can kıymak hiç yakışmıyor.Çünkü Kuran-ı Kerim'de bu yazmıyor...Bizler Müslümanlığı, yani barışı seçmişiz.(Müslüman; Arapça “seleme” kökünden gelen ve 'barış' anlamında bir kelimedir.”İslam” da o kökten türemiştir.) Asıl adalet haklı-haksız, Mahkeme –i Kübra da belli olacak,ancak o zaman görürüz idamının doğru olup olmadığını… Ben üzüldüm idamına, ki gerçekten idam edildiyse...(!) çünkü bizler gördüklerimize inanırız; yani gördüklerimiz inandıklarımızdır ama bazen göremediklerimiz gerçek olanlardır...(!) anlayana...
Irak halkı SADDAM HÜSEYİN'i çook arıyacak.saddam hüseyin son nefesini verirken bile cesaretini gösterdi tüm dünyaya.kapak olsun BUSH'a.şu an da asıl asılması gereken biri varsa o da BUSH...IRAKta 700 bin kişinin katlinden asılması gerekiyo.Amerika ne hakla bi diktatörü yargılayabiliyor anlamış değilim! saddam hüseyin bi katil diil sadece ülkesine hainlik yapanları cezalandırıp öldürüyodu.unutmayın ki aynı şeyi kendi tarihimizdeki OSMANLI DEVLETİ de yapıyordu...-YAŞASIN SADDAM- KAHROLSUN BUSH...
git allah yolnu açık etsin ey cesur adam var ulu divana resulun yanına heybetinle boynun bükülmesin sakın sen şerefinle yürüdün bu yolda
savunmadın kendini düzmece mahkemelerde kafire tabi olmuş sözde hakimlere siz satılmışsınız dedin cesurca o utanmaz yüzlere sen kişiliğinle yürüdün bu yolda
birlik olun dedin halka her defasında kovun dedin kafiri yurttan her haykırışında şimdi sana gülenler öldü namuslu vicdanlarda sen namusunla yürüdün bu yolda
darğacına giderken ölümü sevdirdin bizlere ölüm neymiş dedin hain satılmış beyinsizlere allah amacı uğruna ölmü kucakladın sen cesaretinle yürüdün bu yolda
halkına karşı acımasız oldu ve bunu cezasını bence devrilerek ödedi. fakat o ülkenin halkı ülkesi işgal altında iken bi sürü coni namuslarına tecavüz ederken. eski liderlerinin aslımasını kutlamaları çok hazin bir durumdur. bütün yarılama döneminde hiç bir zaman ben böyleyim ben suçsuzum demedi. tek söylediği birleşin ve düşmanı ülkeden kovun oldu. dar ağacına giderken gösterdiği cesaret hayaralıkla ve gururla doluydu. onada bu yakışırdı. talabani ve onun gibi amerikan yandaşları ve vatan hainleri öldü esas saddam ölmedi. karılarını onlara peşkeş çekenler öldü bizim gibilerinin vicdanlarında. evet saddam ölmedi o hakka yürüdü. kişiliğinden taviz vermeden. o hakka yürüdü elinde kelamı allahı bırakmadan. o ölmedi onun aslımasını dört gözle bekleyen arap diktatörler öldü bizim vicdanımızda. ölmeyi hak eden o kadar diktatör varki. belki o sonuncu bile değildi. tamda mübarek bayramın arefesinde kutsal hacın zamanında yangından mal kaçırır gibi aslıması çok tarjik bir durumdur.. ey islam devletiyiz diyenler artık bırakın bu israil ve yahudi hizmetçiliğini. saddam 150 kişi için asılırken israilin işlediği milyonlaraca bebek için israilde kim yargılandı. artık siyonizim ve onun hizmetkarı olan kahpe abde yi def edin başınızdan yoksa sıra size ergeç gelecek bunu bilin.
asılmasını izlerken tüylerim diken diken oldu ne kadar kötü bir insan olursa olsun o ilmiğin boynuna geçirilişinde içim çok kötü oldu. amerika kendi yarattı kendi yok etti... bir daha anladım k kim olursa olsun idama karşıyım.. allahın verdiği canı allahtan başka kimse alma yetkisnde olmamalı...
insan insandır iyi yada kötü...canı veren alır...nerde insan hakları..nerde idama karşı çıkanlar...tr de apo nun asılmaması için elinden geleni ardına koymayanlar saddam ın asılmasına büyük bir insanlık ayıbı dediler..ayıp ettiler doğru..kıyılması gereken onca cani varken..içlerinden ellerinde olana kıydılar..biliyorum hiç bir şey keşke geriye döndürmez zamanı..ama keşke döndürse...keşke gözümüzü açabilsek...keşke kıyılmasa canlara...keşke keşke keşke...
iranla savaşıp 8 yıl boyunca iki taraftan 1 milyon insanın ölümüne yol açmış, binlercesinin kaybolması,yaralanması sakat kalması,esir düşmesi işkence görmesi,parçalanmış aileler,
1991-2003 amerikan işgalleri ve gene 1,5 milyon ölü, yaralı, sakat kalan,yerinden yurdundan olan fakir insanlar,
baas rejiminin astığ kestiği yığınla insan. bunlara acımıyrosunuz da zevk için adam öldüren saddam hıyarına acıyorsunuz.yuh sizin insanlığınıza be.
Dünyaya adalet(!) dağıtan ve anti demokratik idarelerle yönetilen devletleri özgürleştiren(!) ABD yönetimi öncelikle Irak’ı özgürleştirdi. Ardından da bir zamanlar sadık adamı olan Saddam Hüseyin’i darağacına çıkardı. Tabiî ki Saddam darağacına havalanması, Bağdat’ı hâkim tepeden seyretmesi için çıkarılmadı.
Peki, bir zamanlar koruyup kolladığı, sadık eleman olarak çalıştırdığı Saddam’ı niçin yağlı urganla darağacında sallandırdı? Sebebi gayet basit… Saddam’ın son kullanma tarihi geçti de ondan. Bizler son kullanma tarihi geçen şeyleri ne yaparız? İmha ederiz. Çünkü onların kullanılması bünyeye zarar verir. ABD yönetimi de öyle yaptı. Bünyesi için zararlı gördüğü bir varlığı iktidardan uzaklaştırdı, bununla da yetinmedi, dünya dışına itti.
Bilindiği gibi Amerikan işgal kuvvetleri tarafından oluşturulan özel mahkeme devrik Irak diktatörü Saddam Hüseyin’i ölüme mahkûm etmişti. Kararın infaz edilmesi için bir aylık süre olmasına rağmen ABD’nin Saddam’ı karardan üç gün sonra, bazı Müslüman ülkelerin bayram, bazılarının da bayram arifesinde olduğu bir zaman diliminde ipte sallandırılması düşündürücüdür. Bu Müslümanlara bir çeşit meydan okumadır, ince bir mesajdır.
Irak’ta büyük bir bataklığa saplanan ve kurtulmaya çalıştıkça derine batan ABD, Saddam’ı asarak son kozunu da oynamış oldu. Fakat bu bence sonun başlangıcı olabilecek derecede tehlikeli bir eylemdir. Saddam’ın varlığının ortadan kaldırılması Irak’a huzurdan çok, huzursuzluk getirecektir. Bizde kanı kanla değil, kanı suyla temizlerler. ABD idam kararını infaz etmekle kanı kanla temizleme seçeneğini tercih etmiştir. Irak’ta bundan sonra daha çok kan dökülecektir. Temenni etmeyiz ama bunu yaşayan herkes görecektir.
Saddam’ın bağımsız Irak mahkemelerinin verdiği kararla idama mahkûm edildiğini söylemek saflık olur. Çünkü artık bağımsız Irak diye bir devlet yoktur. ABD’nin kurnazlık yapıp kendini bu işin dışında gösterme gayretleri beyhudedir. Saddam ABD’nin eliyle ve emriyle idam sehpasına götürülmüştür. Bunu anlamayacak ve bilmeyecek kadar saf olamayız. Bilinen o ki ABD eliyle iktidara gelen Saddam Hüseyin, yine ABD’nin emriyle iktidardan ve hayattan uzaklaştırılmıştır. Çünkü ABD’nin yeni stratejik planları bunu gerektiriyordu. ABD’nin menfaatleri dışında bunun altında başka sebepler aramak anlamsızdır.
Saddam, ABD tarafından yıllarca kullanıldı. Eline güç ve iktidar verildi. ABD yapımı silahlarla İran’a saldırdı. Fakat Saddam belli bir süre sonra elindeki gücün kendinden kaynaklandığını düşünmeye başladı. ABD’ye rağmen münferit davranmaya yeltendi. Tabir caizse dünyanın jandarmalığını tekelinde gören ABD’ye horozluk tasladı. Böyle yapmakla elindeki bombanın pimini çekti. Sonrası malum! ...
Saddam’ın halkına yaptığı işkenceyi, zulmü ve katliamı gören ABD, acaba otuz binin üzerindeki Türk’ün katili Abdullah Öcalan’ı niçin görmezlikten gelir? Saddam’ı darağacına gönderenler, niçin bebek katili bir vahşiye ölümü reva görmezler? Apo’nun öldürülmemesi için özel bir kanunla Türkiye’de idam cezasının kaldırılmasına zemin hazırlayanlarda nasıl bir hoşgörü ve vicdan anlayışı vardır? Bunu anlamakta hayli güçlük çekiyoruz.
Türkiye terör örgütünün elebaşı katil Apo’yu idam etse Batı ve ABD bir yerlerini yırtar. Dört koldan insan hakları yaygaraları koparmaya başlarlar. Türkiye’ye karşı ekonomik ve siyasi yaptırımlar yapmaya kalkarlar. Samimiyetten uzak sözleriyle mangalda kül bırakmazlar. Fakat kendileri bağımsız bir ülkeyi küstahça işgal edip o ülkenin liderini alaşağı edip kodese koyarlar. Daha sonra da düzmece bir mahkemeyle idama götürürler.
Türkiye gerçek anlamda ekonomik bağımsızlığını sağlayabilseydi bu ikiyüzlülerin oyuncağı olmazdı; doğru bildiğini tereddüt etmeden gerçekleştirirdi. Fakat malumdur ki para verenler bir zaman sonra da akıl veriyorlar. Akıl almak istemiyorsanız olur olmaz borçlanmamalısınız, kendi yağınızla kavrulmayı becermelisiniz. Yoksa çok daha emir alırsınız. Türkiye’nin bugün yaşadığı çıkmazın yegâne sebebi budur.
Türkiye olarak, Saddam’ı dünyanın gözleri önünde ipte sallandıran ABD’ye karşı Apo kozunu kullanmalıyız. Onlar Saddam’ı nasıl idam ettilerse biz de otuz bin masumun kanını akıtan, evlerine ateş düşüren Apo canisini İmralı’nın göbeğinde yağlı urganda sallandırmalıyız. Sonu ne olursa olsun bu riski göze almalıyız. Yeter artık, bıktık bu ikiyüzlü Batı’dan ve onun bir çeşit kopyası olan ABD’den… Artık bağımsız bir ülke olarak kendi kararlarımızı kendimiz vermek istiyoruz. Ancak bunu gerçekleştirebilirsek gerçek manada özgür oluruz. Yoksa anayasadaki ifadeler hayata yansımaz, iki kapak arasında kalmaya mahkûm olur. Biz de müstemleke ruhu içerisinde gerçek bağımsız olduğumuzu sanarak yaşar dururuz. Kavanozun dışını yalayanların bal yediğini iddia ettikleri gibi biz de sağdan soldan emirler alarak özgürlüğün(!) tadını çıkarır, öylece avunuruz.
Allah rahmet eylesin... Gerekli gördügü yerlerde ülkesinin istikbali için pekçok düşmanının hayatını sonlandırmıştır. Bazen keşke bizim ülkenin de yöneticileri onun kadar sağlam iradeli olabilse diyor insan son çagrısı BİRLİK OLUN
Saddam Hüseyin'in asılması: Dünyayı yönetmeye çalışan şerefsiz makamlardan aynı derecede değersiz halklarına noel hediyesi vermek için yapılması istenerek malum ülkedeki satılmış makamlara verilmiş şerefsiz bir emir ile yine aynı satılmış eller tarafından gerçekleştirilen ŞEREFLİ ve HAKLI BİR EYLEM dir....Zalimler için yaşasın cehennem.... ki zalimlerin uyruğu, dini, dili arasında fark gözetilmez....
saddam hüseyinin asılmasını kınıyorum ve islam alemine yapılmış büyük bir hakaret olarak görüyorum onu asan şerefsizler önce bi durup vatanlarına bakmaları lazım her gün ölen yüzlerce insann katilleri babasız meydana gelen şerefsizlerin şerefsizce irzlarına geçen amerikan itlerini değilde ülkesini korumaya çalışan bunu bazen zorbalıkla bazen öyle bazen böyle ama ülkesini şimdiki piçlerin y önetimiyle kıyaslanamıyacak kadar iyi yöneten bir liderdi nu adamı asanı yarın ne bekliyor dersiniz arkadaşımızın birinin dediği gibi keser döner sap döner gün gelir hesap döner ve bu arada biz islam alemi böyle durup aval aval baktıkça bir gün sıra bizede gelicektir buna şüpeniz olmasın uyumayalım şimdi ıraktaki kardeşlerimimn intikam günü ırak ta oluk oluk amerikan,ingiliz ve her kim işgal gücü olarak orda bulunuyorsa hepsinin kellesi koparılmalı bu gün koparılmayan kelleler yarın bizim kellemizi koparı caktır...!
Etme bulma dünyasıdır üzerinde yaşadığımız… Hayatta kaderin cilveleri bizleri zaman zaman hayretler içerisinde bırakacak şekilde cereyan ediyor. Zulüm, edenin yanında kâr kalmıyor. Haksızlık eden bedelini kat kat ödüyor. Zamanın hafızası her şeyi kaydediyor. Yeri gelince kayıtlar bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçiyor.
Saddam’ın idam haberi bana bu düşünceleri hatırlattı. Tikrit kentine 13 kilometre uzaklıktaki El-Avya köyünde çobanlıkla geçinen bir ailenin çocuğu olarak 1937 yılında doğan Saddam, yeni yıla giremeden 30 Aralık 2006 tarihinde henüz gün doğmadan Bağdat’ta boğazına yağlı urgan geçirilerek idam edildi. Böylelikle bir dönem hazin bir finalle kapandı.
Saddam ismi ‘karşı duran, göğüs geren kişi’ anlamını taşıyordu. Saddam Hüseyin de ismiyle müsemma bir kişi olarak ömrü boyunca hep karşı durdu, birilerine göğüs gerdi. Fakat karşı durduğu kesim hep gariban Irak halkıydı. Onun yiğitliği kendi halkına geçiyordu. ABD Irak’ı işgal ettiğinde bütün dünya Irak’tan canla başla direnmesini, adeta bir destan yazmasını bekliyordu. Saddam’ın askerlerinin ABD ordusuna karşı büyük hazırlıklar yaptıklarını sanıyorduk. Fakat düşündüğümüz gibi olmadı, Irak toprakları kısa zamanda düştü.
Saddam’ın idamla noktalanan hayatı ilginç kesitler içeriyor. Babasız büyüyen Saddam zor bir çocukluk devresi geçirdi. Siyasete ilk gençlik yıllarında bulaştı. Emperyalizme karşı cephe aldı, milliyetçiliği savundu. Baas Partisi’ne girerek kısa zamanda yükseldi. 1956 yılında henüz yirmi yaşında bıyığı bile terlememişken başarısız bir darbe girişiminde bulundu. Başbakan Abdülkerim Hassam’ı öldürmek için oluşturulan bir suikast örgütünün içinde yer aldı. Durumun açıklığa kavuşmasıyla yurdu terk etti. Baas Partisi’nin iktidara gelmesiyle geri döndü. Partiyle fikir ayrılığı doğunca hapse atıldı. 1968 yılında yapılan darbe Saddam’ı da hapisten kurtardı. Bundan sonra sürekli yükselmeye başladı. 1979 senesinde darbeyle iktidara el koydu. Artık güç kendisindeydi. Sesini çıkaranı gözünü kırpmadan öldürebiliyordu.
Saddam Hüseyin, 24 yıllık iktidarında çok kan akıttı. Irak’ı babasının malı gibi görüp şahsi tasarruflarda bulundu. Amerika’nın tahrikleriyle komşusu İran’a saldırdı. Sekiz yıl boyunca bir milyon Müslüman öldürüldü, kan oluk oluk aktı. Niçin? ..Bir hiç için! ....
Bunun yanında 1988 yılında Saddam yönetimindeki Irak güçleri Halepçe’de siyanür gazı kullanarak kadın-çocuk beş bin sivilin ölmesine neden oldu. Saddam kendi halkına kimyasal silah kullanmaktan çekinmedi. Daha sonra Kuveyt’i işgal etti. Bu esnada önüne gelen her yeri yağmaladılar. Ölüm azgın bir küheylan olup her yana pusu kurdu.
Saddam iktidarında her şey kapalı kapılar ardında gerçekleştirildi. Hiçbir zaman şeffaf bir yönetim anlayışı izlenmedi. İktidara yan gözle bakanlar ve Saddam’ı eleştirenler anında imha edildi. Şiiler ve Kürtler sürekli hedef seçildi. Bu kesimler devamlı işkencelere maruz bırakıldı. Öyle ki Irak halkına ait toplu mezarlar bile bulundu. Saddam en yakınındaki insanları, eniştelerini bile öldürmekten çekinmedi. Zalimlikte rakip tanımaz oldu.
Saddam iktidarı boyunca hep şiddet yanlısı oldu. Sözünden çıkmayanlar paşa gibi yaşadı. Ya direnenler, işte onlara hayat hakkı tanımadı. Gücünün sonsuz olduğuna inandı. Fakat her nedense bu yaptıkları bir kenara bırakılarak sadece Duceyl katliamı nedeniyle hakkında dava açıldı. Bu katliamda 148 Şii hayatını kaybetmişti. Irak’ın devrik Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, yargılandığı Duceyl davasında insanlığa karşı suç işlemekten 05 Ekim 2006 günü ölüm cezasına çarptırıldı. Neden Duceyl katliamından hüküm giydi de öteki suçları hiç telaffuz edilmedi? Bunun üzerinde durulması gerekir.
Saddam’ın Duceyl katliamından dolayı idam edilmesi bence manidardır. ABD bu davayla ve neticesinde aldığı kararla Şiilerle Sünnileri birbirine düşürme gayesi gütmüştür. Bu ABD’nin son oyunudur. Şii-Sünni ikiliği ve fitnesiyle Irak’ı bölmeye ve lokma haline getirip yutmaya çalışan ABD, son oyununu Saddam’ın infazıyla sahneye koymuştur. Irak halkının bu çirkin tezgâha gelmemesi gerekir. Fakat Irak’ta ufuklar puslu görünüyor.
Irak’ta Şii-Sünni oyunun içine İran ve Türkiye de çekilebilir. Çünkü Türkiye Sünnilerin yoğun olduğu bir ülkedir. İran ise Şiilerin egemen olduğu bir toprak parçasıdır. Türkiye Sünnilerin, İran ise Şiilerin hamiliğine soyunursa Türkiye ile İran durup dururken kapış(tırıl) abilir. ABD’nin bu fitnesine karşılık bu iki ülkenin dikkatli olması gerekir.
Son olarak şunu söylemek istiyorum: Şahsen Saddam’ın idamına üzülmedim, onun ABD’nin kanlı elleriyle küstahça idam sehpasına götürülmesine üzüldüm. Zira ABD’nin başı olan Bush’un eli Saddam’ınkinden daha kanlı, yüzü ise Saddam’ınkinden daha karadır. ‘Tencere dibin kara seninki benden kara’ misali… Saddam bütün kötülüklerine rağmen Müslüman bir insandı. Umarım tövbeyle arınarak Hakk’ın huzuruna çıkmıştır. Allah kendisine imanınca ve insafınca rahmet eylesin.
http://saddamhusein.lforum.net/ saddama yapılan şu mübarek bayramda islam alemine yapılmış demektir saddamı asanları ve astıranları hep beraber kınıyoruz
Ne olursa olsun idam savunulacak bir şey değil.
Tamam Saddam Sütten çıkmış Ak kaşık değildi...
Ama Amerika ve İngiltere'den İYidir..
Bir Tiranın günahlarıyla, sevaplarıyla (varsa tabi) yeryüzünden silindiği an... Zulüm ile abad olan ancak zulmet ile ölür... Binlerce evladını yitiren ananın, binlerce babasını yitiren öksüzün beddualarının sonucu bu olsa gerek...Ancak içimi acıtan bir hadise vardır ki oda bu işi şerefsiz ve satılık eller değilde gerçek Irak halkı yapsa idi...Tiranlarını kendileri elleriyle boğsa idi...
http://www.haber7.com/haber.php? haber_id=208730
herkes 'iyi mi oldu, kötü mü? ' konusunda yeterince fikir beyan etmiş zaten. ben, çocukların uyanık olduğu ana haber bültenleri saatlerinde idamı an be an, hiç çekinmeden gösteren tv lere takıldım! çocuklarını tv karşısından uzaklaştırmayı kaç aile akıl edebildi acaba? ?
'kurtlar vadisi' belasından sonra okullarda yaşanan olayları hepimiz gördük.
şimdi de ipte sallandırılmış lise öğrencilerimi bulacağız köşelerde!
bravo diyor, ayakta alkışlıyorum (!)
uyan türkiyem uyan! ! !
uyan müslüman kardeşim uyan! ! !
bugün,bir şeylerin farkına (artık) varma günüdür! ! ! !
Büyük Ordadoğu projesi... sıra bize geliyor.
İran-Irak savaşının yapılmasını isteyen, görünürde olmayan ama savaşı elinde (gizli kollarla) oynatan ABD nin amacı önce bizleri birbirimize katıp zayıflatmak,sonra içimizde kargaşa yaratıp güçsüz bırakmaktı...devamı var elbette. nitekim başlangıç güzel oldu, ırağı zayıflattı,saddamın idamıyla ülkeyi ikiye bölüp iç savaşı başlattı, çok değil, bir kaç zaman sonra tamamıyla elinde olacak ırak...Şii'ler, çok sevinmeyin, bu sizin için pek iyi olmadı,pişman olup arayacaksınız saddamı da çok geç olacak...
sonra iran sonra..... türkiye en sona kalsa bile mutlaka kendine düşen payı alacaktır.eğer biz hala salak salak tv başına gömülüp uyursak; uyanınca tepemizde şerefsiz bi ABD askeri görünce şaşırmayalım....
Independent gazetesi yazarı Robert Fisk, devrik liderin ABD ve İngiltere’yi ele vermemesi için apar topar idam edildiği görüşünde. Tüm gazeteler, Irak’tan idama gelen farklı tepkilerin ülkenin bölünmüşlüğünü gözler önüne serdiği konusunda hemfikir.
Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in idam edilmesi, dünya basınının manşetlerindeydi. İngiliz Independent gazetesi yazarı Robert Fisk, “Sırlarını mezara götürdü. Suç ortaklığımız da onunla öldü” başlıklı yazısında, idamdan ABD ve İngiltere’yi sorumlu tuttu.
http://www.haber7.com/haber.php? haber_id=208644
soru işaretinden sonraki boşluğu kapatın...
Merak edilmesin gerek Güney Kürdistan gerek Kuzey Kürdistan ve gerekse Doğu ve Batı Kürdistan illerinde yaşayan ve tarihinde uğradığı ihanetlerden haberi olan her Kürt evladı hiç bir ülkenin ve hiç bir adem oğlunun Kürtlere kara kaşlarının kara gözlerinin hatırı için destek vermeyeceğini gayet iyi bilmektedir, ne varki uluslar arası arenada söz sahibi olmak ve hedeflere ulaşmak için gerektiğinde başka ülkeler ile menfaatler oranında işbirliği yapılır..
Bknz: Kurtuluş savaşı sırasında Komünist Rusya'dan İngiltere ve müttefiklerine karşı kullanmak üzere silah yardımı alan Türkiye örneği...
ölümün soğuk yüzünü gördük...
kelime i şahadet i dahi tamamlamasına izin verilmeden asıldı...
önceki yazımda belirtmiştim ortadoğuda bi kahraman doğuyor..(hiç hak etmediği halde kahraman olacak)
ya bugünün bilançosu 103 ü sivil 5 i amerikan askeri olmak üzere toplam 108 insan...
zaten kan gölüne dönmüş ırakın kan denizine dönüştürecek bi eyleme imza attılar saddamı asmakla...
saddam ölümü hak etmişti de böyle olmamalıydı
geçmişte yaşanan olayların perde arkasida saddam la birlikte toprağa girdi....
Öyle ki Abdullah Ocalan elimizde koz olarak kullanılabilirdi..Kıssasa kıssas denilebilirdi..Biz sahip cıkabilirdik..Öyleki öldürdüğü katlettiği insanların sayısını bilmeyen.............ler ellerini kollarını sallaya sallaya dolasıp yedirilip beslenirken..Ve nice şehit evlatlarımızın arkasından vatan sağolsun diyen agızlar buna sus derken daha neler neler olur..ALLAH bilir..
Böyle bir devlet erkanına böyle bir diktatöre ve böyle bir şahsiyete bu ölüm yakısmadı..Irak'ın sonu pek hayır gözükmüyor..Öyle ki böyle bir milletle ancak ve ancak o başa cıkabilirdi..Dünya büyük bir ayıpla büyük bir kayıp verdi..Eminim ki onun ölümünün kurban bayramına denk gelmesi bir tevavfuktur.O bir şehittir ve milletinin kurbanı olmuştur..
Çok haklısın ALLAH SONUMUZU HAYRETSİN...
AVRUPA BİRLİĞİ AVRUPA BİRLİĞİ diye can atanlar...bu mu AVRUPA BİRLİĞİ? Böyle mi AVRUPA BİRLİĞİ? ? ? AVRUPA BİRLİĞİNde adam asmak var mı? Onu bırakın DİKTATÖR asmak var mı? hem de 24 yıllık....YAZAIKLAR OLSUN böyle Dünya'ya...AVRUPA BİRLİĞİ kınıyoruz dedi! ! ! kınamadan önce karşı çıksaydılar! ! ! (işlerine gelmiyor tabi) ABDULLAH ÖCALAN denen o ş....... niye idam edilmiyor? ? ?
TÜRKİYE GÖZÜNÜ AÇ SIRA BİZE DE GELECEK.....
Allah rahmet eylesin..
Yaptığı yanlış işler herkes tarafından kınanıyor olabilir, nitekim cezasını buldu... 'Milyonlarca cana kıydı' diye bilinçsizce eleştiriliyor. Abdullah Öcalan’ın yaptığı neydi? Peki Bush’un ve İsrail’in hala yapmakta oldukları ne? ? ? Onların idamını kim ve ne zaman yapacak? ? ? ...
Sonradan pişman olmuş olabilir; ama bu idamının önüne geçemedi. Son sözleri: 'Birlik içinde olun' du. Bunun farkında olan ve son anında söyleme gereği duyan düşünceli biriymiş...
Elinden Kuran-ı Kerim'i düşürmezmiş... Böyle birine can kıymak hiç yakışmıyor.Çünkü
Kuran-ı Kerim'de bu yazmıyor...Bizler Müslümanlığı, yani barışı seçmişiz.(Müslüman; Arapça “seleme” kökünden gelen ve 'barış' anlamında bir kelimedir.”İslam” da o kökten türemiştir.)
Asıl adalet haklı-haksız, Mahkeme –i Kübra da belli olacak,ancak o zaman görürüz idamının doğru olup olmadığını…
Ben üzüldüm idamına, ki gerçekten idam edildiyse...(!) çünkü bizler gördüklerimize inanırız; yani gördüklerimiz inandıklarımızdır ama bazen göremediklerimiz gerçek olanlardır...(!) anlayana...
Irak halkı SADDAM HÜSEYİN'i çook arıyacak.saddam hüseyin son nefesini verirken bile cesaretini gösterdi tüm dünyaya.kapak olsun BUSH'a.şu an da asıl asılması gereken biri varsa o da BUSH...IRAKta 700 bin kişinin katlinden asılması gerekiyo.Amerika ne hakla bi diktatörü yargılayabiliyor anlamış değilim! saddam hüseyin bi katil diil sadece ülkesine hainlik yapanları cezalandırıp öldürüyodu.unutmayın ki aynı şeyi kendi tarihimizdeki OSMANLI DEVLETİ de yapıyordu...-YAŞASIN SADDAM- KAHROLSUN BUSH...
git allah yolnu açık etsin ey cesur adam
var ulu divana resulun yanına heybetinle
boynun bükülmesin sakın
sen şerefinle yürüdün bu yolda
savunmadın kendini düzmece mahkemelerde
kafire tabi olmuş sözde hakimlere
siz satılmışsınız dedin cesurca o utanmaz yüzlere
sen kişiliğinle yürüdün bu yolda
birlik olun dedin halka her defasında
kovun dedin kafiri yurttan her haykırışında
şimdi sana gülenler öldü namuslu vicdanlarda
sen namusunla yürüdün bu yolda
darğacına giderken ölümü sevdirdin bizlere
ölüm neymiş dedin hain satılmış beyinsizlere
allah amacı uğruna ölmü kucakladın
sen cesaretinle yürüdün bu yolda
halkına karşı acımasız oldu ve bunu cezasını bence devrilerek ödedi. fakat o ülkenin halkı ülkesi işgal altında iken bi sürü coni namuslarına tecavüz ederken. eski liderlerinin aslımasını kutlamaları çok hazin bir durumdur. bütün yarılama döneminde hiç bir zaman ben böyleyim ben suçsuzum demedi. tek söylediği birleşin ve düşmanı ülkeden kovun oldu. dar ağacına giderken gösterdiği cesaret hayaralıkla ve gururla doluydu. onada bu yakışırdı. talabani ve onun gibi amerikan yandaşları ve vatan hainleri öldü esas saddam ölmedi. karılarını onlara peşkeş çekenler öldü bizim gibilerinin vicdanlarında. evet saddam ölmedi o hakka yürüdü. kişiliğinden taviz vermeden. o hakka yürüdü elinde kelamı allahı bırakmadan. o ölmedi onun aslımasını dört gözle bekleyen arap diktatörler öldü bizim vicdanımızda. ölmeyi hak eden o kadar diktatör varki. belki o sonuncu bile değildi. tamda mübarek bayramın arefesinde kutsal hacın zamanında yangından mal kaçırır gibi aslıması çok tarjik bir durumdur.. ey islam devletiyiz diyenler artık bırakın bu israil ve yahudi hizmetçiliğini. saddam 150 kişi için asılırken israilin işlediği milyonlaraca bebek için israilde kim yargılandı. artık siyonizim ve onun hizmetkarı olan kahpe abde yi def edin başınızdan yoksa sıra size ergeç gelecek bunu bilin.
asılmasını izlerken tüylerim diken diken oldu ne kadar kötü bir insan olursa olsun o ilmiğin boynuna geçirilişinde içim çok kötü oldu. amerika kendi yarattı kendi yok etti...
bir daha anladım k kim olursa olsun idama karşıyım.. allahın verdiği canı allahtan başka kimse alma yetkisnde olmamalı...
zamanında bi topluluğu peşinden sürüklemiş arabo-yudaik lider..
insan insandır iyi yada kötü...canı veren alır...nerde insan hakları..nerde idama karşı çıkanlar...tr de apo nun asılmaması için elinden geleni ardına koymayanlar saddam ın asılmasına büyük bir insanlık ayıbı dediler..ayıp ettiler doğru..kıyılması gereken onca cani varken..içlerinden ellerinde olana kıydılar..biliyorum hiç bir şey keşke geriye döndürmez zamanı..ama keşke döndürse...keşke gözümüzü açabilsek...keşke kıyılmasa canlara...keşke keşke keşke...
artık mefta diyebiliriz...
iranla savaşıp 8 yıl boyunca iki taraftan 1 milyon insanın ölümüne yol açmış, binlercesinin kaybolması,yaralanması sakat kalması,esir düşmesi işkence görmesi,parçalanmış aileler,
1991-2003 amerikan işgalleri ve gene 1,5 milyon ölü, yaralı, sakat kalan,yerinden yurdundan olan fakir insanlar,
baas rejiminin astığ kestiği yığınla insan. bunlara acımıyrosunuz da zevk için adam öldüren saddam hıyarına acıyorsunuz.yuh sizin insanlığınıza be.
SADDAM ASILDI…YA APO! ...
M.NİHAT MALKOÇ
Dünyaya adalet(!) dağıtan ve anti demokratik idarelerle yönetilen devletleri özgürleştiren(!) ABD yönetimi öncelikle Irak’ı özgürleştirdi. Ardından da bir zamanlar sadık adamı olan Saddam Hüseyin’i darağacına çıkardı. Tabiî ki Saddam darağacına havalanması, Bağdat’ı hâkim tepeden seyretmesi için çıkarılmadı.
Peki, bir zamanlar koruyup kolladığı, sadık eleman olarak çalıştırdığı Saddam’ı niçin yağlı urganla darağacında sallandırdı? Sebebi gayet basit… Saddam’ın son kullanma tarihi geçti de ondan. Bizler son kullanma tarihi geçen şeyleri ne yaparız? İmha ederiz. Çünkü onların kullanılması bünyeye zarar verir. ABD yönetimi de öyle yaptı. Bünyesi için zararlı gördüğü bir varlığı iktidardan uzaklaştırdı, bununla da yetinmedi, dünya dışına itti.
Bilindiği gibi Amerikan işgal kuvvetleri tarafından oluşturulan özel mahkeme devrik Irak diktatörü Saddam Hüseyin’i ölüme mahkûm etmişti. Kararın infaz edilmesi için bir aylık süre olmasına rağmen ABD’nin Saddam’ı karardan üç gün sonra, bazı Müslüman ülkelerin bayram, bazılarının da bayram arifesinde olduğu bir zaman diliminde ipte sallandırılması düşündürücüdür. Bu Müslümanlara bir çeşit meydan okumadır, ince bir mesajdır.
Irak’ta büyük bir bataklığa saplanan ve kurtulmaya çalıştıkça derine batan ABD, Saddam’ı asarak son kozunu da oynamış oldu. Fakat bu bence sonun başlangıcı olabilecek derecede tehlikeli bir eylemdir. Saddam’ın varlığının ortadan kaldırılması Irak’a huzurdan çok, huzursuzluk getirecektir. Bizde kanı kanla değil, kanı suyla temizlerler. ABD idam kararını infaz etmekle kanı kanla temizleme seçeneğini tercih etmiştir. Irak’ta bundan sonra daha çok kan dökülecektir. Temenni etmeyiz ama bunu yaşayan herkes görecektir.
Saddam’ın bağımsız Irak mahkemelerinin verdiği kararla idama mahkûm edildiğini söylemek saflık olur. Çünkü artık bağımsız Irak diye bir devlet yoktur. ABD’nin kurnazlık yapıp kendini bu işin dışında gösterme gayretleri beyhudedir. Saddam ABD’nin eliyle ve emriyle idam sehpasına götürülmüştür. Bunu anlamayacak ve bilmeyecek kadar saf olamayız. Bilinen o ki ABD eliyle iktidara gelen Saddam Hüseyin, yine ABD’nin emriyle iktidardan ve hayattan uzaklaştırılmıştır. Çünkü ABD’nin yeni stratejik planları bunu gerektiriyordu. ABD’nin menfaatleri dışında bunun altında başka sebepler aramak anlamsızdır.
Saddam, ABD tarafından yıllarca kullanıldı. Eline güç ve iktidar verildi. ABD yapımı silahlarla İran’a saldırdı. Fakat Saddam belli bir süre sonra elindeki gücün kendinden kaynaklandığını düşünmeye başladı. ABD’ye rağmen münferit davranmaya yeltendi. Tabir caizse dünyanın jandarmalığını tekelinde gören ABD’ye horozluk tasladı. Böyle yapmakla elindeki bombanın pimini çekti. Sonrası malum! ...
Saddam’ın halkına yaptığı işkenceyi, zulmü ve katliamı gören ABD, acaba otuz binin üzerindeki Türk’ün katili Abdullah Öcalan’ı niçin görmezlikten gelir? Saddam’ı darağacına gönderenler, niçin bebek katili bir vahşiye ölümü reva görmezler? Apo’nun öldürülmemesi için özel bir kanunla Türkiye’de idam cezasının kaldırılmasına zemin hazırlayanlarda nasıl bir hoşgörü ve vicdan anlayışı vardır? Bunu anlamakta hayli güçlük çekiyoruz.
Türkiye terör örgütünün elebaşı katil Apo’yu idam etse Batı ve ABD bir yerlerini yırtar. Dört koldan insan hakları yaygaraları koparmaya başlarlar. Türkiye’ye karşı ekonomik ve siyasi yaptırımlar yapmaya kalkarlar. Samimiyetten uzak sözleriyle mangalda kül bırakmazlar. Fakat kendileri bağımsız bir ülkeyi küstahça işgal edip o ülkenin liderini alaşağı edip kodese koyarlar. Daha sonra da düzmece bir mahkemeyle idama götürürler.
Türkiye gerçek anlamda ekonomik bağımsızlığını sağlayabilseydi bu ikiyüzlülerin oyuncağı olmazdı; doğru bildiğini tereddüt etmeden gerçekleştirirdi. Fakat malumdur ki para verenler bir zaman sonra da akıl veriyorlar. Akıl almak istemiyorsanız olur olmaz borçlanmamalısınız, kendi yağınızla kavrulmayı becermelisiniz. Yoksa çok daha emir alırsınız. Türkiye’nin bugün yaşadığı çıkmazın yegâne sebebi budur.
Türkiye olarak, Saddam’ı dünyanın gözleri önünde ipte sallandıran ABD’ye karşı Apo kozunu kullanmalıyız. Onlar Saddam’ı nasıl idam ettilerse biz de otuz bin masumun kanını akıtan, evlerine ateş düşüren Apo canisini İmralı’nın göbeğinde yağlı urganda sallandırmalıyız. Sonu ne olursa olsun bu riski göze almalıyız. Yeter artık, bıktık bu ikiyüzlü Batı’dan ve onun bir çeşit kopyası olan ABD’den… Artık bağımsız bir ülke olarak kendi kararlarımızı kendimiz vermek istiyoruz. Ancak bunu gerçekleştirebilirsek gerçek manada özgür oluruz. Yoksa anayasadaki ifadeler hayata yansımaz, iki kapak arasında kalmaya mahkûm olur. Biz de müstemleke ruhu içerisinde gerçek bağımsız olduğumuzu sanarak yaşar dururuz. Kavanozun dışını yalayanların bal yediğini iddia ettikleri gibi biz de sağdan soldan emirler alarak özgürlüğün(!) tadını çıkarır, öylece avunuruz.
Allah rahmet eylesin...
Gerekli gördügü yerlerde ülkesinin istikbali için pekçok düşmanının hayatını sonlandırmıştır.
Bazen keşke bizim ülkenin de yöneticileri onun kadar sağlam iradeli olabilse diyor insan
son çagrısı BİRLİK OLUN
Saddam Hüseyin'in asılması:
Dünyayı yönetmeye çalışan şerefsiz makamlardan aynı derecede değersiz halklarına noel hediyesi vermek için yapılması istenerek malum ülkedeki satılmış makamlara verilmiş şerefsiz bir emir ile yine aynı satılmış eller tarafından gerçekleştirilen ŞEREFLİ ve HAKLI BİR EYLEM dir....Zalimler için yaşasın cehennem.... ki zalimlerin uyruğu, dini, dili arasında fark gözetilmez....
saddam hüseyinin asılmasını kınıyorum ve islam alemine yapılmış büyük bir hakaret olarak görüyorum onu asan şerefsizler önce bi durup vatanlarına bakmaları lazım her gün ölen yüzlerce insann katilleri babasız meydana gelen şerefsizlerin şerefsizce irzlarına geçen amerikan itlerini değilde ülkesini korumaya çalışan bunu bazen zorbalıkla bazen öyle bazen böyle ama ülkesini şimdiki piçlerin y önetimiyle kıyaslanamıyacak kadar iyi yöneten bir liderdi
nu adamı asanı yarın ne bekliyor dersiniz arkadaşımızın birinin dediği gibi keser döner sap döner gün gelir hesap döner ve bu arada biz islam alemi böyle durup aval aval baktıkça bir gün sıra bizede gelicektir buna şüpeniz olmasın uyumayalım şimdi ıraktaki kardeşlerimimn intikam günü ırak ta oluk oluk amerikan,ingiliz ve her kim işgal gücü olarak orda bulunuyorsa hepsinin kellesi koparılmalı bu gün koparılmayan kelleler yarın bizim kellemizi koparı caktır...!
…VE SADDAM GİTTİ!
M.NİHAT MALKOÇ
Etme bulma dünyasıdır üzerinde yaşadığımız… Hayatta kaderin cilveleri bizleri zaman zaman hayretler içerisinde bırakacak şekilde cereyan ediyor. Zulüm, edenin yanında kâr kalmıyor. Haksızlık eden bedelini kat kat ödüyor. Zamanın hafızası her şeyi kaydediyor. Yeri gelince kayıtlar bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçiyor.
Saddam’ın idam haberi bana bu düşünceleri hatırlattı. Tikrit kentine 13 kilometre uzaklıktaki El-Avya köyünde çobanlıkla geçinen bir ailenin çocuğu olarak 1937 yılında doğan Saddam, yeni yıla giremeden 30 Aralık 2006 tarihinde henüz gün doğmadan Bağdat’ta boğazına yağlı urgan geçirilerek idam edildi. Böylelikle bir dönem hazin bir finalle kapandı.
Saddam ismi ‘karşı duran, göğüs geren kişi’ anlamını taşıyordu. Saddam Hüseyin de ismiyle müsemma bir kişi olarak ömrü boyunca hep karşı durdu, birilerine göğüs gerdi. Fakat karşı durduğu kesim hep gariban Irak halkıydı. Onun yiğitliği kendi halkına geçiyordu. ABD Irak’ı işgal ettiğinde bütün dünya Irak’tan canla başla direnmesini, adeta bir destan yazmasını bekliyordu. Saddam’ın askerlerinin ABD ordusuna karşı büyük hazırlıklar yaptıklarını sanıyorduk. Fakat düşündüğümüz gibi olmadı, Irak toprakları kısa zamanda düştü.
Saddam’ın idamla noktalanan hayatı ilginç kesitler içeriyor. Babasız büyüyen Saddam zor bir çocukluk devresi geçirdi. Siyasete ilk gençlik yıllarında bulaştı. Emperyalizme karşı cephe aldı, milliyetçiliği savundu. Baas Partisi’ne girerek kısa zamanda yükseldi. 1956 yılında henüz yirmi yaşında bıyığı bile terlememişken başarısız bir darbe girişiminde bulundu. Başbakan Abdülkerim Hassam’ı öldürmek için oluşturulan bir suikast örgütünün içinde yer aldı. Durumun açıklığa kavuşmasıyla yurdu terk etti. Baas Partisi’nin iktidara gelmesiyle geri döndü. Partiyle fikir ayrılığı doğunca hapse atıldı. 1968 yılında yapılan darbe Saddam’ı da hapisten kurtardı. Bundan sonra sürekli yükselmeye başladı. 1979 senesinde darbeyle iktidara el koydu. Artık güç kendisindeydi. Sesini çıkaranı gözünü kırpmadan öldürebiliyordu.
Saddam Hüseyin, 24 yıllık iktidarında çok kan akıttı. Irak’ı babasının malı gibi görüp şahsi tasarruflarda bulundu. Amerika’nın tahrikleriyle komşusu İran’a saldırdı. Sekiz yıl boyunca bir milyon Müslüman öldürüldü, kan oluk oluk aktı. Niçin? ..Bir hiç için! ....
Bunun yanında 1988 yılında Saddam yönetimindeki Irak güçleri Halepçe’de siyanür gazı kullanarak kadın-çocuk beş bin sivilin ölmesine neden oldu. Saddam kendi halkına kimyasal silah kullanmaktan çekinmedi. Daha sonra Kuveyt’i işgal etti. Bu esnada önüne gelen her yeri yağmaladılar. Ölüm azgın bir küheylan olup her yana pusu kurdu.
Saddam iktidarında her şey kapalı kapılar ardında gerçekleştirildi. Hiçbir zaman şeffaf bir yönetim anlayışı izlenmedi. İktidara yan gözle bakanlar ve Saddam’ı eleştirenler anında imha edildi. Şiiler ve Kürtler sürekli hedef seçildi. Bu kesimler devamlı işkencelere maruz bırakıldı. Öyle ki Irak halkına ait toplu mezarlar bile bulundu. Saddam en yakınındaki insanları, eniştelerini bile öldürmekten çekinmedi. Zalimlikte rakip tanımaz oldu.
Saddam iktidarı boyunca hep şiddet yanlısı oldu. Sözünden çıkmayanlar paşa gibi yaşadı. Ya direnenler, işte onlara hayat hakkı tanımadı. Gücünün sonsuz olduğuna inandı. Fakat her nedense bu yaptıkları bir kenara bırakılarak sadece Duceyl katliamı nedeniyle hakkında dava açıldı. Bu katliamda 148 Şii hayatını kaybetmişti. Irak’ın devrik Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, yargılandığı Duceyl davasında insanlığa karşı suç işlemekten 05 Ekim 2006 günü ölüm cezasına çarptırıldı. Neden Duceyl katliamından hüküm giydi de öteki suçları hiç telaffuz edilmedi? Bunun üzerinde durulması gerekir.
Saddam’ın Duceyl katliamından dolayı idam edilmesi bence manidardır. ABD bu davayla ve neticesinde aldığı kararla Şiilerle Sünnileri birbirine düşürme gayesi gütmüştür. Bu ABD’nin son oyunudur. Şii-Sünni ikiliği ve fitnesiyle Irak’ı bölmeye ve lokma haline getirip yutmaya çalışan ABD, son oyununu Saddam’ın infazıyla sahneye koymuştur. Irak halkının bu çirkin tezgâha gelmemesi gerekir. Fakat Irak’ta ufuklar puslu görünüyor.
Irak’ta Şii-Sünni oyunun içine İran ve Türkiye de çekilebilir. Çünkü Türkiye Sünnilerin yoğun olduğu bir ülkedir. İran ise Şiilerin egemen olduğu bir toprak parçasıdır. Türkiye Sünnilerin, İran ise Şiilerin hamiliğine soyunursa Türkiye ile İran durup dururken kapış(tırıl) abilir. ABD’nin bu fitnesine karşılık bu iki ülkenin dikkatli olması gerekir.
Son olarak şunu söylemek istiyorum: Şahsen Saddam’ın idamına üzülmedim, onun ABD’nin kanlı elleriyle küstahça idam sehpasına götürülmesine üzüldüm. Zira ABD’nin başı olan Bush’un eli Saddam’ınkinden daha kanlı, yüzü ise Saddam’ınkinden daha karadır. ‘Tencere dibin kara seninki benden kara’ misali… Saddam bütün kötülüklerine rağmen Müslüman bir insandı. Umarım tövbeyle arınarak Hakk’ın huzuruna çıkmıştır. Allah kendisine imanınca ve insafınca rahmet eylesin.
http://saddamhusein.lforum.net/
saddama yapılan şu mübarek bayramda islam alemine yapılmış demektir saddamı asanları ve astıranları hep beraber kınıyoruz
250 tane benzeri&dublörü olan adam..
Allah rahmet eylesin..
Allah belasini verdi! !
bu kadar aptal bir insan, kullanildi ve gonderildi......
herseye ragmen Talabani onun idam fermanini imzalamadi!
onu siiler ipe gonderdi.........araplar!